Frank Schatzing En Beğenilen Sözleri
1. "Sana da hiç oluyor mu, hani nerede olursan ol, başka bir yerde olmak istersin? Ve sonra aniden kaçmak isteyenin sen olmadığını anlarsın, bulunduğun yer seni dışarı atıyordur, sana oraya ait olmadığını söylüyordur. Ama nereye ait olduğunu da söylemez, bu yüzden hep kaçmaya devam edersin."
- Sürü
2. "Fazla konuşmuyorum ama gerek de olmadığını düşünüyorum. Psikiyatrlar beni fazlasıyla sıkıcı bulurlardı. Sadece huzur istiyorum, hepsi bu. Hayatımdan memnunum, bana yetiyor. Ama bu, benim. Benim mutlu olma tarzım seninkinden farklı. Ben, kendiminkine inanıyorum.
Sen de aynı şeyi yapmayı öğreneceksin."
- Sürü
3. "çirkinlik bakanın gözündedir."
- Sürü
4. ""Nefret şimdiye dek hiçbir zaman bir şeyi iyiye çevirmemiştir."
"Ama bugüne dek epey kurban aldı.""
- Limit
5. ""Hepimiz aynı şeye bakıyoruz, ama herkes farklı bir şeyler görüyor.""
- Sürü
6. ""Her şeyin daha güzel olduğu günleri hatırla.""
- Sürü
7. "Ölenler hakkında düşündüğümüzde, yasımızı demirleyebileyeceğimiz belirli tarihlere ihtiyaç duyuyoruz. Böylece acımızı bir kasa içine atıp bir yıl boyunca saklayabiliyoruz."
- Sürü
8. "Zeka birçok değişik faktör özel bir şekilde bir araya geldiğinde oluşur. Kaç tane tanımlama istersiniz? Bazı insanlar, zekanın belli bir kültürde değerli sayılan neyse o olduğunu düşünürler. Bazılarına göre ise zekâ, temel düşünme süreçlerinin sınırlamasıyla belirlenebilir, başkaları da zekayı istatistiksel olarak ölçmeyi dener. Bir de kaynağına ilişkin o soru var tabii: zekâ doğuştan mıdır, yoksa kazanılır mı? Yirminci yüzyılın başında zekânın, bir kişinin belirli görevleri yerine getirip getirmediğinin incelemesiyle ölçülebileceğine inanılıyordu. Bugün uzmanları zekayı değişen çevre koşullarına uyum sağlayabilme yeteneği olarak tanımladıklarında bu fikri temel alırlar. Onların bakış açısına göre zekâ kazanılır, genetik olarak belirlenemez ama başkaları da zekânın insan olmanın temel bir parçası, düşüncelerimizi yeni oluşan koşullara uydurabilmemizi sağlayan ve doğuştan gelen bir kabiliyet olduğunu söyler. Bu düşünceye göre zekâ, deneyimlerden öğrenme ve çevrenize uyum sağlayabilmenizdir. Ve bir de benim kişisel favorim var: zekâ, zekânın ne olduğunu sormaktır."
- Sürü
9. ""Yeterince sabırlıysan, herkesin zihninden geçenleri öğrenebilirsin. ""
- Sürü
10. "Kimse soruna bir çözüm üretemiyor ama herkes bir diğerinin yanlış düşündüğüne inanıyordu."
- Sürü
11. "Eğer kendinizi dinleyebilirseniz, en sıradışı şeyleri duyabilirdiniz."
- Sürü
12. ""Ölülerin arasında yaşam bulamazsın.""
- Sürü
13. "Otuz üç metre boyunda ve yüz otuz ton ağırlığındaki bir mavi balina, dünya üzerine ayak basmış en büyük dinazordan dört kat daha ağırdır."
- Sürü
14. ""Eğer sırt üstü uzanır ve yukarı bakarsan, tüm evren ve içindeki her şey senin olur."
"Burada hiç kayan yıldız gördün mü?"
"Çok"
"Hiç dilek tuttun mu?"
"O kadar romantik değilim, sadece manzaranın tadını çıkarırım.""
- Sürü
15. "Bazı insanlar, insanlığın üstünlüğüne meydan okuyan paralel bir zekanın varlığı düşüncesine katlanamıyorlardı."
- Sürü
16. "Kötü günler, güçlü olanlar için iyi gündür."
- Sürü
17. "Buz çekirdeklerindeki araştırma insanların açlıktan ölmesini engelleyebilir ama aynı zamanda silah icat etmek için de kullanılabilir. Hepimiz aynı şeye bakıyoruz ama herkes farklı bir şeyler görüyor."
- Sürü
18. "Kimse efendilik savaşı'nı kazanamaz. Savaşlar sadece ölümle son bulur. Gezegende kaç tane zeki yaratık olduğunu ve hangisinin daha üstün olduğunu kim takar? Onlarla savaşmak yerine onları anlamayı öğrenin."
- Sürü
19. "Eğer bir şey değişirse her şey değişir."
- Sürü
20. "Bir miktar boş vakti olan herkes derin düşüncelere dalmış."
- Sürü
21. "Eğer bir şey çözdüğü sorunlardan daha fazlasını yaratıyorsa o zaman bir halt çözmüyor demektir."
- Sürü
22. "Delilik, yeni bir şeylerin başlangıcı da olabilir. Şimdiye kadar kaçak ve yüzeysel bir bakış attığımız şeylerin."
- Sürü
23. "" Peki, söylemeye henüz hazır olmadığın o şeyi ne zaman söylemeyi planlıyorsun? ""
- Sürü
24. "Yıllar geçtikten sonra düşünüyorum da amacımız gerçekten neydi. Sanırım cevabını bilsem muhtemelen pes ederdim. Bir cevap her zaman arayışın sonudur."
- Sürü
25. "Yeterince ilerlemiş teknolojinin büyüden farkı yoktur.
Bunu Arthur C. Clarke söylemiş."
- Limit
26. "+ "Birinden ne kadar hoşlanıyorsam, bunu söylerken o kadar batırırım. Ama hiç seninle olduğu kadar berbat etmemiştim."
- "Bu bir iltifat mıydı?"
+ "En büyüğünden.""
- Sürü
27. "Balinaların hayatta kalabilmeleri için su içmeleri gerekiyordu. Yaşam alanları göz önüne alındığında inanılmaz görünebilirdi ama bir balinanın susuzluktan ölme riski, açık denizde bir sal üzerinde tek başına kalan insanla aynıydı."
- Sürü
28. "Sorun ne biliyor musun?
İnsanlar önemlerini yitiriyor. Herkesin yeri doldurulabilir…"
- Sürü
29. "Ayrılık yaraları iyileştirilse iyi olmaz mı?…"
- Sürü
30. ""Kötü günler, güçlü olanlar için iyi gündür.""
- Sürü
31. "İnsanlık zaten kırık bir dalda oturuyordu. Kopernik dünyayı evrenin merkezinden çıkardı,Darwin bizi yaradılışın zirvesinden indirdi ve Freud zihnimizin bilinçaltımın esiri olduğunu gösterdi."
- Sürü
32. "Hayat ödünler ve kaçırılan fırsatlardan oluşuyor [...]"
- Sürü
33. ""Kötü günler, güçlü olanlar için iyi gündür.""
- Sürü
34. "Umarım eski bir Kızılderili atasözü ile bütün dertlerini çözeceğimi düşünmüyorsundur."
- Sürü
35. ""Sorun ne biliyor musun Leon? İnsanlar önemlerini yitiriyor. Herkesin yeri doldurulabilir.Artık idealler ve onlar olmadan bizi olduğumuzdan daha önemli kılacak bir şeyler de yok. Herkes çaresizce dünyanın onlarla, onlarsız olacağından bir parça daha iyi bir yer olduğunu kanıtlamaya uğraşıyor. ""
- Sürü
36. ""Belki de son yüz yıldır yaşadığımız en büyük sorun qallunaaq'ın(yerli dilinde beyazlar) bize zaman kavramını getirmesi oldu. Onlar bekleyerek geçirilen zamanın harcandığına inanıyor, boşa geçen hayat olduğuna. Sen bir çocukken hepimize öyle düşündük. Baban da öyle düşünürdü, Bu yüzden yapacak işe yarar bir şey bulamayınca hayatın değersiz, boşa gitmiş zaman olduğuna karar verdi. Yaşamaya değmeyecek bir hayat. ""
- Sürü
37. ""Tanrı Şahidim olsun, hepimiz yeni bir tufanda boğulacağız.""
- Sürü
38. ""Dünya zalim bir yer...""
- Sürü
39. ""Sanki... Aşık olduğun yere döndüğünü farz et," dedi Lund. "Oraya gittiğin anda ayaklarını yerden keser. O kadar mükemmeldir ki gitme zamanı geldiğinde ayrılmak istemezsin. Ama aynı zamanda dünyanın bu en güzel yerinde yaşamak isteyip istemediğini düşünürsün. Demek istediğim, orada yaşasaydın yine bu kadar güzel gelir miydi?""
- Sürü
40. ""Kötü haberler bitmiyor.""
- Sürü
41. ""Tanrı aşkına bu nasıl bir dünya?""
- Limit
42. ""Sudan geldiğiniz ve yüzde 70' imiz sudan oluştuğu için suyun bizi çektiği söyleniyor. Gerçekten de sürekli olarak köklerimize dönüyoruz. Ama bu kökler gerçekten sadece suda mı?"
Mavi renk bir küre biçiminde yoğunlaşarak, simsiyah hiçlikte, bir su damlası haline geldi.
"Kökünün kaynağını ulaşmaya kalktığımızda, geçmişte çok gerilere gitmemiz gerek. Çünkü yeryüzünü üçte ikisini kaplayan ve bizi oluşturan su..." ses anlamlı bir ara verdi, "Uzaydan geldi."
" Böylece bizi sadece suya çekmekle kalmadı," diye devam etti ses. "Bakışlarımız bize kalan daha çok eski bir miras nedeniyle yıldızları çevriliyor. Geceleri gökyüzüne bakıyoruz ve kendimizi oraya rahatsız edici derecede yakın hissediyoruz; bu neredeyse açıklayamadığımız bir türlü kavuşma hasreti gibi.""
- Limit
43. ""Ama işte mesele bu. İşinize yarayacağımı düşünüyorsun. Ama ben, bana gerçekten ihtiyacı olanlar dışında kimsenin işine yaramak istemiyorum. ""
- Sürü
44. "bilimin nelere kadir olabileceğini asla tam olarak bilemeyeceklerdi, sadece neye kalkışmamaları gerektiğini biliyorlardı ki bunu kimse duymak istemiyordu."
- Sürü
45. "Artık hiçbir şey eskisi gibi değil."
- Sürü
46. "İnsan olan yanı yavaşça yok oluyordu…"
- Sürü
47. "Tanrı insanlığın bir başarısızlık olduğu sonucuna varmış olmalıydı."
- Sürü
48. "SETI, bir gün bir makine medeniyeti ile karşılaşabileceğini göz ardı etmemiştir; yaratıcıları yok olduktan sonra var olmayı sürdürmüş ve binlerce yıldır gelişmeye devam etmiş bir bilgisayar zekası."
- Sürü
49. "İyi dostlar asla sevgili olmamalı."
- Sürü
50. ""Eğer bir şey çözdüğü sorunlardan daha fazlasını yaratıyorsa, o zaman bir halt çözmüyor demektir.""
- Sürü
51. ""Bir mucizeye ihtiyacımız var.""
- Sürü
52. "[…] insanlar çoğu zaman ideal bir senaryoda neler olması gerektiği ile gerçekte neler olabileceğini birbirine karıştırır."
- Sürü
53. "Günahsız olan ilk taşı atsın, bana bu öğretildi…"
- Sürü
54. "Eninde sonunda herkesin kaybedeceği bir petrol savaşı vardı."
- Sürü
55. ""İnsanlar huzursuz olmaya bayılırlar.""
- Sürü
56. "Bir bakteri çağında yaşıyoruz. Üç milyar yıldan fazla zamandır şu anki formlarını değişmeden korudular. İnsanlık geçici bir moda akımı gibidir; ama Güneş patladıktan sonra bile bir yerde, bir şekilde bu mikroplardan bazıları var
olmayı sürdürecek. Bu gezegenin gerçek başarı hikâyesi onlardır, insanlık değil."
- Sürü
57. "Boş düşünceler…."
- Sürü
58. "Bazen kendi kendine ölümün nasıl bir şey olacağını düşündüğü olmuştu, kaderi mühürlendiğinde ve vaktinin geldiğini anladığında bir insanın aklından neler geçerdi? Senin için geldim diyecekti ölüm…"
- Sürü
59. "Psikolojik açıdan yatma vaktiydi."
- Sürü
60. "Bize sattıkları şeyleri yemek için delirmiş olmamız lazım."
- Sürü
61. "Hayat ödünler ve kaçırılan fırsatlardan oluşuyor, diye düşündü Johanson kapıyı kapatırken. Sonra sırıttı. O kadar fırsatı olmuştu ki şikayet etmeye hakkı yoktu."
- Sürü
62. "Okyanusu litre litre süzerek minicik bir balığın varlığını kanıtlamaya çalışmak gibi. Ve unutma ki balıklar yerlerinde durmuyorlar. Muhtemelen sonsuza kadar süzecek ve sonunda balığın aslında hiç var olmadığına karar vereceksin. Yine de hep oradaydı, binlercesiyle birlikte yüzüyordu, sadece hep bakmadığın yerdeydi.
Orada bir yerlerde uygarlıklar var ama kanıtlayamıyorum. Evren çok büyük, belki de sınırsız ve rasathanedeki sürahinin kahve yapabilme ihtimali bizim onları bulma şansımızdan daha fazla."
- Sürü
63. "Bir gün her şey yoluna girecekti, zamanı gelecekti…"
- Sürü
64. "Savaşmak yerine onları anlamaya öğrenin."
- Sürü
65. "Sonunda Kilise, Tanrı’nın işe protein ve amino
asitlerle başladığını kabul etmek zorunda kaldı."
- Sürü
66. "Dertlenmeyin Luther, bütün deliler günün birinde onları anlayacak daha deli birini bulurlar. Kendi deliliğinizi yeterince analiz ettikten sonra kendinizi bir filozof bile ilan edebilirsiniz."
- Kelebeğin Tiranlığı
67. "Bize söylediklerine göre dünya o kadar küçük bir yer ki ama işin gerçeği hâlâ birbirimize yabancıyız."
- Sürü
68. "Kötülüğün hakkından en iyi nasıl geliriz?"
- Sürü
69. "Ben hakiki değilim çünkü hiçbir yere ait değilim ve bunu değiştirmek için yapabileceğim bir tek şey yok."
- Sürü
70. "Neden bu dünyanın harikalarını öldürmek zorundayız?"
- Sürü
71. "Evine baktı, keşke bir resim olsaydı ve ben de içinde olsaydım diye düşündü. Ama bir resmin içinde yaşamıyordu ve hayatı da geçmişini adımlayabileceği bir galeri değildi."
- Sürü
72. "Delilik yeni bir şeylerin başlangıcı da olabilir."
- Sürü
73. "Sevdiğin şeylere ne oldu?…"
- Sürü
74. "Van Gogh’un tablolarının önünde neden defalarca saatler geçirmiş ve içi huzurla dolmuştu; sanki ressam paranoyak değil de tamamen mutlu biriymiş gibi! Çünkü hiçbir şey izlenimi yok edemezdi… Elbette bir resim yok edilebilirdi ama var olduğu sürece, boyayla tutsak edilmiş tam ve eksiksiz bir andı. Ayçiçekleri asla solmayacaktı. Arles’teki Langlois Köprüsü asla bombalanmayacaktı. Dehşetin görüntüsü her zaman dehşet verici olacaktı ve güzellik her daim güzel kalacaktı. Köşeli suratlı, kulağında beyaz sargı olan adamın resminde bile huzur verici bir süreklilik vardı. En azından resimde daha mutsuz olamaz, yaşlanamazdı. Resimdeki adam ebediydi. En sonunda ona eziyet edenlere ya da onu anlamayanlara karşı galip gelmişti. Bir resim fırçası ve dehanın yardımıyla herkesi yenmişti..."
- Sürü
75. "Dünyaya sadece kendi gözlerinden bakıyordu."
- Sürü
76. "Zevkli kişiler hep az sayıdadır."
- Sürü
77. "Keşfetmenin doğası bizim genlerimizde de izlerini bıraktı. Yukarıdaki yıldızlara bakıyor ve kendimize soruyoruz:"
- Limit
78. "“Eğer kendinizi dinleyebilirseniz, en sıra dışı şeyleri duyabilirdiniz.”"
- Sürü
79. "Geçmişin öğrettiği dersleri unutmamaktan bahsederiz ama kendimizi kandırırız."
- Sürü
80. "Böyle giderse çok yakında paranoyak olacaktı."
- Sürü
81. "Doğanın kanunları bir anlam ifade edebilir. İnsanlar etmez."
- Sürü
82. "Derinliklerde insanı vakit geçirmeye ikna edecek hiçbir şey yoktu."
- Sürü
83. ""Yaşayanların umutları ölenlere kurban edilmemeli.""
- Sürü
84. ""Hayat ödünler ve kaçırılan fırsatlardan oluşuyor.""
- Sürü
85. ""İnsanlar akılcı düşünmüyor.""
- Limit
86. "O her şeydi ve her şey onun içindeydi…"
- Sürü
87. "Bir süreliğine gezegen üzerinde hakimiyet kurduk ama dikkat!… Bu gezegenden zannettiğimizden çok daha kısa sürede kaybolabiliriz."
- Sürü
88. "Güçlü rüzgarlar eşliğinde Kuzey Kutbu’nda yapılacak yolculuk gözünü korkutmuyordu ama saatlerce nikotinsiz kalmak şakası yapılacak bir konu değildi."
- Sürü
89. "Sadece karmaşık yapılar kurabiliyor olmamız bizim zeki olduğumuzu kanıtlamaz. Termit yuvalarını bir düşünün, mimari harikalardır…"
- Sürü
90. "İnsanlığı herhangi bir eğilimin en üst seviyesi olarak görürsek kendi önemimizi aşırı derecede abartmış oluruz."
- Sürü
91. ""Hayat bir kumardı ve o kaybetmişti.""
- Sürü
92. "Bir karıncanın, maymunun veya yunusun yaşamının kendininkinden daha az değerli olduğunu düşünürken nasıl olup da bir hayvan ya da bitkiye bir diğer insana gösterdikleri saygıyla davranacaklar?"
- Sürü
93. ""Hiçbir şey yapmadan oturmak çözüm getirmez.""
- Sürü
94. "[...] her şeyin daha güzel olduğu günleri hatırla [...]"
- Sürü
95. "Canavar dalgalar akıntı ve rüzgarın etkileşimiyle oluşur, en fazla saatte elli kilometre hıza erişebilirdi. Bu zarar vermesine yeterdi ama sahanlığı kasıp kavuran yirmi metre yüksekliğindeki tsunami ile karşılaştırıldığında bir canavar dalga aksak ördek sayılırdı."
- Sürü
96. "Kimse dinlemeye uğraşmıyordu..."
- Sürü
97. "Ne boktan bir gün."
- Sürü
98. "Döngüyü kır. Tekrar yola girmek için ne gerekiyorsa yap. Başkalarına bakmanın bir faydası yok. Kendine bak..."
- Sürü
99. "Zenginlik sonsuza kadar sürmeyecekti."
- Sürü
100. "Ah, Tanrım izin ver dünyayı kötülüklerden temizleyelim. Ve pisliklerden!"
- Sürü
101. "İnsanlar önemlerini yitiriyor. Herkesin yeri doldurulabilir.
Artık idealler ve onlar olmadan bizi olduğumuzdan daha önemli kılacak bir şeyler de yok. Herkes çaresizce dünyanın onlarla, onlarsız olacağından bir parça daha iyi bir yer olduğunu kanıtlamaya uğraşıyor."
- Sürü
102. "Bu arada çoğu kendini normal sanıyordu;"
- Limit
103. "“Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.”"
- Sürü
104. "Kalbe dibinden bakarken pek romantik gözükmediği kesin."
- Sürü
105. "Kendimi açıklamak zorunda olmaya dayanamıyorum."
- Sürü
106. "Küçük balıklar balıkçıların ağları yerine büyük balıkların karnını boylardı ama zaten her şeye sahip olamazdınız…"
- Sürü
107. "Dünya zalim bir yer…"
- Sürü
108. "Kızın istediği her şeyi veriyorlardı ama yanında oldukları zaman azdı. Anawak parasal cömertliklerinin ilgisizliklerini telafi etmek için olduğundan şüpheleniyordu."
- Sürü
109. "En boş oda, diye düşündü Anawak, her zaman içimizdekidir."
- Sürü
110. "Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Bir şey hariç, hâlâ sigara içiyorum."
- Sürü
111. "Her şey bu kadar huzur doluysa, kesinlikle ters giden bir şey olmalı [...]"
- Sürü
112. "İnsanlığa baktığımda bizi amiplerden ayıran şeyin ne olduğunu bazen merak ediyorum."
- Sürü
113. "Çok boş, hangarı bu şekilde görmekten nefret ediyorum. Öyle zamanlar var ki tüm bu görevden nefret ettiğim oluyor. En boş oda, diye düşündü Anawak, her zaman içimizdekidir."
- Sürü
114. "Sonra dünyadaki tüm sefilliğe meydan okurcasına güldü…Delaware’nin açıklamasına, Greywolf’a olan öfkesine ki bu aslında bir arkadaşını kaybettiği için duyduğu kızgınlıktı ve kendine güldü. O kadar çok güldü ki karnına ağrı girmişti."
- Sürü
115. "Dünya zalim bir yer…"
- Sürü
116. "Kızın istediği her şeyi veriyorlardı ama yanında oldukları zaman azdı. Anawak parasal cömertliklerinin ilgisizliklerini telafi etmek için olduğundan şüpheleniyordu."
- Sürü
117. "En boş oda, diye düşündü Anawak, her zaman içimizdekidir."
- Sürü
118. "İnsanlar bana ne iş yaptığımı sorduklarında çığlıklar atarak kaçmak isterim. Kendimi açıklamak zorunda olmaya dayanamıyorum."
- Sürü
119. "“Sana da hiç oluyor mu, hani nerede olursan ol, başka bir yerde olmak istersin? Ve sonra aniden kaçmak isteyenin sen olmadığını anlarsın, bulunduğun yer seni dışarı atıyordur, sana oraya ait olmadığını söylüyordur. Ama nereye ait olduğunu da söylemez, bu yüzden hep kaçmaya devam edersin.”"
- Sürü
120. "Ay çapması diye harika bir film vardır, Cher ve Nicholas Cage oynar. Biri "Erkekler neden kadınları kovalar" diye sorar. Öbürü de "Çünkü ölümden korkarlar" diye cevap verir."
- Sürü
121. "Görecek pek bi bok yok."
- Sürü
122. "Ah, manzaranın sizi aldatmasına izin vermeyin."
- Sürü
123. "Ay çapması diye harika bir film vardır, Cher ve Nicholas Cage oynar. Biri "Erkekler neden kadınları kovalar" diye sorar. Öbürü de "Çünkü ölümden korkarlar" diye cevap verir."
- Sürü
124. ""Ölülerin arasında yaşam bulamazsın.""
- Sürü
125. "Her şey birdir. Eğer bir şey değişirse her şey değişir."
- Sürü
126. "Vazgeçmek saçma bir şeydi. Kesinlikle bir seçenek değildi."
- Sürü
127. "Dünya zalim bir yer…"
- Sürü
128. "İnsanlar kara hayvanlarıdır ama hayatta kalmak için suya ihtiyaçları vardır [...]"
- Sürü
129. "Doğduğun andan itibaren bu gezegen değişiyor."
- Sürü
130. "Bazen Dünya'daki güzellikler için yapılacak en iyi şey, onların yanlış ellere düşmemesini garanti altına almaktı."
- Sürü
131. "Nesin sen?…"
- Sürü
132. "Bazı insanlar şanslıdır, etnik kökenlerden oluşan bir kırkyama gibilerdir, her şeyin en iyi tarafını kendilerinde toplamışlardır. Neresini isterlerse orası yuvaları olur. Benim ebeveynlerim basit insanlardı, tedirginlerdi. Oğullarına nasıl kendine güvenli olunacağını ve çevreye uyum sağalanacağını öğretmeyi bilmiyorlardı. Kendilerini hep yanlış anlaşılmış ve köklerinden koparılmış hissediyorlardı ve bana dünyaların en beteri denk gelmişti. Tam bir rezaletti."
- Sürü
133. "Tabi ki doğadan korkacaksın ama o en azından seni yakalamaya ve tuzağa düşürmeye çalışmaz. Bunu sadece insanlar yapar…"
- Sürü
134. "Her şey birdir. Eğer bir şey değişirse her şey değişir."
- Sürü
135. "İnsan kendine yabancı gelen şeyleri bir kâbusa dönüştürme eğilimindedir."
- Kelebeğin Tiranlığı
136. "Doğa nesneldir ve çeşitlilikle kaynar! Sadece önyargı gözlüğü ile baktığımızda fukaralaşır çünkü onu kendi beğenilerimize göre yargılarız."
- Sürü
137. "Eğer daireler çizmeye başladıysan yapacak en iyi şey ne, diye sordu kendi kendine. Döngüyü kır. Tekrar yola girmek için ne gerekiyorsa yap. Başkalarına bakmanın bir faydası yok. Kendine bak. Sıra dışı bir şey yap."
- Sürü
138. "Kendimizi gerçekten olduğumuz yere indirmeliyiz. Sınırsız sayıdaki muhtemel türlerden sadece biriyiz ve daha fazlasını iddia edebileceğimiz bir özelliğimiz de yok."
- Sürü
139. "Kimse dinlemeye uğraşmıyordu…"
- Sürü
140. "Ay ışığının büyüsü artık kaybolmuştu."
- Sürü
141. "Tatsız bir kayıp duygusu içini sardı. Dünya değişiyor düye düşündü. Bizi hizaya getiriyorlar. Bir yerlerde bir karar alındı ve biz bir parçası değildik. İnsanlık orada değildi…"
- Sürü
142. "Çok garip ama birbirimizi özgür bırakmaya karar vermeden gerçek anlamda birbirimizi bulamadık. Sanırım hayat böyle bir şey."
- Sürü
143. "Doğa nesneldir ve çeşitlilikle kaynar! Sadece önyargı gözlüğü ile baktığımızda fukaralaşır çünkü onu kendi beğenilerimize göre yargılarız."
- Sürü
144. "Eğer daireler çizmeye başladıysan yapacak en iyi şey ne, diye sordu kendi kendine. Döngüyü kır. Tekrar yola girmek için ne gerekiyorsa yap. Başkalarına bakmanın bir faydası yok. Kendine bak. Sıra dışı bir şey yap."
- Sürü
145. "Birbiriyle uyuşmayanlar doğallıkla birbirini bulur."
- Kelebeğin Tiranlığı
146. "Makinaların yaşama ve onları çevreleyen doğal döngüye hiç saygıları yoktu."
- Sürü
147. "Burası putperest tanrılarının diyarıydı [...]"
- Sürü
148. "İnsanlar huzursuz olmaya bayılırlar."
- Sürü
149. "Tanrım, ne kadar inatçısın."
- Sürü
150. "İnsanlar ne zaman birbirlerine klişelerin ötesinden bakmaya başlayacaklar?…"
- Sürü
151. "Fırtına yıkar diye ev yapmaktan korkuyorsun…"
- Sürü
152. "Korku saygı doğururdu…"
- Sürü
153. "Kız gülümsedi. Mutlu bir gülümseme değildi ama yine de bir gülümsemeydi…"
- Sürü
154. "İkisi de insan dışında bir zeki yaratığın eşliğine derin bir özlem duyuyorlardı."
- Sürü
155. "Sadakate, bağlılığa, vatanseverliğe saygısı çok fazlaydı ama onun doğasına ters düşen körü körüne itaati aptalca buluyordu."
- Sürü
156. "Eline geçenle yetinmeyi bileceksin."
- Sürü
157. "Balinalar bile intihara meyilli oldular."
- Sürü
158. "[...] cennetin sükûneti yerini cehenneme bırakmıştı."
- Sürü
159. "Makinaların yaşama ve onları çevreleyen doğal döngüye hiç saygıları yoktu."
- Sürü
160. "Eğer bir şey çözdüğü sorunlardan daha fazlasını yaratıyorsa o zaman bir halt çözmüyor demektir."
- Sürü
161. "Ben hakiki değilim çünkü hiçbir yere ait değilim ve bunu değiştirmek için yapabileceğim bir tek şey yok."
- Sürü
162. ""İnsan soyu ilginçti. Ay'a uçuyor ve çocukların ırzına geçiyordu.""
- Limit
163. "Hala hayvanları öldürmenin insanları öldürmekten daha kolay olduğunu düşünüyoruz. Hayvanları insanlığın yakın akrabası olarak gördüğünde işler karışıyor. Birçok kişi insanlarla hayvanlar arasındaki bu bağı biliyor ama kendilerini yaratılışın zirvesi olarak görmekten hoşlanıyorlar. Pek azı diğer canlıların da kendileri kadar değerli olduğunu kabul eder. İşte bu da ikilem yaratıyor: Bir karıncanın, maymunun veya yunusun yaşamının kendisinkinden daha az değerli olduğunu düşünürken nasıl olup da bir hayvan ya da bitkiye bir diğer insana gösterdikleri saygıyla davranacaklar?"
- Sürü
164. "Ama on dört gün sonra tekrar evime, fıkralara zengin biri anlattığı için değil, iyi olduğu için gülünen yere geri döneceğim. İnsanlarla önemli oldukları için değil, onlardan hoşlandığım için sohbet edeceğim. Bu insanların çoğunun cebinde benim restoranlarıma gelecek parası yok; o halde ben onlarınkine giderim."
- Limit
165. "İnsanlık sömürüp kuruttuğu gezegenin gelecek kuşaklar üzerindeki psikolojik etkisini hiç düşündü mü? Bir hayvan türünün, insanın ruh sağlığına olan anlamını kim değerlendirdi? Zihinlerimiz ormanlara, mercan resiflerine, balıklarla dolu denizlere, temiz havaya, temiz nehirlere ve okyanuslara özlem duyuyor. Yine de dünyaya zarar vermeye devam ediyoruz. Eğer doğanın çeşitliliğini yok edersek, henüz açıklamayı bile başaramadığımız karmaşık bir sistemi yok edeceğiz ve bu gerçekleşirse onu yeni baştan yaratmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bu ağ içinde doğanın hangi parçası olmadan yaşayabileceğimize kim karar verebilir? Doğanın bağlantılarının gizemi ancak bütünlüğü bozulmazsa çözülebilir…"
- Sürü
166. "“Fosil yakıtların kullanılmasına karşı değilim, ama aynı hatayı ikinci kez yapmaya itirazım var. Petrol endüstrisi yola çıktığında tüm çöpümüzü sonradan nasıl temizleyeceğimizi bilmeden denize boşalttık. Atık suları ve kimyasalları sanki kendiliğinden yok olacakmış gibi denizlere ve ırmaklara akıttık. Radyoaktif maddeleri okyanuslara attık. Doğal kaynaklar ve canlı türleri kirlendi ve yok oldu. Hiç kimse durup da aradaki bağlantıların ne denli karmaşık olabileceğini düşünmedi.”"
- Sürü
167. ""Zekânın ve yaratıcılığın kesin kanıtı bir canlının gerçek Dünya'daki bağlantıları anlama ve üzerine fikir üretme yeteneğinde yatar. Bunun için derin bir kavrama gücüne ihtiyaç vardır.""
- Sürü
168. "Herkes bir sığınak arıyordu."
- Sürü
169. "Kendini dünyanın kalanından korumak için içinde olması gereken bir şeyin yokluğunu hissetmişti."
- Sürü
170. "Onun için o kadar uzun yıllardır ölüydü ki, cenaze geç kalmış bir formalite gibi geliyordu."
- Sürü
171. ""İnsan soyu ilginçti. Ay'a uçuyor ve çocukların ırzına geçiyordu.""
- Limit
172. "Hala hayvanları öldürmenin insanları öldürmekten daha kolay olduğunu düşünüyoruz. Hayvanları insanlığın yakın akrabası olarak gördüğünde işler karışıyor. Birçok kişi insanlarla hayvanlar arasındaki bu bağı biliyor ama kendilerini yaratılışın zirvesi olarak görmekten hoşlanıyorlar. Pek azı diğer canlıların da kendileri kadar değerli olduğunu kabul eder. İşte bu da ikilem yaratıyor: Bir karıncanın, maymunun veya yunusun yaşamının kendisinkinden daha az değerli olduğunu düşünürken nasıl olup da bir hayvan ya da bitkiye bir diğer insana gösterdikleri saygıyla davranacaklar?"
- Sürü
173. ""Dünyada hiçbir şey devrilmez değildir.""
- Sürü
174. "“Eğer bir şey değişirse, her şey değişir.”"
- Sürü
175. "Onlarla savaşmak yerine onları anlamayı öğrenin."
- Sürü
176. ""Mücadele etmeye mecburuz.""
- Sürü
177. "Amerikalı çocuklar altı bacaklı tavuklar çizerdi çünkü tavuk bagetleri altılı paketlerde satılırdı. Yetişkinler ise bir inek memesinden tiksinirken, karton şişelerden süt içerdi.
Dünya ile ilgili deneyimler çarpıtılmıştı ama bu sadece onların kibrini arttırdı. '...' yaşamı analiz etmek yerine taklit etmek bilimi kör edebilirdi. Gezegenin bir çok insan için artık yeterli olmadığını anlayarak onu değiştirme niyetindeydiler. Yamalı bilimin Disneyland'inde, insan müdahalesi sürekli olarak yeni ve rahatsız edici biçimlerde gerekçelendiriliyordu."
- Sürü
178. ""Zevkli kişiler hep az sayıdadır.""
- Sürü
179. ""Dürüst bir şeyler istiyorum... Umut verecek bir şeyler.""
- Sürü
180. "Lüks yaşamak ihtiyacım olan bir şey değil.
İnsanın ne kadar parası olduğu önemli değil."
- Limit
181. "İnsanlarla anlaşmaya çalışmak boşuna bir hayal…"
- Sürü
182. "İnsan kimliği parça parça olmuşken, insanlık yaralarını nasıl saracak ki?"
- Sürü
183. "Beyhude bir umuttu…"
- Sürü
184. "Gerekirse sizin için çarmıha gerilmeye hazırım."
- Sürü
185. "Bu gezegenin ekosistemine bir tek katkımız oldu; başına açtığımız bir sürü bela…"
- Sürü
186. "Savaşlar sadece ölümle son bulur."
- Sürü
187. "Ah, kibrinizin bir yararı olmayacak…"
- Sürü
188. "Bir yanda zavallı bağımlılarız diğer yanda ise eski bilgeliğin mirasçıları. Peki ya sen? Sen nesin?"
- Sürü
189. "[...] sadece şehirlerimizi yok etmedi; sonsuza kadar içimizi kuruttular."
- Sürü
190. "-Hiç pes etmek istediğin oldu mu?
-Kim istemez ki?
-Ya istediğini başarırsan…"
- Sürü
191. "…hayallere dalmaması gerekirdi."
- Sürü
192. "Mesele şudur; Bond filmlerindeki dünyayı rehin almak isteyen kötü adamlar gerçekten varlar, asıl var olmayan ise Bond…"
- Sürü
193. "İletişimin şiddetten daha çekici olmasını sağlamalıyız."
- Sürü
194. "Zamanın geçip gittiğine şüphe yoktu. Yaşamının çoğu geride kalmış ve tümünün bir hata olabileceğinden endişelenmeye başlamıştı. Hayatında iki kadın ona güvenmişti ama o onları korumayı başaramamıştı."
- Sürü
195. "Sanırım dünyaya kendi özel merceğimden bakıyorum."
- Sürü
196. "Savaşmaya çalışırsanız elinize hiçbir şey geçmeyecek…"
- Sürü
197. "İslami aşırılıkçılar oksijenin gerçek imana sahip olmayanlar için fazla olduğunu düşünüyor, ikinci tür ise kafayı mahşer günü ile bozmuş ve insanoğlunun şeytani olduğunu, Tanrı’nın gezegenine buyur edilme hakkımızı kaybettiğimizi ve yok olmamız gerektiği fikrini yayıyorlar. Bu insanlar ellerini ne kadar fazla para ve güce uzatırlarsa o kadar tehlikeli hale geliyorlar…"
- Sürü
198. "Bizim olmayan ve asla olmayacak bir dünyanın içine atıldık. Şimdi ise kendi dünyamıza dönmeye çalışıyor ve aslında artık onu tanımadığımızı fark ediyoruz. Bu köklerinden uzaklaştırılmanın laneti…
HİÇBİR YERE AİT OLAMIYORSUN. NE ESKİYE, NE DE YENİYE…"
- Sürü
199. "Bir bakteri çağında yaşıyoruz. Üç milyar yıldan fazla zamandır şuanki formlarını değiştirmeden korudular. İnsanlık geçici bir moda akımı gibidir ama güneş patladıktan sonra bile bir yerde bu mikroplardan bazıları var olmayı sürdürecek. Bu gezegenin gerçek başarı hikayesi onlardır, insanlık değil."
- Sürü
200. "Biz Tanrı’nın adına savaşmak ve kazanmak için O’nun tarafından seçildik…"
- Sürü
201. "Lüks yaşamak ihtiyacım olan bir şey değil.
İnsanın ne kadar parası olduğu önemli değil."
- Limit
202. ""Aşk, okyanustan daha derin.""
- Sürü
203. "Kusursuz mutluluk diye bir şey yoktu."
- Son Dakika
204. "Her biri diğerinden daha şaşkın ve umutsuz görünüyordu."
- Sürü
205. ""Metan, karbon monoksite göre otuz kat daha fazla küresel ısınma potansiyeline sahiptir.""
- Sürü
206. "İnsanlık bir kez fazla ileri gitti ve yaşam onu yok etmeye karar verdi."
- Sürü
207. "Kendimizi aldatmayalım…"
- Sürü
208. "Siz delisiniz!"
- Sürü
209. "Dünya değişiyor, diye düşündü. Bizi hizaya getiriyorlar. Bir yerlerde bir karar alındı ve biz bir parçası değildik. İnsanlık orada değildi."
- Sürü
210. "Sana da hiç olur mu, hani nerede olursan ol başka bir yerde olmak istersin… Ve sonra aniden kaçmak isteyenin sen olmadığını anlarsın; bulunduğun yer seni dışarı atıyordur, sana oraya ait olmadığını söylüyordur. Ama nereye ait olduğunu da söylemez, bu yüzden hep kaçmaya devam edersin…"
- Sürü
211. "Dünya cehennemin kapılarına dayanmıştı ama Li yolunda ilerliyordu."
- Sürü
212. ""Bilim insanları, insanların doğa kanunları kadar güvenilir olmadığını unutma eğiliminde.""
- Sürü
213. "Bugünlerde dualar bile onlara yardım edemezdi."
- Sürü
214. "Açıklık en iyi gizlenme yoludur. Hatırlanmamanın en iyi yolu ortalıkta olmaktır."
- Ölüm ve Şeytan
215. "Özgür irade harika bir şeydir ama sadece birkaç düğmeyi çevirene kadar özgürdür. Örneğin acı."
- Sürü
216. "Gerçekleri ortaya çıktıkları anda öğrenmek her zaman en iyisiydi."
- Sürü
217. ""Her koşulda sabırlı olman gerekiyor.""
- Sürü
218. "Bir cevap her zaman arayışın sonudur."
- Sürü
219. "Elbette, o bir dahi. O halde deli olması gerek."
- Limit
220. ""İnsan ölüm korkusu yüzünden hayatı parmak uçlarında yürüyerek geçirmez.""
- Limit
221. "O KADAR KISA SÜREDE BU KADAR ÇOK MUTASYON!!!…
BU SİZE NASIL GÖRÜNÜYOR?…
BANA SORARSANIZ BİRİLERİ TEST TÜPLERİYLE EPEY MEŞGUL OLMUŞ DERİM!!!…"
- Sürü
222. "Size yalan söylemeyeceğim; dosdoğru mahşer gününe ilerliyoruz."
- Sürü
223. "Korkunun hükümranlığı işe yarıyor!"
- Sürü
224. "Hepiniz kör müsünüz?…"
- Sürü
225. "Dağınıklığı bir sanat haline getirmiş biri için toplanmak zordu; derli toplu insanlar asla hangi renk ceketin tam doğru etkiyi yaratabileceğini düşünmezlerdi."
- Sürü
226. "Kendini belli bir mesafede tutmaya kararlıydı. Bu dünyanın ona yaklaşmasına izin vermek eski yaraları deşerdi."
- Sürü
227. "“İnsanların zeki olduğuna inanıyor musun?”
“Tek bir insandan bahsediyorsan evet ama birkaç tanesi bir araya gelince boğucu bir güruh oluyorlar.”"
- Sürü
228. "Çiğnediğinde ağzına fıstık tadı doldu. Tat içinde bir dizi görüntü ve duygu uyandırdı. Sesler duydu ama bu geziye ait değillerdi; yirmi yıl önce yolculuk ettiği insanlardan geliyordu. Annesinin onun saçlarını okşarken gösterdiği şefkati hissetti…"
- Sürü
229. "Özgür irade harika bir şeydir ama sadece birkaç düğmeyi çevirene kadar özgürdür. Örneğin acı."
- Sürü
230. "Gerçekleri ortaya çıktıkları anda öğrenmek her zaman en iyisiydi."
- Sürü
231. ""Her koşulda sabırlı olman gerekiyor.""
- Sürü
232. "Bir cevap her zaman arayışın sonudur."
- Sürü
233. "Elbette, o bir dahi. O halde deli olması gerek."
- Limit
234. ""İnsan ölüm korkusu yüzünden hayatı parmak uçlarında yürüyerek geçirmez.""
- Limit
235. "Geşilim bir insanlık projesidir..."
- Kelebeğin Tiranlığı
236. "Algımızın sınırlarının dışında haklar ve değerler olduğunu kabul etsek bile, algılayabildiklerimiz ile sınırlıyız. Bu durum, fareyi yemesinde ahlaki açıdan sorun olup olmadığını bir kediye sormak kadar anlamsızdır."
- Sürü
237. "Kimse baskı altında işbirliği yapmaz."
- Sürü
238. ""Kimse soruna bir çözüm üretemiyor ama herkes bir diğerinin yanlış düşündüğüne inanıyordu. Başıbozuklar için kusursuz bir ortamdı.""
- Sürü
239. "Neden bu dünyanın harikalarını öldürmek zorundayız?"
- Sürü
240. "Daha uzun bir yol seçtin diye hayatın açılmayı durdurmaz. Zaman boşa gitmez."
- Sürü
241. "Bir süreliğine gezegen üzerinde hâkimiyet kurduk ama dikkat!— evrimin sonradan görmeleri olarak hâkimiyetimizi, doğal üstünlük ya da uzun süreli var olma ile karıştırmamalıyız. Bu gezegenden zannettiğimizden çok daha kısa sürede kaybolabiliriz."
- Sürü
242. "Hayatımda hiç bu kadar kaybolmuş hissetmemiştim."
- Sürü
243. "Doğa ne zaman insanın yaklaşmasına izin verse güvenine ihanet edilmişti…"
- Sürü
244. "Bir mucizeye ihtiyacımız var."
- Sürü
245. "Umarım eski bir Kızıldereli atasözü ile bütün dertlerini çözeceğimi düşünmüyorsundur."
- Sürü
246. "İnsanlık, sömürüp kuruttuğu gezegenin gelecek kuşaklar üzerindeki psikolojik etkisini hiç düşündü mü?"
- Sürü
247. "Kime daha çok öfkelendiğinden emin değildi, ona ihanet edene mi yoksa kendine mi?…"
- Sürü
248. "Hayatı boyunca yaptığı ve yapmayı beceremediği her şey, sade tabutu soğuk yeryüzü ile sarmalanırken artık anlamını yitirmişti…"
- Sürü
249. "Kendi kendime mesafe koyamamaktan muzdaribim."
- Sürü
250. "En önde kalabilmek için sürekli koşturmak sarhoş edici ve bir o kadar da acı vericiydi. Durmak, o kadar uzun zamandır görmezden gelindiği için kendine hiç saygısı kalmayan, tuhaf, yaşlı, sıska çocuğu görmek demekti. Onu kendi karanlık, meydan okuyan gözlerine bakmak kadar korkutan başka bir şey yoktu."
- Sürü