En Son Yürekler Ölür Kitap Bilgileri
Yazar: Canan Tan
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 1 dk.
Sayfa Sayısı: 424
Basım Tarihi: Aralık 2012
İlk Yayın Tarihi: Mart 2009
Yayınevi: Altın Kitaplar
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752110595
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
En Son Yürekler Ölür Kitap Tanıtımı
Bu kez yazar, aşk’ın yanı sıra organ nakli konusuna da dokundurmuş kalemini. Yaşamla ölümün kıyasıya savaştığı yol ayrımında geçen çarpıcı bir öykü. Yanı başımızda yaşanıyormuşçasına gerçek...
"Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana âşık oldum Nehir..."
"Sen, tüm şatafatlı tanımlardan sıyrılıp en doğal halinle, yaramazlık yapan çocuklar gibi boynunu bükmüş bağışlanmayı beklerken, ben sana âşık oldum Deniz..."
Yüreklere düşen ilk kıvılcımlar...
Sonsuza dek süreceğine inanılan aşk, mutluluk...
Ve o uğursuz kaza! Kadının belleğinde kalan son sözcükler... "Sıkı tutun Nehir!..."
En Son Yürekler Ölür Kitaptan Alıntılar
1. "Yaşamak istiyor musun?diye
Kimse sormadı bana. Sorsalar, istemezdim."
2. ""Şiir gibi duruyorsun karşımda... Bana düşen yalnızca gördüklerimi okumak.""
3. ""Şiir gibi duruyorsun karşımda. Bana düşen yalnızca gördüklerimi okumak.""
4. "Kısacası, büyük yaraların sızısı, acılarla avuntuların dengelenmesiyle diniyor ancak."
5. "Nehir olmuş neye yarar, bundan sonrasında?
Deniz’e ulaşamayacak olduktan sonra…"
6. "~~~
"Ben senin ruhunu sevdim.. ruhuna âşık oldum. Ruhlarınsa yaşları yoktur bence...”
~~~"
7. "~~~
“Gülmekten utanmadığın gibi ağlamaktan da utanmayacaksın. İnsana özgü duyguların dışavurumudur ikisi de. Bir başka deyişle, insanı insan yapan duygu yansımalarıdır..."
~~~"
8. "~~~
Gözleri gözlerime değdiği an, kıyametler koptu yüreğimde. Gizemli, doğaüstü bir güçle birbirimize doğru çekiliyorduk sanki. Ve ben ilk kez âşık oluyordum...
~~~"
9. "“Yaşamak istiyor musun?” diye kimse sormadı bana. Sorsalar, istemezdim...."
10. "~~~
O zamana kadar dünya üzerine gelmiş ve bundan sonra gelecek en güzel, en muhteşem yaratık, insanın kendi çocuğu!
~~~"
11. "...Yüreğime kazındı çünkü .Beyindekiler silinir ama , yürektekiler asla ..."
12. "~~~
Bugün inandığımız gerçekler, yarın kökünden değişebilir.
~~~"
13. "Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz…
ÖZDEMİR ASAF"
14. "Beyindekiler ölür yürektekiler asla..."
15. "~~~
"...unutma ki her yaşam öyküsü başlı başına bir macera filmidir!”
“Doğru. Ancak o filmlerin senaryosunu biz yazmıyoruz. Herkes alnına yazılmış senaryoyla doğuyor."
~~~"
En Son Yürekler Ölür Kitap İncelemeleri
Sinirlenerek kitap okumak başkadır diyerek başlıyorum yorumuma :)
"Ben" egosu ile bol, sözde güçlü, gururlu, karşındakini sevse bile belli etmeyi kendine ar bilen, hep başarılı, Amerika`da mastır yapmış, babalarının biricikleri ( şükür ki bu kitapta baba konusu biraz farklıydı), esas oğlana hiç sebep yokken yüz vermeyen, iğneleyen, kendini kendi aleminde hiç sebep yokken mağdur durumuna düşüren, elimde olsa bir kaşık suda boğacağım Canan Tan kızları.
Bu kitapta da farklı hiçbir dialoga rastlamadım. Nehir`in içine biraz Piraye, çokça Aslı kaçmış gibi. ( Aslı ile Piraye aynı oldukları için çokça da birazcık kalıyor ya hadi neyse) İnsan neden durduk yere bu kadar sinirli olur ki? Habire köpürmeye meyilli, patlamaya hazır bomba. Anlamadığım konu yazar bu kız karakterlerini seçerken ne düşünüyor. Kendini mi tatmin ediyor? Gururlu, özgüvenli olsun, kendini ezdirmesin ama erkekleri hep ezsin. Çok güçlü olsun, kimseyi sevemesin ama onu deliler gibi sevip, tüm sivri dilliğine rağmen içindeki sözde cevheri keşfetsinler. Bir de hepsi yakışıklı, peşinden koşulan erkekler olsun. Yine çenem düşdü..
Kitaba değinirsek;
Bir tek organ nakli kısmına dikkat çekmesi ayrı hava katmış. Bunun dışında diğer kitaplarından farklı olarak, sonu önceden bilinmiş, finali muammada kalmış gibi kapatılmış yazar tarafından. 4 puanı yalnız organ nakline dikkat çekmesi adına veriyorum. Geri kalan kısımları sinir krizleri geçirtti.
Canan Tan severlere şiddetle tavsiye, sevmeyen, benim gibi okurken krize girenlere şiddetle uzak durmaları önerilir.
EN SON YÜREKLER ÖLÜR
Sadece bir beden ve o bedene borçlu yaşayan ne çok insan...
Canan Tan'ın gerek kaleminin gücü gerek kelamlarının etkileyiciliği ve bunun yanında asıl mesleğinin eczacılık olmasıyla ortaya konan tek nefeste okunabilecek bir roman.
Aşk teması romanın tüm sayfalarına serpiştirilirken bunun yanında da asıl dikkat çekilmesi gereken nüans organ nakli olmuştur. Bu yüzden eser hakkındaki düşüncelerimi yazarken en önemli kısmını ilk cümlede aşikar etmeye çalıştım. Eminim ki yazar da bu yapıtta buna dikkat çekmek istemiştir.
Eserin baş kahramanları Deniz ve Nehir'dir.
Denizine susamış olan bir nehirdir bahsi geçen kişi. Hiç su suya kavuşma çabasına girer mi..? Giriyor işte. Mevzu deli iki yürek olunca sular da okyanus oluyor, nehirlerde denize kavuşuyor. Sanmayın ki kavuşmakla dertler bitiyor, bir vuslat kırk hasreti alnından vuruyor diye. Çünkü her bitiş bir başlangıca gebe olduğu gibi,
Kavuşmalar da ayrılığa gebedir.
Neyin nasıl olduğuna dair merakları gidermek isteyen kişi için eserin okunmasını tavsiye ederim. Çünkü asıl hikaye vuslattan sonra başlıyor. Kitap ki okuyan insanı yüreğiyle birlikte alıp götürüyor.
O yürekler ki ne sahibini ne de sevdiğini unutmuyor. Çünkü yazarın da dediği gibi :
"Beyindekiler silinir ama, yürektekiler asla !"
Ve son olarak eklemek isterim ki, hiçbir de şey yazıldığı gibi yaşanmıyor...
Keyifli okumalar dilerim.. :)
Canan Tan'ın diğer kitaplarını okuduysanız eğer karakterlerin özellikle ana kadın karakterin nasıl özelliklere sahip olduğunu tahmin edebilirsiniz ama bu sefer ki biraz daha ılımlı sanki.Ana karakterimiz Nehir başarılı bir iş kadını.Bir gün bir ortak proje için diğer ana karakter olan Deniz ile tanışıp birbirlerine aşık oluyorlar ama hemen itiraf edemiyorlar birbirlerine.Aradan zaman geçtikten sonra evleniyorlar ve balayı dönüşü maalesef bir trafik kazası geçiriyorlar ve kitabın ilk yarısı böyle geçiyor.Diğer yarısında ise beyin ölümü gerçekleşen Deniz'in kalp,kornea ve böbrekleri için organ bağışı yapılması konusu gündeme geliyor.Aslında bence kitabın konusu aşktan çok bence organ bağışı.Bir kamu spotu görevi görüyor diyebiliriz.Edebiyat gerçekten çok etkili bir yayım aracı.Okurken farklı perspektiften farklı hayatları ele alınca insanın etkilenmemesi elde değil.Yazar buu konuda kesinlikle farkındalık kazandırmış ama bu konudan farklı bir bakış açısı kurgulayarak:Donörden alınan kalp,nakil alan kişiye yerleştirilince donörün kişilik özelliklerini de alır mı? O kişiye dönüşür mü yani.Bu da işin kurgusu olmuş ama bu tez bazı kaynaklarla da desteklenmiş.İşte bu noktada başka karakterimiz Arda devreye giriyor.Kitabı 2 gün içinde bitirebilirsiniz yer yer duygulana da bilirsiniz.Ama eğer kafa dağıtmak için hemencecik okunabilecek kitaplar arıyorsanız tavsiye ederim.Şimdiden iyi okumalar:):):)
Selam!
(Dikkat spoiler uyarısı)
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve gerçekten konusu ile beni aşırı içine çekti. Romanda hem aşk hem de organ nakli konusunu ele almış yazarımız. Açıkçası organ nakli konusunda bir bilgim yoktu ancak bu kitabı okuduktan sonra az çok bir bilgim oldu.
Kitaptaki karakterlerimiz iki işkolik. Deniz ve Nehir. Deniz otuz dört. Nehir ise otuz yaşında ve ikisinde aşırı derecede bir işkolik. İşte hikayemiz Deniz'in Manolya kokulu konaklarını ağızdan ağıza pazarlama yöntemi ile tanıtmak istemesi. Ağızdan ağıza pazarlama yöntemi tabiki de Nehir'in işi. Bu ikisi bu Manolya kokulu konaklar ile başlıyor ve bunun sonunda ikisi evleniyor. Nehir evlendikten sonra bir şirket kurduğu için balayına çıkmıyorlar. Ancak Deniz' in annesine işleri yoluna koyduktan sonra çıkacakları konusunda söz veriyorlar ve en sonunda bir balayına çıkıyorlar o balayı dönüşü bu iki çiftimiz bir kaza geçiriyor ve bu kaza sonunda Deniz ölüyor. Ancak Deniz'in sadece beyin ölümü gerçekleşmiş yani organları nakil edilebilir. Nehir'e bu fikri sunuyorlar. Nehir ilk başta kabul etmese de en sonunda kabul ediyor ve Deniz'in organları nakil ediliyor. Arda bu nakil edilenler arasında. Ona Deniz'in kalbi veriliyor. Arda, Nehir'den hoşlanıyor ve bunu ona söylüyor. Nehir ise aralarinda yaş farkı olduğunu ve bunun olmayacağını söylüyor. Ama sonda birlikte çıkıyorlar. Bu arada Nehir de Deniz'den hamile olduğunu öğreniyor ve çocuğu doğuyor ona Derin ismini veriyor çünkü bu ismi Deniz istemişti.
Hikaye gerçekten çok güzel ve çok güzel bir şekilde konu işlenmiş. Görüşmek üzere...
SIKI TUTUN NEHİR...
Canan Tan, bu kez aşkın yanında organ bağışı konusuna da ele alarak ilgi çekici bir roman yazmış. Akıcı bir nitelikte ve anlaması güç kelimelere yer verilmemiş. Fazla betimleme verilerek olay örgüsü okuyucuların kafasında iyice anlatılmış, ek olarak bu betimleme aşırıya kaçmadığı için okuyucuları sıkmamış.
Deniz ile Nehir'in aşkı talihsiz olaylarla başlamış, birbirlerini ve ailelerini tanıyarak devam etmiş ve mutlu bir aile olmuşlardır. Ta ki o uğursuz kazaya kadar...
Nehir kurtulduğuna sevinemeden Deniz'i kaybetmenin hüznü içerisindedir. Deniz'in organlarının hâlâ çalışıyor olması başka hastalara şifa teşkil ederken Nehir organları bağışlayıp bağışlamama konusunda kararsızdır. Onun hiçbir parçasını paylaşmak istememektedir.
En sonunda ikna olarak kendisi yaşıtlarında, Arda isminde birisine Deniz'in kalbi bağışlanır. Arda Nehir'e yaklaştıkça sanki Deniz yaklaşmaktadır. Nehir sevdiğinin kalbinin bir başkasında atıyor olmasından mutlu bir şekilde bebeği ile yaşamına devam eder. Peki Arda ile Nehir arasında bir şeyler olacak mı?
Kitap her ayrıntısı ile hoş bir kitaptı. Okumaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Deniz her zaman kalplerde yaşıyor...
Incelememi bitirmeden önce hepinize iyi okumalar dilerim...