Elflerin Kanı Kitap Bilgileri
Yazar: Andrzej Sapkowski
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 47 dk.
Sayfa Sayısı: 416
Basım Tarihi: Eylül 2017
İlk Yayın Tarihi: 1994
Yayınevi: Pegasus Yayınları
ISBN: 9786052992715
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Elflerin Kanı Kitap Tanıtımı
Rivyalı Geralt, Witcher serisinin ilk romanıyla geri döndü ve bu sefer dünyanın kaderini ellerinde tutuyor.
“Ben Witcher’ım. Yapay olarak yaratılmış bir mutant. Para karşılığında canavar öldürürüm. Anne babaları bedelini öderlerse çocukları korurum. Parasını Nilfgaardlı anne babalar öderlerse Nilfgaardlı çocukları da korurum. Dünya harap olsa bile -ki bunu hiç sanmıyorum- bir canavar beni öldürünceye kadar bu dünyanın harabeleri üzerinde canavar öldürmeyi sürdürürüm. Bu benim yazgım.”
Yüzyıldan fazla bir süredir insanlar, cüceler ve elfler barış içinde yaşıyordu. Ancak zaman değişti. Barış sona erdi ve farklı ırklar tekrar savaşmaya başladı. Hem birbirlerine karşı hem de kendi aralarında. Cüceler hısımlarını öldürüyor, elfler de insanları ve insanlarla dostluk kuran elfleri.
Bu çalkantılı çağda kâhinlerin beklediği bir çocuk doğar. Cintra Aslanı Kraliçe Calanthe’nin torunu Ciri’nin garip güçleri ve daha da garip bir kaderi vardır. Kehanetler onu “Alev” diye niteliyor, iyi veya kötü dünyayı değiştirecek kişi olarak.
“BU KİTABI GERÇEKTEN, GERÇEKTEN ÇOK BEĞENDİM... SAPKOWSKI’NİN DÜNYASINDAKİ HİÇBİR KARAKTER SİYAH-BEYAZ DEĞİL. GERALT VE CANAVARLAR DÂHİL HERKES GRİNİN BİR TONU.”
-The Deckled Edge -
Elflerin Kanı Kitaptan Alıntılar
1. "Fazla zamanımız yok, boşa harcamak günah olur."
2. "Sana temin ederim, Ciri, bazılarından olmak herkesten olmaktan iyidir."
3. "“Kıza kibar davrandığını söyleyemem, Geralt.”
“Evet, çok ters gitti,” dedi Witcher. “Gerçekten, hiç yoktan kırdım onu. Acaba arkasından gidip özür dilesem mi? ” “Sesini çıkarma yeter,” dedi ozan ve yapmacık bir tavırla ekledi: “İlk izlenim için asla ikinci bir şans yoktur. Gel, biz en iyisi bira içelim.”"
4. "Kırka merdiven dayadığını, otuzundaymış gibi göründüğünü, yirmilerinde olduğunu sandığını ve on yaşındaki bir çocuk gibi davrandığını biliyorum."
5. "Kafanı bu kadar karıştıran tarafsızlığın ne demek olduğunu şimdi anlıyorsun değil mi?
Tarafsız olmak umursamaz olmak, duygusuz olmak değildir. İçindeki duyguları öldürmesi gerekmez insanın. İçindeki nefreti öldürmesi yeterlidir. Anladın mı?"
6. "Yanıldın. Geceleri göle yansıyan yıldızları gökyüzü sandın."
7. ""Nereye bakıyorsun öyle?"
"Şuradaki ağaca. Ihlamur ağacı bu."
"Neresi ilginç bunun?"
"Hiçbir yeri. Ama seyretmek hoşuma gidiyor. Mutluyum... onu görebildiğim için mutluyum.""
8. ""Yanılgılar", diye zorladı kendini, "benim için de sayılır. Onları ne hayatımdan, ne de anılarımdan silerim. Ve asla onlardan dolayı başkasına suç vermem...""
9. "“Seni, normal bir kadını anlayamayacak kadar kimin ber bat ettiğini biliyorum. Senin şu Yennefer damarlarına işlemiş, o kadında ne bulduğunu anlıyorsam canım çıksın.”"
10. ""Ben hatalara da aldırırım," dedi Geralt güçlükle. "Onları ne yaşamımdan ne de belleğimden silerim.""
11. "Ciri'ye zarar vermeye kim cesaret ederse, burada yatan kişilerin gibi olur sonu. Yemin etmiyeceğim. Üzerine yemin edebileceğim bir şeyim yok. O halde sırf uyarıyorum."
12. "❝
Şöyle bir bakın çevrenize;
Her yer cürüm, günah, hırs, kazanma tutkusu, kavga, kötü niyet, değerlerin çiğnenmesi ve ahlaksızlıktan geçilmiyor. Doğanın bizler için öngördüğü gibi yaşamak yerine o doğayı ortadan kaldırmaya başladık.
❞"
13. "Yanıldın. Geceleri göle yansıyan yıldızları gökyüzü sandın."
14. "“Deniz sende neyi çağrıştırır, Geralt?” diye ansızın sordu Essi.
“Huzursuzluk,” dedi Geralt, neredeyse hiç düşünmeden.
“İlginç. Oysa çok sakin ve serinkanlı görünüyorsun.”
“Ben huzursuz olduğumu söylemedim. Sen, denizin bende neyi çağrıştırdığını sormuştun.”
“Düşünceler arasındaki bağlantı ruhun aynasıdır. Bu konudan anlarım, şairim ben.”
“Ya sende, Essi, deniz sende neyi çağrıştırır?” diye hızla sordu Witcher. Hissettiği huzursuzluk hakkında konuşmaya son vermek istiyordu çünkü.
“Sonsuz devinim,” dedi kız bir süre sonra. “Değişim. Ve de binlerce şiirimde binlerce şekilde betimleyebileceğim ve ne olduğunu çözemediğim, işin özüne varamadığım bilmece ve sır.
Evet, evet bunları çağrıştırıyor.”
“O halde,” dedi Geralt mineçiçeğinin üzerinde gitgide daha çok etki gösterdiğini fark ederek, “senin hissettiğin şey de huzur suzluk."
15. "Yine mi savaş? Tanrılar, ne korkunç şey!"
Elflerin Kanı Kitap İncelemeleri
Bu evrende düşen tek bir yaprağın bile hikayesini bilmek istiyorum.
Evet yine bir romana bağımlı oldum, evrende anlatılan her hikayeyi her karakteri merak ediyorum, detaylarında boğulmak istiyorum. Özellikle bu kitabın büyük bir çoğunluğunun Ciri'nin büyüme evresine odaklanması da başkalarının aksine benim çok hoşuma gitti, insanların neden şikayetçi olduğunu anlamadım, şuana dek anladığım kadarıyla roman sürpriz çocuğun etrafında dönecek olmasından dolayı bu kitabın büyük kısmını kendisine ayırması çok normal geldi. Oyunlarda gördüğümüz o birbirlerine olan bağın temelini okuduk işte, bu güzel bir şeydi. O kısmın sisli kalmasını kim neden istesin ki :D?
Yazarın üslubu asla dikkatim dağılmıyor -ki normalde çok dağılır- ve odaklanarak okuyabiliyorum. Bazı bölümlerde birden pat diye 3-5 farklı karakter tartışmasına şahit oluyoruz, hiç söylenmemiş krallık ve şehir isimleri geçiyor, bu gerçekten kafanızı karıştırabiliyor, şehirlerin kafada oturması zor oluyor, ortada bir harita da olmayınca internet üzerinden bir harita bulmak gerekiyor, bahsi geçen 3-5 karakterin ise kim olduğunu vb. okudukça veriyor size yazar. Bu karakterlerin hiç biri havada kalmış boş karakterler değil, hemen hepsinin oturaklı bir gayesi var. Neredeyse hiç biri kesin iyi veya kötü değil. Keskin siyah ve beyaz karakterlerin olmadığı içerikler barındıran eserlere aşığım, bu da onların örneklerinden biri, kahramanımızın kendisi de grinin bir tonu durumunda. Umarım son kitapları çabucak çevrilir de beklemeyiz.
Normalde bu tarz kitapları vakit kaybı olarak görürdüm sevdiğim bir tarz değil ama dizisini izledikten sonra kesinlikle kitaba şans verilmeli diye düşündüm 11 serilik bir kitap dizi olmadan önce gamerlar tarafından keşfedilerek oyunlaştırılan kitap şimdilerde dizisi ile daha yoğun bir ilgi çekiyor.
Kitabın yayın hakları ülkemizde Pegasus Yayıncılık tarafından alınarak 8 kitaplık bir seri olarak basıldı.
Son Dilek (Lehçe Orjinal isim: “Ostatnie życzenie“ İlk olarak 1993’de Polonya’da, 2017 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Kader Kılıcı (Lehçe Orjinal isim: “Miecz Przeznaczenia“ İlk olarak 1992’de Polonya’da, 2017 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Elflerin Kanı (Lehçe Orjinal isim: “Krew Elfów“ İlk olarak 1994’de Polonya’da, 2017 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Nefret Çağı (Lehçe Orjinal isim: “Czas Pogardy“ İlk olarak 1995’de Polonya’da, 2018 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Ateşle İmtihan (Lehçe Orjinal isim: “Chrzest Ognia“ İlk olarak 1996’da Polonya’da, 2018 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Kırlangıç Kulesi (Lehçe Orjinal isim: “Wieża Jaskółki“ İlk olarak 1997’de Polonya’da, 2019 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Gölün Hanımı (Lehçe Orjinal isim: “Pani Jeziora” İlk olarak 1999’da Polonya’da, 2020 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
Fırtına Mevsimi (Lehçe Orjinal isim: “Sezon Burz” İlk olarak 2013’te Polonya’da, 2023 yılında Türkiye’de yayımlanmıştır.)
“Elflerin Kanı” Polonyalı yazar Andrzej Sapkowski'nin çok satan WITCHER serisindeki üçüncü kitabı. Önceki iki kitabı, çocukken sihir, hormon, ilaçlar içeren bir süreçle ve eğitimle insandan farklı bir şeye dönüşen Geralt adlı bir canavar avcısının farklı zaman ve yerlerde geçen hikayelerini konu alıyordu. Bu kitap ise Witcher Serinin ilk romanı. Ancak romanları okumaya bu kitaptan başlamanızı önermem. Bu romandaki ana karakterlerin çoğunu ilk iki kitaptaki hikayelerden tanıyoruz. Ve roman bu hikayeleri okuduğunuzu varsayarak başlıyor.
Roman, ozan Dandelion’un dev bir ağacın altında Rivyalı Geralt'ın destansı şiirini söylediği bir konser ile başlıyor. Önceki kitaplarını okuduysak hikayeleri biliyoruz. Ozan Dandelion dinleyici kadınların bayılmasına ve lordların kıskanmasına neden olan sürekli flört durumunda olan ülkedeki en iyi ozandır. Toplanan herkes konser sonrası şarkılarda tasvir edilen eylemin sonunda ne olduğunu tartışır. Geralt öldürüldü mü? Kaderin çocuğu Prenses Ciri kaçtı mı? O ve Geralt kehanet edildiği gibi buluştular mı? Geralt, son derece ünlü bir Witcher'dır. Ama şarkılarda anlatılanların ne kadarı doğru, ne kadarı dinleyenlerin dikkatini çekmek için uydurmadır?
Dürüst olmak gerekirse, bu roman boyunca çok fazla aksiyon yok, ama bu okurken hiç sorun oluşturmuyor. Kitabın her bölümünü heyecan ile okuyorsunuz. Okurken Sapkowski'nin mizah anlayışını da görüyorsunuz. Alaycı ve esprili. Romandaki kahramanlardan büyücü Yennefer ve Triss'in keskin dile sahip konuşmaları beni birkaç kez yüksek sesle güldürdü. Ciri ise doğası gereği komik bir kız.
Sonuç olarak, harika bir fantastik kitap.
Rivya'lı Geralt seni okurken , izlerken veya dinlerken gerçekten zevk aldığımı söyleyerek başlamalıyım sanırım sözlerime...
Bu kadar canavarlarla ve canavarlardan daha da kötü olan canavarlaşmış insanlarla uğraşmana rağmen çizgini hiç bozmayıp hep doğruluktan devam ettiğin için harika bir karakter olduğunu söyleyebilirim , yazar harika bir iş çıkarmış...
Sadece Geralt konusunda değil bu kadar güzel bir Witcher evreni yaratmak konusunda da kalemini konuşturmuş. Bu kadar büyük bir kadroyla bunu başarmak gerçekten çok zor bir iş olmalı. Sadece birkaç karakterle kitabı bitiren yazarlar da gördüm. Yazar üslup olsun , olay örgüsü olsun , karakter zenginliği olsun gerçekten beni doyurdu ve mutlu etti. Çünkü birçok yazar bir süre sonra , kitap sayfaları çoğaldıkça konudan uzaklaşıyor. Mantıksızlaşıp tamamen hikaye devam etsin diye sadece karalama yapıyor. Ama Witcher serisini bitiren iyi bir okuyucu , yazarın serinin en sonunu zaten daha kitabın başında bildiğini ve buna uygun hareket ettiğini , bütün olayları bu sona ulaşabilmek için kurguladığını , bu sonun yolunu hazırladığını görebilir . . . !
Neyse , sanırım yazarın yaptıklarından bahsettiğim yeter , biraz da kitaplar hakkında yazıp incelemeyi kapatayım : Sadece " Gölün Hanımı " hariç diğerlerini çok severek okudum. Bu kitaba yaptığım eleştiri de bana biraz karışık gelmesinden dolayıdır...
Ama özellikle " Fırtına Mevsimi " bir harikaydı , bunu belirtmeden geçemeyeceğim...
Dikkat spoiler içerir.
Geralt, Ciri'yi Witcher'ların kalesine götürür. Burada Lambert, Eksel, Cain gibi isimlerle witcher eğitimine başlar. Bu arada yolları ayrılan Dandelion'a da Raince adında biri musallat olur ve Ciri'yi sorar ama Yennefer'in yardımıyla ondna kurtulur. Triss adında başka bir büyücü kaleye gelir ve Geralt ve diğerlerine kızarak Ciri'ye yardımcı olur. Ama onun saklanması ve diğer eğitimleri de alması gerekmektedir. Nenneke'nin yanına gidecektir. Yolda Triss hastalanır ve Geralt daha önce ejderha avında karşılaştıkları cüce ile karşılaşıp kervanına katılır. Burada elfler onlara saldırır ama saldırıyı savuştururlar. Sonrasında Nenneke'nin yanına Yennefer gelir ve bu sefer sihirbaz eğitimine başlar. Ülkelerini yakıp yıkan düşman ile savaşmak için 4 kral bir araya gelir. Ciri aslında Calanthe'nin tek varisi olduğu için herkes onunla evlenip tahta çıkmayı istemektedir. Düşmanı kendine saldırtup savaş çıkarmak isterler. Bu arada Dandelion ve Geralt'ın yolları üniversite köyünde kesişir. Rience hala onu aramaktadır. Shain adındaki tıp öğrencisi yardımıyla yerini bulurlar. Tam onu öldürecekken yanlarındaki sihirbaz kadın onlara ihanet eder ve kaçar. Yennefer de Ciri'de büyücü kumaşı olduğunu anlamıştır. Zaten düşlerinde bazı kehanetlerde bulunmaktadır. Nenneke'nin yanından ayrılıp yola çıkarlar. Acaba bundan sonra neler olacaktır? Ciri Yennefer Hakkında ne düşünmektedir? Geralt'ı bir daha görecekler midir? Soluksuz okunan bir roman.