Fesleğen Kitap Bilgileri
Yazar: Hikmet Anıl Öztekin
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 216
Basım Tarihi: Mart 2017
İlk Yayın Tarihi: Mart 2017
Yayınevi: Hayy Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752477018
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Fesleğen Kitap Tanıtımı
Merhaba ben Fesleğen.
Kalemimi kağıdımı hazırladım ve küçük bir yüreğin içine sığabilecek ne varsa anlatacağım.
Doğduğu topraklardan uzakta bir yerde güneş görmeye çalışan küçük bir fidan görürseniz bir gün sulayın olur mu?
Yağan yağmur ancak gözyaşlarına yetebilir çünkü. Yeni yeşermiş bir fidanın bir Allah dostundan başka neyi olabilir ki.
Sevin onu olur mu?
Ve lütfen sevenleri ayırmayın olur mu?
Fesleğen ile Seyyah'ın son kitabı bu. Hikmet Anıl Öztekin, "Çok acı çektim. Derdi dünya olmayan insanlar için yazdım bu satırları," diyor ve ekliyor: " 'Bir' olanın rızasından, insanlara Allah sevgisini anlatmaktan ve duanızdan başka hiçbir derdim yoktur bu dünyada. Ruh sevgiliye, beden toprağa kavuştuğunda 'iyi yazardı' değil 'iyi severdi' deyin bana."
Hüznün, zarafetin, gözyaşlarının, kocaman yüreklerin inceliklerle örülmüş hikayesi bu. İlahi aşkla hemhal olanların, hayatın yanlış tarafında duracağına, hep yalnız tarafında durmayı tercih edenlerin, helal dairesinde kalmak için acılara seve seve katlananların masum duası bu...
Siz de dua edin Fesleğen ve Seyyah için... Bir an önce kavuşmaları için...
Vuslat hasreti çekenlerle derttaş olup Allah için şu soruyu sorun kendinize: "Sevdiğinize son bir cümle söyleme fırsatınız olsaydı, o cümle ne olurdu?" - See more at: https://www.kitapambari.com/feslegen-hikmet-anil-oztekin#sthash.LBXNvkmS.dpuf
Fesleğen Kitaptan Alıntılar
1. ""Gitmeyecekmiş gibi neyi seversen, sevdiğin şeyin gidesi gelir hemen.""
2. "Yoruluyorum insanların beni anlamalarını bekledikçe, anlaşılmayı beklememeye karar vereli epey uzun zaman oldu."
3. "" Dünyada yaşayın ama dünyalı olmayın""
4. "Ay güneşinden ayrıldı. Ay kararacağını bile bile güneşinden ayrıldı..."
5. "Sevdiğim bu kadar güzelse, onu yaratan nasıl güzeldir..."
6. "Abdal ,hâli değişen demektir ,aptal ise değişmeyen.
Abdal anlamak , aptal ise anlaşılmak ister.
Abdal iyiliğin peşinden koşar, aptal ise çıkarının.
Abdal anlar ve susar , aptal ise anlamaz yine konuşur.
Abdal dünyadan kurtulmaya ,aptal ise dünyayı kurtarmaya çalışır .
Abdal yaptığı kötülükten ,aptal ise yaptığı iyilikten pişman olur.
Abdal yapmadığı iyilikten ,aptal ise yapmadığı kötülükten pişman olur.
Abdal düşteyken uyarılınca uyanır ve utanır ,aptal ise ne uyanır ,ne utanır ,sayıklamaya devam eder .
Abdal tebessüm etmeyi ,aptal sırıtmayı sever .
Abdal sevdiğini beğenir ,aptal ise beğendiğini sever .
Abdal aptalı bulunca susar ,aptal bulsada bulmasa da konuşmaya devam eder .
Güzel deyince aptalın aklına ' KADIN ' gelir ,kadın deyince abdalın aklına ' GÜZEL' .
Abdalın namazı kaçırma ihtimali yoktur , aptalın ise bahanesi çoktur.
Abdal soru sormayı ,aptal cevaplamayi sever .
Abdal çaya karışıp erimek ister ,aptal çay kaşığı gibi orada kalmak.
Abdal kar tanesi gibi yumuşacık konuşur ,aptal dolu gibi sert .
Abdal az kişiye çok , aptal çok kişiye az değer verir.
Abdal azı bulursa sevinir ,aptal çoğu bulamazsa üzülür .
Abdal düşünmekten uyuyamaz ,aptal uyumaktan düşünemez .
Abdal yüreği sarsılınca kendine gelir , aptal yer sarsılsa da kendine gelmez."
7. ""Gitmeyecekmiş gibi neyi seversen, sevdiğin şeyin gidesi gelir hemen.""
8. ",
Kimi sevmeli, güzeli mi,
güzel yolları sevdireni mi?
... ~..."
9. ""Papatyalar ölmesin,umutlar bitmesin olmaz mı ?""
10. ""Belki bir gün bir mucize olur. Mücizeler zaten hep olurdu, yoksa tırtıllar fillerin yaşadığı bu dünyada nasıl yaşardı?""
11. ""-Bu dünyaya keyif yapmaya mı geldik?
-Yoksa keyif yapacağımız sonsuz bir hayat için imtihan olmaya mı?""
12. ""Ben seni tanıdığım gün bütün kadınların cenaze namazını kıldım.""
13. "Abdal sevdiğini beğenir, aptal ise beğendiğini sever."
14. "Öyle güzel bir yerinde duruyor ki hayatın…
Onu da sevdim, durduğu sokağı da, sokağın bulunduğu şehri de."
15. "Size iyi gelen insanlar uzakta olur hep..."
Fesleğen Kitap İncelemeleri
Fesleğen.. Yazarını yakından takip ettiğim bir kitaptı. Hiç aklımda yokken kitap almak için gittiğim kütüphanenin giriş kısmında bulunan rafda görerek aldım. Hiç bu kadar seveceğimi tahmin etmezdim! Elif gibi sevmek, eyvallah vs. kitaplarının yazarı olan Hikmet Anıl Öztekin'in bu kitaplarında anlattığı aşkın muhattabının dilinden mükemmel bir hikaye: Fesleğen ve Seyyah'ın hikayesi.
Konu olarak Fesleğen ve Seyyah'ın hikayesini aktaran yazar, Allah sevgisini, günlük yaşamımızda yeri, dünya hayatı ve samimi duygulara yer vermiş. Kitaptaki kıssadan hisseler hikayeyi daha güçlü hissettiriyordu.Can alıcı çok nokta var. Allah'ı seviyorsunuz.. Belki herkes şöyle der bu incelemyi okurken" biz müslümanız tabiiki Allah'ı seviyoruz.." diyeceksiniz.. ona ne ş0phe O'nun yolunda olmak en büyük Aşktır zaten... Demek istediğim siz Allah için sevdiğinizden geçtiniz mi, Yüce Allah haram kıldı diye haram şeylerden uzak kaldınız mı vs. Mesela kitabın sonundaki “Bu dünyada hiçbir acı yapacağın hatadan büyük olamazmış.Bu hayatın yanlış tarafında duracağına,hep yalnız tarafında durmayı tercih et”.Nasihat böyle olur dedirtiyor.. Okuyana tekrar okumak isteyeceğinizi düşündüğüm bu kitabı elinizden bırakmak istemeyebilirsiniz. (:
Keyifli ve bol kitaplı günler.. ❤
Daha kitap okuma serüvenine girmeden önce adını çokça duyduğum ve güzel yazıları olduğunu düşündüğüm bir yazardı Hikmet Anıl. Bu yüzden gittiğim bir sahafta Fesleğen'i görünce almak istedim. Fakat pişman olmadım diyemem. 55 sayfa okudum ve yarım bırakmamak için çok direndim. Dayanamadım. Kolay kolay yarım bırakmam ben kitaplarımı. Nolursa olsun kendimi zorlardim ve bitirirdim. Bu kitapta olmadı . Şu cümleleri görünce de bu kadar da olmaz dedirtti bana .
"- Gitmeliyim ,dedim.
- Neden, dedi ?
-Akşam oldu , yurda 8'den önce girmem gerek. Saat 7.30, anca girerim, dedim.
Saatine baktı , bir saat geriye aldı.
- Bak artık 6.30, bir saatimiz daha var dedi.
- Haklısın son bir çay içip kalkalım o halde, dedim"
Birazcık mantık çerçevesindrn bakınca okumaya değer bulamadım , üzgünüm.
Zaten bir çok değerli okurun , Hikmet Anıl'ın çay edebiyatı yaptığını düşündüklerini bundan sonra öğrendim. Bize hiçbir şey katmayan kitapları olduğunu düşünüyorum. Şahsen okumaya çalıştığım tek kitabı bu olucak. Önümüzde sayılı ömrümüzün günleri bir bir eksilirken nitelikli kitap okumak varken , böylesine gereksiz bulduğum eserleri okumayı tercih etmiyicem . Onun sevenleri var , ve bu söylediklerim biraz kırıcı olabilir. Fakat umrumda değil. Okumayın, okutmayın arkadaşlar.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Ve takdire şayan bir dili var. Okuyucuya Yaşamışcasına aynı duyguyu aktarabilmiş. Kitabın içinde geçen küçük hikayeler ise konudan koparmadan ama sanki o an farklı Bi kitabı eline almışsınız aynı anda iki kitap okuyorsunuz hissi veriyor.
Konuya gelecek olursak aslında verilmek istenen mesajı daha ilk sayfalarda anlıyorsunuz ama yinede kitabı bırakmak istemiyorsunuz ki bu da yazarın marifeti. Bilindik Bi hikayeyi kendi dilinde yorumlamış.
Fesleğenin babasıyla arasındaki bağ kıskanılmayacak gibi değil. Babasının her biri ders niteliğinde olan sohbetleri...
Kitap yaşanmış bir hikayemi ona dikkat etmedim ama okurken "Şimdi Konya ya gitsem sahaf sahaf dolaşsam da fesleğen in babasını bulsam bende sohbetinden yararlansam" düşüncesi hiç aklımdan çıkmadı doğrusu :)
Kitap hakkında olumsuz eleştirim ise sonu cok oldu bittiye getirilmiş. Yani Seyyah la Fesleğen in birden karşılaması evlenmek için görüşülmesi filan. Okuyucuda Fesleğenle beraber Seyyahı bekle. Tamam Seyyah geldi buldu Feslegeni ama yarım bitti gibi.
Sonu yarım olsada anlatım içtenlik güzeldi. Sonuc olarak:
Ne kadar insana beklemek ve sabretmek ağır gelsede saf Bi şekilde tertemiz beklersen eger kalbindeki niyetin de, beklemen kadar temizse Allah beklediğini veriyor. Zaten vermeyecek olsa o kadar bekletir mi hiç.
Bu kitabı dört yıl önce çok satanlardan görüp almıştım. Çok satanların güzel olacağı yanılgısı ilk değil bende. O sıralar kitap okumaya daha yeni yeni başlamıştım. Açıkçası hangi kitap okunur, okurken nelere dikkat edilir bilmiyordum. Bu kitabı okumak için ilk teşebbüsüm hüsranla son buldu. Okuyamadım. Aradan bunca yıl geçti ve ben bu kitabı bir vesileyle elime aldım. Okuduğum 4 gün eziyet gibiydi. Kitapların dilini az biraz anladığımı düşünerek bu kitabın dilini de anlatımı da sevmedim. Sürekli tekrarlar, sayfalarca şey yazıp konuya girmemeler, okuyucuyu heyecanlandırmak yerine sabrını zorlamıştır. 215 sayfalık kitapta anlatılanlar bir kız bir oğlanı sever, araya ayrılık girer, ( bu ayrılıkta iletişimin olduğu bu çağda üstelik ) daha sonra o çocuk kızın olduğu yere gidiyor vuslata eriyorlar. Bu olayın dışında sayfalarca Allah aşkı anlatılıyor ama karakterler kendisinden başka herkesi yanlış görüyor, herkesi Allah’tan ayrı kendilerini Allah’tan görüyorlar. Kalbe hitap eden kitap sanki o insanların kalbini açıp bakmış gibi yorum yapıyor. Velhasıl cümlelerimizi Allah sevgisi ile başlatıp tersine anlam sergiliyorsanız olmamıştır bir daha düşünün derim. Kitaptaki tek güzel yerler Yunus Emre’den, Mevlana’dan alıntılar. Umarım bu tarz kitaplar okunmayı hakeden ama reklamı yapılmadığı için görülmeyen kitaplara gölge olmaz.
Sizlerde ihlaslı birer Fesleğenseniz eğer er ya da geç Seyyah’larınıza kavuşabilirsiniz.
Kitabı okumadan önce büyük bir beklenti içindeydim.Buna çevremde okuyanların yorumları neden olmuş olabilir.Konya’da geçtiğini okuyunca hem sevinip hem hüzünlendim( canım anılar). Ne de olsa bende bir zamanlar orada bulunmuştum. Fesleğenin evinin manzarası yani Mevlana Türbesi benim de hemen her gün önünden geçtiğim, kimi zaman dalıp, kimi zaman da pek dikkatimi çekmeyen bir manzaraydı(staj yorgunluğu diyelim ). Anın tadını çıkarmak varken...
Neyse kitaba geri dönelim. Çok sayıda aşkı anlatan kitaplar okudum. Her bir yazarın kendine has aşk öyküleri vardı.Bu kitabı okurken neyle karşılaşacağımı tahmin ediyordum. Lisedeyken okumam gereken bir kitap gibi geldi bana.Bu kitabın da aşk öyküsü böyleymiş ne yapalım.
Kitap, içinde barınan öykülere olması gerektiğinden fazla yer verince kitabın hakkına girilmiş olarak düşünüyorum. Ama yazarın kalemine de karışmak istemem. Hala böyle aşklar var mı diye düşündüm ve hemen arkasından hayır cevabımı yetiştirdim. Belki de böyle aşkların günümüzde olmayışıyla kitap inandırıcılığını yitirdi bende.-diyebilirsiniz bütün aşk kitapları gerçek mi diye?-Bu fikrime karşı gelebilirsiniz belki...
Sayfaları çevirirken okuduğum cümlelere hep başka kitaplarda rastlamışım hissi yarattı. Kitaplardan derlemeler gibi geldi bana.
Belki de ilk kez okuduğum için, yazarın üslubunu bilmediğim için böyle düşünmüş olabilirim. Ama kitabın dili çok akıcıydı ve bir çırpıda okuyuverdim.
Kitabın aklımda kalan ve beni etkileyen cümlesiyle bitiriyorum.
“Dünya döndükçe kirleniyordu.”