Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Fıtrat Pedagojisi - Hatice Kübra Tongar | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Fıtrat Pedagojisi Kitap Bilgileri


Yazar: Hatice Kübra Tongar
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 13 dk.
Sayfa Sayısı: 184
Basım Tarihi: Mart 2015
İlk Yayın Tarihi: Mart 2015
Yayınevi: Hayykitap
ISBN: 9786055181963
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Fıtrat Pedagojisi Kitap Tanıtımı


Kur'an'ı Kerim'i hayatınızın süsü yapıp duvara mı astınız? Allah'ın yarattığı, farklı fıtratlarla boyadığı ve emanetçiliğinize bıraktığı evlatlarınızın fıtrat programını, yine o fıtratı yazan Kudretin kaleminden okumaktan geri mi duruyorsunuz? 1400 yıl öncesinden parlayan sünnetin düsturlarından haberdar değil misiniz? Modern pedagogların çoğu zaman birbiriyle çelişen sözlerini, hakikatten uzak âdetleri kanun saymayı maharet bilirken, "asıl kanunu" yok saydığınızın farkında mısınız? 



Öyleyse, satırdan ve sadırdan okuyarak başlayacağınız ebeveynlik yolunun her bir durağında Rabbimizin yardımını dilemenin, Kur'an ayetlerinin yorumlarını ve asrısaadete doğru açılan kapıdan günümüze süzülen menkıbelerle hadisi şerifleri okumanın tam zamanıdır!



Nasr 'yardım' demektir… Allah'ın kuluna ettiği yardım… Bu kitabın her bir satırı çocuk eğitimine ayet penceresinden bakmaya çalışırken, aynı zamanda bu yolda durmaya çalışan anne-babaların 'yardım çağrısı' hükmünde kaleme alındı. Zira Müslüman'ın görevi bilmek ve ifa etmektir ama hem bilmek hem ifa edebilecek iradeyi gösterebilmek ancak yüceler yücesi Allah'ın yardımıyla mümkün olabilir.




Fıtrat Pedagojisi Kitaptan Alıntılar


1. "öğüt veren olabilmek, öncesinde öğüdü yaşayan olmakla mümkün olacaktır."




2. "Çünkü anne babalar ancak sen kimsin sorusunun cevabını bulabildikleri ölçüde ebeveynlik yapabilirler.Aksi takdirde, içinde Fatih nüvesi olan çocuktan Yunus olmasını bekleme hatasına düşerler. Onu Yunus yapmaya zorlarken, fıtratında Fatih programını da zedelemiş,belki de kaybetmiş olurlar."




3. "Ne zaman ki ebeveynler televizyonu kapatıp kitap okumaya başlarlar, çocuk da - hiçbir söze gerek kalmadan - kitapların dünyasına merak duymaya başlamış olur."




4. ""Çocuğumu ben terbiye ediyorum” diyen bir anne, evladının en ufak probleminde kendini suçlayacak, "neyi yanlış yaptım" vesvesesinin altında debelenip duracaktır. Ya da kibrine yenik düşüp suçu yavrusunda bulacak, kendi 'Rablik' iddiasının yükünü onun minnacik omuzlarına yüklemiş olacaktır."




5. ""O takva sahipleridir ki; öfkelerini yeneler."
(Al-i İmran /134)"




6. ""Gerek yetişkinler için,gerekse çocuklar için en etkili nefis terbiyesi açlık ile yapılandır."
(S.A.V)"




7. ""Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir"

(Saff 3.ayet)"




8. ""Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mümin kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin."
(S.A.V.)"




9. "Bir insanı yoran şey çok iş yapması değil, aynı işi sürekli yapmasıdır."




10. ""O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.
Oku! İnsana bilmediklerini öğreten, kalemle yazmayı talim ettiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir."

(Alak suresi 5)"




11. "Aile danışmanlarının kapısını çalan evli çiftlerin temelde yaşadığı problemler sevgi eksikliğinden değil, saygı noksanlığından kaynaklanır."




12. ""Çocuklar ahsen-i takvimdir, duru ve temizdir. Oysa biz yetişkinler büyüdükçe günahla tanışır ve bozulmaya başlarız. İşte bu yüzden çocuklar bizlerden çok daha üsttedir. Ve yine bu yüzden bir çocuğun seviyesine inmek değil, bilakis, çıkmak gerekir.""




13. "öğüt veren olabilmek, öncesinde öğüdü yaşayan olmakla mümkün olacaktır."




14. "Çöller aşılır... Nice varılmaz menzillere ulaşılır."




15. "İki insan birbirilerine öfkelendiği zaman, kalbleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalblerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar öfkelenirlerse, aradaki mesafeyi kapatmak için o kadar çok bağırmaları gerekir."





Fıtrat Pedagojisi Kitap İncelemeleri


Yazar Hatice Kübra Tongar hanımefendinin okuduğum ilk kitabı. Lisans eğitimlerini Psikoloji, Sosyoloji ve Çocuk Gelişimi alanlarında sürdüren Tongar,Bezm-i Elem Vakıf Üniversitesi'nde Aile danışmanlığı eğitimini teorik, pratik ve süpervizyon düzeyinde tamamlayarak ve okul ikincisi olarak ‘Aile Danışmanı' ünvanını aldı. Arel Üniversitesi'nde Psikoloji, üniversitesinde Çocuk Gelişimi alanında
yüksek lisans yaptı. Şu an Nörobilim alanında doktora eğitimini sürdürmektedir.
Kitabın içeriğine gelecek olursak:
Her bölümü ayrı konulara ayrılan,ve konu başlarında ayetler eşliğinde yazarın kısa ama öz örneklerini görüyoruz.Değinilmesi gereken bir çok konuya doğruya-yanlışa ve en önemlisi nasıl olması konusunda öneriler vermiş.
Etkilendiğim üç bölüm var;ilki:haz canavarı çocuklar meydana getirmeden önce onlara yoksunluk duygusunu da öğretmenin önemi.İkincisi:Anne babanın çocuğuyla bir sorun yaşadığında çocuğuna değil kendisine sabretmesinin elzem olduğu.Üçüncüsü:Kardeş kıskançlıklarının Habil ve Kabil'de veya Hz.Yusuf'ta olduğu gibi fıtrat da var olduğu buna imkan vermeden nasıl kardeş bilinci aşılanmalı.Hepsi birbirinden kıymetli teorik bilgiler.Bence önemli olan teoriği bilmeye gayret edip vakti geldiğinde dua ve takdire göre elden geleni yapabilmek.Emanetçi olacağımız evlatlarımıza efendilik taslamadan, onlarla yeniden doğup en güzel deneyimleri ve Allah'ın rızası dahilinde birer ebeveyn olmak duasıyla.Okuyacak herkese verimli mânâ dolu okumalar dilerim.




Fıtrat Pedagojisi bize neyi öğretiyor?
Kitabı henüz bitirdiğim üzere bende kalan etkisini kelimelere dökmeyi istiyorum.
Her çocuk Allah’tan bir fıtratla gelir. Bu fıtrat sevgiyle beslenir, emekle büyür, vefa ile taçlanır. Bu da her ebeveynin evlat yetiştirirken onları şekle sokmasından değil onların şeklini keşfetmesinden ve korumasından geçer.
Çaba olmadan fıtrat gelişmez. Sorumluluk almadan ruh olgunlaşmaz. Kendisine ve bununla birlikte yetiştirdiğine emek vermeyen ebeveynin sonrasında yetiştirdiği çocuktan “neden kimse beni anlamıyor, sevmiyor, önemsemiyor” ifadesini defalarca duyması kaçınılmaz olur.
Kız veya erkek fark etmeksizin ebeveynin sonunda gördüğü; ufacık bir sorumluluk verildiğinde yerinden kalkıp uflayan, sorumluluk almayan, her şeyi ebeveynden bekleyen, çözüm üretmek nedir bilmeyen, kendisine bin giden aileye bir bile gidemeyen, teknoloji içinde boğulan, kafelerde ne canla başla kazanılan o parayı israf eden, çalışmak istemeyen, çalıştığında tasarrufa ve yatırıma gitmeyen, teşekkürü bilmeyen, sürekli depresif, hedefsiz, mutsuz bir kişilik olacaktır.
Bu yazdıklarım kendim de dahil özünde asıl öğretmenin ne olduğunu bilmesi gereken her bireye gelsin!
Bilakis fıtratına dönen ebeveynin yetiştirdiği de fıtratın özüne dönüşecektir.
Fıtratın özü ise;
Kendini bilmek, Yaradan’ı tanımak, sorumluluk üstlenmek, emeğe değer vermek, vefalı olmak, şükretmek ve sabretmek demektir. Fıtratına ters düşen bir yaşam tarzı benimseyen her bir ebeveynin yetiştirdiği çocuk mahiyetinde hüsrana uğraması kaçınılmaz olacaktır.

Sevgi YT




Sosyal medyadan da çok severek takip ettiğim yazarın okuduğum bu ilk kitabını sıkıcı olduğu için değil tam aksine çok keyif aldığım için bitmesini hiç istemeyerek biraz uzun bir sürede özümseyerek bitirmeye çalıştım. Kitabı okurken her satırı beynime tek tek işlemek istedim...
Kitap çocuk eğitiminin ve ebeveyn olmanın zorlu bir o kadar da keyifli yollarını ayet ve hadislerle bazen hikayelerle süslemiş, kapağında tam da içeriği gibi âdetlerle değil ayetlerle çocuk eğitimi vurgusu yapan yazar gereksiz bilgi ve detaylardan uzak bir şekilde, çocuklarımızın fıtratını bozmadan, Rabbimizin nakış nakış işlediği evlatlarımızı nasıl okumamız gerektiğini çok güzel bir şekilde bizlere aktarmış.
Kitap fıtratın bazen ebeveynlik, bazen eş ve evlatlık penceresinden farklı bakış açılarıyla oluşan bölümlerin sıralanmasıyla bütünleşmiş, her bölümün giriş kısmında o bölümle ilgili ayeti kerimeyle konuya Kurani bir ölçü, içindeki hadislerle de nebevi bir metot katarak hem ruhumuzu hem beynimizi saran İslami bir ebeveynlik iklimine bizleri hazırlamaya çalışmış.
Son olarak kitabın belirli bir kitleye hitap ettiğini söylemek istemiyorum, bence okuyan herkes ister ebeveyn olsun ister adayı ya da ebeveynlikle alakası olmasın kendine bir şeyler katacak bir kitap okumuş olacağını düşünüyorum, o yüzden herkese tavsiye ediyorum keyifli okumalar...




Uzun süre önce alıp kitaplığıma koyduğum okumaya bir türlü fırsat bulmadığım ( veya daha doğru bir ifade ile okumaya fırsat tanımadığım ) kitaplardan sadece biri. Bilinçli sağlam bir karakterde çocuk yetiştirmek isteyen anneler bilmelidir ki öncelikle kendilerini yetiştirmelidir. Ve bu kitap size herşeyden önce kendinizi yetiştirmenizi fısıldar kulağınıza. Çocuğunuzu fıtraten tanımayıp ona sahip olmadığı ve belkide olamayacağı bazı özellikleri kazandıramadığınız gibi sizlerin birer uzantısı olmadığı farkındalığı da oluşturur okuyucu kitlesinde. Çocuğun bir birey olduğunu ve herşeyden önce sevgiden dahi önce saygı duyulması gereken bir birey olduğu bilinci oluşturur. Biz anneler ve ya babalar zanneriz ki çocuklarımızı sevip ihtiyaçlarını karşıladığımız ölçüde iyi anne veya iyi babayız. Oysa gözlerden kaçan çok önemli bir detay var ki; çocuklarımız bize emanettir. Ve yarın toplumda belkide çok iyi yerlere gelebilecek potansiyelde olan bireylerdir. Bu yüzden cok iyi eğitilmelidir.
Yazar hem islami boyutta hem pedagojik açıdan peygamberimizin hayatından çeşitli örnekler vererek aslında batı zihniyetinde yapılan bir çok pedagojik yaklaşımın temelinin asırlar öncesinden atıldığını ve sadece teorik olarak değil davranışsal olarak hafızalara kazındığını size çok net bir şekilde ifade etmektedir. Yalın anlaşılır bir dil kullanması eğitim seviyesi farketmeksizin okuma yazma bilen bütün annelerin rahatlıkla okuyabileceği bir özveri ile yazılmıştır. Faydalandığım ve bana farklı yaklaşım kazandıran bir kitap oldu benim için.




İslam'ın eğitim sisteminin en güzel örneği olduğunu çok güzel bir dille, ayetlerle, hadislerle beyan etmiş mükemmel şaheser. Pedagoglara, psikologlara tabii ki yeri geldiğinde ihtiyacımız var lakin, bizler ayetlerin, hadislerin ışığında yürümeyi ve yön belirlemeyi unutmuşuz. Hangi doktor, hangi psikolog neyi söylerse hemen tutup yapmaya programlamışız kendimizi. Oysa enn güzel yetişme ve yetiştirme tarzı Kur'an'ın kendisi, bunu unutmuşuz yahut unutturulmuş bize bir şekilde.
Bu kitabı okuduktan sonra şunu fark ettim ki, anne baba olduğumuz zaman çocuğun sahibi ilan ediyoruz kendimizi. Onun sahibi olmadığımızı ve bize Yaratıcının bir emaneti olduğunu idrak ettiğimizde gerçek ve güzel bir ebeveyn oluyoruz, olabiliyoruz. Zira kızacağımız, küseceğimiz, tavır koyacağımız yeri, emanet bellediğimizde daha iyi seçebiliyoruz. Mesela; emanete vurup kıramaz insan, yahut emaneti hor kullanamaz. Böyle yaparsa emanetin sahibine hesap vereceğini bilir ve çekinir. Yahut da hor kullanır, yıpratırsa emanet sahibi bir daha güvenip o kimseye bir şeyi emanet vermez, bunu bilir. Aslında nasıl ki evlat ana babanın malı değilse kimse kimsenin sahibi değil bunu bilmeli insan. Herkes birbirine Rabb'in emaneti. Hayata ve birbirimize böyle bakarsak kimse kimseyi hor görmez ve kimse kimsenin boyunduruğu altında olmadığını kabullenir.
Kur'an'ı hayatı belirleyenin bu dünyası da öteki alemi de cennettir, vesselam...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: