Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda - Stefan Zweig | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda Kitap Bilgileri


Yazar: Stefan Zweig
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 35 dk.
Sayfa Sayısı: 56
Basım Tarihi: Nisan 2020
Yayınevi: Mavi Çatı Yayınları
ISBN: 9786052941218
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda Kitap Tanıtımı


Görünmez Koleksiyon



Bu adamların aç gözlülüğüne karşı koymak imkansız. Dün gece dükkanıma şöyle bir baktığımda gerçek değeri olan o kadar az şey kalmıştı ki her an kepenkleri kapatabilirim. Babam ve büyükbabamdan kalan iyi bir iş yapıyordum ama dükkan çer çöple doluydu. 1914'ten önce bir işportacı bile bunları tezgahına koymaya utanırdı.



Unutulmuş Düşler



Pozisyonunu hiç değiştirmeden baktı, sıcak gün ışığının göz kamaştıran nehri altına uzanan ve fosforlu gözlerle yeni gelenin kim olduğuna ilgisizce bakan bir kediye benziyordu. Ayak sesleri hızla yakına geldi ve üniformalı bir uşak kadının önünde durup ona bir kartvizit uzattı, sonra beklemek için biraz geri çekildi.



Karda



Karanlık çöküyor. Caddelerdeki telaş ve koşturmaca, işleriyle haşır neşir insan kalabalığının oradan oraya koşturması çok uzaklardan gelen ve sadece ritmik, monoton akşam vaktini bildiren kilise çanlarıyla bozulan bir ses uğultusuna dönüşüp yavaş yavaş ölüyor. Günün teşalı gözlerinden uyku akan işçiler için bitiyor, ışıklar azalıyor ve giderek seyrekleşiyor, en sonunda da tamamen sönüyor. Şehir hemen uykuya dalan yalnız, güçlü bir yaratık gibi uzanıyor.




Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda Kitaptan Alıntılar


1. "Ama kitap okumaya vakit ayırmak zorundasınız."




2. "Şimdi sık sık bunu düşünüyor ve o zaman ki kendimi anlamıyorum, çünkü mucizelere inanan, gerçekliğin ilk nefesiyle uçup gidecek olan narin, küçük beyaz çiçeklere benzeyen düşleri olan küçük bir kızın yüreğini kadınlar anlayabilir mi?"




3. "... bilinmezlik insanı önceden kestirilebilen her türlü tehlikeden daha çok ürkütür."




4. "Kadınlar ancak gidecek olan çekip gittikten sonra sakinleşir."




5. ""Dilimin ucuna acı bir tat geldi; faniliğin tadı... Rüzgar ayak izlerimizi bile alıp götürüyorken, neden yaşardı insan?""




6. ""O zaman tek yol kaçmak.""




7. ""Sanki adil olmayan bir avantaja sahipmişim gibi hissederim.(Engeli olan biriyle karşılaşınca)""




8. "Şu sözü Goethe mi söylemişti?

'Koleksiyoncular mutlu insanlardır.'"




9. "O an çok duygulandığım için, ona tutmanın mümkün olmadığı bir söz verdim."




10. "Sakat ve şekilsiz her varlık, kendi çilesi yetmezmiş gibi bir de eli yüzü düzgün olanların saklamayı bir türlü başaramadıkları, acımasızca dışarı vurdukları rahatsızlıklarına katlanmak zorundadır."




11. "... bilinmezlik insanı önceden kestirilebilen her türlü tehlikeden daha çok ürkütür."




12. ""Kadınlar ancak gidecek olan çekip gittikten sonra sakinleşirler.""




13. ""Koleksiyoncular mutlu insanlardır""




14. "Kelimeleri söylemek donmuş dudaklar için büyük çaba gerektiriyor."




15. "Tamamen bilinmezlikti bu ve bilinmezlik insanı önceden kestirilebilen her türlü tehlikeden daha çok ürkütür."





Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda Kitap İncelemeleri


Görünmez Koleksiyon,
Birinci dünya savaşı döneminde yaşanan, ekonomik buhran döneminde kör olan bir adamın, eşi tarafından topladığı koleksiyonların satılıp, yerine benzerini koyan bir ailenin dramını anlatıyor. Kör adam tüm koleksiyonunun ilk gün ki gibi yerinde olduğunu düşünerek her gün bu koleksiyonu ile saatlerce vakit geçiriyor. Ta ki kapısını gerçek bir koleksiyon simsarı çalana dek. Aile var olan durumu anlayacak diye, koleksiyoncu ile önceden konuşup durumu kendisine iletir ve bu oyuna koleksiyoncu da dahil olur. Kör adamın yaşam sevinci, koleksiyoncunun evi terketmesine dek kendisini şaşkına çevirir. 
Geç Ödenen Borç,
Okuyucusunu bulunduğu yaştan alıp, çocukluk dönemine götüren ve o dönemleri tekrar yaşatan Stefan Zweig’ın Geç Ödenen Borç hikayesini büyük bir keyifle okuyacağınızdan emin olun. Her ne kadar hikaye, klasik Stefan Zweig eserlerinin giriş ve gelişme değerlerini karşılıyorsa da, sonuç oldukça kısa tutulmuş ve hikaye hemen sonlanmıştır. Hikaye başlığa bakılarak maddi bir borcun olduğunu düşündürürken, sonunda manevi bir borcun olması çok şaşırtıcı bir sonuç olarak sergilenmektedir. Hayat bir başka yönden bakış açısı kazandıran, çocuklukta verilen sözlerin büyüyünce de  söz olarak devam ettiğini gösteren bir hikaye.
Keyifli okumalar.




Bugün ince ve anlamlı bir kitaba bașlamalıyım diye düșündüm.

Sayfaları kısa, kelimeler öz olmalıydı

Niye mi böyle bir șey istedim?

ÇÜNKÜ çok fazla uzun roman okumuștum bu ay. Eğer kısa bir șeyler okumazsam reading slumpa girebilir aylarca çıkamazdım. (Bunu niye yazdım, sizin umrunuzda mı bilmiyorum)

Kitaplığımın kapağını açtım ve kısa bir göz attım zaten çok bir șey yoktu. Zweig'in kitaplarının olduğu yeri görünce TAMAM dedim bugünü Zweig abimle kapatmalıyım.

Neyse okumadığım kitaplarından olan șu an incelediğim kitabı çıkardım. Kapak güzel, sayfalar ince daha ne olsun!

İlk sayfayı açmamla üç öyküden oluștuğunu gördüm.
"Vayy be" dedim sonuçta 56 sayfaya üç öykü...

İlk öykü bir koleksiyoneri anlatıyordu. 1.dünya savașından hemen sonraki dönemdeydi karakterlerimiz. Bilirsin Almanlar ve Avusturyalılar da yenilmișlerdi.

İște bir gün antikacı mı diyim, simsar abimiz mi diyim satıș yaptıkları kișilere bakmak amaçlı eski defterleri açar ve bizim kör koleksiyoncu abimiz dikkatini çeker...

Devamı spoiler olacağından anlatmayacağım. Diğer hikayelere gelirsek çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim ortalama hikayelerdi.

Benim bu kitaba vereceğim puan 10/6 çünkü ilk öykü dıșındakileri çok sevemedim zaten yayınevi baya kötü basmıș, okurken translate çevirisi okumuș hissine kapılıyorsunuz....




GÖRÜNMEZ KOLEKSİYON
UNUTULMUŞ DÜŞLER& KARDA

GÖRÜNMEZ KOLEKSİYON
Bu adamların aç gözlülüğüne karşı koymak imkânsız. Dün gece dükkânıma şöyle bir baktığımda gerçek değeri olan o kadar az şey
kalmış ki her an kepenkleri kapatabilirim. Babam ve büyükbabamdan kalan iyi bir iş yapıyordum ama dükkân çer cöple doluydu, 1914 ten önce bir isportacı bile bunları tezgâhina koymaya utandırdı.

UNUTULMUŞ DÜŞLER
Yüzünde saşkın bir ifadeyle karttaki ismi okudu, tıpkı sokakta tanımadığınız biri tarafından büyük bir samimiyetle selamlandığınızda yüzünüz nasıl değişirse kadının yüzünde de o ifade vardı. Bir anlığına alnında küçük çizgiler oluştu, bu derin derin düşündüğünü gösteriyordu, sonra birden tüm yüzü mutlulukla aydınlandı, gözleri çoktan unutmuş olduğu gençlik günlerini hatırladığında olduğu gibi sevinçle parladı.
Karttaki isim aklına geçmiş günlerin güzel anılarını getirmişti. Şekiller ve düşler yeniden belirdi ve gün gibi aydınlandı.

KARDA
Karanlık çöküyor. Caddelerdeki telaş ve koşturmaca, işleriyle haşır neşir insan kalabalığının oradan oraya koşturması çok uzaklardan gelen ve sadece ritmik, monoton akşam vaktini bildiren kilise çanlarıyla bozulan bir ses uğultusuna dönüşüp yavaş yavaş ölüyor. Günün telaşı gozlerinden uyku akan isçiler için bitiyor, Işıklar azalıyor ve giderek seyrekleşiyor, en sonunda da tamamen sönüyor. Şehir hemen uykuya dalan yalnız ama güçlü bir dev gibi uzanıyor.




Kitabın içeriği hakkında ipucu verir dikkat!

Röprodüksiyon nedir?

-Bir sanat eserinin aslına uygun kopyasıdır. Röprodüksiyonu kopyadan ayıran özellik, onun taklit olmayıp, yalnızca özgün yapıtın özgün tekniği dışında bir teknikle yeniden üretilmesidir. İşte bu yüzden kopya sayılmaz.

Bilgimizide verdikten sonra gelelim hikayemize;

Röprodüksiyon koleksiyoncusu bir adamın görme yetisini kaybettikten sonra yıllarca elindeki koleksiyonun kendi orjinal röprodiksiyon olduklarını sanmasıdır.

Bu koleksiyonunu o kadar bağlanmıştır ki görmediği halde koleksiyonun bütün parçalarını ezbere bilecek yeteneğe ve hafızaya sahiptir.

Savaş yıllarının ardından durumları iyice kötüye giden kör adamın kızları, babalarının fakirleştiklerini belli etmemek adına adamın değerli koleksiyonun da ne varsa zamanla ihtiyaç halinde parça parça satarlar. Bunu görmeyen babalarına belli etmemek için koleksiyondan aldıkları her bir eserin yerine boş bir kopyasını yerleştirirler.

Bu durumdan habersiz olan amcamız ise altmış yıllık koleksiyonunun çok değerli olduğunu,öldükten sonra kızlarına ve eşine miras bırakarak mutlu bir hayat sürmelerini istemektedir.

Ne acıdır ki yıllarca orjinal sanat eserlerinin bir benzerini kopyalayan adamın eserleride artık orjinak değil bir kopyadan ibarettir...

Tek tesellimiz ise amcamızın bu durumdan habersiz yaşayıp gitmesidir.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: