Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Eric Berkowitz Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Eric Berkowitz En Beğenilen Sözleri



1. ""Eğer bir çocuk tecavüzü mahkemeye intikal ederse saldırgan yüzde 80 ihtimalle aklanıyordu, çünkü hukuk, mağdurun sekse zorlandığının ve saldırganın mağdurun içine boşaldığının kanıtını istiyordu.""


- Seks ve Ceza



2. "Milattan önce yaklaşık dokuz bin dolaylarına (Homosapiens’in veya modern insanın ortaya çıkışından kabaca yüz seksen beş bin yıl sonra) kadar cinsel ilişkiyle hamilelik arasındaki bağlantı tespit edilememişti.

Muhtemelen seks ve doğum arasındaki uzun süre yüzünden insanlar aradaki bağlantıyı kuramıyor ve her halükarda kadınlar kısa yetişkinlik yaşamlarının çoğunu hamile olarak ya da çocuk emzirerek geçiriyorlardı. Çocuklar anne rahminde birden ortaya çıkıyor gibiydi.

Daha da anlaşılmaz ve belki de ürkütücü olanı, kadının bedeninden düzenli aralıklarla akan kandı. Kan bizzat hayattı, kaybedilmesi tehlikeli olan büyülü bir şeydi; ne var ki, kadınlar yara bere olmadığı halde günlerce oluk oluk kanıyordu ve hiç kimse bunun nedenini bilmiyordu.

Tek bir husus aşikardı ki, âdet kanı sadece kadından ve kadında da insan yaşamının başladığı yerden geliyordu.."


- Seks ve Ceza



3. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi?"


- Seks ve Ceza



4. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi? Erkeklerin, çocuklarının gerçekten kendilerine ait olduklarından emin olmak istedikleri için zinanın yasaklanmiş olmasıni anlamak kolay olsa da cinsel deneyim yaşamamış bir kadınla evlenmek konusunda benzeri bir gerekçe sözkonusu değildir.."


- Seks ve Ceza



5. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi?"


- Seks ve Ceza



6. "Eğer biz eşimiz olmadan yaşamımızı sürdürebiliyor olsaydık, istisnasız hepimiz bunu yapardık; ama doğa öylesine kararlı ki, ne kadınlarla rahat edebiliyoruz ne de onlarsız yaşayabiliyoruz. Bu nedenle geçici zevklerimizden ziyade kalıcı himayeyi düşünmeliyiz."


- Seks ve Ceza



7. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi?"


- Seks ve Ceza



8. "Ahlaki çürümenin giderek arttığı ve bunun da etkili önlemler gerektirdiği yönünde bir kanaat oluşmuştu."


- Seks ve Ceza



9. "Mesele fahişelerin kökünün kazınıp kazınmayacağı değil, zira bunun olamayacağını herkes biliyordu, fahişelerin arz ettiği sağlık tehditlerinin nasıl kontrol edileceğiydi. Avrupa’da ve kısa bir süreliğine ABD’de bunun anlamı fahişeliği belli ölçülerde yasallaştırmak ve onları yorucu tıbbi müdahalelere tabi tutmak demekti. Bu çabaların riyakarca olduğunu söylemekte bir sakınca yoktur. Çünkü devletin kamu sağlığı düzenlemesinin hedefi zührevi hastalık taşıyan erkekler değil alt sınıftan kadınlardı her zaman. Yoksul bir kızın veya kadının bir komşusu tarafından ihbar edilmesi, fahişe diye yaftalanıp tıbbi testlere tabi tutulmasına yeterken müşteriler hiçbir şekilde tehlikeyle karşılaşmıyordu. Erkeklerin hafif meşrepliğini normal bir dürtü kadınların fahişeliğini ise bir kamu sağlığı tehdidi olarak gören bu çifte standart, hayatın kabul edilmiş bir gerçeğiydi."


- Seks ve Ceza



10. "“Platon’a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır.”"


- Seks ve Ceza



11. "Seks, yeryüzü ve gökyüzünün deveranını sağlayan temel
kuvvetlerden biriydi..."


- Seks ve Ceza



12. "Kıl alma kadın işiydi, dolayısıyla erkeğe kıl aldırmak onu kadınsılaştırmak demekti."


- Seks ve Ceza



13. "Bu toplumda bir kadının âdet kanının bulaştığı çamaşırlar basit bez parçaları değildi; çoğalmanın iyiye veya kötüye kullanılabilecek muazzam gücünü taşıyorlardı."


- Seks ve Ceza



14. "Kadınlar asırlardır cinsellikten kaçınarak saygınlıklarını korumak ile yıkımı göze alarak cinselliklerinden haz almak arasında seçim yapmak zorunda kalıyor."


- Arzunun Sınırları



15. ""Yasa yoksa suç da olamaz,""


- Seks ve Ceza



16. "Hayatlarının onca zamanını dört duvar arasında geçirmeye ve az konuşup az düşünmeye zorlandıktan sonra böyle bir seyir izlemek, karanlık bir mağaradan gözü kör eden gün ışığına çıkmaya benzer."


- Seks ve Ceza



17. "Beyaz, siyah ve kahverenginin birleşimi yeni insan tipleri yaratırken hukukun da kendi rengini değiştirmesi gerekiyordu."


- Seks ve Ceza



18. "Eşcinsellik Tanrı’ya karşı resmen suçtu. Justinian bilhassa din adamları arasındaki eşcinselleri infaz etmeye başlamıştı çoktan. Birçoğu KOSTANTİNOPOLİS’e getirilerek işkenceden geçirilip hadım edilerek öldürüldü. Hadım edilerek öldürme, eşcinselliğe verilen resmî cezalardan biri haline geldi."


- Seks ve Ceza



19. "Ne hukuk ne de din, insanların yatakta yaptıkları üzerinde kalıcı bir etki yaratmış gibi görünmüyor."


- Seks ve Ceza



20. "19. yüzyılın başında Amerikalı nüfus sayım memurları ev ev dolaşıp özellikleri geçmişin ırksal karışımını yansıtan insanları arıyorlardı. Eğer “bir damla bile” siyah kanı bulurlarsa o kişi en temel insan haklarından bile yoksun bırakılıyordu.."


- Seks ve Ceza



21. "Sade'a göre cinsel sınırlar kavramının bizzat kendisi aptalcaydı. Ahlakı tanımlayan şey zevkti. Orgazm özlemi doğaldır, diyordu Sade ve böyle olduğu için de kişi nasıl orgazm olursa olsun yaptığı şey doğru ve iyiydi:
Şu husus hiç mi anlaşılmayacak: Ne kadar garip, ne kadar sıra dışı, ne kadar suç gibi görünürse görünsün hiçbir zevk türü yoktur ki doğrudan doğal dürtülerimizden kaynaklanmasın ve doğal düzene bağlı olmasın... Bu zevkleri istesek bile değiştirebilir miyiz? Kendimizi yeniden yaratma gücümüz var mı? Şu an olduğumuzdan farklı biri olabilir miyiz?
Kısaca zevk, bedelini ödemeye değerdi."


- Seks ve Ceza



22. "Yeni Dünya’daki siyah kadınları yaklaşık üç asırdır sömürüyorlardı.."


- Seks ve Ceza



23. ""Bir ya da iki asır geriye veya ileriye gittiğimizde ya da bir ülke sınırını geçtiğimizde, bir toplumun zararsız eğlencesinin bir başkasının en ağır suçu olduğunu görürüz.""


- Seks ve Ceza



24. "1991’de İtalyan Alpleri’ndeki dağcılar, beş bin yıllık donmuş bir adam buldular. Ayaklarındaki kar ayakkabıları hâlâ duran adamın üzerinde elli yedi dövme vardı. Son anlarında ona pek faydasının dokunmadığı anlaşılan bakır bir balta taşıyordu. Şiddetli bir kavgada öldürülmüştü. Şimdi Buz Adamı Ötzi diye bilinen cesedin ilk başta penissiz gibi görünmesi bir sürü soruya yol açmıştı (daha sonra penis çok fena bir halde bulundu). Penis bir ritüelle mi kesilmişti, yoksa adam kıskanç bir koca tarafından hadım mı edilmişti? Yoksa birkaç bin yıl aradan sonra çok soğumuş ve cansız kalmış cinsel organı büzüşmüş müydü sadece? İlave bilgi -okuyabileceğimiz bir şey- olmayınca onun hukuk yoluyla mı öldürüldüğünü, yoksa bu yazgısında seksin mi rol oynadığını söylemek imkansız. Ötzi nispeten yakın bir atamız olsa da, o ve onun gibi dövme seven komşularının hangi cinsel âdetlere göre yaşadıklarına dair bir çıkarımda bulunabilecek kadar bilgiye sahip değiliz."


- Seks ve Ceza



25. "Eğer tecavüz hamilelikle sonuçlanırsa, çocuğu taşıyan kadının mahkemede kazanma şansı neredeyse sıfırdı. O zamanlar hakim olan hamileliğin “iki tohum” kuramına göre, bir çocuğa hamile kalınması için hem erkeğin hem de kadının “boşalması” gerekiyordu. Boşalmaya her zaman zevk eşlik ettiğinden hamileliğin kadının zevk aldığını kanıtladığı düşünülüyordu."


- Seks ve Ceza



26. "İşin doğrusu seks ilahi bir şeydi ve evlilik iyi bir hayat sürmek için gerekliydi."


- Seks ve Ceza



27. "“Seks her zaman satar ama yasak seks daha çok satar.""


- Seks ve Ceza



28. ""Sex ayıp değildi bir ihtiyaçtı.""


- Seks ve Ceza



29. ""Sex ayıp değildi bir ihtiyaçtı.""


- Seks ve Ceza



30. "“Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandığında doğru, yanlış yaşandığında yanlıştır.”"


- Seks ve Ceza



31. "“Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandığında doğru, yanlış yaşandığında yanlıştır.”"


- Seks ve Ceza



32. "Seks her zaman satar ama yasak seks daha çok satar."


- Seks ve Ceza



33. "İyi kadınlar cinsel ihtiyaçları olmayan pasif kişilerdi; kötü kadınlarsa cinsel açıdan aktifti."


- Seks ve Ceza



34. "Dünyada yapılmaya değer tek şey sevişmektir."


- Seks ve Ceza



35. "Yerli ve Afrikalı kadınlar şeklen insan olarak kabul ediliyordu, ruhen değil. Onlar beyaz bedenleri tatmin etmek için yaratılmıştı, öyle değilse bile kolayca boyun eğdirilebilirlerdi."


- Seks ve Ceza



36. "Öte yandan bekaret düşkünlüğü -pek çok kültürde günümüze kadar gelmiştir ve erkeklerin bakir olmaması asla sorun edilmemiştir- büyük olasılıkla, erkeklerin kadınları kontrol edip hakimiyet altına almalarının bir yoluydu."


- Seks ve Ceza



37. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi?"


- Seks ve Ceza



38. ""Her tür büyü, kadınlardaki dinmeyen tensel şehvetten kaynaklanır, "diye yazıyordu Kramer. Kadınların sözüm ona cinsel zafiyetleri, onları şeytanın ayartmasının baş kurbanları haline getiriyordu. "Şeytan, kadınların tensel hazları sevdiğini bil­diğinden onları kullanır," diyordu Fransız cadı savcısı Henri Bou­get. "Erkeğin kadının bedenini istismar etmesinden başka hiçbir şey kadını erkeğe daha fazla tabi ve sadık kılmaz." Remy kendi adına "bu pisliklerin [yani cadıların] hepsinin kadın olmasını makul" buluyordu. Henüz şeytan tarafından ele geçirilmemiş kadınlara bile güvenmemek lazımdı. "Bütün kötülükler bir kadının kötülü­ğünün yanında hiç kalır.""


- Seks ve Ceza



39. "Platon'a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır."


- Seks ve Ceza



40. "Seks her zaman satar ama yasak seks daha çok satar."


- Seks ve Ceza



41. "Dionysos ayinleri ve bu mezhebin cinsel taşkınlıkla ilişkisi, Roma ve Akdeniz’in başka yerlerinde yeni bir şey değildi. Atina’daki Dionysos şenliklerinde içkinin su gibi aktığı, edepsizlikte sınır tanınmadığı herkesin malumuydu. Mısır’da tanrı, elli beş metreyi bulan altın falluslar taşıyan geçit alaylarıyla şereflendirilirdi"


- Seks ve Ceza



42. ""Cinsellik ile ilgili kısıtlamalar her zaman mevcuttu ama amaç sekse son vermek değil, onu yönlendirmekti.""


- Seks ve Ceza



43. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



44. ""Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandığında doğru, yanlış yaşandığında yanlıştır.""


- Seks ve Ceza



45. "Platon'a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır.."


- Seks ve Ceza



46. "Yakın doğuda başkalarını gereksiz yere sınavdan geçmeye zorlayan çoğu insan cezalandırılırdı. Oysa erkeklerin zina suçlamalarının mesnetsiz olduğu kanıtlandığında bile onların yanlış bir şey yapmadığı düşünülürdü. Dolayısıyla sırf bir kıskançlık kuruntusuyla bile eşlerine zor zamanlar geçirtmelerine izin verilirdi."


- Seks ve Ceza



47. ""Eğer biz eşimiz olmadan yaşamımızı sürdürebiliyor olsaydık,
istisnasız hepimiz bunu yapardık; ama doğa öylesine kararlı ki, ne
kadınlarla rahat edebiliyoruz ne de onlarsız yaşayabiliyoruz. Bu
nedenle geçici zevklerimizden ziyade kalıcı himayeyi düşünmeliyiz.""


- Seks ve Ceza



48. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



49. "Elbette tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. Değişen tek sey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir.."


- Seks ve Ceza



50. "Kadınlar kesin kanıt olmadan da zinayla suçlandığında da nehre atılmaları gündeme gelebiliyordu. “Nehir sınavı” diye bilinen işkenceyle, kadınlar suya atılarak haklarındaki iddiayı temizleyebiliyorlardı: Eğer hayatta kalırlarsa, masum oldukları ilan ediliyordu; boğulurlarsa da suçlu olduklarına hükmediliyordu."


- Seks ve Ceza



51. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi? Erkeklerin, çocuklarının gerçekten kendilerine ait olduklarından emin olmak istedikleri için zinanın yasaklanmiş olmasıni anlamak kolay olsa da cinsel deneyim yaşamamış bir kadınla evlenmek konusunda benzeri bir gerekçe sözkonusu değildir.."


- Seks ve Ceza



52. "Yüzyıl geçse de yasaların odağında genç kadınların cinselliğini korumaktansa kontrol etmek vardı."


- Arzunun Sınırları



53. "Zaman geçtikçe erkeklerin kadın korkusu, düpedüz düşmanlığa dönüştü ve âdet gören kadına hem tehlikeli hem de pis gözüyle bakılmaya başlandı."


- Seks ve Ceza



54. "Bir ya da iki asır geriye veya ileriye gittiğimizde ya da bir ülke sınırını geçtiğimizde, bir toplumun zararsız eğlencesinin bir başkasının en ağır suçu olduğunu görürüz."


- Seks ve Ceza



55. "Uyuyan, sarhoş veya "akıl hastalığı" olan insanlarla seks yapmak yasaktır."


- Seks ve Ceza



56. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



57. "Babilliler bütün kadınları belirli bir zaman tapınak fahişesi olarak çalışmaya zorluyorlardı. Herodot’a göre: “Ülkenin yerlisi olan her kadın, hayatında bir kez de olsa Afrodit tapınağına gidip kendisini yabancı bir adama teslim etmeliydi.”"


- Seks ve Ceza



58. ""Romalılar öteden beri zenginlik ve rahatlığın kendilerini yoldan çıkardığına inanıyordu.""


- Seks ve Ceza



59. "“Zenci bir kadın çaresizdir, efendisinin söylediğini yapmak zorundadır.” Kölelerin efendilerine direnmesi veya misillemede bulunması genellikle şiddetle sonuçlanıyordu."


- Seks ve Ceza



60. "“Erkek”, kadınların ve kölelerin kaderi olan cinsel hakaretlere asla maruz kalmayan Romalı yurttaş demekti."


- Seks ve Ceza



61. "Hammurabi yasaları da kadınların hayatını aynı ölçüde tehlikeli kılıyordu. “Kendini sakınmayan”, evden izinsiz ayrılan ya da kocalarını küçük düşürecek şekilde davranan evli kadınlar boğularak öldürülüyordu. Bu ceza iki amaca hizmet ediyordu: hem baş belası bir kadını ortadan kaldırıyor hem de erkeğin namusunu temizliyordu."


- Seks ve Ceza



62. "Yasa yoksa suç da olamaz."


- Seks ve Ceza



63. "Babilliler bütün kadınları belirli bir zaman tapınak fahişesi olarak çalışmaya zorluyorlardı. Herodot’a göre: “Ülkenin yerlisi olan her kadın, hayatında bir kez de olsa Afrodit tapınağına gidip kendisini yabancı bir adama teslim etmeliydi.”"


- Seks ve Ceza



64. "''Eski Ahit’in seks yasalarının çoğu, Tanrı’nın kelamından ziyade daha eski bölgesel yasaların kopyaları gibi görünmektedir artık.''"


- Seks ve Ceza



65. "Melez çocuklar Amerikan toplumunu tanımlayan renk sınırlarını bulanıklaştırıyordu. Her zaman olduğu gibi, kara deri kölelik demekti ve beyazlık özgürlüğe işaret ediyordu.."


- Seks ve Ceza



66. "seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır.( platon)"


- Seks ve Ceza



67. "Ahlaki reformlar her zaman kurbanlar yaratırken, halkın gündelik davranışlarını nadiren değiştirir."


- Seks ve Ceza



68. "Eskinin mazlumları yeninin zalimleri oldular."


- Seks ve Ceza



69. "... saygınlık insanların aklından geçen en son şeydi."


- Seks ve Ceza



70. "İşin doğrusu seks ilahi bir şeydi."


- Seks ve Ceza



71. "Eğer biz eşimiz olmadan yaşamımızı sürdürebiliyor olsaydık, istisnasız hepimiz bunu yapardık; ama doğa öylesine kararlı ki, ne kadınlarla rahat edebiliyoruz ne de onlarsız yaşayabiliyoruz. Bu nedenle geçici zevklerimizden ziyade kalıcı himayeyi düşünmeliyiz."


- Seks ve Ceza



72. "Güç, büyücülük ve şansa dair bütün bu konuşmalar ilginç ama yersizdi."


- Seks ve Ceza



73. "Roma, fahişeleri, oyuncular, hayvan dövüştürücüleri ve gladyatörlerle aynı kefeye koyardı. Bütün bu insanlara geçimlerini bedenleriyle kazandıkları için ayak takımı (infamia) gözüyle bakılırdı."


- Seks ve Ceza



74. "-- Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi ?"


- Seks ve Ceza



75. "Din adamları erken ortaçağın ahlak polisleriydiler ve cehennemden kurtuluşun, seksten olabildiğince uzak durmaya ve gerektiğinde seksi sınırlı ölçüde yaşamaya bağlı olduğunu öğretiyorlardı."


- Seks ve Ceza



76. "Her arzu kabarması, şehvetten doğan her çocuk, ilk günahın bariz kanıtlarıydı. Biz, hepimiz massa damnata, yani lanetli kalabalığız ve hep öyle olacağız."


- Seks ve Ceza



77. "Bizlerin düzüşmek için yaratıldığımıza inanıyorum ve düzüşmeye başladığımızda yaşamaya başlıyoruz..."


- Seks ve Ceza



78. "Sade’ın Juliette’i eskiden iyi bir kızken fahişe olmuş ve edepsizlikte sınır tanımayıp sonunda devletin başındakiler ve papayla seks yapmış bir karakterdi."


- Seks ve Ceza



79. ""İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon.""


- Seks ve Ceza



80. "''Seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır.''"


- Seks ve Ceza



81. "Yakın akrabalarla üremeye karşı yasaklar olmasaydı, insan DNA’sı, iklime ve atalarımızın karşılaştığı diğer zorluklara uyum sağlama gücüne asla kavuşamazdı."


- Seks ve Ceza



82. "Hiçbir toplum, âdet korkusunu İbraniler kadar takıntı haline getirmedi. Âdet döneminde kadınların ve onların dokunduğu şeylerin temiz olmadığını buyuran Tevrat, bu kirliliği, “âdet gören kadınların dokundukları erkeklerin dokundukları şeyleri” de içerecek şekilde genişletti."


- Seks ve Ceza



83. ""İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon.""


- Seks ve Ceza



84. "''Seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır.''"


- Seks ve Ceza



85. "''Bütün eski uygarlıklar, insanların cinsel yaşamlarını kontrol etmeyi amaçladılar.''"


- Seks ve Ceza



86. "İtalya’da mezhep önceden tamamen kadınlardan oluşurken, artık erkekler ve kadınlar birlikte tapınıyor, şarap banyosu yapıp bütün cinsel sınırlamaları aşıyorlardı. “Her birey, doğasına hakim olan tutkunun etkisiyle, meyilli olduğu zevk her neyse onu yaşıyordu,” diye yazar Romalı tarihçi Livy."


- Seks ve Ceza



87. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



88. ""Tanımak" sözcüğünün Sümercedeki karşılığı aynı zamanda "seks yapmak" demektir."


- Seks ve Ceza



89. ""Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandiğinda doğru, yanliş yaşandığında yanlıştir," diyor Platon.."


- Seks ve Ceza



90. "Evli bir kadın bir kez olsun zina yaptığında, para alıp almadığına bakılmaksızın damgalanarak sonsuza dek fahişe mertebesine indiriliyordu."


- Seks ve Ceza



91. "''Bütün eski uygarlıklar, insanların cinsel yaşamlarını kontrol etmeyi amaçladılar.''"


- Seks ve Ceza



92. "“Pornografi” sözcüğü Yunanca pornographe sözcüğünden gelmektedir ve “orospularla ilgili yazı” anlamı taşımaktadır."


- Seks ve Ceza



93. "Görevlerini suistimal eden nüfuzlu ama hödük adamları ele alalım"


- Seks ve Ceza



94. "Her birey, doğasına hakim olan tutkunun etkisiyle, meyilli olduğu zevk her neyse onu yaşıyordu."


- Seks ve Ceza



95. "Katolik hükümetler ahlaksızlıktan kazanç elde ediyor suçlamasına maruz kalmasınlar diye belediye genelevleri kapatıldı. Paris 1556’da genelevlerinin kepenklerini indirdi. On yıl sonra Papa, Romalı fahişelere şehri terk etmelerini emrettiyse de yetkililer yirmi beş bin kişinin şehri boşaltmaya hazırlandığını görünce Papa’nın emri iptal edildi."


- Seks ve Ceza



96. "Adem ve Havva'nin günahlarından ötürü Tanrı'nin insanlık üzerindeki lanetiydi; her seks eylemi ve düşüncesi, ilk erkekle kadının hatalarının yeni bir cezasıydı.."


- Seks ve Ceza



97. "Biz, hepimiz massa damnata, yani lanetli kalabalığız ve hep öyle olacağız."


- Seks ve Ceza



98. "'' Soylu kızların kendi rızalarıyla kaçtıkları saptandığında kendilerini kaçıranlarla birlikte infaz ediliyorlardı. Çoğu vakada tecavüzde rızası olmasa bile kadın, “daha güçlü bir tepki verebilirdi” gerekçesiyle cezalandırılıyordu.''"


- Seks ve Ceza



99. "Platon’a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır."


- Seks ve Ceza



100. ""Antik dünyada kadınların bakireliği bir fiyatı, pazarı ve erkek sahiplerini koruyan yasaları olan bir metaydı.""


- Seks ve Ceza



101. ""Geçmişin erdemli kadınları, yanlış erkeklerin eline geçmek yerine ölmeyi tercih ederlerdi.""


- Seks ve Ceza



102. ""Seks dürtüsü kontrol edilemezdi.""


- Seks ve Ceza



103. "Bir kişinin şanı, onun nasıl davranacağını göstermez."


- Seks ve Ceza



104. "Yunan kültüründe kadınların asıl işlevi fizikseldi. Bu nedenle onları eğitmek ve sosyal hayata karışmalarına izin vermek anlamsızdı. Bunun yerine, etrafı duvarlarla çevrili evlerin havasız iç odalarında, sadece köleler ve aile fertleriyle geçiyordu hayatları. Eşler kocalarının fahişelerle şenlenen “sempozyum” adındaki ziyafetlerine asla katılamadıkları gibi, günlük hayatta kocalarıyla fazla etkileşime de geçemezlerdi. Yaş ve yetişme açısından kocayla eşi arasındaki farklılıklara, erkeklerin evin dışında seks yapma olanakları eklenince, eşlerin birbirine yabancı kalmaları kaçınılmaz oluyordu. Bunu bilen ilk Atinalı yasa koyuculardan Solon, erkeklerden eşleriyle ayda üç kez ilişkiye girmelerini istiyordu. Böylece kocaların eşleriyle seks yapması yasal bir görev haline geliyordu."


- Seks ve Ceza



105. "Seks her zaman satar ama yasak seks daha çok satar."


- Seks ve Ceza



106. "Kadınlara dava açılıp ölüm cezası verilebilirdi ama mahkemede tanıklık yapmalarına izin verilmezdi."


- Seks ve Ceza



107. "Batı'da çoğu insan için hayatın bugün bildiğimiz hayata benzemeye başladığı dönem 18. yüzyıldır. Şehirli, seyyar, cinsel açıdan özgür bir hayat."


- Seks ve Ceza



108. "Seks ayıp değildi bir ihtiyaçtı."


- Seks ve Ceza



109. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



110. "Aziz Jerome (347–420 dolayları) geldi ve “Tensel hazzın tohumlarını taşıyan her şey zehirdir,” diyerek evlilik bağındaki de dahil bütün cinsel ilişkilerin kirli olduğunu buyurdu.”"


- Seks ve Ceza



111. "Fahişelik utanç verici olsa da seks ticareti yasaldı"


- Seks ve Ceza



112. ""Dünyada yapılmaya değer tek şey sevişmektir.""


- Seks ve Ceza



113. ""Yasalarımız ortaçağda olduğu gibi günahı cezalandırmamıza artık izin vermese bile yine de bir daha suç işlemesinler diye suçluları cezalandırabiliriz,""


- Seks ve Ceza



114. "Edebiyatın görevi toplumda var olabilecek bir fesat portresi sunarak kötülüğe karşı nefret uyandırmak yerine, aklı yüceltip ahlakı saflaştırarak ruhu güzelleştirip geliştirmek ol­ması gerektiğinden söz konusu eser ciddi ölçüde kusurludur."


- Seks ve Ceza



115. "Cinsel davranışın vebali herkesin üzerineydi çünkü bir kişinin yanlış cinsel adımlar atması, kayda değer ölçüde feciyse savaşa, kıtlığa ve cehennem azabına yol açabilirdi."


- Seks ve Ceza



116. "Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşadığında doğru , yanlış yaşadığında yanlıştır ."


- Seks ve Ceza



117. "Erkekler, çeyizi kayınpederlerine iade ederek eşlerinden basitçe boşanabilirlerdi. Öte yandan kadınların önce bir erkek akrabanın onayını alması, sonra mahkemeye gitmesi -hayatta bunu yapabilecekleri tek fırsat- ve şansını denemesi gerekiyordu. Hayatlarının onca zamanını dört duvar arasında geçirmeye ve az konuşup az düşünmeye zorlandıktan sonra böyle bir seyir izlemek, karanlık bir mağaradan gözü kör eden gün ışığına çıkmaya benzer.

Sadece üç kadının boşanmaya kalkıştığını biliyoruz."


- Seks ve Ceza



118. "İyi kadınlar cinsel ihtiyaçları olmayan pasif kişilerdi; kötü kadınlarsa cinsel açıdan aktifti."


- Seks ve Ceza



119. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



120. "Eğer biz eşimiz olmadan yaşamımızı sürdürebiliyor olsaydık, istisnasız hepimiz bunu yapardık; ama doğa öylesine kararlı ki, ne kadınlarla rahat edebiliyoruz ne de onlarsız yaşayabiliyoruz. Bu nedenle geçici zevklerimizden ziyade kalıcı himayeyi düşünmeliyiz."


- Seks ve Ceza



121. "Sparta hukuku tutkulu evlilikleri teşvik ediyordu. Eşler birbirlerini özleyip arzulasınlar ve çocuklarını tutkulu sevişmeler sonucunda yapsınlar diye uzun süre ayrı tutuluyorlardı."


- Seks ve Ceza



122. "Protestanlar seksin uyumak ve yemek içmek gibi yaşamak için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyorlardı."


- Seks ve Ceza



123. "Kadınların erkeklere ihtiyaç duymadan kendilerini tatmin edebildikleri bir dünya çekilir gibi değildi."


- Seks ve Ceza



124. "“Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandığında doğru, yanlış yaşandığında yanlıştır,” diyor Platon."


- Seks ve Ceza



125. "... eskinin mazlumları yeninin zalimleri oldular."


- Seks ve Ceza



126. "Reşit olma yaşını yükselten ve kızları istismardan koruyan yasa tekliflerinin peş peşe geri çevrilmesi tüm ülkenin özünde ahlaksız olduğunu açığa vurdu."


- Seks ve Ceza



127. "Uygar toplumun bir anlamı varsa eger, o da zayıfların korunmasıdır ve çocukları cinsel istismardan korumak, modern yasanın belirleyici unsuru haline gelmiştir."


- Arzunun Sınırları



128. "Bekaret düşkünlüğü -pek çok kültürde günümüze kadar gelmiştir ve erkeklerin bakir olmaması asla sorun edilmemiştir- büyük olasılıkla, erkeklerin kadınları kontrol edip hakimiyet altına almalarının bir yoluydu."


- Seks ve Ceza



129. "Bütün eski uygarlıklar, insanların cinsel yaşamlarını kontrol etmeyi amaçladılar."


- Seks ve Ceza



130. "Reşit olma yaşını yükselten ve kızları istismardan koruyan yasa tekliflerinin peş peşe geri çevrilmesi tüm ülkenin özünde ahlaksız olduğunu açığa vurdu."


- Seks ve Ceza



131. ""Bir erkek bir kadında iktidarsızlık yaşayıp başka bir kadında muvaffak olduğunda çoğu zaman kara büyüden şüpheleniliyordu.""


- Seks ve Ceza



132. "...tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. Değişen tek şey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir."


- Seks ve Ceza



133. "Kocasından ayrılmayı isteyen kadın şahsen mahkemeye başvurmalı diyen yasa, aslında kocaya karısıyla buluşup onu geri kazanma imkanı vermek için tasarlanmıştır."


- Seks ve Ceza



134. "Eğer seks evlilikte bile günahsa, kilise neden eşlerden seks yapmalarını istiyordu? Cevap Aziz Augustinus’a kadar giden temel Hıristiyan inancından geliyordu: Seks dürtüsü kontrol edilemezdi. İnsan ne yaparsa yapsın, Âdem ile Havva’nın ilk günahı, cinsel organların tatmin aramaya devam etmesine sebep olmuştu. Kilisenin amacı, seks dürtüsünün evlilik dışında başka yönlere sapmasını önlemekti. Eşleri olmayan kadın ve erkekler ruhlarını tehlikeye atacak amelleri işleme riskini taşıyorlardı."


- Seks ve Ceza



135. "Ahlaki reformlar her zaman kurbanlar yaratırken, halkın
gündelik davranışlarını nadiren değiştirir."


- Seks ve Ceza



136. "Başlangıçta insanlar iki yüze, iki tür cinsel organa, dört ayağa ve dört kola sahipti. Bu ön-insanların başlangıçtaki beden yapısı
öylesine iyi işliyordu ki, tanrıların huzurunda kibre kapıldılar. Bu da Zeus’u kızdırıp hepsini ikiye bölmesine yol açtı. Sonuç şimdiki insanlar oldu; ömürleri boyunca diğer yarılarını
aramaya mahkum canlılar..."


- Seks ve Ceza



137. "Bekaret takıntısı hakkındaki açıklamalar, erkeklerin “sıkı bir bedene” duydukları arzunun yanı sıra satın aldıkları “malın” yepyeni olduğundan emin olma istekleriyle sınırlı görünmektedir. Öte yandan bekaret düşkünlüğü -pek çok kültürde günümüze kadar gelmiştir ve erkeklerin bakir olmaması asla sorun edilmemiştir- büyük olasılıkla, erkeklerin kadınları kontrol edip hakimiyet altına almalarının bir yoluydu. Bakire bir gelin almak, kocası için güç göstergesiydi ve onu evlilik öncesinde bozulmamış halde korumak, babalar ve erkek kardeşler için bir kontrol testiydi."


- Seks ve Ceza



138. "“Cinsel sevginin ruhsal ölümü beraberinde getirdiği yönündeki Hıristiyan anlayış, İmparator Konstantin’den günümüze kadar Batı seks hukukunun mihenk taşı oldu.”"


- Seks ve Ceza



139. "'' Roma yasaları, fahişelerin işlerini kösteklemekten ziyade, saygın eşlerin ve kızların fahişe gibi davranmalarına engel olma amacı taşıyordu. ''"


- Seks ve Ceza



140. "“Platon’a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır...”"


- Seks ve Ceza



141. "Geçmişin erdemli kadınları, yanlış erkeklerin eline geçmek yerine ölmeyi tercih ederlerdi."


- Seks ve Ceza



142. "Eğer seks evlilikte bile günahsa, kilise neden eşlerden seks yapmalarını istiyordu? Cevap Aziz Augustinus’a kadar giden temel Hıristiyan inancından geliyordu: Seks dürtüsü kontrol edilemezdi. İnsan ne yaparsa yapsın, Âdem ile Havva’nın ilk günahı, cinsel organların tatmin aramaya devam etmesine sebep olmuştu. Kilisenin amacı, seks dürtüsünün evlilik dışında başka yönlere sapmasını önlemekti. Eşleri olmayan kadın ve erkekler ruhlarını tehlikeye atacak amelleri işleme riskini taşıyorlardı."


- Seks ve Ceza



143. "Ahlaki reformlar her zaman kurbanlar yaratırken, halkın
gündelik davranışlarını nadiren değiştirir."


- Seks ve Ceza



144. "Başlangıçta insanlar iki yüze, iki tür cinsel organa, dört ayağa ve dört kola sahipti. Bu ön-insanların başlangıçtaki beden yapısı
öylesine iyi işliyordu ki, tanrıların huzurunda kibre kapıldılar. Bu da Zeus’u kızdırıp hepsini ikiye bölmesine yol açtı. Sonuç şimdiki insanlar oldu; ömürleri boyunca diğer yarılarını
aramaya mahkum canlılar..."


- Seks ve Ceza



145. "“Cinsel sevginin ruhsal ölümü beraberinde getirdiği yönündeki Hıristiyan anlayış, İmparator Konstantin’den günümüze kadar Batı seks hukukunun mihenk taşı oldu.”"


- Seks ve Ceza



146. ""Eğer onların (fahişelerin) kökü kazınırsa, erkeklerin şehvetinin her yere sızıp dünyayı kirleteceğini biliyordu.""


- Seks ve Ceza



147. "Hammurabi yasaları da kadınların hayatını aynı ölçüde tehlikeli kılıyordu. “Kendini sakınmayan”, evden izinsiz ayrılan ya da kocalarını küçük düşürecek şekilde davranan evli kadınlar boğularak öldürülüyordu."


- Seks ve Ceza



148. "Eski Ahit’in seks yasalarının çoğu, Tanrı’nın kelamından ziyade daha eski bölgesel yasaların kopyaları gibi görünmektedir artık."


- Seks ve Ceza



149. ""Kadınların çoğu gecenin tadını çıkarırken, bir tek Lucretia iyi bir eşin yalnızken yapması gereken şeyi yapıyor, yün büküyordu.""


- Seks ve Ceza



150. "Cehaletin politika olarak benimsenmesi ciddi sonuçlar doğurur"


- Arzunun Sınırları



151. "Bekaret takıntısı hakkındaki açıklamalar, erkeklerin "sıkı bir bedene" duydukları arzunun yanı sıra satın aldıkları "malın" yepyeni olduğundan emin olma istekleriyle sınırlı görünmektedir. Öte yandan bekaret düşkünlüğü -pek çok kültürde günümüze kadar gelmiştir ve erkeklerin bakir olmaması asla sorun edilmemiştir- büyük olasılıkla, erkeklerin kadınları kontrol edip hakimiyet altına almalarının bir yoluydu."


- Seks ve Ceza



152. "Yahudiler ve cadılar şeytanla işbirliği yaptıklarından, cadı avcıları ortalıkta avlanacak çok fazla Yahudi olmadığı zaman bile Yahudile­rin peşindeydiler. Dahası, ortaçağ yasaları Yahudiler ile Hıristiyan­lar arasında cinsel ilişkiyi suç sayıyordu. İngiltere'de, Yahudilerle seks yapmak zındıklıktı, eşcinsellik ve hayvanlarla seks yapmakla aynı suç kategorisinde yer alıyordu. Yahudilerin Fransa'dan kovul­masından asırlar sonra de Lancre onları şeytanın himayesi altında kötülük yapmakla suçladı: "Her türlü laneti hak ediyorlar, tüm ilahi ve insani yücelikleri yerle bir ettikleri için cezalandırılmaya ve en bü­yük işkenceleri çekmeye layıklar. Kısık ateş, erimiş kurşun, kaynaryağ, zift, balmumu ve sülfür karışımı bile onların hak ettiği keskin ve acımasız azabı veremez." Yaklaşık 1400'de cadıların küçük çocuk­ları yemek, zehir hazırlamak ve seks yapmak için toplandıkları miti oluştuğunda, dine aykırı bu sefahat alemlerine, İbranicede yedinci gün anlamına gelen "sabbat" veya daha dolaysız şekilde "sinagog" adının verilmesi tesadüf değildir."


- Seks ve Ceza



153. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



154. "Hammurabi yasalarına göre efendisine çocuk veren bir köle cariye, efendisi öldükten sonra kendiliğinden azat edilirdi."


- Seks ve Ceza



155. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon"


- Seks ve Ceza



156. "Bir kadının fahişe sayılması için kaç erkekle yatmış olması gerekirdi? Bazı yetkililer beş tanesini yeterli görürken, diğerleri arasında iki diyen de vardı, yirmi bin diyen de..."


- Seks ve Ceza



157. "Uyuyan, sarhoş veya “akıl hastalığı” olan insanlarla seks yapmak yasaktır."


- Seks ve Ceza



158. ""Tanrı'nın hiçbir yasası beyaz adamın intikamını engelleyemez.""


- Arzunun Sınırları



159. "Eski Ahit’in seks yasalarının çoğu, Tanrı’nın kelamından ziyade daha eski bölgesel yasaların kopyaları gibi görünmektedir artık."


- Seks ve Ceza



160. ""Kadınların çoğu gecenin tadını çıkarırken, bir tek Lucretia iyi bir eşin yalnızken yapması gereken şeyi yapıyor, yün büküyordu.""


- Seks ve Ceza



161. "Hammurabi yasalarına göre efendisine çocuk veren bir köle cariye, efendisi öldükten sonra kendiliğinden azat edilirdi."


- Seks ve Ceza



162. "Hıristiyan seks politikası ile pagan seks politikası arasındaki fark muazzamdı."


- Seks ve Ceza



163. "Yahudi hukuku, bedenle ruh arasına hiçbir mesafe koymaz. Tanrı'nın bir uzantısı olarak görülen beden, kutsal bir milletin inşa edilmesinde kullanılacaktı. "Günahlarınızdan arınıp kutsal olmalısınız, zira ben de kutsalım," diye buyurur Tanrı ve Levililer kitabında bunun nasıl yapacaklarını İsrail'in çocuklarına söyler. Tanrı'nın buyruklarına uymak, yaşamak demekti; "verimli olup çoğalmak" (Tekvin 1: 28). O buyrukları gözardı etmek ise belli belirsiz tutundukları topraklardan "atılacak" noktaya varacak kadar Tanrı'nın gazabını çekmek demekti. Bir İbrani'nin bedenen ve ruhen yaptığı her şeyin, yer verilen her düşüncenin, güçlü bir sosyal ve dini anlamı vardı. Dolayısıyla seks ve üreme, İbrani hayatının ve hukukunun merkezinde yer alıyordu."


- Seks ve Ceza



164. "Ortaçağda tecavüz görmezden gelinmez ama üzerinde fazla durulmazdı. Ancak çok ender durumlarda bir suç eylemi olarak ciddiye alınırdı. Geç ortaçağ/erken Rönesans döneminin mahkemeleri tecavüzü, olaydan sonra saldırganın ve kurbanın evlenmesinin beklendiği bir çiftleşme tarzı olarak görüyordu. Tecavüzün açıkça kınandığı yerlerde bile mahkemeler, ya kadınların sekse rıza gösterdiklerine ya da olayın yaşandığı koşullarda kadının erkeğe teslim olması gerektiğine hükmederek suçu hafifletiyordu."


- Seks ve Ceza



165. "Çoğu vakada tecavüzde rızası olmasa bile kadın, “daha güçlü bir tepki verebilirdi” gerekçesiyle cezalandırılıyordu."


- Seks ve Ceza



166. "Ne var ki, bü­tün davalar gerçeklerden çok hikayeler hakkındadır.."


- Seks ve Ceza



167. "İyi kadınlar cinsel ihtiyaçları olmayan pasif kişilerdi; kötü kadınlarsa cinsel açıdan aktifti. Hukuk, erkekleri kendilerine hizmet etmeleri için para ödedikleri kadınlardan korumak için vardı."


- Seks ve Ceza



168. "Başarılı fahişeler, yerel halkın cinsel becerilerini detaylıca biliyorlardı. Hatta bazıları bu bilginin değerini kavramış ve paraya çevirmişti. Londralı bir fahişe, evlenmeyi düşünen kızlara müstakbel kocalarının cinsel açıdan güçlü ve zayıf yanları konusunda danışmanlık yapıyordu."


- Seks ve Ceza



169. "Seks her zaman satar, yasak seksse daha çok satar."


- Seks ve Ceza



170. "Hıristiyan seks politikası ile pagan seks politikası arasındaki fark muazzamdı."


- Seks ve Ceza



171. ""Ortaçağda kadın kadına seks konusunda fazla bir şey bilmiyoruz ama yaygın olmasa da bastırıldığı muhtemel.""


- Seks ve Ceza



172. "Kavgalar ve davalar, köy hayatının rutini haline gelmiş ve insanlar tüm dikkatlerini sekse vermişlerdi."


- Seks ve Ceza



173. "Ahlaki çürümenin giderek arttığı ve bunun da etkili önlemler gerektirdiği yönünde bir kanaat oluşmuştu."


- Seks ve Ceza



174. "Eğer biz eşimiz olmadan yaşamımızı sürdürebiliyor olsay­dık, istisnasız hepimiz bunu yapardık; ama doğa öylesine kararlı ki, ne kadınlarla rahat edebiliyoruz ne de onlarsız yaşayabiliyoruz. Bu nedenle geçici zevklerimizden ziyade kalıcı himayeyi düşünmeliyiz."


- Seks ve Ceza



175. "Hristiyanlığı organize bir din olarak inşa eden insanlar, en azından bir süreliğine münzevi keşiş veya sofu olarak yaşadılar ve bedensel çileyi Tanrı’ya bağlılıklarının bir parçası olarak gördüler. Kendilerini çevrelerindeki azgın pagan dünyadan ayırmaya çalıştıkça dünya görüşleri sertleşti. İşte bu mahrumiyet sırasında gelişen Hıristiyanlık doktrini, bedenin bir korku nesnesi olduğunu ve ruhun ancak bedenin inkarı yoluyla kurtuluşa erdirilebileceğini ilan etti."


- Seks ve Ceza



176. ""İlkel toplumlar ayın belirli zamanlarında seksi yasaklayarak, seks ve üreme kaosuna bir düzenleme getirebildiler. Zaman geçtikçe, erkeklerin kadın korkusu düpedüz düşmanlığa dönüştü ve adet gören kadına hem tehlikeli hem de pis gözüyle bakılmaya başlandı.""


