Gizli Anların Yolcusu Kitap Bilgileri
Yazar: Ayşe Kulin
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 14 dk.
Sayfa Sayısı: 432
Basım Tarihi: Mart 2019
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2017
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752899513
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Gizli Anların Yolcusu Kitap Tanıtımı
Uzun zamandır çıkmadığı yollarda kaybolanların hikâyesi...
Ayşe Kulin yeni romanında aşkın değiştirdiği ve bir daha hiç aynı olmayacak hayatları anlatıyor...
Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitapyerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize... Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?
Gizli Anların Yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor.
Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız.
Gizli Anların Yolcusu Kitaptan Alıntılar
1. "Çok bekledim yoktunuz…"
2. "*✿❁. Hiçbir şeyi hissetmiyorum, biliyor musun, acıkmıyorum, susamıyorum, sevinmiyorum, telaşlanmıyorum. Beş duyum da uykuya yatmış gibi
*✿❁"
3. ""Üzüntü gideni geri getirmiyor.""
4. ""Nerde yitirsem hep sende buluyorum başlangıçlarımı..""
5. "Baksa, bakışlarımdaki çığlığı görebilir miydi?
Baksa yüzüme, kalbimin sesini duyar mıydı?"
6. "Nerde yitirsem hep sende buluyorum başlangıçlarımı•"
7. ""İçimden ey insanoğlu diye bağırmak geçiyordu. Ne onulmaz bir mazoşitsin sen, koyduğun kurallara sadece kendini incitiyorsun.""
8. "Yorgunsam
bil ki yokluğundandır.*"
9. ""Nerde yitirsem hep sende buluyorum başlangıçlarımı..""
10. "Hiçbir şeyi hissetmiyorum, biliyor musun, acıkmıyorum, susamıyorum, sevinmiyorum, telaşlanmıyorum. Beş duyum da uykuya yatmış gibi."
11. "• ...Dertsiz tasasız çocukluğumu özledim... •"
12. "duyarsın derinlerde bir yerlerde
insanın insana bölünmesidir yalnızlık"
13. "Göz gözü görmeyecek kadar mıydı yol ayırımları."
14. "Nerde yitirsem hep sende buluyorum başlangıçlarımı..."
15. "Yaşanmamış olmasını istediğim günlerin sayısı neden katlanarak çoğalıyordu hayatımda?"
Gizli Anların Yolcusu Kitap İncelemeleri
Bu aralar romantik/aşk konulu kitap okumak istemesem de annemin tavsiye etmesiyle okumaya başladığım ve aşırı sürükleyici olmasıyla 3 günde bitirdiğim kitap.
Kitapta 7 can alıcı bölüm var. Aldatmalar, acılar, kayıplar; sevgi, neşe, başarı, heyecanın bol olduğu bir kitap.
Öncelikle kitap trajedi ile başlıyor ve yavaş yavaş ana karakterin hayatına nüfuz ediyorsunuz. Ettikçe daha da merak ediyorsunuz.
İlhami'nin yaşamı daha doğrusu kitabın ilerleyen kısımlarında yaptığı seçimler ve yaşadıkları, kimi kesimler için Türk gelenek-göreneklerine tersmiş gibi gözükse de bu Osmanlı'da hatta şu an günümüzdeki tarihçiler, iş adamları vs. arasında da olan, süregelen bir ilişki türü.
-SPOİLER- İlhami ve Bora arasında yaşanan aşktan bahsediyorum. Tabi burada İlhami'nin eşini defalarca aldatmasını desteklediğim anlaşılmasın. İki erkek arasında yaşanan aşk, sevgi artık günümüzde olağan şeyler.
Bora'nın insanın içini cız ettiren, satırları okurken o acıyı insana yaşatan hayatı, gerçekte kim bilir kaç kişinin hayatıdır?
-SPOİLER- Kitabın sonlarında AVM'de, Çin'de fotoğraf çektiren adamın İlhami'nin karşısına çıkmasıyla patlak verdi olaylar. O adamın, o AVM'de olması kitapta alâkasızdı ve eğer her şey ortaya çıkacaktıysa başka bir şekilde bağlanabilirdi diye düşünüyorum.
Kitabın sonunda aklımda iki soru kaldı:
1)Bora yazdığı roman taslağını neden Derya'ya verdi?
2)Kitabın sonunda o trajik kazayı Eda mı, Handan mı, Bora mı yaptı?
Son olarak, kitabın sonunu beğenmesem de sürükleyici olması; farklı yaşamların kesişmesinden doğan yeni duyguları anlatması, insanlara ders verici nitelikte olması bir çırpıda bitirtti kendini.
Yazarla tanıştığım, tadından yenmeyen enfes bir kitaptı. Bir biseksüel birey olarak, bu kitabı aldığım zaman Lgbti temalı bir roman olduğunu hiç bilmiyordum. Dolayısıyla benim için çok güzel bir tesadüf oldu. Çünkü o zamana kadar Lgbti temalı kitap hiç okumamıştım. O yönden çok memnunum. Bu arada bizim dünyamızı anlattığı için, farkındalık yaratıp homofobiyi azaltmaya çalıştığı için yazara ayriyetten çok ama çok teşekkür ederim. Bugüne kadar biz Lgbti bireyleri, hayatın her alanında olduğu gibi, edebiyatta da yok dercesine çok azdık. Benim hayatımda okuduğum ilk Lgbti temalı bir romandır bu. Ve bu kıymetli kitabı okuduğum için, çok memnunum. Kitap o kadar çok güzel ki belli bir süre etkisinden çıkamadım. Lakin eşcinselliğin sonradan tercih edilebilirmiş gibi göstermesi biraz yanlış olmuş. Eşcinsellik, doğuştan gelen bir durum. Ki bunu bilim bile kabul ediyor. Zaten kabul etmese, dünya sağlık örgütü hastalık sınıfından çıkartmazdı. Eğer tercih olsaydı, kimse mutsuzluğu tercih etmezdi zaten. Dolayısıyla eşcinsellik tercih değil, doğuştan gelen bir yönelimdir.
Bu arada yazara ve kitaba gelirsek, önyargıları yıkmak adına yapılan güzel bir adımdır bence. Yazarın 5 kitaptan oluşan Lgbti serisinin ilk kitabı olarak, serinin diğer kitapları gibi çok güzel. Çok akıcı bir anlatımla yazılmış başarılı bir kitap. Tavsiye edilir.
Başımız sıkışınca Allah'a sığınır, güzel bir şey olunca Allahım sana şükürler olsun deriz ama Allah'ın emirlerine yasaklarına sıra gelince entelektüel , sosyal demokrat kesilip bunlara TABU deriz.Kocamannn bir YAZIK.
Gelelim hikayemize. Bu romanı ilk çıktığında okumuştum ama unutmuşum. İğrenç güzel bir roman. Çok tezat oldu evet farkındayım gerçekten okudukça iğrenç gelen yerleri var ama inanılmaz güzel bir roman.
Küçük yaşta cehaletin göbeğinde bir köyde doğmuş Bora ne anne sevgisi ne baba şefkati ne aile koruması hiçbirini bilmemiş ve başına gelenlerle ruhunu kaybetmiş. Cinsiyet ayrımı diye bir şey kalmamış onun ruhunda. Peki ya İlhami. Herşeyi görmüş geçirmiş kaliteli bir yaşama, iyi bir aileye sahipken acı kayıplarıyla üç yılda kendilerini zor toparlamıslar. Ve bu sırada Bora çıkmış karşısına. Aklınca Bora'daki eksikliği hissedip yaralarını sarmak istedi. Ama Bora kendi istekleri doğrultusunda onu gizli bir yolculuğa çıkardı. İlhami hayır demedi. Adına aşk dedi ama o da biliyordu tensel ve cinsel ihtiyaçlarını Bora ile giderdiğini.
Allah insanı erkek kadın olarak iki cins yarattı. Hem cinsle birlikteliği yasak kıldı. Ama insanoğlu tüm kötülükleri barındıran nefsine dur demeden bu sapıklığa izin verdi. Yani ilhamı hasta bir ruhu iyileştirmek yerine kendi ruhunun hastalığını , sapıklığını ortaya çıkardı ve her şeyini kaybetti.
Şimdi bu sapıklığa hastalıklı ruha tabu diyenler gidin ahlaksızlık yapın, tecavüz edin, adam öldürün ve tabular yıkılmalı deyin.
Hikaye harika kesinlikle öneririm ama çoğu kitabını severek okuduğum bu yazarın topluma böyle mesajlar verdiğini kabul edemem.
Keyifli okumalar.
1- Karakterlerin hepsinden ayrı nefret ediyorum. Saf bir nefret ile dolu tüm düşüncelerim. Bora'yı başlarda sevmiştim ta ki para göz olduğunu fark edene kadar. Sonra ki gelişmeler ise tuzu biberi oldu. Yazar resmen tüm karakterlerinden nefret edelim diye yazmış. Misal Eda, Eda'yı son sayfaya kadar seviyordum. Ama sonunda nefret ettim. İlhami'den NEFRET ÖTESİ NEFRET EDİYORUM! HANDAN... HANDAN'IN ADI GEÇİNCE KİTABI YERDEN YERE ÇARPASIM GELİYORDU. HANDAN'IN BAŞ DÜŞMANI OLABİLİRİM!
2- Karakterler faslını geçersek kitabı cidden sevdim. Çok etkileyeciydi ve bence yansıtılmak isteneni yanlış yorumlamadıysam tam yansıtıyordu.
3- Bence kitapta asıl bahsedilmek istenen problem Lgbti+ değildi. Çünkü bende öyle bir his uyandırdı. Yani Lgbti ile ilgili bir kitap okumak istiyorsanız bu kitap o kitap değil.
4- Aşırı merak uyandıran bir kitaptı ve bu yüzden ders çalışamadım. Böyle de olumsuz bir yönü var.
5- Hafifleştirilmiş yeraltı edebiyatı diye bir tür varsa bu kitap o türe giriyordu. Yeraltı edebiyatını sevdiğimden kitabı da sevdim. Tabi sevme sebebim türü değildi ama neyse... 6- Yazarın dili oldukça akıcı ve hoştu. Yerli yersiz betimleme yapılmamıştı. Gereken yerde gereken süslemeler yapılmıştı.
7- Yani kitabı beğendim ama karakterleri düşündükçe deli oluyorum.
Merhaba arkadaşlar,
Kitabı daha yeni bitirdim. Üçlemenin ilk kitabı " Gizli anların yolcusu " .Diğer iki kitap en az bir ay bekleyecek okunmak için. Niye mi ,misafir geldi. Bizde misafire dedik ki " hoş geldin ya şehri Ramazan ". Bu muzır kitabı bana göre süper bir hızla bitirdim. Bugün son 220 sayfasını okudum iyi mi?. Okumadan önce biliyordum bir eşcinsel temalı bir aşk romanı olduğunu. Belkide bu yüzden beklettim onu. Sevdiğim yazarların tüm romanlarını okumak gibi bir adetim var. Ama bir türlü elim gitmediydi kitaplığımdaki üçlemeye . Ta ki bir kaç gün önce Nette Ayşe Kulin in ucretsizkitap.com.tr taki son videosunu izleyene kadar. Kurgusunun sağlam olduğunu söylediği bu kitabı ve " gece sesleri " ni bir tutuyordu. Genelde beğendiğim yazarın ilk kitaplarının yeri bir başkadır bende, " Veda " si ilk okuduğum kitabı idi.Ki çok güzel, muhteşem bir kitaptır. Lakin favorim bir tıkla Gece sesleridir. Eger dedim " gizli anların yolcusu " " gece seslerinin " yarısı olsa tadından yenmez.
Ayşe kulin doğru söylemiş kurgu sağlam. Lakin benim meşrebime ters, haz etmiyorum, midem kaldırmıyor, ne yapayım. Hele 50sindeki evli iki çocuklu bir adamın (hemide metresli) 20lerindeki bir erkeğe hayatında ilk defa meyledip, onunla aşk,ilişki yaşaması, ne bileyim var mı bunun bir örneği, gerçekten olabiliyor mu.Aslında hikaye tam da orta yerde sonlandı.Devamini merakta ettim aslında." Bora'nın kitabı" ve " Dönüş" ü çok merak ediyorum.Bir solukta bitiririm lakin, o solukluk süre kalmadı. Ramazanın haleti ruhiyesine uymayacak .