Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit Edgü | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Hakkari'de Bir Mevsim Kitap Bilgileri


Yazar: Ferit Edgü
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 30 dk.
Sayfa Sayısı: 194
Basım Tarihi: Ekim 2017
İlk Yayın Tarihi: 1977
Yayınevi: Sel Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789755708959
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Hakkari'de Bir Mevsim Kitap Tanıtımı


Hakkâri’de Bir Mevsim 40 yaşında! Ferit Edgü’nün eşsiz eserinin 40. yılını özel bir basımla kutluyoruz.

Türkçenin ustalarından Ferit Edgü’nün büyük eseri Hakkâri’de Bir Mevsim, ilk kez 1977 yılında yayımlandığında Türkçe yazında pek çok şeyi değiştirdi. Edebi kıymetinin yanı sıra o “uzak” coğrafyayı ele alışıyla, bölgenin okur nezdinde görünürlük kazanmasında mütevazı ama önemli bir katkı oluşturdu.

Japonca ve Çince dâhil birçok dile çevrilen, Türkiye’de olduğu kadar dünyada da ses getiren, aynı zamanda Erden Kıral yönetmenliğinde filme uyarlanarak, 33. Berlin Film Festivali’nde aralarında Gümüş Ayı’nın da olduğu 5 ödül kazanan eserin bu yıl 40. yılını kutluyoruz.

Yıllar geçtikçe gücünü, yitirmek şöyle dursun, daha da artıran Hakkâri’de Bir Mevsim, 40. yılı vesilesiyle özel bir basımla yeniden okurla buluşuyor.

Hakkâri’de Bir Mevsim, ciltli ve özel kâğıtlı yeni tasarımıyla raflarda.

“O”yu (Hakkâri’de Bir Mevsim) sadece gerçekçi bir roman olarak saymak yetmez, gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öyküdür bu. Ferit Edgü'nün gerçek bir yaşamı, bir roman yaşamına çevirmesindeki beceriye hayran oldum. Çünkü “O” gözlem gücünü anlatı ustalığından alıyor.
-Melih Cevdet Anday-




Hakkari'de Bir Mevsim Kitaptan Alıntılar


1. "Yalnızdım.
İçimde büyüyen boşluğun içinde yalnızdım."




2. "Yalnızdım.
İçimde büyüyen boşluğun içinde yalnızdım."




3. ""Yalnızdım.
İçimde büyüyen boşluğun içinde yalnızdım.""




4. "Yaşamak, yaşamayı sürdürebilmek için kişiliğini bulmak zorundasın."




5. ""Ne kadar kısa yaşıyoruz,
Ne uzun ölüyoruz.""




6. "Kitapları da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi?"




7. ""İstediğim, çocuklar ölmesin...""




8. ""İçimde garip bir duygu; sanki bir başkasının adına yolculuk ediyorum.""




9. "İstediğim, çocuklar ölmesin..."




10. "Bu kentte sığınabileceğim neresi var?"




11. "Sanki bir başkasının adına yolculuk ediyorum."




12. "Kendi dahil, kimseyi tanımayan ben."




13. "Kendime dedim ki:
Yenilme kendine."




14. "Bir tek şey istiyorum.
Çaresizliği yenmek."




15. "Kendime dedim ki:
Yenilme kendine."





Hakkari'de Bir Mevsim Kitap İncelemeleri


Adından da anlaşıldığı gibi kitap Hakkari'de geçen şiirsel bir roman. Adı ve nereden geldiği belli olmayan bir insanın orada öğretmen olarak kaleminden çıkan gelişi güzel notlar demek de kitap için daha doğru olabilir. Bazen üçüncü şahıs olarak anlatımlar var bazen birinci şahıs olarak bazen de monolog bir anlatım var. Ne kadar belli bir düzen içinde anlatım olmasada kitap sizi baya içine çekiyor.

Hakkari'nin konum açısından köşede dağlık bir bölgede kalması sonucu oluşan; zor iklim şartları, eğitim yetersizliği, sağlık hizmeti yetersizliği kısacası insanın temel haklarından mahrum kalma zorluğunu anlatan hatta bunu yaşatan bir kitap. İnsanların yaşadığı çaresizliği, sıkıntıyı, lisan uyuşmazlığını, töre gibi bir çok konuyu barındırıyor. Hiç oraya gitmesenizde sizi oralarda o soğukta gezdirip içinizi ürpetecek kadar gerçekçi.

Bence herkesin muhakkak okuyup, aslında konumun insan hayatına bir engel olmadığını, sadece insanın kendi içinin hayata engel olduğunu anlayabiliriz. Keyifli okumalar dilerim...

Eğer bir gün sizde bir yerlerde kaybolursanız ya da kaybolmak isterseniz geçmişi eşelemek yerine şimdiye odaklanmalısınız.
:¶ "Yolcu, bir gün yoluna yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine." (Syf:101)




Öğrencilik yıllarım hep Balkan ülkelerinin köylerinde geçti. Kışlar boyle yerlerde zor geçer. Hiç unutmam okula gidebilmemiz için dedem önden gidip kürekle okula kadar bize yol açardı,şimdilerde ise az kar yağsa Milli Eğitim Bakanlığı hemen okulları tatil yapar (eğitime ne kadar önemli verdikleri ortada) . Hastalandigimizda hep babaanne reçeteleri ile tedavi görürdük.Çünkü köyümüzde doktor yoktu, kış ta yolları kapattığı için bizler de şehirdeki hastaneye gidemiyorduk . Başka ülkenin başka bayrağın altında olmamıza rağmen hiç bir zaman dışlanmadım,hor görülmedim,sırf onlarla aynı mezhepten değilim diye aşağılanmadim. Bu kitapta kış konusunda da benzer konular mevcut olduğundan beni o yıllara götürdü.
Coğrafya kader derler ya çok doğru...
Gel gelelim bu ülkede işler pek te başka ülkelerde olduğu gibi yürümüyor.
Neden mi ;
Çünkü bazıları kendinden olmayanları insan yerine koymuyor .
Çünkü bazıları için sadece Türk olmak insan olmaktır.

Çünkü insan olabilmek ağır bir zanaattir ve herkes İNSAN olamıyor.

Doğuya sürgün edilen bir öğretmenin gözünden Kürt coğrafyasının sürgün kimliğine şahit oluyoruz kitapta .
Dip not ; şimdi biri çıkıp pkk ,terör vs. diyecek. Burdan cevap vereyim: sürünün içinde bir kaç yamuk çıktı diye tüm sürüyü görmezden gelmek insanlık dışıdır. Ona bakarsanız Türk'üm diye geçinenlerden de yamuk çıkar. Bu demek olmuyor hepsi kötü diye :))




ARAŞTIRMA
Edebiyatın birçok alanında eserler vermiş ve eserleri birçok dile çevrilmiş yazar Ferit Edgü 1936 doğumludur. Özellikle öykü, deneme, roman ve şiir alanında önemli eserleri bulunmaktadır.
İlk olarak 1976 yılında ‘Kimse’ romanını çıkaran yazar, çıkışını ise 1977 yılında kaleme aldığı ‘O/Hakkari’de Bir Mevsim’ romanı ile sağlamış ve
Beyaz perdeye 1982 yılında aktarılmıştır.
33. Berlin Film Festivalinde ve 2. Akdeniz kültürleri Festivalinde ödül almıştır.

İÇERİĞİ
Kendini sürgün ya da kazazede olarak tanımlayan kitabın isimsiz kahramanı,
Hiç tanımadığı bir yöreye düşen, hayal meyal hatırladığı eski hayatını düşünmeye başlar. Eskiden bir kaptandır ve denizlerde seyahat etmektedir. Hakkâri’nin Pirkanis köyüne öğretmenlik için görevlendirilmiş
ve oradaki insanlara, onların kültürüne, diline ve zorlu doğa koşullarına olan yabancılığına tanık oluyoruz romanda .

Akıcı, öylesine şiirsel bir dille anlatılmış ki, nasıl başladım nasıl bitti anlayamadım.
Okurken hemen bitmesin istedim. Okuyup sonra da tekrar okumak istediğim kitaplardan biri tavsiye ediyorum.Normal de çok inceleme yapan birisi değilim ama kitap bunu fazlasıyla hak etti. Bir kaç alıntıyla da sonlandırmak istiyorum.

ALINTI
Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu
bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine.

Görünüşe hiçbir zaman aldanmamak gerek, vb. değil. Bana sorarsan,
insanın iç yüzü, dış yüzüne yansır.

Kendinden kaçma.

Ama ne yazık ki kaçmıyorum kendimden.
Tam tersine
kendi kendimin izi peşindeyim. Okuyucularına şimdiden keyifli okumalar dilerim:)




BİR YALNIZLIK DESTANI
~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^
Hakkâri'de bir dağ köyünde görev yapan bir öğretmenin hikayesi..
Öğretmen olmak yani “İnsan yetiştirmek” toplumun en zor işidir. Bu apayrı bir bilgi ve beceri ister. "İdealist"olmayı gerektirir, o yüzden öğretmenlik kutsaldır.
Hele ki kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ köyünde ,tek başına mücadele etmek, mesleğini sevmeyen bir öğretmen için çekilmez olur diye düşünüyorum.

Çocuklara dil öğretebilmek için ,ilk önce onların dilini öğrenen bir öğretmen..(Kendisini hem öğrenen ,hem öğreten olarak tanımlıyor )
İlaçsızlıktan ,salgın hastalıklardan ölen bebeler ..
Hayatlarında köylerinden başka bir yer görmemiş insanlar..
Karın üzerinde yalın ayak gezen çocuklar..

O kadar güzel bir kitap ki ,keşke daha önce tanışıp okusaydım diyorum. Şiir gibi bir anlatımı var .Tasvirleri, betimlemeleri harika. Okurken bazen düş ve gerçeği birbirine karıştırdım , dönüp dönüp okudum tekrar iyice anlayabilmek için. Filmi de varmış ama izlemeyi düşünmüyorum çünkü bana hissettirdikleri ,gözümde canlananlar o kadar gerçek ve o kadar etkileyici ki bunu bozmak istemiyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Alaattin geliyor. Gece .
Hoca, benim kardeş hasta, diyor. Ölecek.
İlaç vereyim mi? diyorum .
Hayır, portakal ver,diyor.
Portakal yememiştir hiç.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Keşke mümkün olsaydı da ; her satırını, bana hissettirdiği her duyguyu paylaşabilseydim.




Dağların arasındaki karlı şehir Hakkari adıyla müstesna, karların arasındaki yaşamlarla bütünleşmiş gibi hayatları yansıtan dağlar gibi kayaları aynalaşmış şehir...

Gerçeğin düşe dönmesiyle başlayan düşüşsel ve şiirsel yolculuk,

'yle tanışmaya nasip olan eseri

ve hayat...

Yazarın Bakış açısıyla başlamak gerek eserinde bakışların ikinci ve üçüncü şahıslara dönüştüğü, hayatların içindeki meseleleri empatiyle sınamakla bunu yalın bir dille anlatıya dönüştürürken karakterlerin içinde bu felsefeyi içiçe geçirerek eritmesi çok takdir edilesi...

Askerlik yerine sayılan öğretmenlik hayatını ve Hakkari sevgisini anlattığı eserinde, Öğretmenliğin ve öğretmenin idealist bir duruş gerektiğinin manifestosu gibi.hayatlarla karışmak, ölümlerle uykusuz kalmak, hayatlara umut olmak, zihinsel bir dönüşümle insanların içine yaşamın gerçekliğini aşılamak maddiyatla karşılanacak bir karşılığı olmadığı gibi maneviyatı da çok değerli bir hayatın herhaliyle bütünleşmiş bir yaşam ve o yaşamın sadece bir mevsimi, coğrafyaya yakışan en edebi mevsimde geçen bir roman....

Karların eriyerek dereleri taşırdığı gibi bir hal içinde kitabı okurken eridim ve Zap suyuna kattı beni bu eser,sert, delici ve buz gibi sularının eşliğinde ve sümbül dağının yansıttığı hayatların eşliğinde...



Zap suyunun sürükleyici kuvveti gibi bir dil ve anlatıyla birleştirmiş bu romanını ve bir an önce bitirmek istedim ve sinema uyarlamasını izlemek için sabırsızlanıyorum.başrolünü Genco Erkal'ın oynadığı filmi de izlemek nasip olur inşallah.

Empatili okumalar Herkese.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: