Faust Kitap Bilgileri
Yazar: Johann Wolfgang Von Goethe
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 14 dk.
Sayfa Sayısı: 326
Basım Tarihi: Şubat 2012
İlk Yayın Tarihi: 1808
Yayınevi: Oda Yayınları
Orijinal Dil: Almanca
ISBN: 9789753852821
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Faust Kitap Tanıtımı
Sanatta hiçbir zaman kusursuz yoktur, en iyi sayılabilecek bir yapıt ancak 'oldukça iyidir'" sözleriyle sanat anlayışını belirten Goethe, sadece Almanya'nın değil, bütün Avrupa'nın en önemli dehalarından biridir. Yaşamı boyunca şiirden romana, felsefeden bilime kadar farklı alanlarda sayısı yüzlerle ifade edilen yapıta imza atmıştır.
Faust, Goethe'nin yazarlık yaşamının altmış yıllık emeğini alarak, haklı bir üne kavuşmuş en önemli yapıtıdır.
Ruhsal özgürlüğe ulaşmanın maddi arzulardan sıyrılmak ve bencil olmamakla mümkün olabileceği fikrini işlediği bu yapıt, yazarın sanatının da doruk noktasıdır.
İnsanın şeytanla vardığı bir anlaşma ve bunun sonuçları üzerine kurulu bu yapıtıyla Goethe'ye yeniden hayranlık duyacak ve bu yapıtının yazarın elli yıllık emeğine değdiğini göreceksiniz.
Faust Kitaptan Alıntılar
1. "Yaşayan, ümidi kaybetmemelidir."
2. ""Boşunadır, sağır kulaklara söylenen akıllıca sözler.""
3. "Duy acımı, insansan eğer!"
4. "Önce kendi aynanıza bakın…”"
5. "Oyuncağı mıyız rastlantıların?"
6. ""Size ait olmayan şeyle ilgilenmeyin. İçinizi üzen şeyin derdini çekmeyin.""
7. ""Alnına yazılmış belli,
Sevmemesi hiç kimseyi.""
8. "• “hassas bir ruh, bütün kaba şeylerin düşmanıdır.”"
9. "Ah, kolay değil ruhun kanatlarına
Uyması bedenin!"
10. "bıktım artık,
sözcüklerin arasında aranıp durmaktan."
11. "Sen riyakârlıkta mahir görünüyorsun.."
12. "Yanılmazsan eğer, bulamazsın aklın yolunu!
İstiyorsan var olmak, başarmalısın kendi gücünle bunu!"
13. "Dostum, geçmiş zaman artık bizim için yedi mühürlü bir kitap gibidir."
14. "Hele bir de kitabı açtın mı, sanki bütün gökler yanına inmiş gibi olur ."
15. "“Yapabileceğini veya yapabileceğine inandığını düşünüyorsan, başla. Eylemin içinde sihir, zarafet ve güç var..”"
Faust Kitap İncelemeleri
Faust, yazarın genç yaşlarında başladığı ve hayatının son anlarında tamamladığı bir eser.
Normalde her eseri ayrı bir bütünlük içinde ele alıp onları karşılaştırmak istemesem de, bu kendi türü arasında en keyif alarak okuduğum bir eserdi.
Tanrı ile Mefistofeles'in konuşmalarından sonra, Mefistofeles'in dünyaya inip bilgin Faust'un yoldan çıkarılması konu ediliyor. Şeytanın ona adfedilen isimlerinin ve suretinin zamanla değiştiğine değinilmesi çok güzeldi. Bir bölümünde, bir cadı efendisi olarak gördüğü şeytanı başlangıçta tanıyamıyor ve sonradan efendisi iblis olduğunu fark edip ona tanıdığı ismiyle hitap ediyor. Bunun üzerine şeytan "bana artık baron diyeceksin" gibi bir cümle kullanıyor. Burada, Dünya üzerinde kendini diğer varlıklardan üstün ve soylu gördüğünü bir hitap ile çok güzel açıklıyor.
Diğer bir kısımda ise yaşlı bir bilgin olan Faust şeytanla anlaşma yapıp ruhunu ona sattıktan sonra şeytana gençleşmek istediğini söylüyor. Şeytansa ona iki seçenek gösteriyor; ya kendisine verilen küçük bir tarlada ürünler yetiştirip sürekli toprakla meşgul olacaktır ya da cadının düzenlediği ayin ve iksirle bu gerçekleşecektir. Faust burada pek hoşlanmadığı ikinci yolu seçiyor. Bu kısımda da insanoğlunun sabırsız ve kabına sığmayan bir varlık olduğu gösteriliyor.
Tragedyada her söz her konuşma oldukça anlamlı(son kısımları hariç de olabilir aslında), en azından benim için öyle. Ara ara elime alıp sıkılmadan tekrar tekrar hikayeyi yaşamak isteyeceğim güzellikte!
Kitabın Adı:
Kitabın Yazarı:
Tür: Şiirsel Oyun, Roman
Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olan, 1749-1832 yılları arasında yaşamış olan ünlü Alman ozanı, tiyatro oyunları yazarı Johann Wolfgang von GOETHE´nin en büyük eseri FAUST adlı şiirsel oyunu dünya klasikleri arasında önemli bir yer tutar. Faust, Goethe’nin bütün eserlerinin bir birleşimi olarak kabul edilir.
Faust, Goethe’nin neredeyse tüm yaşamı boyunca yazarak tamamladığı bir yapıttır.
On sekiz yaşında başladığı oyunu, 1806de Faust I ve 1832de Faust II adıyla iki büyük bölüm halinde yazarak seksen üç yaşında ölümünden kısa bir süre önce bitirebilmiştir.
Goethe’nin kendi iç dünyasından ve yaşamından izler taşıyan roman, aslında manzum biçimde bir tiyatrodur. İnsanı simgeleyen Faust’la şeytanın savaşı anlatmaktadır. Bu eserde ruhunu şeytana satan bir adamın doğru yolu buluşunu anlatmıştır. Goethe, insanın doğuştan iyi olduğu tezini savunmuş ve kainatta iyiliğin hakim olduğunu iddia etmiştir.
BAŞLICA KAHRAMANLAR
FAUST: Felsefe, hukuk, tıp ve ilahiyatla ilgilenen, doktorasını yeni tamamlamış bir kişidir. Fakat zihninde İlahî olana karşı şüpheler taşımaktadır. Gençliğindeki huzur ve manevi tatmini yitirmiştir. Çekingen yaratılıştı, genelde iyi yürekli biridir.
MEFİSTOFELES: Şeytanın kendisidir. Faust’u yoldan çıkarmak için her yolu dener. Ona çeşitli kılıklarda görünür. Kadın, içki, büyü gibi yollarla insanları Allah’tan uzaklaştıran, topal biridir.
MARGARETE: Duygusal, fakir bir kızdır. Dinine ve ahlaki değerlere önem veren; fakat nefsine uyduğu için cezalandırılan biridir.
Faust, Goethe'nin kağıt ve mürekkep şeklinde yaşattığı bir organizma olmuş bence. 60 yılda oluşan-yaşayan bir organizma. Kitabı yaşayan bir organizmaya, gizliden gizliye de insana benzettiğime göre tespitimi de yapmaya hak kazanmış bulunuyorum;
Evet, yaşayan bir insan kadar sıkıcı bu kitap :)
Kitabın başlarında, gösterime sunulacak tiyatro oyunu üzerinden, sanatın niteliği ve amacıyla ilgili yapılan tartışmalar ilgimi çekti önce, sonrasında şeytan ile bilge teması da sürükledi beni ancak heyecanım gittikçe azaldı.
Ve ikinci bölüm; açıkça söylemek gerekirse kitabın ikinci bölümü benim için alt yazısız izlediğim bir Hint filmi gibiydi :) Ara ara devlet, ekonomi, din, aşk gibi temalar işlense de bunları bölümün bütünlüğünden koparak, cümlelerin tek başına ifade ettikleri anlamlardan çıkardım sadece. Çünkü ikinci bölüm tam bir karakter cümbüşü; Hristiyanlıkla ilgili çeşitli efsanevi karakterler, yunan ve diğer avrupa mitlerine ilişkin karakterler tam olarak ne yaptıklarını anlayamadığım bir şekilde konuşup durdular. Bense ancak konuştuklarından tek tük cımbızlayarak bir şeyler çıkarmaya çalıştım...
İyi ki Goethe'nin okuduğum ilk eseri bu olmamış, yoksa kendisi hakkında hiç de hak etmeyeceği fikirler edinebilirdim :)
Not: Eğer sen kimsin ki Faust'u eleştiriyorsun falan diyen varsa kitabı okuyup kapsamlı bir incelemesini yapmasını rica edeceğim. Zira sitede okuduğum incelemeler yalnızca kitabın birinci bölümüne ilişkin :)
Böyle bir şahesere inceleme yazmak ne haddime.. Sadece bende bıraktığı izlerden bahsedeceğim.
İlk öğretmen olduğum sene 6. sınıfta Agit adlı bir öğrencimin elinde görmüş ve bu sana göre değil diye elinden almış başka bir kitap vermiştim.
Sonra okurum diye yanıma aldım ama piyasadaki "dandik" çevirilerden biriydi. Tam metin değildi. Okumadım. İyi ki okumadım o zaman. Aradan 13 yıl geçti ve doğu batı yayınlarından çıkan tam metni okuma şerefine nail oldum. Çok mutluyum :)
Kitabı okurken aklıma ilk gelen Dante'nin İlahi Komedya'sı ile ne kadar çok ortak yönü olduğuydu.
1. İkisi de manzum şekilde şiirsel bir dille yazılmış.
2. İkisinde kutsal metinlere atıflar söz konusu.
3. İkisinde de şeytan var. :)
4. İkisinde de baş karaktere eşlik eden biri vardır. Dante'ye ustam dediği şair Virgilius eşlik ederken Faust'a iblis Mefistofeles eşlik eder.
5. İki kitapta da mitolojik ögeler geniş yer tutmaktadır. Dante bunu serinin geneline yaymışken Goethe, Faust'un 2.cildini nerdeyse hepsini mitolojiye ayırmış.
İlahi Komedya'yı okurken aldığım zevki Faust'u okurken de aldım. Dünya nimetlerinden faydalanmak için insanın neleri göze alacağını görmek açısından önemli bir okuma oldu.
Son olarak şunu da belirteyim ki kesinlikle doğu batı yayınlarından çıkan İclal Cankorel çevirisini okuyun. Önsözü, bilgilendirici dipnotları, muhteşem manzum ve tam metin çevirisiyle rakipsiz bir kitap olmuş. Zaten piyasadaki can iletişim gibi büyük yayınevlerinin neden hâlâ sağlam bir Faust çevirisi basmadıklarını anlayabilmiş değilim. Bilen varsa lütfen bana da söylesin.
Kitap hakkında konuşmadan önce Goethe'nin hayatı hakkında kısa bir bilgiye sahip olmak gerektiğini düşünüyorum. Üniversite eğitimim döneminde almış olduğumuz alman edebiyatı dersinde Goethe'nin hayatını iyi bir şekilde inceleme fırsatımız olmuştu.
Çünkü yazarın hayatı, eseri belli bir ölçüde etkilemiş. Gençlik döneminde yaşadığı aşk ve bunun üzerine werheri yazması daha sonra İtalya seyahatiyle başlayan antik kültüre karşı doğan ilgisini eserde sık sık görebilirsiniz.
Faust eserini uzun yıllar sonra tamamlayan Goethe,
birinci ciltte yaşamış olduğu aşkı ve acısını Deutsche Romantik ve o günün yozlaşmış totaliter rejimiyle bütünleştirmeye çalışmış ve gayette başarılı olmuş.
İkinci ciltte ise daha çok bu durumu ilahlaştırıp antik kültürle sentezlemiş. Gotik bir hal alan ikinci ciltte Goethe büyük bir karmaşanın içinden kimin haklı kimin haksız veya insan evladının doymayan nefsinin ne kadar uçsuz olduğu edebi bir dille yansıtmayı başarıyor.
Son olarak söylemek istediğim, kitabın çevirisi çok zor yapılmış duruyor çünkü bazı kelimelerin gerçekten türkçede karşılığı yok veyahut almanca bir kelime ile anlatıla bilen durum türkçede cümle ile ancak çevirilebiliyor. Çevirmenin bunun sıkıntısının çok çektiğini almanca bilen birisi olarak net bir şekilde görebildim.