Georg Simmel En Beğenilen Sözleri
1. "•
“Kadınlar, parçanın kendisini bütünden farklılaştırıp özerk bir yaşam edinmediği, daha özerk bir doğaya sahiptirler.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
2. "•
“Reddetme ve teslim olma kadınların ve yalnızca kadınların eksiksiz bir tarzda yapabilecekleri şeylerdir.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
3. "•
“Sevginin ait olduğu insani gelişmişlik düzeyi onu yeme, soluk alma ya da cinsel dürtü ile aynı zamansal ve türeyimsel katmana yerleştirebilmemiz için fazla ileridir.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
4. "•
“Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
5. "Her türlü emek inkar edilemez biçimde bir fedakarlıktır."
- Paranın Felsefesi
6. "Eğer kadın bir şeyle bağlantılı olduğunu duyumsamazsa, bu durumda o şey onu gerçekte ilgilendirmez."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
7. "Yaşam bizatihi yaşamdan daha fazlasıdır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
8. "Kadının yapıtı erkektir; çünkü gerçekten de erkekler, kadınların onlar üzerindeki etkileri olmasaydı olduklarından farklı olurlardı."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
9. "Bir kimse ne Sezar'ı anlamak için bir Sezar olmak zorundadır, ne de Augustinus'u anlamak için bir Augustinus olmak zorundadır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
10. "Nihayetinde erkek kendisi hakkında düşünür; kadın hakkında değil."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
11. "Kadınlar hakkındaki neredeyse tüm tartışmalar yalnızca onların erkeklerle olan gerçek, ideal ilişkilerinde ya da değer ilişkilerinde ne olduklarını temsil eder. Hiç kimse kadınların kendileri için ne olduklarını sormaz."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
12. "Kuşkusuz kadın nüansının gün ışığına çıkarılması edebi kültürde de oldukça zordur. Çünkü edebiyatın genel biçimleri erkekler tarafından üretilmiştir. Bu nedenle edebiyat biçimleri ile özgül olarak onları dolduran dişil içerik arasında ince bir içsel uyumsuzluk olması muhtemeldir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
13. "Nerede sevgi mevcutsa, ister temelinde isterse dışyüzünde olsun, orada sahip olma ve sahip olmama da vardır. Dolayısıyla nerede sahip olma ve sahip olmama varsa- gerçekte değil yalnız oyunda bile olsa- sevgi ya da onun yerini dolduran bir şey de mevcuttur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
14. "Sevgi sanki nesnesinden gelir gibidir, oysa ki gerçekte ona gider."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
15. "Kendimizi bir eylemi icra etmeye “itilmiş” olarak duyumsamamız içten içe eylemin şimdiden başlamış olduğu anlamına gelir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
16. "Kadının yapıtı erkektir; çünkü gerçekten de erkekler, kadınların onlar üzerindeki etkileri olmasaydı olduklarından farklı olurlardı."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
17. "Hayır, bir şeyleri pencereden atma ayrıcalığı yalnız insana özgüdür."
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
18. "Erkek için, cinselliği ya da erotizmi kozmik bir ilke olarak temsil eden mutlak, kadınla ilişkiden ibaret hale gelir. Kadın için ise söz konusu alanın cinsiyetler arasındaki bir ilişki olarak sahip olduğu görelilik; mutlağa, doğasının özerk varlığına dönüşür. Bir yandan, bu örüntünün nihai sonucu, sıkça doğrulandığı üzere, bir kadının tam anlamıyla teslimiyetinin bile onun ruhunun nihai kaynağını açığa çıkarmadığına ilişkin bir duygudur. Çünkü kadın salt erkekle olan ilişkisinde değil, doğası gereği cinseldir. Adeta kendine hakimiyete ve mustakil tamlığa ilişkin gizli bir anlayışı var gibidir. Kendisini tamamıyla sunduğundan, bunu değiş tokuşa dahil ettiği doğrudur. Ne var ki, burada bile, bu gizli benlik öteki kişi için ulaşılabilir hale gelmez. Aksine o erkeğe ait hale gelmiş olsa bile, hâlâ kendi öz zemininde köklü ve ulşılmaz olarak kalır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
19. "Bütün zihinsel resimlerin hemen açığa serildiği, her girişimin herkesin görüşüne açık olduğu gençlik koşullarına zıt olarak gizlilik çok geniş bir hayat kapsamı sağlar; çünkü duyuru sonucunda çok sayıda amaç hiçbir zaman uygulamaya geçemez..."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
20. "benzer şekilde giyinen insanlar, nispeten benzer davranışlar sergilerler."
- Modern Kültürde Çatışma
21. "El işçiliği söz konusu olduğunda kadınlar, kabiliyetleri ve gereksinimleri erkeklerinkinden ayrılan özel bir işçiler sınıfı teşkil eder."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
22. "Hayır demekte ve evet demekte, teslim olmakta ve reddetmede kadınlar ustadırlar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
23. "Kadının güzelliğe yönelik olarak daha büyük bir doğal yatkınlığa sahip olması anlamında da olsa, güzellik niteliği kadınla, erkekle olduğundan daha yakından ilintilidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
24. "Sevgi, tekil bir öznenin ancak deneyimlenebilen açıklanamaz bir tarzda diğer bir özneyi kucakladığı koşuludur ve öyle kalır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
25. "Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
26. "Görünürdeki ve gerçekteki daha engin duygusal derinlikleri dolayısıyla kadınlar, erkeğin genel ve tipik bir şey olarak kabul ettiği şeyleri, bütünüyle bireysel birer yazgı meselesi ve kişiliğin nihai odağı haline gelene dek yoğunlaştırırlar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
27. "Erkek sırf tensel olan tarafından cezbedilir. İstenç, özümseme ve hükmetme arzusu onu cezbeder. Buna karşılık, kadın müstakil kalır. Onun dünyası kendine özgü kütle merkezinin çekimine kapılmıştır. Bu nedenle kadın, belki kendi çevresinde erkekten daha kolay üzülebilir ve yıkılabilir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
28. ""Sırf bir duygusundan ötürü birini suçlamayı hiç anlayamamışımdır.""
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
29. "Erkeğin kadınla ilişkisi—erkeğin cinselliği için belirleyici önemine karşın— onun için yaşamsal öneme sahip değildir.
Açıkça, tipik durum şudur: cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.
Sonuç olarak kadının tek bir erkek bireye daha çok bağımlı olmasına karşılık erkeğin genel anlamda kadına daha çok bağımlı olduğunu anlayabiliriz."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
30. "Pek az alan istisna olmak üzere nesnel kültürümüz baştan sona erildir. Sanatı ve sanayiyi, bilimi ve ticareti, devleti ve dini yaratmış olanlar erkeklerdir. Erkek ve kadın arasındaki ayrımın mevzu dışı olduğu saf bir “insan” kültürünün var olduğuna yönelik inanç, tam da böyle bir kültürün var olmadığını ortaya koyan aynı öncülden kaynaklanır. Yani “insan” kavramının basitçe “adam” kavramıyla özdeşleştirilmesinden kaynaklanır. Hatta pek çok dil her iki kavram için aynı kelimeyi kullanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
31. ""...kadının yapıtı erkektir; çünkü gerçekten de erkekler, kadınların onlar üzerindeki etkileri olmasaydı olduklarından farklı olurlardı.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
32. "kadın için "ben" ile "ben"in etkinliği, kişiliğin merkezi ile çevresi, erkeğe göre çok daha sıkı sıkıya kaynaşmıştır. kadın içsel süreci -ahlak ya da kişisel çıkarlar gizlenmesini gerektirmediği sürece- daha dolayımsız biçimde söz konusu içsel sürecin ifadesine dönüştürür. bu durum kadınlarda ruhsal değişimlerin erkekler için geçerli olduğundan çok daha kolay bir biçimde fiziksel değişimler haline gelmesinden sorumlu olan karakteristik tutarlılık ile sonuçlanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
33. "“Reddetme ve teslim olma kadınların ve yalnızca kadınların eksiksiz bir tarzda yapabilecekleri şeylerdir.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
34. "Cinsellik, kadınlarla ilişki olarak var olur. Ne var ki, kadın için cinsellik, feminenliğin olgusu içerisinde nihai özüne ayrılmazcasına bağlı ya da onunla özdeş bir mutlak, özerk bir varlık kipi"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
35. "Yaşam kendinde bulunan bir değer olarak yaşanır ve deneyimlenir. Dahası, kadın kendi anlamını yaşam sürecinin sonuçlarından değil, bu sürecin kendisinden elde eder."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
36. "İnsani olan her şeyin asıl laneti her tür şeyin hazzına ancak karşıtından farklılığı sayesinde varabilmemiz değil mi?"
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
37. "Yaşamın öznel anlamda içsel bir yönelim olarak mı yoksa şeylerdeki ifadelerine gönderimle mi kavranacağından bağımsız olarak, eril birey her zaman oluşturdukları kutupsallığın içine kadının çekilmediği iki yandan hareket eder. Bir yandan erkek (çok da bedensel sorun olmadığından dolayı genelde daha az özgül olarak tensel olan daha derin dişil cinselliği ile karşıtlık içinde) sırf tensel olan tarafından cezbedilir. İstenç, özümseme ve hükmetme arzusu onu cezbeder. Diğer yandan arzunun ötesinde yatan tinsel olana, mutlak biçime ve aşkın olana da çekilir. İkincisinin yaşamsal önemini hatalı bir biçimde salt ilkinin yadsınmasına konumlandırmak belki de Scopenhauer'in temel bir yanılgısı idi. Nietzsche'nin karşıt yöndeki yanılgısı da bunun kadar temeldir: yani tinsel olmayana ve ilkel ötesine yönelik her tutkuda ilkel güç ve yaşam istencinden başka bir şey görmemek."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
38. "En mutlu insan kendini zeki sanan bir aptaldır.."
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
39. "Ne var ki, tipik olarak ilişki kadın için, erkek için olduğundan daha önemlidir. Kadın için kadın oluş, eril olmanın erkek için taşıdığı öneme kıyasla daha hayatidir. Erkek için cinsellik bir anlamda yaptığı bir şeydir. Kadın için ise o bir varlık kipidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
40. "Kadınların erkeklerle karşılaştırıldığında daha sadık bir doğaları olduğuna ilişkin gözlem hakkında muhtemelen evrensel bir uzlaşma söz konusudur. Bu durum kadınların sahip olunan eski eşyalara (kendisinin olanlara olduğu kadar sevdiği kişilere ait olanlara da) ve “anılara” (somut olanların yanı sıra en mahrem türdekilere de) bağımlılıkları ile başlar. Kadın doğasının bölünmemiş birliği, ne yaşandıysa hepsini bir arada tutar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
41. "Bilinen bir şey olarak insan, doğa ve tarih tarafından oluşturulur; ama bilen olarak insan doğayı ve tarihi oluşturur."
- Bireysellik ve Kültür
42. ""Bütün kitle eylemlerini karakterize eden şey utanç duygusunun yitimidir""
- Modern Kültürde Çatışma
43. "Dolaysız deneyimin oluşturduğu hammadde, tarih dediğimiz teorik yapı haline nasıl gelir?"
- Bireysellik ve Kültür
44. "Eğer sevgi sahip olmamaktan sahip olmaya uzanan yolda yatıyorsa, onun doğası sahip olmaya yönelik harekette tüketiliyorsa, o zaman "sahip olunduğunda" o artık önceden olduğu şey ile aynı şey olamaz. Yani artık sevgi olamaz. Aksine, onun enerji hissesi hazza ya da belki de bitkinliğe dönüşür."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
45. "Hâlâ çocuklar gibiyiz. Yaşamdan artık bir şey beklemiyoruz ama pazar günlerinden bekliyoruz."
- Felsefi Minyatürler
46. "Gözümüzün önünde cereyan eden, ama bir o kadar anlaşılmaz olan..."
- Modern Kültürde Çatışma
47. "Eğer sevgi sahip olmamaktan sahip olmaya uzanan yolda yatıyorsa, onun doğası sahip olmaya yönelik harekette tüketiliyorsa, o zaman "sahip olduğunda" o artık önceden olduğu şey olamaz. Yani artık sevgi olamaz. Aksine, onun enerji hissesi hazza ya da bitkinliğe dönüşür.
Sevginin bu sonucu -bir şeyden yoksun olan bir kimsenin söz konusu şeye duyduğu arzu- sevginin tam da bittiği anda yeniden doğacağı düşüncesi ile boşa çıkarılamaz."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
48. "“Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
49. "Hoşnut edilmekten çok incitiliriz."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
50. "“her şeye sahiptirler hiçbir şeyleri yoktur.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
51. "Ev ve çocuk, erkek için bir araçtır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
52. "Modern idealizm, egodan dünya üretir."
- Paranın Felsefesi
53. ""Kadın için "ben" ile "ben"in etkinliği, kişiliğin merkezi ile çevresi, erkeğe göre çok daha sıkı sıkıya kaynaşmıştır. Kadın içsel süreci -ahlak ya da kişisel çıkarlar gizlenmesini gerektirmediği sürece- daha dolayımsız biçim de söz konusu içsel sürecin ifadesine dönüştürür. Bu durum kadınlarda ruhsal değişimlerin erkekler için geçerli olduğundan çok daha kolay bir biçimde fiziksel değişimler haline gelmesinden sorumlu olan karakteristik tutarlılık ile sonuçlanır""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
54. "Aşk, Platon' un dediği gibi , sadece sahip olmamaktan sahip olmaya giden yolda değil, sahip olmaktan sahip olmamaya giden yoldadır."
- Felsefi Minyatürler
55. "Hiçbir şey, uğruna heyecan duymaya değmez."
- Modern Kültürde Çatışma
56. "İnsan bilinci için ilk çelişki ve aynı zamanda ilk bütünleşme BEN ile SEN arasında ortaya çıkar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
57. "Taklit, düşüncenin düşüncesizlikten doğan çocuğudur."
- Felsefi Minyatürler
58. "Tanrı beni kendi evimde neden bir parya ve bir yabancı olarak yarattı?"
- Yabancı
59. "İtirazımız bütünüyle koşullarımızın kurbanı olmadığımızı hissettirir bize."
- Bireysellik ve Kültür
60. "Ruhun
dışında olmak ile ruhun içinde
olmak arasındaki (beden açısından
aynı anda hem önemli hem de
anlamsız olan) ayırım, bedenin
ötesindeki şeyler için, birliğe sahip
olan ve kendini aşan bir yaşam
akımı içinde, aletin sunduğu büyük
gerekçe tarafından hem korunur
hem de çözüme kavuşturulur."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
61. "İşin doğası gereği, insanlar arasındaki bütün ilişkiler birbirleri hakkında bir şeyler bildikleri ön koşuluna dayanır."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
62. "“Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
63. "Erkek erotik deneyimler sonucunda deliliğe ya da intihara sürüklenebilir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
64. "Kadınlar hakkında neredeyse tüm tartışmalar yalnızca onların erkeklerle olan gerçek, ideal ilişkilerinde ya da değer ilişkilerinde ne olduklarını temsil eder. Hiç kimse kadınların kendileri için ne olduklarını sormaz.
Kadın yalnız bu ilişkide mevcut sayıldığından şu sonuca varılır: kadın kendisi için hiçbir şeydir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
65. "Kadın tipik olarak hiçbir zaman erkek kadar yalnız değildir. Kadın
her zaman kendine aşinadır. Ne var ki, erkeğin "aşina olduğu şey" kendisinin ötesindedir.
Bu nedenle erkek genel olarak kadından daha kolay sıkılır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
66. "Dişili tanımlamak erili tanımlamaktan daha kolaydır fakat bir kadını tanımlamak bir erkeği tanımlamaktan daha zordur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
67. "Bütün yanlış anlamalar ve eksik değer biçmeler bir varlığı karşıtı olan varlık için yaratılmış ölçütlere göre yargılamanın bir sonucudur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
68. "İnsanın dünyayı anlama ve
kurmasındaki en dikkat çeken yan,
tek bir öğenin organik bir bütünün
kendine yeterliliğini, bu bütünün
hiçbir parçası dışarıda kalmamış
gibi, deneyimleyebilmesi, ama
bunun aynı zamanda bambaşka
bir yaşamın söz konusu bütüne
doğru akmasını sağlayan kanal da
olabilmesidir; başka deyişle, bir
tanesinin bütünlüğünün ötekisinin
bütünlüğünü, ne biri ne de öteki
paramparça olmadan kavramasını
sağlayan tutamak
olmasıdır."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
69. ""... şimdi, geçmişe bağlı olmaktan çıkar.""
- Modern Kültürde Çatışma
70. "Bütünüyle anlayış; psikolojik açıdan en üst derecede tanıma seviyesine ulaşılması, daha önce büyük bir coşkunluk yaşanmış olsa bile, sonuçta yavanlık hissi doğurur; ilişkinin canlılığına zarar verir ve devamının gereksiz olduğu izlenimini doğurur."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
71. "İnsanî olan her şeyin asıl laneti her tür şeyin hazzına ancak karşıtından farklılığı sayesinde varabilmemiz değil mi?"
- Felsefi Minyatürler
72. "Kadınlara yönelik tüm küçük görmelerin, kötü muamelelerin yanında, onların yine de salt kadından, yani yalnızca erkeklerle olan ilişkilerinde var olan varlıklardan başka bir şey olduklarına ilişkin bir duygu da ilkel zamanlardan bugüne değin bütün bir kültür tarihi boyunca sesini duyurmayı başarmıştır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
73. "Kadın çoğu durumda erilin hareketliliği için bir engel olan “ahlakın peşindedir.” Kadın ahlak alanının dahilinde, erkek için büyük bir çoğunlukla ahlak alanının dışında yatan özgürlüğü bulur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
74. "Aşmamız gereken direnç, bize gücümüzü kanıtlama imkânı veren
şeydir."
- Bireysellik ve Kültür
75. ""Anlamsız zorbalıkların giderilmesi doğrudan doğruya yaşamın nesneleştirilmesinden kaynaklanır; öyle bir nesneleştirme ki, onun araçsal olarak kullanışlılığı, öznenin tüm itkiselliğinden,aşırılıklarından ve miyopluğundan kurtarır.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
76. "İnsan bir başkasının resmini çarpıtır. Hem eksiltir hem çoğaltır, zira genelleme her zaman bireysellikten hem daha fazla hem de daha azdır."
- Bireysellik ve Kültür
77. ""Alt tabakalar üsttekilerin stilini sahiplenmeye başladığında, üsttekilerin kendi etraflarına çektiği sınırı aşmış, o modayla simgelenen sınıfsal bütünlüklerini ortadan kaldırmış olurlar; işte o zaman üst zümreler o modadan vazgeçip, yine kendilerini geniş kitlelerden ayırt etmelerini sağlayacak başka bir modaya yönelirler. Ve oyun baştan başlar. Çünkü alttaki zümreler doğal olarak yukarıdakilere bakar, yükselmeye çabalar ve bunu en kolay yapabilecekleri alanlar modaya tabi olan alanlardır. Çünkü dışsal taklide en müsait alanlar bunlardır.""
- Modern Kültürde Çatışma
78. "“Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
79. "kadın hem etkin hem de edilgin anlamda erotik çekiciliğin üst eşiğini erkeğe göre çok daha erken bir yaşta aşar. bununla birlikte, son derece nadir istisnalar ve çok ilerlemiş yaşlarda gerçekleşen bozulma dikkate alınmazsa bu hiçbir zaman onu maskülen -ya da burada daha önemlisi- cinsiyetsiz yapmaz. erkeğe yönelik bütün cinselliği sönmüştür. bununla birlikte, bütün varlığının kendine özgü dişil niteliği değişmeden kalır. o noktaya dek, onda amacını ve anlamını erkekle olan erotik ilişkisinden türetir görünen her şey şimdi bütünüyle bu ilişkinin ötesinde, kendine ait odak noktasıyla doğasının, kendisi tarafından belirlenmiş bir iyeliği olarak ortaya çıkar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
80. "Düşüncemiz doğruluktan bütünüyle sapsa bile, hiçbir şekilde içsel geçerliliğini ya da zihinsel süreçlerimiz üstündeki hakkını kaybetmez."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
81. "Kader bazen arzularımızı yerine getirir ama kendi tarzında."
- Felsefi Minyatürler
82. "Birisine verdiğimiz sadakat sözünü tutmadığımızda, haksızlık ettiğimiz insandan nefret etmek gayet insani bir şey olduğundan, tüm hata ve eksiklikleri ona yüklüyoruz.."
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
83. "Asıll yalan, sözlerin düşüncelerle örtüştüğü, fakat düşüncenin içimizdeki daha derin gerçekle çeliştiği yalandır; ruhumuzun kendi içinde ikircikli olduğu ve aslında inanmadığını bildiği şeye inandığı zaman."
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
84. "Karşılıklı sevgi bile ödenmemiş hiçbir bakiye kalmaması için basitçe hesaplanamaz. Sevgi, nicel olarak belirlenemez, ilkece “kazanılmış” olmayacak o değerlerden biri olarak kalır. Bu nedenle gerçekte sevme “iddiasına” da sahip olamayız. Aksine, her koşulda, en engin cömertliğin ve eşdeğer değerlerin onu zorunlu kılıyor ve bize bir sevme hakkı veriyormuş gibi göründüğü yerde bile, o yine bir armağan ve lütuf olarak kalır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
85. "Kişi hiçbir zaman başka birini tam olarak tanıyamaz; çünkü bu her bir düşünce ve duygunun bilinmesi anlamına gelirdi; bunun yerine, gözlemlediğimiz parçaları kullanarak kişisel bir bütün oluştururuz, bu bütün de özel bakış açımızın görmemize izin verdiği orana bağlı olarak şekillenir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
86. "İtirazımız, bütünüyle koşullarımızın kurbanı olmadığımızı hissettirir bize."
- Bireysellik ve Kültür
87. ""İçsel olsun dışsal olsun, devrimci tarihsel dönüşümleri gerçekleştirenler genellikle gençlerdir- kendine özgü doğasıyla günümüzde yaşanan dönüşüm söz konusu olduğunda bu durum özellikle geçerlidir.""
- Modern Kültürde Çatışma
88. "İnsan dışında, kendini gösterme ya da gizleme becerisine sahip başka bir özne daha yoktur; başka hiçbir özne anlaşılmayı ya da yanlış anlaşılmayı göz önünde bulundurarak tutumunu değiştirmez."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
89. "Bu bağlamda bütünüyle nesnel olan içeriklerinde dahi insan kültürünün cinsiyetsiz olmadığını baştan dile getirmek önemlidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
90. "Bir erkek kendisine yakınlaşan bir kadını reddettiğinde, bu bütünüyle haklı ve hatta etik, kişisel yahut estetik zeminlerde zorunlu olmalıdır. Ne var ki, o reddedişle ilgili her zaman belli bir anlamda kaba, beyefendice olmayan, kınanmayı hak eden bir şey vardır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
91. "Gerçekte sevme "iddiasına" da sahip olamayız. Aksine, her koşulda, en engin cömertliğin ve eşdeğer değerlerin onu zorunlu kılıyor ve bize bir sevme hakkı veriyormuş gibi göründüğü yerde bile, o yine bir armağan ve lütuf olarak kalır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
92. "Denilebilir ki sevgi her zaman içsel bir kendine yeterlilik tarafından üretilen bir dinamiktir. Her ne kadar o dışsal nesnesi aracılığıyla gizli bir durumdan fiili bir duruma aktarılırsa da katı anlamda dışarıdan uyandırılamaz. Zihin sevgiye ya nihai bir olgu olarak sahiptir ya da hiç sahip değildir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
93. "Toplum eşitsiz unsurlardan oluşan bir yapıdır. Demokratik ya da sosyalist çabaların yöneldikleri -ve kısmen de elde ettikleri- “eşitlik” , aslında insanlar, işlevler ceya konumlar arasındaki bir eşdeğerliliktir. Doğalarının, hayat içeriklerinin ve yazgılarınınfarklılığı yüzünden insanlarda eşitlik imkansızdır."
- Bireysellik ve Kültür
94. ""Erkek kendisini dışsallaştırır. Enerjisi icrasına boşalır. Dolayısıyla o ister devingen ister ideal, ister yaratıcı isterse temsil edici bir tarzda olsun bir bakıma kendisinden ayrı bir şeye 'işaret eder'. Öte yandan kadının oluşturucu idesi, merkezi ile çevresi arasındaki kesintisizlik ve hem birbirleriyle olan ilişkilerinde hem de merkezle ilişkilerinin bakışımında doğasının yönleri arasındaki uyumda organik kesinliktir. Bu tam olarak güzeli özetleyen şeydir.
Metafizik kavramların simgeselliği içinde kadın varlığı, erkek ise oluşu temsil eder.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
95. ""...pek az alan istisna olmak üzere nesnel kültürümüz baştan sona erildir. Sanatı ve sanayiyi, bilimi ve ticareti, devleti ve dini yaratmış olanlar erkeklerdir. Erkek ve kadın arasındaki ayrımın mevzu dışı olduğu saf bir "insan" kültürünün var olduğuna yönelik inanç, tam da böyle bir kültürün var olmadığını ortaya koyan aynı öncülden kaynaklanır. Yani "insan" kavramının basitçe "adam" kavramıyla özdeşleştirilmesinden kaynaklanır. Hatta pek çok dil her iki kavram için aynı kelimeyi kullanır.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
96. "Kadınların kendilerine özgü jestleri, ruhsal doğalarının ayırıcı niteliğini en doğrudan biçimde belirli bir dışsal ifadede sergiler. Dolayısıyla bu ifade, özellikle, kadınların doğuştan gelen ritim duygularının nesnelleştiği dans sanatıdır. Dansta geleneksel biçimlerin şematik karakteri, bireysel itki, zarafet ve jest tarzının esnekliğine kıyaslanamaz bir etkinlik alanı bırakır. Eğer dansın gerçek baş balerinlerinin devinimleri süsleyici çizgiler olarak sabitlenirlerse, bir erkeğin onları (bilinçli taklit dışında) hiçbir uyarılmayla üretemeyeceğini göreceğimizden eminim."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
97. "Sevginin ön biçimi, tıpkı biyolojik yaşamın bir öğesi ya da ürünü olması gibi, gerçekte dini yaşamın bir öğesi ya da bir ürünüdür."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
98. "Bir kimsenin jestleri onun alışıldık olarak içinde devindiği mekanlara bağlıdır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
99. "Bir kimse ne Sezar'ı anlamak için bir Sezar olmak zorundadır, ne de Augustinus'u anlamak için bir Augustinus olmak zorundadır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
100. "Kişi hiçbir zaman başka birini tam olarak tanıyamaz; çünkü bu her bir düşünce ve duygunun bilinmesi anlamına gelirdi; bunun yerine, gözlemlediğimiz parçaları kullanarak kişisel bir bütün oluştururuz, bu bütün de özel bakış açımızın görmemize izin verdiği orana bağlı olarak şekillenir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
101. "Pek az alan istisna olmak üzere nesnel kültürümüz baştan sona erildir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
102. "Eksiksiz karşılıklı şeffaflık diye bir şey olsaydı, insanların birbirleriyle kurdukları ilişkiler hayal edilemeyecek bir şekilde değişirdi."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
103. ""Psikolojinin mantığının bakış açısından farklılaşma ve nesnellik sadakatin karşıtıdır. Sadakat, koşulsuz olarak kişiliğin tamamını tek bir ilgide, duyguda ya da deneyimde eritir. Sırf böyle bir ilgi, duygu ya da deneyim var oldu diye sadakat onlarla kaynaşmış halde kalır. Bu nedenle benin kendi bireysel cisimleşmelerinden geri çekilmesinin karşısındaki bir engeli temsil eder.
Kişinin nesneden ayrılmasında inançsız bir şeyler vardır. Bu bakımdan nesneden ayrılış kadınların daha sabit doğasına karşıttır.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
104. ""Metafizik kavramların simgeselliği içinde kadın varlığı, erkek ise oluşu temsil eder.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
105. "Kültürümüzün bu hiçbir kanıt gerektirmeyen nesnelleşmesi diğer bir göze çarpan karaktersizliliği ile, yani uzmalaşması ile karşılıklı yakın bir ilişki içinde durur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
106. "Ne ihtiyaç ne de kullanım imkanı kendi içinde değer ya da ekonomik süreç barındırır. Bunlar her biri tatmin olma hissinin koşulu olarak ötekinin kendini bir ölçüde inkar etmesini gerektiren iki özne arasındaki mübadele yoluyla ya da bu sürecin kendi kendine yeterli ekonomi içindeki muadili yoluyla eşanlı olarak fiiliyata geçerler."
- Bireysellik ve Kültür
107. "Hepimiz sadece genel insanın değil, kendi kendimizin de parçalarıyızdır. Sadece “insan” , “iyi” , “kötü” vs. tiplerin değil, kendi bireyselliğimizin ve biricikliğimizin de taslaklarıyız."
- Bireysellik ve Kültür
108. "Sanat kuramı şimdiye kadar
öğelerinden sadece bir tanesi
olarak, dar anlamıyla güzellik
ile pek ilgilenmedi. Biçimsel
güzellik, bütün yaşam ve fikir
talepleriyle birlikte, estetik-üzeri
güzellik diyebileceğimiz güzellik
tarafından yeni bir sentetik biçime
dahil edildi. Muhtemelen bu tür
güzellik gerçekten önemli bütün
sanat eserlerinin ayırıcı özelliğidir;
bu tür güzelliği kabul etmekle her
tür estetizmden keskin biçimde
ayrıldığımızı da göstermekteyiz."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
109. "...moda, sözgelimi eteklerin dar mı geniş mi, saçların kısa mı uzun mu, kravatların renkli mi siyah mı olması gerektiğine hükmederken, herhangi bir amaç gözetmez. Kimi zaman öyle çirkin ve itici şeyler 'modern' olur ki, sanki moda, kudretini gösterme arzusuyla, sırf moda oldukları için en berbat şeyleri sırtımıza geçirmemizi istiyordur.""
- Modern Kültürde Çatışma
110. "Otobüs, tren ya da tramvay kullanımının yaygınlaştığı 19. yüzyıla kadar, insanlar hiçbir zaman, dakikalar hatta saatler boyu tek kelime etmeksizin birbirlerine bakmak zorunda kalmamıştı."
- Modern Kültürde Çatışma
111. "Pek az alan istisna olmak üzere nesnel kültürümüz baştan sona erildir. Sanatı ve sanayiyi, bilimi ve ticareti, devleti ve dini yaratmış olan erkeklerdir. Erkek ve kadın arasındaki ayrımın mevzu dışı olduğu saf bir "insan" kültürünün var olduğuna yönelik inanç, tam da böyle bir kültürün var olmadığını ortaya koyan aynı öncülden kaynaklanır. Yani "insan" kavramının basitçe "adam" kavramıyla özleştirilmesinden kaynaklanır. Hatta pek çok dil her iki kavram için aynı kelimeyi kullanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
112. "Döneceği ev hiçbir şekilde onun ayrıldığı ya da yokluğu sırasında hatırladığı ve hasretini çektiği ev değildir. Aynı sebepten ötürü, eve dönen, evden ayrılanla aynı kişi değildir. Eve dönen, ne kendisi için ne de onun dönmesini bekleyenler için aynı kişidir."
- Yabancı
113. "Açıkça, tipik durum şudur: cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye, kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
114. "Bir davette Yunan şairinin şu cümlesi söylendi: "En iyisi hiç doğmamış olmak." Bunun üzerine bir Berlinli şöyle dedi: "Ama ne kadar az insana nasip olur bu!""
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
115. "kader bazen arzularımızı yerine getirir,ama kendi tarzında"
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
116. "Kişiliğin tanınması’ “tanıdık” olmaktan farklıdır. Kişi belirli biriyle tanıdık olduğu hatta yakından tanıdık olduğunu söylerken , gerçek bir yakın ilişkinin eksikliğini belirgin bir biçimde vurgulamaktadır. Bu durumda o kişinin sadece harici özelliklerini biliyor demektir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
117. ""Kültür, nesnelliğinin bir sonucu olarak hiçbir surette erkeklerin ve kadınların ötesinde yatan bir alanda var olmaz. Durum daha çok şöyle bir görünüm arz eder: pek az alan istisna olmak üzere nesnel kültürümüz baştan sona erildir. Sanatı ve sanayiyi, bilimi ve ticareti, devleti ve dini yaratmış olan erkeklerdir. Erkek ve kadın arasındaki ayrımın mevzu dışı olduğu saf bir 'insan' kültürünün var olduğuna yönelik inanç, tam da böyle bir kültürün var olmadığını ortaya koyan aynı öncülden kaynaklanır.
Yani 'insan' kavramının basitçe 'adam' kavramıyla özdeşleştirilmesinden kaynaklanır. Hatta pek çok dil her iki kavram için aynı kelimeyi kullanır.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
118. "..."gelenek, teknik, bir model ya da yerleşik bir ilke....Bütün bunlar hayata ket vuran şeylerdir; oysa hayat kendiliğinden bir şekilde, yaratıcılıkla akmak ister.""
- Modern Kültürde Çatışma
119. "Ne var ki, tipik olarak ilişki kadın için, erkek için olduğundan daha önemlidir. Kadın için kadın oluş, eril olmanın erkek için taşıdığı öneme kıyasla daha hayatidir. Erkek için cinsellik bir anlamda yaptığı bir şeydir. Kadın için ise o bir varlık kipidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
120. "Hayat ancak kendi karşıtı içinde yani bir form içinde gerçekliğe dönüşmeye mahkumdur."
- Modern Kültürde Çatışma
121. "Karşılaştığımız her insan, ona ilişkin doğrudan tecrübemiz açısından sadece ses çıkaran ve jest yapan bir otomattır. Bu görüntünün ardında bir zihin olduğunu ve o zihnin içinde ne türden işlemlerin gerçekleştiğini ancak doğrudan bildiğimiz yegane zihinsel varlık olan kendi zihnimizle kıyas yaparak anlayabiliriz. Öte yandan, öz-bilgi ancak başkalarının bilgisiyle gelişir, ve benliğin gözlemlenen ve gözlemleyen bir bölüme ayrılması, ancak benlik ile diğer kişiler arasındaki ilişkinin kıyaslanmasıyla gerçekleşir. Kendimize ilişkin bilgi bu nedenle kendi yolunu ancak başka varlıklarla bulmak zorundadır."
- Paranın Felsefesi
122. "Eksiksiz karşılıklı şeffaflık diye bir şey olsaydı, insanların birbirleriyle kurdukları ilişkiler hayal edilemeyecek bir şekilde değişirdi."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
123. "Schopenhauer'in erkek bedeninin daha yüksek bir güzelliğe sahip olduğu savını dayandırdığı zeminler bana yerinde görünmüyor. Eril burada da daha çok "belirleyen" olarak nitelendirilebilir. Çalışma için yararlı olan kasların daha vurgulu bir şekilde belirgin oluşu, anatomik yapının açık işlevsel karakteri, biçimlerin saldırgan köşeliliği olarak adlandırılabilecek şeyle birlikte kuvvetin dışavurumu gibi özellikler çok da güzelliğin ifadesi değildirler. Daha ziyade, diğer bir deyişle, kendinden çıkan ve dışsal mevcudiyet ile etkili bir teması gerçekleştirme yeteneğinin ifadeleridirler."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
124. "Para kendi içeriğini değerinden türetir; o bir töze dönüşen değer, şeylerin kendisi olmaksızın şeylerin değeridir."
- Paranın Felsefesi
125. "Bazen işimizden daha fazlasıyızdır. Bazense -kulağa paradoksal gelse de- işimiz olduğumuz şeyden daha fazlasıdır. Yine kimi zaman biri ötekinden uzağa düşer ya da ikisi yalnızca rastlantısal bakımlardan kesişirler."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
126. "Bir kadın bizatihi kur yapıcı tutumu ile ne kadar kur yapabiliyorsa kur yapıcı olmayan tutumu ile de bir o kadar kur yapabilir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
127. "... gizlilik olmak ve olmamak arasında bir geçiş stadıdır."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
128. "İnsan bilinci için ilk çelişki ve aynı zamanda ilk bütünleşme ‘ben’ ile ‘sen’ arasında ortaya çıkar. Çünkü ‘ben’, ‘sen’e giden boşluktan geçen yolu duyumsamıştır. ‘Ben’in varoluşsal istenci tam bir yakınlıkla ‘sen’e akar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
129. "Dişili tanımlamak erili tanımlamaktan daha kolaydır fakat bir kadını tanımlamak bir erkeği tanımlamaktan daha zordur.
Erkeğin erilden daha fazlası olması ile aynı şekilde kadın da dişilden daha fazlasıdır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
130. "Toplumsal düzenleme, yeni evlilik biçimiyle bir ve aynı zamanda ortaya çıkar."
- Bireysellik ve Kültür
131. "Teşebbüs genellikle güzelliği faydadan türetmeye yöneliktir, fakat bir kural olarak bu sadece güzelliğin bir cehalet zevksizliğiyle kabalaştırılmasına yol açmıştır."
- Paranın Felsefesi
132. "Dogmatizm bilginin kesinliğini bir kayaya kazınmış gibi ifade edebilir. Peki kayayı destekleyen nedir?"
- Paranın Felsefesi
133. ""Kadınlar, kendilerinde salt tarihsel nesnelerle özdeşlik ve ayrımın erkeklerden farklı bir karışımına, dolayısıyla kendine özgü ruhsal yapıları sayesinde erkeklerin göremedikleri şeyleri görme olanağına sahip değildirler; ancak farklı zihinsel yapıları sayesinde aynı zamanda farklı bir tarzda görme olanağı da taşırlar. Kadınlar, varoluşu genel olarak kendi doğalarının önselinin bakış açısından -dolayısıyla, söz konusu iki ayrı yorum, doğru ve yanlıştan ibaret basit iki seçeneğe tabi olmasa da, erkeklerden farklı yorumlarlar.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
134. "Bilinen bir şey olarak insan, doğa ve tarih tarafından oluşturulur; ama bilen olarak insan doğayı ve tarihi oluşturur."
- Bireysellik ve Kültür
135. ""Para mübadelesinin beşiği olan büyük kentler, şeylerin alınıp satılabilir olma niteliğini, küçük yerleşimlere kıyasla çok daha çarpıcı şekilde ön plana çıkarır. İşte bu yüzden kentler, bıkkınlığın da asli mekanıdır.""
- Modern Kültürde Çatışma
136. ""Şurası kesindir ki kent hayatı, insanın hayatta kalmak için doğayla giriştiği mücadeleyi, insanlararası bir kazanç mücadelesine dönüştürmüştür: Buradaki kazanç, doğadan değil, başka insanlardan elde edilir.""
- Modern Kültürde Çatışma
137. "Sınırsız zevk peşinde geçirilen bir hayat, sonunda insanı bıktırır."
- Modern Kültürde Çatışma
138. "Kadınlar hakkındaki neredeyse tüm tartışmalar yalnızca onların erkeklerle olan gerçek, ideal ilişkilerinde ya da değer ilişkilerinde ne olduklarını temsil eder. Hiç kimse kadınların kendileri için ne olduklarını sormaz."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
139. "Birinci değer "önem'', ikincisi ise "güzellik" olarak nitelenebilir. Önem, tabii ki bir varlık durumudur. Ama icra, başarı, bilgi ve etkililik olarak kendi sınırlarının ötesine geçen geçişli bir durumdur. Diğer bakımlardan özerk oluşundan bağımsız olarak, onun değer standardı bu ilişki temelinde belirlenir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
140. "“Cinsel arzunun doyurulması erkeği ilişkiden özgürleştirmeye kadını ise ilişkiye bağlamaya eğilimlidir. Bunun dışsal nedenleri açıktır. Erkek için, kendisini kadına çeken güdü, dürtünün doyurulması ile birlikte kaybolur.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
141. "Kadınlar için sorun, erkeklerin başarılarına ve yaşam biçimlerine yönelmeye niyet ettikleri oranda hali hazırda var olan ve kadınların salt erişimlerine kapatılmış bulunan kültürel ürünlere, bu ürünlerin onlara yeni bir mutluluk kaynağı, yeni yükümlülükler ya da yeni bir kişilik biçimi sağlayıp sağlamayacağından bağımsız olarak, kişisel katılımlarıdır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
142. "Üçüncü kişiler kişiliğimizin merkezinden ne kadar uzakta konumlanırsa, onların dürüstlük eksikliğine kendimizi pratik ve aynı zamanda öznel açıdan o kadar iyi alıştırabiliriz."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
143. "Gizlilik, hayatın mahrem içerikleri alanına saygı duyan bir adalet hissinden başka bir şey değildir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
144. "Bizi bir kişiye sempati açısından, diğerine entelektüel benzerlik açısından, bir üçüncüye dinsel itkiler açısından, dördüncüye ortak deneyimler nedeniyle bağlayan bu farklılaşmış arkadaşlıklar, sakınma, kendini açığa vurma ya da gizleme konusu ile bağlantılı olarak, oldukça ilginç bir sentez oluşturur. Arkadaşların, her örnekteki özel ilişkiye dahil olmayan ilgi alanı ve duyguları zorlamaktan karşılıklı olarak kaçınmasını talep eder. Bu koşulun yerine getirilmemesi durumunda karşılıklı anlayış ciddi bir şekilde zarar görür."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
145. "Bir kimsenin jestleri onun alışıldık olarak içinde devindiği mekanlara bağlıdır. 15. yüzyıl Alman resimlerinde çizilen jestleri, aynı dönemin İtalyan resimlerindekilerle karşılaştırırsak, İtalyan saraylarının yanı başında Nuremberg soylularının evleri gözlerimizde canlanıverir. Jestlerinin az çok kısıtlanmış, bütün bir katı ve düzeltilmiş niteliği, büründürüldükleri giysilerin epeydir şifonyerde katlı vaziyette duruyor gibi görünüşü, kapalı mekanlarda harekete alışmış kişilerin karakterini akla getirir. Yine de, bana öyle geliyor ki kadın devinimlerinin "dört duvara" hapsedilmesinin yol açtığı sonuçlar, hiçbir surette salt onların mekanlarının daraltılmasından kaynaklanmaz. Aksine bu sonuçlar, söz konusu ortamın sabit aynılığıyla ve alışkanlığa bağlı karakteriyle daha yakından bağlantılıdır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
146. "Hayır demekte ve evet demekte, teslim olmada ve reddetmede kadınlar ustadırlar. Bu, hayvanlar alemi boyunca dişiye ait olan cinsel rolün, yani seçen taraf olmanın tamamlanmasıdır. Buna karşılık fettan kadın ne direnir ne de teslim olur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
147. "Genellikle ortalama erkeğin kadınlara dönük ilgisi, bir kadın terzi ve prenseste aşağı yukarı aynı olan bir şeyde yatar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
148. "İçsel tutarlılığı ve kendine yeten anlamıyla bütün tasavvur dünyamız için sıkı bir çerçeve ya da yırtılmaz bir örtü oluşturan bilgi formları, hayatın akışı tarafından, hayatın akışı içinde çözülmektedir. Bu formlar, hayatın evrilip değişen kuvvetleri ve yönelimleri tarafından şekillendirilmekte, kendi hukukları, zamandışı geçerlilikleriyle bunun karşısında direnç gösterememekledirler. Felsefenin merkezî kavramı olarak hayat, en saf formunu, en temel metafizik olgu haline geldiği noktada kazanır: Bilgi probleminin yeniden formüle edilmesinden çok öte bir noktadır bu; burada hayat, varlığın özüdür - var olan her görünüm, mutlak hayatın bir kalp atışı, bir tasvir biçimi ya da bir gelişme evresidir."
- Modern Kültürde Çatışma
149. "Hayvanların da aldatıldıklarını ve hatalarını düzelttiklerini görebiliriz. O halde hayvanlar ve
bizler için tamamen farklı olduğunda, nesnel gerçekliğe uymadığında, ve gene de nesnel gerçekliğe uyuyormuş gibi kesin sonuçlar beklememize yol açtığında, "hakikat"in anlamı nedir?
Bence bu sadece şu varsayımla açıklanabilir: Örgütlenme farklılığı, her türün hayatta kalmak ve amaçlarına ulaşmak için diğer türlerden ayrı ve farklı bir tarzda davranmasını gerektirir."
- Paranın Felsefesi
150. "Artık her şey kendiliğimiz-
merkezli varlığımızın
bütünlüğümüzün tahrip
edilmemesine izin vermememize
bağlıdır. Bu varlıkla ilintili her
beceri, eylem ya da yükümlülüğün
varlığın birliği yasasına uyması
gerekir. Öte yandan, biz, bizi
kendi teleolojisinin geçiş noktaları
haline getiren ideal dış dünyaya da
aitizdir. Bu ikilik belki de insanların
ve şeylerin yaşamının zenginliğini
dile getiriyor; her halükarda bu
bolluk insanların ve şeylerin
birbirlerine ait olma yollarının,
aynı anda hem birbirlerinin içinde
hem de dışında olma yollarının
çeşitliliğini dile getirir; bir yöndeki
her dahil olma ve kaynaşma
başka yöndeki bir dahil olma ve
kaynaşmanın karşıtı olduğu için
aynı zamanda bir çözünme de
olduğunun dile getirilmesidir."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
151. "Aletler insan
elinin ya da genelde organların
uzantısı sayılır. Nitekim el ruhun
bir aletiyse, alet de ruhun bir elidir.
Eli ruhtan bir alet ayırıyorsa, bu
durum her ikisinde de, yaşam
sürecinin gayet mahrem bir birlik
içinde akmasını engellemez; hem
ayrı hem de birlikte olan varlıkları
yaşamın tahlil edilemeyen sırrıdır.
Ne var ki yaşam bedenin en yakın
çevresinin ötesine geçer ve “aleti”
kendi içinde özümser; daha da
iyisi, yabancı bir töz bir alet halini
alır, ruh da onu kendi yaşamına,
yani kendi dürtülerini yerine
getirdiği bölgeye çeker."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
152. "Nesneleri elde etmenin zorluğu, değerli olmalarından kaynaklanmaz; fakat biz sahip olma arzumuza direnen nesnelere değerli deriz. Arzu, direnç ve düşkırıklığıyla karşılaştığı için, nesneler denetimsiz bir iradenin onlara asla atfetmeyeceği bir önem kazanır."
- Paranın Felsefesi
153. "..."kadınlar, tarihin büyük bir kısmı boyunca mahkûm edildikleri zayıf toplumsal konum yüzünden, 'örf ve âdet' adı altındaki her şeyle, 'münasip' görülen her şeyle, umumi olarak geçerli sayılıp tasvip edilen varoluş formuyla sıkı bir ilişki içinde olmuşlardır.""
- Modern Kültürde Çatışma
154. ""Ruhumuz, üzerinde yazılı olanların iz bırakmaksızın silinip, yepyeni şeyler yazılabilecek alanın açılabileceği bir yazı tahtası değildir. ""
- Modern Kültürde Çatışma
155. "..."içinde yaşadığımız şu tedirgin, müphem, heyecan verici alacakaranlığın, ağaran günün şafağı mı yoksa akşam alacası mı olduğunu bize ancak gelecek gösterecektir.""
- Modern Kültürde Çatışma
156. "Ruhumuz, üzerinde yazılı olanların iz bırakmaksızın silinip, yepyeni şeyler yazılabilecek bir alanın açılabileceği bir yazı tahtası değildir."
- Modern Kültürde Çatışma
157. "Sınırsız zevk peşinde geçirilen bir hayat, insanı bıkkınlaştırır. Çünkü çok fazla uyarılan sinirler artık hiçbir şeye tepki veremez olur. Bıkkınlığın özü farklılıklar karşısında kayıtsızlaşmadır."
- Modern Kültürde Çatışma
158. "Kadının yapıtı erkektir; çünkü gerçekten de erkekler, kadınların onlar üzerindeki etkileri olmasaydı olduklarından farklı olurlardı."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
159. "Kadın hastanın, kadın hekimle karşı karşıya iken daha az rahatsız olması olgusunun
salt apaçık güdülerden değil, fakat aynı zamanda bir kadın tarafından erkeğe kıyasla pek çok bakımdan daha iyi anlaşıldığına ilişkin duygudan da kaynaklandığını düşünmeye eğilimliyim. Bu özellikle alt sınıftan kadınlar için doğrudur. İfade olanakları yetersiz olduğundan içgüdüsel tarzda anlaşılmaya daha çok bağımlı olmaları gerekir. Öyleyse bu durumda da, kadınlar bütünüyle bilimsel bir anlamda erkekler için olanaklı olmayan bir şeyi cinsiyetleri nedeniyle başarabilirler."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
160. "Henüz bize ait olmayan ve henüz hazzını almadığımız şeyi arzularken, arzumuzun içeriğini kendi dışımıza yerleştiririz."
- Paranın Felsefesi
161. "Nerede sevgi mevcutsa, ister temelinde isterse dışyüzünde olsun, orada sahip olma ve sahip olmama da vardır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
162. "Gizlilik, diğer şeylerin yanı sıra, ahlaki kötülüğün sosyolojik ifadesidir. Gerçi, “ Hiçkimse kötü görünmeyi isteyecek kadar kötü değildir.” klasik aforizması gerçeklere zıt düşer."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
163. "Belki de kadınları çoğu durumda "dağınık" ve "nesnellik yoksunu" gibi olumsuz kavramlarla dile getirmemizin nedeni, dil ve kavram oluşturmanın çoğunlukla erkek doğasına uyum göstermesidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
164. "Eğer sevgi sahip olmamaktan sahip olmaya uzanan yolda yatıyorsa, onun doğası sahip olmaya yönelik harekette tüketiliyorsa, o zaman "sahip olunduğunda" o artık önceden olduğu şey ile aynı şey olamaz. Yani artık sevgi olamaz. Aksine, onun enerji hissesi hazza ya da belki de bitkinliğe dönüşür."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
165. ""Nesnelerle ilişkimizin iki yanı vardır; öznel olarak onları arzuladığımızdan ve nesnel olarak da onların değerinden bahsederiz.""
- Paranın Felsefesi
166. "Nitekim çocuk bir açıklamaya içsel gerekçelerle değil kendisine durumu açıklayan kişilere güvendiği için inanır: Bir şeye değil, birine inanılır."
- Bireysellik ve Kültür
167. "Maddi mülk aynı zamanda egonun bir uzantısıdır- mülkiyet sahibine itaat eden şeydir, tıpkı farklı bir derecede olsa da bedenin ilk mülkümüz olması gibi- ve bu mülkiyete yapılan her türlü ihlal kişiliğe karşı bir tecavüz olarak görülür; yani ihlalin merkezinde egonun ihlali anlamına gelen bir ruhsal özel mülkiyet vardır."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
168. "“Kadınlar, parçanın kendisini bütünden farklılaştırıp özerk bir yaşam edinmediği, daha özerk bir doğaya sahiptirler.”"
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
169. "Gerçek mekandaki bir nesneye
dokunabiliriz, ama resimde ancak
bakabiliriz; gerçek mekanın her
kesimi sonsuz bir yayılımın parçası
olarak yaşanır. Gerçek
nesne geçmişi bugüne taşıyan ya
da geçmişin etrafında dolaşan her
şeyle etkileşir, ama bir sanat eseri
bütün bağları kopartır ve sadece
kendi öğelerini kendine yeterli
bir birlik bünyesinde kaynaştırır.
Dolayısıyla, sanat eseri kendi
yaşamını gerçekliğin ötesine çeker."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
170. "Baskıya edilgence karşı
koyan mekanik, atıl madde ile
yukarıya doğru iten tinselliğin
bilgilendirilmesi arasında kurulan bu
eşsiz denge, bir bina çöktüğü anda
bozulur. Bunun yegane anlamı da
sıradan doğal güçlerin insanın
eseri üzerinde hakimiyet kurmaya
başlamalarıdır: Doğa ile tin
arasında kurulan ve bina tarafından
ortaya serilen denge doğadan yana
bozulmaktadır. Bu kayma kozmik
bir tragedya halini alır; biz de her
harabeyi geçmişe duyduğumuz
özlemin içine sindiği bir nesne
olarak yaşarız."
- Harabe Kapı ve Köprü Kulp
171. ""Belki de kadınları çoğu durumda 'dağınık' ve 'nesnellik yoksunu' gibi olumsuz kavramlarla dile getirmemizin nedeni dil ve kavram oluşturmanın çoğunlukla erkek doğasına uyum göstermesidir.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
172. ""Kadın için 'ben' ile 'ben'in etkinliği, kişiliğin merkezi ile çevresi erkeğe göre çok daha sıkı sıkıya kaynaşmıştır. Kadın içsel süreci -ahlâk ya da kişisel çıkarlar gizlenmesini gerektirmediği sürece- daha dolayımsız biçimde söz konusu içsel sürecin ifadesine dönüştürür. Bu durum, kadınlarda ruhsal değişimlerin erkekler için geçerli olduğundan çok daha kolay bir biçimde fiziksel değişimler haline gelmesinden sorumlu olan karakteristik tutarlılık ile sonuçlanır.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
173. "Kültür; bireylerin, türün tarihinde iş başında olan nesneleşmiş tin sayesinde elde edilen elde edilen yetkinliği olarak değerlendirebilir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
174. "Verili her toplumsal fenomende, içerik ve toplumsal biçim tek bir
gerçeklik kurar. Nasıl mekânsal bir biçim, biçimi olduğu malzeme olmaksızın var olamazsa, her türlü içerikten koparılmış bir toplumsal biçim de var olamaz. Her türlü toplumsal fenomen ya da süreç aslında birbirinden ayrılamaz olan iki unsurdan meydana gelir: bir yanda, bir çıkar, bir amaç ya da bir güdü: öte yanda, bu içeriğin toplumsal gerçekliğe kavuşmasını sağlayan, ona şekil veren, bireyler arasındaki bir etkileşim biçimi ya da tarzı."
- Bireysellik ve Kültür
175. ""Tıpkı Schopenhauer'in yaşamın olumsuzlanmasını bir
mutlak değer olarak kabul etmesi gibi, Nietzsche de yalnızca
bir tek şeyi tanır: Yaşamı""
- Schopenhauer ve Nietzsche
176. "Kadınların erkeklerle karşılaştırıldığında daha sadık bir doğaları olduğuna ilişkin gözlem hakkında muhtemelen evrensel bir uzlaşma söz konusudur. Bu durum kadınların sahip olunan eski eşyalara (kendisinin olanlara olduğu kadar sevdiği kişilere ait olanlara da) ve "anılara" (somut olanların yanı sıra en mahrem türdekilere de) bağımlılıkları ile başlar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
177. "Bir bireyin varlığı, yaptıkları ve sahip oldukları bir sır olarak kalmaya devam ettiği sürece, bireyin genel sosyolojik önemi izolasyon, antitez, egoist bireyselleşmedir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
178. "Değer, ışık ve gölge gibi, tamamıyla belirlenmiş nesnel bir varlığa yapılan ektir onun içinde bulunmaz ve farklı bir kaynaktan gelir."
- Paranın Felsefesi
179. "Anlamsız denemeyecek ama birey için çok da anlamlı olduğu söylenemeyecek muazzam sayıda kültür unsurunca kuşatılmışlık hissidir modern insanlığın açmazı."
- Paranın Felsefesi
180. ""Bıkkınlığın özü, farklılıklar karşısında kayıtsızlaşmadır.""
- Modern Kültürde Çatışma
181. "İnsan bir şeyi ne kadar mekanik, ne kadar kayıtsız bir tarzda elde ederse, elde ettiği nesne de o kadar renksiz, o kadar sıkıcı görünür."
- Modern Kültürde Çatışma
182. "Belki de modern insan eski anlamdaki arkadaşlığı mümkün kılmak için çok fazla şey gizlemek zorundadır; belki kişilikler de, ilk yıllar dışında,tahmin ve üretici hayalin temel önemde olduğu karşılıklı eksiksiz anlayış için fazla bireyci hale gelmiştir..."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
183. "İçsel kendiliğin dünya ile bilişsel ve pratik ilişkisinden ileri gelenlerin yanı sıra içsel varoluşun tüm alanlarında, tekil bir öğenin anlam ve değerini istisnasız her durumda diğer bir öğe ile ilişkisi içinde -ya da, daha ziyade ilişkisi olarak- kavrarız. Dahası, bu ikinci öğenin doğası da ilkine gönderimle belirlenir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
184. "... bir şeye sahip olmama duygusu sanki o verilmemiş gibi yorumlanırsa, alıcıda ondan bir şeyin esirgendiği duygusunun uyanması şaşırtıcı olmaz."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
185. "Arkadaşlık fikri mutlak ruhsal güven gerektirir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
186. "Eski geleneklerden gelen ve gelişimini doğrudan romantik anlamda gösteren arkadaşlık fikri mutlak ruhsal güven gerektirir, ayrıca maddi mülkiyete bağlılık da arkadaşlar arasında yaygın bir kaynaktır. Bölünmemiş egonun ilişkiye bu dahil oluşu arkadaşlıkta aşk ilişkisinde olduğundan daha makul olabilir; çünkü arkadaşlık örneğinde tek bir unsura yönelik tek taraflı yoğunlaşma söz konusu değildir, aşkın duyusal faktöründe ise tam tersi geçerlidir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
187. "Öncelikle bireyin metropol hayatının boyutları içerisinde kendi kişiliğini ileri sürmenin güçlüğünü göğüslemesi gerekir, önemli niceliksel artış ve enerji sarfiyatı sınırlarını aştığı yerde toplumsal muhitin alâkasını cezbetmek için çevrenin farklılıklara karşı duyarlılığını tahrik etmek suretiyle bir şekilde niteliksel farklılaşmaya yapışılır. Son olarak insan en tarafgir [belli bir amaç güden] özellikleri, yani metropole özgü, alışkanlık kesbetmiş tuhaf konuşma, davranış biçimi (mannerism), geçici heves (caprice) ve aşırı (doğal olmayan) özenti vb. gibi aşırılıkları benimsemeye zorlanır. Şimdi, bu aşırılıkların anlamı bu tür bir davranışın muhtevasında değil fakat onun “farklı olma”, çarpıcı bir davranışla ortada olma ve böylelikle alâkayı celbetme biçiminde açığa çıkar. Birçok karakter tipi için nihayetinde kendilerini korumaya yönelik yegâne araç bir miktar özsaygı ve bir konumu doldurma hissi, başkalarının farkındalığıyla, dolaylıdır."
- Şehir ve Cemiyet
188. "Belki de kadınları çoğu durumda "dağınık" ve "nesnellik yoksunu" gibi olumsuz kavramlarla dile getirmemizin nedeni, dil ve kavram oluşturmanın çoğunlukla erkek doğasına uyum göstermesidir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
189. "Maddi mülk aynı zamanda egonun bir uzantısıdır- mülkiyet sahibine itaat eden şeydir, tıpkı farklı bir derecede olsa da bedenin ilk mülkümüz olması gibi- ve bu mülkiyete yapılan her türlü ihlal kişiliğe karşı bir tecavüz olarak görülür; yani ihlalin merkezinde egonun ihlali anlamına gelen bir ruhsal özel mülkiyet vardır."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
190. "Bir bireyin varlığı, yaptıkları ve sahip oldukları bir sır olarak kalmaya devam ettiği sürece, bireyin genel sosyolojik önemi izolasyon, antitez, egoist bireyselleşmedir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
191. ""Bıkkınlığın özü, farklılıklar karşısında kayıtsızlaşmadır.""
- Modern Kültürde Çatışma
192. "İnsan bir şeyi ne kadar mekanik, ne kadar kayıtsız bir tarzda elde ederse, elde ettiği nesne de o kadar renksiz, o kadar sıkıcı görünür."
- Modern Kültürde Çatışma
193. "Belki de modern insan eski anlamdaki arkadaşlığı mümkün kılmak için çok fazla şey gizlemek zorundadır; belki kişilikler de, ilk yıllar dışında,tahmin ve üretici hayalin temel önemde olduğu karşılıklı eksiksiz anlayış için fazla bireyci hale gelmiştir..."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
194. "..."tahsilli insanlara hangi fikir çerçevesinde yaşadıklarını sorsanız, çoğu, uzmanlıklarıyla ilgili mesleki cevaplar verir. Bütün hayata ve her bireyin uzmanlaşmış etkinliğine egemen olan herhangi bir kültürel fikrin izine rastlayamazsınız.""
- Modern Kültürde Çatışma
195. "Metafizik kavramların simgeselliği içinde kadın varlığı, erkek ise oluşu temsil eder."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
196. "Gizli toplumun amaçları ne kadar fazla suç özelliği taşırsa, liderlerin gücü o kadar sınırsız ve uygulamaları da o kadar acımasız olur. Örneğin Arabistan’daki Haşhaşiler; Fransa’da Chauffeurs; İspanya’da Gardunas.."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
197. "Otobüs, tren ya da tramvay kullanımının yaygınlaştığı 19. yüzyıla kadar, insanlar hiçbir zaman, dakikalar hatta saatler boyu tek kelime etmeksizin birbirlerine bakmak zorunda kalmamıştı."
- Modern Kültürde Çatışma
198. "Mezarlıklar ve anılar ne devredilebilir ne de sahiplenilebilir."
- Yabancı
199. "Kişi hiçbir zaman başka birini tam olarak tanıyamaz; çünkü bu her bir düşünce ve duygunun bilinmesi anlamına gelirdi; bunun yerine, gözlemlediğimiz parçaları kullanarak kişisel bir bütün oluştururuz, bu bütün de özel bakış açımızın görmemize izin verdiği orana bağlı olarak şekillenir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
200. "Erkek genel olarak kadından daha kolay sıkılır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
201. ""Schopenhauer'in erkek bedeninin daha yüksek bir güzelliğe sahip olduğu savını dayandırdığı zeminler bana yerinde görünmüyor. Eril burada da daha çok belirleyen olarak nitelendirilebilir. Çalışma için yararlı olan kasların daha vurgulu bir şekilde belirgin oluşu, anatomik yapının açık işlevsel karakteri, biçimlerin saldırgan köşeliliği olarak adlandırılabilecek şeyle birlikte kuvvetin dışavurumu gibi özellikler çok da güzelliğin ifadesi değildirler. Daha ziyade, diğer bir deyişle, kendinden çıkan ve dışsal mevcudiyet ile etkili bir teması gerçekleştirme yeteneğinin ifadeleridirler.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
202. "En yararlı nesnenin bile para olarak fonksiyon görmek için faydasını kaybetmek durumunda olduğu görülür. Mesela Habeşistan' da sikke olarak dolaşıma giren kaya tuzu parçaları, tuz olarak kullanılamayacağı için para olur. Somaliland sahilinde, her biri iki arşın uzunluğunda olan mavi pamuklu kumaş parçaları para olarak kullanılıyordu . Bu, kesilen ve keyfi olarak biçimlendirilen kumaş para kullanımıyla kıyaslandığında büyük bir ilerlemeydi, fakat aynı zamanda kumaşın kumaş olarak kullanılmasından vazgeçme yönünde bir değişimi gösteriyordu."
- Paranın Felsefesi
203. "Metropol insanının gözünde her şey aynı donuklukta aynı griliktedir, hiçbir şey uğruna heyecan duymaya değmez."
- Modern Kültürde Çatışma
204. "Gündelik yaşamın tanım ve pratiklerindeki göreceliği ve durumsallığı kırar; yerine sabit ve tözcü kurumsal tanımlar, esnemesi güç kategoriler ikame eder: Türk budur, Müslüman şudur, vatansever budur... Diğer bir ifadeyle, şuradan: “ tamam solcular öyle de bizim hoca öyle değil", “ şerefsiz Kürtler ülkeyi bölecekler ama bizim gelin ve ailesi öyle değil", “ tamam çok inançlı değil ama Allah için dürüst, vicdanlı adam",“ bizim komşu kapalı ama çok modern görüşleri de var",dan şuraya geçilir: “ bunların topu böyle,hatta bizim komşu,hoca ve gelin de dahil”. Kurumsal genel tipleştirmenin , gündelikçi ikizi üzerindeki zaferidir artık söz konusu olan, yaşamın kendisi de bu arada Total bir kuruma, hatta bir aygıta dönüşür yavaş yavaş, gardiyanlarıyla, silindirleriyle .... Bu arada bir saniye, bir saniye, size de tanıdık geldi mi bu?
Levent Ünsaldı"
- Yabancı
205. "Gizli toplum içindeki tartışma ihanet tehlikesini de beraberinde getirir, bunu önlemek için birey ile bütünün işbirliği yapması muhtemeldir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
206. "Hiçbir seven bütünüyle genel bir şey olarak cinsellik için çarpan bir kalbe sahip değildir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
207. "Sevginin ilk olgusunun ya da, dilerseniz, ön-biçiminin hayli genel bir biçimde "cinsel çekim" olarak adlandırılan şey dahilinde oluşturulduğundan hiç kuşkum yok. Doruklarının ne denli serbestçe onun üzerine çıktığından bağımsız olarak, akışını bu dalganın düzeyine dek kabartarak yaşam da kendisini bu mevcudiyete dönüştürür."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
208. "Kadınlar bütünüyle bilimsel bir anlamda erkekler için olanaklı olmayan bir şeyi cinsiyetleri nedeniyle başarabilirler."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
209. "Nesneler ile özneler arasındaki farklılığın kavranmasını sağlayan her türlü ampirik ya da aşkım duyuda, değer asla nesnelerin bir “niteliği” değil, öznenin kendi doğasından kaynaklanan bir yargıdır."
- Paranın Felsefesi
210. "Sadece sanat, hayattan çıkmış olmasına rağmen hayattan daha fazla bir şeydir; hayat ve form ancak sanat içinde birleşebilir."
- Paranın Felsefesi
211. "Hayat, kendini olanca saflığıyla, olduğu gibi ifade etmek ister."
- Modern Kültürde Çatışma
212. ""Eski bir moda hafızalardan kısmen silindiğinde, onu yeniden canlandırmamak için bir neden kalmaz.""
- Modern Kültürde Çatışma
213. "Aslında, modalar “kendi dönemlerinin ahlak ve estetik anlayışı”nı barındırırlar."
- Modern Kültürde Çatışma
214. "Hayır demekte ve evet demekte, teslim olmakta ve reddetmede kadınlar ustadırlar."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
215. "Hareketlerimizin tüm hantallığı, tüm beceriksizliği, tüm iğretiliğine karşın öyle çizgiler çekebiliriz ki , genel görünümümüzün yetersizliği o narin ve hafif izlere yansımamıştır hiç. Bunu yalnız ayaklarımızla mı yapabiliriz? Yukarıya doğru da olamaz mı, biz şaşkın ve dengesiz bir biçimde sendelerken ruhumuz, betimlediğimizde güzelliği ve değeri hiç belli olmayan, ama bir tanrının gözüne ve gönlüne hoş gelecek bir iz bırakıyor olamaz mı?"
- Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri
216. "Evlilikte, tıpkı benzer türdeki serbest ilişkilerde olduğu gibi, kişinin başlangıçta kendini sınırsızca diğerine açma; ruhun ve bedenin son sırlarını bile terk etme ve kendini bütünüyle diğer kişinin içinde kaybetme isteği çok doğaldır. Ancak bu durum genellikle ilişkinin geleceğini tehdit eder. Sadece kendini hiçbir şekilde tamamen teslim edemeyen kişiler bu tehlikeyi yaşamadan kendini tamamen teslim edebilir; çünkü ruhlarının zenginliği, her adanmayı yeni hâzinelerin edinilmesinin takip ettiği, sürekli ilerleyen gelişmede yatar. Bütünüyle adanma sadece tükenmez saklı ruhsal zenginlik rezervine sahip ve bu yüzden tek bir seferlik güvenmeyle bu rezervden uzaklaşamayacak kişilerde güvenlidir, tıpkı bir ağacın o mevsim eksiksiz ürün vermesinin gelecek yılki ürününü etkilememesi gibi."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
217. "Gizli toplum içindeki tartışma ihanet tehlikesini de beraberinde getirir, bunu önlemek için birey ile bütünün işbirliği yapması muhtemeldir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
218. "Hiçbir seven bütünüyle genel bir şey olarak cinsellik için çarpan bir kalbe sahip değildir."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
219. "Kadınlar bütünüyle bilimsel bir anlamda erkekler için olanaklı olmayan bir şeyi cinsiyetleri nedeniyle başarabilirler."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
220. "Sevginin ilk olgusunun ya da, dilerseniz, ön-biçiminin hayli genel bir biçimde "cinsel çekim" olarak adlandırılan şey dahilinde oluşturulduğundan hiç kuşkum yok. Doruklarının ne denli serbestçe onun üzerine çıktığından bağımsız olarak, akışını bu dalganın düzeyine dek kabartarak yaşam da kendisini bu mevcudiyete dönüştürür."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
221. "Sayısız erkeğin yaşamı ve hatta tinselliği, kadınlardan bir şeyler almasalardı farklı ve daha yoksullaşmış olurdu."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
222. "Erkeğin erilden daha fazlası olması ile aynı şekilde kadın da dişilden daha fazlasıdır. Çünkü kadın, cinsiyetleri tözel ya da kalıtsal olarak kapsayan evrensel temeli temsil eder. Bu, kadının anne olmasından kaynaklanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
223. "Psikoloji, tarih biliminin a priorisidir."
- Tarih Felsefesinin Meseleleri
224. "“Reddetme ve teslim olma kadınların ve yalnızca kadınların eksiksiz bir tarzda yapabilecekleri şeylerdir.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
225. ""Kadınların, aynı koşullar altında erkeklerden daha kolay darıldıkları sıkça tekrarlanır. Ne var ki bu, yalnızca çoğu kez özgül bir noktaya yönelmiş tekil bir saldırıyı bütün kişiliklerine dokunuyor olarak algılamaları anlamına gelir. Çünkü kadınlar, parçanın kendisini bütünden farklılaştırıp özerk bir yaşam edinmediği, daha özerk bir doğaya sahiptirler.""
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
226. "İnsan dışında, kendini gösterme ya da gizleme becerisine sahip başka bir özne daha yoktur; başka hiçbir özne anlaşılmayı ya da yanlış anlaşılmayı göz önünde bulundurarak tutumunu değiştirmez."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
227. "İnsanlar yabancılara ya da kısmen tanınan kişilere karşı nadiren sakin ve rasyonel bir tutum gösterir. Tanınmayan kişiye var olmayan muamelesi yapan budalalık ve bilinmeyeni devasa tehlike ve dehşete dönüştüren endişeli hayal gücü, insan eylemlerine şekil veren alışkanlıklardır."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
228. "Moda, üst grupların ortaya çıkardığı bir formdur. Alt grupların modaya sahip olması modayı sıradanlaştırır, moda olmaktan çıkarır.
-George Simmel"
- Paranın Felsefesi
229. ""Gizlilik insanlar arasına bariyerler yerleştirir ama aynı zamanda dedikodu ya da itiraf yoluyla bariyerleri yıkma cazibesi de sunar.""
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
230. "Gizlilik, hayatın mahrem içerikleri alanına saygı duyan bir adalet hissinden başka bir şey değildir."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
231. "Nesne ile kendimiz arasında oluşan mesafenin sadece hoşlanmanın ötesinde ona bir değer vermemizi sağladığı kuşku götürmez."
- Paranın Felsefesi
232. "Nesnelerin, düşüncelerin ve olayların değeri asla onların doğal varoluşlarından ve içeriklerinden çıkarılamaz ve değere göre dizilişleri doğal düzenlenişlerinden büyük ölçüde ayrılır."
- Paranın Felsefesi
233. "Doğruluk daha ziyade, olaylarla belli bir işlevsel ilişkiye ve kendi yasalarına uyan idelerin aynı zamanda şeylerin kendilerinin bir talebini de yerine getirdikleri yere dayanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
234. ""Modanın sık sık değişmesi, bireyin muazzam ölçüde köleleştirilmesi demektir; bu da, artan toplumsal ve politik özgürlüğün zorunlu bir tamamlayıcısıdır.""
- Modern Kültürde Çatışma
235. "Eski bir moda hafızalardan kısmen silindiğinde, onu yeniden canlandırmamak için bir neden kalmaz."
- Modern Kültürde Çatışma
236. "İçinde yaşadığımız şu tedirgin, müphem heyecan verici alacakaranlığın, ağaran günün şafağı mı yoksa akşam alacası mı olduğunu bize ancak gelecek gösterecektir."
- Modern Kültürde Çatışma
237. "Her bireyin diğerleri kadar özel ve kıyaslanmaz oluşundan eşitlik fikrine ulaşmak bana kabul edilemez geliyor. Bir bireyin kıyaslanmaz oluşu kendisine ait olumlu bir nitelik sayılmaz pek; bu sadece bir kişide bulamadığını bir başkasında bulan gözlemcinin verdiği yargıya göre birbirinden farklı sayılabilecek olan başkaları ile yapılan bir kıyaslamanın sonucudur."
- Bireysellik ve Kültür
238. "Filozof ruhun maceracısıdır."
- Bireysellik ve Kültür
239. "Öte yandan performansı fiilen yerine getiren kişi, pek çok durumda paradan daha fazlasını ister ya da pek çok örnekte umar. Konsere giden kişi beklediği programı umduğu mükemmellikteki bir sunumla izlerse, verdiği paranın karşılığı olarak bir tatmin duygusu sağlar. Ne var ki, sanatçı parayla tatmin olmaz; alkış bekler. Bir portre isteyen kişi onu aldığında tatmin olur, ancak ressam kararlaştırılan parayı almakla tatmin olmaz, öznel bir kabul, özne-üstü bir şöhretin buna eklenmesi gerekir. Bakan sadece maaşıyla yetinmez, monarkın ve ülkenin kendisini takdir etmesini ister; öğretmen ve rahip de sadece para istemez; bağlılık ve sadakat bekler; yüksek bir iş adamları sınıfı mallarının karşılığı olarak, sadece para istemez, alıcının tatmin olmasını da ister, hatta müşterinin satın almak üzere geri dönmesini sağlamak için bile değil. Özetle, spesifik görevleri yerine getiren kişiler -başarılarının yeterli eşdeğeri olarak nesnel biçimde kabul ettikleri paradan ayrı olarak- kişisel bir teşekkür beklerler. Bu beklenti, satın alandan sağlayacakları öznel bir işarettir, kararlaştırılan paranın ödenmesinden tamamen ayrı olarak var olur ve başarının tam eşdeğerini tamamlayan bir katkı olacaktır."
- Paranın Felsefesi
240. "...iki tür insanla asla para ilişkisi kurulmamalıdır, dostlarla ve düşmanlarla. Birinci durumda, para işlemlerinin kayıtsız nesnelliği ilişkinin kişisel niteliğiyle üstesinden gelinmez bir çatışma içindedir; ikinci durumda, aynı koşullar, -para ekonomisiyle ilgili hukuk formlarımızın kötü niyetli zararları önlemeye yetecek kadar kesin olmadıkları gerçeği ile bağlantılı olarak- kötü niyetlerin gerçekleştirilmesine geniş bir fırsat sağlar. Mali işlemler için arzulanan taraf -doğru bir deyişle iş iştir anlayışı bakımından- içsel olarak bize yönelik tam bir kayıtsızlık içinde, ne bizim yanımızda ne de bize karşı angaje olan kişidir."
- Paranın Felsefesi
241. "Sayısız erkeğin yaşamı ve hatta tinselliği, kadınlardan bir şeyler almasalardı farklı ve daha yoksullaşmış olurdu."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
242. "Erkeğin erilden daha fazlası olması ile aynı şekilde kadın da dişilden daha fazlasıdır. Çünkü kadın, cinsiyetleri tözel ya da kalıtsal olarak kapsayan evrensel temeli temsil eder. Bu, kadının anne olmasından kaynaklanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
243. "İnsanlar yabancılara ya da kısmen tanınan kişilere karşı nadiren sakin ve rasyonel bir tutum gösterir. Tanınmayan kişiye var olmayan muamelesi yapan budalalık ve bilinmeyeni devasa tehlike ve dehşete dönüştüren endişeli hayal gücü, insan eylemlerine şekil veren alışkanlıklardır."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
244. ""Gizlilik insanlar arasına bariyerler yerleştirir ama aynı zamanda dedikodu ya da itiraf yoluyla bariyerleri yıkma cazibesi de sunar.""
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
245. "Erkeğin erilden daha fazlası olması ile aynı şekilde kadın da dişilden daha fazlasıdır. Çünkü kadın, cinsiyetleri tözel ya da kalıtsal olarak kapsayan evrensel temeli temsil eder. Bu, kadının anne olmasından kaynaklanır."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi
246. "Gizlilik evrensel bir sosyolojik formdur ve içeriğinin ahlaki değerlendirilişiyle hiçbir ilgisi yoktur."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
247. "Hiyerarşik tarikat, bireyi sadece belirli bir role sahip unsur olarak kabul eder. Her bir katılımcıya, kişisel hatlarının yok olduğu, geleneksel bir giysi atfeder."
- Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi
248. "İnsan bir başkasının resmini çarpıtır. Hem eksiltir hem çoğaltır."
- Bireysellik ve Kültür
249. "Bir nesnenin bir birey için taşıdığı anlam sadece arzulanırlığından gelir daima."
- Bireysellik ve Kültür
250. "Nerede sevgi mevcutsa, ister temelinde isterse dışyüzünde olsun, orada sahip olma ve sahip olmama da vardır. Dolayısıyla nerede sahip olma ve sahip olmama varsa -gerçekte değil yalnız oyunda bile olsa- sevgi ya da onun yerini dolduran bir şey de mevcuttur."
- Kadınlar Cinsellik ve Sevgi