Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Gömülü Şamdan - Stefan Zweig | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Gömülü Şamdan Kitap Bilgileri


Yazar: Stefan Zweig
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 110
Basım Tarihi: Aralık 2022
İlk Yayın Tarihi: 1936
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Almanca
ISBN: 9786053326168
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Gömülü Şamdan Kitap Tanıtımı


Süleyman'ın tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti yedi kollu şamdanın 455 yılında Roma'yı yağmalayan Vandalların eline geçmesi, kentin Yahudi cemaatinde şok etkisi yaratır. Cemaatin yaşlıları, olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada yedi yaşında olan Benjamin'i de yanlarına alarak kutsal Menora'yı denizaşırı yolculuğuna uğurlarlar. Seksen yıl sonra aynı Benjamin, şamdanı Yahudilere geri vermesi için İmparator İustinianos'a yalvarmak üzere Bizans'a gider. İustinianos'un Kudüs'teki bir Hıristiyan kilisesine gönderdiği şamdan, orada kaybolmuştur. Ancak Zweig Gömülü Şamdan'da söylenceye bir gün yeniden kavuşma umudu barındıran bir final atfeder. 

(Tanıtım Bülteninde)




Gömülü Şamdan Kitaptan Alıntılar


1. "“Acına karşı koyma, onu içine al. Acı da bir mirastır...""




2. "Ancak yüreği, ayakkabılarındaki demir çubuklardan daha sertti."




3. "İnsanın sahip olduğu her şey sadece emanettir."




4. "Yalnızca çok şeyi anlayan biri adil bir insan olabilir."




5. "Ancak inanmaktan vazgeçmeyerek dünyanın üstesinden gelebiliriz."




6. ""Maalesef bu dünyada adaletin haklıdan yana değil, güçlüden yana olduğunu zamanı gelince anlayacaksın.""




7. ""Sus!" ... "Siz kadınların soru sorma hakkı yoktur!""




8. "Bir insan için bilmemek sormaktan daha kötüdür."




9. "" Ama Tanrı? Bu soyguna neden göz yumuyor o zaman? Bize neden yardım etmiyor? O'nun adil ve her şeye kadir olduğunu söylemedin mi? O zaman neden doğruların değil de, haydutların yanında yer alıyor? ""




10. "“İnsanın sahip olduğu her şey;
sadece emanettir…!”"




11. "" İnsanın sahip olduğu ne varsa emanettir ... ""




12. "“Ancak;
inanmaktan vazgeçmeyerek, dünyanın üstesinden gelebiliriz.!”"




13. "“Ah onu tekrar görebilsem”"




14. "“Çok soran insan,
çok şeyi anlayabilir ancak…
Yalnızca çok şeyi anlayan biri, adil bir insan olabilir.”"




15. ""Bir insan için bilmemek sormaktan daha kötüdür. Çok soran insan çok şeyi anlayabilir ancak. Yalnızca çok şeyi anlayan biri adil bir insan olabilir.""





Gömülü Şamdan Kitap İncelemeleri


Stefan Zweig tarafından tarihte yahudiler adına önemli bir yer tutan Yedi Kollu Şamdan’ın hikayesini — kendi kurgusu dahilinde — dinlemek benim için ilginç bir tecrübe oldu. İzlenimim dahilinde kendisi de bir yahudi kökenli olan Stefan Zweig’ın dünya tarihinde yahudilerin çektiklerini anlatmaya ve belli kesimleri eleştirmeye odaklandığı bir kitap Gömülü Şamdan.

“Romalı Yahudilerin yürekleri yine de sıkıntı içindeydi ve korku dolu önseziyle bir araya toplanmışlardı. Çünkü kuşaklardan beri öğrenmişlerdi ki, yaşadıkları kentin ve ülkenin başına felaket gelmesi demek, sonunda onlar için de mutlak felaket demekti.

Stefan Zweig gözünden Yahudilerin tarihteki yerleri bu sözlerden ibaret. Tabii bu cümlelerin oluşması açısından kendisinin Nazi döneminde çektiği sıkıntılar ve bu sıkıntıların devamında intihara sürüklenen yaşam hikayesi oldukça önemli. Kitabın ilk kısımlarında yahudiler sürekli sıkıntı çeken suçsuz günahsız bir ırk olarak tanımlanıyor. Kitabın 1936 yılında yayımlandığını göz önünde bulundurursak, anlatılanların gerçekten çokta uzak olmadığını daha rahat görür ve günümüz yaşananlarından bağımsız, objektif olarak düşünebiliriz. Kitabın sonlarına doğru ise artık bir öz eleştiri ve kendini sorgulama baş gösteriyor. Tamam yahudiler tarih boyunca sıkıntı çekti ama bunun sebebi ne olabilir ya da gerçekten bir sebebi var mı şeklinde bir sorgu yer alıyor.




Yaklaşık 3-4 gündür bitiremediğim kitabı, sonunda bitirmenin mutluluğu, ve o mutluluğun huşûsu içindeyim. Siz Değerli Okurlara; birkaç tavsiye, kitap hakkında eleştiri, ve beğendiğim yanlarını yazacağım bu incelemem de.
Stefan Zweig en sevdiğim yazarlardan birisi olmak ile birlikte, Stefan Bey'in ilk kez, Dini Temasıyla bu kitap ile tanıştım. Ve daha önce okuduğum kitaplarında, çoğunlukla, betimlemelere yer veren, yazar; bu sefer de, hem betimlemelere, hem de bol sohbetlere yer verdiğini okudum. Okudukça bir şeylerin, yanlış olduğunu, hayat hakkında,kanaatine vardım. Fakat bir insan, her şekilde Tanrı tarafından anlaşılmak istediğini de anladım. Zira, insanlar, iman etmezse bir şeylere yaşamanın boş ve bir o kadar da, zararlı olacağını bu kitap bize söylemekte.
Kitap, içeriği şöyle ki, bir şamdandan doğmuştur. Şamdan deyip geçmemek gerek, zira bu şamdan, dini emelleri, dini söylemleri, dini açıdan çok önemli bir şamdan, ve Stefan Zweig, kitabın da bunu açıkça ve insanların bitmek bilmeyen para hırsından da olumsuzlukların doğduğu, bir Roma Günlüğü misalidir. İnsanlık, çok gaddar ve paragözdür kanımca. Öyle olmasaydı eğer, böyle düşünmez, ve söylemezdik...
Evet, kitap hakkında incelemem bu kadar aslında, çok şey var yazılacak, söylenecek fakat, siz değerli okurların da, okumayan, okuyan herkesin tekrardan okumasını rica ederim.
Teşekkürlerimle.




Kitabın Adı:


Kitabın Yazarı:


Türü: Roman

Stefan Zweig, Menora’nın Roma’dan Kartaca’ya, ardından Bizans’a (İstanbul) ve son olarak da Kudüs’e kadar olan 80 yıllık yolculuğunu tarihi ve dini bilgilere dayanarak mitolojiyi harmanlayarak anlatılır. Menora’nın bu uzun yolculuğu, Stefan Zweig’ın öyküsünde Yahudilerin yüzyıllardır süregelen diaspora hayatıyla özdeşleşir. Gömülü Şamdan salt bir kutsal emanetin değil, aynı zamanda bir halkın da kader yolculuğuna ışık tutar. Çünkü: Umut hep vardır..

Yurtları işgal edilip evleri talan edilip kutsal şamdanları çalınan Yahudilerin vermiş olduğu mücadeleyi konu edinir. Öyküye adını veren şamdan, Yahudilik’te kutsal kabul edilen ‘Menora’ dır. Yahudilerin tarihinde bu şamdandan ilk kez Tanah’ın Mısır’dan Çıkış kitabında bahsedilir. Buna göre şamdanın tasarımı Sina Dağı’nda Tanrı tarafından Musa’ya açıklanmıştır. Şamdan, saf altından dövülmüş olacak ve bir taraftan üçü diğer taraftan üçü olmak üzere altı kolu olacaktır

Öyküdeki Yahudilerin şamdanı arayışı Hristiyanların Kutsal Kâse arayışına benzemektedir. Yahudiler, kayıp olan şamdanın bulunması ve tekrar kutsal topraklara götürülmesi ile binlerce yıldır devam eden sürgün hayatlarının sona ereceğine inanmaktadırlar.

Zweig, o dönemdeki Yahudi Soykırımı’nı sanki önceden görmüş gibi- bu öyküsünde zamanın Yahudi toplumuna tüm sıkıntıların bir gün geçeceği, kayıp şamdanın belki bir gün yeniden bulunacağı ve tekrar güzel günler geleceği yönünde umut mesajı ve direnme gücü vermeye çalışmaktadır.

Öykü Nazi Almanya’sında yasaklanan eserlerindendir.




Stefan Zweig eseri, yine başka dünyalar, başka yaşamlar, başka inançlar... Zweig çoğu kitabında inancını belli edip, kendi topluluğunun geçmişte yaşadığı sıkıntılara değinse de, bu kitabında diğerlerinden farklı olarak tamamen kendi topluluğunu, kendi dinini tanıtmakta. Yahudilik hakkında, onların düşünceleri, gelenekleri vs pek bilgi sahibi olmasak bile kitapta bahsedilen olayları, olaylardaki şahısların inançlarını anlamakta zorluk çekmiyoruz. Ve bence bunun sebebi Zweig’in kaleminin oldukça usta olması.

Vandallar'ın Roma'ya baskınları sırasında Yahudilerin kutsal saydığı yedi kollu şamdanı (Menora) almaları, Yahudileri çok üzmüştür. Şamdan nereye giderse onlar da orada yurt kurmuşlardır, yine bulundukları yerden ayrılmaları gerekmektedir. Bir ihtiyarlar heyeti kurup yanlarına da erkek çocuk vererek şamdanın arkasından göndermişlerdir. Bu yolculukta görevli son tanık çocuk Benjamin henüz yedi yaşındayken manevi ağırlığı omuzlarına yükleyerek, bu yükün ağırlığını taşırken insanların istek ve arzuları doğrultusunda kimi zaman göğe çıkarılan kimi zaman ise yerin dibine batırılan bir çocuğun hikâyesi.

Olay örgüsü güzel, dili yalın ve akıcı, kişiler detaylıca tanıtılmış, betimlemeler sıkmıyor, güzel bir kitaptı, okumanızı tavsiye ederim.




Yahudiler binlerce yıl boyunca zulüm gördü . Katliamlar, sürgünler, tecavüzler... Hani filmlerde olur ya kahramanlar sürekli acı çeker fakat filmin sonunda refaha ererler. Gerçek hayat pek öyle olmuyor galiba, Hitler'in katliamıyla zaten zulümden yorulmuş Yahudi milleti kıyımın dorugunu yaşadı. Şimdi biraz rahat nefes almış gibiler bu sefer de onlar dünyanın gözü önünde Filistin'e zulüm ediyorlar. Şaşırdım mı , hayır. Kutsal seçilmiş millet diye bir şey yoktur . Hepimiz aynıyız. Hiçbir milletin diğerinden üstünlüğü yoktur. Tarihten anladığım kadarıyla gücü yeten yetene... Hangi millet ya da uygarlık diğerinden daha avantajlı güçlü konumdaysa zulüm etmekte öldürmekte hakkı gaspta bir sakınca görmüyor. İnsanların hayallerini zorlayan işkenceler adaletsizlikler yapmaktan çekinmiyor. Bu böyle olmuştur hep. Geriye de bu tür haksızlık hikayelerini anlatan gömülü şamdan gibi kitaplar kalıyor. Sosyobiyoloji diye bir kitap okumuştum, orada hayvanlar arasındaki güç ilişkilerini anlatıyordu. İnsanların ilişkilerinin de bu ilişkilerden pek bir farkı yok. Hepimiz güdülerimize göre nasıl dünyaya geldiysek nasıl kosullandiysak ona göre hareket ediyoruz. Süslü laflar aklın güdüleri dizginlemesi gibi argümanlar havada kalıyor galiba. Mantıklı makul düşünme adalet hak getire... Kitaba gelecek olursak Yahudiler için kutsal olan bir samdanı kurtarma hikayesi. Güzel kitaptı vesselam. Stefan Zweig i seviyorum. Evden biri gibi



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: