Ernesto Sabato En Beğenilen Sözleri
1. "Çok ilginç ama yaşamak gelecekte anılar inşa etmekten başka bir şey değil..."
- Tünel
2. "... yüreğimde hissettiğim yalnızlığın, boşluğun yoğunluğunu anlatamam! Beni ıssız adamdan kurtaracak olan son geminin de yardım çığlıklarımı duymadan çekip gittiğini görüyordum. Aniden yaşlanmışım gibi bedenim iki büklüm kalakaldı."
- Tünel
3. "Belirsizlik beni her zaman tedirgin eder."
- Tünel
4. "Zaman zaman her şey anlamsız geliyor."
- Tünel
5. "…biliyorsunuz bir şeyden nefret etmek için nedenlerinizin çokluğu, onu tanımanızla doğru orantılıdır."
- Tünel
6. "Ayrıntılara gereksinmem vardı, beni genellemeler değil, ayrıntılar heyecanlandırır."
- Tünel
7. "... ne olursa olsun tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki; çocukluğumun, gençliğimin, tüm yaşamımın içinde geçtiği o tünel."
- Tünel
8. ""...Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki.""
- Tünel
9. "Dünya değersiz ve kötüydü ama ben onun bir parçasıydım."
- Tünel
10. "Dünyanın korkunç bir yer olduğunu göstermek için fazla kanıta gerek yok."
- Tünel
11. "Dünya değersiz ve kötüydü ama ben de onun bir parçasıydım."
- Tünel
12. "Tüm yaşamımız kayıtsız gök cisimlerinden oluşmuş bir çölde attığımız ortak çığlıklardan mı oluşuyordu?"
- Tünel
13. "Kendi ruhumun da pek çok kez kibre, korkaklığa, küstahlığa, hırsa ev sahipliği yapmış olduğunu biliyorum."
- Tünel
14. "Beynim kaynıyordu sanki, üstelik sinirli olduğumda düşünceler beynimin içinde başı dönen bir balet gibi yalpalarlardı; böyleyken bile ya da bu yüzden onlara hükmedip, düşüncelerimi düzene sokmaya alışmıştım, yoksa deli olmam işten bile değildi."
- Tünel
15. "Sonsuz bir bekleyiş gibi geldi. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Saatlerin evrensel ve ortak, duygularımızdan, kaderlerimizden, bir aşkın doğuş ya da bitiş sürecinden, bir ölünün başında geçen zamandan haberi bile olmayan zamanından ne kadar aktı bilmiyorum. Ama benim kendi zamanım pek çok şeyle, kimi zaman geri dönüşlerle doluydu; kimi zaman karanlık ve girdaplı bir nehir, kimi zaman Maria'yla birbirimize baktığımızdaki gibi sakin ve kımıltısız bir deniz, ya da bizi sürükleyen bir ırmak oldu; onun atının üzerinde saçlarını, rüzgarda savurarak ve gözleri sulanarak dört nala gittiği, benim güneydeki köyümde, hasta odamda burnumu cama dayamış, ıslak gözlerle dışarıda yağan kara baktığım çocukluk düşlerim gibi sonsuz ve karmakarışıktı. Sanki birbirine paralel geçitlerde ya da tünellerde yürüyorduk."
- Tünel
16. "İnsanlar birbirini tekrarlar, aynı üslubu kullanırlar, diğerlerinden üstün olduklarına inanırlar."
- Tünel
17. "Artık insanların hiç utanmadıklarını fark ettiniz mi?"
- Direniş
18. "Dünyayı asla sevemedim ve insanlardan hep tiksindim, özellikle de insan kalabalıklarından..."
- Tünel
19. "Kafamın içi karanlık bir labirent gibi. Zaman zaman bazı koridorları aydınlatan şimşekler çakıyor. Bazı şeyleri neden yaptığımı hiç bilemiyorum. Hayır bu değil..."
- Tünel
20. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
21. "Ah! Mutlu zamanlarım o kadar kısa sürüyor ki..."
- Tünel
22. "Yüreğimde hissettiğim yalnızlığın, boşluğun yoğunluğunu anlatamam!"
- Tünel
23. "Sanki kaygımı hissetmiş, düşünce ve duygu ortaklığı kurma gereksinmemin ayırdına varmış gibi bir an için bakışları yumuşadı, sanki aramızda bir köprü kurmak istiyordu ama ben bu köprünün geçici, çürük, dipsiz bir uçurumun üzerine kurulmuş olduğunu hissediyordum."
- Tünel
24. ""Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse, geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar, hepsi bu."
- Tünel
25. "Mutluluk acıyla çevrilidir."
- Tünel
26. "Belirsizlik beni her zaman tedirgin eder."
- Tünel
27. "Zaman zaman her şey anlamsız geliyor."
- Tünel
28. "... oysa aşkımızın sonsuzluğuna inanmıştım."
- Tünel
29. "... ölüm bir tür uyanıştı. Ama neye uyanmak? İşte bu kesin ve sonsuz hiçe uyanmanın çözümsüzlüğüydü beni intihar etmekten alıkoyan. Her şeye rağmen insanın var olana bir tutunmuşluğu vardı."
- Tünel
30. "İnsanın yaşadığı her saat varoluşumuzda canlı bir yere sahiptir, sadece bir kez yaşanabilir ve yerinin doldurulması sonsuza kadar mümkün olmayacaktır."
- Direniş
31. "Her çocuk şarkı söyleyen, dans eden, resim yapan, hikâyeler anlatan ve kareler kuran bir sanatçıdır."
- Direniş
32. "Dünyanın korkunç bir yer olduğunu göstermek için fazla kanıta gerek yok, yalnızca şunu dinleyin yeter: Bir toplama kampında açlıktan yakınan eski bir piyanisti fare yemeye zorlamışlar hem de canlı canlı."
- Tünel
33. "... sadaka yalnızca verenin kendini iyi ve cömert hissetmesine yarar, veren ruh huzurunu ve "cömert" unvanını satın alır."
- Tünel
34. "Canınız ne isterse onu düşünebilirsiniz, umurumda bile değil, bir süredir insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum."
- Tünel
35. "Yalnızca kendimizi düşünmeye hakkımız yok, dünya çok karmaşık."
- Tünel
36. "~
..
~"
- Tünel
37. "Tüm evlerde art arda yaşanan pişmanlıklar nedeniyle ağırlaşmış yürekler var"
- Direniş
38. "İnsanlar birbirini tekrarlar, aynı üslubu kullanırlar, diğerlerinden üstün olduklarına inanırlar."
- Tünel
39. "... bir şeyden nefret etmek için nedenlerinizin çokluğu onu tanımanızla doğru orantılıdır."
- Tünel
40. "Mutluluk acıyla çevrilidir."
- Tünel
41. "İnsanın insanlığı, öteki için fedakârlıkta bulunmasıdır."
- Direniş
42. "Her şey gözüme geçici, uçucu, gereksiz, değersiz göründü."
- Tünel
43. "Canınız ne isterse onu düşünebilirsiniz, umrumda bile değil, bir süredir insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum."
- Tünel
44. "İsteyen istediğini düşünebilir, benim için önemsizdir. Ben, insanların görüş ve adaletine çoktan aldırış etmez oldum."
- Tünel
45. "~
..
~"
- Tünel
46. "... o kadar çok felaket, kötücül ve zalim yüz, kötü davranış anımsıyorum ki, belleğim iğrenç bir utanç müzesini aydınlatan sefil bir ışığı andırıyor."
- Tünel
47. "~
Canınız ne isterse onu düşünebilirsiniz, umrumda bile değil, bir süredir
insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum.
~"
- Tünel
48. "Bu sık sık başıma geliyordu: Gerekli ve uygun bulduğum bir davranışı yapmama engel olan şeylerle kıyasıya dövüşüyor ve sonunda tam yenilgimi ilan ediyordum ki kader araya giriyor ve haklı olduğumu ortaya çıkarıyordu."
- Tünel
49. "Genellikle bu dünyada yapayalnız olma duygum gururlu bir üstünlük hissinin eşliğinde ortaya çıkar: İnsanların değersiz olduğunu düşünürüm; kirli, çirkin, beceriksiz, cimri, kaba, sığ yaratıklardır. Yalnızlığım beni korkutmaz, hatta görkemlidir."
- Tünel
50. "İnsan zamanla ölümün katlanılabilir hatta rahatlatıcı olduğunu öğrenir."
- Tünel
51. ""Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse, geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar hepsi bu."
- Tünel
52. "Maskelerin ardında ne çok gözyaşı vardır!"
- Direniş
53. "İnsan öleceği zaman kendini sadece anılarıyla savunabilir"
- Direniş
54. "~
…
~"
- Tünel
55. "~
O kadar çok felaket, kötücül ve zalim yüz, kötü davranış anımsıyorum ki, belleğim iğrenç bir utanç müzesini aydınlatan sefil bir
ışığı andırıyor.
~"
- Tünel
56. "~
“
.”
~"
- Tünel
57. "rekabet silahsız savaştır"
- Direniş
58. "Aşk nasıl da insanın gözünü boyuyor, her şeyi nasıl da değiştiriyor. Dünyanın güzelliğiymiş! Gülmekten katılacağım!"
- Tünel
59. "~
.
Kadının ……. …….. 'yi okuyup okumadığını sorduğunu duydum.
~"
- Tünel
60. "~
…
~"
- Tünel
61. "''...ıssız bir plaj ve denize bakan bir kadın. Bir şey bekliyormuş gibi bakan bir kadındı bu, belki de uzaklığın zayıflattığı bir çağrı. Sahne, bana göre, kaygılı ve salt bir yalnızlık esinletiyor.''"
- Tünel
62. "~
..
!
~"
- Tünel
63. "Mutluluk acıyla sarılmış."
- Tünel
64. "Gerçek özgürlük birileri adına gücü ele geçirmek değil, otoritenin kötüye kullanılmasına karşı çıkmak için herkesin sahip olacağı güçtür."
- Direniş
65. "~
Rusça bir romanı asla bitirememişimdir. O kadar emek vermek gerekiyor ki...
.
~"
- Tünel
66. "İnsanlar azizlik ve günah, ten ve ruh, iyilik ve kötülük arasında salınırlar."
- Direniş
67. "İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak biçimde yozlaştırır."
- Direniş
68. "Kafamın içi karanlık bir labirent gibi. Zaman zaman bazı koridorları aydınlatan şimşekler çakıyor. Bazı şeyleri neden yaptığımı hiç bilemiyorum."
- Tünel
69. "Aslında susuzluktan öldüğümüz halde kendi kendimize yetermiş gibi görünmekten vazgeçseydik ve yaşamaya devam etmek için bir başkasına duyduğumuz büyük ihtiyacı kabullenmeye cesaret etseydik ne çok kötülük bertaraf edilebilirdi!"
- Direniş
70. "İnsanın kendini ifade etmekteki amacı başkalarına ulaşmak, tutsaklığından ve yalnızlığından kurtulmaktır."
- Direniş
71. "''...Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor.""
- Tünel
72. "Saygımızı ve şükran duygumuzu yitirdik!"
- Direniş
73. "Kafam gerçek bir cehennemdi."
- Tünel
74. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içinde doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
75. "Zaman zaman her şey anlamsız geliyor."
- Tünel
76. "İnsanlar hayatlarını daha insanca yaşayacakları kararları alırlarsa işlerini kaybetmekten, kovulmaktan, kendilerini iş arayan kalabalıkların arasında bulmaktan korkuyorlar."
- Direniş
77. "Yaşamak istediğimiz şeyle yaşamın çoğunu ele geçiren gündelik koşturmacalar arasında yüreklerimizde bir çatlak oluşur ve bir sürgünün toprağından koparılışı gibi insanı mutluluktan ayırır."
- Direniş
78. "Zaman zaman her şey anlamsız geliyor. Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
79. "Mutluluk acıyla çevrilidir."
- Tünel
80. "“Mutluluk acıyla çevrilidir”"
- Tünel
81. "...biliyorsunuz bir şeyden nefret etmek için nedenlerinizin çokluğu onu tanımanızla doğru orantılıdır."
- Tünel
82. "Ayrıntılara gereksinmem vardı, beni genellemeler değil, ayrıntılar heyecanlandırır."
- Tünel
83. "Çok ilginç ama yaşamak gelecekte anılar inşa etmekten başka birşey değil."
- Tünel
84. "Eğer bir kadın babasını aldatabiliyorsa başka bir adamı da rahatça aldatır."
- Tünel
85. "Gerçek hiç bir zaman yalın değildir."
- Tünel
86. "" Genellikle bu dünyada yapayalnız olma duygum gururlu bir üstünlük hissinin eşliğinde ortaya çıkar: İnsanların değersiz olduğunu düşünürüm; kirli, çirkin, beceriksiz, cimri, kaba, sığ yaratıklardır. Yalnızlığım beni korkutmaz, hatta görkemlidir. ""
- Tünel
87. "Ne olursa olsun tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki; çocukluğumun, gençliğimin, tüm yaşamımın içinde geçtiği o tünel. Aradaki duvarın cama dönüştüğü bir anda o kızı görmüş ve safça benimkine paralel başka bir tünelde yolculuk ettiğini düşünmüştüm, ama o gerçekte geniş dünyaya, sınırları olmayan dünyaya, tünellerde yaşamayanların dünyasına aitti; belki de salt meraktan benim garip pencerelerimden birine yaklaşmış, çaresiz yalnızlığımı izlemiş, dilsiz lisanım, resmimin püf noktası merakını uyandırmıştı. Ben durmadan tünelimde ilerlerken o dışarıda, sıradan yaşamını, insanların şu danslar, kutlamalar, neşe ve uçarılıklarla dolu çalkantılı hayatını yaşıyordu. Arada bir pencerelerimden birinin önünden geçerken sessiz ve kaygılı beni bekliyordu (neden bekliyordu? Neden sessiz ve kaygılı?); ama bazen zamanında gelmiyor, bu tutsak zavallıyı unutuyordu ve ben burnumu cama yapıştırıyor, onu uzakta gülerken ya da tasasızca dans ederken görüyordum; ya da daha da kötüsü hiç görmüyor, ulaşılmaz ve duygusuz bir yerlerde olduğunu düşlüyordum. Ve kaderimin sonsuz yalnız, kendi tahminimden de yalnız olduğunu hissediyordum."
- Tünel
88. "Hiç kimse gerçek bir cinayetin öyküsünü başından sonuna dek okuma fırsatını elinden kaçırmak istemez."
- Tünel
89. "Dünyanın korkunç bir yer olduğunu göstermek için fazla kanıta gerek yok."
- Tünel
90. ""Çölün ortasında kalakalmış ama hızla yer değiştirmek isteyen biri gibi, anlatabildim mi? Hızın bir önemi yoktur çünkü nereye giderseniz gidin manzara değişmeyecektir.""
- Tünel
91. "Dünya değersiz ve kötüydü ama ben de onun bir parçasıydım."
- Tünel
92. "" Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki.""
- Tünel
93. "Çok ilginç ama yaşamak gelecekte anılar inşa etmekten başka bir şey değil."
- Tünel
94. "•
Bir şeyden nefret etmek için nedenlerinizin çokluğu onu tanımanızla doğru orantılıdır."
- Tünel
95. "Kendini beğenmişlik insanın karşısına, onu en az beklediği yerde çıkar."
- Tünel
96. "İnsan zamanla ölümün katlanılabilir hatta rahatlatıcı olduğunu öğrenir."
- Tünel
97. "Bir şeyden nefret etmek için nedenlerinizin çokluğu onu tanımanızla doğru orantılıdır."
- Tünel
98. "Bir türlü neşelenmeyi beceremiyordum. Sanki derinlerde biri bana hüzünlü kalmamı öneriyordu."
- Tünel
99. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
100. "Bazı insanlar dar görüşlü, kirli ve ikiyüzlü olduklarının ayırdına varana dek kendilerini "özel" sanabilirler."
- Tünel
101. ""Televizyon kitlelerin afyonudur ""
- Direniş
102. "Apaçık ortada olan şeyleri söylemek gerekir mi?"
- Tünel
103. "Tüm yaşamımız kayıtsız gök cisimlerinden oluşmuş bir çölde attığımız ortak çığlıklardan mı oluşuyordu?"
- Tünel
104. "bir süre sonra yaşadığımız her şeyin sahte olduğu izlenimine kapıldım."
- Tünel
105. "" Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki. ""
- Tünel
106. "Dünyanın korkunç bir yer olduğunu göstermek için fazla kanıta gerek yok, yalnızca şunu dinleyin yeter: Bir toplama kampında açlıktan
yakınan eski bir piyanisti fare yemeğe zorlamışlar, hem de canlı canlı."
- Tünel
107. "Canınız ne isterse onu düşünebilirsiniz, umrumda bile değil, bir süredir insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum."
- Tünel
108. "Bu kabustan kurtulmanın tek çaresi ölümdü, ölüm bir tür uyanıştı."
- Tünel
109. "Her şeye rağmen insanın varolana bir tutunmuşluğu vardı."
- Tünel
110. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
111. "Her şeye rağmen insanın var olana bir tutunmuşluğu vardı."
- Tünel
112. "Deneyimlerimle biliyorum ki benim için açık ve doğal olan pek çok şey benzerlerim için öyle değil."
- Tünel
113. "Benim resmimi anlayan tek bir kişi vardı. Şimdi kalabalıklar tüm bu resimleri kendi aptal bakış açılarından yorumlayacaklar. Ve bu cehennemin duvarları, böylece, her geçen gün daha sıkı kapanacak üzerime."
- Tünel
114. "Kalbimde inanılmaz bir şefkat duyuyordum, dünya gözüme öyle güzel görünüyordu ki! Bir yaz akşamüstü kaldırımlarda oynayan çocuklar. Aşk nasıl da insanın gözünü boyuyor, her şeyi nasıl da değiştiriyor."
- Tünel
115. ""Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse, geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar, hepsi bu."
- Tünel
116. "''...onda yaşını aşan bir şey vardı; çok şey yaşamış insanlara özgü o tipik hava. Beyaz saçlar, kırışıklıklar ya da benzer bedensel şeyler değil, tam tersine belirsiz ve kesinlikle ruhsal bir şeydi bu...''"
- Tünel
117. "Dünyayı asla sevemedim ve insanlardan hep tiksindim, özellikle de insan kalabalıklarından."
- Tünel
118. "“Benim suçumdu” dedim."
- Tünel
119. ""Sizinle konuşmam gereken bir şey var.""
- Tünel
120. "Ölüm bir uyanıştı. Ama neye uyanmak? İşte bu kesin ve sonsuz hiçe uyanmanın çözümsüzlüğüydü beni intihar etmekten alıkoyan."
- Tünel
121. ""Ayrıldığımızdan beri her saniye sizi düşünüyorum.""
- Tünel
122. "Ah! Mutlu zamanlarım o kadar kısa sürüyor ki ..."
- Tünel
123. "Belirsizlik beni her zaman tedirgin eder."
- Tünel
124. "Ölüm bir uyanıştı. Ama neye uyanmak? İşte bu kesin ve sonsuz hiçe uyanmanın çözümsüzlüğüydü beni intihar etmekten alıkoyan."
- Tünel
125. ""Yalnızca kendimizi düşünmeye hakkımız yok, dünya çok karmaşık," demişti."
- Tünel
126. "Özgürlüğü yaratan ayrıcalıklar değil sorumluluklardır."
- Direniş
127. "Dünyayı asla sevemedim ve insanlardan hep tiksindim, özellikle de insan kalabalıklarından."
- Tünel
128. "Genellikle bu dünyada yapayalnız olma duygum gururlu bir üstünlük hissinin eşliğinde ortaya çıkar."
- Tünel
129. "Beni ıssız adamdan kurıaracak olan son geminin de yardım çığlıklarımı duymadan çekip gittiğini görüyordum."
- Tünel
130. "...eğer bir şey açık seçik görülebiliyorsa ve basit bir nedeni varmış gibi gözüküyorsa inanın bana altında çok daha karmaşık nedenler yatıyordur."
- Tünel
131. "Son zamanlarda sık sık sözü edilen Doktor Goldenberg gibi kimilerini adlarıyla tanıyordum, bir kadını iyileştireyim derken ikisi de tımarhanede bulmuşlardı kendilerini."
- Tünel
132. "Dünyanın korkunç bir yer olduğunu göstermek için kanıta gerek yok..."
- Tünel
133. "Tek başardığımız birbirimizi bir kez daha acımazsızca kırmak..."
- Tünel
134. "İnsan zamanla ölümün katlanılabilir hatta rahatlatıcı olduğunu öğrenir."
- Tünel
135. "Aşık olmanın ve sevmenin pek çok biçimi vardır."
- Tünel
136. ""Kafamın içi karanlık bir labirent gibi. Zaman zaman bazı koridorları aydınlatan şimşekler çakıyor."
- Tünel
137. "Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki."
- Tünel
138. "İnsanlar birbirini tektarlar, aynı üslubu kullanırlar, diğerlerinden üstün olduklarına inanırlar."
- Tünel
139. "Aynı insanla Berlin'de, İtalya'nın tanınmamış bir köşesinde ya da Buenos Aires'te bir kitapçıda karşılaşmışlığım vardır. Tüm bu karşılaşmaları şansa bağlamak olası mı?"
- Tünel
140. "Hâlâ yüceliği talep edebiliriz. Bu cesareti kendimizde bulmamızı istiyorum. Hepimiz bazen teslim oluruz. Ama hiç tükenmeyen bir şey vardır ki bu da, insanlık durumunu tehdit eden bu depremden bizi yalnızca manevi değerlerimizin kurtaracağına olan inançtır."
- Direniş
141. "Yalnızlığım beni korkutmaz, hatta görkemlidir."
- Tünel
142. ""Bir körü kandırıyorsun!""
- Tünel
143. "beni genellemeler değil, ayrıntılar heyecanlandırır."
- Tünel
144. "Çok ilginç ama yaşamak gelecekte anılar inşa etmekten başka bir şey değil"
- Tünel
145. ""Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki. ""
- Tünel
146. "Dünyayı asla sevemedim ve insanlardan hep tiksindim, özellikle de insan kalabalıklarından."
- Tünel
147. "Yalnızca kendimizi düşünmeye hakkımız yok, dünya çok karmaşık"
- Tünel
148. "Belirsizlik beni her zaman tedirgin eder."
- Tünel
149. "Arayı fazla açmadan tekrar görüşmek konusunda anlaştık. Onu hemen ertesi gün görmek istediğimi söylemek bana utanç veriyor, onu görmeyi sürdürmek istiyordum, benden hiç ayrılmamasını diliyordum. Belleğim çok güçlü olmasına rağmen açıklamam olanak dışı olan birtakım boşluklar var..."
- Tünel
150. "Belirsizlik beni her zaman tedirgin eder."
- Tünel
151. "Aşk nasıl da insanın gözünü boyuyor, her şeyi nasıl da değiştiriyor. Dünyanın güzelliğiymiş! Gülmekten katılacağım!"
- Tünel
152. "Benim resmimi anlayan tek bir kişi vardı. Şimdi kalabalıklar tüm bu resimleri kendi aptal bakış açılarından yorumlayacaklar. Ve bu cehennemin duvarları, böylece, her geçen gün daha sıkı kapanacak üzerime."
- Tünel
153. "Düşüncelerimi hızla giden bir
aracın içindeki kör ve uyuşuk bir solucana benzetiyordum."
- Tünel
154. ""Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse, geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar, hepsi bu."
- Tünel
155. ""Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oyna-mak için başkaları doğuyor.""
- Tünel
156. "Bir kadını iyileştireyim derken ikisi de tımarhanede bulmuşlardı kendilerini."
- Tünel
157. "Tanımadıkları bir kadınla sohbet etmekte güçlük çekmeyen pek çok erkek tanıyorum. İtiraf etmeliyim ki onlara çok özeniyorum, hiçbir zaman bir kadın avcısı olmadığım için ya da kadınlara tavlamak fikriyle yanaşmadığım için geçmişte elime geçirdiğim bir iki fırsatı değerlendiremediğime üzüldüğüm olmuştu."
- Tünel
158. "“... kaybolmuş başka bir değer de utanç. artık insanların hiç utanmadıklarını farkettiniz mi?”"
- Direniş
159. ""Artık çiçeklerin bile kokusu kalmadı.""
- Direniş
160. "" ... Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki.""
- Tünel
161. ""Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse, geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar, hepsi bu."
- Tünel
162. "Görünüşe aldırma, beni her şeyin aslı ilgilendiriyor."
- Tünel
163. "Eğer seni sevemezsem ölürüm."
- Tünel
164. "Saatlerin evrensel ve ortak, duygularımızdan, kaderlerimizden, bir aşkın doğuş ya da bitiş sürecinden, bir ölünün başında geçen zamandan haberi bile olmayan zamanından ne kadar aktı bilmiyorum."
- Tünel
165. ""Aşık olmanın ve sevmenin pek çok biçimi vardır" dedi. "Allende'yi hâlâ yıllar önce ilk evlendiğimizdeki gibi sevdiğimi mi düşünüyorsun?""
- Tünel
166. "Dünya değersiz ve kötüydü ama ben de onun bir parçasıydım."
- Tünel
167. "Canınız ne isterse onu düşünebilirsiniz, umrumda bile değil, bir süredir insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum."
- Tünel
168. "Beni anlama olasılığı bulunan tek bir kişi vardı aslında. Ne yazık ki onu öldürdüm."
- Tünel
169. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oyna-42 mak için başkaları doğuyor.""
- Tünel
170. "Mektubu dünyamı güneş gibi aydınlattı.
Ama bu güneş karanlık bir güneş, bir gece güneşiydi."
- Tünel
171. "İnsanın insanlığı, öteki için fedakarlıkta bulunmasıdır."
- Direniş
172. "Nasıl da onu görmek istemiştim! Ona ne çok ihtiyacım vardı! Ondan ne kadar az şey dileyecek, nasıl da dilenecektim!"
- Tünel
173. "Gülümsüyorsunuz çünkü beni tanıdınız. Üstelik bunun bir rastlantı olduğunu sanıyorsunuz ama bu bir rastlantı değil çünkü rastlantı diye bir şey yoktur."
- Tünel
174. ""Fazla ünlü insanlardan nefret ederim.""
- Tünel
175. "Sanki derinlerde biri bana hüzünlü kalmamı öneriyordu."
- Tünel
176. "Demokrasi var olmak için vatandaşların etkin katılımına ihtiyaç duyar ; bunun tersi ise kitleleştirir ; kayıtsızlık ve konformizm yaratır."
- Direniş
177. "Bazı insanlar dar görüşlü, kirli ve ikiyüzlü olduklarının ayırdına varana dek kendilerini "özel" sanabilirler."
- Tünel
178. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor.""
- Tünel
179. "Yalnızlığım beni korkutmaz, hatta görkemlidir."
- Tünel
180. "Mutluluk acıyla çevrilidir,""
- Tünel
181. "Issız bir kumsal ve denize bakan bir kadın. Kadın denizden bir şey, belki bir soluk ve uzak bir çağrı bekliyor, bana kalırsa bu manzarada kesif ve sıkıntılı bir yalnızlık var."
- Tünel
182. "Bizi intiharın eşiğine getiren umutsuzluğun sınırına geldiğimizde, bizi bu sınıra getiren tüm kötülüklerin bir muhasebesini yapıyoruz ve bu kötülükler ne denli katlanılmaz olurlarsa olsunlar iyi bir şey, çok kücücük ama iyi bir şey bu kötülüklerle orantısız bir değere sahip bir biçimde onaya çıkıyor ve korkunç bir uçurumdan düşmek üzere olan birinin önüne gelen her dala tutunması gibi bu küçücük iyiliğe sarılıyoruz."
- Tünel
183. "Eğer bir şey açık seçik görülebiliyorsa ve basit bir nedeni varmış gibi gözüküyorsa inanın bana altında çok daha karmaşık nedenler yatıyordur."
- Tünel
184. "" ... Her şeye rağmen tek bir tünel vardı, karanlık ve yalnız: benimki.""
- Tünel
185. "Her şeye rağmen insanın var olana bir tutunmuşluğu vardı. İnsan kusurlarını, çirkinliğinden kaynaklanan acılarını, kendi arzusuyla kendini yok etmeye yeğliyordu."
- Tünel
186. "İşten arta kalan boş zamanımız çok kısıtlıdır. İşyerindeki sorunları düşünerek alelacele kahvaltı ederiz; üreten insanlar olarak artık öyle bir şekilde yaşıyoruz ki sabahları elimizde bir fincan kahveyle veya biriyle paylaştığımız birkaç bardak mate çayıyla oyalanamaz olduk. Ve işten eve döndüğümüzde arkadaşlarımızla ya da ailemizle buluşma vaktinde veya günbatımının gizemli saatinde doğanın yaptığı gibi sessizliğe bürüneceğimize, bu zamanı o kadar sık televizyon ile kaybederiz ki!"
- Direniş
187. "Canınız ne isterse onu düşünebilirsiniz, umrumda bile değil, bir süredir insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum."
- Tünel
188. "Dünya değersiz ve kötüydü ama ben de onun bir parçasıydım..."
- Tünel
189. ""Rusça bir romanı asla bitirememişimdir. O kadar emek vermek gerekiyor ki...
Milyonlarca insan varmış gibi geliyor, sonunda bir bakıyorsun yalnızca üç beş karakter var. Nedeni ortada, adı Alexandre olan bir adamın öyküsünü okumaya başlıyorsun, derken bir bakıyorsun adı Sacha, bir süre sonra Sachka, sonra Sachenka olmuş, derken Alexandre Alexandrovitch Bunine gibi abartılı bir şeye dönüşmüş, tam yönünü buluyorsun, seni yine şaşırtıyorlar.""
- Tünel
190. "Kafamın içi karanlık bir labirent gibi. Zaman zaman bazı koridorları aydınlatan şimşekler çakıyor."
- Tünel
191. ""Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse,
geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar, hepsi bu."
- Tünel
192. "Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içinde doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
193. "Herkes daha fazlasını elde etmeye çalışıyor,neden? Yakında hepimiz ölmeyecek miyiz?"
- Kahramanlar ve Mezarlar
194. ""Geçmiş daha kötüydü" diyesim geliyor. Bunu söylememin tek nedeni bugünün de gözüme geçmiş kadar berbat görünmesi."
- Tünel
195. "Geçmiş daha güzeldi" tümcesiyse, geçmişte şimdiye oranla daha az kötü şey olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca insanlar geçmişin kötülüklerini unutuyorlar, hepsi bu."
- Tünel
196. ""kurtlar kitleye musallat olursa sürünün av olduğu talihsiz birgün gelecektir.""
- Direniş
197. "Tepeyi tırmanıp da gözlerimin önünde sahil ve gökyüzü belirdiği zaman üzüntüm önüne geçilmez olmuştu, güzellikle karşılaştığımda ya da belli güzelliklerle karşılaştığımda hep böyle olur."
- Tünel
198. ""Yalnızca kendimizi düşünmeye hakkımız yok, dünya çok karmaşık,""
- Tünel
199. ""artık insanlar daha çok çalışmak istemiyor.""
- Tünel
200. "İnsanı oluşturan ölümlülük olduğu kadar da yaşama arzusudur, yalnızlık olduğu kadar da ortak yaşam ve sevgidir."
- Direniş
201. "Ben gençliğin saf idealleri olması gerektiğini düşünenlerdenim. Daha sonra insanın bu hayalleri kaybedecek zamanı oluyor."
- Kahramanlar ve Mezarlar
202. ""Çölün ortasında kalakalmış ama hızla yer değiştirmek isteyen biri gibi, anlatabildim mi? Hızın bir önemi yoktur çünkü nereye giderseniz gidin manzara değişmeyecektir.""
- Tünel
203. "Beni anlama olasılığı bulunan tek bir kişi vardı aslında. Ne yazık ki onu öldürdüm."
- Tünel
204. "Zaman zaman her şey anlamsız geliyor. Milyonlarca yıldır hiçliğe doğru koşan minyatür bir gezegende, acılar içine doğuyoruz, büyüyoruz, dövüşüyoruz, hastalanıyoruz, acı çekiyoruz, acı çektiriyoruz, bağırıyoruz, ölüyoruz, ölüyorlar ve aynı anlamsız komediyi baştan oynamak için başkaları doğuyor."
- Tünel
205. "Aramızda bir şeyler paramparça olmuştu.."
- Tünel
206. "...eğer bir kadın babasını aldatabiliyorsa başka bir adamı da rahatça aldatır."
- Tünel
207. ""Mutluluk acıyla çevrilidir.""
- Tünel
208. "Mutluluk acıyla çevrilidir."
- Tünel
209. "Kafamın içi karanlık bir labirent gibi. Zaman zaman bazı koridorları aydınlatan şimşekler çakıyor. Bazı şeyleri neden yaptığımı hiç bilemiyorum."
- Tünel
210. "Eğer ben büyük bir cerrahsam ve karşımdaki beyefendi eline bisturi bile almamışsa, ve hatta doktor bile değilse, ve hayatında bir kedinin ayağından kıymık bile çıkartmamışsa benim ameliyatım hakkında konuşmak, hatalarımı eleştirmek ona düşer mi?"
- Tünel
211. "Belki de kader birbirine benzer bu iki yaratığı birleştirmişti."
- Tünel
212. ""Tanrım ... bu sonsuzluğun içinde hep birlikteyiz ... korkunç şeyler ... yalnızca bu manzara değil aynı zamanda etten kemikten, önemsiz ve çirkinliklerle dolu varlıklarız...""
- Tünel
213. "Düşüncem bilinmedik bir ırmağın sularında yüzen bir mantara benziyordu."
- Tünel
214. "Onun kadar narin bir kadının yüreğinde nasıl bu kadar soğuk, dizginsiz, murdar bir canavar yaşıyor olabilirdi."
- Tünel
215. ""Eminim ki Karamazov Kardeşler'i yazmış olmaktan hoşlanmazdın!""
- Tünel
216. "Aramızda bir şeyler paramparça olmuştu."
- Tünel
217. ""Eğer o kadar çok kişi okuyacaksa umudun niye bu denli zayıf?""
- Tünel
218. "Kafamın içi karanlık bir labirent gibi. Zaman zaman bazı koridorları aydınlatan şimşekler çakıyor."
- Tünel
219. "Dünya değersiz ve kötüydü ama ben de onun bir parçasıydım."
- Tünel
220. "Birinin yemek yiyememesi, resim yapamaması hatta yaşamak bile istememesini son derece doğal buluyorum."
- Tünel
221. "Sonsuza kadar kayboldum ve bu sır benimle mezara kadar gidecek."
- Tünel
222. "Eğer birbirimizi sonsuzdan beri tanıyorsak, bin yıldır tanıyorsak, tabii ki bana senli benli hitap edecek."
- Tünel
223. "Tanrım, yüreğimde hissettiğim yalnızlığın, boşluğun yoğunluğunu anlatamam! Beni ıssız adamdan kurtaracak olan son geminin de yardım çığlıklarımı duymadan çekip gittiğini görüyordum."
- Tünel
224. "Garip, delici, sabit, sanki uzaklardan gelen bir bakıştı; bu bakış bana tam da onunkiler gibi bir çift göz anımsattı ama nerede görmüş olduğumu çıkartamıyordum."
- Tünel
225. "Belirsizlik beni her zaman tedirgin eder."
- Tünel
226. "Kuşkularım ve sorgulamalarım, bir parkın ağaçlarını saran ve boğan korkunç bir sarmaşık gibi her şeyi kaplıyordu"
- Tünel
227. "Kusursuz bir biçimde zevk alma taklidi yapabiliyorsun."
- Tünel
228. "Ben sanatçının dikkat çekmemesi gerektiğini düşünüyorum. Fazla özgün, fazla dramatik eserlerden hoşlanmıyorum. Özgün olmak bir yerde diğerlerinin sıradanlığını vurgulamaktır ki, bu da bana hiç hoş gelmiyor. Eğer yazı yazsaydım ya da resim yapsaydım kimsenin dikkatini çekmeyecek eserler verirdim."
- Tünel
229. "Herkes bir dilencinin sorunlarının birkaç peseta ya da bir parça ekmekle çözülmeyeceğini bilir, sadaka yalnızca verenin kendini iyi ve cömert hissetmesine yarar, veren ruh huzurunu ve cömert ünvanını satın alır. Oysa ruh huzurunu ve cömert biri olduğu düşüncesini satın almak için günde birkaç pesetadan fazlasını harcamayan bu insanların aslında ne cimri, ne dar kafalı olduğunu bir düşünün! Önemli olan insanın ruhunun gerçekten ne kadar temiz olduğu ve ikiyüzlülük yapmadan (ve sömürmeden) insanlığın yokluğunu ortadan kaldırmak için ne verebileceğidir!"
- Tünel
230. "Dur, kalbim,
düşünme."
- Karanlıkların Efendisi
231. "Bir türlü neşelenmeyi beceremiyordum. Sanki derinlerde biri bana hüzünlü kalmamı öneriyordu. Bu hüzün keyfimi kaçırıyor, beni sinirlendiriyordu..."
- Tünel
232. "Acı çekmeye ne gerek var?
İntihar etmek yok olmanın en kolay yöntemiydi."
- Tünel
233. "Birinin yemek yiyememesi, resim yapamaması hatta yaşamak bile istememesini son derece doğal buluyorum."
- Tünel
234. "Herkes bir dilencinin sorunlarının birkaç peseta ya da bir parça ekmekle çözülmeyeceğini bilir, sadaka yalnızca verenin kendini iyi ve cömert hissetmesine yarar, veren ruh huzurunu ve cömert ünvanını satın alır. Oysa ruh huzurunu ve cömert biri olduğu düşüncesini satın almak için günde birkaç pesetadan fazlasını harcamayan bu insanların aslında ne cimri, ne dar kafalı olduğunu bir düşünün! Önemli olan insanın ruhunun gerçekten ne kadar temiz olduğu ve ikiyüzlülük yapmadan (ve sömürmeden) insanlığın yokluğunu ortadan kaldırmak için ne verebileceğidir!"
- Tünel
235. "Mektubunu aldığım zaman, sanki güneş delinmişti
Fakat bu güneş kara bir güneşti, bir gece güneşi.."
- Tünel
236. "Her şeye rağmen insanın varolana bir tutunmuşluğu vardı."
- Tünel
237. "Çok ilginç ama yaşamak gelecekte anılar inşa etmekten başka bir şey değil.."
- Tünel
238. ""Acı çekmeye ne gerek var?" İntihar etmek yok olmanın en kolay yöntemiydi: Bir an bu saçma dünyanın gökdelenleriyle, tanklarıyla, hapishaneleriyle bir kurgudan başka bir şey olmadığını; kötü bir kabusun gökdelenleri, tankları ve hapishanelerinden daha fazla bir gerçekliği olmadığını düşündüm."
- Tünel
239. "Sadaka veren insanların vermeyenlere oranla daha iyi kalpli ve cömert olduğu düşünülür. Bu teorinin kolaycı ve uydurma olduğunu söylemeliyim. Herkes bir dilencinin (gerçek bir dilencinin) sorunlarının birkaç peseta ya da bir parça ekmekle çözülmeyeceğini bilir, sadaka yalnızca verenin kendini iyi ve cömert hissetmesine yarar, veren ruh huzurunu ve "cömert" unvanını satın alır. Oysa ruh huzurunu ve cömert biri olduğu düşüncesini satın almak
için günde birkaç pesetadan fazlasını harcamayan bu insanların aslında ne cimri, ne dar kafalı olduğunu bir düşünün!"
- Tünel
240. "“Mutluluk acıyla çevrilidir.”"
- Tünel
241. "İnsanların değersiz olduğunu düşünürüm; kirli, çirkin, beceriksiz, cimri, kaba, sığ yaratıklardır."
- Tünel
242. "Vefasız ve hain derebeyleri ihanet etse ve şerefini lekelese bile, kral her zaman kraldır."
- Tünel
243. "Çok ilginç ama yaşamak gelecekte anılar inşa etmekten başka bir şey değil."
- Tünel
244. "Sadaka yalnızca verenin kendini iyi ve cömert hissetmesine yarar, veren ruh huzurunu ve "cömert" unvanını satın alır. Oysa ruh huzurunu ve cömert biri olduğu düşüncesini satın almak için günde birkaç pesetadan fazlasını harcamayan bu insanların aslında ne cimri, ne dar kafalı olduğunu bir düşünün! Önemli olan insanın ruhunun gerçekten ne kadar temiz olduğu ve ikiyüzlülük yapmadan (ve sömürmeden) insanlığın yokluğunu ortadan kaldırmak için ne verebileceğidir."
- Tünel
245. "Allahım insan doğasında Brahms'ın soneleriyle bir lağım arasında gizli ve kasvetli geçitler olması ne kadar üzücü."
- Tünel
246. "Seni hatırlayan çiçekler olacak, sözler, gökler;
bunun gibi yağmurlar ve değişmeden yaşayacaksın
başarmış olarak.
Uyu, bahtsızlıklardan kurtulmuş, hüznün tüm gururuyla."
- Karanlıkların Efendisi
247. "insan zamanla ölümün katlanılabilir hatta rahatlatıcı olduğunu öğrenir."
- Tünel
248. "Kim kendi kaderinden kaçabilir ki?"
- Kahramanlar ve Mezarlar
249. "Çölün ortasında kalakalmış ama hızla yer değiştirmek isteyen biri gibi, anlatabildim mi? Hızın bir önemi yoktur çünkü nereye giderseniz gidin manzara değişmeyecektir.""
- Tünel
250. "... bir süredir insanların ne düşüncelerini ne de yargılarını umursuyorum."
- Tünel