Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Erich Maria Remarque Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Erich Maria Remarque En Beğenilen Sözleri



1. "Kırılmadık, alıştık."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



2. "Hepimiz müthiş yanıldık!"


- Dönüş Yolu



3. ""Senin, benim gibi bir insan olduğunu ben ancak şimdi görüyorum... Affet beni arkadaş, biz bunları daima çok geç görürüz.""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



4. ""Al ömrümden yirmi seneyi arkadaş, al da kalk! Al daha fazlasını, ben bu ömrü ne yapacağım, artık bilmiyorum çünkü.""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



5. "Bütün dünyayı şu yatağın başına toplamalı, demeli ki: —İşte Franz Kemmerich on dokuz buçuk yaşında; ölmek istemiyor, kurtarın onu!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



6. ""Affet beni arkadaş, sen nasıl düşmanım olabilirsin? Biz bu silahları, bu üniformaları çıkarıp atsak sen benim kardeşim olabilirdin,...""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



7. ""Bugün sen, yarın ben. Fakat buradan kurtulursam arkadaş, ikimizinkini de mahveden şeye karşı savaşacağım. Senin hayatını, benim... benim de hayatımı mahveden şeye karşı. Sana söz veriyorum arkadaş, bu son olsun!""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



8. ""Arkadaş, ben seni öldürmek istemedim. Bu çukura bir daha atlayacak olsan, sen de akılsızlık etmediğin takdirde, yapmam böyle bir şey.""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



9. "Yaralar hep sonradan sızlamaya başlar."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



10. "Aslında, hiçbir şeyi unuttuğumuz yok.
...

İnsan sinip kaldıkça dehşete tahammül eder, fakat düşünmeye kalkıştı mı, onu
öldürür bu dehşet."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



11. ""Sessizce bir yerde oturmak ne güzel şey;""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



12. ""...hatıralar, beni şu dermansız anımda bastırmış, içimi garip hüzünlerle dolduran hatıralar.""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



13. "...bir askere neler borçlu olduğunu biliyor millet."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



14. ""Siz çocuklar, neden dünyaya geldiniz, ölmek için mi?"..."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



15. "Öyle mahsun da olduğumuz yok ama tuhaf ve melankolik bir şekilde kabalaştık."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



16. "Çok yorgundu. Bu, yalnızca gözlerinde ve kemiklerinde kalmayan, çok daha köklü bir yorgunluktu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



17. ""... birbirimize söyleyecek ne çok şeyimiz var, ama asla söyleyemeyeceğiz.,"
______"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



18. "Bu çocuk bedenlerine göre dikilmiş üniforma yok ki!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



19. "Yaralar hep sonradan sızlamaya başlar."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



20. "Mezarlarımızdayız sanki; sadece üzerlerimizin toprakla örtülmesini bekliyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



21. "Başımı kucağına koyup da niçin ağlayamıyorum? Niçin hep ben kuvvetli, hep ben metin olmak zorundayım. Ne kadar isterdim, bir defa da ben ağlasam, ben teselli edilsem!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



22. "Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış. Yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız.. galiba mahvolmuşuz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



23. "Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor. Silmek isterdim, fakat mendilim çok kirli."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



24. "Yan yana kitap sırtları. Hepsini bir bir tanıyor, onları yerleştirdiğimi hatırlıyorum. Bakışlarımla yalvarıyorum onlara: - Konuşun benimle, alın beni - ey eski hayatım, al beni - ey tasasız, güzel hayat - yeniden al beni!
Bekliyorum.
Hayaller geçiyor gözlerimin önünden, durmuyorlar, sadece gölge ve hatıra bunlar.
...
Korkunç bir yabancılık duygusu, ansızın yükseliyor içimde. Eskiyi bulamam kayıp, ben dışındayım buranın. Yalvarsam da çırpınsam da hiçbir şeyin kıpırdadığı bile yok; soğuk, üzgün, bir mahkum gibi oturuyorum işte. Eski günler yüz çevirmiş benden..."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



25. ""Yoksullar açlar hastalar sürünürken
Kentlerin göbeğinde, kuytu köşelerinde;
Hıncını alamamış sanki insanlardan
Uygarlığı zalim, daha da azıtıyor
Atom bombalarında, uzay füzelerinde."

Savaşın acımasız gerçekliğiyle her yüzleşme, barış için bir umuttur yine de.."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



26. "Eskiden var olan şeylerin hükmü yok artık, hem unuttuk bile onları..."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



27. "Tuhaf bir yalnızlık içindeyim.."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



28. "...yaralar hep sonradan sızlamaya başlar."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



29. "Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz. Hayatımızdan..."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



30. ""İnsanın tutunabileceği bir şey olmalı, bunu anlamıyor musun? Birinin beni sevmesini istiyorum, o zaman o bana tutunur, ben de ona! Yoksa insan sonunda kendini asar!""


- Dönüş Yolu



31. "Elə adamlar var ki, tütündən də, içkidən də zəhərlidirlər, əzizim."


- Üç Yoldaş



32. "–Geriyə dönməyi heç vaxt bacarmaram.
–Heç özünə də?
–Heç özümə də."


- Lizbon'da Bir Gece



33. "Kırılmadık, alıştık. Başka bazı şeylere katlanmamızı güçleştiren yirmi yaşımız, bu işte bize yardım etti. Ama en önemlisi, içimizde sağlam, pratik bir dayanışma duygusunun belirmesi oldu. Bu duygu, cephede harbin yarattığı şeylerin en iyisini meydana getirdi: Arkadaşlık!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



34. "Elə adam da tapılarmı, istədiklərinin hamısını unuda bilsin? Onda xatirələrin qəlpələri ürəkləri parça-parça eləməzmi? Adam o vaxt azad olur ki, uğrunda yaşadığı şeylərin hamısını itirir..."


- Zəfər Tağı



35. "Aslında tek korkum, birinin arkadan yetişip beni geri götürmesi."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



36. "- İnsan nə üçün yaşayır, Ravik?
- Elə bu haqda düşünmək üçün."


- Zəfər Tağı



37. "Aptal olmayı isterdim.
Pırıl pırıl bir aptal.
Çağımız için en büyük armağan bu."


- Ölesiye Yaşamak



38. "Savaşlarla kıyımlarla dolu tarihine son yüzyılda iki büyük savaş daha eklemiş olan dünyamızda, değişen pek bir şey yok hâlâ..."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



39. "Evet, işte böyle düşünüyorlar, yüz binlerce Kantorek böyle düşünüyor! Demir gibi gençler! Bizler yirmiden yukarı değiliz. Ama genç miyiz? Genç ha? Gençlik gerilerde kalalı hanidir. Bizler, yaşlanmış kimseleriz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



40. ""Nedense vicdan azabını hep gerçekte suçsuz olanlar çeker."
"Yalnızca vicdan azabı değildi benimkisi, aynı zamanda korku da vardı. Düşünebilir misin ki...""


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



41. ""Savaşın sona ermesini istiyoruz, bu kovalamacanın bitmesini İstiyoruz! Cinayetlere son verilmesini İstiyoruz! Yine insan olmak istiyoruz, savaş makineleri değil!""


- Dönüş Yolu



42. "“Düşleri kurtarmak için çaba harcamaya değmez. “
“Bence değer, başka ne için çaba harcayacağız? “
“İnancımızı ayakta tutmak için. Düşler, nasıl olsa kendini yeniler. “"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



43. "Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz. Hayatımızdan. On sekiz yaşında idik; dünyayı, hayatı sevmeye başlamıştık, sevdiğimiz bu şeylere kurşun sıkmak zorunda kaldık. Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. Biz bunlara artık inanmıyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



44. "Yaşlıların fikirlerinin bize verdikleri öğütlerin beş para etmediğini anladık..."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



45. "Ama ben düşüncelerimi bir türlü toparlayamıyorum. Kaçıp kaçıp uzaklaşıyorlar hep."


- Dönüş Yolu



46. "Yerimin neresi olduğunu bilebilmeyi çok isterdim."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



47. "“Biz iki insanız, iki minik hayat kıvılcımı; dışardaysa gece var ve ölüm çemberi. Biz onun kıyıcığına oturmuşuz, tehlikeler ortasında korunmuş…kalplerimiz birbirine yakın olmuş…”"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



48. "Hayatın korkunç hüznünü, insanoğlunun merhametsizliğini hissediyorum."


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



49. "Kırılmadık, alıştık."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



50. ""Hep gerçek olan bir şeyin varlığı gerekli midir?"
"Belki de değildir. Neden sordun?"
"Bilmiyorum.""


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



51. "-Elə bilirəm ki, eyni vaxtda həm on altı yaşım var, həm də əlli."


- Üç Yoldaş



52. "Ve istiyorum ki, renk renk kitap sırtlarından yükselen istek rüzgârı beni yeniden sarsın ve içimin bilinmez bir köşesine çöken o ağır kurşun külçesini eritip yarının sınırsızlığını, düşünceler evreninde kanat çırpan neşeyi içimde yeniden uyandırsın. Kaybolmuş gençliğimi bu rüzgâr bana geri getirsin istiyorum."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



53. ""Önemli olan bir şey kaldı mı?"
"Kaldı. Çünkü artık ölü değiliz ve de daha ölmedik.""


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



54. "Güldüğünde tümüyle değişiyordu. Gülmesiyle birlikte sanki karanlık bir evin bütün pencereleri açılıveriyordu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



55. "Geceleri insan gündüzden farklı düşünürdü."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



56. ""Size kazık atmalarına izin vermeyin! Sizi aptallaştırmaya çalışıyorlar.""


- Dönüş Yolu



57. "Her şeyi kuşkuyla karşılıyoruz, bir inancımız yok ve içimiz acı dolu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



58. "Uyumak ve bir başka zamanda uyanabilmek isterdim, ama böylesine kolay bir çıkış yolu kimsede yok."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



59. "Beni şu dermansız anımda bastırmış, içimi garip hüzünlerle dolduran hatıralar...
_____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



60. "“…ufukları öyle dar ki! Bu darlık bir hayatı nasıl doldurur, insanın bu dar­lığı parçalaması lazım.”"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



61. "«İnsan hayallerle yaşar be. Bundan haberiniz yok mu sizin?»"


- Ölesiye Yaşamak



62. "Aylardır fiyatlar sürekli olarak artıyor, yoksulluk savaş yıllarından daha büyük. İnsanların aldıkları ücretler en temel gereksinimlerini karşılamalarına bile yetmiyor; insanın parası olsa bile, bu parayla alacak bir şey bulamıyor."


- Dönüş Yolu



63. ""Her şeyi gözden geçirdim, Ernst, bütün meslekleri, idealleri, siyaseti; ama benim bu düzende yerim yok. Bu nedir böyle? Her yerde dolandırıcılık, güvensizlik, boş­ vermişlik ve sınırsız bencillik...""


- Dönüş Yolu



64. "Ve zaman denilen o adsız hüzün üzerime çullanıyor birden. O, damla damla akar ve değişiverir. Geri dönüldüğünde hiçbir şey tekrar bulunmaz.."


- Dönüş Yolu



65. ""... hiçbir şey olmak istemiyorum, sadece yaşamak istiyorum.""


- Dönüş Yolu



66. "... her fırsatta bir yere ilişip kitap okuyan sessiz bir insandır."


- Dönüş Yolu



67. "Dünle bugün, ölümle hayat birbirine ne de yakın!"


- Dönüş Yolu



68. "Kimsenin kimseyle doğru dürüst ilgilendiği yok."


- Dönüş Yolu



69. "Her saat biraz daha yarına yaklaşıyoruz."


- Ölesiye Yaşamak



70. "... her fırsatta bir yere ilişip kitap okuyan sessiz bir insandır."


- Dönüş Yolu



71. "Dünle bugün, ölümle hayat birbirine ne de yakın!"


- Dönüş Yolu



72. "Kimsenin kimseyle doğru dürüst ilgilendiği yok."


- Dönüş Yolu



73. "Kendimizi birbirimize çok yakın hissediyoruz. Öylesine yakın ki konuşmuyoruz bile."


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



74. ""Hepimiz müthiş yanıldık!""


- Dönüş Yolu



75. "Gözyaşları yanaklarından aşağı yuvarlanmaktaydı
Silmek isterdim ama mendilim öyle kirliydi ki!"


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



76. "Birbirimize söyleyecek ne çok şeyimiz var, ama aslâ söyleyemeyeceğiz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



77. ""Kadınlar hayatın yarısıdırlar. Yeter ki her şey zamanında olsun!""


- Dönüş Yolu



78. "Böylesi güzelliklerin, sevinç ve mutlulukların ne demek olduğunu unutmuşuz."


