Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Gaye Boralıoğlu Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Gaye Boralıoğlu En Beğenilen Sözleri



1. "Hem zaten çok gezen bilir, yoksa çok okuyan mıydı?"


- Dünyadan Aşağı



2. "Çünkü yalın gerçek çekilmez bir şeydir, edebiyat gerçeğe katlanmak için vardır."


- Dünyadan Aşağı



3. "Kurumuş bir yaprak gibi dünyadan aşağı düşüyorum."


- Dünyadan Aşağı



4. "İnsanoğlunun ne acayip bir tabiatı var ki bazı şeylerin kıymetini ancak onları kaybettiğinde anlıyor. Her zaman yanında olana, el altındakine karşı daima ihmalkâr ve hoyrat…"


- Dünyadan Aşağı



5. "Bunca yoksulluğun ve kötülüğün ortasında insan felaketi unutarak niye umutlanır?"


- Dünyadan Aşağı



6. "Ben orada onun istediği kadar vardım istediği sürece ve istediği şekilde vardım, yani aslında yoktum."


- Dünyadan Aşağı



7. "İnsan durup dururken daha iyi olayım demez. Dese de olamaz zaten. İyilik içten gelir. Kendi iyiliğini başkasından isteyemezsin."


- Dünyadan Aşağı



8. "… herkes kendi meşrebince sever bu dünyada."


- Dünyadan Aşağı



9. "Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.

Özge Dirik"


- Dünyadan Aşağı



10. "İnsan yaralı bir hayvandır."


- Dünyadan Aşağı



11. "Şüphe fena bir şeydir. Virüs gibi farkettirmeden vücuda girer ve yalnız insanın ruhunu değil, kalbini, aklını, bakışlarını, duruşunu, gecesini, gündüzünü, rüyalarını, hülyalarını, işini, gücünü, bugününü, yarınını, her şeyini etkiler."


- Dünyadan Aşağı



12. "İnsan bir anda bütün ömrü boyunca çabaladığı şeyin beyhude olduğunu anlayıveriyor ve bu hayal kırıklığı onun hayatla olan bağları tümden zayıflatıyor."


- Dünyadan Aşağı



13. "Başkalarına katlanmak hiç kolay değildir ama daha zoru insanın kendine katlanmasıdır."


- Dünyadan Aşağı



14. "İstemeye istemeye dağıldık. Yok aslında dağılamadık. Öylece kalakaldık. Yeryüzünde iki salak."


- Dünyadan Aşağı



15. "Bu hatalar niye zincir şeklindedir?"


- Dünyadan Aşağı



16. "Gözün görmediğini kalp tamamlar."


- Dünyadan Aşağı



17. "Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişinin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır."


- Dünyadan Aşağı



18. "Önümde belki bir dakika var belki bin dakika. Belli bir gün var, belki bün gün… Geride ise yüzlerce hatayla, çok eksiklerle, dile gelmemiş suçlarla, telafi edilmemiş ihtimallerle dolu bir hayat. Hangisini, ne ara düzelteceğim? Nereden başlayacağım kendi cennetimin yolunu döşemeye? Zamanla yarıştan galip çıkan var mıdır? Kader, insanın başına gelen değil midir? Bu sonsuz ihtimalli dünyada Allah katında mükemmel bir düzenek kurmak mümkün müdür?
Çok zor… İşim çok zor. En iyisi, çekyatta derin bir uyku."


- Dünyadan Aşağı



19. "Hayat ah’larla geçiyor."


- Dünyadan Aşağı



20. "İnsan sevdiği için sevmediği şeyleri yapabilir, bunlar ceza gibi görülürse sonradan acısı çıkar ama bilmediğimiz şeyleri deneyimleme fırsatı olarak görülürse ruhu zenginleştirir. Sadece karşımızdaki istediği için bir şey yapmak zorunda kalmak, kendi tercihlerimizden daha az keyif verse de insanın yaşam alanını genişletir, seçiminiz olmayan ihtimallerin hayatımız içinde var olmaya devam etmesini sağlar. Farklılıklarımızın bu yanını çok kıymetli buluyorum."


- Alâmetler Kitabı



21. "Hayal etmek, yalnızlık gerektirir."


- Alâmetler Kitabı



22. "Meğer bütün erkeklerin masala ne kadar çok ihtiyacı varmış."


- Alâmetler Kitabı



23. "Sonra kadın döndü. Bir manken profesyonelliği ve zarafeti ile kapıya doğru, yani Necmettin'e doğru yürümeye başladı. Necmettin'in yüreği ağzındaydı. Ya kapıyı açarsa?
Ama kadın kapıyı açmadı, onun yerine göğüslerinin üzerinden bağladığı havlunun düğümünü açtı ve ayaklarının dibine bıraktı. İşte o anda Necmettin aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle burun buruna geldi. Anahtar deliğinden gördüğü şahane kadın, bir erkekti!"


- Alâmetler Kitabı



24. "Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu."


- Dünyadan Aşağı



25. "Ben çocukken Bakırköy'de bahçeli evlerin sıralandığı küçük bir mahallede oturuyorduk. Sokakta oynamayı severdim. Aynı yaşta bir sürü çocuk, bazen futbol ya da misket oynardık bazen de arka"


- Dünyadan Aşağı



26. "Ah ruhumun ince sesi, Ah rüyasına yattığım.Sen ve ben ikimiz, kayıp bir ülkenin mahzun çocuklaryız. Birbirimize yaslandık, böylece katlandık. Katlandık, katıldık, katılıp kaldık. Yıkıntılar arasında bulduk birbirimizi, toz duman. Senin gözyaşında çakıl taneleri, benim karnımda bir hançer. Ağrılarımıza yüz sürdük, terimizle şifa bulduk. İkiyken bir, birken çok olduk."


- Alâmetler Kitabı



27. "İnsan bazı gerçekleri bilmek istemeyebilir, bu hak olmalı."


- Alâmetler Kitabı



28. "“Susma,” demişti, “suskunluk en ağır cümledir, altında ezilirsin.”"


- Dünyadan Aşağı



29. "İlk beraber olduğumuz günlerde bana şöyle demişti: "Biz çift olmayalım. Çift demek birbirinin içinde eriyip gitmek, bir insanın en güzel yanlarını törpülemek, ötekinin kötü yanlarına benzemek demek, biz hep iki kişi olalım, 'ikimiz' olalım.""


- Alâmetler Kitabı



30. "Ah sevgilim, lanetleneceğimi bilsem de itiraf ediyorum. Ben yalnız senin suretindeki Tanrı'yı sevdim, aynaya ancak böyle bakabildim."


- Alâmetler Kitabı



31. "İnsan bir anda bütün ömrü boyunca çabaladığı şeyin beyhude olduğunu anlayıveriyor ve bu hayal kırıklığı onun hayatla olan bağlarını tümden zayıflatıyor."


- Dünyadan Aşağı



32. "Çift olmanın vasatlaştırdığı insanlara benzemedik hiç, hep kendimiz olduk ama bir arada durduk."


- Alâmetler Kitabı



33. "Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir."


- Hepsi Hikâye



34. "Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır.
Haram sevaboldu, sevap haramdır.

Nazım Hikmet"


- Alâmetler Kitabı



35. "Uykusuz gecelerde yaşlandım ben."


- Meçhul



36. "Ne var ki, kalbinde, çok derinlerde bir yerlerde, yemeğin içindeki isimsiz baharat gibi, tanımlayamadığı bir his olmuştu hep. Demir soğukluğunda, su şekilsizliğinde, ısısız, renksiz bir sızı."


- Alâmetler Kitabı



37. "Bu cümlelerin onda birini zamanında Nihan’a söylemiş olsaydım belki her şey daha farklı olurdu. Hayat ah’larla geçiyor işte; çıkardığımız dersler sonraki sevgiliye kalıyor."


- Dünyadan Aşağı



38. "Anladım ki, kötülükler birbirine dolanarak büyüyor ve yine anladım ki, ancak yok sayarak hayata katlanabilir insan."


- Alâmetler Kitabı



39. "Bu dünyada yalandan kaçmanın imkanı yok. Yalan çoğu kere hakikatten daha inandırıcı."


- Dünyadan Aşağı



40. "Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu"


- Dünyadan Aşağı



41. "Hiçbir zaman sevişemeyecek, hiçbir zaman birisiyle kucaklaşamayacak, sırtının sıvazlanamayacak oluşu başlangıçta imkânsız bir hayat gibi görünmemişti gözüne. Oysa zamanın ağırlığını meğer başkaları kaldırıyormuş insanın üzerinden."


- Alâmetler Kitabı



42. "Hiçbir zaman istediğim hiçbir şey kucağıma düşmüyor. Benim didinmem, debelenmem gerekiyor."


- Dünyadan Aşağı



43. "Hiç inanmadım cennette buluşmalara. Ölümden öte son yok çünkü. Atom, nötron, amonyum nitrat... Colt, parabellum, kalaşnikof... Bakktıkça bunlara nasıl inanayım Tanrı'ya?"


- Alâmetler Kitabı



44. "Mesafe tabiatta her şeyin uyum içinde bir arada bulunabilmesini, insanoğlunun da birbirine tahammül edebilmesini sağlar."


- Dünyadan Aşağı



45. "Hayal gücünün iyi çalışabilmesi için başka bir insana çarpmaması gerekir."


- Alâmetler Kitabı



46. "Vicdan azabı korkunç bir şey, sinsice insanın kalbini kavrıyor ve olmadık zamanlarda sıkıştırıp duruyor."


- Alâmetler Kitabı



47. "Dilini bilmediği ülkede mis gibi sırıtarak yaşıyor."


- Meçhul



48. "Cehennem bekçiliği yapıyorum burada. Şu gördüğünüz kapı cehennemin kapısı işte. İki kişi girersiniz içeri, masaya oturturlar sizi. Sonra zebaniler gelir sorar: Cehenneme doğru bu kadınla yola çıkmayı kabul ediyor musun? Oraya kadar gelmişsin ya, hayır demek olmaz. Evet dersin, ediyorum. Sonra kadına sorarlar: Sen bu adamla cehenneme gitmeyi kabul ediyor musun? O da, evet der. Seyirciler de alkışlar, sevinçle alkışlarlar. Aralarında mutluluktan ağlayanlar bile olur. Zebani size kocaman kara kaplı bir defter imzalatır. Cehenneme gitmeyi kendileri istediler diye belgedir aslında o. Sonra da, siktirin gidin o zaman der. Suratınızda salak bir gülümseme çıkarsınız. Sırtınıza falan vururlar çıkarken, ne olduğunu anlamazsınız, plakasında "Mutluyuz" yazan bir arabayla cehenneminize gidersiniz. Beni cehenneme götüren arabanın plakası 12'ydi."


- Meçhul



49. "Bu dünyada yalandan kaçmanın imkânı yok. Yalan çoğu kere hakikatten daha inandırıcı."


- Dünyadan Aşağı



50. "Belki mecbur bırakılmamış olsaydım severdim. Ama mecburiyet insanı sevdiğinden de tiksindiriyor."


- Dünyadan Aşağı



51. ""İnsan yaralı bir hayvandır...""


- Dünyadan Aşağı



52. ""Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.""


- Dünyadan Aşağı



53. ""Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.""


- Dünyadan Aşağı



54. "Her insan kendi hikayesi ile gelir dünyaya. Hayat o hikayeyi büyütür."


- Alâmetler Kitabı



55. "Sen benim geçmiş zamanımsın."


- Dünyadan Aşağı



56. "Herkes cehenneme gidecekse cennet niye var? Boş vaat mi?"


- Dünyadan Aşağı



57. "İnsan sevdiği için sevmediği şeyler yapabilir, bunlar ceza gibi görülürse sonradan acısı çıkar ama bilmediğimiz şeyleri deneyimlere fırsatı olarak görülürse ruhu zenginleştirir."


- Alâmetler Kitabı



58. ""Bu dünyada yalandan kaçmanın imkânı yok. Yalan çoğu kere hakikatten daha inandırıcı."


- Dünyadan Aşağı



59. "Travmatik toplumlar ve bireylerde zamanla ilişkinin geçmiş yanı daha güçlü, bugün kısmı karmaşık, gelecek bölümü ise karanlık ya da alacakaranlıktır, hatta bazen tamamen görünmez olur."


- Dünyadan Aşağı



60. "Her şey hakikati olduğu gibi kabul etmekle başlar."


- Alâmetler Kitabı



61. "Allah benim yüzüme bir perde örtmüş, erkekler bana baktığında o perdeyi görüyor; benim aynada gördüğümü görmüyorlar. Ben aynaya baktığımda alınyazımı görüyorum abla."


- Meçhul



62. "Her şey hakikati olduğu gibi kabul etmekle başlar."


- Alâmetler Kitabı



63. "Ne var ki kalbinde, çok derinlerde bir yerlerde, yemeğin içindeki isimsiz baharat gibi, tanımlayamadığı bir hoş olmuştu hep.Demir soğukluğunda, su şekilsizliğinde, ıssız renksiz bir sızı."


- Alâmetler Kitabı



64. "Zaman bir öğütme makinesi. Duyguları öğütüyor, ilgiyi öğütüyor. Sevdiğin, heyecan duyduğun anların üzerine kum saatinden tozlar dökülüyor."


- Dünyadan Aşağı



65. "Bugün insanın ölümle tek alakası cami avlusundaki cenazeye uzaktan bakmaktan ibaret."


- Meçhul



66. "Bir cümleyi herkesin istediği gibi anlaması kaos alametinden başka bir şey değildi."


- Alâmetler Kitabı



67. "Ceza gibi bir hayat.
Ben arzu etmedim böyle olsun. Onarabilirdik, telafi edebilirdik. Teklif ettim, elimden geleni yaptım, ısrar ettim, istemedi. Bileti kesmiş çoktan."


- Dünyadan Aşağı



68. "Sen sahtekar olduğunun farkından olmayan sahtekarlardansın."


- Dünyadan Aşağı



69. "Gözün görmediğini kalp tamamlar."


- Dünyadan Aşağı



70. "Yol boyunca dışarıda akıp giden hayatı bir film izler gibi seyretti; hiç bir zaman oyuncusu olamayacağı bir film."


- Alâmetler Kitabı



71. "Çünkü yalın gerçek çekilmez bir şeydir, edebiyat gerçeğe katlanmak için vardır."


- Dünyadan Aşağı



72. ""Hepsini tek tek yapacaksın, iki işi bir arada yapmak erkeklere göre değil.""


- Alâmetler Kitabı



73. "Bir cümleyi herkesin istediği gibi anlaması kaos alâmetinden başka bir şey değildi."


- Alâmetler Kitabı



74. "...suskunluk en ağır cümledir..."


- Dünyadan Aşağı



75. "" İnsan bir anda bütün ömrü boyunca çabaladığı şeyin beyhude olduğunu anlayıveriyor ve bu hayal kırıklığı onun hayatla olan bağlarını tümden zayıflatıyor. ""


- Dünyadan Aşağı



76. "Yalnızlık bıçak sırtında yürümektir; başarabilenler için heyecan verici ve yetkinleştirici bir deneyim, tahammül edemeyeneler için can yakıcı bir çaresizlik."


- Dünyadan Aşağı



77. "Yalnızlık aslında bunların sebebi. O herifler kör, topal da olsa, başlarına bela da olsa, kan emici canavarlar da olsa sonuçta yalnız olmadıklarını sanıyorlar. İnsan kendini feda etmek uğruna niye yalnızlıktan korkar?"


- Meçhul



78. "Geçersiz sırları biriktire biriktire, anlamsızlığı tek eline ala ala, hayat ölümden daha fazla ürküntü verir: büyük Meçhul odur."


- Meçhul



79. "Hüzün insanı öldürür mü?
Ben... bütün hücrelerimin hüzünden yandığını hissediyorum."


- Meçhul



80. "Aşk, insanı daha iyi bir insan yapıyor; hiç yaşanmayacak bile olsa."


- Alâmetler Kitabı



81. "Her insan kendi hikayesiyle gelir dünyaya. Hayat o hikayeyi büyütür. Benim hikayem çalınmıştı."


- Alâmetler Kitabı



82. "Anladım ki, kötülükler birbirine dolanarak büyüyor ve yine anladım ki, ancak yok sayarak hayata katlanabilir insan."


- Alâmetler Kitabı



83. "Hayal etmek yalnızlık gerektirir."


- Alâmetler Kitabı



84. "Kaç yalan bir cehennem eder?"


- Dünyadan Aşağı



85. "İnsan, yaralı bir hayvandır."


- Dünyadan Aşağı



86. "Şimdi düşünüyorum da onun bin bir özenle, milimi milimine ölçerek biçerek,
tembihler ederek verdiği bir tarifin içine
tarifte hiç olmayan bir sebzeyi koymak
belki de benim ilk gerçek isyanımdır.
Kereviz benim intikamımdır."


- Dünyadan Aşağı



87. "Hayatın çok acımasız davrandığı ama mücadele etmek için gerekli silahları da vermediği insanlar.."


- Meçhul



88. "Aşk, insanı daha iyi bir insan yapıyor; hiç yaşanmayacak bile olsa."


- Alâmetler Kitabı



89. "Her insan kendi hikayesiyle gelir dünyaya. Hayat o hikayeyi büyütür. Benim hikayem çalınmıştı."


- Alâmetler Kitabı



90. "Anladım ki, kötülükler birbirine dolanarak büyüyor ve yine anladım ki, ancak yok sayarak hayata katlanabilir insan."


- Alâmetler Kitabı



91. "Hayal etmek yalnızlık gerektirir."


- Alâmetler Kitabı



92. "Kaç yalan bir cehennem eder?"


- Dünyadan Aşağı



93. "İnsan, yaralı bir hayvandır."


- Dünyadan Aşağı



94. "Şimdi düşünüyorum da onun bin bir özenle, milimi milimine ölçerek biçerek,
tembihler ederek verdiği bir tarifin içine
tarifte hiç olmayan bir sebzeyi koymak
belki de benim ilk gerçek isyanımdır.
Kereviz benim intikamımdır."


- Dünyadan Aşağı



95. "Ortalıkta dolaşan bir söz var, kime ait, bilmiyorum açıkçası: "Şöhret, insanın avam nezdindeki değeridir; itibar, seçkinler nezdindeki değeridir;
haysiyet de kendi gözündeki değeridir." Genel olarak doğru görünüyor."


- Haysiyet



96. "İnsan sevdiği için sevmediği şeyleri yapabilir."


- Alâmetler Kitabı



97. "Ben orada onun istediği kadar vardım, istediği sürece ve istediği şekilde vardım, yani aslında yoktum.""


- Dünyadan Aşağı



98. "İnsan sevdiği için sevmediği şeyleri yapabilir."


- Alâmetler Kitabı



99. "Katil doğdum ben.
Daha göbek bağım kesilmeden, dünyanın üzerine savurduğum ilk çığlıkla duyurdum: Annemin katiliyim."


- Alâmetler Kitabı



100. "Kalbin çok yumuşak Noni"


- Meçhul



101. "Şüphe fena bir şeydir. Virüs gibi fark ettirmeden vücuda girer ve yalnız insanın ruhunu değil, kalbini, aklını, bakışlarını, duruşunu, gecesini, gündüzünü, rüyalarını, hülyalarını, işini, gücünü, bugününü, yarınını, her şeyini etkiler."


- Dünyadan Aşağı



102. "Ölünce bütün acılar bitiyor, biliyor musun?"


- Aksak Ritim



103. "•
İnsan bir anda bütün ömrü boyunca çabaladığı şeyin beyhude olduğunu anlayıveriyor ve bu hayal kırıklığı onun hayatla olan bağlarını tümden zayıflatıyor."


- Dünyadan Aşağı



104. "Ama ne yazık ki bu devirde vicdan, insanların kararlarını değiştirmiyor. Sadece derinlerde bir yerlerde sızlıyor, sonra üstü çeşitli buluşlarla kapatılıyor."


- Dünyadan Aşağı



105. "Ölünce bütün acılar bitiyor, biliyor musun?"


- Aksak Ritim



106. "Umut etmek için önce cesaret etmen gerek."


- Alâmetler Kitabı



107. "İlk beraber olduğumuz günlerde bana şöyle demişti. " Biz çift olmayalım. Çift demek birbirinin içinde eriyip gitmek, bir insanin en güzel yanlarını törpülemek, ötekinin kötü yanlarına benzemek demek, biz hep iki kişi olalım. 'ikimiz' olalım.""


- Alâmetler Kitabı



108. "Mucizelere inandığı kadar bile inanmadı sevgiye. İnsanların sevgi dediği şeyle harap olmaktansa yalnızlığımla dik dururum."


- Alâmetler Kitabı



109. "Gerçek bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakışırdığımız hikayeler var yalnızca... Biz seninle kendinize yeni bir hikaye yazacağız."


- Alâmetler Kitabı



110. "Diyeceğim o ki, her insan kendi hikâyesiyle gelir dünyaya. Hayat o hikâyeyi büyütür. Benim hikâyem çalınmıştı."


- Alâmetler Kitabı



111. "Zamanın ağırlığını meğer başkaları kaldırıyormuş insanın uzerinden..."


- Alâmetler Kitabı



112. "Zamanla yarıştan galip çıkan var mıdır? Kader, insanın başına gelen değil midir?"


- Dünyadan Aşağı



113. "O sevilmemeyi baştan kabul etmişti, en baştan çocukluğundan, bebekliğinden, annesinin onu terk ettiği günden. Mucizelere inandığı kadar bile inanmadı sevgiye."


- Alâmetler Kitabı



114. "Sabiha, senin gerçek adın değil, değil mi babaanne? Kim koydu bu adı? Kıyımı yapan komutanlardan biri mi? Nüfus memuru mu? Yoksa besleme diye Dersim'den koparıp Çanakkale'ye getiren subay mı koydu? Sabiha...Yalan değil mi? Senin adın yalan.
Hesabını kimden, nasıl soracağımı bilemediğim bir kıyımın kurbanıyım ben de.Seni ömrün boyunca susturan korkunu devraldım.Senin yalan kimliğinin tanığı, gizli dünyanın sırdaşıyım ben.Ya Xizir, Birese imdada ma! Ah Hızır yetiş imdadıma!
Söyle babaanne adın ne? Yüzünü bana dönüp en saf gülümsemenle mırıldanıyorsun...
"Nameyê mi Xece.""


- Mübarek Kadınlar



115. "Kurumuş bir yaprak gibi dünyadan aşağı düşüyorum."


- Dünyadan Aşağı



116. "İnsan, yaralı bir hayvandır."


- Dünyadan Aşağı



117. "Allah beni yaratmış olmaktan memnun mudur?"


- Meçhul



118. "Herkes kendi meşrebince sever bu dünyada."


- Dünyadan Aşağı



119. "Eğer biraz kibirli olsaydım senin istediğin rüzgârın önünde savrulup giderdim. Eğer bu dünyaya tutunabildiysem, bir ölçüde kibrin ve çokça yazma yeteneğim sayesindedir."


- Dünyadan Aşağı



120. "...herkes kendi meşrebince sever bu dünyada."


- Dünyadan Aşağı



121. ""Sen benim geçmiş zamanımsın.""


- Dünyadan Aşağı



122. "O sevilmemeyi baştan kabul etmişti, en baştan çocukluğundan, bebekliğinden, annesinin onu terk ettiği günden. Mucizelere inandığı kadar bile inanmadı sevgiye."


- Alâmetler Kitabı



123. "“Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.”
Özge Dirik"


- Dünyadan Aşağı



124. "Insan, yaralı bir hayvandir."


- Dünyadan Aşağı



125. "Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.

—ÖZGE DİRİK"


- Dünyadan Aşağı



126. "Bu sonsuz ihtimalli dünyada, Allah katında mükemmel bir düzenek kurmak mümkün müdür? Çok zor. İşim çok zor.. En iyisi, çekyatta derin bir uyku.."


- Dünyadan Aşağı



127. "Ben cesaretimi, babamın gözlerinde kaybettim."


- Mübarek Kadınlar



128. "Olacaklar ancak geciktirilebilir, hayat ertelenir ama sonuç değişmez."


- Dünyadan Aşağı



129. "Şüphe fena bir şeydir. Virüs gibi fark ettirmeden vücuda girer ve yalnız insanın ruhunu değil, kalbini, aklını, bakışlarını, duruşunu, gecesini, gündüzünü, rüyalarını, hülyalarını, işini, gücünü, bugününü, yarınını, her şeyini etkiler. Bazen kayboluyor gibi olur ama sonra beklenmedik bir zamanda tekrar ortaya çıkar ve yeniden insanın benliğini en can alıcı noktasından yakalar. Bir anda hayatınızdaki her şeyi, işinizi gücünüzü, çoluk çocuğunuzu, hobilerinizi, fobilerinizi unutur, yalnızca o şüphenin peşine düşersiniz."


- Dünyadan Aşağı



130. "Dağılıp gidemiyorsunuz, derlenip toplanamıyorsunuz. Kürekleri olmayan bir sandalla açık denizde duruyorsunuz. İlerleme ihtimali yok, bir yere varmak imkansız."


- Dünyadan Aşağı



131. "Dünya karanlık. Belki de bu ebedi karanlık."


- Dünyadan Aşağı



132. "Pişmanlıklar, hatalar, işletilmemiş telafi mekanizmaları, söylenmemiş cümleler yığını, es geçilmiş fırsatlar silsilesi."


- Dünyadan Aşağı



133. "Neden bir tane başörtülü Ayşe bebeği yok çocukların?"


- Meçhul



134. "Ben orada onun istediği kadar vardım , istediği sürece ve istediği şekilde vardım , yani aslında yoktum."


- Dünyadan Aşağı



135. "“Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.”
Özge Dirik"


- Dünyadan Aşağı



136. "Insan, yaralı bir hayvandir."


- Dünyadan Aşağı



137. "Bir çocuğu kemiren ya bir babadır ya da yokluğu.

—ÖZGE DİRİK"


- Dünyadan Aşağı



138. "Bu sonsuz ihtimalli dünyada, Allah katında mükemmel bir düzenek kurmak mümkün müdür? Çok zor. İşim çok zor.. En iyisi, çekyatta derin bir uyku.."


- Dünyadan Aşağı



139. "Başkalarına katlanmak hiç kolay değildir ama daha zoru insanın kendine katlanmasıdır."


- Dünyadan Aşağı



140. "…insan insana muhtaçtır."


- Dünyadan Aşağı



141. "Anladım ki kötülükler birbirine dolanarak büyüyor, ve yine anladım ki yok sayarak hayata katlanabilir insan."


- Alâmetler Kitabı



142. "Onlar benciller, yalnız kendilerini düşünüyorlar, beni düşünen yok. Elimden geleni yapıyorum ve oldukça iyi davranmaya çalışıyorum onlara, fakat hızlıca benden uzaklaşıyorlar. Uzaklaşıp nereye gidiyorlar, bilmiyorum. Gitmesinler istedim, elimden geleni yaptım, bazen ısrar ettim, acındırdım kendime, kızdım bağırdım, onu da yaptım ama olmadı, durmuyorlar yanımda."


- Dünyadan Aşağı



143. "Ben orada onun istediği kadar vardım, istediği sürece ve istediği şekilde vardım, yani aslında yoktum."


- Dünyadan Aşağı



144. "Göğsümde ağır bir cümle, kurulmuş öylece duruyor sessiz."


- Alâmetler Kitabı



145. "...insan bazı gerçekleri bilmek istemeyebilir, bu hak olmalı."


- Alâmetler Kitabı



146. "Elinde, kolunda, derisinde hissetmediği bütün acıları yüreğinde hissediyordu yalnız; fena halde ağır bir gönül yarası vardı."


- Meçhul



147. "Hayatın üstü kalın, tozlu topraklı bir perdeyle örtülüdür."


- Meçhul



148. "Ortalık madrabaz, hilebaz, düzenbaz dolu.İşin fena yanı, kimse de bu rezilliğe sesini çıkarmıyor.Biri ahlaksızlık yapıyor, diğerleri de peşinden.
Biri yalan söylüyor, onun yalanına çanak tutan bir milyon yalaka çıkıyor ortaya.Erdemsizliğin, onursuzluğun çıtası aşağı indikçe iniyor."


- Mübarek Kadınlar



149. "Hayatı boyunca hiçbir alanda bir gelişme gösteremedi, tam tersine eksildi. Daima olumsuzlukları gördü, onları gözünde büyüttü, sonuçta gerçekten de olumsuzluklar büyüyüp hayatında kilitler oluşturdu. O kilitleri açıp yoluna devam etmeye de hali yoktu. Ya geri döndü ya da kapı önünde öylece kaldı."


- Dünyadan Aşağı



150. "Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır."


- Dünyadan Aşağı



151. "Aslında adı Asena'ydı ama, sonra dansöz Asena çıkınca babam sinirlendi, bir daha Asena demeyin bu kıza dedi."


- Meçhul



152. "Türk milleti çirkindir, ben onu bilir onu söylerim. Göt göbek yayla gibi."


- Meçhul



153. "Dünya zaten dönüyor, her şey dönüyor, senin kafan dönerse ancak o zaman sağlam durursun. Dünyayla beraber dönersen ancak o zaman her şey düz durur. Bir harmoni olur.
Harmoni olsun, harman olmasın."


- Meçhul



154. "Başkalarına katlanmak hiç kolay değildir ama daha zoru insanın kendine katlanmasıdır."


- Dünyadan Aşağı



155. "Anlatılan her şey gerçeğin bir eksiğidir; ya da beş altı fazlası."


- Mübarek Kadınlar



156. "Hiçbir işe yaramıyor olmak, bir dala tutunamamak da içten içe zehirliyor bünyemi."


- Mübarek Kadınlar



157. "Meğer bütün erkeklerin masala ne kadar çok ihtiyacı varmış."


- Alâmetler Kitabı



158. "O kadar küçük bir yeri bile hak etmiyormuşum onun hayatında."


- Dünyadan Aşağı



159. "Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır."


- Dünyadan Aşağı



160. "Radyoda Kürtçe çok eski bir şarkı çalıyordu... "Ahmedo". Bahtiyar o dili anlamıyordu ama şu Aynur denilen kadının sesi... Kalbinin derinliklerinde, artık küllenmiş ne varsa harekete geçiriyordu. Sebepsiz bir ağlama isteği, tanımadığı insanların derdine derman olma arzusu dolduruyordu benliğini."


- Alâmetler Kitabı



161. "“Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır.”"


- Dünyadan Aşağı



162. "İnsan sevdiği için sevmediği şeyleri yapabilir, bunlar ceza gibi görülürse sonradan acısı çıkar ama bilmediğimiz şeyleri deneyimleme fırsatı olarak görülürse ruhu zenginleştirir."


- Alâmetler Kitabı



163. "‘Suskunluk en ağır cümledir’"


- Dünyadan Aşağı



164. "Suskunluk en ağır cümledir."


- Dünyadan Aşağı



165. "Yalnızlık bıçak sırtında yürümektir; başarabilenler için heyecan verici ve yetkinleştirici bir deneyim, tahammül edemeyenler için can yakıcı bir çaresizlik."


- Dünyadan Aşağı



166. ""Önümde belki bir dakika var,belki bin dakika. Belki bir gün var,belki bin gün... Geride ise yüzlerce hatayla,çok eksikliklerle,dile gelmemiş suçlarla,telafi edilmemiş ihmallerle dolu bir hayat.Hangisini,ne ara düzelteceğim?Nereden başlayacağım kendi cennetimin yolunu döşemeye?Zamanla yarıştan galip çıkan var mıdır?Kader,insanın başına gelen değil midir? Bu sonsuz ihtimalli dünyada Allah katında mükemmel bir düzenek kurmak mümkün müdür?""


- Dünyadan Aşağı



167. "Bu dünyada yalandan kaçmanın imkânı yok. Yalan çoğu kere hakikatten daha inandırıcı."


- Dünyadan Aşağı



168. "“ geri adım atamam şimdi, buradan devam etmem lazım çünkü geri adım atmak iyi değildir, o zaman ilerleyemez insan.”"


- Dünyadan Aşağı



169. "“ Şüphe fena bir şeydir. Virüs gibi fark ettirmeden vücuda girer ve yalnız insanın ruhunu değil, kalbini, aklını, bakışlarını, duruşunu, gecesini, gündüzünü, rüyalarını, hülyalarını, işini, gücünü, bugününü, yarınını, her şeyini etkiler. ”"


- Dünyadan Aşağı



170. "Evin sessizliği, kalbinin kimsesizliği içine batıyordu."


- Dünyadan Aşağı



171. "Anlatılan her şey gerçeğin bir eksiğidir; ya da beş altı fazlası."


- Mübarek Kadınlar



172. "Hiçbir işe yaramıyor olmak, bir dala tutunamamak da içten içe zehirliyor bünyemi."


- Mübarek Kadınlar



173. "“Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır.”"


- Dünyadan Aşağı



174. "Yalnızlık bıçak sırtında yürümektir; başarabilenler için heyecan verici ve yetkinleştirici bir deneyim, tahammül edemeyenler için can yakıcı bir çaresizlik."


- Dünyadan Aşağı



175. "İnsanoğlunun ne acayip bir tabiatı var ki bazı şeylerin kıymetini ancak onları kaybettiğinde anlıyor. Her zaman yanında olana, el altındakine karşı daima ihmalkâr ve hoyrat.."


- Dünyadan Aşağı



176. "Edebiyat gerçeğe katlanmak için vardır."


- Dünyadan Aşağı



177. "Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikayeler var yalnızca."


- Alâmetler Kitabı



178. "Hayat aslında su gibi, sen çırpınıyorsun, yara yara, tırmalaya tırmalaya bir şeyler yapmaya çalışıyorsun, gövdeni oradan oraya atıyorsun, ama sonra senden geriye hiçbir iz kalmıyor."


- Meçhul



179. "İnsan denilen varlığın heveslerle, heyecanlarla yoğrulduğunu ve hayal gücünün dünyayı anlamaya akıldan daha fazla muktedir olduğunu erken yaşlarımda anladım."


- Alâmetler Kitabı



180. "İnsan dediğin... Yaralı bir hayvandır zaten."


- Dünyadan Aşağı



181. "“Bunca yoksunluğun ve kötülüğün ortasında insan felaketi unutarak niye umutlanır?”"


- Dünyadan Aşağı



182. "İnsan yaşayamadıklarından ibaret olsaydı ben padişah olurdum bu dünyaya."


- Mübarek Kadınlar



183. "Derler ki, her canlının kendi kokusu varmış. Çiçekler ayrı kokarmış, hayvanlar ayrı. Hele kadınlar... Her biri ayrı bir çiçeğin rayihasını taşırmış."


- Mübarek Kadınlar



184. "(...)”Ama evlilik denilen kurum bir öğütme makinesi.Kadını öğütüyor,erkeği öğütüyor,aşkı öğütüyor.Pişmanlıklar,hatalar,işletilmemiş telafi mekanizmaları,söylenmemiş cümleler yığını,es geçilmiş fırsatlar silsilesi.”"


- Dünyadan Aşağı



185. "Kapı pencere aşağı indiği çok olmuştur bizim evde.Kaç kere de gözüm morardı ya"


- Mübarek Kadınlar



186. ""Bunlar," dedi, "onların hikâyeleri, bizim değil. Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikâyeler var yalnızca. Şimdi bu adamlar gidecek. Artık vakti dolmuş bu eşyalar da gidecek. Biz senle ikimiz yeni eşyalar alacağız ve kendimize yeni bir hikâye yazacağız.""


- Alâmetler Kitabı



187. "Bir umut, şehirde oradan oraya dolaşıyorum. Kaderimi değiştirecek bir ipucu arıyorum; İstanbul'un ara sokaklarına gizlenmiş bir koltuk değneği. Hayatımı şöyle hallaç pamuğu gibi atıp düzene sokacak bir mucize."


- Dünyadan Aşağı



188. "Üstü örtüldükçe hasarlar derinleşir."


- Dünyadan Aşağı



189. "Her şey hakikati olduğu gibi kabul etmekle başlar."


- Alâmetler Kitabı



190. "Bir işin üzerinde olmanın insanın ruhuna ilaç gibi geldiği bir hal varmış meğer."


- Dünyadan Aşağı



191. "İnsanoğlunun ne acayip bir tabiatı var ki bazı şeylerin kıymetini ancak onları kaybettiğinde anlıyor. Her zaman yanında olana, el altındakine karşı daima ihmalkâr ve hoyrat.."


- Dünyadan Aşağı



192. "Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikayeler var yalnızca."


- Alâmetler Kitabı



193. "“Bunca yoksunluğun ve kötülüğün ortasında insan felaketi unutarak niye umutlanır?”"


- Dünyadan Aşağı



194. "Ama ne yazık ki bu devirde vic­dan, insanların kararlarını değiştirmiyor. Sadece derinlerde bir yerlerde sızlıyor, sonra üstü çeşitli buluşlarla kapatılıyor."


- Dünyadan Aşağı



195. "Herkes kendi meşrebince sever bu dünyada."


- Dünyadan Aşağı



196. "Biri ahlâksızlık yapıyor, diğerleri de peşinden. Biri yalan söylüyor, onun yalanına çanak tutan bir milyon yalaka çıkıyor ortaya. Erdemsizliğin, onursuzluğun çıtası aşağı indikçe iniyor."


- Mübarek Kadınlar



197. "Önümde yeni bir kapı yok.
Beni bekleyen hiçbir şey yok.
Bir gelecek yok.
Cehennem bile yok."


- Dünyadan Aşağı



198. "Yüzsüzlük öyle bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık gibi yayılıveriyor insanlar arasında. Bir de baştakiler, büyükler böyle davranınca, diğer insanlar da şevkle taklide başlıyor."


- Mübarek Kadınlar



199. "Hayal gücünün iyi çalışabilmesi için başka bir insana çarpmaması gerekir.
.....
Hayal etmek, yalnızlık gerektirir."


- Alâmetler Kitabı



200. "aklının bir kenarı, ruhunda bir delik, ona bu dünyaya ait olmadığını hissettiriyor ve bazen, sahip olduğu her şey o delikten uçup gidecekmiş gibi endişeye kapılıyordu."


- Alâmetler Kitabı



201. "Kurumuş bir yaprak gibi aşağıya düştüm."


- Dünyadan Aşağı



202. "Hayat ah’larla gelip geçiyor işte; çıkardığımız dersler sonraki sevgiliye kalıyor."


- Dünyadan Aşağı



203. "Yüzsüzlük öyle bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık gibi yayılıveriyor insanlar arasında."


- Mübarek Kadınlar



204. "Bedbaht bir yaşayan ölüydü. Başka bir şey değil."


- Dünyadan Aşağı



205. "Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır."


- Dünyadan Aşağı



206. "Çocukluk hafızası bulutlarla kaplı bir havuz gibiydi, içine atılan her cümle ahenkle yerli yerine oturuyor, çağrıldığında salınarak dile geliyordu."


- Dünyadan Aşağı



207. "Zamanın ağırlığına ancak ümit ederse katlanabilir insan."


- Dünyadan Aşağı



208. "Anladım ki, kötülükler birbirine dolanarak büyüyor ve yine anladım ki, ancak yok sayarak hayata katlanabilir insan."


- Alâmetler Kitabı



209. "Bu dünyada yalandan kaçmanın imkânı yok. Yalan çoğu kere hakikatten daha inandırıcı."


- Dünyadan Aşağı



210. "Bir insanın yalnızlığa tahammül edebilmesi için orta yerinde çok sağlam bir iskelete sahip olması gerekir; aklın rüzgârlarıyla eğilip bükülmeyecek, gönül fırtınalarıyla savrulmayacak, boş duvarlardan gelen yankılarla dertlenmeyecek bir ruh iskeletine."


- Dünyadan Aşağı



211. "Dünyada yalnız bir pirinç tanesinin değil, her bir nesnenin bilhassa da insanın etrafında mebzul miktarda mesafe olmalıdır. Mesafe tabiatta her şeyin uyum içinde bir arada bulunabilmesini, insan oğlunun da birbirine tahammül edebilmesini sağlar..."


- Dünyadan Aşağı



212. "Bazen birkaç kelime insana acısını unutturur, pek anlamlı olmasa da."


- Mübarek Kadınlar



213. "Bazı insanlar hiç bir şey yapmazlar;sadece beklerler.Öyle kendilerini oradan oraya atmazlar,çabalayıp üzülmezler,kimsenin kapısını çalmazlar.Bu yüzden de hiç suratlarına kapı kapanmaz.Sadece beklerler.Öylece beklerler.Bekledikleri her ne ise genellikle hiç beklemedikleri zamanlarda onların ayaklarına gelir.Beklemedikleri bile gelir.Çalmadıkları kapılar durduk yerde açılır.Ben onlardan değilim."


- Hepsi Hikâye



214. "Gözün görmediğini kalp tamamlar."


- Dünyadan Aşağı



215. "İnsan durup dururken daha iyi olayım demez. Dese de olamaz zaten. İyilik içten gelir. Kendi İyiliğini başkasından isteyemezsin."


- Dünyadan Aşağı



216. "Belki dile gelse bu kadar karışmazdı kafası, kelimeler, cümleler yön verir, derleyip toplardı derdini. Ama olmuyordu. O duvarlara bakıyordu, duvarlar ona. Yalnızdı. Son hücresine kadar."


- Dünyadan Aşağı



217. ""Başkalarına katlanmak hiç kolay değildir ama daha zoru insanın kendine katlanmasıdır. Ancak ifade kabiliyeti olan insan kendine dayanır, yarattıklarıyla hemhal olup ötekinin cehenneminden kendini kurtarır; artık başkası keyfe keder bir ihtimaldir. Böylesi, bir özgürleşme halidir.""


- Dünyadan Aşağı



218. "O kimselere göstermediğin
kalbinin kuytularına
sessizce sızmak isterdim.
Sen narin bir uçurtma gibi gökyüzüne yükselirken ben senin kuyruğunu olmak isterdim."


- Mübarek Kadınlar



219. "Geride bırakmayı bilmek lazım. İnsan geçmişin yükleriyle yaşayamaz. Yükler birikir, karşı çıkmayan insan altında kalır. İtiraz etmek cesaret gerektiriyor elbette. Karar ânıyla yüz yüze gelmek, o güne kadar görmek istemediğin bir hakikati kabul etmek demek. Pek çok kere bir yenilgi gibi yaşayabiliyor insan bu ânı. Aslında bu bir aldatmaca. Allah’ın tamahkâr ve itaatkâr insan için yarattığı bir yanılsama. Oysa gerçekte yenilgi yok ortada. Tam tersine, bir ilerleme, bir yenilenme var. Bu bir vedalaşma ve aynı zamanda bir selamlama. Hayat döngüsünde zincire eklenen yeni bir halka. Buna herkesin saygı göstermesi ve aynı zamanda destek olması lazım."


- Dünyadan Aşağı



220. "Aklımdan geçenlerden ona ne!"


- Dünyadan Aşağı



221. "Hayat ah'larla gelip geçiyor işte.."


- Dünyadan Aşağı



222. "Herkes kendi meşrebince sever bu dünyada."


- Dünyadan Aşağı



223. "Biri ahlâksızlık yapıyor, diğerleri de peşinden. Biri yalan söylüyor, onun yalanına çanak tutan bir milyon yalaka çıkıyor ortaya. Erdemsizliğin, onursuzluğun çıtası aşağı indikçe iniyor."


- Mübarek Kadınlar



224. "Yüzsüzlük öyle bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık gibi yayılıveriyor insanlar arasında. Bir de baştakiler, büyükler böyle davranınca, diğer insanlar da şevkle taklide başlıyor."


- Mübarek Kadınlar



225. "Hayal gücünün iyi çalışabilmesi için başka bir insana çarpmaması gerekir.
.....
Hayal etmek, yalnızlık gerektirir."


- Alâmetler Kitabı



226. "aklının bir kenarı, ruhunda bir delik, ona bu dünyaya ait olmadığını hissettiriyor ve bazen, sahip olduğu her şey o delikten uçup gidecekmiş gibi endişeye kapılıyordu."


- Alâmetler Kitabı



227. "Bu dünyada yalandan kaçmanın imkânı yok. Yalan çoğu kere hakikatten daha inandırıcı."


- Dünyadan Aşağı



228. "Bir insanın yalnızlığa tahammül edebilmesi için orta yerinde çok sağlam bir iskelete sahip olması gerekir; aklın rüzgârlarıyla eğilip bükülmeyecek, gönül fırtınalarıyla savrulmayacak, boş duvarlardan gelen yankılarla dertlenmeyecek bir ruh iskeletine."


- Dünyadan Aşağı



229. "Dünyada yalnız bir pirinç tanesinin değil, her bir nesnenin bilhassa da insanın etrafında mebzul miktarda mesafe olmalıdır. Mesafe tabiatta her şeyin uyum içinde bir arada bulunabilmesini, insan oğlunun da birbirine tahammül edebilmesini sağlar..."


- Dünyadan Aşağı



230. "" Rahatsız mı oluyorsunuz, ey insanlık?""


- Alâmetler Kitabı



231. "Şüphe fena bir şeydir. Virüs gibi fark ettirmeden vücuda girer ve yalnız insanın ruhunu değil,kalbini,aklını,bakışlarını,duruşunu,gecesini,gündüzünü,rüyalarını,hülyalarını,işini,gücünü,bugününü,yarınını,her şeyini etkiler."


- Dünyadan Aşağı



232. "Necmettin'i bir ayağı kısa olduğu için askere almamışlar, çürüğe çıkarmışlardı. Adamlar haklıydı. Koca ordu, rap rap yürüyor, biri aksıyor. Olmaz tabii!"


- Alâmetler Kitabı



233. ""Bilir bilmez herkes bir cümle kurdu Güldane hakkında. Her cümlenin sonuna Yunus darbukasıyla bir nokta koydu.

Deliydi... tak.
Zekiydi... trak.
Düştüydü... tak tak...
Uçtuydu... trak.
Şuydu.... tak.
Buydu... trraak.""


- Aksak Ritim



234. "Hafızanın zamandan azade bir kısmı var."


- Alâmetler Kitabı



235. "Aşk, insanı daha iyi bir insan yapıyor; hiç yaşanmayacak bile olsa."


- Alâmetler Kitabı



236. "İnsanın cebi dolu olunca, hali bir başka oluyor."


- Mübarek Kadınlar



237. "Tek bir gülüş insanı Tanrı katına yüceltebilir mi? Bazen bu mümkün olabiliyor işte."


- Alâmetler Kitabı



238. "Meğer bütün erkeklerin masala ne kadar çok ihtiyacı varmış."


- Alâmetler Kitabı



239. "Ama bu memlekette öyle olmuyor işte. Televizyonun karşısına oturuyorsun ve akıl almaz ahlaksızlıklara, zarafetten nasibini almamış zevata, sınırı olmayan pişkinliklere tanık oluyorsun. Ortalık madrabaz, hilebaz, düzenbaz dolu. İnsanlar birbirlerinin gözüne bakarak yalan söylüyor, dolap çeviriyor hatta basbayağı suç işliyor, sonra dönüp pişkin pişkin sırıtıyorlar. İşin fena yanı kimse de bu pişkinliğe sesini çıkarmıyor. Biri ahlaksızlık yapıyor, diğerleri de peşinden. Biri yalan söylüyor, onun yalanına çanak tutan bir milyon yalaka çıkıyor ortaya. Erdemsizliğin, onursuzluğun çıtası aşağı indikçe iniyor."


- Mübarek Kadınlar



240. "Kız kurtulmak için önüne çıkan ilk adamla evlendi."


- Meçhul



241. "Zaten kelimelerle düşünmüyorum da bulutlarla düşünüyorum sanki, kafamın içinde muhtelif büyüklüklerde ve yoğunluklarda bulutlar var, içleri düşüncelerle dolu."


- Dünyadan Aşağı



242. "Bazı kabahatler gizli kalmalıdır, böylesi herkes için daha yararlıdır."


- Dünyadan Aşağı



243. "Hayat daima akıl karıştırıyor, hakikat inandırıcılıktan yoksun. Hayalden, yalandan başka yol kalmıyor insana."


- Dünyadan Aşağı



244. "Ancak ifade kabiliyeti olan insan kendine dayanır, yarattıklarıyla hemhal olup ötekinin cehenneminden kendini kurtarır; artık başkası keyfe keder bir ihtimaldir."


- Dünyadan Aşağı



245. "Beslenmeyen her şey gibi hayaller de kururmuş meğer."


- Alâmetler Kitabı



246. "Hayat ah'larla gelip geçiyor işte; çıkardığımız dersler sonraki sevgiliye kaliyor."


- Dünyadan Aşağı



247. "Kendini hakikatle ilişkisi olmayan bir duruma ikna etmek, insanoğlunun en temel özelliklerinden biridir. Başka hiçbir canlıda böyle bir yetenek yoktur. Bu tür insanlar etraflarında, hatta kendi hayatlarında olup bitenlerin dışında, tamamen zihinlerinin içinde, sadece kendilerine özgü bir sebep-sonuç zinciri kurarak bir gerçeklik icat ederler ve ona kalben inanırlar. Kendi inandığına ikna olmuş bu soydan bir kişiyi yolundan döndürmek, hele de somut gerekçeler, açık seçik kanıtlar göstermek, beyhude bir çabadır, çünkü olgular tamamen başka evrenlerden derlenmiştir."


- Dünyadan Aşağı



248. ""İnsanoğlunun ne acayip bir tabiatı var ki bazı şeylerin kıymetini ancak onları kaybettiğinde anlıyor. Her zaman yanında olana, el altındakine karşı daima ihmalkâr ve hoyrat...""


- Dünyadan Aşağı



249. "“Şimdi, senin dünyanda ben, yalnızlığı öğrenmek istiyorum. Yalnızlığı, insansızlığı..”"


- Mübarek Kadınlar



250. "Evden çıkarken dönüp șöyle bir baktım geriye... Her köșede, her zerrede benden bir parça var. İzlediğim televizyon, oturduğum koltuk, dizimi çarptığım sehpa, kulpunu kırdığım çekmece, duvardaki tablonun çivisi, halının havı, perdenin kenarı... Benim bedenimin izi, benim ruhumun nefesiyle dolu her yer. Hep baktığım șu aynadan silinip gidecek mi yüzüm? Hiç sanmam."


- Dünyadan Aşağı

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: