Enkaz Altındakiler Kitap Bilgileri
Yazar: Beyza Alkoç
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 22 dk.
Sayfa Sayısı: 472
Basım Tarihi: Nisan 2022
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2022
Yayınevi: İndigo Kitap
ISBN: 9786257671750
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Enkaz Altındakiler Kitap Tanıtımı
Kırık
aynanın
ayrılmış
parçalarında birlikteydik.
Birlikte
ve
paramparçaydık.
“Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altında. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir platonun içinde. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evleri bulmak. Tüm yarışmacılar evleri
bulduğu an kazanan belirlenmiş olacak.
Öyleyse, sizi kaybetmemizi ister misiniz?”
Kumru, Uraz, Nisan, Eren ve Bulut… Farklı hayalleri olan ve birbirine yabancı beş genç… Enkaz Altındakiler isimli sıradışı bir televizyon yarışmasına başvurarak inanılmaz bir deneyime adım atarlar. Ancak ortaya çıkan beklenmedik gelişmelerle hayatları derinden sarsılacak ve unutamayacakları bir yolculuğa çıkacaklardır…
"Ben Kumru Sonat; buraya benim, senin, bizim, enkaz altındakilerin hikâyesini anlatmaya geldim.
Sen de enkaz altındasın,
farkında değil misin?"
(Tanıtım Bülteninden)
Enkaz Altındakiler Kitaptan Alıntılar
1. ""Sakın unutma, hayallerin yoksa sen de yoksun bu dünyada.""
2. "Bana giden yollar hep kapalıydı."
3. ""Sakın unutma, hayallerin yoksa sen de yoksun bu dünyada.""
4. "Sen bir çığlık atarsın,
Dünya bir fısıltı duyar..."
5. "Bir elin buzda, bir elin ateşte. İnsan bazen aynı anda hem yandığını hem donduğunu hissedebilir. Acılar birbirlerine ne kadar zıt olurlarsa olsunlar bir insanın ruhunun içinde bir arada olabilirler. İnsan bazen yanarken donabilir."
6. ""Zifiri karanlığın da güzel bi yanı var...""
7. "Zorlaştırma , kolaylaştır."
8. ""Her zaman umut vardır. Hiç umut kalmadığında bile.""
9. ""Hikayelerimiz yüzlerimizden okunmuyor.""
10. "Hikayelerimiz yüzlerimizden okunmuyor..."
11. ".☆.
"
."
"
."
.☆."
12. ""Sadece tek bir yaranı iyileştirdiğinde bu, diğer tüm yaralarını iyileştirmen için bir adımdır.""
13. ""Değişen tek şey sensin.""
14. ""Bu odayı ya da bu müziği biz istemedik,
Fakat madem buradayız dans edelim gitsin...""
15. "+Keşke ruhuna yara bandı yapıştırabilsem.
-Yine de iyileştiremezdin."
Enkaz Altındakiler Kitap İncelemeleri
Beklentimin altında kalan bir kitap. Kitabın olumlu yönleri ise bazı derin fikirlere yer verilmesi ve ilginç fikirlerin seçilmesidir. Kitabın başları daha heyecanlı. Bir yanda karakterlerin geçmiş yaşamları, diğer yanda "enkaz altındaki" durumları; hayatını görüyoruz. Çıkarma kısmı benim için boş kalıyor. Yani o kısma kadar nasıl çıkacaklarını düşünürken bir anda kendimizi hastanede Kumru'nun yanında buluyoruz. Uzun süre işin içine polis ve aileler girince inandırıcılık bile kayboluyor ama Araz bir anda her şeyi öğreniyor ve bilmediğimiz bir şekilde kurtarıcı oluyor. İş bir anda Kumru Uraz'ın aşkına döner, daha derin ve daha heyecan verici bir fikir beklerken kitap bu şekilde sadeleştirilmiştir. Karakterlerin arasındaki diyaloglar normal, bazen gülümsüyorlar. Ama aynı şakalar tekrar tekrar yapılıyor. Eserde iki kez ağır komadan mucizevi bir şekilde çıkan iki karakter (Kumyr, Azar) yer almakta ve bu karakterlerin Uraz'ın hayatında önemli bir rol oynaması eserde bir kez daha gerçekliğini yitirmektedir. Herhangi bir karakter ölse ya da Kumru'nun hikayesi yarım kalsa ve Uraz bu hikayeye devam etse benim için daha başarılı olurdu. Yazar kimsenin kalbinin kırılmaması gerektiğini, herkesin çift olması gerektiğini, herkesin yaşaması gerektiğini, herkesin yaşaması gerektiğini düşünüyor gibiydi. mutlu. Ama Bulut üvey evlat gibi görünüyor))) İkinci kitap beni hiç heyecanlandırmıyor sırf bu kitabı okudum diye okuyabilirim ama beklentim düşük
Beyza Alkoç & Enkaz Altındakiler
.
