Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Ev - Nermin Yıldırım | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Ev Kitap Bilgileri


Yazar: Nermin Yıldırım
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 55 dk.
Sayfa Sayısı: 456
Basım Tarihi: Kasım 2020
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2020
Yayınevi: Hep Kitap
ISBN: 9786051923994
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Ev Kitap Tanıtımı


… hayata tutunmak için inanmaya mecbur kaldığımız bütün yalanlar günü gelince açığa çıkıyor. Ve sonra biz ölmüyoruz. Daha kötü bir şey oluyor. Öğrendiklerimizle yaşamaya devam ediyoruz. Nermin Yıldırım bizleri uzun bir yürüyüşe çıkararak, kendini evinde hissedemeyenlerin, evinden zorla koparılanların, kaçmak zorunda kalanların, hiçbir yere sığınamayanların dünyasına ortak ediyor. Sürprizlerle dolu bu yolu adımlarken, bir yandan bir kere koptuktan sonra artık anakaraya bağlanamayan adacıkların uğultulu sesine kulak veriyor, bir yandan da kendimizi seyrettiğimiz aynaların öbür tarafındakilerle yüzleşiyoruz. Romanlarında okuru aile, toplum ve bellek ekseninde yolculuklara çıkaran Yıldırım, duyarlı sesi, nüktedan ve kıvrak diliyle hafızanın iplerini kâh salıp kâh sararak sımsıkı bir yumak oluştururken, “küçük ve muhteşem hayatlarımız”a bambaşka gözlerle bakmamızı sağlıyor.




Ev Kitaptan Alıntılar


1. "- Sevmiyorsun fotoğraf çektirmeyi.
+Sevmiyorum.
- Niye? Hatıra kalıyor, ne güzel.
+Hatıraları da sevmiyorum."




2. "- Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
+Yalnız!"




3. "- Tanısan çok seversin.
+Tanımasam daha çok severim."




4. "Uyutmayan neyse yola düşüren de o işte, belli."




5. "Onu hatırlamam gerekmiyor, çünkü hiç unut­muyorum."




6. "Acıdığını biliyorum. Ama geçecek. Söz veriyorum, geçe­cek."




7. "- Ne arıyordun ki?
- “Evimi”"




8. "İnsan bazen başına geleni yok sayarak atlatmak ister."




9. "Yal­nız kalmak istiyorum."




10. "Herkes ayrı tımarhanelik!"




11. "Beni çok sevsen keşke.Biraz da olur…"




12. "Ama o ilk aşk… o kendini koşulsuz verme, katıksız mutluluk hali, o her şeyin iyi olacağını duyulan mutlak ve kirlenmemiş inanç, Allah’ım ne güzel, ne biricik hazineydi."




13. "Hayat ne acayip bilmece. Birinin hatırlamadığı, öbürünün unutamadığı olur hep böyle."




14. "...hayata tutunmak için inanmaya mecbur kaldığımız bütün yalanlar günü gelince açığa çıkıyor. Ve sonra biz ölmüyoruz. Daha kötü bir şey oluyor. Öğrendiklerimizle yaşamaya devam ediyoruz."




15. "Ne var ki en çok acıyan yerlerden bahsetmek öyle kolay olmuyor…"





Ev Kitap İncelemeleri


Hiç bir yazarın zihninizi okuduğunu düşündüğünüz oldu mu? Yazılan cümleler içinde hem kendinizi görürken hem de kaybolduğunuzu hissedip ne yapacağınızı şaşırdınız mı? Ben ne zaman Nermin Yıldırım okusam tam olarak bunları hissediyorum.

Ev, kendi çekirdek ailesi ile birlikte yaşayamayan bir kız çocuğunun, başka evleri yurt edinmeye çalışmasını konu ediniyor. Ama nasıl konu edinme! Öyle gürültülü geçimsiz aile hikayelerinden ziyade detaylarla bezenmiş bir kurgu. Çekilen bir aile fotoğrafının, uzatılan bir tuzluğun, okşanmayan bir saçın hikayesi daha çok.

Kurgu 3 koldan ilerliyor. Bir yandan bi' şehirden başka bi' şehre yürüyüş yapılırken karşılarına çıkan insanların hikayeleri ile zenginleşirken, bir yandan karakterimiz geçmişindeki bazı anılara dönüyor, bir yandan ise, benim en can alıcı bulduğum, daha önce gitmiş olduğu terapi seanslarını hatırlayarak ilerliyor. Ve bu üç kolun birleşimi sonucu bütüncül bir karakter ve hikaye ortaya çıkıyor.

Fiziksel bir yolculuk esnasında, kendi içimize dönebildiğimiz, olayları dramatize etmeden mutluluğun küçük şeylerde saklı olduğunu (dolayısıyla bu küçük şeylerin yapılmadığındaki mutsuzluğunu) anlatan bu kitabı ben çok severek okudum. Sadece yazarın anlatmak istediği derdini yer yer didaktik bulduğumu söylesem de, kurgunun akışına kendimi bıraktığımda bu durum beni çok fazla etkilemedi.

Nermin Yıldırım'ın içe dokunan, bir yandan üzerken bir yandan güldüren kalemiyle tanışmanız dileğiyle.

İyi okumalar.




Travmatik ruhlar kraliçesi Nermin Yıldırım, her kitabında olduğu gibi beni yine bir büyünün etkisi altında bıraktı... Ev'i ilk okuyanlardan olduğum için şanslı hissediyorum kendimi açıkçası.

Ev; bir tutunma çabası, bir arayış hikâyesi, bir içsel yolculuk... Yazarın okuduğum her kitabında kendi içinin duvarlarına çarpan kadın karakterlerle karşılaşıyorum; elinden tutmak, sarılıp dertleşmek istediğim... Yorgun, mutsuz, itilmiş ve yapayalnız kadınlar... Anka kuşu misali küllerinden yeniden doğan kadınlar... Pes etmiş, mücadeleyi bırakmış, tükenmiş gibi görünen; ama aslında bir yanıyla hep güçlenmeye ve ayağa kalkmaya arzulu kadınlar...

Ev'deki Seher de işte o kadınlardan biri. Çocukluğundan beri hiç ailesi, yuvası, evi olmamış; her fotoğraf karesinde kendisini fazlalık olarak görmüş, aidiyet duygusu hiç gelişememiş ve bu durumun sonuçları ne yazık ki tüm hayatına sirayet etmiş... Seher, arkadaşı Oğuz ile Portekiz'den Santiago'ya yürümek ve oradan da dünyanın sonu olarak bilinen Finisterra'ya gitmek amaçlı çıktığı yolculukta içsel hesaplaşmalarıyla hemhalken, biz de onun çocukluğundan günümüze yaşadıklarına tanık oluyoruz. Nermin Yıldırım'ın her kitabı bende yutkunma güçlüğüne sebep oluyor. Bu kitabını da boğazım düğüm düğüm okudum yine. Kitabın sonunda eski kitaplarından Unutma Beni Apartmanı'na da bir selam çakıyor yazarımız.

Ne diyebilirim ki, zaten ne desem eksik kalacak. Ne kadar övgü yağdırsam da yetmeyecek. Çok ama çok sevdim. Okuyun, okutun, hediye edin. Bakın çok güzel hediye olur bu kitaptan. Sağlıcakla, kitapla kalın...




Nermin Yıldırım'ın son kitabı Ev.. Başından beri tüm kitaplarını okuduğum ve her yeni kitabını heyecanla beklediğim harika ötesi yazar! Travmatik ruhların buluşma noktası sanki tüm kitapları.. tüm kahramanlar kadın ve kahramanın ağzından yazılıyor hikaye..10 üzerinden 10 yine!
Kitaba gelince, daha el kadar bebekken anne ve babası ayrılan Seher, babasının kardeşleri tarafından büyütülmüş ve sürekli ev değiştirmiştir. Üniversite çağında ilk kez kendi evi olmuş ve ev arkadaşı, can yoldaşı Kader'in dramatik ölümü ona büyük travma yaşatmıştır.. Bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Kendisi çok istemese de ona daima yakın olan Ogo adındaki arkadaşı da bu yolda ona eşlik eder. Portekizden İspanyaya: Camina De Santiago..Yoldaki karakterlerin neredeyse hemen hepsi o kadar sevimli o kadar içtendi ki, kucaklayasım geldi.. Ogo..keşke benim arkadaşım olsa dedim.. Şerbet.. peşlerine takılan 2 yaşında bir Alman kurt köpeği.. benim olsa dedim.. Yakup.. yaraların ilk merhemi.. herkesin karşısına çıksa böyle dedim..Her karşılaştığı şeyde, nesnede, olayda, seste çocukluğuna ve yaşadığı evlere giderek, yolu dalgın ve düşünceler içinde bitiren huysuz Seher'imiz, sözleştiği gibi Kader'le buluşabilecek mi? kendine verdiği sözü tutabilecek mi? onu soluksuz okuyunca anlayacaksınız..
Çok fazla altını çizdiğim cümle oldu.. Bir sonraki maceraya kadar siz de Nermin Yıldırım'la kalın mutlaka diyorum, şiddetle tavsiyemdir..




Çocukların umutlarını yuva yapan neydi?
Sığındığımız yer miydi yuva? Gittiğimiz mi, terk ettiğimiz mi, döndüğümüz mü yoksa?
Bir yürüyüş hikayesi okurken aynı zamanda içsel bir yolculuk yaptık. Harika bir serüvendi. Okurken Seher ile birlikte gözlerimin içi yandı ağlayamamaktan, olanları hatırlamak için zorladım kendimi, bazen yorgunluktan ayaklarım zonkladı. Zaman zaman kızdım Seher 'e, bazen sardım sarmaladım küçük kızı. Dokunaklı bir kitap, okuduktan sonra bitmeseydi keşke deyip farklı farklı senaryolar yazdım kitap hakkında.
Ev... Hepimiz için farklı anlamlar ifade ediyor aslında. Ev ev, şehir şehir gezen, hiçbir yere ait hissedemeyen, hiçbir aile fotoğrafında bulunmayan Seher 'i okuduktan sonra eve bakış açım da değişti. Sadece taştan duvarlar olarak görmüyorum artık bizi sarıp sarmalayan kişiliğimizi oluşturan yuvanın önemini fark etmemi sağladı. İnsanın içinde oluşan boşluklar, sevgi ve şefkat isteği...
Başarılı ve güçlü bir kadın karakter okuyoruz aslında kitapta. Düşse de, yorulsa da pes etmeyen, mücadele eden, ayağa kalkmak için çabalayan Seher 'i okuduk.
Burası dünya. Hem tatlı hem ekşi, kekre bir rüya. Seher' in dünyasını, rüyalarını, çocukluğunu, kaybolmalarını ama asla vazgeçmeyişini ben çok sevdim ve çok etkilendim.




Bu yorum spoiler içerebilir.
Uyarımı yaptığıma göre incelemeye geçiyorum. Nermin Yıldırım'ın eserlerini okumaya devam etmemin sebebi müthiş bir genel kültür seviyesinin oluşu ve kitaplarında bunu aktarabilmesi. Ama okuduğum 3 kitabında da neredeyse aynı imgeleri görmek beni sıkmıştı. Bu sorunu kitabın sonuna doğru bir nebze olsun çözüme kavuşturdum(tam değil) nasıl kavuşturduğum konusuna birazdan geleceğim ama önce fikirlerimi aktarmak istiyorum.
1. Yazarın acınacak kişi olmak ile ilgili derin bir aşağılık kompleksi olduğunu düşünüyorum.
2. EMDR yöntemini araştırdım ve gerçekten mantıklı buldum.
3. Camino de Santiago hayali soktu aklıma bu kitap, yolculuğu çok güzel ve imrenilesi anlatmış.
4. Kitapta bir noktada Kuleşov etkisinden bahsediyor ancak anlattığı olayın Kuleşov etkisi ile benzerlik kurduğu kadar ortak bir noktası yok bence. Yani benzeşmeyen bir benzetme olmuş.
5. Yazarın diğer kitaplarında da bahsettiği bir evsizlik hissiyatı var ve bu bir süre sonra baygınlık hissi veriyor.
6. Yazarın psikiyatrik hastalar ile bir ortak paydası var muhtemelen çünkü hikayelerinin ana karakterleri hep öyle kişiler.
7. Karakterlerin aynılığı (yani diğer kitaplardaki karakterlerine benzeyişi) sıktı.

Ama şöyle bir nokta var son madde konusunda. Yazar kitabın sonunda kendini yazdığına dair bir imada bulunduğu için bu aynılık bir nebze tolere edilebilir gibi geldi.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: