Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Fırtına - William Shakespeare | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Fırtına Kitap Bilgileri


Yazar: William Shakespeare
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 136
Basım Tarihi: Şubat 2019
İlk Yayın Tarihi: 1611
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053324102
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Fırtına Kitap Tanıtımı


1611 yılında yazıldığı tahmin edilen ve Shakespeare’in tek başına yazdığı son oyun olduğu düşünülen Fırtına, yazarın son dönemine ait dört romanstan (Pericles, Cymbeline, Kış Masalı, Fırtına) biridir. Bu mucizevi oyun, On İkinci Gece gibi ana olay örgüsünün bir parodisini sunan bir alt olay örgüsüne, Aşkın Emeği Boşuna gibi masque ve oyun-içinde-oyunlara, Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi doğaüstü öğelere, ahengi temsil eden bir müziğe sahiptir. Bu son oyunla Shakespeare’in bütün eserleri Türkçede ilk kez Hasan Âli Yücel Klasikleri’nde tamamlanmış oluyor.




Fırtına Kitaptan Alıntılar


1. ""Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!""




2. "Ah keşke benimle aynı kafada olsan!"




3. ""Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!""




4. ""Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!""




5. ""Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!""




6. "Yarayı deşiyorsunuz, Ona merhem süreceğinize…"




7. "Keşke düşüncelerim de kapansa gözlerim kapanınca."




8. "Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!"




9. "Kötülükle öyle donanmışsın ki
İyilik maya tutmuyor sende!"




10. "Biraz zorlaştırmalıyım,
Malum, kazanmak kolay olunca
Ödülü de hafife alınır..."




11. "...yarayı deşiyorsunuz,
Ona merhem süreceğinize."




12. "Yalvarırım söyleyin,
Sırf sizi dualarımda anabilmek için soruyorum:
Adınız nedir?"




13. "Güven ruh gibidir, terkettiği bedene asla geri dönmez."




14. "Hoş renklere boyadılar iğrenç amaçlarını."




15. ""Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!""





Fırtına Kitap İncelemeleri


Tiyatro eserleri çok fazla okuduğum bir tür değil. Bu yüzden de bu konuda oldukça seçici davranmaya çalışıyorum. Fırtına eseri hem

eseri olması hem de çok merak ettiğim bir roman olan

eserinde Fırtına eserine oldukça atıfta bulunulmasından dolayı daha fazla geciktirmeden okumak istediğim bir oyun oldu.



Shakespeare'in yazdığı son oyun olarak düşünülmekte olup, yazdığı dört romanstan biridir. İçerisinde doğaüstü öğelere, alt olay örgüsüne, oyun içinde oyun bulunduran 5 perdeden oluşan bir tiyatro eseridir. Oyuna neyin kaynaklık ettiği bilinmemektedir. Oyunun konusunu Jan Kott'ın şu sözleriyle ifade etmek istiyorum "Fırtına o zaman yitirilmiş hayallerin, acı çeken bir aklın ve inatçı olmasına karşın, kırılgan bir umudun oyunudur". Bu sözler tam anlamıyla benim için oyunun ne anlatmak istediği, nasıl bir içeriğe sahip olduğunu özetliyor.

Daha fazla üstüne konuşacak kadar bir bilgim olmadığından incelememi kısa tutmak istiyorum çünkü Fırtına benim yazardan okuduğum ilk eseri. Her ne kadar adını, eserlerinin ismini duysam da kendisine ve eserlerine bir o kadar vakıf değilim. Ancak tiyatro oyunu okumayı sevenlere ve edebiyatın şahane insanı Shakespeare'in zihnine girmek isteyen herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim; benim büyük bir keyif alarak okuduğum tiyatro eseri oldu.




Bu oyunun yeri, diğer Shakespeare eserlerinden ayrı bir yerde. Hem Shakespeare'in tek başına yazdığı son oyun olması, hem de yaratmış olduğu Prospero karakteri ile edebiyat da ki konumunu genç yazarlara bırakıp metafor yoluyla son konuşmasını yaparak adadan ayrılması adına çok özel bir oyun.

Hikaye şöyle, Prospero, Milano dükü iken kardeşinin tahtını ele geçirip kendisini sürmesi ile kızı Miranda ile birlikte adaya sürgüne gönderilir. Burada büyü ile uğraşan Prospero, Ariel adında bir cini esaretten kurtararak kendi yanına alır ve böylece Ariel vasıtasıyla her türlü sihirli güce erişmiş olur. Bu sırada Napoli kralı ve adamlarının da bulunduğu gemi denizde batar ve yüzerek Prospero'nun yaşadığı adaya ayak basarlar. Kralın adamlarının yanında Prospero'yu tahtından ederek sürgüne gönderen kardeşi de vardır ve kardeşinin bu sefer planı Napoli kralını adada öldürerek kral tacına sahip olmaktır. Tabi Prospero'nun kendilerini izlediğinden habersiz adada yaşam mücadelesi vermektedirler.

Yine bol olaylı, bol entrikalı klasik bir Shakespeare şaheseri.
Shakespeare, aslında sağlık sorunlarının yeni bir oyun yazmaya el vermeyeceğini düşündüğü için bu oyunu bir nevi veda oyunu olarak tasarlayıp kaleme almış. Zaten oyunun sonlarına doğru bu duruma atıf da yapıyor;
"Bu müziğin büyüsüyle,
Sonra da büyücü asamı kırıp,
Yerin yedi kat altına gömeceğim kendi ellerimle.
Kitabımı da fırlatacağım,
İskandilin erişmediği denizin derinliklerine."

Zaten uzun yıllar adada büyülü bir hayat yaşayan Prospero, her şeyi geride bırakarak adadan ayrılıp yuvasına dönüyor.




#doğuyukeşfet maratonumuzda Koleksiyoncu seçildiğinde adı geçmişti Fırtına'nın... Öncesinde mutlaka okunmalı diye... Sonraki sohbetlerde okunmasa da sıkıntı olmaz kararı çıktı... Ben yine de merak ettim. Hem de Shakespeare okumaya başlamak için güzel sebep oldu...
.
Yalnız kurgusu bana Monte Cristo Kontu'nun farklı bir versiyonu gibi geldi ... Monte Cristo'da kont adadan çıkıp intikam alıyor, Fırtına'da ise Prospero intikam alacağı kişileri ayağına getiriyor . Acaba Dumas'nın kurgu oluşturucusu ne düşünürdü bu konuda... Fırtına'da doğaüstü güçler varken artık onun yerini alan para ile yapıyor yapacağını Monte Cristo Kontu... Neyse kıyaslamayı geçeyim ben...
.
İlk Shakespeare okumam olduğu için pek bir şey diyemiyorum ama "Shakespeare bu değil" düşüncesi hakim oldu bana... Kitap sanırım diğerlerinin gerisinde kalmış...
.
Prospero, kızı Miranda dışında her şeyi elinden alınmış bir Milano dükü... Ve bunun intikamını almak için zamanını bekliyor... O kişiler bir fırtına sonucu kucağına düşüyor bir bir... Tabii bu sırada o kirli hırslar, iki yüzlülük, ihanet gözler önüne seriliyor... Ve bir de aşk ... O zaman Prospero marifetlerini sergilesin...
.
Bu arada Jaguar'ın "Prospero Kitaplığı" adını verdiği bir serisi var... Serinin kitaplarından "Bayan Caliban" ufak ufak "oku beni" diye göz kırpıyor




Kahramanımız Prospero; kültürlü, iyi eğitimli, sanattan anlayan, yeniliklere ve yüksek fikirlere her zaman açık, kitaplarıyla var olan, kendini sürekli geliştirmeye adamış ve doğa üstü yetenekleri olan Milano Dükü. Kardeşinin ihaneti ve Napoli Kralı Alonso’nun da bu ihanete desteği ile birlikte tahtı elinden alınır ve 3 yaşındaki kızı Miranda ile beraber bir teknede denize bırakılarak, ölüme terk edilirler.

Gelelim günah keçimiz olan Caliban’a. Babası şeytan, annesi Sycorax adında bir cadıdır. Annesi Sycorax ölünce, yaşadığı bu ada oğlu Caliban’ a kalır. Adanın sahibi artık Caliban’dır.

Prospero bir şekilde hayatta kalır ve yolu kızıyla beraber, Caliban’ın yaşadığı bu adaya düşer. Adaya geldiğinde Caliban’ı bulur ve ona sahip çıkar! Caliban ona adada ne varsa hayatta kalmayı sağlamak için, hepsini gösterir. Prospero’da ona ilk zamanlar sevgisini verir, konuşmayı öğretir onu eğitmeye çalışır.

Bir zaman sonra adanın hükümdarı artık Prospero olur. Kızına tecavüz etmeye kalkıştığını söyleyerek Caliban’ı cezalandırır ve büyüleri sayesinde onu bir kayaya hapsederek esiri ve kölesi!!! Yapar.

“Caliban ve Prospero" derin anlamları olan iki müthiş karakter.

İntikam almak mı ? Affetmek mi? Kitabı okuyarak cevabınızı alabilirsiniz.

"THE TEMPEST "William Shakespeare’in yazdığı son solo eser diye bilinmektedir ve Prospero’yu kendi ile özdeşleştirdiği söylenir. Kesinlikle okunması gerekenlerden.




Fırtına, William Shakespeare'in beş perdeden oluşan, trajik-komik hatta fantastik, oyunlarından biridir. Genellikle 1610 ya da 1611'de yazıldığı varsayılmaktadır ama bazı otoritelere göre daha önce yazılmıştır. Shakespeare'in başka yazarlarla işbirliği yapmadan, tek kendisinin yazmış olduğu son tiyatro eseri olarak bilinmektedir.

Shakespeare'in eselerini okumayı seviyorum. Eğlenceli oluyor, bazı eserlerin tabi ki konusunu önceden bildiğim için sadece hayal edebiliyorum ama Fırtına için bu geçerli değil, Prospero'nun son yaptığını tahmin etmiyordum. Ben onun yerinde olsaydım kesinlikle böyle bir karar vermezdim. Genel olarak güzeldi diyebilirim.

Konusuna gelecek olursak, Milano Dükü Prospero'nun kardeşi Antonio, Napoli Kralı Alonso'nun yardımlarıyla, Prospero'nun dükalığını elinden alır ve Prospero ile kızı Miranda'yı bir tekneye koyarak denizde bırakır.
Prospero intikam almak için bir büyücünün elinden kurtardığı Ariel adlı cini ile birlikte Alonso, Antonio, Alonso'nun oğlu Ferdinand, kardeşi Sebastian ve öteki lordlann içinde bulunduğu gemiyi alabora eder.
Ama herkes yaşamaktadır kimseyi öldürmez. Sağ olarak tüm mürettebat karaya çıkar. Sonrasında Ariel, karaya vuran yolculardan Alonso'nun oğlu Ferdinand'ın Propero'nun mağarasına gitmesini sağlar. Burada gördüğü Miranda'ya aşık olan Ferdinand, ne görev verilirse verilsin yapmaya hazır bir kölesi haline gelir Prospero'nun.
Ama Prospero ne kadar yüklenirse yüklensin bu aşkın ne kadar değerli olduğunu bilmekte ve bir şekilde desteklemektedir. Sonrasında ise olaylar gelişir ve herkesi azad eden Prospero, gerçek bir Iyilik yapar.

-

-



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: