Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Edebiyat Mutluluktur - Zülfü Livaneli | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Edebiyat Mutluluktur Kitap Bilgileri


Yazar: Zülfü Livaneli
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 55 dk.
Sayfa Sayısı: 244
Basım Tarihi: Şubat 2020
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2012
Yayınevi: Doğan Kitap
ISBN: 9786050911473
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Edebiyat Mutluluktur Kitap Tanıtımı


Evrensel müzisyen kimliği bir yana, sanat hayatına edebiyatçı olarak başlamış, öykü ve romanlarıyla bütün dünyada kendine okur bulmuş bir usta kalemden ufuk açıcı denemeler.
Zülfü Livaneli, Vatan gazetesindeki köşesinde çok zevk aldığı, hayatını adadığı edebiyat konusunda görüşlerini paylaşmak ve özellikle de "yüreğini kanatlandıran sözlere sevdalanmış" yazar adaylarına faydalı olmak için "Edebiyat Notları" yazmaya başlamıştı. Don Kişot'tan Karacaoğlan'a, Tolstoy'dan Yaşar Kemal'e, Güneş-Dil Teorisi'nden Nâzım Hikmet'e, film müziklerinden @ işaretine kadar pek çok kişi ve konuya değinen bu yazılar kısa sürede büyük ilgi gördü, sadık bir okur kitlesi oluşturdu. Edebiyat Mutluluktur'da bu yazılardan ince elenip sık dokunarak seçilmiş yazıları ve Livaneli'nin "Benim Gözümden Yaşar Kemal" ve "Edebiyat Üzerine" başlıklı iki konuşmasını bulacaksınız.




Edebiyat Mutluluktur Kitaptan Alıntılar


1. ""Dünyada okunmayı bekleyen o kadar iyi kitap var ki."
Anthony burgess"




2. "“Dünyada ilk elektronik posta, Ray Tomlinson tarafından, 1972 yılında gönderilmiş. Tomlinson, hiç kimsenin isminde olamayacak bir harf koyarak, adresi güvence altına almak istemiş. Bu işaret o zamandan beri kullanılıyor.

İyi ama @ ne demek? Nereden çıkmış? Ne anlama geliyor?

Bu konuda çeşitli teoriler atıldı ortaya. En son ve kabul gören teoriye göre, @ işareti, “amfora”nın simgesi. Hani bizim Akdeniz, Ege sularında deniz altından çıkan batıklarda rastladığımız testiler.

Eskiden bu testilere zeytinyağı, pekmez gibi mallar doldurulur ve gemilerle gönderilirdi. Çağdaş Batı’nın, kendisini Akdeniz’in dalgaları arasında amforalar taşıyan gemilere, yani atalarına bağlamasının heyecan verici bir örneği.”"




3. "Lenin, “En doğru fikir bile abartılırsa saçmaya varır” demişti."




4. "Unutmayın; çağın hakkını vermek, çağınıza uyum sağlamakla değil, direnmekle mümkün olabilir."




5. "Yol boyunca sana havlayan her köpeğe cevap verirsen menzile ulaşamazsın.
Arap atasözü."




6. "“Hikâyelerinin Fransızcaya çevrilmesini önerdikleri zaman, büyük yazar Anton Çehov o zamanlarda şaşırmış ve ‘Ama,’ demişti, ‘benim hikâyelerim Rus hayatını anlatıyor. Fransızların bununla ne ilgisi olabilir?’

Şimdilerde ise ne yazık ki kitapların başka dillere çevrilmesi sanki bir yazınsal başarı ölçüsüymüş gibi sunulmaya başlandı. İş ticari bir tanıtıma dönüştü, bununla beraber büyük bir sektör ortaya çıkmış durumda.”"




7. "“Size bir soru sorayım:
Batı’da en çok tanınan şairimiz Mevlâna. Buna karşılık Yunus Emre, Şeyh Galib, Baki ise hiç tanınmıyor. Acaba bunun sebebi ne?
Mevlâna ile Yunus Emre arasında kalite uçurumları mı var ki, birini bütün dünya biliyor, ötekinden ise habersiz?

Bu sorunun çok basit bir cevabı var:
Mevlâna Farsça yazdığı için dünya dillerine çevrildi. Yunus Emre ise Türkçenin içine hapsoldu. Çünkü Farsça, özellikle Goethe’nin Fars şairlerini okumak için Farsça öğrenmesinden ve ‘West-östlicher Divan’ (yani Batı-Doğu Divanı) kitabını yazmasından sonra, dünya çapında bir edebiyat dili oldu.”"




8. ""Anlamayı öğreniyorum inanmayı yitirmenin pahasına"
Nâzım Hikmet"




9. "Eğer uçuruma çok uzun süre bakarsan, uçurumun da sana bakmakta olduğunu anlarsın."




10. ""Insan soyunun en korkunç eylemi öldürmek, en kötü huyu ise alışmak.""




11. "“İyi Çevirmenler, eseri kendi dillerinde tekrar yaratırlar. Biz bu açıdan talihli bir ülkeyiz. Çünkü şairlerimiz, yazarlarımız çeviri işine eğilmiş ve bazen orijinalinden bile daha güzel metinlere imza atmışlar.
Ama bunların yanında dili bilmeden, kültüre hakim olmadan kafa göz yararak yapılmış öyle çeviriler vardır ki, insana saçını başını yoldurur. Üstelik bunlara üniversite kitapları arasında bile rastlanır.

Bu hatalara rağmen dünya, Çevirmenlere çok şey borçlu. Yunan felsefesini Araplara, oradan da Latinceye aktaran, dünyayı kaynaştıran, etkileyen edebiyat akımları yaratan insanlar, işte hep bu işe gönül vermiş olan Çevirmenlerdir.”"




12. "Şairin dediği gibi “Kartalı gökyüzünde uçuran kanatlar o kadar büyüktür ki , yerde yürümesine engel olur.”"




13. "Yunus'un , Pir Sultan'ın , Nâzım'ın , Âşık Veysel'in , Yaşar Kemal'in yoludur bu ."




14. "“Çağımızda kapitalizm, edebiyat sanatına kötülük ederek iki ayrı edebiyat yarattı. Kitabı metalaştıran piyasa, edebiyatı ‘popüler edebiyat’ ve ‘yüksek edebiyat’ olarak ikiye böldü. Büyük okur kitlelerine sabun köpüğü gibi eften püften eğlendirici kitaplar sunulurken, birtakım modalar bu yazarları öne çıkardı. Bu kitaplarda sağlam edebiyatın olmazsa olmazları arasında bulunan usta bir dil, sağlam bir psikolojik temel ve unutulmaz karakterler yaratma koşulu aranmaz oldu.

Yine de, bugün iyi bir okur, köklü ‘yüksek edebiyat’tan Raskolnikov, Karamazov, Goriot Baba, Anna Karenina, Madame Bovary gibi yüzlerce karakteri sayabilir. Ama söyleyin, ‘popüler edebiyat’tan tek bir karakter hatırlayan var mıdır acaba?”"




15. "Anlamayı öğreniyorum inanmayı yitirmenin pahasına...
Nazım Hikmet Ran"





Edebiyat Mutluluktur Kitap İncelemeleri


Zülfü Livaneli’nin Edebiyat Mutluluktur adlı eseri, sadece bir edebiyatçıdan değil, aynı zamanda bir düşünürden, bir sanat insanından çıkan içtenlikli bir manifesto niteliğinde. Kitap, Livaneli’nin edebiyata, sanata ve hayata bakışını samimi bir dille yansıtırken; okura sadece bilgi değil, bir yaşam felsefesi de sunuyor.

Kitap, klasik bir deneme kitabı yapısında ilerlese de; içeriği bakımından otobiyografi, edebiyat eleştirisi, felsefi düşünce ve güncel toplumsal meselelerin harmanlandığı bir yapı taşıyor. Livaneli, okuru “mutluluk” gibi soyut bir kavramın ardına gizlenmiş gerçeklerle yüzleştiriyor.

Kitap boyunca, Tolstoy'dan Dostoyevski’ye, Orhan Kemal’den Yaşar Kemal’e kadar pek çok büyük yazarın izleri sürülüyor. Ancak bu referanslar kuru bilgi gibi değil, Livaneli’nin kendi deneyim süzgecinden geçerek aktarılıyor. Örneğin Yaşar Kemal’le olan anıları, hem okuru gülümsetiyor hem de düşündürüyor.

Edebiyat Mutluluktur, okuyucuyla yukarıdan konuşan bir kitap değil. Tam tersine, karşılıklı kahve içerken edilen bir sohbet gibi sıcak ve akıcı. Kitabın temel savı, edebiyatın bir entelektüel faaliyet değil; insan olmanın bir yolu olduğudur. Bu yönüyle Livaneli, edebiyatı bir okuldan çok bir sığınak gibi görür.

Yazarın deyimiyle, “mutluluk, bazen bir cümlede gizlidir.”

Keyifli okumalar dilerim.




Denemeleri oldum olası sevmişimdir, alabildiğine düşünmeye sevk ediyor. Bu tür, Livaneli ile birleşince muazzam bir tat yaratmış. Bütün Livaneli serisini bitirmek için çok iyi bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum.
Eserde yazarımız şunu belirtmiş; her eline kalemi alan yazar olmaya yelteniyor hatta olduğunu sanıyor. Unutmamak gerekir ki tek bir kelime, cümle ile eserini tamamlamak için uzun müddet bekleyen yazarlarımız, eser yazmak yıllarını alan güçlü kalemlerimiz mevcut sanat camiasında. Görüyoruz ki bu büyükler, sadece ülke içinde değil, koca dünya edebiyatında yankı uyandırmakta. Peki bir ülkeyi bu sanat görüşüyle tüm dünyaya duyurmak normal midir? Zannedilir ki, sadece yazar olmak isteyenlerin okuması gereken bir eser... Hayır.
Ülkenin sanat olarak, edebiyat olarak bilhassa kültür olarak da geldiği son noktaya haklı bir şekilde değinmiştir. Edebiyat aslında ruhun derinliklerine dokunmakla birlikte, yaşanan somut hallerin de bizlere eserle anlatılmasıdır demek istiyor yazar. Günlük hayattan çok şey bulabiliriz eserde, ben buldum.
Ve en üzücü nokta da şudur ki, kelimeler gitgide korkunç şekilde tükeniyor, tüketiyoruz. Bunu diğer dilleri biliyor'muş' gibi günlük hayatta konuşmaya borçluyuz! Ne olur 1000K, bari bizler yapmayalım. Türkçeye bye bye demeyelim!!!
Şu bildiğimizi sandığımız kelimelerden soyutlanalım, entelektüel kuşanmamızdan soyunalım.
Bu eser bana dokundu, sizlere de dokunmak için bekliyor. :)
Okuyacaklara, şimdiden keyifliii okumalar...




Bir çok livaneli kitabı okudum.Bu diğerlerinden farklı bir tarzda, söyleyişi ,öğüt verici bir kitap olmuş.Kendi engin bilgilerini okurlarıyla paylaşmak istemiş sanırım bilemiyorum.Buradan bir incelemeyi okuduğumda kitabı okumak istemedim.En iyisi sensin ,en guzel sen yaparsın ,zaten şeklinde bir yorumdu.Tabi herkesin kendi fikri,herkes beğenmek zorunda değil yazılanları.Bana sorsanız o yorumu gördükten sonra okumazdim.Fakat, nisan ayının kitabı olarak seçen arkadasim

ve diğer arkadaslarim @Cadyali @onderbsra @Mmmmltmmmm @oznurrrpinkkk la ortak okuyacağımiz bir kitap olduğu için sonuna kadar okudum.Bazı yerler o incelemedeki arkadaşımın dediği gibi ahkam kesen yerler gibime geldi.O kısımları okurken 'hee hee ondan' diye okudum ne yalan söyleyim.Bi kısmı bu bölümden oluşuyor zaten.Diğer kısım ise bizlerin internetten uzunca ince araştırmalar sonunda bulabileceğimiz bilgileri bir kitapta toplayıp, arama motoru niteliği kazandırılmış bir kısım.Bu kısım dikkat çekiyor zaten.Çünkü hepimizin okuduğu ve yaşamları ilgimizi çekecek hikayelerini anlatıyor olması.Beni de bu kısmı cezbetti daha çok.Kitap yazacaklara;dikkat çeken konuları yazın,ağaca, murekkebe yazık etmeyin demiş ama bu yazdığı kitap da özgünluk içeren kısımlar aşırı iticiydi.Burdan çıkardığım sonuç;bir yazarın her kitabı güzel olmuyor malesef.Koleksiyon yapmayın derim




Kitabı Zülfü Livaneli’nin gözünden edebiyatı görebilmek için almıştım. Kitabın içinde romanın nasıl yazılması gerektiğine, postmodern edebiyata, yayıncılara, kapitalizmin kandırmacalarına, tek alanda uzmanlaşma, yüksek edebiyat ve popüler edebiyat vb. konulara değinerek direk edebiyata ve sanata yönelik eleştiriler bulunmakla birlikte, siyasi konulara da ziyadesiyle değiniliyordu. Siyasi yönü hariç roman yazımı, şiir vb. konulardaki görüşlerinin edebiyat adına bakış açımı genişlettiğini söyleyebilirim.

Zülfü Livaneli’nin romanı üzerinde yabancı yazarlardan Ernest Hemingway yerli yazarlardan ise Yaşar Kemal ve Nazım Hikmet’in etkili olduğu görülüyor. Tabii sadece bu isimlerin edebi görüşleriyle kalmayıp siyasi düşüncelerine de birebir katıldığını görüyoruz. Ayrıca İhsan Oktay Anar’ı dönem Türk yazarları içinde beğendiğini belirtiyor. Kitabın içinde yazarın Lenin, Stalin, Solculuk vb. konularda görüşlerini de bulabilmek mümkün. Ayrıca felsefi noktalara değinmesi, sürekli tartışılan “ Gazali mi İbn-i Rüşd mü?” Tartışmalarına dair görüşlerine yer vermesi değerliydi. “@” işaretinin anlamını öğrendiğimde de şaşırmıştım. Karacoğlan, Mevlana, Yunus Emre, Dede Efendi gibi değerlerimize, kitaplara, romana, sinemaya bakış açısıyla ve kitap önerileriyle okunmaya değer bir eser olduğunu düşünüyorum. İnsanın edebiyata bakış açısını genişleten bir kitap. Keyifli okumalar.




Şu ana kadar Zülfü Livaneli'den azımsanamayacak sayıda kitap okudum. Zülfü Livaneli okumaya başladığımda kullandığı dilin kolay olması beni şaşırtmıştı. Birçok yazarda rastlamamıştım buna. Bu bir yandan çok iyi bir durum. Çünkü sayfalar akıp gidiyor, zorlamıyor. Fakat Zülfü Livaneli "Edebiyat Mutluluktur" kitabında yeni neslin kelime darağacının kötü olmasından ve dertlerini 200,300 kelimeyle ifade ettiklerinden yakınıyordu. Fakat kendisinin de hiçbir kitabında kelimeleri çok iyi kullandığını görmedim. Elbette şahsının kelime darağacının çok geniş olduğuna eminim. Fakat bunu eserlerine neden yansıtmamış anlayamadım. Zülfü Livaneli sanatın toplum için olmasını savunuyor.Eserlerinde de ülke politikasına atıflar yapması bundan kaynaklanıyor sanırım. Postmodernizme de sıcak bakmadığını gördüm. Bence Zülfü Livaneli çok zeki, hayalgücü yüksek ve okurlarını kendisine nasıl çekeceğini çok iyi bilen bir yazar. Kendisinin kitaplarını her kesimden insan okuyabilir fikrimce. Seçtiği konular, işlediği temalar çoğu insanın ilgisini çeker. Edebiyat mutluluktur. Fakat yalnızca mutluluk değildir. Üzüntüdür de, öfkedir de, kahırdır da... Kısacası binlerce duygunun dışa vurumudur aslında. Zülfü Livaneli "Her yazarın bir derdi vardır" diyor. Bu noktada ona kesinlikle katılıyorum ve ben de böyle düşünüyorum. Dünya ile bir derdi olmayan insan yazar yahut sanatçı olamaz.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: