Elveda Güzel Vatanım Kitap Bilgileri
Yazar: Ahmet Ümit
Tahmini Okuma Süresi: 15 sa. 49 dk.
Sayfa Sayısı: 558
Basım Tarihi: Aralık 2015
İlk Yayın Tarihi: 2015
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786051419480
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Elveda Güzel Vatanım Kitap Tanıtımı
Devletin derinlikleri, toprağın derinliklerinden daha karanlıktır.
1926 yılının o hüzünlü sonbaharı. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, genç cumhuriyet ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyor. O büyük altüst oluşun içinde bir adam: Şehsuvar Sami… Bir zamanların İttihat ve Terakki fedaisi, şimdilerin yorgun komitacısı. Şehsuvar Sami'nin etrafında dönen amansız bir entrika. Bir yanda kaybettiği ama hiçbir zaman yüreğinden çıkartamadığı sevgilisi Ester, öte yanda yaşanılan tarihsel bozgun… Kaybedilen bir ülke, kaybedilen bir şehir, kaybedilen bir hayat. Ve aklında hep aynı soru: Devlet mi kutsaldır, yoksa insan mı?
"Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar." Kim söylemişti bu cümleyi hatırlamıyorum, ne yazık ki doğru… Doğru, lakin eksik. Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar, vatanımızı kaybetmekle neticelenir.
Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi… Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan…
Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihnim, kalbim bu fikirlerle doluydu. Şimdi? Şimdi bilmiyorum…
Elveda Güzel Vatanım Kitaptan Alıntılar
1. "Sahi ben hiç huzur bulamayacak mıyım?"
2. "Kendimizi çok mühim zannediyoruz ama değiliz, hiç değiliz..."
3. ""İnsanın en zayıf anı,kendini en güçlü hissettiği andır."
..."
4. "Sadece sana yazmak ihtiyacı ayakta tutuyor beni."
5. "İnsanoğlu, dünyanın en büyük muammasıdır."
6. "Herkesin aynı yalana inanıyor olması, onu hakikat yapmaz."
7. "Hayatın en güzel bencilliğidir aşk."
8. "Demek ki sadece seçimlerimiz değil, rastlantılar da belirliyormuş insanın hayatını ..."
9. "Mesele aklın kabul ettiğini, kalbe anlatmaktı."
10. "Ah aptal insanlar, ah aymaz insanlar. Mahvedecekler hem kendilerini hem dünyayı..."
11. "Sahi ben hiç huzur bulamayacak mıydım?"
12. ""Mustafa Kemal'den bahsediyorum, evet Reisicumhur'dan...""
13. "Hayatta iki tür insan vardır, rüzgarın önünde savrulanlar ve rüzgarı önüne katanlar."
14. "Vatan için dökülen kan asla ziyan değildir..."
15. "“İnsanoğlu dünyanın en büyük muammasıdır”"
Elveda Güzel Vatanım Kitap İncelemeleri
Roman içindeki akış mükemmel.Geri dönüşler gayet yerinde ve tutarlı bir biçimde yapılmış.Tarih ilgisi ve bilgisi olmayanlar için gerçekten zorlayıcı bir kitap.Çünkü İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin geliştiği ve Cumhuriyete uzanan o atmosferi tam manasıyla kavrayamadığınızda karakterler ve betimlemeler havada kalacak. Ve kitap bittiğinde aklımızdaki Selanik, sadece Ulu Önderimiz Atatürk'ün doğduğu bir şehir olmaktan öteye gidip Meşrutiyet'in tohumlarının atılıp Cumhuriyet fikrinin yeşereceği ikinci bir Samsun, Erzurum, Sivas, Ankara,İzmir olacak.Yani şu an Selanik her ne kadar ecnebi bir ülkenin toprağı olsa da egemenliğimizde kaldığı 500 yıl boyunca sadece toprağıyla değil geçmişiyle eğitimiyle kültürüyle teşkilatlarıyla fikir dünyamıza kattıklarıyla hala bizden bir parça olduğunun farkına varacaksınız. Nihayetinde kitabın adının anlamının da değiştiğini göreceksiniz.Yazarın da deyişiyle vatan nedir,bir avuç toprak mı?Hayır,vatan sevdiğiniz ama belki kavuşamadığınız, sevebildiğiniz ama vuslatına eremediğiniz her an ,her kişi ,her mefhumdur.Eğer vatan buysa sizi ondan yegane bir gerçeklik ayırabilir.O da kimine göre yok oluş,kimine göre bir şeb-i arus'tur. Ayrılık günü geldiğinde işte bu sözden başka neyin kıymetiharbiyesi olabilir ki? Elveda Güzel Vatanım.
Selamlar bende bağımlılık yapan
in bir kitabını daha bitirdim. Kitap kahramanımız Şehsuvar Sami’nin Osmanlı’nın son yıllarında ittihak ve terakkiye katılmasıyla Cumhuriyetin ilk yılları arasında geçiyor. Aslında kitap bir mektuplar toplamı, Şehsuvar’ın büyük aşkı Ester’ yazdığı bir itiraf ve günah çıkarma çabası. Okuyanı etkisi altına alacak bir aşk ve tarih hikayesi.
Osmanlı’nın son dönemini okurken bu toprakların nasıl acılar çektiğini, ihanetleri, yoksulluğu, güce adammış iktidar sarhoşluğunu okuyorsunuz. Görüyoruz ki o günde olduğu gibi bu günde dünya siyasetinde değişen çok bir şey yok herkes kendi kişisel menfaati peşinde maalesef.
Kitapta başka dikkat çeken nokta cumhuriyet öncesi tarihi olaylara temas etmesi özellikle Sarıkamış’ta şehit düşen askerlerimizi okurken gözlerimin dolmasına engel olamadım. 31 mart vakası ve bab-ı ali baskını ve dönemin entrikaları yalın bir dille anlatılmış. Benim eksik gördüğüm nokta Çanakkale zaferi anlatılırken Mustafa Kemal Atatürk’e çok az değinilmesi oldu. Büyük zaferin mimarı olarak ondan daha çok bahsedilmeliydi kitabın gereksiz uzatılan bir kaç yeri yerine.
Diğer bir nokta gerek Osmanlı’nın son dönemi gerekse cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’un muhteşem kültür alt yapısına ait hatıralardan bahsedilmesi o tarihlerde bile İstanbul’un operasıyla caz orkestralarıyla yaşayan bir kültür olduğu (bu günün aksine) gözler önüne seriliyor.
Kısacası ben kitabı beğendim okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın sağlıcakla kalın
iki aşk arasına sıkışmış, eski ittihatçı aynı zamanda edebiyat aşığı Şehsuvar Sami'yi anlatırken, II. Meşrutiyet öncesi Osmanlı'nın büyük sıkıntılarını konu alır. Şehsuvar Sami unutamadığı eski aşkı Ester'e mektuplar yazmaya başlar. Bu mektupları gönderip gönderemeyeceği bile meçhuldür.
Takip edildiğini ve kendisiyle ilgili kötü planların olduğunu söyleyen Şehsuvar mektuplarında geçmişe dönerek İttihat ve Terakki'nin kurulduğu ilk zamanlardan İstanbul'un işgal zamanlarına kadar tüm yaptıklarını Ester'e aktarır.
Anlatılan tarihi olaylar detaylı bir şekilde ele alınmış ve bence okurken bu durum yer yer yorucu bir hale geliyor. Bâb-ı Âli Baskını’nı ya da İttihat ve Terakki’nin kuruluşunu detaylı bir şekilde öğrenmek güzel olsa da, bu uzun anlatımlar her mektupta yer alınca hem sıkıcı olmuş hem de okuyucuyu bağlamdan koparabilir diye düşünüyorum. Çünkü yer yer ben bile Ester ile ilgili bölümleri merak ettiğim için biraz aceleyle okudum bölümleri. Ancak bu dönemde olan tarihsel olayları bilmeyenler daha ilgiyle okuyabilirler.
Kitap yarısından sonra işlenen bir cinayetten sonra daha da merak uyandırıcı hale geliyor ve akıcı bir şekilde okunuyor. İşgal İstanbul'unu merak edenlere
'ın
romanını da tavsiye ederim.
Bu cümle ile başlayıp aynı cümle ile son bulan kitap;1906’dan 1926’ya ittihat terakki cemiyeti üzerinden bir imparatorluğun yıkılışını acı ve kanla yazılan tarihi çarpıcı bir biçimde ortaya koymuş.Şehsuvar Sami ve ittihat terakki fedailerinin vatan aşkına gözlerini kırpmadan kendi hayatlarından vazgeçişlerini yalın bir dille ifade etmiş.Kendi hayalleri ve ihtirasları uğruna kaybedilen topraklar,işgale uğrayan ülke,yıkılan imparatorluk ve üç devlet adamı;Enver Paşa,Talat Bey,Cemal Paşa’nın siyasi analizlerinin tarihe nasıl yön verdikleri üzerinde özeleştiri verircesine yazılmış.Selanik’ten Basra’ya,Trablusgarp’tan Çanakkale’ye Kut’ül Amare’den Sarıkamış’a vatanı can siparene savunan şehitlerimizi minnetle anıyorsunuz.Gazi Mustafa Kemal’in engin öngörüsünün daha 31 Mart ayaklanmasıyla yaptığı siyasi ve askeri tespitlerinin günümüze ulaşan yansımasını hayretle ve gururla farkediyorsunuz.Beri taraftan Şehsuvar’ın Ester’e olan aşkını,gençliğini,ailesini bir yana bırakıp girdiği mücadeleden bitap düşüşünü hüzünle izliyorsunuz.Yakın tarihimizin,devlet geleneğimizin gücünü,halkımızın vakarını okudukça her parçası Şehit kanıyla sulanmış bu toprakların kıymetinin didişerek değil birleşerek anlaşılması umuduyla okunmasını tavsiye ediyorum.
Polisiye romancılığımızın usta ismi Ahmet Ümit'in kaleminden çıkmış olan Elveda Güzel Vatanım kitabından bahsetmek istiyorum.
.
Şehsuvar Sami, Selanikli bir İttihatçı zabit. Edebiyat kişiliği olan , hayali yazar olmak iken vatan ve hürriyet sevdası onu İttihatçı yapıyor. Selanikli müslüman bir genç olan Şehsuvar Sami'nin Selanikli yahudi olan Ester'e olan aşkı ile vatan sevgisi arasında kalışı anlatılıyor. Vatan aşkı, hayallerinden ve sevdiği kıza olan aşkından daha ağır basıyor. Ama yıllar sonra bir otel odasında kendini sorgulamasına tanıklık ediyorsunuz. Bu sorgulayış Şehsuvar Sami'nin Ester'e göndermek üzere yazdığı mektuplar şeklinde ilerliyor. Kitap aynı zamanda İttihat ve Terakki Dönemini anlatıyor. Özellikle Enver, Talat ve Cemal Paşalar dönemi. Yazarın kaleme aldığı bu kitap diğer kitaplarından farklı olarak tarihi polisiye kitabı denilebilir. Bu kadar tarihi bilgilere rağmen oldukça akıcı ve samimi bir dille yazılmış olduğu için kitap çok sürükleyici ilerliyor.
.
Son olarak yazarın sözleriyle bitirmek istiyorum.'' Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi... Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarıdır vatan... Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz Elveda Güzel Vatanım."
.