Elveda Aşk Kitap Bilgileri
Yazar: Sinan Akyüz
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 9 dk.
Sayfa Sayısı: 464
Basım Tarihi: 6 Aralık 2021
Yayınevi: Alfa Yayınları
ISBN: 9786254494406
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Elveda Aşk Kitap Tanıtımı
“Sen…” dedi kekeleyerek, “sen… deli misin?”
Süreyya buruk bir şekilde gülümsemiş, birden gamzeleri ortaya çıkıvermişti.
“Değilim,” dedi düşünceli bir sesle, “inan bana deli değilim! Ama şükürler olsun ki sana âşığım. İçimde fokurdayıp duran bir sen varsın. Sadece içimdeki senin bu telaşına engel olamıyorum. Karşında durmuş böyle saçmalıyorum.”
Güzide kalakalmıştı. İlk defa hazırcevaplığı bir işe yaramıyordu. Titrek bir sesle, “Bu yaptığın,” dedi, “iş mi senin? Böyle bir zamanda birine âşık mı olunur?”
Süreyya bu sefer tatlı tatlı gülümsedi.
“Ne yapayım? Savaş çıktı diye bu hikâyem yarım mı kalsın?”
Güzide birden öyle savruldu ki… O savrulmanın etkisiyle arkasını dönüp oradan hızla uzaklaşırken, “Nerden biliyorsun?” diye söylendi. “Belki de yarım kalan hikâyeler güzeldir…”
Daha Balkan Harbi’nin yaralarını saramadan yeni bir savaşın ortasında kalan Osmanlı’da, halkı yine fedakârlıklar beklemekteydi. İstanbul Sultanîsi talebelerinden Yusuf, Süreyya ve Feyzi ilk aşklarını henüz yaşarken vuslatın sancısı gelip yerleşti yüreklerine. Onlar için artık vuslat demek savaşın bitmesi ve vatanın kurtulması demekti.
İçlerinde kopan fırtınalara rağmen umutla gittiler cepheye… Aşklarına kavuşmak, yarım kalan hikâyelerden olmamak için…
İncir Kuşları ve Meyra’nın yazarı Sinan Akyüz’den Çanakkale Savaşı’nı ve gerçek kahramanlarını anlatan heyecan dolu yeni bir roman…
Elveda Aşk Kitaptan Alıntılar
1. "Lakin insan küçüktür, kördür. Hiç kimse gerçekleri görmek istemeyen biri kadar kör olamaz."
2. "“İnsan bazı şeylerin kıymetini kaybedince anlıyor…”"
3. "“Ümidimizi de kaybedersek geriye ne kalır?”"
4. "“Acaba koşulsuz seven insan baştan mı kaybediyor?”"
5. "“Öyle kolay değil değişmek...”"
6. "Siz de biliyorsunuz… öyle kolay değil değişmek… insanın kendine ait olan her şeyi atması… öğrendiklerini unutması… geleneklerinden vazgeçmesi öyle kolay bir iş değil… Bence değişmek için çok önemli bir sebebi olmalı insanın."
7. "Siz erkekler gerçekten ruhsuzsunuz..."
8. "~
“Çok mu seviyorsun onu?”
“Evet.”
“Peki en çok neyini seviyorsun?
“Bana hayal kurdurmasını seviyorum…”
~"
9. "Nasıl ki her yağmur tanesi toprağı diriltir, insanın gönlü de öldürene değil yeniden diriltene sevdalanır."
10. "Yanlış insanlar bile bize her gün yeni bir şeyler öğretiyor.
~"
11. "Galiba bazı gerçeklerin kendilerine has vakitleri var. Öyle yerli yersiz anlatılmaz herkese.
Sinan Akyüz, Elveda Aşk"
12. ""Bir avuç çiçek kayıp düştü toprağa!
Vatan sağ olsun....""
13. "Din kusursuzdur, insan kusurludur!"
14. "Anasız çocuk evde hordur!
Babasız çocuk da çarşıda!"
15. "Ama bu zindanda kiminle ne konuşacağım ben..?"
Elveda Aşk Kitap İncelemeleri
Nereden biliyorsun?"belki de yarım kalan hikayeler daha güzeldir.
Onların sevdaları yaşanmadan yarım kaldı Çünkü yüreklerinde vatan sevgisi vardı. 17 yaşında mektep sıralarını terk edip gönüllü asker oldu dört arkadaş. Ellerinde kalem olması gereken yerde tüfek tuttular vatan için...
Sevdalarını hiçe sayıp, en güzel baharları belki bir gün yaşarız diye nefessiz kaldı. Dönmeyeceklerini bile bile gittiler. Onlar gittiler ki bizler her mevsimde nefes alıyoruz. Bir destan yazdılar Çanakkale'de kendilerinin yarım kalan hikayelerini yazamadan.
Peki yarım kalan hikayeler kimindi gidenlerin mi? Kalanlarınmı?
Sinan akyüz'ün kaleminden nefes kesen, tarih kokan bir yapıt. Okurken Çanakkale'ye gitti ruhum 17'lik askerlerle. Gözyaşlarımızı akıttık gencecik bedenlerine geriye gözü yaşlı analar, yavuklular kaldı.
Yazarımızın okuduğum her kitabında ruhun parçalanıyor, etkisi günlerce geçmeyen, vatan sevgisini kalbimizde, Türk olmanın onurunu bir kez daha hissederek okuyoruz sayfaları nefes almadan.
... Ne mutlu Türküm Diyene
bu topraklar çok yarım hikayeler gördü ama kalanlar da her daim Türk olmanın onurunu yaşadı yazılan her tarihte.
Başta Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bütün şehitlerimizin mekanı cennet olsun.
Sizin yokluğunuz bizim nefesimiz...
Yıl 1914-1915...Yusuf, Süreyya, Feyzi ve Hüsrev dört arkadaş İstanbul Sultanisinde okuyan izci çocuklar. Osmanlı'nın savaşa girmesiyle birlikte ilk olarak Feyzi izci yeminine itaat ederek gönüllü asker olarak orduya adını yazdırır. Diğerleri karşı çıksada Feyzi onlara "Ettiğiniz yemini unuttunuz mu? Hepimiz bu millete, bu vatana bir damar dolusu kanımız feda olsun diye yemin etmemiş miydik?" diyerek onlarında orduya katılmasına önayak olur. Hepsi bütün karşı çıkmalara rağmen geride ailesini, aşklarını, okulunu, gençliklerini bırakarak Çanakkaleye savaşa giderler. Vatan sevgisiyle gittikleri savaş meydanını gören gençler gördüklerine inanmazlar. Düşündüklerinden daha kötü daha müşkül bir ortamla karşılaşmışlardır. Yine de içlerinde yaşayan vatan sevgisi ile korkmamış ve vatana canımız feda diyerek savaşa girmişlerdir.
Geçmişimizin değerini bizlere tekrar hatırlatan, okurken göğsümüzün kabarmasına neden olan etkileyeci harika bir kitaptı. Akıcı anlatımı ile birlikte gözleriniz dolarak okuyorsunuz. Türk halkının çektiği cefayı, yaşayamadığı aşkları, aile hasretini, oldukları durumun içler acısı hallerini okurken bugünlere kolay gelmediğimizi hatırlatıyor kitap bizlere.
#bloghemsire #hayriyeesahn #okudumbitti #kitapönerileri #bookstagram #kitaptanıtım #kıtaptavsiyesi #kitaplar #kitapiçin #kitapkurdu #kitapsevgisi #kitapokumak #elvedaaşk
" BU MİLLETE, BU VATANA BİR DAMAR DOLUSU KANIMIZ FEDA OLSUN! "
Sözüme vatan toprağı uğruna tüm hayallerini, her şeyini bırakıp cepheye koşmuş olan aziz şehitlerimizi anarak başlamak istiyorum; hepsinin ruhu şâd olsun, Rabbim bu dünyada yarım kalmış hayatlarını cennetiyle ödüllendirsin. Yarım kalan aşklar, evlatsız kalan ana babacıklar, yetim öksüz kalan yavrucaklar, yıkılan hayaller hayatlar... Yaptıkları büsbüyük fedakârlık için hepsinden Allah bin kere razı olsun!
Kitaba gelirsek eğer bu kadar güzel olan konuyu bu kadar samimiyetsiz, basit, edebiyattan uzak bir şekilde kaleme aldığı için Sinan Akyüz'e hem çok öfkeliyim hem de çok şaşkınım. Kalemini bildiğim ve sevdiğim yazarın, çok güzel anlatabileceği eserini ilkokul seviyesinde yazması ve gereksiz uzatmalar yapması, kendi içinde birçok kez tekrara düşmesi beni gerçekten çok yordu. Diyaloglar hiç doğal değildi ve kelimeler, cümleler sürekli tekrar halindeydi. Kitabın son 30 40 sayfasında Sinan Akyüz'ü hissedebildim sadece. Kitabın sonlarına doğru gözyaşlarıma hakim olamadım. Özellikle Geometri öğretmeni Bedros Efendi'nin yoklama aldığı son sayfalar yüreğimi dağladı.
Kitabın okunmasını tabii ki tavsiye ederim ama edebiyar anlamında beklentinizi yüksek tutmayın. Konu hepimizin bildiği ve unutmaması gereken bir konu olduğu için de okumamız gerekiyor bilhassa.
Daha 17’sinde, gözünü bile kırpmadan cepheye koşan, vatanı her şeyin üstünde tutan o yüce gönüllü gençler ne aile, ne sevgili, ne de can telaşı vardı yüreklerinde sadece vatan. Bu fedakâr vatan evlatlarının ruhları şad olsun..
"Elveda Aşk", Cumhuriyet’in ilanının 10. yılında düzenlenen coşkulu kutlamalar sırasında, bir baba ile kızının geçmişe yolculuğunu konu alır. Küçük Benan, babası Yusuf’a Cumhuriyet’in ne anlama geldiğini sorar. Bunun üzerine Yusuf, gençlik yıllarına, acılara ve unutulmaz dostluklara uzanan içten bir hikayeye başlar..
Yusuf, 17 yaşında, İstanbul Sultanisi'nde okuyan zeki ve idealist bir gençtir. Balkan Harbi’nin ardından, bu kez vatanı savunmak için Kurtuluş Savaşı’nın ayak sesleri duyulmaktadır. Yusuf’un en yakın arkadaşları Hüsrev, Feyzi ve Süreyya’dır. Dördü birlikte keşşaflık (izcilik) yapar, kamplara katılır ve gençliklerinin tadını çıkarırlar. Bu neşeli günler, savaşın gölgesinde kalır. Aynı dönemde, dostluklarının yanı sıra ilk aşkları da filizlenir. Feyzi Refika’yı sever. Süreyya, Güzide’ye âşık olur ve karşılık bulur. Yusuf ise Güzide’nin arkadaşı Mehpare ile duygusal bir bağ kurar. Ancak bu genç âşıkların hayatı, savaşın sert gerçekliğiyle altüst olur. Vatan uğruna, daha çocuk sayılacak yaşlarda, gönüllü olarak orduya yazılmaya karar verirler.
Feyzi, ardından Yusuf, Süreyya ve Hüsrev askere çağrılır. Sevdiklerine veda bile edemeden cepheye koşarlar. Eğitim almaya bile fırsat bulamadan, Çanakkale’nin kanlı savaşına sürülürler.mayıs 18’i 19’a bağlayan gecede, saat 03.30’da başlayan hücumla hepsi Feyzi Süreyya Hüsrev şehit düşer..
Kalemine ve kurgularını severek okudum Sinan Akyüz'ün yeni kitabı Elveda Aşk .
1914- 1915 li yıllara gidiyoruz kitapta. Savaştan yeni çıkmış olan Osmanlı'da yeni savaş çanları çalmaktadır. İnsanların endişe içerisinde oldukları bu dönemde İstanbul Sultanisi'nde dört arkadaş : Yusuf ,Süreyya , Fevzi , Hüsrev . İzcilik yemini eden bu gençler...
Bir yandan derslerine konsantre olurken bir yandan da izci çalışmalarını yapıyor ve ilk aşkın heyecanı ile de kalpleri hızla çarpıyordu. Savaş ortamında çiçek açmaya çalışan bu gençler ülkenin durumuna ve yaşananlara , olacaklara da kayıtsız kalamıyorlardı. Çünkü onlar izci olarak " vatanımı sevip sulh ve harp zamanında fedakarlıkla hizmet yapacağıma söz veriyorum" diyerek yemin etmişlerdir.
17 yaşlarındaki bu gençler hayatın tadını çıkarıp gençliğin coşkun duygularını yaşayacaklarına ülke için, vatan için endişelilerdir. Vatan için hiç düşünmeden okulu bırakıp orduya yazılır bu dört genç ...
Güzide ve Refika ... Sevdikleri orduya yazılıp asker ocağında gidince boş boş evde oturmak istemezler. Okullara da kapanmıştır ve onlar da endişelidir. Ne yapabileceklerini düşünürlerken gönüllü hasta bakıcı olarak yaralı askerler ile ilgilenmeye başlarlar...
Vatanı için çarpışmaya giden gencecik çocuklar, savaş ortamı, ülkenin hali... Hemen hemen herkes elinden gelen her şeyi yapmaktadır ortamda. Okurkan etkilendiğim, o döneme gittiğim bir kitabı oldu Elveda Aşk. Onların hisleriyle coştum , onların hisleriyle boğazıma bir yumruk oturdu.
Dönem kitaplarını sevenler için harika bir kitap, tavsiye ederim. Allah bir daha o günleri yaşatmasın