Geç Kalan Kitap Bilgileri
Yazar: Tarık Tufan
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: 18 Ekim 2021
İlk Yayın Tarihi: 18 Ekim 2021
Yayınevi: Doğan Kitap
ISBN: 9786258495003
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Geç Kalan Kitap Tanıtımı
Karşısına çıkan her şeyi yakarak üzerine gelen, sinsice etrafını kuşatan bir hayat yangınında korku içinde ne yapacağını düşünürken gördün onu ilk defa. Kaçmaktan bitap düşmüş bir haldeyken yüzüne baktın, sana elini uzattı, elini tuttun. Korkutucu şimşeklerle yüklü gri bulutların kuşattığı yasaklı gökyüzünden elini uzatan asi bir melekti. Yedi kat göğün ötesinden usulca uzandı zarif eli, bulutların arasından, alevlerin arasından uzandı, yavaşça göğsünü yarıp, delice çarpan kalbine dokundu. Dokunduğu yer sızladı. Açık yara.
Yalnızlık ve varoluş ağrısı. Bir aşkı, bir kadını ve bir mucizeyi yitirmek. Kaybettiği kadını şehrin sokaklarında, hafızasının karmaşık dehlizlerinde ve kendi içindeki karanlık kuyusunda arayan yalnız bir adam. Bir yandan evini terk eden bir annenin geride bıraktığı kapanmaz çocukluk yaraları diğer yandan erken vedalaşan dostların hüznü. Bir terapi koltuğundaki sayıklamalar.
Geç Kalan; kendine özgü diliyle, edebiyatıyla, güçlü duygu dünyasıyla okurları büyüleyen Tarık Tufan’ın en şiirsel metinlerinden biri. Parçaları tamamladığınızda yüreğinizde derin bir iz bırakacak sarsıcı bir eser ve unutamayacağınız bir arayış hikâyesi.
Geç Kalan Kitaptan Alıntılar
1. "Karşılıksız iyilik masallarda olur, gerçek hayatta değil."
2. "Sonunda büyük acılara gebe olmayan hiç bir şey hakikat değildir.Belki aşk bu yüzden hakikatlerin en büyüğüdür."
3. "İnsanı anlatmak değil, susmak yorar."
4. "Zamanın durduğu anlardan biriydi."
5. "❝İnsan, her şeye geç kalandır.❞"
6. "Oysa mucizelere inanıyorsun: Babasız dünyaya gelen çocuğa, ayın ortadan ikiye ayrılmasına, Kızıldeniz'in yarılmasına, toprağa konan ölünün dirilmesine ve aşka."
7. "Beni aklında tutar mısın?"
8. "İnsan, her şeye geç kalandır."
9. "Bir ülkeye ve bir çiçek tarlasına inanma cesareti."
10. "Kimse kimseyi bütünüyle anlayamaz."
11. "❝Seni düşünmek için aklımın başında olması kâfi, ama seni düşünmeye başladığım anda aklım başımdan gidiyor.❞"
12. "❝Birbirinize şifa olduğunuz kadar yara oldunuz.❞"
13. "İnsanı anlatmak değil,susmak yorar.
İnsanı yaşamak değil, gizlemek yorar.
İnsanı yol değil,kalmak yorar."
14. "Herkes kendi kuyusunu kalbinde taşır, biliyordun."
15. "❝Vazgeçtin. Hayatla baş edebilmenin yolunu böyle buldun: Vazgeçerek.❞"
Geç Kalan Kitap İncelemeleri
Kitabın incelemesine geçmeden önce kitabın yazarı değerli Tarık Tufan beye seslenmek istiyorum. Abi yazmayın bizleri böylesine derinden etkileyen kitaplar...Kendimizi bildik bileli her şeye GEÇ KALAN biri olarak okuduğumuz her satır bizlerde derin bir etki bırakıyor. Kaleme sarılıyor her cümlenin altını çizip paylaşmak zorunda kalıyoruz.
Dün bir arkadaş ile yaptığımız sohbetimizde senin okuduğun kitapları ben alıp okumuyorum. Kitapla ilgili yaptığın alıntıları okuyunca kitabı da okumuş gibi oluyorum diyerek onure etti beni. Lakin düşünmedim değil çok mu abartıyorum alıntı paylaşma olayını..
Çok ama çok sevdiğim benim için değeri kelimelerle ifade edilemeyecek kadar büyük olan bir arkadaşım sayesinde Şanzelize Düğün Salonu kitabıyla tanıdım Tarık Tufan 'ın kalemini. Daha önce böylesine bir yazarın kitabını okumamış olmanın pişmanlığını yaşadım o dönem her bir satırda.
Gelelim Geç Kalan adlı kitabımıza
Çünkü kaybetmenin acısı, kurşunun ve ölümün acısından ağırdır. (sayfa 12)
ile başlayıp
Firuzan yok
Bir daha yıldızlar hiç görünmeyecek gökyüzünde (136)
sözleri ile tamamlanmış hayata geç kalmış olan her insanın yaşadığı özlemlerle pişmanlıklarla ayrılık acısıyla dolu bir hikaye okudum her sayfasında hüzünlenip sigarama sarıldığım.
Muazzam bir şiirsellikle ilerleyen hikayeyi keyifle okuyup hiç sıkılmayacaksınız.
Hikaye kısa olsa da sizde bıraktığı etki ömürlük olacak.
Hikayenin okuduktan sonra yazarın bir kaç yerde ifade ettiği şu gerçekle karşılaşacaksınız :
ÇÜNKÜ ZAMANI GELDİĞİNDE HERKES GİDER!
Kendi kuyusunu kalbinde taşıyan herkes mutlaka bu kitabı okumalı.
Geç kalan!
Şiirleri ile büyüdüğüm, şiirleri ile yaşadığım, benimsediğim , kendimi bulduğum Tarık Tufan’ın, okuduğum ilk kitabı “ Geç Kalan”
Fazlasıyla melankoli ve gizem içeren bu kitapta; hayata, aşkına, füruzan’a geç kalmış bir aşığın duyguları şiirsel bir dille anlatılmış.
Tufan’ın şiirlerinde kullandığı dilin yalınlığını, samimiyetini bu kitapta biraz daha farklı buldum. Belki de okuduğum ilk kitabı olması hasebiyledir ancak şiir dilini tercih ederim.
Bir olaydan ziyade durum üzerine yazılmış.
Olay içeriğini daha çok sevdiğime binaen beni içine çekmez algısı sayfalar ilerledikçe yerini bir durum ancak bu kadar güzel anlatılabilire bıraktı.
Kitabı okurken büründüğünüz ruh hali, kitabı bitirdikten sonraki ruh halinizin temelini atmış oluyor. :)
Çünkü kitap ziyadesiyle acı ve hüzün barındırıyor.
Okurken başkahramanı yalnız bırakmamak için girdiğiniz hüzünlü tripler aslında bitirdikten sonra da peşinizi bırakmayacaktır. Bundan sebep eğer kitabı okumayı düşünüyorsanız zamanlamasını öncenden ayarlayın derim :)
Sayfalar ilerledikçe bunları düşünmezsiniz ve kendinizi yalnızca kitapta anlatılan duyguların büyüsüne ve naifliğine bırakırsınız. Bundan sebep okumaya değer ve okunmayı da hak eden bir kitap.
İyi ki varsın ve iyi ki yazıyorsun
Bu yılın okuyacağım son kitabı hatta ikinci kitabı bile belli degilken ilk kitabı günler öncesinden belliydi. Beni Tarık Tufanla tanıştıran çok sevdiğim yakın bir dostumun yazarından imzalı olarak hediye ettiği Geç Kalan'ı okumak için günlerce elimdeki kitapları bitirmeye ve zihnimde yer açmaya hazırladım kendimi.
İncelemeye geçecek olursak; Tufan'ın bu kitabı size diğer kitaplarından biraz farklı gelebilir. Bir hikaye bütünlemesi, olay örgüsü oluşturmakta zorlanıyorsunuz başlarda. Okudukça diline alışıp seviyorsunuz. Bir yolda sırtınızdaki yüklerle yürürken aklınıza dökülen düşünceler, kendinize kızdığınız, çaresiz kaldığınız anlar, gerektigi an söyleyemediginiz ve tüm hayatınız boyunca boğazınıza dizilen kelimeler bu kitaba akmış gibi. Yazar önceden içsel buhranları karakterler üzerinde yoğun olarak verirken bu sefer daha içe dönük, daha çok kendinden yazmış gibi hissettim. Hatta yaptığı bazı öz eleştirilerde bu kadar cesur olmasına şaşırdım. İlerlediğim sayfalarda kendimden buldugum parçalarla kitaba daha çok yakınlaştım. Yazar bu kitapta bize, özellikle pandemi süresince içine daha cok kapananlara bir selam gönderiyor adeta. Sanki bir mucize olsa ve gelişmiş bir ifade yeteneğine sahip olsam ben de tıpkı içimdeki sıkıntıyı böyle kağıda dökerim gibi geliyor. Böyle kitapları sevmemeye imkan yok.
Okurken sık sık defterime notlar aldığım, bana 136 sayfada da verim aldıran, "tekrar okunacak kitaplar" rafına eklediğim bir kitap oldu Geç Kalan.
Yazarına bol teşekkür, okuyacaklara keyifli okumalar.
Bir adam. Adı yok, sanı yok, kimliği yok(zaten kimliğini de kaybediyor hikayede), varlığını ispatlayamayan,fakat bir kadınla hayat bulan ama kadına hayat veremeyecek kadar bencil bir adam.
Bir sancı …bir kaybediş…bir yenilgi…bir aşk.!
Hayatını,bedenini,yüreğini paylaştığı bir mucizeyi yitirmesi.
Kendi yanlızlığını çaresizlik olarak nitelediği bir yaşam bir değişim ya da bocalama içerisindeki bir adamın ruhu.
Hem yara hem şifaymış kelimeler.
‘’İnsan ömrü boyunca eksik parçalarının peşine düşüyor farkına varmadan; hayatın karşısında zayıf, endişeli, dalgın, biçare hale düşüren yoksunluklarını tamamlamanın yolunu arıyor.
Bu yüzden mi sürekli ona gidiyorsun? Ruhunu tamamlamak için mi? Kalbini onarmak için mi? Kendini aramak için mi? İç sesinden kaçmak için mi? Bir başkasına gider gibi değil, kalbine döner gibi gidiyorsun onun yanına.’’
“İnsanı anlatmak değil,susmak yorar.”
(MUHTEŞEM…!)
Aşkta geç kalmışlığın romanı.
Ayrılık, aşığın kalbinde kabuk bağlamayan yaraymış. Acı çekerek öğrendin diyor Tarık Tufan.
Hepimizin geç kalmışlığı
Boğazımızda çözemediği bir düğümü.
Sanki yazarla sohbete oturmuşumda ben düşünmüşüm, o kaleme dökmüş gönlümden akanları. Hislerime tercüman olan bir anlatı.
Kitaptaki her bir cümlenin altına imzamı atarım.
Tavsiye ediyorum….
Geç kalmayın…..
Kaybedenler veya kederini dile getiremeyen ama içten içe hüzünden eriyip bitenler buraya.
Bir kitap düşün her cümlesi yaralı, her kelimesi cam kırığı gibi derini kestiğini, kanattığını… boğucu bir yas sisinin içine girip yolunu kaybettiğini düşün, her özlediğinde her ihtiyaç duyduğunda yanına koştuğun kişinin artık olmadığını, sokaklarda onu aradığını, gittiğin her yerde aslında ona gittiğini ve ona vardığını.. Hayal, anı, gerçeklik, gelecek arasında kaybolduğunu düşün…
Kelimelerin ağırlığı, hislerin ağrısı, geç kalmışlığı bilmenin acısı… Her sayfa çevirişte yeni yaralar açan kesikler. Kederli hislerimin tercümanı olan yol gösterici, pusulam, bıçağım. İçimde sönmek bilmeyen korumun tekrar yanmasına sağlayan ateşi. Kabuk bağlayan yaralarımın üstüne tekrar çizikler atan kitap. Herkes kederden kaçmak isterken kederi ile barışık olanlar yüzleşir korkusuzca içindekileri dışarı vurabilmek belki bir miktar huzur bulabilmek için. Bu kitap da öyle bir kitap. Her zaman alıp herhangi bir sayfasını açtığımda dile dökemediğim hislerimin cümlelerini okuyacağım. Bir düş gibi anlatılan yazılarda gerçekliğimi, sözcüklerin uçurumunda yürürken kendimi bulacağım.
Kaybetmeyi, o boğucu kederi, dibe vurmuş üzgüntüyü bir tek Hamdi Koç’ta hissetmiştim. Artık Tarık tufan da benim için hüznün yazarı. Keşfettiğim için mutlu ve hüzünlüyüm.