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



79. "Ölmeyeceğiz ama yaşayacak mıyız?
Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız.. Galiba mahvolmuşuz."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



80. "İnsan burada boğuluyor!"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



81. "Kalbura dönmüş delik deşik ruhlarımıza işkenceli bir ısrarla burgu burgu işliyor güneşte parıldayan esmer toprağın; can çekişen, ölmüş erlerin hayali. Ölen erler, ne çare kader, der gibi uzanmış yatıyorlar; biz Üzerlerinden atlayıp geçerken, bacaklarımıza sarılıp haykırmak ister gibi yatıyorlar."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



82. "Ne tuhaf, dönüp gelen bu hatıraların iki niteliği var: Birincisi sessizlikle dolu oluşları; bu, onların en kuvvetli tarafı. Sonra gerçek olmadıkları halde gerçek etkisi bırakmaları. Sessiz görüntüler bunlar; kelimesiz, hiç konuşmadan, bakışlarla, tavırlarla bana bir şeyler söyleyen görüntüler. Susuşları öyle dokunaklı ki,..."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



83. "“Ne tuhaf! ” dedi. “İnsan daha düne değin onsuz edemeyeceğini sandığı bir şeyden kolayca ayrılabiliyor. “"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



84. "Tok karın iyi bir barınak kadar önemlidir. Bizim yiyeceği düşkünlüğümüz işte bu yüzden, hayatımızı tokluk kurtarabilir."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



85. ""İnsanlar nasıl da değişiyorlar, değil mi Ernst?""


- Dönüş Yolu



86. "İçine düştüğü­müz bu dünya ne biçim bir dünyaydı böyle..."


- Dönüş Yolu



87. "Elimden geldiğince erteledim, erteledim her şeyi."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



88. "Bir fincan sıcak kahve her zaman iyi gelir."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



89. "Ağlıyor muyum? Elimi gözlerime götürüyorum; ne tuhaf, ben çocuk muyum?"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



90. "Bu kitap; ne bir şikayettir, ne de bir itiraf. Harbin yumruğunu yemiş, mermilerinden kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir deneme, sadece.

E. M. Remarque"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



91. "Biz gerçeklerde kavrulduk; farkları tüccarlar, mecburiyetleri de kasaplar gibi biliyoruz. Biz artık o eski tasasızlar değiliz; biz şimdi müthiş vurdumduymaz olduk. Ölmeyeceğiz ama, yaşayacak mıyız?
Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız.. galiba mahvolmuşuz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



92. "Eve gidiyorum, diye düşündü. Eve dönüyorum. Tanrım, sevinmeye bile cesaretim yok."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



93. "Çocuklarıma vatanın gerçekte ne olduğunu öğreteceğim. Vatan onların evi, siyasi bir parti değil. Onların evi ise ağaçlar, tarlalar, toprak; büyük sözler değil."


- Dönüş Yolu



94. "“…yaralar hep sonradan sızlamaya başlar.”"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



95. "Böyle saatler saati boşluğu seyredebiliyorum. Eskiden başkaydım, o zamanlar ne yapacağımı her zaman bilirdim."


- Dönüş Yolu



96. "Zamanla daha nelerin ustası olmadık ki!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



97. "Zamanla daha nelerin ustası olmadık ki!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



98. "Son on yıl boyunca kulaklarımızı propaganda ile öylesine doldurdular ki, başka bir şey duyabilmek, güçtü. Özellikle gürültü çıkarmayan şeyleri duyabilmek, olanaksızdı. Kuşku ve vicdanımızın sesi gibi."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



99. "İnsan hiçbir yere geri dönmemeli."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



100. "Birbirimize karşı bütün duygularımızı kaybettik; birimizin hayali, ötekimizin hızdan bitkin bakışlarına çarptıkça birbirimizi tanımıyoruz adeta."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



101. "“Kırılmadık, alıştık.”

⭑"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



102. "“Tuhaf bir yalnızlık içindeyim..”"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



103. ""Gülümsüyorsunuz," dedi. "Ve çok sakinsiniz. Neden bağırmıyorsunuz?"
Graeber, "Bağırıyorum," diye karşılık verdi. "Yalnız siz duymuyorsunuz.""


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



104. ""Niçin, ne diye, neden dolayı, diye soranlar, kahramanlıktan bir şey anlamazlar...""


- Dönüş Yolu



105. "Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize.
____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



106. "- Geriyə dönməyi heç vaxt bacarmıram.
- Heç özünə də?
- Heç özümə də."


- Lizbon’da Gece



107. "Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize.
____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



108. "Serpilebilmek için, umuttan daha az besin gereksinen bir şey var mıydı dünyaca?"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



109. "Bu hayat, bizi düşünen hayvanlar haline getirdi. Elimize içgüdü silahını vermek için bizi vurdumduymazlıkla teçhiz etti; zihnimiz açık, şuurumuz yerinde olunca bizi kolayca ezen dehşete karşı koyalım diye.

Ruhumuzda arkadaşlık duygusunu uyandırdı, yapayalnız uçurumlarına düşmeyelim diye. Bize vahşilerin kayıtsızlığına bağışladı, her şeye rağmen işin gerçek tarafını hissedelim de hiçliğin hücumuna karşı yedek kuvvet olarak saklayalım diye."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



110. "Özlem mi? Umut mu? Mutluluk mu? Hangisi? Yorgunluk mu? Alın-yazısına boyun eğiş mi? Ölüm mü? Niçin yaşıyorum? Evet, niçin yaşıyorum ben?"


- Ölesiye Yaşamak



111. "Eğlenmesek mahvolacağız da ondan yapıyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



112. "“…rüzgar saçlarımızla oynuyor, söz­lerimiz, düşüncelerimizle oynuyor.”"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



113. "Belliydi ki herkes, biri için iyi bir insanken, bir başkası için bunun tam tersiydi."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



114. "... ama bu gidişle hep asker kalacağız."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



115. "Akşam dünyayı daha güzel yapıyor.."


- Dönüş Yolu



116. "... öbür yaşamın, öldürmek ve yıkmak nedir bilmeyen, yalnızca yaşamak için yaşanılan ve ne yazık ki artık yalnızca gerçekleşmesi olanaksız bir düşe, bir efsaneye dönüşmüş yaşamın birer simgesiydi."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



117. "Hepimiz böyle hissetmiyor muyuz? Duygularımızdan korkar olduk. Tadına varmaya başladığımız anda, kendimizi sahtekar sanıyoruz."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



118. "Diktatörlük efsanesinin, bir tür dine dönüşmesi, çok kolaydı."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



119. "Önümüzdeki geleceğe doğru giden bir çocuk olmak istemezdim."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



120. ""... sen beni anlarsın, ben de seni. Ama ötekilerle aramızda bir duvar var sanki... ""


- Dönüş Yolu



121. "Anneler ancak sevebilirler, tek anlayışları bu.."


- Dönüş Yolu



122. "Şimdi ise ölümün başaramadığını hayat yapıyor, bizleri ayırıyor."


- Dönüş Yolu



123. "... Kitapların renk renk sırtlarından yükselecek isteklerin ateşi, beni tekrar sarsın istiyorum. Ruhumun bir yerinde çökmüş kalmış o ağır ve ölü kurşun kitlesini eritsin; içimde yeni o gelecek günlerin sabırsızlığını, hayaller aleminden aldığım o kanatlı hazzı uyandırsın istiyorum. Gençliğimin o kayıp canlılığını geri getirsin istiyorum."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



124. ".... yaralar hep sonradan sızlamaya başlar."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



125. ""Küçük bir azınlığın kahramanlığı uğruna milyonlarca insan sefalet çekiyor.""


- Dönüş Yolu



126. "Ama hepsi de buradan uzaklaşmak istiyor, tutsak düşmekten korkuyorlar. Ölümün her yerde aynı olduğunu düşünemiyorlar."


- Dönüş Yolu



127. "Insan sinip kaldıkça dehşete tahammül eder fakat düşünmeye kalkıştı mı öldürür onu bu dehşet."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



128. "Bizim bildiğimiz tek şey şiddet."


- Dönüş Yolu



129. "Oysa benim kendime verebileceğim hiçbir öğüdüm yoktu."


- Ölesiye Yaşamak



130. "Birkaç dakika sonra, şu anda sağlıklı damarlarında büyük bir güçle atmakta olan yaşamın sonsuza dek biteceğini de biliyordu, ama yine de sabah ayazından başka bir yakınması yokmuşçasına sakin duruyordu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



131. "İnsan bazen yaşadığını hepten unutabiliyor."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



132. "Ağlıyor muyum? Elimi gözlerime götürüyorum; ne tuhaf, ben çocuk muyum?
_____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



133. ""Bizi kullandılar! Bize vatan derken, hırs dolu bir endüstrinin işgal planlarından söz ediyorlardı; bize onurdan söz ederlerken, bir avuç diplomatla prensin çekişmelerini ve iktidar kavgalarını kastediyorlardı; bize ulustan söz ederken işsiz generallerin kendini gösterme çabalarını anlatıyorlardı!""


- Dönüş Yolu



134. "Politik konuşmaya girmek istemiyordu. Suya sabuna dokunmamaktı en iyisi."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



135. "Kırılmadık, alıştık. Başka bazı şeylere katlanmamızı güçleştiren yirmi yaşımız, bu işte bize yardım etti. Ama en önemlisi, içimizde sağlam, pratik bir dayanışma duygusunun belirmesi oldu. Bu duygu, cephede harbin yarattığı şeylerin en iyisini meydana getirdi: Arkadaşlık!"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



136. "Her gün biraz daha ölür, her gün biraz daha yaşarız."


- Ölesiye Yaşamak



137. "Kırılmadık, alıştık."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



138. ""Bizi kullandılar! Bize vatan derken, hırs dolu bir endüstrinin işgal planlarından söz ediyorlardı; bize onurdan söz ederlerken, bir avuç diplomatla prensin çekişmelerini ve iktidar kavgalarını kastediyorlardı; bize ulustan söz ederken işsiz generallerin kendini gösterme çabalarını anlatıyorlardı!""


- Dönüş Yolu



139. "Her kelime bir mermi gibi bağrıma saplanıyor, bir bıçak darbesi gibi göğsümde."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



140. "Büyük bir kardeşlik duygusu;halk türkülerindeki arkadaşlığın,mahpuslardaki dayanışmanın,ölüm mahkumlarındaki ümitsiz yardımlaşmanın belirtilerini toplar,ondan bir hayat yaratır;bu hayat bizi tehlikeler içindeyken ölümün gerginlik ve terk edilmişliğinden çekip alır ve ele geçen saatlerden,hiç de patetik (acınası) olmayan bir şekilde,kaçamak istifadeleri sağlar.Değerlendirmek isterlerse bu, hem kahramancadır,hem de bayağı.Fakat kim isteyecek?"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



141. "İçimizde tek kuvvetli bir duygu, belli belirsiz kabarıyor. Ama bunu anlatabilecek kelimeleri hemen bulamıyoruz. Belki de ileride bir gün o kelimeleri buluruz..."


- Dönüş Yolu



142. "Her şey, gelecek günlerde."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



143. "Bazen öyle geliyor ki, bıraksalar, yaşamımıza bir yön vermeyi pekala becerebileceğiz."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



144. "Birbirimize o derece yakınız ki, bunu ifadeye bile bile kalkışmıyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



145. "Birbirimize o derece yakınız ki, bunu ifadeye bile bile kalkışmıyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



146. "... bir umutsuzluk yılı diğerini izlemişti."


- Dönüş Yolu



147. ""Yoldaşlar, şimdi her şey daha iyiye gidecek.""


- Dönüş Yolu



148. "Çok zaman da bir şeyler kaçırdık elden... Hatta bazılarımız en değerli şeyini, hayatını yitirdi."


- Dönüş Yolu



149. "İnsan gözü denilen bir çift küçük noktada bazen ne büyük acılar birikebiliyor..."


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



150. "İnsan çok uzun süre askerlik yaparsa beyni tuhaf çalışmaya başlıyordu."


- Dönüş Yolu



151. "Savaşın acımasız gerçekliğiyle her yüzleşme, barış için bir umuttur yine de.."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



152. "“Gülümsüyorsunuz, ” dedi. “Ve çok sakinsiniz. Neden bağırmıyorsunuz?“
Graeber, “Bağırıyorum, ” diye karşılık verdi. “Yalnız siz duymuyorsunuz.“"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



153. "“Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız.. galiba mahvolmuşuz.”

**"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



154. "Yaralar hep sonradan sızlamaya başlar."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



155. "- Hə... Mən imkan daxilində çox qocalmaq istəyirəm.
- Niyə?
- Baxım, görüm bu dünyanın axırı nə olur!"


- Zəfər Tağı



156. "“Çoktandır yemeğe benzer bir şey yediğiniz yoktu, değil mi?”
Genç, yüzünü buruşturuyor: “Sabah şalgam ekmeği, öğlen şalgam haşlaması, akşam şalgam pirzolasıyla şalgam salatası.”"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



157. "Gözlerini gürültülerin geldiği gökyüzüne dikmişti, hiçbir şey göremiyordu. Yalnızca görünmeyen, ama tırpanını tüm gücüyle sallayan ölümün sesini duyabiliyordu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



158. "İnsan ara sıra, ancak bir başkasına sorarak kendi kendisini sorguya çekebiliyor."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



159. "İnsanlar kaçamak bir bakış atıp düşünceleri ve dertlerinin peşi sıra koşularına devam ediyorlar."


- Dönüş Yolu



160. "Gencim ben, yirmisindeyim. Ama hayatta bildiğim tek şey umutsuzluk, ölüm, korku. Ve bir acı uçurumun üstüne atılmış sığ, soytarıca bir keyif... İnsanların nasıl birbirine düşman edildiğini, nasıl ses çıkarmadan, bilmeden, ahmakça, uysalca, masumca birbirlerini boğazladıklarını biliyorum. Dünyadaki en keskin zekaların bu işlenceyi büsbütün inceltmek ve uzatmak için silahlarla sözler icat ettiğini görüyorum."


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



161. "Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



162. "İnsan bol uyku uyuyabilse harp,hiç de fena değil hani!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



163. "Demir gibi gençler! Gençler! Bizler yirmiden yukarı değiliz. Ama genç miyiz? Genç ha? Gençlik gerilerde kalalı hanidir. Bizler, yaşlanmış kimseleriz."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



164. ""Bu yalnızlık deli edecek insanı...""


- Dönüş Yolu



165. ""Medeniyetin bu derecesi benim ne haddime."
“Siz ki siperlerde kaldınız bu kadar; bir yatak çarşafını yıkamışız çok mu?”

Yatağa bir daha bakıyorum. Kar gibi çarşaflar kaplı, temizlik dersen bu kadar olur, kıvrımlarına varıncaya kadar ütülü, gıcır gıcır. Benim gömleğimse altı haftadır yıkanmamış, leş gibi."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



166. "Yine geleceğim! Yine geleceğim!” diye sesleniyor.
“Çokları böyle söyledi,”
“İnsan oraya bir girdi mi, bir daha çıkamaz.”"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



167. "Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



168. "Bazen yaşamın bir dönemi ne kadar kısa sürebiliyor, değil mi? Ondan sonra yabancısı olduğumuz bir başka dönem başlıyor."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



169. "- Xəyallar bizə ona görə lazımdır ki, onlarsız həyata dözə bilmərik.
- Ancaq siz heç xəyalların aldatdığı adama oxşamırsınız, Ravik
- Adam özünü həqiqətlə də aldada bilər. Bu lap təhlükəli xəyaldır."


- Zəfər Tağı



170. "Yendikleri sürece her şey yolunda gitmişti, yolunda gitmeyenler de ya örtbas edilmiş ya da büyük hedef ileri sürülerek haklı gösterilmişti. Neydi bu hedef? Aslında hep iki yüzü yok muydu bu hedefin? Ve bunlardan biri, hep karanlık ve insanlıkla bağdaşmaz bir nitelik taşımamış mıydı? Neden daha önce görememişti bunu Graeber? Ama gerçekten görmemiş miydi? Çoğu zaman kuşku ve tiksinti duymasına karşın, bunları kafasından zorla söküp atmamış mıydı?"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



171. "Artık doğayı falan göremiyorduk."


- Dönüş Yolu



172. "Ben size ne öğretebilirim ki? Yirmi yıl sonra kuruyacağınızı, yamru yumru olacağınızı, en özgür dürtülerinizin yavaş yavaş yok olacağını, acımasızca sürümü bol piyasa mallarına dönüştürüleceğinizi mi söylemeliyim? İnsanlar gaz, demir, barut ve ateşle, Tanrı ve insanlık adına savaştıkları sürece eğitimin, kültürün ve bilimlerin kötü bir şakadan başka bir şey olmadıklarını mı söylemeliyim? Ben size ne öğretmeliyim, sizin gibi küçük yaratıklara, ge­çen korkunç yıllar süresince temiz kalabilmiş tek yaratıklar olan sizlere?"


- Dönüş Yolu



173. "Konuşmak, mutluluk getirdiği zamanlar güzeldir, sözler kolayca ve canlılıkla ağızdan döküldüğü zaman güzel olur konuşmak. Ama felakete uğramış kimselere, sözler gibi sıkıntılı ve yanlış anlaşılabilir şeylerin ne yararı dokunur!"


- Dönüş Yolu



174. "Konuşmak, mutluluk getirdiği zamanlar güzeldir, sözler kolayca ve canlılıkla ağızdan döküldüğü zaman güzel olur konuşmak. Ama felakete uğramış kimselere, sözler gibi sıkıntılı ve yanlış anlaşılabilir şeylerin ne yararı dokunur!"


- Dönüş Yolu



175. "“Onları bugün sen doyurmayacaksın. Ya seyyar hastanede, ya da mezarda onlar.”
_____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



176. "Bir yerde kıyametler kopuyor.

Top gümbürtüleri arasında haykırışmalar duyuluyor."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



177. "Hatıralarda mestiz..."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



178. "En çok istediğim nedir, biliyor musun? Hayatımda bir kez olsun istediğimi düşünebilmek, istediğimi söyleyebilmek ve yapabilmek. Ama sağcı ve solcu peygamberler başımıza türediğinden bu yana böyle davranmak, her türlü cinayetten daha büyük bir suç sayılıyor."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



179. "Bir sırtlan, hep sırtlan kalır. Oysa insan, çok yönlü bir varlıktır."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



180. "Sərbəstliyi itirmək olmaz. Hər şey yavaş yavaş, asılılıqdan başlayır. Adam fikir vermir, bir də görür ki, adətlərin toruna düşüb. Bu adətlərin çox adı olur, biri də məhəbbətdir. Gərək, heç kimə, heç nəyə öyrəşməyəsən."


- Zəfər Tağı



181. "Evet, yürekliydi yürekli olmasına, ama kim değildi ki? İş bununla bitmiyordu. Liderlik yeteneğinden yoksundu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



182. "İşin en pis yanını biz görüyoruz, onuru onların oluyor. Yere batasıca bir kenti ele geçirmek uğruna haftalar boyu çarpışıyoruz. SS son gün gelip sanki zaferi kendi başına kazanmışçasına kente giriyor. Gördükleri ilgiye dikkat ettin mi? En kalın paltolar, en iyi çizmeler ve en büyük et parçaları onlara veriliyor!"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



183. "Yoksulluk, mutluluktan daha çok yakınlaştırır insanları."


- Tedirgin Hayat



184. "“Onları bugün sen doyurmayacaksın. Ya seyyar hastanede, ya da mezarda onlar.”
_____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



185. "Bir yerde kıyametler kopuyor.

Top gümbürtüleri arasında haykırışmalar duyuluyor."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



186. "Çok sakinim.İsterse aylar,yıllar gelsin daha;hiçbir şey vermem artık;artık benden hiçbir şey alamazlar.Öylesine yalnızım,öylesine bir beklediğim yok ki,karşılarına pervasızca çıkabilirim.Beni bu yılların içinden geçiren hayat,ellerimde,gözlerimde hâlâ.O hayatı yenebildim mi,bilmiyorum.Ama var oldukça,içimdeki o “ben” diyen şey,istese de istemese de,kendine bir yol bulmaya çalışacak o hayat."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



187. "İnsan düşününce komik geliyor.Biz vatanımızı savunmak için buradayız.Ama Fransızlar da kendi vatanlarını savunmak için burdalar.Peki kim haklı?"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



188. "“Dış görünüşü ölçü alırsan, dünyada cani kalmaz. “"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



189. "❝Unutmak istediğim anılarımın içine diri diri gömülmüş durumdaydım.❞"


- Ölesiye Yaşamak



190. "... bütün yaptıklarımız, bütün çektiklerimiz ve bütün geride bıraktıklarımız bir defa daha içimizi ısıtıyor."


- Dönüş Yolu



191. "Toprak herkesten çok askerin yardımcısıdır. Asker toprağa sarıldı, uzun uzun, deli gibi, onu kucakladı, ateş karşısında ecel terleri dökerek yüzünü, kollarını, bacaklarını onun içine soktu mu, o zaman toprak askerin biricik dostu ağabeysi, annesi olur; asker korkularını, feryatlarını toprağın sessizliğine esenliğine inler; toprak bu korkuları, bu feryatları alır; askere yeniden, onu on saniyeliğine koşturacak bir dirilik verir, sonra askeri yine tutar, bazen bu tutuşu ebedi olur."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



192. "“Harbi kimse istemez,bir de bakarsınız,birden gelivermiş.”"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



193. "Məhəbbəti dostluq ilə ləkələmək olmaz! Ayrılıq ayrılıqdır!"


- Zəfər Tağı



194. "“Heç kəs sənə bir vaxtlar sevdiyin adam kimi yadlaşa bilməz.Çətini, adamın xəyal dünyası ilə onu bağlayan sehrli sap qırılana kimidir.Qırılandan sonra,bəlkə də, həmin sapın ucları getdikcə sönən ulduz kimi, közərə-közərə gah sənə ,gah da ona tərəf yellənsin,ancaq xeyri yoxdur,o közərti də onu alovlandırmır, çünki ürəklər arasında körpü uçub...”"


- Zəfər Tağı



195. "Ama şimdi bu bakışlarda birdenbire bir başka şey yer etmiş; yarın sezisi, bir başka hayatı bekleyişin o anlatılamayan ifadesi de var bu bakışlarda..."


- Dönüş Yolu



196. "Mezarlarımızdayız sanki; sadece üzerimizin toprakla örtülmesini bekliyoruz."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



197. ""Bütün dünyayı şu yatağın başına toplamalı,
demeli ki: -İşte Franz Kemmerich on dokuz
buçuk yaşında; ölmek istemiyor, kurtarın
onu!""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



198. "-Ameliyata ne vereceğini bilse insan! diyor babam
_Sormadınız mı?
-Sormadık…sorulmaz ki!Bakarsın doktor kızar,ameliyatı o yapacak çünkü.

Doğru,diye düşünüyorum acı acı.İşte bizim halimiz,işte fakirlerin hali.Onlar ameliyat ücretini bile sormaya cesaret edemezler,tasasını çekerek kahrolmak onlar için daha kolay.Ama başkaları,zenginler için mesele değil bunlar,ücreti önceden ödemek tabii onlar için.Doktorlar ne diye kızsınlar onlara."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



199. ""Korkmak için ne kadar az nedene gerek duyuyoruz, garip değil mi?"
"Sevmek için de...""


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



200. "«Keşke hep böyle büsbütün çocuk kalabilseydim,»"


- Ölesiye Yaşamak



201. "Genç değiliz artık. Dağları devirmek, dünyayı fethetmek hevesimiz kalmadı. Tam aksine, kaçıyoruz. Kendi kendimizden, yaşadığımız hayattan kaçıyoruz. On sekiz yaşındaydık. Tam yaşamayı ve dünyayı sevmeye başlamıştık. Bizi bu dünyayı felakete sürüklemekle görevlendirdiler. İlk bomba bizim kalbimizde patladı. Çalışma, emek, ilerleme dünyasıyla ilgimiz kesildi. Böyle şeylere inanmaz olduk. Biz sadece savaşa inanıyoruz artık!"


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



202. "Artık birbirimizi bile tanımaz olduk. Aslında kalpsiz, duygusuz ölüleriz biz."


- Batıda Yeni Bir Şey Yok



203. "İnsan sinip kaldıkça dehşete tahammül eder, fakat düşünmeye kalkıştı mı, onu öldürür bu dehşet."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



204. "Savaş değil, ölüme karşı korunma bu bizim yaptığımız. Biz bombaları insanlara karşı atmıyoruz, şu anda insan minsan bildiğimiz yok. Orada ellerle, miğferlerle ölüm saldırıyor peşimizden;.. Karşıdan gelenlerin içinde baban bile olsa, hiç duraklamadan onun da göğsüne bir bomba yapıştırırsın!.."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



205. "Her asker sadece,binlerce tesadüf sayesinde sağ kalır hayatta.Her asker tesadüfe inanır,tesadüfe bel bağlar."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



206. "❝Tutkular insana her şey yaptırır.❞"


- Ölesiye Yaşamak



207. "«... çocuklar ölür, anneleri ölür ve kimse de dünyada bu kadar çok yoksulluk bulunuşunun nedenini bilmez. »"


- Ölesiye Yaşamak



208. "Neylersin insanoğlu böyle işte, ancak elden kaçırdığına gerçekten değer verir."


- Ölesiye Yaşamak



209. "Kelimeler, kelimeler, fakat dünyanın dehşetlerini içlerine alan kelimeler..

Yaylım, baraj, perde ateşleri; mayınlar, gazlar, tanklar, makineli tüfekler, el bombaları..."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



210. "Ağlıyor muyum? Elimi gözlerime götürüyorum; ne tuhaf, ben çocuk muyum?"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



211. "Neler konuşulmadı, konuşa konuşa tüketilmedi ki bütün bu yıllar boyunca? Hemen hemen tüm inançlar."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



212. "Sanki kapkara bir yalnızlığın yerden yavaş yavaş yükselmekte olduğunu hissetti. Sessiz bir yalnızlıktı bu."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



213. "Hayat bu mu? Günlerin ve saatlerin bu tek düzeliği ve birbirine benzerliği mi? Ama bu da pek az vakit alıyor. Düşünmek için yine de pek çok vakit kalıyor."


- Dönüş Yolu



214. "Her fasulye tanesi, bir musiki nağmesi!"


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



215. "Bak, sen bir köpeği patates yemeye alıştırıp da sonradan ona bir et parçası gösterirsen köpek yine de kapmak ister eti çünkü bu onun kanında var.

Bunun gibi insanoğluna da birazcık kuvvet, kudret ver; kapmak için atılır hemen. Bu tabii bir şey çünkü insan aslında önce bir hayvandır ancak sonradan olsa olsa bir ekmek diliminde yağ gibi üzerine biraz görgü sürülür."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



216. ""Ne yapalım ki, insanlar farkında değillerdi
işin. Akılları erenler fakir, basit kimselerdi
aslında. Bu gibiler savaşa felaket gözüyle
bakarlarken, tuzu kuru olanlar sevinçten
uçuyorlar, harbin herkeslerden önce
asıl kendilerine zarar getireceğini hiç
düşünmüyorlardı.""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



217. "“Geri gelmek olmasa! Hep bu düşüncedir zaten, iznin ikinci yarısını zehir eder.”
____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



218. "Savaş değil, ölüme karşı korunma bu bizim yaptığımız. Biz bombaları insanlara karşı atmıyoruz, şu anda insan minsan bildiğimiz yok. Orada ellerle, miğferlerle ölüm saldırıyor peşimizden;.. Karşıdan gelenlerin içinde baban bile olsa, hiç duraklamadan onun da göğsüne bir bomba yapıştırırsın!.."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



219. "Zira değişmez kanun: Nefer muhakkak meşgul edilmelidir.

Disiplin... Sen bunu bir çilingire, bir ırgata, bir işçiye, buradaki bu neferlere anlat gel de! Nefer, ancak, kendisine eza cefa edildiğini görür, sonra da cepheye gelir. Halbuki o, hangisi lüzumlu, hangisi lüzumsuz bunu da pekala bilir. Kışlada çektiği eza cefadan sonra neferin cephede bu derece dayanması, şaşılacak şeydir doğrusu.”
Bunun böyle olduğunu herkes teslim eder; çünkü talimlerin yalnız siperlerde sona erdiğini, ama cepheden daha bir iki kilometre geride, saçmalıkların, selam durmaların, merasim geçişlerinin tekrar başladığını herkes bilir."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



220. "Geçti. Küçük! Bu sefer de atlattık.”

Afallamış, bakınıyor. “Alışırsın!” diyorum...
.. anlıyorum: Savaş nöbeti. Ben miğferi onun kaba etlerine korken bunu düşünmemiştim, ama yine de teselli ediyorum: “Ayıp değil. Senden daha metin niceleri ilk bombardımanda donlarına doldurdular. Hadi git, donunu çıkar, at, olur biter.”"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



221. "«Arada bir de şu hayattan zevk almaya baksanız olmaz mı?»
«Düşünmek bizim en büyük zevkimizdir, »."


- Ölesiye Yaşamak



222. "Doğru, bir çocuktan fazla bir şey değilim ben; kısa pantolonum henüz dolapta asılı.. Çok da olmadı ki; niye geçti gitti o günler?

Ah anne, anne!Ben sence hala küçük bir çocuğum. Başımı kucağına koyup da niçin ağlayamıyorum? Niçin hep ben kuvvetli, hep ben metin olmak zorundayım. Ne kadar isterdim, bir defa da ben ağlasam, ben teselli edilsem!"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



223. "- Yemin ederim ki, para insanın müthiş ahlâkını bozuyor.

- Parasızlık da aynı şeyi yapar."


- İnsanları Seveceksin



224. "Bolluklar, yürek çarpıntıları, aydınlıklar, parıltılar ve o hiçbir ad verilemeyen şeyler nerede kaldı? Anılarım gerçeklerden daha mı canlıydılar?"


- Dönüş Yolu



225. "“Ne kadar gençmişsin,” dedi.
“Hiç de genç hissetmiyorum kendimi. Yüz yaşındaymışım gibi geliyor bana.“"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



226. "Daha dün, ne çok zamanımız var sanıyorduk. Yarın ise bugünü kıskanacağız."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



227. ""Neden benimki yansın da sizinki yanmasın?""


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



228. "Gecələr hər şey belə al-əlvan görünür,hər şey asanlaşır,adama elə gəlir ki,nə istəsə eləyə bilər.Həqiqətdə eləyə bilmədiyini isə xəyallarında eləyirsən.Niyə belədir?
Ravik gülümsədi:
-Xəyallar bizə ona görə lazımdır ki, onlarsız həyata dözə bilmərik..."


- Zəfər Tağı



229. ""Talebe olmak öyle ahım şahım bir şey değil ki! Paran yoksa uğraş dur!""


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)



230. "- Yemin ederim ki, para insanın müthiş ahlâkını bozuyor.

- Parasızlık da aynı şeyi yapar."


- İnsanları Seveceksin



231. "Rol yapmakta ne kadar ileri gittik, diye düşündü Graeber. Herkes neredeyse bu işin kendi çapında bir ustası olup çıktı."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



232. "- İnsan nə üçün yaşayır, Ravik?
- Elə bu haqda düşünmək üçün."


- Zəfər Tağı



233. "«Haklısın, insan yaşar sadece. Daha fazlasını sormak boşuna.»"


- Ölesiye Yaşamak



234. "Her asker, sadece, binlerce tesadüf sayesinde sağ kalır hayatta. Her asker tesadüfe inanır, tesadüfe bel bağlar.
____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



235. "“Peki ama onların suçu ne?” Sonra yine geliyor; sesi heyecanlı, heybetli de adeta: “Size söylüyorum,” diyor. “Hayvanları harbe sokmak, alçaklığın daniskası.”

Oturuyor, kulaklarımızı tıkıyoruz. Ama o korkunç hırıltı, inilti, sızlanış yine de duyuluyor, ne yapsak duyuluyor.
Biz hepimiz her şeye az çok dayanabiliriz. Ama burada ter içindeyiz. Kalkıp kaçmak geliyor içimizden; bu iniltilerin erişemeyeceği bir yer olsun da neresi olursa olsun! Halbuki bunlar insanlar da değil, atlar sadece. Besbelli paniğe uğradılar; yoksa atlar hemen her zaman sessizce ölürler.

Yığınlar sallanıyor, yere seriliyor. Çok şükür! Ama bitmedi ki! Bütün acıları alabildiğine açık ağızlarında, ürkmüş kaçan atlara yaklaşılamıyor. Gölgelerden biri diz çöküyor, bir silah sesi..

Yalnız uzayıp giden, sönmekte bir iç çekiş hala asılı havada. Sonra yine sadece raketler, mermi türküleri, yıldızlar. .. Aklımız ermiyor adeta."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



236. "Aslında, hiçbir şeyi unuttuğumuz yok."


- Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



237. "O, şimdi ondokuz yıllık küçük ömrüyle yapayalnız ve ağlıyor, bu ömür onu bırakıyor çünkü.

öyle solgun ki, parıldıyor. Ağız kımıldıyor hafif. Yaklaşıyorum. Fısıldıyor: “Saatimi bulursanız evime gönderin.”
İtiraz etmiyorum. Artık faydası yok. Onu inandırmak imkansız. Elimden bir şey gelmiyor, pek biçareyim.

Franz’a sokuluyor, sanki bu onu kurtarırmış gibi, şunları söylüyorum: “Belki seni Klosterberg’deki dinlenme yurduna gönderirler, Franz, villaların ortasına? Pencereden tarlaları seyreder, ufuktaki çiftc ağaçları görürsün. Oranın en güzel zamanı şimdi; buğdaylar sararmıştır, akşam güneşinde tarlalar sedefe benzer. Ya balık avladığımız derenin iki yanındaki kavaklı yol! Kendine bir akvaryum yapar balık üretirsin. İstediğin zaman kimseye sormadan dışarı çıkar, gezersin. Hatta piyano da çalarsın istersen.”

Gölgede kalan yüzüne doğru eğiliyorum. Henüz nefes alıyor, hafifçe. Yüzü ıslak, ağlıyor. Abuk sabuk konuştum da iyi ettim sanki!
“Ama Franz ... “ Omzunu kavrıyor, yüzümü yüzüne yaslıyorum. “Uyumak ister misin?”
Cevap vermiyor. Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor. Silmek isterdim, fakat mendilim çok kirli .

Ağzını açıp haykırsa keşke! Ama sadece ağlıyor, başı yana dönük. Annesinden, kardeşlerinden bahsetmiyor, hiç bir şey demiyor, hepsi çok gerilerde herhalde? O, şimdi ondokuz yıllık küçük ömrüyle yapayalnız ve ağlıyor, bu ömür onu bırakıyor çünkü."


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



238. "Seviyorum seni! Seni seviyorum! Felaketlere ve yaşadığımız zamanın kötülüğüne karşın yine de seviyorum!"


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



239. "Dünya, öylesine acı dolu ki, bugün artık herkes ancak kendisini düşünebiliyor."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



240. "Elinden geldiğince, bunu yapabildiği sürece baş çevirmişti gerçekten. Kendisini taşımasını, kendisine dayanak olmasını istediği bir şeyin şimdi onu daha da büyük bir yalnızlığa ittiğini görebilmek, başlı başına bir yüreklilikti."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



241. "Rol yapmakta ne kadar ileri gittik, diye düşündü Graeber. Herkes neredeyse bu işin kendi çapında bir ustası olup çıktı."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



242. "Hoş zaten bu evrende kim kimin farkındaydı ki..."


- Ölesiye Yaşamak



243. "Ama kendisini aldatmadan yaşayan var mıdır?"


- Ölesiye Yaşamak



244. "Unutmak istediğim anılarımın içine diri diri gömülmüş bir durumdaydım."


- Ölesiye Yaşamak



245. "“Devletsiz vatan olmaz.”
_____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



246. "..
kırık bir kol, karında bir delikten daha iyi. Bazılarımız sılaya dönmek için böyle bir fırsat gözetiyor adeta.
_____"


- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok



247. "Bir süre durdu. Ne kaldı ki, diye düşünürken büyük bir korkuya kapıldı. Yok olunca, kendin­den ne kalacaktı acaba geriye? Bir iki insanın, sağsalar anasının babasının, birkaç arkadaşının, belki de Elisabeth'in kafasında, ne kadar yaşaya­cakları belirsiz, unutulmaya yargılı kırık dökük anılardan başka hiçbir şey! Aynaya baktı. Daha şimdiden tüy gibi hafiflediğini, inceldiğini, göl­geleştiğini, tulumbaların emip boşalttığı bir hüc­reye döndüğü kuruntusuna kapılmaya başlamış­tı. Ne kalıyordu ki geriye? Neye tutunup, nere­ye demir atabilecek, nereden dayanak alabile­cek, hepten yele kapılıp savrulmamak için geç­mişle bağlantı kuran ne bırakabilecekti geriye? Hiç."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



248. "Askerlikte eski bir kuraldır. Elden bir şey gelmediği zaman, hiç olmazsa heyecanlanmamasını bilmek gerekir."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



249. "Gerçek kişiliğiniz, buradaki kişiliğiniz değil. O, geldiğiniz yerde kalıyor. Ve onu bilen yok."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı



250. "Ne tuhaf! İnsan daha düne değin onsuz edemeyeceğini sandığı bir şeyden kolayca ayrılabiliyor."


- Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: