Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Efsuncu Baba - Hüseyin Rahmi Gürpınar | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Efsuncu Baba Kitap Bilgileri


Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 23 dk.
Sayfa Sayısı: 84
Basım Tarihi: Mayıs 2018
İlk Yayın Tarihi: 1924
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786052954164
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Efsuncu Baba Kitap Tanıtımı


Efsuncu Baba büyüyle, simyayla, tılsımla uğraşan; define aramak, madeni altına çevirmek, yıldıznamelerden âlemin sırrını çözmek gibi heveslere kapılmış bir zat-ı muhteremdir. Onun dünyasını batıl inançları şekillendirir, her adımını bu hurafelere göre atar. Eline yeni bir kitap geçer, İstanbul’un bütün defineleri şifreli halde bildirilmiştir bu kitapta. Defineye ulaşmak için tılsımı kaldırması gerekir, bu da Binbirdirek’teki anahtarı ve kendisine yardımcı olacak insan suretinde iki meleği bulmasına bağlıdır. Böylece Kirkor ve Agop’la tanışırız. Karın tokluğuna çalışan, ortaoyunundan fırlama bu iki komik tip Efsuncu Baba’nın karısı ve kızıyla yaşadığı konağa taşınır. Entrika giderek tüm aileyi sarar.

Hüseyin Rahmi sofu görünümlü budala karakterlerinden birini daha insanlığın en büyük derdi olarak, gülmeceyle süslü serüvenli bir dille canlandırıyor.




Efsuncu Baba Kitaptan Alıntılar


1. ""
Okumadık. Böyle cahil cühela kaldık.
""




2. ""
Kalbinizi amentüden ayırmayınız.
""




3. "…Ne bestede usul var, ne güftede mana.”"




4. ""
Asıl iman görmeden inanmaktır.
""




5. ""Bu kederli dünyanın sefası yalnız tımarhanelerde kaldı...""




6. ""Açınca sen dudaklarını, incinin parlaklığı azaldı.""




7. ""Bu kederli dünyanın sefası yalnız tımarhanelerde kaldı...""




8. ""Dünyadır bu, her aygırdan daha aygırı,her dipsizden daha dipsizi bulunur.""




9. ""Adına devr-i dilara deyip de bugüne kadar hiçbir güler yüzünü göremediğimiz zamandan...""




10. ""Hepimiz daima aldanıyoruz, fakat fırsat düştükçe aldatıyoruz.Aldanıp da aldatamayanlar...İşte aç kalan güruh bu zavallılardır.""




11. ""
Fakat ne bestede usul var, ne güftede mana...
""




12. ""
Herkes kendi gözünü kendi bağladı.
""




13. "Sanıyorum ki içimde yüreğim sakatlandı."




14. "Bu kederli dünyanın sefası yalnız tımarhanelerde kaldı."




15. "Duayı kesmeyiniz!.. Gönül bağıyla Hakk'a yalvarınız"





Efsuncu Baba Kitap İncelemeleri


“Dünyadır bu, her aygırdan daha aygırı, her dipsizden daha dipsizi bulunur…”

Diyor kitabında







Efsuncu Baba büyüyle, simyayla, tılsımla uğraşan; define aramak, madeni altına çevirmek, yıldıznamelerden alemin sırrını çözmek gibi heveslere kapılmış biridir.

Eser ünümüz insanlarında da denk geldiğimiz derdi bizlere mizahi olarak yansıtmaktadır yansıtmaktadır.

Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Engin Kılıç’ a teşekkürler.

Arka Kapaktan Alıntı:

Efsuncu Baba büyüyle, simyayla, tılsımla uğraşan; define aramak, madeni altına çevirmek, yıldıznamelerden alemin sırrını çözmek gibi heveslere kapılmış bir zat-ı muhteremdir. Onun dünyasını batıl inançları şekillendirir, her adımını bu hurafelere göre atar. Eline yeni bir kitap geçer, İstanbul'un bütün defineleri şifreli halde bildirilmiştir bu kitapta. Defineye ulaşmak için tılsımı kaldırması gerekir, bu da Binbirdirek'teki anahtarı ve kendisine yardımcı olacak insan suretinde iki meleği bulmasına bağlıdır. Böylece Kirkor ve Agop'la tanışırız. Karın tokluğuna çalışan, ortaoyunundan fırlama bu iki komik tip Efsuncu Baba'nın karısı ve kızıyla yaşadığı konağa taşınır. Entrika giderek tüm aileyi sarar.
Hüseyin Rahmi sofu görünümlü budala karakterlerinden birini daha insanlığın en büyük derdi olarak, gülmeceyle süslü serüvenli bir dille canlandırıyor.




Hüseyin Rahmi Gürpınar okurları, onun nükteli anlatımına artık alışmıştır diye düşünüyorum. Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan yazar, bu kitabında da gerçeklikten faydalanarak doğal bir anlatım tarzıyla hem sadelik hem de akıcılık yakalamış. Beni zorlayan tek şey, kitaptaki iki Rum karakterin konuşmalarının karakter şiveleri ile kitaba aktarılması oldu, bu iki karakterin diyaloglarını okurken biraz zorlandım. Bunun dışında günlük dilde yazılmış ve okunması oldukça kolay. Mizahi anlatımı ve yerinde kullanılmış göndermeleri ile çok da zevkli bir kitap.
Yazar her kitabında yaptığı gibi bu kitapta da konuyla çok alakalı olamayan bazı bölümler yazma adetinden vazgeçmemiş. Özellikle kitabın giriş kısmındaki yaklaşık 15 sayfalık bölüm, içerikle hiç alakalı değil.
Kitaba ismini veren Efsuncu Baba Ebulfalz Enveri isminde; büyüye ve tılsımlara inanan, batıl inanç sahibi bir bey. O kadar ki, batıl inanları sayesinde bir merdivenden tek seferde inmesi dahi mümkün olmuyor.
Kitap boyunca batıl inançları yüzünden Efsuncu Baba'nın başından geçen trajikomik olayları okuyoruz. Efsuncu Baba'ya bu macerasında iki iplikçi genç eşlik ediyor.
Özünde batılı ve hurafeleri inanmayı eleştiren, toplumsal bir ders verme çabası güden ama bunu çok eğlenceli bir yolla gerçekleştirmiş bir kitap Efsuncu Baba. Hem çok kısa, hem eğlenceli, hem de kolay okunuyor. Neden okunmasın ki?
Sevgiyle.




Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum ilk eser oldu. Kitabı beğendim ve keyifle okudum. Okuyacağım kitapları titizlikle seçtiğim için, okuduktan sonra "beğenmedim" dediğim kitap çok nadirdir.

Tekrardan kitaba dönecek olursak, Hüseyin Rahmi, bu eserinde hiciv metodunu kullanarak bazı eleştiriler yapıyor.

Kendisinin de çok güzel biçimde ifade ettiği gibi: "ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görülür".

Kitabındaki hikayede, Efsuncu Baba adlı mutaassıp bir adam ve cahil 2 Ermeni genç üzerinden, büyü, sihir, efsun vb gibi kavramlara itimat eden insanların eleştirisini yapıyor.

Kitabı günümüz şartları için de düşünmek yanlış olmaz sanırım, zira günümüz insanları da ilim, fen, teknoloji, felsefe, edebiyat, tarih vs alanları değil de kendisine bile hayrı olmayan, şeyh, derviş, ermiş gibi bir takım din sömürücülere tâbi olup, onlara itibar gösteriyor.
Yani Hüseyin Rahmi'nin sözüne çıkıyor işin sonu, ilim ve irfanın olmadığı yerde, hurafeler baş gösterir.

Ve şu güzel sözü de cok hoşuma gitti: "Her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar", günümüzde de din adı altında bu yemi sıkça kullanıyorlar ne yazık ki...

Eserin muhtevasından çok, verdiği anlam ve özeleştiriye yer verdim, eser zaten çok kısa, tek solukta okunabilecek bir yapıya sahip, o yüzden içeriğine değinmeyeceğim. Kısaca şunları söyleyim, mizahlı, keyifli bir anlatımı var.

Velhasıl ben keyifle okudum, hatta Hüseyin Rahmi'nin diğer eseri "Gulyabani"yi okumayı da sabırsızlıkla bekliyorum.
Sizlere de tavsiye ederim.




Kitap tarihî mahzenin loş serinliği içinde iki kişinin konuşmasıyla başlar bu kişiler Agop ve Kirkor dur ipekçilik işiyle uğraşırlar . Agop ' un söylediği tuhaf bir şarkı hakkında konuşurlar o sırada bir adam gelir ve tuhaf işler yapar cebinden bir kitap çıkarır beş altı basamak iner durur tekrar iner etrafına bakınır . Dinler...dinler sanki boşluk içinden ona laf söyleyen hayaletler vardır. Sonra mahzenin duvarına bir şeyler okur . Direkleri birer birer sayar. Sonra duvara bir şeyler yazar. Agop ve Kirkor bu yazıdan bir şey anlamazlar adamın divane olduğunu düşünürler ama ya bir define arıyorsa diye de düşünmeden edemezler. Bu tuhaf adamın ismi Ebulfazl Enveri simya meraklılarından müteveffa Nasrullah Efendi ' nin oğludur. Babası gibi altın üretme işine merak salmadı . O tılsımlara merak saldı. Birgün eline bir tılsımlı defineleri haber veren bir kitap eline geçti. Kitabı incelerken yarım olan aklını da kaybetti.Bu kitapta iki melekten bahsedilir. Enveri bunların Agop ve Kirkor olduğunu düşünür. İki gençte Enveriyle birlikte kitabı çözmeye çalışırlar. Yorumuma gelecek olursak daha önceden okuduğum Gulyabani ve Kuyruklu Yıldızın Altında Bir İzdivaç kitaplarına göre sade bir anlatıma sahip. Akıcıydı. Agop ve Kirkor ' un şarkılarına çok güldüm . İnsanı güldürürken düşündürten bir eserdi. Batıl inançların ve hurafelere körü körüne inanmanın ve bunun diğer insanlar tarafından nasıl suistimal edildiğini ve sonuçlarını çok güzel açıklamış yazar . Ebulfazl Enveri ye hem çok güldüm hem de üzüldüm. Maalesef günümüzde hâlâ Ebulfazl Enveri gibi insanlar hâlâ var.




Hüseyin Rahmi Gürpınar ile ilk tanışmam ve gerçekten şuan bütün kitaplarını okumak istiyorum diyebilirim. Bir yazar düşünün döneminin zihniyetini konuşma tarzını şivesini sorunlarını hepsini sunuyor size. Yer yer güldüren yer yer düşündüren ve sonunda da güzelce eleştiren bir yazar...
Eser insanlığın ortak ve en büyük derdini güldürerek düşündürerek bizlere sunmuş.
Romanın son bölümünde Hüseyin Rahmi, Türk toplumundaki batıl inancın had safhada olduğundan yakınıyor.

"Henüz çoğumuz hayatın özünü anlayamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz. Bu dünya henüz büyük komik Molière çağından üç adım ileri gitmedi. Daima üstadın ebedi komedyaları tekrarlanıp duruyor. Yalnız sahnenin dekorları değişti. Tarzlar
başkalaştı. Insanın mayası hep o maya..."

Kahramanımız Ebulfazl Enveri babasından öğrendiği simya ilmini iyice ilerletip biraz aklını kaçırmış diyebiliriz. Tılsımlar, uğurlu vakitler,gizemler, eşref saatleri... Attığı adımı bile uğurlu vakitlere göre ayarlıyor (kendince uğurlu), yanına iki tane yardımcı da alınca ortalık renkleniyor Kirkor ve Agop favori karakterlerim, mükemmel ikili Diyaloglarını okurken çok eğlendim diyebilirim. Gerçekten hiç böyle beklemiyordum aşırı zevk aldım okurken ve en kısa zamanda Hüseyin Rahmi'nin diğer eserlini de okumayı istiyorum. Sevgiyle kalın kitapla kalın kitap dostlarım.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: