Hacı Murat Kitap Bilgileri
Yazar: Lev Tolstoy
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 40 dk.
Sayfa Sayısı: 165
Basım Tarihi: 6 Mayıs 2019
İlk Yayın Tarihi: 1912
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9789944883856
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Ciltli
Hacı Murat Kitap Tanıtımı
Tolstoy'un ölümünden bir sene sonra basılan son romanı Hacı Murat, hem savaş ve siyasetin doğası hem de iki farklı kültür ve dünya arasına sıkışıp kalmak hakkında bir hikâye.
Tolstoy, gerçek olaylardan esinlenerek yazdığı bu romanda, Rus İmparatorluğu'na karşı kanının son damlasına kadar kahramanca savaşmış Çeçen isyancı Hacı Murat'ın hikâyesini anlatır. Çeçen lideri Şeyh Şamil'e anlaşmazlığa düştükten sonra Rusların tarafına geçen Murat, çok geçmeden her iki tarafın da güvenini kaybetti€ini fark eder. Ruslar tarafIndan önce sıcak bir karşılama görse de, hemen sonras›nda casus olduğu ?üphesiyle hapse atılır. Karısı ve oğlunun Çeçenlerin eline düştüğünü öğrendiğindeyse, her şeyi göze alarak ailesini kurtarmak üzere yollara dü?er. Ortak bir amaç için sava?an iki adamı karşı karşıya getiren bu mücadele dolu hikâye, yüzyıllar öncesinden bugüne uzanan siyasi sorunların doğasına da ışık tutuyor.
"Tolstoy olmasaydı, edebiyat, çobanı olmayan bir sürü, içinden çıkılamaz bir kördüğüm olurdu."
-ANTON ÇEHOV-
(Tanıtım Bülteninden)
Hacı Murat Kitaptan Alıntılar
1. "“Tavşanlar, nasıl ederiz de kartalları kaçırırızın derdindeler oysa kartallar her gün birini götürüyor.”"
2. ""Bir eli yağda, bir eli balda değilsek bile, kimseye muhtaç da değiliz. Memnunuz hayatımızdan.""
3. "“Köpek eşeğe et, eşek de köpeğe ot ikram etmiş; ikisi de aç kalmış.”"
4. "- Canının sıkıldığı oldu mu hiç, Antoniç?
- Ne sıkıntısı?
- Benim bazen içim öyle sıkılır, öyle sıkılır ki, ne yapacağımı bilemem."
5. "“Bir eli yağda, bir eli balda değilsek bile, kimseye muhtaç da değiliz.
Memnunuz hayatımızdan. “"
6. "Boyun eğmiş gibi göründük ama aslında yalnızca fırsatını kolluyorduk."
7. "Köpek eşeğe et, eşek de köpeğe ot sunmuş. Sonunda ikisi de aç kalmışlar.
Her halkın kendi görenekleri güzeldir."
8. "yürüdüğünüz yol size doğru görünüyorsa, ne olursa olsun yürüyeceksiniz."
9. "Allah bilir. Allah ne derse, cevap odur."
10. "- Canının sıkıldığı oldu mu hiç, Antoniç?
- Ne sıkıntısı?
- Benim bazen içim öyle sıkılır, öyle sıkılır ki, ne yapacağımı bilemem."
11. "Arkadaki ayak daima öndekini izler."
12. "“Ölü toprağa verilir, bunlarsa alay ediyor…”"
13. "- Demek ayrılacağız, napalım hayırlısı. Acaba bir daha ne zaman görüşebiliriz?
Hacı Murad gülümseyerek:
-Dostlar birbirini bulur, dedi."
14. "Yarını düne bakarak tahmin edin."
15. "Yaralar merhemle değil onunla iyileşti."
Hacı Murat Kitap İncelemeleri
"Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir"
Açıkçası
, diğer
romanlarından biraz daha farklıydı. Kitabın olay örgüsü ve karakterlerin sayısı sınırlıydı. Ancak bu yine de romanın etkisini hiç azaltmadı.
Romanın ana karakteri Hacı Murat, Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Çeçen lideridir. Hacı Murat'ın hikayesi, Rus İmparatorluğu'na karşı olan mücadelesini ve sonunda Ruslara karşı koymak için onlarla ittifak yapmaya karar vermesini anlatır.
'un zengin atmosfer betimlemeleri, Kafkas dağlarının zorlu ve çekişmeli dünyasını canlı bir şekilde gözlerimin önüne serdi okurken.
Romanın sayfaları arasında gezinirken, hem karakterlerin hem de mekanların canlılığını hissettim.
"
", sadece savaş hikayesi anlatan bir roman değildir.
, olayların ötesine geçerek insanlığın doğasını, savaşın kötülüklerini ve insanların çıkarları uğruna nasıl manipüle edildiğini sorgular. Roman, Rus İmparatorluğu'nun Kafkasya halkları üzerindeki etkisini eleştirirken, aynı zamanda insanların içsel çatışmalarını ve ahlaki sorumluluklarını da irdelemektedir.
, savaşın insanlara nasıl acımasızlık ve yıkım getirdiğini, toplumun nasıl çürüdüğünü ve insanların ne pahasına olursa olsun güç arayışından hiç vazgeçmeyeceğini bir kez daha anlamamı sağladı.
Sonuç olarak
için bir başyapıt diyemesek de tarihi ve sosyal önemiyle okunması gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Hacı Murat/Tolstoy
Evetttt en bi çok sevdiğim yazar ve yeni bir kitabıyla selamlar. Onun hayatı sorgulamasını ve hayata bakışını çok seviyorum. Sevgiye olan inanılmaz bağını her kitabında okumak bana büyük keyif veriyor. Savaşa karşı olan duruşunu bu kitabında da görüyoruz.
Tolstoy bu romanında, Rus - Kafkas savaşlarını incelerken savaşın şiddeti , yaşam sevgisi gibi konuları işliyor.Bu iki olay arasında bağlar kuruyor.Çoğu yerde savaşın gereksizliği ve acımasızlığını anlatmaya çalışıyor. İşte tamda bu satırları okurken, eğer birde sizde onun gibi barıştan yana ve savaşın her türlüsüne öfke duyuyorsanız, yazarı çok seveceksiniz.
Tarih 1840-50 yıllarıdır, hikâyenin geçtiği yer Tiflis, Grozni , şimdiki Gürcü ve Çeçen şehirleridir. Her iki taraftan da kayıplar olmakta yaşamlar son bulmaktadır. Yazar, bu hayatları; yaşamak adına yapılanları kişilerin kendi halet-i ruhiyeleri üzerinde değerlendirmekte ve romana psikolojik bir hava katmaktadır.
Kitapla ilgili bu kadar bilgi yeterli diye düşünüyorum. Heyecanınız kaybolmasın ve zevkli bir okuma yapmanızı istiyorum.
Bu kitabı okurken yazara tekrar tekrar hayran oldum. Neden derseniz, yazarın savaşa olan nefretini bilmeyen yoktur bu yüzden midir bilmem milliyetçi bir tutum içerisine asla girmemiş ve olayları objektif bir açıdan okura yansıtmayı başarmış.
Gözü dönmüş Rus askerlerinin Çeçen halkını ateşe verdiği sahneleri yok saymadan olduğu gibi aktarması, onu daha çok sevmeme neden olmuştur. Tolstoy candır...
Onun kalemiyle acilen tanışmalısınız...
Kitapla ve sevgiyle kalın...
Eveeeetttt
Geciken bir incelemeden herkese merhaba
Aslında bu incelemeyi yazacağımdan benim bile haberim yoktu ndkdjsks çünkü uyku tutmadığı için yazıyorum şuan bunu
Kitabımıza gelecek olursak
Ben bu kitaba Hacı Murat ile Tolstoyu birleştiren ne acaba diye düşünerek başladım aslinda. Hala birleştirenin ne olduğunu anlayamadım bu arada xnxnskzn sadece tek anladığım hemen hemen aynı dönemlerde yaşadıkları ve Hacı Murat'ın Tolstoyda bir iz bırakması.
İçeriğine gelecek olursak Hacı Murat Kafkaslarda yaşayan komutanlardan biri. Bir zamanlar Şeyh Şamil'in yanında görev alırken araları bozuluyor. Şeyh Şamil bunun üzerine kaçan Hacı Murat'ı yakalama emri çıkarıyor. O sırada Hacı Muratta Ruslara sığınıyor ve Ruslardan tek istediği de ailesini kurtarmak. Yani aslında Hacı Murat'ın Rusların arasında geçirdiği günler ve dönemin şartları anlatılıyor kitapta. (Sonunu söylemek istemiyorum şok olucaksinizzzz)
Benim değişik karşıladığım şeylerden biri de Tolstoyu okurken sanki içimizden biri yazmış hissiyatı aldım yani sanki hiç yabancı biri yazmamış gibi çok güzel Müslümanlığı ve Müslümanlık kimliğini işlemiş helal olsun valla.
