Gulliver'in Seyahatleri Kitap Bilgileri
Yazar: Jonathan Swift
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 12 dk.
Sayfa Sayısı: 360
Basım Tarihi: Şubat 2014
İlk Yayın Tarihi: 1726
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789750719493
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Gulliver'in Seyahatleri Kitap Tanıtımı
Gulliver'in Seyahatleri bireyler yerine zihniyetleri hedef alan bir hiciv yapıtından çocuk masalına, bilimkurgu türünün öncülü olmaktan modern romanın öncülü olmaya kadar farklı biçimlerde tanımlanıp algılanan bir yapıttır. Swift'in en başarılı romanı olarak kabul edilen ve hem insan doğası hakkında bir taşlama hem "seyahat romanları" parodisi olan yapıt, İngiliz edebiyatının klasiklerinden biridir. Kitabın bir klasik olmasındaki temel neden, farklı kişilere farklı yönlerden hitap edebilmesidir.
Kitabın yazılış öyküsü de ilginçtir. Jonathan Swift, Alexander Pope, John Gay, John Arbuthnot, Henry St. John ve Thomas Parnell'in "Scriblerus Kulüp" adıyla oluşturduğu topluluğun amacı, popüler kitapların edebiyatı istismar ettiğini ortaya koymak, bunu da hiciv yoluyla gerçekleştirmekti.
Yazarlar arasındaki işbölümünde Swift'e düzmece "seyahat hikâyeleri"ni taşlamak görevi düştü.
Kitapta, Avrupa'da zamanın hükümetleriyle dinler arasındaki farklara yönelik taşlamanın yanı sıra, insanın yolsuzluğa, ahlaksızlığa eğiliminin irdelenmesi ve "eski ile modern"in karşıtlığı tartışması yer alır.
Gulliver'in Seyahatleri Kitaptan Alıntılar
1. "Bu iğrenç hayvanın tam bir insan şeklinde olduğunu görmekle duyduğum dehşet ve hayreti anlatamam."
2. ""...bol bol kitap okuyarak kendimi geliştirmeye devam ettim.""
3. "İnsanların, aksaklıklarını örtmek için takındıkları ihtişam ince bir cila tabakasından başka bir şey değildir. Hele ruh ve bedenden yana bunca çarpıklıklarına, bunca zaaflarına göz yumarak gururlanmak tam çılgınlıktır. Bu yol insanlığı yok olmaya götürür, insanlar için biricik kurtuluş yolu; ne olduklarını bilmek, bütün hareketlerini fazilet ve aklın buyruklarına göre ayarlamaktır."
4. "(...) yaşadıklarım beni oldukça yormuştu (...)"
5. "Dünyaya gerçek bir dahi geldiğinde onu şu işaretten tanıyabilirsiniz: Tüm ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir."
6. "Hayalim gerçek oldu (...)"
7. "“Kadınlardan, güzelliklerine, giyinmedeki ustalıklarına göre vergi alınması gerektiği ileri sürülüyordu.”"
8. "Bir kimse kendine iyilik eden birine kötülük ederse, kendine hiç iyilik etmemiş olan insanlara kesinlikle kötülük edecektir..."
9. "Artık özgür bir adamdım."
10. ""Kibarlığım ve iyi huyluluğum sayesinde halk bana kısa sürede alıştı.""
11. "Şu var ki bütün dünyaya kapalı bir ülkede yaşayan, başka ulusların yaşayış ve görenekleri hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir kralın düşüncelerini hoş görmeliyiz.
Böyle bir bilgi eksikliği dar görüşlülüğe, önyargılara yol açar."
12. "Özgür ve mert bir ulusun köle olmasına hiçbir zaman alet olamayacağımı söyledim."
13. "İnsan düşmanlarını yalnızca kötülük yaparak edinseydi, hayat gerçekten çok kolay olurdu."
14. "Seçtiğimiz kimseler, kendi isteğimizle bizi yönettikçe kimden korktuğumuzu, kiminle dövüşeceğimizi bir türlü anlayamadığını söyledi."
15. "Birbirimizden nefret etmeye yetecek kadar dinimiz var, ama birbirimizi sevmeye yetecek kadar değil."
Gulliver'in Seyahatleri Kitap İncelemeleri
Dünyayı gezme ve yeni yerler görme isteği ve bunların verdiği heyecan yazarı yerinde durduramaz. Önüne çıkan her fırsatı değerlendirir ve maviliklere doğru yelken açar. İlk önce mini mini insanların olduğu bir ülkede soluğu alır. Burada dev olmanın verdiği farklılıkla ortama uyum sağlamaya, bu farklı kültürü benimsemeye, bulunduğu ortamın bir parçası olmaya gayret eder. Ta ki uyum sağlayamayıp gideceği gün gelene kadar.
İkinci durağı tam tersi bir konuma düşmesine vesile olur. Bu kez devlerin olduğu bir ülkede cüce olmanın verdiği farklılıkla mücadelesine devam eder.
Üçüncü durak uçan bir adadır. Alt tarafta yaşayanlarla üst tarafta yaşayanların mücadelesine tanık olur. Elinden geldiği kadarıyla bu kültür hakkında bilgi sahibi olur.
Son durak daha da gariptir. Atların insan pozisyonunda, insanların hayvan, yabani olduğu bir ülkeye düşer. Erdemi, doğruluğu, dürüstlüğü burada fazlasıyla görür. Kendi türüne karşı tiksinti duymaya başlar.
Geçen ay Robinson Crusoe okumuş; Avrupalı beyaz olmayı medeniyetle eşleyen ve geri kalan tüm ırkları vahşi, yamyam ve barbar olarak tanımlayan kibirli görüşlerinden rahatsız olmuştum. Jonathan Swift ise tam tersini yapıyor. İnsan ırkının en iğrenç yönlerini, medeni denilen ülkedeki toplumsal ve idari yozlaşmayı, herhangi bir yargı problemi yaşamayacağı şekilde öyle başarılı hicvetmiş ki tadına doyamadım.
Küçükken gazete kuponlarını toplayınca ince, resimli Güliver’in Gezileri kitapları verirlerdi. O zamanlardan hatırlıyorum da çok güzel olduğunu. Bu yüzden büyük bir heves ve istekle başladığımı söylemeliyim.
Kahramanımız Gülliver, dört farklı ülkeye seyahate çıkıyor.
İlk seyahat ettiği yer cüceler ülkesi Lilliput, ikinci ülke devler ülkesi, üçüncü ülke uçan bir ada ve son ülke ise atlar tarafından yönetilen bir yerdir.
İlk iki seyahatinde gerçekten çok eğlendim, bu seyahatleri çok sevdim. Cüceler ve devler ülkesinde yaşadıkları çok güzeldi Gülliver’in.. masal gibi bir anlatımdı, her şey kafamda canlandı. Çok hoşuma gitti gerçekten.. tam kitabı çok seveceğimi düşünürken.. üçüncü seyahat başladı ve çok fazla detay, ayrıntı vermeye başladı Swift. Ayrıca masal tarzından uzaklaşıp başka bir tarza geçiş yapmıştı. Eleştiri, hiciv.
Güzel bir masal gibi başlayıp sıkıcı olarak devam eden bir kitaptı bence Gülliver’in Gezileri.
Evet belki vermek istediği mesajlar derindi, anlamlıydı, dönemi eleştiriyordu, hükümeti eleştiriyordu fakat benim tarzıma pek uymadı diyebilirim. Son seyahati yine güzeldi ama ilk ikisine göre bir tık gerideydi. Ayrıca her seyahati dönüşünde ailesiyle yaşadıkları biraz duygusaldı. Karısının ve çocuklarının bu duruma anlam verememesi.. Gülliver’in kendini artık evinde hissetmemesi vs…
Yine de okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum çünkü klasik bir eser. Bana hitap etmediğini söylemem gerekiyor ama..
Güliver'in Gezileri İngiliz edebiyatının köşe taşlarından biri sayılıyor. Oldukça garip bir kitapdır. Kısmen roman, kısmen avantür ve kısmen de bir hicivdir. Roman türünü doğuran kitaplardan biri olduğu için, kaçınılmaz olarak türün tüm kurallarını bünyesinde taşımaz. Çünküüü o kurallar Henüz ortaya konulmamıştır.
4 bölüme ayrılan roman, Güliver'in 4 macerasını anlatır. İlkinde Güliver bir gemi kazası sonucu cüce bir halkın yaşadığı Liliput Adası'na düşer. halkın sadece boyu değil aklı da kısadır. Zira bütün zamanlarını İncir çekirdeğini doldurmayacak saçma tartışmalara harcarlar.
Güliver'in 2.durağı Brobdingnag'dır. Burası ise devlerin yaşadığı bir yerdir. Güliver uygarlığın göz alıcı başarılarını anlatınca, sevler dehşete kapılır.
3. Maceranın derli toplu bir hikayesi yoktur. Temelde birbirinden kopuk ve ilk ikisinin felsefi ve hattâ coğrafi bütünlüğünün yanına bile yaklaşamayan kısa skeçlerden oluşur.
Sonuncusunda ise Güliver'i yabani Yahoo'ları şefkatle yöneten ve görünüşleri ata benzeyen bir halkın yaşadığı Houyhnhnms'ı ziyaret eder. Güliver utançla, Yahoo'ların insana benzediğini fark eder.
Kitabın bir roman mı, avantür mü yoksa hiciv mi olduğunun aslında önemi yoktur; hangi türde ya da dilde olursa olsun yazılmış en düşündürücü metinlerden biridir.
Jonathan Swift tarafından eleştirel bir dille yazılan Güliver’in Gezileri Neo-Klasik dönemin en önemli eserlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğunlukla çocuklar için yazılmış bir masaldan ibaretmiş gibi görünmesine rağmen yazıldığı dönemin ekonomik dini ve sosyal yaşantısını başarılı bir şekilde eleştirerek okura sunuyor..
Hem Güliver'in Gezileri romanına hem de Daniel Defo"nun Robinson Cruse'una ilham veren eser Endülüslü yazar İbn-i Tufeyl'in ünlü eseri olan Hay bin Yeksan'dır. Ben kesinlikle bu üç eserin okunması gerektiğini düşünüyorum. Güliver'in Gezileri çok geniş bir hayal gücünün ürünü diyebiliriz, ilk olarak cüceler , sonra devler, uçan ada diye tasvir edilen ve bana ufoları çağrıştıran uzaylılar, geçmişle bağlantı kurabilen büyücüler adası olarak anlatılmış zaman makinesi, konuşan atlar ve bütün bunların da birbirlerinden bihaber olması bana paralel evrenleri anımsattı, acaba ufolar, uzaylılar, zaman makineleri, insan başlı atlar bu kitaptan mı esinlenilerek uyduruldu diye de düşünmeden edemiyorum açıkçası.
Herkesin hayatının bir evresinde karşılaştığı bir kitaptır kendisi. Sakın çocukken okuduğunuzdan daha zor bir kitap olduğu kanısına varmayın. Su gibi akan, vaktiniz varsa bir iki günde bitirebileceğiniz kitap,keyifli okumalar...
Orjinal adı Guliver’s Travels olan kitabın yazarı bilindiği üzre İrlanda asıllı satirist yazar Jonathan Swift’tir. Benim okuduğum yayın iş bankası Hasan Ali Yücel Klasikleriydi (329syf), o nedenle ilk başta yazarın hayatı ve edebi görüşü hakkında dişe dokunur bilgiler mevcut. Bu yerinde ve elzem bilgiler ışığında ise eseri anlamakta ve yorumlamakta zorlanmıyor insan. O kısmı okumanızı ve sonrasında da yorumları size bırakıyorum :))
Esere gelecek olursak yine bilindiği üzere kitap dört bölümden oluşuyor. İlki Lilliput denilen cüceler diyarına düşen kahraman burada devasa boyutlarda bir dev olarak çıkıyor karşımıza. İkinci bölümde ise tam aksine bir cüceden daha küçük boyutlarda kaldığı devler ülkesi olan Brobdingnag de buluyor kahramanımız kendisini. Swift eserde detayları burada yer veremeyeceğim kadar çok hacimli ve kapsamlı işlediği için sadece ülkelere değinmekle yetineceğim. Üçüncü bölümde kahramanımız Uçan Ada anlamına gelen Laputa ülkesini tecrübe eder ve bu ada ülkesinin nasıl uçtuğunu da detayıyla bize aktarır. Son bölüm olan dördüncü bölümde ise artık erdem ve fazilet timsali olan Houyhnhnms’ ların ülkesinin güzelliklerini görürüz.
İncelemelerde birçok farklı görüş mevcuttur elbet ama en yaygın olanı bu gezilerle Swift’in satirik tarzda asıl kastettiklerinin dönemin yönetim ve sınıfsal farklılıkları olduğu yönündedir.
Her eserde olduğu gibi bu eseri de okumadan önce dönem özelliklerini ve yazarın hayatını detaylı bir şekilde incelemenizi tavsiye ederim…