Fi Kitap Bilgileri
Yazar: Akilah Azra Kohen
Tahmini Okuma Süresi: 17 sa. 0 dk.
Sayfa Sayısı: 600
Basım Tarihi: Ağustos 2014
İlk Yayın Tarihi: Mayıs 2013
Yayınevi: Destek Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786054994861
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Fi Kitap Tanıtımı
Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.
Fi güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.
Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?
Fi Kitaptan Alıntılar
1. "Kadın olmak. Bir zekâya verilebilecek en eşsiz destek, büyük bir üstünlük.."
2. "Gittiğim Yol İstediğim Yere Varmıyor...””"
3. "“Herkesin senin hakkında bir fikri var. Tanımları, sıfatları, sözcükleri. Nasıl birisin, ne istiyorsun, neleri seversin, hayallerin nerede başlıyor, nerede bitiyor? Sen; birinin aşkısın, annenin kızı, babanın oğlu, başarılı, ezik, yetenekli, sünepe, güzel, çalışkan, merhametli, acımasız, kıskanç ya da sinsi. Başkalarının senin hakkında söylediklerini kendi gerçeğin sanabilirsin. Başkalarının hayallerini kendi hayallerin sandığın gibi. Gerçekte ne olduğunu sadece bir şekilde anlarsın: Seçim yapmak zorunda kaldığında. Ancak seçimlerin sana ne olduğunu gösterir.”"
4. "Bazen kendini bulmak için önce kaybetmen gerekiyor."
5. "Uzaktan bizi büyüleyen şeyler, yaklaştıkça sihirlerini kaybederlerdi."
6. ""Herkesin senin hakkında bir fikri var. Tanımları, sıfatları, sözcükleri. Nasıl birisin, ne istiyorsun, neleri seversin, hayallerin nerede başlıyor, nerede bitiyor? Sen; birinin aşkısın, annenin kızı, babanın oğlu, başarılı, ezik, yetenekli, güzel, çalışkan, merhametli, acımasız, kıskanç ya da sinsi. Başkalarının senin hakkında söylediklerini kendi gerçeğin sanabilirsin. Başkalarının hayallerini kendi hayallerin sandığın gibi. Gerçekte ne olduğunu sadece bir şekilde anlarsın: Seçim yapmak zorunda kaldığında. Ancak seçimlerin sana ne olduğunu gösterir.""
7. "Ben kanayınca mı fark ediyorsun yaralandığımı !"
8. "Hayat ne tuhaftı. Hep en korktuğumuz şeyleri karşımıza çıkarır, sonra suratımıza yapıştırırdı."
9. "...seçme şansı olsaydı, hiç var olmamayı tercih ederdi."
10. "Kelimeler bitince başlarsın
Hiçbir şey söylemeden her şeyi anlatırsın..."
11. "Dönüp duran, kendini tekrarlayan bir düzen içinde kaybolmuş ruhlar."
12. "Kelimeler bitince başlarsın
Hiçbir şey söylemeden her şeyi anlatırsın..."
13. "Çatlama cesaretini gösteren tohumlar adına !"
14. "Bağımlı olmadan bağlanmıştı. Sahiplenmeden aitti."
15. "Beklemek en doğrusuydu, çünkü kovalananlar hep kaçıyorlardı."
Fi Kitap İncelemeleri
Hızlı ve rahat okunan bir roman olmasına rağmen içerik açısından oldukça yapay ve sıradan buldum. Özellikle cinsellik içeren bölümler okuyucu çekmek adına zoraki kurgulanmış hissi veriyor. Roman içinde akmıyor ve okuyucuyu rahatsız ediyor. Romanı yapay bulmamın bir diğer sebebi ise tüm karakterlerin abartılı kişilikler olması ve hepsinin fırsatını bulduğunda felsefe yapması, üstelik bunu da aynı dili kullanarak yapması. Hepsi birbirinden farklı kişilikler olarak anlatılmasına rağmen konuştuklarında sanki tek bir kişiyi dinliyor gibi hissettim. Anlatılan karakterler ağızlarını açtıklarında aynı kişilere dönüşüyor gibiydiler.
Yazarın; zeka ve cinsellik, toprağa / doğaya dönüş, insanın doyumsuzluğu ve bencilliği ile ilgili aslında mantıklı ve ilginç çıkarımları bulunmasına rağmen bu konular abartılı karakterlerin gölgesinde kalmış. Fikirlerdense karakterlere odaklanması romanı sıradanlaştıran bir etki yaratmış.
Romanda orijinal bulduğum ve okurken keyif aldığım tek bölüm “dengelenme” ile ilgili bölümdü. Yazar okuyucuya anlatmak istediklerini, bu bölümde olduğu gibi satış kaygısı gütmeden gereksiz cinsellik bölümleri kullanmadan verebilseydi çok daha etkili olabilirdi.
Romandan neler çıkarttığıma gelince... Psikoloğa gitmeden önce çok iyi düşünmek gerektiğini gördüm. İyi bir psikolog kendisine danışan kişide bağımlılık yaratmadan yardımcı olabilmelidir. Ticari kaygılarıyla bu dengeyi koruyamayan ya da korumayan psikologların insanın üzerinde bırakacağı etki kişiyi daha problemli hale getirebilir.
Azra ablamız oturmuş bir koltuğa ve demiş ki;
adlı yazar Grinin elli tonu ile rekorlara imza atmış. Benim ne eksiğim var? Ben de en az onun kadar sex yazabilirim, demiş. Başlamış yazmaya. Tabi yazarken birkaç göz boyayıcı "aşk edebiyat cümleleri" de katmış ki, edebiyat anladığını zanneden okurlar (!) bu kitabın sadece bir sex kitabı olduğunu anlamasınlar. İyi de düşünmüş mü? Kesinlikle evet.
ucretsizkitap.com.tr da kitap arayışı içindeyken binlerce okur okumuş diye ben de okuyayım dedim. Başladım okumaya. Bitirince ne okudum dediğim bir kitap oldu. Baştan aşağı saçmalık ve entrikalarla dolu. Baş karakterlerin aklında olan tek şey "sex". Üstüne üstlük bu durumu yazar " Aşk" olarak adlandırmış. Valla yazık. Böyle bir kitabın bu kadar okunduğunu görse; Reşat Nuri Güntekin'in mezarda kemikleri sızlardı. Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna kitabını yazmaktan pişman olurdu. Bir de devam kitapları varmış bu kitabın. Okur muyum? Tabii ki de hayır. Etiket fiyatına ne demeli? 40+ liraya satılıyor. Allah akıl fikir versin bu kitaba 10 puan verene. Ben o on puanı Sabahattin Ali, Reşat Nuri ye veririm arkadaş! Değerli yazarlarımızı bırakıp şu boş beleşleri okumayın. 600 sayfalık bu kitabı okuyacağım zamana Reşat Nuri Okur; üstüne de Nâzım Hikmet çekerdim. Yanına da kahve, ohh misss...
Kitabı birkaç gün önce bitirdim ama inanın okudum diye işaretlemek bile aklıma gelmedi. Bu incelemeyi de okur arkadaşlarım bilgilensin diye yazdım. Dileyen katılır fikirlerime dinlemeyen de katılmaz. Ama ne olursa olsun hoş görülü olalım.
Dip not: Kitaba puanım; 1
Bu kitabı okumaya başladığımda ne hakkında olduğuna dair hiçbir şey bilmiyordum. Eşimin bana hediyesi olarak aldım. Okumaya başladığımda kitapla ilgili yapılan yorumlara da bakmaya başladım, şaşırdım. Aynı kitabı okuduğumuzdan emin olamadım önce. Kitap ilerledikçe şaşkınlığım daha da arttı. Sonuna geldiğimde anladım ki bir kitabı okumak ve anlamak arasında çok fark var. Bazıları bu kitapta uçkurunun peşinde koşan ve istediği kadını elde etmek için her şeyi yapan bir adamın hikayesini okudular. Bazıları kalleşliği, namussuzluluğu övüyor sandı. Bu kitabı nasıl okudular bilmiyorum ama kitabın vermek istediği mesajları alamadıkları kesin. Yazarın da dediği gibi bu kitap insanın en ilkel içgüdüsü olan güzelliğin peşinden gitmeyi konu almış ve romanı bunun üzerine kurgulamış. Ama bu sadece ön tarafta görünen. Arka planda insanın kendini keşfine, hayat mücadelesine, kendi varoluşunu gerçekleştirmesine, sistemin bozukluğuna, sanatın, adaletin talan edilmişliğine, gücün ve paranın insanlar üzerindeki etkisine, insanların kendilerine bile itiraf edemedikleri çirkin taraflarına, birey olarak nasıl uyutulduğumuza ve kendimizden uzaklaştırıldığımıza dair şeyler var. Bunları okumak, gerçekle yüzleşmek bazılarına zor gelebilir ya da sistemin eleştirilmesini hazmedememiş olabilirler. Olsun, bu onların sorunu. Ben kendi adıma bu kitaptan ne çıkardığıma bakar, yazarına teşekkür ederim.
"İyi bir hikaye asıl bittiğinde başlar. "
Her vaxtınız xeyr dostlar. Ümid edirem heyatınızda her şey qaydasındadır.
Tehsil mezuniyyetim davam ederken daha bir kitabı bitirdim.
Başrollarına Ozan Güven ve Serenay Sarıkayanın heyat vererek ekranlaşdırılan kitabda, Can Manay adlı psixoloğun istediyi her şeyi ve her qadını elde ederek yaşadığı heyat,
almaq üçün getdiyi evin qonşuluğunda reqs eden Durunu görmesiyle alt-üst olur. İstediyi her qadını çox rahatlıqla elde eden Can, bu sefer sert qayaya çarpır.
Kitabı çox beyendim desem yalan olar. Hetta içimdeki maraq olmasa, yarımçıq bele qoyardım. Mehmet Günsurun heyat verdiyi Denizin felsefesi ile bir az mena qazanan kitabda, qadınların güclü ve o qeder de yaraşıqlı olmayan kişi qarşısında nece eyildikleri, öz şexsi menafeyi uğruna qadınların hisslerini yox sayan bir varlığa bele asanlıqla teslim olmaları, gel deyende gelen, get deyende geden aciz bir varlıq kimi görünmeleri meni kitabdan soyutdu. Kitabı oxuyarken bir daha başa düşdüm ki, qadın kişiye ne qeder deyer verirse, bir o qeder kişinin gözünde ucuzlaşır.
Sevgi dediyimiz şey... kişilerde ehtiras olduğu halda, qadınlarda bir ürek ağrısı olur... Can Manayın Duruya sahib olma isteyi keçende ortada sevgiden eser elamet qalmırdı. Bir telefonla başqası yanında hazır dayanırdı.
Burda bir sual yaranır...
Sevgi bu qeder çirklidir mi???
Üç kitaplı bir seri olduğu için burda incelemesine bakılcak kitap ilk kitap olur diye düşünerek Fi, Çi ve Pi için topluca birşey yazmak istedim. Hepsi benim için sürükleyiciydi ve okurken düşüncelerime etki edebilecek kitaplardı. Fi'yi okuyup içerisinde cinsellik çok fazla barındırdığı için diğerlerini okumamazlık yapmak yine kişinin kendi tercihi ama vazgeçmeyip Pi'yi okumanız size birçok şey katacaktır. Kitap sadece bir hikayeden ibaret değil ele aldığı konuları kendinizde araştırıp bilinçlenebilirsiniz. Bu hususta çok fazla bilgi barındıran bir kitaptı benim için. Fi akıcı bir solukta bitirilebilecek bir kitapken Çi biraz daha sıkıcıydı. Yukarda sürükleyici demiş şimdi sıkıcı diyor deyip çelişke yaşatmak istemiyorum sadece beklentim Fi gibi olmasıydı ama sıkıcıda olsa hikayeden hiç sapmadı. Zaten ince bir kitaptı o yüzden sıkıldım deyip bırakmak yanlış olurdu. Ardından gelen Pi yi okumasam pişmanlık yaşardım herhalde. Beni en çok etkileyen Pi oldu bana kattıkları dinsel, bilimsel ve güncel olan olaylara karşı bakış açımı şekillendirmekti. Pi nin bitişi "bu hikaye burda bitecek ve sen başlayacaksın" sözüyle oldu ve gerçekten doğru bir sözdü. Buraya bir kitaplık gözüyle baktığım için diziden bahsetmek doğru gelmesede şuan güncel bir dizi olduğu için eklemek istiyorum, bence dizi kitapla paralel gitmiyor. Kitabın hissettirdiklerini dizi hissettirmiyor. Diziyi izliyorum kitabı okumasam olur diye düşünmeyin kitap okumaya değer bir kitap. Umarım güzel bir inceleme olmuştur ve okumak isteyenler olur.