- Seks ve Ceza



177. ""Sırf bir şeyler yapmak istediğimiz için
çok akıllıca olmayan şeyler yapıyoruz.""


- Arzunun Sınırları



178. "Aziz Augustinus’a göre cinsel organların ısrarlı talepleri, Adem ve Havva’nın günahlarından ötürü Tanrı’nın insanlık üzerindeki lanetiydi; her seks eylemi ve düşüncesi, ilk erkekle kadının hatalarının yeni bir cezasıydı. Aynı konuya farklı bir açıdan bakan Platon da insanların sekse duyduğu yoğun arzuyu kabul edip Yasalar’da şöyle der: “Seks en azgın delilikle insan ruhunu etkiler; döl vermeye duyulan şehevi istek, azami şiddetiyle insanın içini yakar.”"


- Seks ve Ceza



179. ""Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi? Erkeklerin, çocuklarının gerçekten kendilerine ait olduklarından emin olmak istedikleri için zinanın yasaklanmiş olmasıni anlamak kolay olsa da cinsel deneyim yaşamamış bir kadınla evlenmek konusunda benzeri bir gerekçe sözkonusu değildir.""


- Seks ve Ceza



180. "19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyılın başında ırkları ayrıştırmayı emreden yasalar giderek daha sertleşti. Öyle ki Mississippi "beyazlarla zenciler arasındaki evliliğin veya sosyal eşitliğin lehine" konuşmayı bile suç sayan bir yasa - 1965'te hâlâ yürürlükteydi- çıkaracak kadar ileri gitti."


- Seks ve Ceza



181. "Bekaret takıntısı hakkındaki açıklamalar, erkeklerin "sıkı bir bedene" duydukları arzunun yani sira satin aldıkları "malın" yepyeni olduğundan emin olma istekleriyle sınırli görünmektedir. Öte yandan bekaret düşkünlüğü pek çok kültürde günümüze kadar gelmiştir.."


- Seks ve Ceza



182. "Adet döneminde sekse ve enseste karşı tabular, neredeyse zıt yönlerde gelişti. Adet dönemindeki kadınlarla cinsel temas kurmaya yönelik yasaklar bazı dinlerde varlığını sürdürürken, seküler hukuk tarafından umursanmadı. Talmud, bu tür eylemlere kırbaç cezasını öngörürken, hiçbir modern Batılı devlet konuya ilgi göstermemiştir. Öte yandan ensest "evrensel bir tabu" olarak varlığını sürdürerek ne­redeyse her yerde suç olarak kabul ediliyor. Ensest hemen hemen her Amerikan eyaletinde yirmi yıla kadar varan hapis cezasını gerektiren bir suçtur."


- Seks ve Ceza



183. "Yahudilerle seks hemen her yerde yasaktı. Onların şeytan kokusu taşıdıkları ve keçi ile domuz doğurduklarına inanılıyordu. 1215'te Yahudilerle Hristyanların kazara cinsel ilişkiye girmelerini önlemek için kilise, Yahudilerin rozet takıp, özel kıyafetler giymelerini emrediyordu. (Nazi Almanyası'nın adı kötüye çıkmış sarı yıldızları, bu geleneğin sonradan dirilmiş halidir.)"


- Seks ve Ceza



184. "Hatta erkekler Haçlı Seferleri’nde Kutsal Topraklar’a gitmek için eşlerinden izin almalıydılar ki onların yoklukları sırasında eşleri başka erkeklere meyletmesinler."


- Seks ve Ceza



185. "1450-1750 yılları arasında altmış binden fazla insanın büyücülük suçundan infaz edildiğini söyleyebiliriz. Bunların en az yüzde 80’i kadındı."


- Seks ve Ceza



186. "


Şeytan çocukla, çoğu ebeveynden daha fazla ilgilenir. Baş­ düşman onların yavrularını mahvetmek için sürekli düşünüp taşınıp, gözlem ve plan yaparken anne babalar bu meselele­re kafa yorup çocuklarını gözetmekten geri durmamalılar. Düşüncesiz anne babalar, aymaz bakıcılar, ihmalkar öğ­retmenler, sizler, her biriniz ihtiyar şeytanın çocukların başında görmek istediği türden insanlarsınız. O adi tuzakları­nı tam sizin huzurunuzda kuruyor, çocuklarınızı yakalayıp mahvediyor. Ve bu suçun sorumlusu sizsiniz."


- Seks ve Ceza



187. "Her ne kadar Roma'daki güçlü kültürel normlar, uzun zaman­dan beri mevki sahibi erkeklerin yalnızca aktif cinsel rol almala­rını öngörse de erkek erkeğe seks Roma dünyasında çoğunlukla yasaldı. Köleler, yurttaş olmayanlar ve fahişeler gibi diğer ayak takımından, pasif -kadın rol üstlenmesi bekleniyordu. Sene­ca, kişinin cinsel pasiflik yüzünden erdemini yitirmesinin "özgür doğanlar için bir suç" ve "köleler için bir zorunluluk" olduğunu yazmıştı. Pasif roldeki erkek için kullanılan Latince ifade muli­ebria patitur, yani "kadın deneyimini yaşamak" idi. "Vir" (erkek) sözcüğü salt bedensel özelliklerle tanımlanmıyordu. Daha ziyade "erkek" , kadınların ve kölelerin kaderi olan cinsel hakaretlere asla maruz kalmayan Romalı yurttaş demekti."


- Seks ve Ceza



188. ""Dünyada yapılmaya değer tek şey sevişmektir.""


- Seks ve Ceza



189. ""Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi? Erkeklerin, çocuklarının gerçekten kendilerine ait olduklarından emin olmak istedikleri için zinanın yasaklanmiş olmasıni anlamak kolay olsa da cinsel deneyim yaşamamış bir kadınla evlenmek konusunda benzeri bir gerekçe sözkonusu değildir.""


- Seks ve Ceza



190. "19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyılın başında ırkları ayrıştırmayı emreden yasalar giderek daha sertleşti. Öyle ki Mississippi "beyazlarla zenciler arasındaki evliliğin veya sosyal eşitliğin lehine" konuşmayı bile suç sayan bir yasa - 1965'te hâlâ yürürlükteydi- çıkaracak kadar ileri gitti."


- Seks ve Ceza



191. ""Dünyada yapılmaya değer tek şey sevişmektir.""


- Seks ve Ceza



192. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla
birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



193. "“Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandığında doğru, yanlış yaşandığında yanlıştır.”"


- Seks ve Ceza



194. ""Eğer biz eşimiz olmadan yaşamımızı sürdürebiliyor olsaydık, istisnasız hepimiz bunu yapardık; ama doğa öylesine kararlı ki, ne kadınlarla rahat edebiliyoruz ne de onlarsız yaşayabiliyoruz.""


- Seks ve Ceza



195. "Köle, herhangi bir malına davrandığı gibi ona da istediği gibi davranabilecek olan efendisinin emri altındadır."


- Seks ve Ceza



196. "Marquis De Sade'a hangi davranışların "aşırı" cinsel olduğu sorulsaydı bu soruya gülerdi herhalde. Sade'a göre cinsel sınırlar kavramının bizzat kendisi aptalcaydı. Ahlakı tanımlayan şey zevkti. Orgazm özlemi doğaldır, diyordu Sade."


- Seks ve Ceza



197. "Platon da insanların sekse duyduğu yoğun arzuyu kabul edip Yasalar'da şöyle der: "Seks en azgın delilikle insan ruhunu etkiler; döl vermeye duyulan şehevi istek, azami şiddetiyle insanın içini yakar." Platon'a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır."


- Seks ve Ceza



198. ""Uyuşturucu ve seks bağımlığı gibi cadılara dair fanteziler de müptelaların dozajı sürekli artırmasını gerektiri­yordu; aksi halde fanteziler temelde yatan dürtüyü tatmin etme gü­cünü geçici de olsa yitirirlerdi. ""


- Seks ve Ceza



199. "Hammurabi yasaları, eşcinsellik hakkında bir şey söylemiyordu. Eshunna ve Mısır yasaları da bu konuda sessiz kalmıştı."


- Seks ve Ceza



200. "Yaklaşık bin beş yüzyıl boyunca bütün eşcinseller sapkınlık ve patolojiyle ilişkilendirilecek ve eşcinseller hukuk yüzünden çok sıkıntı çeke­ceklerdir. 1986 gibi yakın bir tarihte bile, ABD Yüksek Mahkemesi, Ge­orgia eyaletinin "eşcinsel livata " 12 yasağını ele alırken, Thessalo­nikalı araba yarışçısına karşı kullanılan Roma yasasına başvurdu. Başyargıç Warren Burger sözkonusu yasayı nefret uyandırıcı ve adaletsiz görmek yerine "bin yıllık ahlak öğretisinin" bir örneği olarak değerlendirdi."


- Seks ve Ceza



201. "Selflerin kırbaçlama tutkusu mahkemeye göre "aşırı ve doğaya tersti" ama alışılmadık bir şey değildi. Gerek ceza gerekse seks oyunu olarak kırbaçlama çok yaygındı ve çoğu mahkeme bunu cezalan­dırma yanlısı değildi. 1782'de bir yargıç, adamın başparmağından daha kalın olmadığı sürece bir adamın karısını değnekle dövebile­ceğine ve bundan dolayı herhangi bir ceza almayacağına hükmet­ti. Mahkeme disipline atıfta bulunuyordu ama ceza ile cinsel istek arasındaki sınır her zaman belirgin değildi. Jean-Jacques Rousse­au, İtiraflar adındaki kitabında birçok çağdaşı gibi kendisinin de çocukken kamçılanmaktan hoşlanmaya başladığını yazar: "Acıda, hatta rezalette hep şehevi bir yan buldum, öyle ki onu tekrar dene­meyi arzulamaktan korkmadım.""


- Seks ve Ceza



202. "İnterseks olmayan tek yumurta ikizleriyle Money, toplumsal cinsiyetin sonradan atanabileceğini sonunda kanıtlayabilecekti. Bruce'un bir kıza dönüştürülmesi sırasında, sünnet operasyonu başarılı geçmiş olan ikizi Brian erkek kalarak deneyin "kontrol deneği" olacaktı.
Birkaç ay içinde Bruce, Baltimore'daki Johns Hopkins medikal tesisine getirildi. Burada tesisleri alındı, geriye kalan skrotal ve diğer dokuları tam gelişmemiş kadın cinsel organına benzemek üzere yeniden şekillendirildi. İsmi artık Brenda olan çocuk, kız olarak yetiştirilmekle kalmayacak, aynı zamanda kadın kimliğini sağlamlaştırmak adına çoğu tuhaf birtakım koşullandırmalara yıllar boyunca düzenli olarak maruz kalacaktı.
.
.
İkizler Money'i Johns Hopkins'deki ofisinde düzenli olarak ziyaret ettiler ve bu ziyaretler giderek son derece korkunç hale geldi. Money, çocuklara erkeklerle kadınlar arasındaki farklılıkların ve üremenin nasıl gerçekleştiğinin mümkün olduğunca erken anlatılması gerektiğine inanıyordu. İkizlere cinsel ilişkiye giren yetişkinlerin açık seçik fotoğraflarını "anne ve babaların yaptıkları" şey olarak gösterdi. İkizlere birbirinin cinsel organlarını inceletti. Altı yaşından itibaren onlara cinsel ilişkiye girme taklidi yaptırdı.
.
Brenda yaklaşık ikinci sınıftan itibaren kim ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, fiziksel açıdan kız olmadığına ikna oldu."


- Arzunun Sınırları



203. "İncil’den önce, seks hukukunun bizim bildiğimiz ahlakla bir ilgisi yoktu ve suçluluk psikolojisi oluşturan seks de yasaklanmamıştı. Asıl mesele mülkiyetin korunmasıydı. Seks mevzuatının temel ilkesi, kadınların evlenip çocuk doğurması veya seks yapılıp bir kenara atılması üzerine kuruluydu. Bir koca keyfine göre gayrimeşru ilişki yaşamakta serbestti, çünkü bunun onun malvarlığı üzerinde bir etkisi yoktu. Öte yandan aynı şeyi eşinin yapması halinde ölümle cezalandırılacağı kesindi."


- Seks ve Ceza



204. "1880'lerde, yalnızca en küçük kızların cinsel ilişkiye rıza gösteremeyecekleri düşünülüyordu. Rıza yaşı, Delaware'de yedi olması haricinde İngiltere'de ve ABD'de genellikle on ya da on ikiydi. Bu yaşın üzerindeki kızlar cinsel ilişkiye girecek olurlarsa bunu yetişkin olarak yapmış oluyorlardı. Eğer rıza göstermişlerse, seks yaptıkları erkekler kendilerinden yaşça çok büyük de olsa, yasalar nezdinde tecavüz sayılmıyordu.



ya da bakire olmadıklarında bile rıza gösterdikleri sonucuna varılabildiğinden, pek çok cinsel birleşmenin iki tarafın rızasıyla gerçekleştiği kabul ediliyordu.





."


- Arzunun Sınırları



205. "Yılda bir kez, evlenme yaşına gelmiş bütün kızlar, koca adaylarının karşısında açık
arttırmaya çıkarılıyordu. Genellikle, sıkı bir pazarlıktan sonra, ilk olarak iyi ailelerin güzel kızları alınıyordu."


- Seks ve Ceza



206. "Fahişeler lanetliydi ama toplumun iyiliği için onların ruhlarının feda edilmesi gerekiyordu."


- Seks ve Ceza



207. "İnsanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla
birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza



208. "“Kendi başına bir aşk ilişkisi ne doğru ne de yanlıştır; doğru yaşandığında doğru, yanlış yaşandığında yanlıştır.”"


- Seks ve Ceza



209. "Çoğu kılavuz günahkarların para ödeyerek arınmalarına izin veriyordu. Bu sayede kilisenin kasası doluyor, insanlar da günah çıkarmanın gereksiz telaşından ve utancından kurtulabiliyordu."


- Seks ve Ceza



210. "Kendi karısıyla bile olsa, haddinden fazla ve cüretkar seks yapanlar ölümle tehdit edilebiliyorlardı."


- Seks ve Ceza



211. ""Her halükarda Hıristiyan toplumunun geniş bir kesimi Yahudilerin en fena kafirler olduğu kanısındaydı.""


- Seks ve Ceza



212. ""Gençliğe günümüzden bile daha fazla önem veren bir kültürde, zaman en büyük düşmandı.""


- Seks ve Ceza



213. "Kabaca 13. yüzyıla kadar uzanan dönemde, Akdeniz’deki kiliselerde erkekler arasında birleşme törenleri düzenleniyordu. Bu birliktelikler, erkeklerle kadınların evlilik törenlerindeki aynı dualar ve ritüellerle papazlar tarafından kutsanıyordu."


- Seks ve Ceza



214. ""Neyi istiyorsa, onu
hakkı olarak görüyordu,”"


- Seks ve Ceza



215. "Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi?
Erkeklerin, çocuklarının gerçekten kendilerine ait olduklarından emin
olmak istedikleri için zinanın yasaklanmış olmasını anlamak kolay olsa da
cinsel deneyim yaşamamış bir kadınla evlenmek konusunda benzeri bir
gerekçe söz konusu değildir. Eğer bir kadın, evliliğinin üzerinden dokuz ay
geçmeden bir çocuk doğurursa, kocasının çocuğu sahiplenmeme hakkı
vardı. Fakat antik hukuk bu yönde işlemiyor, kadınların ve kızların cinsel
olanaklarını engelleyerek kuralları ihlal edenleri cezalandırıyordu."


- Seks ve Ceza



216. "Tarihin her döneminde bazı cinsellik biçimleri teşvik edilirken, diğerleri amansızca cezalandırılmıştır. Bir ya da iki asır geriye veya ileriye gittiğimizde ya da bir ülke sınırını geçtiğimizde, bir toplumun zararsız eğlencesinin bir başkasının en ağır suçu olduğunu görürüz."


- Seks ve Ceza



217. ""Atinalılar için seks, sevginin ifadesinden ziyade bir müsabakaydı.""


- Seks ve Ceza



218. "Yahudilerin komşularından aldığı âdetlerden biri de sünnetti; İbranilerden çok önce, MÖ 3000’den beri Mısırlılar oğullarını ve ergen erkeklerini sünnet ediyorlardı. Mısırlı “sünnetçilerin” yerine getirdiği bu âdetle, 120 erkeğe kadar varan kalabalık bir grup aynı anda sünnet ediliyordu. Her ne kadar Tekvin 17:9-11’de İbrahim, erkeğin sünnet edilmesinin Tanrı ile takipçileri arasında bir “ahit” olduğu yönünde vahiy alsa da, bu âdetin muhtemelen İbranilerin Mısırlıların dayatmasıyla Mısır’dan çıkışıyla kurumsallaştığı söylenmektedir. Tedbir olsun diye İbraniler kendi kölelerinin yanı sıra parayla satın aldıkları bütün köleleri de sünnet ediyorlardı. Sünnet olmamak pis olmak demekti. Daha sonra sünnet geleneği Yakındoğu’ya yayıldı ve Müslümanlar arasında da yaygınlaştı."


- Seks ve Ceza



219. "...ama ahlak kampanyalarında odak nokta her zaman sapar."


- Seks ve Ceza



220. "Toplumsal hiyerarşide üsttekiler alttakilere istedikleri gibi davranabiliyorlardı. Bu durum, yasa ne derse desin, feodal yaşamın bir gerçeğiydi. Yalnızca ilahi otorite araya girebilirdi."


- Seks ve Ceza



221. "Kadınlar asırlardır cinsellikten kaçınarak saygınlıklarını korumak ile yıkımı göze alarak cinselliklerinden haz almak arasında seçim yapmak zorunda kalıyorlar."


- Arzunun Sınırları



222. "Bugün böylesi hurafelerin ve böylesi bir vahşetin hukuk gözetiminde yaşanmış olduğunu kabul etmek zordur. Bu adaletsiz, sapkınca ve saçma yaklaşım devletlerin müdahalesi ile ya da teşvikiyle benimsenmiştir."


- Seks ve Ceza



223. "Kafası karışmış bir hakim açık saçık bir kitap hakkında, “Yasa yoksa suç da olamaz,” demişti."


- Seks ve Ceza



224. "Hiçbir toplum, âdet korkusunu İbraniler kadar takıntı haline getirmedi. Âdet döneminde kadınların ve onların dokunduğu şeylerin temiz olmadığını buyuran Tevrat, bu kirliliği, “âdet gören kadınların dokundukları erkeklerin dokundukları şeyleri” de içerecek şekilde genişletti."


- Seks ve Ceza



225. "Cinsellik ve gençlik her zaman hassas bir denge, duygusal açıdan endişe verici bir ikili olacak. Belki de gençlerin cinsel arzularından doğan ikilemleri çözmek ya da kimlerin çocuklar için gerçekten tehlike oluşturduğunu belirlemek için hukuk sisteminden medet ummak fazla olabilir ama sahip olduğumuz tek sistem bu. Ve geliştirilmeye ihtiyaç duyduğu kesin."


- Arzunun Sınırları



226. "Ne olursa olsun evliliğin, aşk ve üreme için toplumun benimsediği bir yapıdan ziyade devlet onaylı bir cinsel köleliğe daha çok benzediği geçmiş yüzyılın modellerine gıptayla bakmamalıyız."


- Arzunun Sınırları



227. "Bir kadının üstüne çıkmış bir adama bakmanın nesi yanlış?"


- Seks ve Ceza



228. "Çoğu kılavuz günahkarların para ödeyerek arınmalarına izin veriyordu. Bu sayede kilisenin kasası doluyor, insanlar da günah çıkarmanın gereksiz telaşından ve utancından kurtulabiliyordu."


- Seks ve Ceza



229. ""Her halükarda Hıristiyan toplumunun geniş bir kesimi Yahudilerin en fena kafirler olduğu kanısındaydı.""


- Seks ve Ceza



230. ""Gençliğe günümüzden bile daha fazla önem veren bir kültürde, zaman en büyük düşmandı.""


- Seks ve Ceza



231. "Kabaca 13. yüzyıla kadar uzanan dönemde, Akdeniz’deki kiliselerde erkekler arasında birleşme törenleri düzenleniyordu. Bu birliktelikler, erkeklerle kadınların evlilik törenlerindeki aynı dualar ve ritüellerle papazlar tarafından kutsanıyordu."


- Seks ve Ceza



232. ""Atinalılar için seks, sevginin ifadesinden ziyade bir müsabakaydı.""


- Seks ve Ceza



233. "Kadınlar asırlardır cinsellikten kaçınarak saygınlıklarını korumak ile yıkımı göze alarak cinselliklerinden haz almak arasında seçim yapmak zorunda kalıyorlar."


- Arzunun Sınırları



234. "Zina, en azından kadınların işlediği, ağır ceza gerektiriyordu. Kocasına karşı entrika çeviren sadakatsiz kadın en feci cezaya çarptırılırdı: Uzun bir direğe bağlanarak halkın gözü önünde yavaş yavaş ölüme terk edilmek."


- Seks ve Ceza



235. "Yılda bir kez, evlenme yaşına gelmiş bütün kızlar, koca adaylarının karşısında açık
arttırmaya çıkarılıyordu. Genellikle, sıkı bir pazarlıktan sonra, ilk olarak iyi ailelerin güzel kızları alınıyordu. “Eşinde güzel görünüm aramayan mütevazı erkekler daha az para verip çirkin kızları alırlardı.” Bütün güzel kadınlar satıldıktan sonra, mezatçı en çirkin kadının ayağa kalkmasını ister ve ardından onunla evlenmek için en az parayı kimin vermek istediğini sorardı. Böylece kadın asgari
parayı veren kişiye satılırdı. Güzellerin satışından gelen parayla “çirkin veya biçimsiz kız kardeşlerinin çeyizi hazırlanıyordu."


- Seks ve Ceza



236. "Lekelenmiş bir kızın başlık parası "serbest piyasada" daha düşüktü ama yine de baba kârlı çıkıyordu.."


- Seks ve Ceza



237. ""Sonbahardan önce seks verimsizdir.""


- Seks ve Ceza



238. "Çok eski zamanlardan beri evde çalışan kadın hizmetçiler efendilerinin cinsel iştahları için hazır lokma olarak görülmüştür."


- Seks ve Ceza



239. ""Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne, Chaumont-en-Bassigny şehrinde 'erkek gibi giyinip yaşamlarında devam etme' konusunda gizlice anlaşmış birkaç kızdan söz etmişti. İçlerinden biri dokumacı olup 'herkesle dostça geçinen nazik bir genç adam' ın kimliğine bürünmüştü.""


- Seks ve Ceza



240. ""Yasa yoksa suç da olamaz.""


- Seks ve Ceza



241. "Fahişelik hakkında Hıristiyanlığın çelişkili tutumu ta Aziz Augustinus’a dayanır. Hatırlayacağınız üzere, kendisi tüm cinsel arzuları kirli ve şeytani diye kınamıştı. Öte yandan erkeklerin cinsel organlarının çağrısına uyacağını da kabul ediyordu. Bir fahişeden daha kötüsü olamazdı ama Augustinus, eğer onların kökü kazınırsa, erkeklerin şehvetinin her yere sızıp dünyayı kirleteceğini biliyordu. Fahişeler lanetliydi ama toplumun iyiliği için onların ruhlarının feda edilmesi gerekiyordu."


- Seks ve Ceza



242. ""Kayıtlı tarihin en eski zamanlarından bu yana yasa koyucular, insanların cinsel hazları nasıl yaşayacaklarına dair sınırlamalar getirmeye çalışmışlar.""


- Seks ve Ceza



243. "Müstehcen kitaplar akademinin dışına yayılıp geniş bir okur kitlesine seslenmeye başladığında, yetkililer bir şeyler yapmak gerektiğine karar verdiler. Öncelikle matbaanın tehlikesi seksten ziyade din ve iktidarla ilintiliydi. 16. yüzyılın ortasında cinsel sansürün ciddiyetle işe koyulduğu sıralarda Katolik Kilisesi çok hassas bir durumdaydı."


- Seks ve Ceza



244. "Eski Atina’da bir adamın etrafında çok fazla kadının bulunması şanını lekelerdi. “Kadının etkisindeki” bir adama mahkemede tanıklık edemeyecek kadar yaşlı, deli veya hasta diye bakılırdı."


- Seks ve Ceza



245. "Piyanist filmiyle en iyi yönetmen dalında Oscar Ödülü’nü alan Roman Polanski, 2009 yılının Eylül ayında Zürih Havaalanı’nda tutuklandı. 13 yaşındaki bir kız çocuğuyla cinsel ilişki yaşadığı için."


- Seks ve Ceza



246. "Hukuk beyaz erkeklerle siyah kadınlar arasındaki yakın ilişkilere göz yummaya devam ederken, beyaz kadınlarla siyah erkeklerin seks yapması büyük bir tabu olarak kaldı. Beyaz bir köle sahibi, kadın bir köleyi cinsel açıdan sömürme hakkına sahipken, karısının siyah bir erkekle buluşması köle sahibinin dayanılmaz ölçüde aşağılanması demekti."


- Seks ve Ceza



247. "Eski Hindulara göre âdet görmek, sıfır toplamlı bir oyundu: Muayyen zamanlarında kadınlarla cinsel ilişkiye girmenin erkeklerin “gücünü, takatini ve diriliğini” azalttığı düşünülürken, âdet gören kadınlarla cinsel ilişkiye girmekten sakınmanın erkeğin bilgeliğini ve canlılığını artırdığına inanılıyordu."


- Seks ve Ceza



248. "Bizler... bu rahatsız edici çelişkiye yakalandık: Bizi tiksindiren şeye olan arzumuz, arzuladığımız şeyden tiksinişimiz."


- Arzunun Sınırları



249. "Kadınları evlerine alan erkekler de sorgulanıyordu ama fahişelerle düşüp kalkan erkekler asla tutuklanmıyordu. Bir adam, polisin evine ziyaret eden bütün kadınların ?isimlerini ve adreslerini öğrenmek istemesinden şikayet etmişti. Adam istenilen bilgileri polise vermeyince kendisibe sorgulanmak üzere mahkemeye çağrılacağı söylendi."


- Seks ve Ceza



250. "...insanların kendileriyle aynı yalnızlığı çeken başkalarıyla birleştiklerinde hissettikleri rahatlığa aşk diyordu Platon."


- Seks ve Ceza

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: