Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle - Mustafa Ulusoy | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Kitap Bilgileri


Yazar: Mustafa Ulusoy
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 272
Basım Tarihi: Nisan 2013
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2013
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9789752638501
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Kitap Tanıtımı


İnsanların yolu iki şeye, aşka ve ölüme mutlaka düşer. İnsanın Temel Acıları üçlemesinin ilk romanı Aynalar Koridorunda Aşkta yolu aşka düşenlerin ruhsal durumlarını irdeleyen Psikiyatrist Mustafa Ulusoy, üçlemenin ikinci romanını yolu ölüme düşen insanlar üzerine kuruyor. Ölümü anlatırken dönüp aşka bir kez daha bakıyor. Aşkın güçsüzlüğüne karşın, ahlakın varlığa özen göstermek olduğunu temel alan yazar, ancak özen gösterilen ilişkinin derin bir bağlanma sağlayabileceğini söylüyor.

Dr. Mavi bu sefer yolu ölüme, kayıplara düşenler karşısında çaresizliğe kapılıyor, onları dinledikçe kendi ölümüne saplanıp kalıyor. Sözcükleri kendine bile yetmeyince Beyazın bilgece açıklamalarına ve teselli edici sözlerine sığınıyor. Kırmızı, kaybettiği aşkını bulduğunu düşündüğü an yeniden kaybediyor. Turuncu sonuncusu oğlu olmak üzere üç büyük kayıp yaşayarak üç karanlıktan geçiyor. Kahverengi sürekli ya kaybedersem diyerek hayatını kaybediyor. Gri hayatının her anını kaybetme korkusuna kızları ayartarak çare arıyor. Lacivert ve Turkuaz kaybettikleri oğulları Hakiye yeniden kavuşuyorlar. Eflatun ölmeden önce eldivenlerini Dr. Maviye bırakarak Beni unutma! demek istiyor. Morun cüzdanından çıkan kız resmi annesini hüzünlendiriyor. Yıllar sonra açılan kutudan iki dolmakalem ve iki cüzdan çıkıyor.

Sonunda Dr. Mavi, Turuncu, Kahverengi, Kırmızı, Gri, diğerleri ve elbette bilge dostu Beyazla birlikte insanın temel acılarından ölümü katman katman açıyor. Gerçek ya da muhayyel acılardan geçen, ölümü çeşitli biçimlerde tecrübe eden kahramanlarımız, insanoğlunun kaçınılmaz yazgısıyla barışmanın yollarını keşfediyorlar. Mustafa Ulusoy, Giderken Bana Bir Şeyler Söylede ölümle birlikte hayatı, ayrılığı, babalığı, yoksunluğu, kederi, dostluğu, öfkeyi, tanıklığı, varoluşsal işe yaramayı, yalnızlığı ama özellikle öykülerimizin yalnızlıktan ve sessizce ölmekten nasıl kurtulacağını anlatıyor. Ölümü gülümsetiyor Ulusoy, Ölüm Meleğini hepimize arkadaş kılıyor. İnsanın ölümden korkar gibi görünmesi bir yanılsamadır. İnsan, aslında yokluktan, yokluğun getireceği sonsuz ayrılıktan özellikle de kendinden sonsuz ayrılmaktan korkar. Ölümse, hem ayıran hem birleştirendir. Ayrılmak için ölmek gerekir. Ama buluşmak için de ölmek gerekir. Ölüm gibi ikili bir yapısı olan başka bir durum yoktur. Bu yönüyle ölüm ikili, zıt bir duygu uyandırır insanda. Onu çekici kılan, cazip hale getiren, taçlandıran da budur.

Ben yalnız ölmemeye takıldım. Rahatladım, gülümsedim. İlk kez ölümü okurken sıkıntı hissetmedim. Ulusoy ölümü gündelik hayatımıza alıyor. Kabul buyurun, o var, diyor. Ölüm sırasındaki yalnızlığımızı giderdikten sonraki soru, peki ya şimdi? Ölüm sonrası için bize hayata benzeyen, sıcak bir ortam sunuyor.

İnançlı olun ya da olmayın ölüm sonrası için inanç neredeyse yegâne çıkıştır. İnanç şanstır, denir. Bunu bir kez daha fark ediyorsunuz. İnsan ölünce ölümün içinden geçer diyor Mustafa Ulusoy. Hayat ölüme giderken geçilen bir süreçtir. Benim için kitabın cümlesi budur.

Özel bir konu, özel bir kitap.




Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Kitaptan Alıntılar


1. "•••



*"




2. "~~



*

~~"




3. "♧

Bir gün, bir saat, hatta bazen bir dakika öyle yaşanır ki, uzun bir hayata bedel olur..

♧"




4. "🪻🩵

"Taş, toprak, ağaç, hayvan olarak değil, insan olarak yaratıldığıma şükretmeye başladım..""




5. "🪻

İnna lillahi ve inna ilahi raciun..



*

🪻"




6. "Yanılıyorsam söyleyin, bir kere "sen kıtır kıtır seversin diye" demek, bin kere "seni seviyorum" demekten daha derin ve etkili değil miydi?"




7. "☆



*

☆"




8. "~☆~



*

~☆~"




9. "◇•◇•◇



*

◇•◇•◇"




10. "~

"Dünyada yaşamak, sarsıla sarsıla, ayaklar bata çıka yürümek gibidir. En önemli özelliği, beklenmedik anlarda, ansızın çıkagelen olaylardır. Bir söz, bir hastalık, bir ayrılık, bir ölüm..."

~"




11. "~



*

~"




12. "“Ne geçmişine takıl ne de olmayan geleceğine.”"




13. "•●•●•●•



*☆"




14. "●●●

İnsanlar ister dolmakalem, ister tükenmez kalem, ister bilgisayar kullanıyor olsunlar, en çok ayrılıkları yazıyorlardı.

*"




15. "~

İnsanın evladının ölmesi, hayatta en acı verici durumlardan biridir, belki birincisidir.

~"





Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Kitap İncelemeleri


Hani insan bazen yalnız kalmak ister ya
Acı bir olay olduğunda mesela
Ne bilim bir yakını öldüğünde veya
Çok saçma da olsa yalnız kalıp kafa dinlemek ister ya
Ben hiç istemedim
Hep istedim ki acımı paylaştığım biri olsun
Ben pek konuşamam anlatamam derdimi
Ama yanımda sadece otursun isterim
Benim bir sürü korkularım vardır
Karanlıktan, yüksek sesten bile korkarım Ama en çok neden korkarsın deseler yalnızlıktan korkarım

Bu iletiyi paylaştıktan sonra bir çok güzel kalpli insandan mesaj aldım. Hepsine tekrar teşekkür ediyorum. Kimi bir şiir gönderdi kimi yapabileceğim birşey varmı diye sordu. Bu güzel kalpli insanlardan biri de benim Mustafa Ulusoy ile tanışmama vesile oldu.

Bu kitabında kendimden o kadar çok şey buldum ki. Nokta atışı diyebilirim. Hepimizin hayatında kayıpları olmuş bu kayıplarla başetmeye çalışmış hepimiz bu durumun altından farklı şekilde kalkmışızdır. İşte bu kitapta ölüm , kaygı konuları işlenmiş. Karakterlere renk isimleri verilerek anlatılmış açıkçası bu biraz kafamı karıştırdı. Okuduğum her sayfada o kadar çok kendi kendimle konuştum ki çokca kitabı bırakıp düşündüğüm oldu.

Mustafa Ulusoyu araştırırken Zaman gazetesi köşe yazarı olduğunu ve bunun için yapılan bir çok kötü yorumu gördüm. Sadece şunu söyleyebilirim. Ön yargıları bir kenara bırakalım. Yazarın okuduğum ilk kitabı bu kitap için söylüyorum olumsuz taraf olabilecek birseyler bu kitabında yok. Diğer kitaplarında da böyle mi bilemiyorum ama Bu kitabı okuyun kendinizden çok şey bulacaksınız efenim.




Bir kitap düşünün ; Her danışanın bir renk olduğu ve bu renklerin farklı farklı hikayeleri , acıları , kaygıları olduğunu . Sade ve samimi bir üslubu olan yazarımız , anlatım tarzı ile okuyucusuyla birebir konuşuyormuş hissi yaratıyor . Kitap boyunca kullanılan dil , akıcı ve anlaşılır olup , okuyucuyu yoğun düşünsel bir yolculuğa davet ediyor . Bu yolculukta ; lerledikçe kendi ruhsal renginizi bulup , o renge göre şifalanıyorsunuz aslında . Ama sifalanma kelimesini okuduktan sonra minnoş bir kitapla karşılaşacağınız , sözüm ona gelişememiş insanların yazdığı gelişim kitapları gibi düşünmeyin . Bu şifalanma sürecende kitap sizi oldukça zorlayacak . Okudukça tramvalarınız , keşkeleriniz , amalarınız ve çünküleriniz gecelerce peşinizi bırakmaycak . Çünkü yazarın nihai hedefi ; ayrılığın beraberinde getirdiği hüzün , kırılganlık ve duygusal çatışmalar üzerine derinlemesine bir keşif sunarken , okuyucunun kendi ayrılıklarını sorgulaması ve bu süreçte içsel bir yolculuğa çıkmasına olanak tanımaktır. Kitap, çoğu zaman okuyucunun kalbine dokunan bir melankoli ile insanın kırılganlığına , dünya hayatının sonluluğuna dair farkındalık yaratır . Bu noktada , duygusal yoğunluğunun bu denli fazla olması kitabın en çarpıcı yanlarından biridir .
Velhasıl , '' VUSLAT ONA , AYRILIK BANA DÜŞTÜ ... '' diyenlerdenseniz önerimdir .
bu güzel kitabı okumam için tavsiye eden canım arkadaşıma sonsuz teşekkürler minnettarım ...




Bir psikoterapist ile danışanları arasında geçen ve hepimizin hayatında olan sorunların, sorgulamaların ,hayata bakış açısının ;hayat denen karmaşanın içinde koştururken birçoğumuzun unuttuğu bir yerden yorumlandığı bir eser. Bir psikiyatri uzmanı olan yazar ; kendi hayatını anlamlandıran yerden ; yani sonsuz kudret sahibi olan Yaratıcı'nın varlıkla , varlığın Yaradan'la ilişkisini çok farklı bir anlatım tarzıyla ele alıyor. Haliyle bu insan psikolojisinden anlayan tavır ; insanı öfkelendirmeyen aksine önyargısız ve dingin bir ruh haliyle meseleyi irdelemeyi sağlıyor. Demem o ki; ezbere yaşadığımız her şey gibi İslâm da bizim elimizde maalesef yalnız ve yalnız bir kültürel meseleymişcesine idrak dışı yaşanabiliyor işte #mustafaulusoy kitapları insana ,kendisi için gönderilen Kitap'tan hatırlatmaları yaparken belki de hiç düşünmediğiniz bir bakış açısını size kazandırıyor. İnsanın kendini anlamlandırmaya çalıştığı hayat yolculuğunda sadece anlamlı bir cümleden geçip ,bir bakış açısı kazandırmak bir kitap için fazlasıyla değerli değil mi? Sözün özü canı gönülden tavsiyemdir. İsterim ki siz de tanışın kişileri kahverengi, mor,bordo, turuncu vs. renk isimleriyle anlatan bu huzur veren ruhiyatçı ile ve dâhi eserleri ile
#mustafaulusoy
#giderkenbanabirşeylersöyle
#insanıntemelacılarıüçlemesi2
#kapıyayınları




Akşamın karanlığı dünyanın yüzüne düşerken insanın da içine düşermiş.
‘İnsanın içi’
Ne kadar derin bir mana..
Peki nedir içimizde olan ?
Ölüme verdiğimiz ama bir türlü kendimizden uğurlayamadığımız sevdiklerimiz mi ?
Veya bizi yiyip bitiren ayrılıklar mı ?
Ya da geçmişe duyulan pişmanlıklar mı?
Veya geleceğe olan özlem mi?
Ya da yaşanılmamış olan ve yaşanılması mümkün olmayan beklentiler mi?
Ben insanı içinde yaşattıklarından ibaret oldugunu ,
Burnunun ucundakini bile göremeyen ama hayatın kendisininmiş gibi sahiplenen aciz bir varlık olan insanın ne olduğunu ,
‘Bu hayat benimdir’ demek yerine ‘bu hayat sadece bana verilmiştir, bende emanettir’ demeyi,
Teslim olup yüklerinden kurtulmayı ve daha nice hayatın kanununu anladım.
Derin düşüncelere dalıp , soluksuz okuyacağınız sizi zihninizin en ücra köşelerine misafir ederek hayatınızı , kararlarınızı ve seçimlerinizi sorgulatacak,
Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı ve bunu farklı bakış açıları kazandırarak rehabilite edecek ,
Niye’lerimizi ve keşke’lerimizi sorgulatacak ,
Aşkın ve sevginin , ölümün ve hayatın ayrımını yapacak muhteşem bir eser.
Psikolojik buhranı Yaratıcıyla bağdaştırarak varoluş gayemizi ele alarak sonsuz bir hikayeye sahip olmayı öğretmekte..
İyi okumalar ;)




İnsanın temel acıları üçlemesinin ikinci kitabı olan "Giderken Bana Bir Şeyler Söyle" de yazar Mustafa Ulusoy, ayrılık ve ölüm üzerine insanın yaşadığı maddi-manevi kırılmaları gözler önüne seriyor.

Yazar, yaşanan kırılmaların temelinde, dünyanın ve insanın sonlu olduğundan habersiz insanoğlunun, Yaratıcı dan bağımsız şekilde kendi narsist benliğini ön planda tutup, hayatın kendisine verilen bir şeyden daha ziyade kendisine ait bir şey olduğunu düşünmesinden kaynaklandığını söylüyor.
Ayrılık ve ölümden kaynaklı acıların faturasını Yaradan'a kesen insanoğlu, bu davranışıyla kendisini kasvete boğan olaylara karşı tek tesellinin teslimiyet olması gerektiğini es geçiyor.

Yazar kitabında, insanoğlunun, ölümü hayatının son deminde değil, hayatının her anında düşünüp meleklerden üstün kılınan özellikleri sayesinde varoluşsal işe yaramayı gösteriyor.

Mustafa Ulusoy bu kitabında da diğer kitaplarında olduğu gibi hikaye tadında, okuyucuyu sıkmadan, insanın manevi hastalıklarına yönelik tespitler ve çözümler sunuyor. Bu kitabı diğerlerinden ayıran özellik ise ölüm ve ayrılık gibi insanın duymak dahi istemeyeceği konulara dair bakış açısının nasıl olması gerektiğini okuyucuyu yormadan, korkutmadan, incitmeden yalın bir üslupla anlatıyor.

İnsanoğlunun ölüm ve ayrılık kaygısıyla her an karşılaşma durumu olduğundan dolayı, böyle bir durumla karşılaşıldığında baş edebilmek ve o âna hazırlıklı olabilmek adına kesinlikle okunması gereken bir kitap.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: