Ekmek Kavgası Kitap Bilgileri
Yazar: Orhan Kemal
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 166
Basım Tarihi: Ekim 2021
İlk Yayın Tarihi: Kasım 1950
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752894624
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Ekmek Kavgası Kitap Tanıtımı
Orhan Kemal her zaman, geçimini en zor koşullarda kazanmak zorunda olan, ekmeği için hep bir kavganın içinde yer alan insanların yazarı olmuştur. Bu insanların yaşadıklarını hayran olunası bir yetkinlikle dile getirirken, aydınlığı ve umudu da göz ardı etmez. Bize sürekli, tüm bu yaşananlara rağmen, insanın içindeki aydınlığın ve umudun daha iyiye, daha güzele layık olduğunu hatırlatır. Bunun içindir ki Orhan Kemal edebiyatı her zaman bir direnç kazandırır okurlarına...
Orhan Kemal'in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir...
Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize...
Ekmek Kavgası Kitaptan Alıntılar
1. "Sevgilim,
Baharın bu nazik günlerinde gönderdiğiniz muhabbetnameyi aldım, derecesiz sevindim."
2. "Sen şans, de; ben tesadüf, diyorum!"
3. "Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu..."
4. "Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki,ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu ... Amma fitne fucur şehirlerde değil, şehirlerden, motor gürültüsünden, radyo sesinden uzakta, engin bir denizin kenarındaki bir ormanın içinde."
5. "Hükümet İş Kanunu yapar, günde sekiz saat mesai kabul eder, siz fakir fukarayı on sekiz saat çalıştırırsınız. Bu mu namusunuz?"
6. "Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu..."
7. "“Sen fakir bir mahkumsun… Kitap senin neyine…”"
8. ""Sen şans, de; ben tesadüf, diyorum!""
9. "“Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu... ama fitne fücur şehirlerde değil; şehirlerden, motor gürültüsünden, radyo sesinden uzakta, engin bir denizin kenarındaki bir ormanın içinde. Kış gecelerinde, kuduran denizin dalgalarının gümbürtüsünde titreşelim, sarılalım birbirimize.”"
10. "Aynaya baktı ama kendini göremedi."
11. "Günün birinde devirlerin değişeceğine, bu devirde alamadığı hakkını alacağına inancı tamdı.
"O gün gelecek, hem de gelecek. Göreceksiniz."
12. ""Ulan dünyada namuslu adam kalmamış be !""
13. "Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu..."
14. "Günün birinde devirlerin değişeceğine, bu devirde alamadığı hakkını alacağına inancı tamdı."
15. "“İnsanlar kurt gibi... kurtlar gibi saldırıyorlar beyefendi!”"
Ekmek Kavgası Kitap İncelemeleri
Merhabalar, bugün Türk edebiyatında gerçeklerin yazarı ve sessizlerin sesi olarak bilinen Orhan Kemal'in "Ekmek Kavgası"adlı öykü kitabıyla geldim. Orhan Kemal, için ne yazsam eksik kalır gibi geliyor hep. Bazı yazar ve şairlerimiz için de böyle hissediyorum. Orhan Kemal, halktan içimizden biri. Yurdumun ezilen kesimini, işçisini öyle güzel anlatır ki, o satırları okurken ciğeriniz sızlar. O yüzden "Orhan Kemal bu ülkenin vicdanıdır" desek yalan olmaz sanırım.
**************************
Gelelim kitabımıza :) Ekmek Kavgası, Orhan Kemal'in 1949'da yayımlanan, içinde yirmi beş öykü bulunan kitabıdır. Kitabın en sonunda yer alan Necati adlı öykü, yazarın yeni bulunan öyküsüymüş. O yüzden eski baskılarda bu kitap yirmi dört öyküden oluşuyor. Hikayelerin neredeyse tamamında, fabrikada çalışan işçiler, mahalledeki insanlar, cezaevinde yatan mahkumlar anlatılıyor ve her hikayenin özünde birey yani insan temel alınmış. Özellikle fabrikadaki ve cezaevindeki çocukların olduğu öyküler beni çok etkiledi :( Bazı yerlerde gözlerim doldu. "Köpek Yavrusu" adlı öyküde ise çocukların bir köpeğe karşı acımasızlığı kanımı dondurdu. :o Yine çok severek okuduğum bir kitap oldu. Eğer siz de Orhan Kemal'in kalemini merak ediyorsanız, bu kitabı okumanızı öneririm. Sanatla, kitapla ve sevgiyle kalın.
Herkese merhabalar sevgili ucretsizkitap.com.tr okurları. Az önce bitirmiş olduğum su gibi akan bu eseri sizlerle hemen paylaşmak istedim. Orhan Kemal’in okuduğum ikinci kitabı oldu bu. Birincisi 72. Koğuş’tu. 72. Koğuşu okurken ağlamıştım seneler önce dün de bu kitaba başlamak nasip oldu ve az önce bitti. Orhan Kemal toplum sorunlarına değinen yazarlarımızdan biri. Nitekim bu eserinde de toplumun sorunlarına yer vermiş. Kitap 25 hikayeden oluşuyor, her hikayede başka bir duygu, başka bir dünya olsa da sorun aynı sorun, sorun “Ekmek Kavgası” kitabın ismiyle birebir örtüşüyor. Bazı hikayeler hatta çoğu açık uçlu bitmiş aslında bu hikayelerin her birinden bir roman konusu çıkabilirdi. Yani en azından benim düşüncem bu. Orhan Kemal’in romanlarını okurken bazen Sabahattin Ali’nin romanlarının tadını alıyorum, aldım. Halkın sorunlarına, toplumun bozuluşuna o döneme ışık tutan bir eser, günümüzde de aynı sorunları görüyoruz ve anlıyoruz ki o yıllardan bu yıllara değişen tek şey takvimdeki yapraklar olmuş. Kitabın sonunda Nazım Hikmet ile alakalı bir hikaye var, ondan da etkileneceğinizi düşünüyorum. Hani tadımlık kitaplar olur ya, okursunuz bir çırpıda biter ve devamı da gelsin istersiniz... Öyle bir kitap. En kısa zamanda okunması gereken kitaplardan. İyi okumalar ucretsizkitap.com.tr okurları. Sevgiyle kalın.
Mükemmel bir sofra kurulmuştu. Türlü türlü lezzetli yiyeceklerle dolu tabaklarla donatılmıştı bütün masa. Bu bolluk kesinlikle barbarcaydı(...) Dünya nimetlerinin böylesine dökülüp saçıldığını, böylesine israf edildiğini ömrümde görmedim.
Edgar Ellan Poe'nin okurken hoşuma giden bir alıntısıydı ve Orhan Kemal'in bu kitabını okurken neon ışıklarına yazılı bir şekilde zihnimin köşesinde yanıp yanıp söndü her hikayesinde.
İleri bir teknolojik çağda, imkanların çok çeşitli, neredeyse sınırsız olduğu günümüzün ünlü ve ünsüz kahramanları olan bizler;
Orhan Kemal'in kitabındaki yoksul tarım işçilerini, fabrikada kan ter içinde çalışan çocuk Sami'yi, üç çocuğunun geçimi için kirli pardösü içinde yaz-kış çalışan küçük katibi, tren istasyonu'nun beton zemininde uyuyan ufak kızı, pastırma-yumurta hayali gören cimcimeyi, elma, incir var bağrışıyla tozlu yollarda rızkını çıkarmaya çalışıp en sonunda yalnız, tek bir göz odada uzun bir süre sonra ölü bulunan ihtiyarcığı ve daha nice hikaye kahramanlarını okuduktan sonra
Nasılsın diye soran birine; aşk acısından, beni kimse anlomoyor ki, ayy ayy yeni bilmem ne çıkmış hala almodom ki, baksana şunun şuyu ne gozol keşke benim olsoydo tarzı hazımsızlık, doyumsuzlık, sahip olunanların kıymet bilmezliğinden, iyi değilim diyebilir miyiz?
Elbette deriz.
Sonuçta insanız.
İyi okumalar.
Orhan Kemal’in Ekmek Kavgası kitabı, Türkiye’nin 1940-50’li yıllarındaki toplumsal yapısını, işçi sınıfını ve emekçilerin zorlu yaşam mücadelesini ele alan bir öykü kitabıdır. Kitap, adeta bir gözlem defteri gibi, sıradan insanların hayatlarından kesitler sunar. Yazar, bu öykülerde insan ilişkilerini, yoksulluğun getirdiği çaresizlikleri, dayanışmayı ve umudu son derece samimi ve gerçekçi bir üslupla anlatır.
Öne çıkan temalar:
• Emek ve Yoksulluk: Kitap, özellikle işçi sınıfının ekonomik sıkıntılarını ve geçim derdini yansıtıyor. Orhan Kemal, bu mücadeleyi dramatize etmeden, yalın ama etkileyici bir dille sunuyor.
• İnsanlık Durumu: Her hikâyede, insanların hayatta kalmak için sergiledikleri dayanışma, hırs ve bazen de bencillik ön planda. Yazar, karakterlerin iç dünyalarını ve motivasyonlarını derinlemesine inceliyor.
• Sade ve Akıcı Üslup: Orhan Kemal’in dili çok samimi ve doğaldır. Okuyucuyu yormadan, karakterleri ve olayları adeta gözünüzün önünde canlandırır.
Ekmek Kavgası, günümüzde de güncelliğini koruyan sosyal adalet, sınıf mücadelesi ve emek sorunlarını ele aldığı için çok değerlidir. Yazarın, gözlem gücü ve insan psikolojisini ele alış biçimi, kitabı okurken hem düşündürüyor hem de duygulandırıyor.
Eğer henüz okumadıysan mutlaka öneririm
Eylül ayının son okuduğum kitabı olan Ekmek Kavgası ile geldim. İnstagram üzerinden @gercekkitapseverler ailesi olarak Eylül ayında Orhan Kemal okuduk. Bendeniz yazarın 72. Koğuş ve Ekmek Kavgası eserleri ile katıldım etkinliğe. Bu ay Yaşar Kemal okuyacağız katılmak isteyenleri bekleriz.
Yazarımız genel olarak eserlerinde işçi sınıfının sıkıntılarına değinir. Kitaplarında yoksulluğu, hayat mücadelesi veren insanları, dışarıdan bakınca küçücük diyeceğimiz büyük dertleri okuyoruz. İnsanların yaşam mücadelesi içerisinde verdikleri kavgalar elimizdekiler için şükretmemiz gerektiğinin farkına daha iyi varmamızı sağlıyor. Yazar kimi zaman açıkça anlayacağımız cümleler kurarken kimi zamanda ironi yaparak vermek istediği mesajı aktarıyor. Sıradan bir yazı dili ve anlatım yerine anlattığı insanların diliyle onların şiveleriyle yoğrulmuş bir anlatım mevcut. Bu durum olayları anlamak ve içine girebilmek için daha etkili oluyor. Bu kitabında 25 öykü yer almaktadır. Kitap ilk öykü olan Ekmek Kavgasından ismini almıştır. Keyifli bir okuma olduğu gibi her hikâyede bol bol acı, dram söz konusuydu. Günümüzde hiçbir şeyden mutlu olmayıp şikâyet ediyoruz. Halimize şükretmek pek azımızın yapabildiği bir şey. Bizler Gerçek Kitapseverler olarak güzel bir okuma gerçekleştirdiğimize inanıyoruz. Herkese tavsiye ederim.