Herkese merhaba arkadaşlar Bu kitap bayadır bendeydi ama bir türlü okuma fırsatım olmadı . Depremde gördüğüm fotoğraf beni çok etkiledi başladım ve 2 günde bitirdim . Sizlere biraz kitabın konusundan bahsedeyim .
.
.
KONU
Kumru, Uraz, Eren, Nisa ve Bulut adındaki 5 kişinin farklı sebeplerle Enkaz Altındakiler yarışmasına katılıyor ve her şey öyle başlıyor. Enkaz Altındakiler tüm dünyada, aynı anda başlayacak ve para ödülü olan bir plato. Fakat Türkiye'deki platoda çeşitli arızalar çıkıyor ve yarışma yayınlamıyor. Bu kişilerin ailelerinin onları bulmak için çırpınışlarını ve 'enkaz altındakiler'in yeryüzüne çıkma çabasını anlatıyor...
.
Bu yazarın daha önce asansör kitabını okudum hiç beğenmemiştim bu kitap daha iyi geldi .
Her insan manevi bir enkaz altındadır.Kendi enkazını kendi yazar ve ya hiç enkaz altından çıkmamıştır...
.
Dili çok akıcı ve sürükleyiciydi severek okudum sizlere de tavsiye ediyorum keyifli okumalar
ALINTI
.Üzerimizdeki sisli bulut altında kaldığımız enkazımız.sen de enkaz altındasın farkında değil misin?
. "Sen bir çığlık atarsın, dünya bir fısıltı duyar...
. Belki de yaralarım iyileşmek değil, iz bırakmak istiyordur
. Her zaman umut vardır,
Hiç umut kalmadığında bile...
Kitabı sıklıkla bırakmayı düşündüm ama sonunu merak ettiğim için bırakmadım. İyiki de bırakmamışım diyemiyorum maalesef. Bıraksam da olabilirmiş yani. Olaylar çok sarmadı beni; evet, küçük heyecanlanmalar oldu ama yetersizlerdi onlarda olmasaydı zaten sıfırı basardım (ben kimim ki sıfırı basarım, o ayrı tabii). Kitabı hep atlayarak okudum çünkü bir insan bu kadar mı drama kraliçesi/kralı olabilir. Sadece boş yapmış. Klasiklerde bile bu kadar ayrıntıya girilmiyor, işin kötü kısmı ayrıntıya girdiği yerlerin lüzumsuzluğu; en ufak duyguya koca bir sayfa edebiyat yapmış sözde edebiyat, böyle diyorum çünkü boşluktan başka bir şey değil benim için. Bir de o bayat espriler... Bir espriyi değiştirip değiştirip koyuyor önümüze, doğrusu biraz sinirlendim. Olaylara gelince başta ilgimi biraz çekmişti ama Beyza Alkoçtan ne beklersin ki! O kadar övülmesine karşın beklentimin çok altında kaldı. Karakterlerde boş, anlatım da boş (hemde çok) , olaylarda boş.
Bir de okuyucuyla kitap arasında ortak yön bulup da kitaba bağlamak amacıyla burçlardan tutun futbol, şiir, müzik, dans, regl vb. her şeyi kitaba sıkıştırmış. Bu iyi bir şeyin alameti değil. Demek istediğimi anladığınız.
Bazı yerlerde diğer kitaplarda hissettiğim bağlanma veya kendini bağdaştırma durumlarını bu kitapta da yaşamaya çalıştım ama bunun hemen ardından diğer kitaplarıma haksızlık ettiğimi hissettim ve aldattım hissine kapıldım, gerçekten çok kötüydü.
Önermiyorum. Vakit ve para kaybı. (Zaten bende ödünç aldım)
Selamlaaar :)
Size
'a ait olan
kitabı ile geldim.
Bol spoili bir inceleme olacak, uyarmak isterim.
Enkaz Altındakiler, dünya genelinde düzenlenen bir yarışma.
Bu yarışma Türkiye'de de düzenlenmek istenirse ne olur?
Türkiye de ne düzgün oldu ki bu olsun?
Kumru, Uraz, Nisan, Eren ve Bulut 5 çaresiz ve kendini boşlukta hisseden genç.
Yarışmanın broşürünü görüyorlar, en çaresiz hissettikleri anda ve hemen başvuru yapıyorlar.
Hemen elemeler vs. derken artık yarışmacı oluyorlar.
Yarışmanın içeriğini anlatıyorum hemen.
Yeraltında olan 20 ev var ve bu evler numaralandırılmış. Son eve giden bir kişi 1 milyonun sahibi oluyor.
Yalnız ilk eve bir merdivenle iniliyor ve oraya gözleriniz bağlı geliyorsunuz. Siz merdivenden indikten sonra merdivenin üstündeki yer enkazla kapatılıyor.
Tabi olaylar buradan sonra başlıyor.
Bütün ülkelerde güzel giden yarışma, Türkiye'de yapımcının gereksiz gördüğü elektrik, su, yalıtım sorunları yüzünden ölümlere yol açacak duruma geliyor.
Tabii bu yarışmacıların hoşuna gitmiyor, dışardaki ailelerin de hoşuna gitmiyor çünkü onların hiç birşeyden haberleri yok.
Sizce yarışmayı kim kazanacak?
Yarışmayı tek bir kişi kazanmak zorunda mı?
Yarışma artık onlar için kazanmak istedikleri bu yarış değil, altından kurtulmak istedikleri mezar olarak gözüküyor.
Ve bunun için kazanmak istiyorlar ama yarışmayı değil, yaşamayı.
Ben beğendim konusunu, karakterlerini.
Tavsiye de ediyorum, iyi okumalar dilerim...
Kişisel fikrim!!!
Bence Beyza Alkoç konuları bakımından ne kadar iyi olsa da bunları işleme bakımından pek iyi değil. Yani mesela bir kitabının konusuna denk geliyorum, 'aaa güzelmiş' diyorum, okumaya başlıyorum, hayal kırıklığıyla doluyorum ve kitapları yarım bırakmayı sevmediğim için bitirene kadar üzülüyorum. Bu kitapta da aynen öyle oldu. Konusu güzelmiş diye başlasam da işlenişini sevmedim. Ama yazara cidden teşekkür ediyorum, bu sefer hiçbir erkek karakteri kadın karaktere kaba davranmıyor. Karantina'daki gibi küfür kullanmıyor ve kadınlar daha az metalaştırıyor. Ama bu kitapta da "zengin, şımarık, sarışın, aptal kız." olmasını ve ona verilen bu aptallığın bu kadar göz önüne konulmasını sevmedim. Hani kızın ki espri falan değil baya baya sanki zekası yokmuş gibi gösterilmiş.
Önce konusuna gelecek olursak;
Birbirinden farklı 5 genç bir televizyon programı sayesinde yerin altında kalıyor. Kitaptan bilgi vermeden söyleyecek olursam kısaca bu. Kitap bu gençlerin başına neler geldiğini anlatıyor.
Duygular iyi verilmemiş, cümleler kendini tekrar edip duruyor, karakterler arası iletişim aşırı yetersiz (bu iletişim konuşmak değil sadece. Birbirleriyle olan bağları yok ama 5 yakın arkadaş gibi gözüküyorlar.) Bir grup kız ve erkek yan yana gelince hemen sevgili olmak zorunda değiller, bu kitapta da bunu verememişler. Keşke biraz karakterler üzerinde dursaydı. Bu 5 karakterden Nisan'ın babasının oyuncağı olduğunu fark etmesi bile o kadar sadeydi ki üzüldüm şahsen.
İyi okumalar.