Birde diğer aklımda kalan bir nokta Rusların arasında Hacı Murat'ın hep iyi konuşuluyor olması hep dürüst, nazik, saygılı, yardımsever birisi olarak gösteriliyor ve bu benim çok hoşuma gitti.
Son olarak övdüm bayağı kitabı ama okurken sıkıldım biraz dünya klasikleri pek bana göre değil sanırım :(((
Ama dünya klasikleri okumayı sevenler kesinnnn okuyunnnn
Hoşçakalınnnnn :))))
Lev Tolstoy'un
kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu. Bu kitabı il halk kütüphanesinde gezinirken ismi dikkatimi çekince okumak istedim. Bir Rus yazar Müslüman bir adamı yazıyordu, nedir diye merakımı celbetti. Tabi hem kitabı okumadan önce hem okurken ve hem de okuduktan sonra ayrıca araştırmalarımı da yaptım. Dergipark, İslam Ansiklopedisi ve ChatCPT verileriyle kitabı da birleştirerek çok güzel sonuçlara ulaştım. Ayrıca kitapta mekan olarak geçen Kafkas beldeleri, benim üzerinde çalıştığım Osmanlı Arşivleri'nden aşina olduğum yerlerdi. Okurken o dönemi tekrar etmek güzel bir his oldu benim için.
Gelelim incelememe. Kitabı genel anlamda beğendiğimi ifade etmeliyim. Ancak benim kitaptan beklentimi tam karşılamadı. Ben Hacı Murat'ı daha derinlemesine okumayı hayal etmiştim. 25 bölüme ayrılan kitapta bazı bölümlerde çok başka karakterlerden bahsediliyor. Ancak bağlamları geçişleri beklediğim gibi kuvvetli değildi. Bunun dışında Hristiyan bir yazarın iki Müslüman karakteri kaleme alması da dikkat çekici. Aslında bir nebze İslam ümmeti arasındaki kopukluğu anlatmış kalemiyle. Zira Kafkas Kartalı Şeyh Şamil ve onun naibi Hacı Murat ilkin birlik ise de sonradan çeşitli sebeplerle ayrılıyorlar. Ruslara sığınan Hacı Murat, Ruslardan da aradığını bulamaz, hayatını kaybeder. Kitabın sonunu bilsem de okurken üzülmeden edemedim. Toparlayacak olursak genel anlamda beğendim, tavsiye ederim.
Öncelikle kitabın başında geçen şu cümleyi sizinle paylaşmak isterim:" İnsanoğlu her şeyi yenmiş, milyonlarca otu, bitkiyi, canlıyı yok etmiş ama bu deve dikeni hâlâ direniyor!" Tolstoy etkileyici bir şekilde kitapta yazdıklarını bu cümleye sığdırmış. Hacı Murat, Tolstoy’un ölümünden sonra yayımlanan kitabı. Gerçek olaylardan esinlenerek yazdığı bu kitapta Çeçen lideri Şeyh Şamil ile onun önemli komutanlarından biri olan Hacı Murat’ın hikâyesini anlatır. Şeyh Şamil'in sağ kolu olarak bilinen Hacı Murat'ın kısa hayat hikâyesinin anlatıldığı bu eser, aslında Rusya'ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren Çeçen halkı başta olmak üzere tüm Kafkasya'nın da hikâyesi. Tolstoy’un bu eserinde Kırım Savaşına dair gözlemlerini de görmemiz mümkün. Tolstoy eserinde “Deve Dikenini” aslında Kafkas halkına binayen bir metafor olarak geliştirmiş diyebiliriz. Kafkas halkının dik duruşunu, azmini ve mücadelesini sembolik olarak ifade etmeye çalışmıştır. Akıcı bir üslupla kaleme alınan eser 19. yy. Rusya’sı ve Kafkas toplumlarına dair siyasi ve sosyal anekdotlar da içermektedir. Genel olarak kitabı şöyle özetleyebilirim: Şeyh Şamil ile arası bozulan Hacı Murat'ın Ruslara sığınmasına rağmen ailesi Şeyh Şamil'in elindedir ve ailesini kurtarmak için yaptığı tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlanır. Kitapta yer yer savaşın acımasızlığından da söz edilmektedir. O dönemin atmosferini görebilmek için okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.