Geç Ödenen Borç Kitap Bilgileri
Yazar: Stefan Zweig
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 22 dk.
Sayfa Sayısı: 48
Basım Tarihi: 2018
İlk Yayın Tarihi: 1951
Yayınevi: Yakamoz Yayınları
ISBN: 9786052971741
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Geç Ödenen Borç Kitaptan Alıntılar
1. "Oysa tek istediğim kitaplarla, doğayla ve kendimle baş başa kalacağım bir ortamdı. Uzun yürüyüşler yapacak, hayaller kuracak, telefondan ve radyodan uzak duracaktım. Sadece kendime ait olacaktım."
2. "" - ağlamayacak kadar ümitsizdim.""
3. "Yürek her zaman kendisi hakkında yalan söylemeyi sever."
4. "İmkansız olduğunu düşündüğün bir şeyi yaptığını hayal etmek insanı mutlu eder."
5. "Benim tek isteğim günü kitap okuyarak, yürüyüş yaparak, hayal kurarak ve rahatsız edilmeden uyuyarak geçirmekti."
6. ""Bu uykusuzluktan kaynaklı yorgunluk değildi; hayat onu yormuştu.""
7. "Tek ihtiyacım olan iki haftalık bir dinlenmeden başka bir şey değildi.
Kitaplarla, yürüyüşlerle, hayallerle ve bölünmeyen uzun uykularla dolu 14 gün.
Telefonsuz, radyosuz ve insansız 14 günlük bir sükunet."
8. ""... yaşadığım şeyleri senden başkasına anlatamam. Anlayabilecek tek insan sensin.""
9. ""Yardıma muhtaç bir hayvanın bakışı kadar insanı etkileyen başka bir şey yoktur hatta bir insanın bakışından bile daha çok şey anlattığını söyleyebilirim bu insanı delip geçen gözlerin, çünkü konuşurken biz duygu ve düşüncelerimizi kelimelere dökeriz oysa konuşamayan bir hayvan duygularını sadece gözleriyle anlatabilir.""
10. "Bir söz verildi mi tutulmalıdır."
11. "Bir insanı iyileştirecek en etkili şey mutluluktu ve bir başkasını mutlu etmekte mutlulukların en büyüğüydü."
12. "Kırık dökük bir kalbi yeniden gençleştiremezdim."
13. ""- Düşünmek için de,konuşmak için de fazla yorgundular...""
14. "Bir başkasını mutlu etmekten daha büyük mutluluk yoktur."
15. "Hiç kimsenin paradan başka önemsediği bir şey yok."
Geç Ödenen Borç Kitap İncelemeleri
Kitabi okurken ne kadar hızlı ilerlediğini sayfaları çevirirken anlıyorsunuz. Zweig'in kitaplarını olurken en çok beğendiğim özelliklerden biri de akıcı yazım dili. Kısa hikayelerde cümle aralarında hissettiginiz duyguların böyle sadelikle ifade edilmesi sizi cezbediyor.
Kitap iki hikâyeden oluşuyor.
İlk hikaye aslında insanların yaptığı her şeyin mutlaka bir karşılığı olduğuna ve hangi zamanda yaşarsak yaşayalım bunun bir mükâfatının da olduğunu gün yüzüne çıkartıyor. Ama bunun yanında da aslında kaybettiğimiz duygular olduğuna da kanaat getirdim. Çünkü insanların sizin artık cümlelerinize inanmadığını ve mutlak suretle başka birileri tarafından da onaylanmaniz gerektiğini de yüzünüze vuruyor.
İkinci hikâye de ise aslında okurken olaya iki taraftan baktırmasi gerektiğini düşünüyorum. Bir tarafta karşımızdakine verdiğiniz aşırı ilgi, sevgi, güven ve hep yanında olacakmış hissi. Diğer tarafta ise bu ilginin ve sevginin asla bitmeyeceğini düşünerek karşı tarafa yapılan nankörlük. Yolun sonunda iki tarafta ne yazık ki bu olaydan kazançlı çıkmıyor.
Bunu hayatımla karşılaştirip yorumlarken şunu fark ediyorum. Hiçbir şekilde verilen duygunun asla sabit kalmayacağıni ve bir şeyleri hissettirirken her zaman bir ölçü düzeyinde olması gerektiği doğrusu bir kere daha gerçekliğini kanıtlıyor.
“Ait olduğun yeri ararken ait olmadığın kaç yerde azaldın.”
”Tek isteğim on dört günü
kitap okuyarak,yürüyüş yaparak,hayal kurarak ve rahatsız edilmeden geçirmekti;telefon ve radyo olmadan on dört gün ,kendimle başbaşa kalacağım on dört gün…” beni en çok anlatan alıntı buydu sanırım bu kitaba dair ,kendimden bir parça bulmak karakterlerde en sevdiğim şey …
Kitabı daha okunabilir kılıyor benim için*
Tek bir damla gözyaşı dökmedim ağlayamayacak kadar ümitsizdim…”
Hayalkırıklığı bu cümleyi özetler sanırım…
-Stefan Zweig’in iki öyküsünden oluşan kısa öz fakat yine kadınların duygu ve düşünce dünyasını zengin bir anlatımla kaleme almış
1. Öykü kitaba adını veren “Geç ödenen bedel”
İki eski dost kadının birbirlerine yazdığı mektupla ,eski bir hesaplaşmayı konu alıyor,yıllar önce sahnede hayranlıkla izlediği eski bir tiyatro sanatçısına olan aşkını ,duygularını, insanın yaşlandığında tanınmayıp nasıl eskiyip ,değer kaybettiğini
çocuklaştığını,insanın bazen kendine dahi itiraf edemediği sırlarını,iç döküşünü ,okumak yürek burkuyor…
2. Öykü ‘O muydu?’ ise
konu olarak sahiplenilen bir köpeğin, bebekleri olduktan sonra ilgisiz bırakılması sonucu aldığı intikamı şaşırarak okutuyor,Yazar bir köpeğin duygusunu nasıl bu kadar gerçekçi aktarıyor etkileyici …
Bir köpek plan ve programlı intikam alabilir mi?
Alıyor sanırım,çünkü ;içgüdüsel bir varlık…
Bir solukta okunacak etkileyici ,akıcı bir kitap
94 sayfa.
Alıntıları haftanın görselleriyle birlikte paylaşmak istedim.
Çok güzel cümlelerdi hepsi…
Hayatın akışında beni aydınlatan düşündüren sayfalar…
Kitabı beğendim, yalın sade bir anlatımı olmasına rağmen derin anlamlar içeren bir kitaptır.
Kendisi için bir iyilik yapan adama geç ödenen borcun hikayesini anlatıyor.
Yine betimlemeler oldukça iyi olan yazarımız benzetmeleri ve verdiği örnekler ne kadar küçükmüş gibi gözükse de aslında hayatımızda bir çok etkiye sahip olduğunu kitaptaki hikayeyi anlatımı okudukça buna saptamış oluyoruz. Ancak zaman geldiğince bir insanın diğer insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğini gösteren kısa hikaye de anlamak oldukça mümkündür.
Ve kadının bedensel olarak değil aynı zamanda zihinsel olarakta yorgunluğunu unutmak istemesi, ev işlerinden 2 hafta uzak kalmak istemesi bunun yanı sıra ona bunun iyi geleceğini düşünmesi üzerine bir yola çıkması küçük bir konaklama yerine gitmesi ve burada her şeyin iyiye gitmesi bir de 16 yaşında olup genç olmanında vermiş olduğu duygusal yoğunluğun bir o kadar da fazla olduğunu görmekteyiz. Ve başından geçen olayları durumları vs anlatan yalın bir dille kaleme alınmış olup herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu söylemek isterim.
Son olarak kitaptan bir kaç alıntıyı sizinle paylaşmak isterim.
(Syf:5 ) "Bunları yazarken kalem kendiliğinden duraksıyor sanki."
(Syf:7) Buna ihtiyacım vardı. İki hafta boyunca hiçbir ev işini düşünmemek, kendimle baş başa kalmak; kimse için değil, kendim için yaşayacak olmak..."
(Syf:18) "Ve böyle bir zamanda yaşamak da bizim kaderimiz"
İyi okumalar