Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Gün Doğmadan - Sezai Karakoç | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Gün Doğmadan Kitap Bilgileri


Yazar: Sezai Karakoç
Tahmini Okuma Süresi: 19 sa. 26 dk.
Sayfa Sayısı: 686
Basım Tarihi: Ocak 2023
İlk Yayın Tarihi: Aralık 2003
Yayınevi: Diriliş Yayınları
ISBN: 9789264552654
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Gün Doğmadan Kitap Tanıtımı


Rüzgar

Uçurtmamı rüzgar yırttı dostlarım
Gelin duvağından kopan bir rüzgar.
Bu rüzgar yüzünden bulutlar yarım
Bu rüzgar yüzünden bana olanlar

O ceviz dalları, o asma, o dut,
Gül gül, mektup mektup büyüyen umut..
Yangından yangına arta kalmış tut.
Muhabbet sürermiş bir rüzgar kadar.




Gün Doğmadan Kitaptan Alıntılar


1. "İçimde ölen öldü, kalan kaldı, ben aynı."




2. ""Doktor istemem, annem gelsin.""




3. "Sakın kader deme
Kaderin üstünde bir kader vardır"




4. "Sen Cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat..."




5. "Günaydın bütün insanlar!"




6. "Beklemek, neyi beklediğini bilmeden."




7. "artık kendimize bile o kadar yakın değiliz."




8. "Bütün İstanbul şahidim
Ben kandan elbiseler giydim
Bundan senin haberin var mı"




9. "Sen Cuma gününün hürriyet kadar
Kutsal olduğunu onlara anlat"




10. "Artık kendimize bile o kadar yakın değiliz."




11. "Umutsuzluğun şahdamarındayız."




12. "İçimde yaman tutuk bir şair doğuyor,
Tut elimden..."




13. "Ben onun sılası, kendimin gurbetiyim."




14. "Karşılıksız çarpmayı bilmez mi senin kalbin"




15. "Artık kendimize bile o kadar yakın değiliz."





Gün Doğmadan Kitap İncelemeleri


Şairin uçurtmasını yırtan bir rüzgarla başlıyor her şey. Ne oluyorsa bu rüzgarla oluyor. Önce şairi alıp tarif edilmez güllerin yankısı gözlere vuruyor. Şair bu gözleri, ölenlerin bir zamanlar niçin yaşadığını anlaması için bir gün kendi gözlerine bakmaya davet ediyor. O gözler şairin gözlerine bakmayınca; rüzgar, bir deniz kıyısında anlaşılmaz seslerle şairin şahdamarına giriyor. Başını Hızır’ın dizinde gören şair, kapkaranlık bir kuyu olarak başlayan bir uykuya düşüyor. Tam kırk saat boyunca berrak rüyalardan geçip de dirilince, gördüğü rüyaların hakikatlerini aramak için Tâhâ'nın kitabına uzanıyor. Dünyanın başlangıcından yaşadığı âna kadarki zaman içinde kelimelerle gezinen şairimiz; diyarlardan, hanlardan, elçilerden aldığı gülleri muştu gibi biriktire biriktire yaşadığı zamana geri dönüyor. Artık muştuları dile getirmenin vakti de gelmiş olunca, kaleminden bir adağın kanı gibi dökülen sözleri kendi zamanına adıyor. Sevincinden ayinler, kutlamalar yapan şair, davetlilere ilahi çeşmelerden şaraplar sunuyor. Ayinler bitince, bir gelin duvağından kopup da onu buralara kadar getiren rüzgara borcunu ödemek adına -çünkü rüzgar olmasaydı aşk olmayacaktı- tekrar açıyor defterini ve aşkın kitabı olan Leyla ile Mecnun’a son kez gerçek anlamını veriyor. Ateşle dans ede ede bu ödevini bitirdiğinde ise, artık alınyazısının saati çalmaya başlamıştı. Artık rüzgar ait olduğu yere gidecek; şair dünyayı en büyük şiirden mahrum bırakacaktı.

Rüzgar belki de içimizdeki ruhtur; Allah’ın nefesi…




Sezai Karakoç'ta aşk
Aşkı dünyevi ve ilahi olarak ikiye ayırırsak şiirinde aşkı tanımlamasıyla dönemi içerisinde herkesten farklı bir çizgide ilerleyen Sezai Karakoç’a göre dünya hem aşkın hem de aşksızlığın mekânıdır. Bu sebeple yeniden doğmak için sevmek gerekir. Çünkü Karakoç’a göre sevmek, yeniden doğumdur. Bu bağlamda onun çoğu şiirinde kadın imgesini sembolleştirdiği Leyla da sevmenin hem nesnesi hem de öznesidir. Bir başka deyişle Leyla seven ve sevilendir. Ancak büsbütün soyut bir tasavvur da değildir. Canlı, yaşayan biri olarak tasavvur edilir. Bütün hayatı anlamlandıran aşk, Karakoç’un şiirlerinde tıpkı gül gibi sembolleşmiştir. Daha ötede Karakoç’ta aşkın öznesi Allah’tır. Bütün şiirlerde söylediğim sensin/ Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin/ Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs’ın/ Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin/ Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için/ Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini/ Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini/ Ey gönüllerin en yumuşağı en derini/ Sevgili/ En sevgili/ Ey sevgili/ Uzatma dünya sürgünümü benim (İlk) Sezai Karakoç’ta kadın imgesi denince ilk akla gelen isimlerinden biri olan Leyla (ya da Lili) zamana umutla bakan şairin hemen yanı başındadır. Kadında var olan sonsuz gülümseme ve toparlanma ruhu, şairin insanlığa dair görüşleriyle paralellikler arz eder. “Monna Rosa” adlı şiiri aşk şiirleri içinde çok farklı bir yerde durur: Açma pencereni perdeleri çek/ Monna Rosa seni görmemeliyim/ Bir bakışın ölmem için yetecek/ Anla Monna Rosa, ben bir deliyim/ Açma pencereni perdeleri çek... (Monna Rosa)




Sezai Karakoç'un tüm şiirlerinin toplandığı bu kitabı büyük bir hayranlıkla okudum. Kitap on üç bölümden oluşuyor ve her bölüm kendi içinde şairin kendi dünyasından konuları ince bir işçilikle işliyor. Okurken o kadar çok satırın altını çizdim ki bunları bile bir kenara yazsam orta büyüklükte bir şiir kitabı oluverir. Ozanın şairliğinin büyüklüğünü anlatmaya gerek yok. O sadece bir şair değil, bir kütüphanedir ki bu kütüphane günümüz koşullarıyla anlaşılamayabilir. Belki İskenderiye kütüphanesi çapında bir ozanımızdır kendisi. O yüzden tarihten, mitlerden, medeniyetlerden okumalarla anca anlaşılabilir. Çoğu şirinde Doğu ve Batı medeniyetlerini ustaca karşılaştırmış ve değerlendirilmesi zor olan bu iki karşı medeniyeti şiirlerinde ustaca işlemiştir. Tabii ki bunda kendi düşünce dünyasından çeşitli izler görmeniz mümkündür. O medeniyetimizin eşsiz bir savunucusu olduğunu bu şiirlerinde bizlere tarihten örnekler vererek de anlatıyor. Hangi şiirini okusanız düşünce dünyanız genişliyor ve bu olaylar hakkında sizi derin düşüncelere itiyor. Kaleminin gücü hangi konuda yazarsa yazsın her mısrasında kendisini hissettiriyor. Bu kitabı öyle sıradan bir değerlendirmeyle anlatmanın mümkün olmadığı kanısındayım. Burada kısaca kitaba değinmek istedim. Yoksa her şiiri kendi içinde tahlil edilirse şairin mefkuresi daha iyi anlaşılacaktır.
Sonuç olarak şiir okumayı seven birisi olarak kitabı çok beğendiğimi belirtmekle birlikte şiir seven herkes bu kitaba bir şans vermeli diye düşünüyorum.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: