Güvercin Kitap Bilgileri
Yazar: Patrick Süskind
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 43 dk.
Sayfa Sayısı: 96
Basım Tarihi: 18 Ocak 2018
İlk Yayın Tarihi: Aralık 2011
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789755102122
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Güvercin Kitap Tanıtımı
Daha önce yayımladığımız ve aralıksız yeni basımlarını yaptığımız Koku adlı romanıyla, bütün dünyada olduğu gibi yurdumuzda da alışılmadık kalabalıklara ulaşan genç Alman romancısı Patrick Süskind´in bu ikinci romanını, Güvercin´i de yine usta çevirmen Tevfik Turan´ın Türkçesiyle sunuyoruz. Bu kısa romanın başkişisi Jonathan Noel, olaylardan kaçan, içine kapanık, sıradan bir insandır. Yıllardır bir bankanın bekçiliğini yapmaktadır. Bütün yaptığı da bankanın müdürünü karşılamak, arabasının kapısını açmaktır. Paris´te bir çatı katında yaşamakta, bu katın sahibi olmaya çalışmaktadır. Ama bir gün karşısına çıkan bir güvercin, bu sıradan insanın tekdüze yaşamını altüst eder. Patrick Süskind, gerçekten okutmasını bilen usta bir yazar. Koku gibi Güvercin´i de bir solukta büyük bir ilgi ve keyifle okuyacağınızdan hiç kuşkumuz yok.
Güvercin Kitaptan Alıntılar
1. ""İnsanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin ancak onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı.""
2. ""Her ne kadar evliliğin nasıl bir şey olduğunu ancak pek kaba çizgileriyle tasarlayabiliyor idiyse de, özlediği tek şey olan o tekdüze dinginliğe, olaysızlığa sonunda bu yoldan kavuşabileceğini umuyordu ya.""
3. "Belki de sırf ölmek için gelmişti..."
4. "Yürümek yatıştırır."
5. "Bir kereden bir şey olmaz."
6. "İnsanları sürekli gözleyen insanlardı."
7. "Yürümek yatıştırır. Yürümede sağaltıcı bir güç vardır."
8. "Özgürlüğü kişinin elinden alınmışsa o zaman hayatın hiçbir anlamı kalmazdı."
9. "Niye bu kadar sırnaşık oluyor bu insanlar?"
10. "Bir anlık bir şeydi insanın yoksullaşıp düşmesi! Bir anlık bir şeydi kişinin öz. varlığının görünüşte sağlam taşlarla örülü temeli!"
11. "suda erimek üzere bir buz parçasının üzerinde yürüyen birisi gibi batıyor hissetti kendini."
12. "Jonathan Noel bütün bu olup bitenlerden, insanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin ancak onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı."
13. "İnsanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin ancak onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı."
14. "Çocukluk günlerinden bu yana bir daha hiç yapmadığı bir şey yaptı, dua etmek üzere ellerini kavuşturdu, “Tanrım Tanrım,” diye yakardı, niçin terk ettin beni?"
15. "Oda , güvenli adasıydı bu güvensiz dünyada..."
Güvercin Kitap İncelemeleri
Hepimizin hayatında tahammül sınırlarımızın zorlandığı günler vardır ve bu günler nedense anlamsız bir şekilde, anlamsız bir nesneyle veya bir olayla başlar. Bu öyküde de kurban bir güvercindir. Öyküde kısa bir hayat hikayesinin ardından kahramanımızın başına gelen olaylar anlatılmış.
Hayat hikayesine bakıldığında kahramanımız, küçük yaşlarda ailesi parçalanmış, sürekli başkalarının yönlendirmesiyle yaşamış ve toplumla bütünleşememiş bir profil çizmekte. Şimdiye döndüğümüzde kahramanımız yalnız ve düzenli yaşayan, çareyi insanlarla muhatap olmadan yaşayarak bulan bir tip. Bir bankada bekçi olarak görev yapmakta. Yaşadığı evi de her şeyden çok benimsemiş ve sığınağı olarak görmekte.
Bir sabah her zamanki rutin işlerini yapmaya başlayacakken kapıyı açtığı anda gördüğü güvercin ile birlikte o günü birbirinden farklı şanssızlıklarla geçer. Adeta sabrı sınanır. İnsanlarla her zamankinden daha fazla muhatap olmak zorunda kalır. Olayların akışında kahramanın düşünceleri, yaşadığı çıkmazlar ve çelişkiler net bir şekilde anlatılmış. Okurken birden kendinizi pantolonunuz yırtılmış gibi veya daracık bir odada sıkışmış gibi hissedebiliyorsunuz. Kahramanımız gün sonunda insanlardan sıyrıldığında içindeki rahatlamayla tekrar evine döner.
Merak edenler için kitabın linkini buraya bırakıyorum.
Sonda söylenecek sözü başta söylemek isterim: Okunması ve anlaşılması gereken bir eser olduğu kanaatindeyim.
Güvercin mi onca olana sebep yoksa Jonathan Noel'in güvercine atfettiği anlam mı? Elbette ki anlam... ve bir anlam, tüm hayatı değiştirmeye yeter.
Kitap kahraman üzerinden hazin bir geçmişle başlıyor. Çoğumuzun hoşuna gideceği, hep sürmesini isteyeceği kısım da tam olarak burası. Hızlı bir girişle beraber kitap ortalara doğru yavaşlıyor, yavaşlıyor, yavaşlıyor... Müthiş iyi tahlillere sahip kitapların yazgısı bu biraz, anlaşılır bir durum bu yüzden.
İnsan dünyaya değil, bir ülkeye, bir şehre, bir mahalleye ve o mahalledeki bir eve, o evin duvarları arasına değil, tam olarak kendi içine sıkışır, ancak kendi içinde kapana kısılır. Jonathan Noel de tam olarak bunu yaşıyor. Onun tek istediği, dünyanın bütün yılanlarının ona dokunmadan var olması. Varlar ya da yoklar, mühim değil, yeter ki dokunmasınlar ona. Başını sokacak ve onu terk etmeyecek bir mağarası olsun yeter, kimseye ihtiyacı yok... zira insanlar insanları terk eder ama bir ev insanı terk edemez. Kahraman tam olarak bu yüzden evine, odasına gönülden bağlı.
Derken bir anda davetsiz bir misafir çıkagelir, işte o zaman olanlar olur...
Obsesif-Kompülsif bir kişiliğe iyi bir bakış açısı...
Keyifli okumalar...
GÜVERCİN
“İnsanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin ancak onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı.”
Bir güvercin bütün hayatımızı değiştirebilir mi? Güvercin midir hayatımızı değiştiren yoksa o güvercine yüklediğimiz anlam mı?
Patrick Süskind, Koku kitabının yazarı. Bence biliyorsunuz, biliyor olmalısınız neyse öğrendiniz işte:) Yine bir öneriyle okumuş ve beğenmiş olduğum bir kitap oldu Güvercin.
Jonathan Noel, kahramanımız. Geçmişine de değinerek bir gününe şahit oluyoruz. İkinci dünya savaşının olumsuz etkilerinden payını alıp kimsesiz kalanlardan biri olmuştur. Artık tek başına yaşayan, sıradan, tekdüze bir hayata sahip, tek amacı içinde yaşadığı çatı katının sahibi olabilmektir. Çünkü huzuru ve mutluluğu ve aradığı güvenli ortamı oluşturması,burayı satın almakla gerçekleşecektir.
Bir sabah karşılaştığı o güvercin, bütün hayatını değiştiriverir. Bütün düzeni bozulur. Telaşa kapılır güvercini görünce ve ufak çaplı kriz bile geçirir. Aslında güvercin değil güvecine yüklediği anlamdır hayatını değiştiren. Çünkü şimdiye kadar planlı yaşayan, rutinlerinin dışına çıkmayan, ve bu hayatından gayet memnun olan Jonathan’ın karşısına çıkan bu güvercin tüm işleyişi bozar.
Aslında bir varoluş, kendini arayış öyküsü de diyebiliriz bu kitap için. Koku kitabında da karşılaşmıştık bu varoluş mücadelesiyle…
Bu arada son kitap alışverişim hep bir varoluş mücadelesi veren eserler olmuş şimdi fark ettim :))
Baş karakter Jonathan Noel, hayatını neredeyse yok gibi yaşayan bir adam. Dış dünyayla bağı minimumda, duygularını bastırmış, sıradanlığı bir kale gibi koruyan biri. Ancak bir sabah kapısında beliren bir güvercin tüm dünyasını yerle bir ediyor. Dışarıdan bakan biri için bir kuşun yol kapatması önemsiz bir ayrıntı gibi görünebilir ama Jonathan’ın iç dünyasında bu olay bir deprem etkisi yaratıyor.
Hepimizin hayatında, kontrol ettiğimizi sandığımız bir düzen var. Bazen küçücük bir olay – bir arama, bir mektup, bir bakış, bir güvercin – tüm bu düzeni altüst edebilir. Jonathan’ın yaşadığı korku, sadece kuş korkusu değil; yaşamın öngörülemezliğinin ve kendi güçsüzlüğünün çıplak yüzüyle karşılaşmak. Bu atmosferde yazar, adeta bize şöyle fısıldıyor: “Hadi dürüst olalım, sen de hayatını kurduğun o küçük düzenin bir anda yıkılabileceğini biliyorsun, değil mi?”
Jonathan’ın yaşadığı kriz, modern bireyin ruhsal kırılganlığına dair evrensel bir temsil. İçimizde büyüttüğümüz küçük korkuların, bastırılmış travmaların, birikmiş çaresizliklerin nasıl da tetiklenebileceğini gösteriyor. İnsan olarak her birimiz, bir gün o güvercinin gelip rutinimize konmasından korkuyoruz aslında.
Süskind bize doğrudan umut vaat etmiyor. Hayat bazen sadece devam ediyor; biraz daha yıpranmış, biraz daha farkında olarak. Değişim çoğu zaman çirkin, rahatsız edici ve kaçınılmazdır.
İşte bu yüzden Güvercin, kısa olmasına rağmen, insanın iç dünyasına attığı yumruk kadar etkili.
️Hayatında hiçbir heyecan olmayan, tekdüze bir yaşam süren banka bekçisi Jonathan Noel'in bu monoton yaşamı kaldığı küçük dairenin kapı eşiğinde güvercin görmesiyle bir anda altüst olur. Bundan sonra ne yapacaktır Jonathan, dairesini terk edip başka yere mi yerleşecek, farklı çözüm yolları mı arayacaktır?
️Dış dünyaya karşı Jonathan'ın tavrını; kitabın daha ilk sayfalarında, "...insanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin ancak onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı." [syf.11] cümleleriyle anlıyoruz. Yani kendisini o kadar kapatmış ki dünyaya bir kuşa bile tahammül edemiyor.
️Aslında küçücük bir güvercin insan hayatını ne kadar değiştirebilir diye sormadan edemiyor insan;ancak burda üzerinde durulması gereken güvercin değil, insanın alışkanlıklarını değiştirecek ya da rahatını bozacak şeylere karşı alınan tavır, dış faktörlerin hayatı hangi manada etkileyebileceği.
️Dünyaca ünlü Koku romanının yazarı tarafından kaleme alınmış bu eseri kimin yazdığına bakmadan okusam eminim Patrick Süskind tarafından kaleme alındığını kahraman tahlilinden anlayabilirdim. Koku romanında canavar ruhlu Süskind'in fantastik dünyası ile kendisini dış dünyadan soyutlamış Jonathan'ın dünyası, ruhsal analizleri bir noktada birleşiyor çünkü.
️Zevkle sıkılmadan okunacak, etkileyici, güzel bir eser. Tavsiyemdir dostlar.
Puanım : 8/10