Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Grapon Kâğıtları - Didem Madak | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Grapon Kâğıtları Kitap Bilgileri


Yazar: Didem Madak
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 2 dk.
Sayfa Sayısı: 72
Basım Tarihi: Ocak 2012
İlk Yayın Tarihi: 2000
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789753428767
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Grapon Kâğıtları Kitap Tanıtımı


Geçen yıl aramızdan ayrılan şair Didem Madak'ın yayımlanmış üç kitabı vardır: Grapon Kâğıtları, Ah'lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi. Bir süredir baskısı olmayan ve okurlar tarafından ısrarla aranan kitapların yeni basımını yaptık.
(Tanıtım Bülteninden)




Grapon Kâğıtları Kitaptan Alıntılar


1. "Keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım."




2. "Yokluğunda çok kitap okudum"




3. ""Güneşi özledim, sonra seni
Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.""




4. "Söz dedim, söz verdim
Yüzüme bir daha çiçekli masa örtüleri sermeyeceğim"




5. "İnanın kendimin
"Yokluğunda çok kitap okudum""




6. "Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum."




7. ""Yokluğunda çok kitap okudum""




8. "İnanın kendimin yokluğunda,
çok kitap okudum."




9. "Yokluğunda çok kitap okudum."




10. "kalbim anlatılmaktan usanmış.."




11. ""Hayatımın üstünde
imkânsız kuşlar uçuyor..""




12. "Dünya artık bir daha hiç
Bir okul çıkışı gibi kokmayacak mı?"




13. ""Yokluğunda çok kitap okudum""




14. "Sevinçli bir kalp sevinçli bir çocuğa benzer"




15. "“Ruhumu gömdüğüm yer hala belli.”"





Grapon Kâğıtları Kitap İncelemeleri


Kaldırım taşlarının kenarındaki boşluğu dolduran bitkilerin açan çiçekleri edasıyla Ruhumun kenar boşluklarda dizeler halinde açan çiçekler gibi

şiirleri...



adıyla müstesna bir şiir kitabı. Ah çocukluğumun okulda bayram zamanları katlayarak süs yaptığım grapon kağıtları bu kadar keskin bir kağıt olabileceğin aklımın ucundan geçmezdi. Şiirlerin her dizesinde bahsettiği "gerçekle alakaları tam" olan karakterlerin duygusunu hayatın içinden yaşayarak okura yaşatarak mısralarında ki duyarlılığın ve inceliğin böyle acıyla kanatacağını beklemediğim

..

Her mısra insanı bir yerlere götürür ya '

''ın mısralarında bana en fazla dokunan his bir yerlere değil, sadece bir yere yüreğime götürüyor, kısacık mesafeme en uzun yolculuğumu yaptığım hayatımında yer alan bütün duygularıma dokunuyor, Soluksuz bir eser okudum. Şiirlerine ara vererek okuduğum nadir şairlerden didem madak, verdiğim molada nefes alma ihtiyacı duyuyorum. Kitabın arka kapak yazısıyla bu kadar örtüşmesi içeriği itibariyle mest etti beni...

"İzinliydim nasıl olsa dezavantajı bol şiirler yazmaya"

Bir Şairin şairliğe dair okuduğum en güzel şairane dizelerden birisi olabilir. Bu mısraya ne kadar çok hayat sığdırmıştır didem madak...


'ın dezavantajı bol şiirlerini okumanız dileğiyle..
Keyifli okumalar Herkese...




Şiir çok öznel bir sanat
Bir şairi sevmek de öyle
Herkes yaşamışlığındaki kadar ad olur bir dizeye
Herkes hatırlattıkları kadar sahip çıkar bir şairin ardında bıraktıklarına
Mesela ben bazen hangi satırda hangi dünyalara gidip geliyorum tahmin bile edemezsiniz.Hangi kelime çıkarıyor sandığımdan çocukluğumu hangi rast geldiğim kelimede asıyorum askıya gençliğimi inanın hiç bilemezsiniz.
Şiir yazan biri olarak sadece okuyup geçemiyorum şiir kitaplarını... Birçok şeyi seviyorum ona dair ama en çok kaybolmak keyif veriyor bana şiirde...
Herkesin güle aşık olduğu bir yerde dikene koşan yüreğim böyle söylüyor...Gizli olan hep en cezbedicidir, örtünen hep en güzel...Bulmak ve bulunmak istiyor benim dünyamda şiir ...
Şimdi Didem Madak için bir paragraf açayım biraz da:))
Daha önce tanışmıştım kendisiyle ruhumun buluştuğu pek çok cümlesi var kendisinin fakat baştan sonra alıp ilk kez okudum bir kitabını.
Bir kere her şiirin bir hikayesi var dolu dolu bu bile bir yetiyor insana. Zaten şöyle diyor tanıtımda:
"Bu kitapta yer alan şahıs ve mekânların gerçekle alakaları tamdır. " Bu alaka arayışı diri tutuyor işte her dizede insanı.Mesela acaba kim bu Ayla abla diye merak ediyorsun en derinden, kim verdi acaba o cevşeni korunsun diye?
...
Ben Aşkı da ölümü de özlemi de çok sevdim onun ağzından dinlerken, muhtemelen tüm kitaplarını bitireceğim birkaç güne :))
Şunu da eklemek isterim haddim olmayarak; oldukça eski bir şeylerin kokusu ve tadı var Onda...Yeni şiirin günahına çok az bulaşmış gibi




Ben onu ilk kez " Bıktığım Şeyler ve Yeşil Fanila" şiiri ile tanıdım. Daha öncesinde adına rastlar fakat merak edip bakmazdım. Şimdi öyle çok kızıyorum ki kendime. Keşke çok daha önce tanısaydım Didem'i. O zaman onu daha çok anlamaya çalışırdım. Ama henüz geç sayılmaz. Çünkü ömrüm yettiğince Didem'i okumaya devam edeceğim ben. Hep kafa patlatacağım mısraları üzerinde. Ama sizlere bir tavsiyem olacak ;
Didem'i okumadan önce mutlaka hayatına bakın derim. Kardeşi Işıl'ı, yarım kalmış annesini, kısa ama bir o kadar da yürek yakan hayatını daha iyi anlayacaksınız efendim.
Bazen ona da kızıyorum bizi ve şiir dünyasını çiçeksiz bıraktığı için ama, onun zaten hayatı boyunca savaştığını da biliyor bir yanım. O şiir yazmayı hep bir muziplik ve çocuk oyuncağı olarak gördü. Şiir yazmak onun için kibritle oynamak gibiydi. Herkes ona yangından ve ateşten kaçmasını öğretmişti ama o kaldı ve yangınları, alevleri grapon kağıtları ile süsledi. O yüzden iyi ki var oldu, iyi ki yazdı. Velhasıl kelam Didem'i okuyun, okutturun efendim. Ama tavsiyemi göz önünde bulundurursanız eğer, şiirlerinin içinde bir parça hayatını ve yüreğini bulacaksınız Didem'in.

İyi ki var oldun çiçekli şiirlerin şairi!
Ve iyi ki bu kainattan geçtin.





Şiirlerinin hissettirdiği duygu hüzün olan dizelerinde bizden biri olduğunu hep hissettiren duygu yüklü şair..
Dizeler konuşur mu hiç insanla? Konuşurmuş anladım Didem Madak şiirlerini okuduktan sonra..

“Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
Bilmiyorsunuz darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum, ışıkları yakmıyorum”
dizeleri dökülüyor kaleminden hüzünlü yazarımızın işte beni anlatıyor diyorsun.. Sitem ediyor, kızıyor, umutlanıyor, umutlandırıyor dizelerinde bizi şair. Sonra en basit haliyle sesleniyor size. Kalbimi anlayamıyorsunuz, ben de dizelere döküyorum kırıklıklarımı diyor.. Ruhuna, çocukluğuna, kalbine seslenip, elma şekeri ile mutlu olan şair yine kendine dönüp:

“Söz dedim, söz verdim.
Yüzüme bir daha çiçekli masa örtüleri sermeyeceğim.
(...)
Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.”
derken hiçbir şiirsever bu güzelim dizelere kayıtsız kalamaz gibi geliyor bana.. Dut ağacının altında kitap okuma sahnesi peki, canlanıveriyor hemen insanın gözünde.
En sonunda aklınızda rengarenk grapon kağıtlarıyla şu birkaç dize kalıyor:
“Cancağızım basma perdeme bir çiçek de sen olsaydın
Kaçarken yangın merdivenlerine
Keşke grapon kağıtları assaydın.”
Ve grapon kağıtlarına bakış açınız bir kaç dizeyle değişiveriyor...
Didem Madak şiirleriyle daha çok işim var gibi geliyor bana.. Şiirseverler bu güzel şiirleri geçmemeli diyorum..
İyi okumalar diliyorum.. Şiirle, edebiyatla, kitapla kalın.. ;)




Şair olunur mu doğulur mu?

Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Bazı şiirleri okuyunca iyi ki yazılmış diyorum ne güzel anlatmış, duygularını dile getirmiş, tercüman olmuş hislerimize.

Bazı şairlerin şiirlerini okuyunca da ağır geliyor okuyup geçemiyorum kalbimin kafamın dar sokaklarında bir yerlere oturmaya çalışıyorum. Didem Madak da onlardan biri.

Ahlar Ağacı ile tanıdım Didem Madak’ı. Grapon Kağıtlarıda bir oturuşta okunacak ne yaşamış nasıl yazmış diyebileceğiniz şairini kendine özgün kalemiyle sevebileceğiniz ince bir kitabı. Bence bazı şiirler hatta bazı dizeler bir nevi şairinin imzası niteliğinde.

***

Fazla vaktim kalmadı
Artık ifadem alınmalı.


İnanın kendimin
“Yokluğunda çok kitap okudum”


Sırf sevinsin diye seni bir kere bile
Elinden tutup parka götürmedim.

(Enkaz Kaldırma Çalışmaları-38.syf.)

Kimi şair gerçek bir aşka yazar, kimi hayalinde kafasında oluşturduğu aşka. Didem Madak ise hep çocukluğuna, annesine ve kendinden kendine yazmış. Kızkardeşi ve kızı olmasına rağmen çocukluk ve anne yeri dolmamış demek ki olmuyor her yara kendi merhemiyle şifa buluyor.

Paylaştığım şiirde son satırları hüzünlendirdi beni. Yerini tutmasa da kendi kendimizin elinden tutup parka gidebiliriz, kimse olmasada kendimize bir kahve ısmarlayıp, sabah mesaisine masamıza bir demet canlı çiçek koyarak başlayabiliriz…



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: