E. H. Gombrich En Beğenilen Sözleri
1. "Helenistik sanat, çarpıcı ve yırtıcı yapıtlardan hoşlanıyordu. Amacı etkilemekti. Bunu da başarıyordu"
- Sanatın Öyküsü
2. "Öğrenmenin sonu yoktur sanatta. Keşfedilecek yeni şeyler vardır her zaman. Büyük yapıtlar, her önünde durduğumuzda, değişik görünürler."
- Sanatın Öyküsü
3. "Ne var ki düzeltilmiş bir fotoğraf da idealleştirilmiş bir heykel de genellikle kişilikten ve canlılıktan yoksundur."
- Sanatın Öyküsü
4. "Öğrenmenin sonu yoktur sanatta. Her zaman keşfedilecek yeni şeyler vardır. Büyük yapıtlar, her önünde durduğumuzda, değişik görünürler."
- Sanatın Öyküsü
5. "Doğu dinleri, hiçbir şeyi, doğru yapılan bir meditasyondan daha önemli olmadığını öğretmişlerdir."
- Sanatın Öyküsü
6. "“Akademi” sözcüğü Yunan filozofu Platonun öğrencilerine ders verdiği ağaçlığın adından gelir ve zamanla erdem arayışında olan eğitimli kişilerin toplandığı yerler için kullanılmaya başlanmıştır."
- Sanatın Öyküsü
7. "Bir sanat yapıtı gördüklerinde ona bakmak için durmak yerine hafızalarını kurcalayıp ona uygun bir etiket ararlar."
- Sanatın Öyküsü
8. "Ne de olsa büyük ustalar bu çalışmalara her şeyini vermiştir. Onlar için acı çekmiş, çok emek harcamışlardır ve en azından yapmak istedikleri şeyi anlamaya çalışmamızı beklemeye hakları vardır."
- Sanatın Öyküsü
9. "Sanat diye bir şey yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
10. "Hepimizin "ilkellerinki" gibi kanıksadığı inançları bulunur. Hatta genellikle birileri çıkıp sorgulayıncaya kadar bunların farkında bile olmayız."
- Sanatın Öyküsü
11. "Derin düşünceye dalma, Doğu insanları için bir çeşit zihin egzersiziydi."
- Sanatın Öyküsü
12. "Tarihi geçmiş olaylarla örülmüş bir duvar halısı olarak düşünürsek, olayları belirleyen tarihlerde bu halının duvara asıldığı kancalardır."
- Sanatın Öyküsü
13. "Tiziano'nun ilk biyografilerini yazan yazarlar, İmparator V. Charles'in, sanatçının elinden yere düşürdüğü fırçasını eğilip alarak onu onurlandırdığını hayranlık ve şaşkınlıkla anlatırlar. Olay bizler için önem siz görülebilir, ama o çağların katı saray kurallarını düşünürsek, bu olayın ne kadar önemli olduğunu, yeryüzü gücünün en büyük temsilcisinin, bir dehânın yüceliği önünde eğilerek, simgesel olarak kendini ondan daha aşağı gördüğüne inanılmakta olduğunu fark ederiz."
- Sanatın Öyküsü
14. ""Kimi yapıların hangi gereksinimler sonucu dikildiğini bilmeyen birisi, kötü bir mimari yargıçtır.""
- Sanatın Öyküsü
15. "Keşfedilecek yeni şeyler vardır her zaman."
- Sanatın Öyküsü
16. "§
"Her kuşak bir yerde babalarının ölçütlerine baş kaldırır nokta her sanat yapıtı çağdaşlarının önüne sadece yapıtlarıyla değil aynı zamanda yapamadıkları ile de çıkar."
§"
- Sanatın Öyküsü
17. "İşin başında bilmemiz gerekir ki, sanatın tarihi, teknik becerinin gelişmesinin tarihi değil, düşünce tarzının ve gereksinimlerin değişmesinin tarihidir."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
18. "“Sanat yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır.”"
- Sanatın Öyküsü
19. "Eğer Ankara'da veya yakınında oturuyorsan mutlaka "Anadolu Medeniyetleri Müzesi"ne git. Burası dünyanın en güzel müzelerinden biridir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
20. "Tiziano' nun ilk biyografilerini kaleme alan yazarlar, Imparator V. Karl'in bile, sanatçının elinden yere düşürdüğü firçasini eğilip alarak onu onurlandırmış olduğunu bize hayranlık ve şaşkınlıkla anlatırlar."
- Sanatın Öyküsü
21. "Nasıl sözleri olmayan güzel müzik varsa, önemli konusu olmayan güzel tablolar da vardır."
- Sanatın Öyküsü
22. "Bilinen bir konuyu alışılmışın dışında betimleyen bir tablo genellikle "doğru görünmüyor" gibi sudan bir sebeple eleştirilir."
- Sanatın Öyküsü
23. ""Sanatçının görevi, her şeyi, en açık ve kalıcı biçimde korumaktı.""
- Sanatın Öyküsü
24. "Aslında, Sanat diye bir şey yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır."
- Sanatın Öyküsü
25. ""Sanatçı, sanatsal amacına ulaştığını hissettiği anda, yapıtının tamamlanmış ve bitmiş olduğunu açıklamakta özgürdür."
Rembrandt"
- Sanatın Öyküsü
26. "Sıradan sözcüklerin güzel bir melodiye şarkı sözü olabilmesi gibi, sıradan objeler de güzel bir resim oluşturabilir."
- Sanatın Öyküsü
27. ""Her kuşak, bir noktada babalarının ölçülerine başkaldırır.Her sanat yapıtı, çagdaşlarının önüne sadece yaptıkları ile değil, aynı zamanda yapmadıklarıyla da çıkar. ""
- Sanatın Öyküsü
28. ""Güzellik için geçerli olan, ifade içinde geçerlidir.""
- Sanatın Öyküsü
29. "Aslında, Sanat diye bir şey yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır."
- Sanatın Öyküsü
30. "Resim yapmanın aşağılık bir iş olmadığını ilk düşünen ve ressamları esinlenmiş şairlerle aynı kefeye koyanlar Çinlilerdi."
- Sanatın Öyküsü
31. "Aslına bakarsanız, ileride de göreceğimiz gibi, bir resmin güzelliği sanatçının konu aldığı şeyin güzelliğinden gelmez."
- Sanatın Öyküsü
32. "" Sanatın büyük uyanışı ve özgürlüğe kavuşması, yaklaşık olarak M.Ö.520-420 yılları arasındaki yüzyıllık bir sürede gerçekleşmiştir.""
- Sanatın Öyküsü
33. "Kim yeni bir şeyler yapmak isterse, eskisini en iyi biçimde tanımalıdır."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
34. "Yunanlıların büyük spor yarışmaları -ki içlerinde en ünlüsü Olympia Oyunlarıydı- çağımızın spor karşılaşmalarından farklıydı. Bunlar halkın inançları ve dinsel törenleriyle yakından ilişkiliydi. Yarışmalara katılanlar ne amatör ne de profesyonel sporculardı, Yunanistan'ın önce gelen ailelerinin bireyleriydiler ve bu oyunların galibine, tanrının yenilmezlik bağışladığı bir adam olarak korku dolu bir saygıyla bakılırdı. Oyunların amacı, başlangıçta, yenilmezliğin kime bağışlandığını saptamaktı. Kazananlar, bu tanrı bağışının belirtisini kutlamak ve belki de sürekli kılmak için, zamanın en ünlü sanatçılarına heykellerini yonttururlardı."
- Sanatın Öyküsü
35. "Her birimiz tarihin içindeyiz ve onun bir parçasıyız.Tarih bilmeden hiçbir konu üzerinde sağlam ve kalıcı değer yargılarına varılamaz. Bu son derece açık ve herkesçe pek iyi tanınan gerçek karşısında, eğitim sistemimizde tarih büyük bir özenle " bilinmesi gereksiz" bilgiler yığını durumuna getirilmiştir. Bu büyük "başarı"dan dolayı eğitimcilerimizi kutlamak gerekir doğrusu."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
36. ""Dillerin nasıl doğduğunu bilmediğimiz gibi sanatın nasıl doğduğunu bilmiyoruz. Eğer sanatı tapınak ve ev inşası,resim heykel ya da dokuma motifleri yapma gibi etkinlikler olarak sayıyorsak, dünyada sanatın olmadığı tek topluluk yoktur. ".."
- Sanatın Öyküsü
37. "Kendini asıl "yüksekte" görenler, "bilim dilini" okuru aydınlatmak yerine onu etkilemek için kullananlar değil midir zaten?"
- Sanatın Öyküsü
38. "Nesneler hakkındaki duygularımız, onları hangi gözle gördüğümüzü ve hatta hangi biçimleri hatırladığımızı etkiler. Hepimiz, aynı yerin, mutlu ya da üzgün olmamıza göre ne kadar farklı göründüğünü biliriz."
- Sanatın Öyküsü
39. ""Ama Rembrant'in yaptığı bir fil çizimlerin daha az ayrıntıyı gösteriyor diye, daha az iyi olması gerektiğini kim söyleyebilir.""
- Sanatın Öyküsü
40. ""İtalyan sanatının güzel figürlerine alışmış bir kimse, güzelliğe hiç aldırış etmeyen, üstelik çirkinlikten de hiç çekinmeyen Rembrant'ın resimlerini ilk kez gördüğünde oldukça rahatsız olabilir.""
- Sanatın Öyküsü
41. "Büyük sanat yapıtlarından tat alınmasındaki en büyük engel, bizim alışkanlık ve önyargılarımızdan kurtulma konusundaki isteksizliğimizdir. Bilinen bir konuyu alışılmışın dışında betimleyen bir tablo genellikle “doğru görünmüyor” gibi sudan bir sebeple eleştirilir."
- Sanatın Öyküsü
42. "§
"Dillerin nasıl doğduğunu bilmediğimiz gibi sanatın da nasıl olduğunu bilmiyoruz."
§"
- Sanatın Öyküsü
43. "Meditasyon yapmak, aynı kutsal gerçek üzerinde saatlerce düşünmeyi, bir fikre sabitlenip onu hiç zihinden çıkarmadan her yönüyle irdelemeyi kapsıyordu."
- Sanatın Öyküsü
44. ""Seçenek yoksa ifadede yoktur.zaman geçtikçe üslubun sanatçıya tanıdığı özgürlük alanının genişlediği ve böyle sanatçının kişiliğini ifade etme yollarının arttığı doğrudur.""
- Sanatın Öyküsü
45. ""Hangi amaçla yapıldığını bilmediğimiz sürece geçmişin sanatını anlayamayız.""
- Sanatın Öyküsü
46. "''Duygularını ifade etmek'' yada benzeri klişe sözcükler kullanarak konuşmak onlara kendini beğenmişlik gibi gelir.''"
- Sanatın Öyküsü
47. "Beğenilerin tartışılamayacağını söyleyen o eski atasözü doğru olabilir; ama bu, beğenilerin geliştirilemeyeceği anlamına gelmez. Buna günlük yaşamımızda basit bir örnek verebiliriz. Çay içmeye meraklı olmayanlara hangi harman olursa olsun tüm çaylar aynı tadı verebilir. Ama farklı harmanları keşfetmek için uygun zaman, istek ve olanak bulurlarsa, tam olarak hangi çay karışımını tercih ettiklerini ayırt edebilecek yetenekli bir Çeşnici olabilirler ve artan bilgileri sayesinde en seçkin harmanların tadına varırlar."
- Sanatın Öyküsü
48. "O, güzelliği değil gerçeği arıyordu."
- Sanatın Öyküsü
49. "Sanat, kendine özgü farklı yasaları ve maceraları olan ilginç bir dünyadır."
- Sanatın Öyküsü
50. "Sanatçıyı doğru dengeye ulaşma çabasında izlemek çok çekici bir şeydir. Ama ona, niçin bunu böyle yaptığını, şunu şöyle değiştirdiğini sorduğumuzda, belki açıklayamayacaktır bunu bize. O önceden saptanmış kuralları izlemez. Böyle duyar, o kadar."
- Sanatın Öyküsü
51. "Fakat bir tabloya taze bir bakışla bakmak ve onda bir keşif yolculuğunun serüvenine atılmak, evet çok daha çetin, ama çok daha doyum veren bir iştir."
- Sanatın Öyküsü
52. "Büyük sanat yapıtlarının tadına varılmasında, alışkanlıklarımızı ve önyargılarımızı aşmaktaki isteksizliğimizden daha büyük bir engel yoktur."
- Sanatın Öyküsü
53. "Ne var ki, sonuçta Yunanlıların yapıtları da doğanın herhangi bir köşesini aynen yansıtan aynalara benzemez ve her zaman onları yapan zekânın damgasını taşırlar."
- Sanatın Öyküsü
54. "Bazılarımızın, az konuşup az jest yapan ve bazı şeyleri tahminimizi bırakan kişilerden daha fazla hoşlanması gibi, bazılarımız da hayal gücümüze yer bırakan resim ve heykellerden daha çok hoşlanırız."
- Sanatın Öyküsü
55. "Güzellikle ilgili güçlük, güzelliği belirleyen beğeni ve ölçütlerin çok farklılık göstermesidir."
- Sanatın Öyküsü
56. "Öğrenmenin sonu yoktur sanatta. Keşfedilecek yeni şeyler vardır her
zaman. Büyük yapıtlar, her önünde durduğumuzda, değişik görünürler.
Onlar da, insan denilen yaratığın kendisi gibi, tükenmez ve önceden kestirilemezler. Kendi serüvenleriyle ve kendi akıl ermez yasalarıyla başlı başına bir heyecan dünyası oluştururlar. Hiç kimse, sanat hakkında her şeyi
bildiğini ileri sürmemelidir, çünkü hiç kimse onu tümden bilemeyecektir.
Bu yapıtlardan tat almak için, onların her türlü gizli imalarını yakalayıp,
her türlü gizli uyumunu sezinleyebilecek ve büyük sözlerle, kalıplaşmış
tümcelerle doldurulmamış taptaze bir kafadan daha önemli bir şey yoktur
belki de. Sanata değgin hiçbir şey bilmemek, sanat züppeliğine yol açan
sözümona kültürden kat kat iyidir. Bu gerçek bir tehlikedir."
- Sanatın Öyküsü
57. ""Mısır sanatı bizler için ölçülemeyecek bir önem taşımaktadır.""
- Sanatın Öyküsü
58. "Bazılarımızın, az konuşup az jest yapan ve bazı şeyleri tahminimizi bırakan kişilerden daha fazla hoşlanması gibi, bazılarımız da hayal gücümüze yer bırakan resim ve heykellerden daha çok hoşlanırız."
- Sanatın Öyküsü
59. "Naziler 1933 yılında iktidara gelince, modern sanatı yasakladılar."
- Sanatın Öyküsü
60. "Gökyüzündeki yıldırım onların hayal gücünde büyük bir yılan gibi göründüğünden, Amerika’daki çoğu yerli topluluğu, çıngıraklı yılanın kutsal ve yüce bir yaratık olduğunu düşünmüştür."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
61. "Hepimizin “ilkellerinki” gibi kanıksadığı inançları bulunur. Hatta genellikle birileri çıkıp sorgulayıncaya kadar bunların farkında bile olmayız."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
62. "Sanat, kendine özgü farklı yasaları ve maceraları olan ilginç bir dünyadır. Hiç kimse sanat hakkında her şeyi bildiğini düşünmemelidir; çünkü bilemez."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
63. "Çünkü o zamanlardan beri insanlar, 'Her şeyin olduğu gibi kalması en iyidir' anlayışına pek değer vermemeye başlamışlardı. Her şey durmadan değişiyordu."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
64. ""Hollandanin en önemli ressamı ve yaşamış tüm ressamların en önemlilerinden birisi Rembrant van Rijn'dir.(1606-1669)"
- Sanatın Öyküsü
65. "Hiç kimse sanat hakkında her şeyi bildiğini düşünmemelidir; çünkü bilemez."
- Sanatın Öyküsü
66. "Yunanca kent Polis adı taşır, kentle ilgili işlere de Politika denilirdi."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
67. "Büyük sanat yapıtlarından tat alınmasındaki en büyük engel, bizim alışkanlık ve ön yargılarımızdan kurtulma konusundaki isteksizliğimizdir."
- Sanatın Öyküsü
68. "Güzellik için geçerli olan, ifade için de geçerlidir."
- Sanatın Öyküsü
69. "Bu halılardaki incelikli tasarımlar ve zengin renk çeşitlemelerini, sanatçıları gerçek dünyanın objelerinden uzaklaştırıp çizgi ve renklerin rüya alemine yönlendiren Muhammed'e borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz."
- Sanatın Öyküsü
70. ""Modern eğitimdeki devrim kendini ilk olarak çocuklara Sanatın ögretilmesinde göstermiştir .""
- Sanatın Öyküsü
71. ""ustasini aşmayan bir öğrenci, zavallı bir öğrencidir.""
- Sanatın Öyküsü
72. ""Bu yüzyılın büyük heykelcisi Praksiteles , işçiliğindeki zarafet ve yaratılarının ince ve etkileyici niteliğiyde ünlüydü. Övgüsü bir çok şiire giren en ünlü yapıtı, aşk tanrıçası AFRODİTE'nin yıkanmak için banyoya gidişini betimliyordu. Ancak bu yapıtı yok olmuştur.""
- Sanatın Öyküsü
73. ""Benim niyetim gözleri açmak dilleri çözmek değil.""
- Sanatın Öyküsü
74. "Aslında, Sanat diye bir şey yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
75. "Güzellikle ilgili güçlük, güzelliği belirleyen beğeni ve ölçütlerin çok farklılık göstermesidir."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
76. ""Dönem ve üsluplardan söz ederken fazla genelleme yapmak biraz tehlikelidir.""
- Sanatın Öyküsü
77. "§
"Öğrenmenin sonu yoktur sanatta."
§"
- Sanatın Öyküsü
78. "Keşfedilecek yeni şeyler vardır her zaman."
- Sanatın Öyküsü
79. "Büyük sanat yapıtlarının tadına varılmasında, alışkanlıklarımızı ve önyargılarımızı aşmaktaki isteksizliğimizden daha büyük bir engel yoktur."
- Sanatın Öyküsü
80. "Çocuklar bazen yıldızların, aslında öyle olmadıkları halde, beş köşeli yıldız biçiminde olduklarını düşünürler. Bir tabloda gökyüzünün mavi ve çimenlerin yeşil olması gerektiğinde ısrar edenler bu çocuklardan pek farklı değildirler."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
81. "Böylesi bir yaklaşım Rönesans'a ulaşana dek ne antik Yunanistan'da ne de Avrupa'da görülmüştü. Resim yapmanın aşağılık bir iş olmadığını ilk düşünen ve ressamları esinlenmiş şairlerle aynı kefeye koyanlar Çinlilerdi."
- Sanatın Öyküsü
82. "“Her çağ, dünyayı görmenin yeni bir yolunu geliştirir.”"
- Sanatın Öyküsü
83. "Aslında, Sanat diye bir şey yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır. Onlar, bir zamanlar renkli toprakla bir mağaranın duvarına kabaca bizon resimleri çiziktiren insanlardı; bugün de bazıları boya satın alıp duvar ya da tahta perdeler için afiş tasarlıyor."
- Sanatın Öyküsü
84. ""Hepimiz bir tabloyu gördüğümüzde hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız bir çok şeyi anımsayabiliriz. Anımsadıklarımız gördüğümüz şeyden keyif almamızı sağladığı sürece endişelenecek bir şey yoktur. ""
- Sanatın Öyküsü
85. "Aristoteles sadece İskender'in öğretmeni değildi; bu filozof, bütün insanlığın tam iki bin yıl öğretmenliğini yaptı."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
86. ""Tiepolo'ya canlı renkler ve şatafatlı giysiler sergileyebilmesi için her türlü fırsatı sağlamıştır.öyküye göre Marcus Antonius, Mısır Kraliçesi onuruna eşi benzeri olmayan bir lüx içinde bir ziyafet vermiş.""
- Sanatın Öyküsü
87. ""Sanati yunan topraklarında ve özelliklede Miken de taklit edilen Girit'te hangi halkın egemen olduğunu hiç kimse tam olarak bilmiyor.""
- Sanatın Öyküsü
88. "Büyük sanat yapıtlarının tadına varılmasında, alışkanlıklarımızı ve önyargılarımızı aşmaktaki isteksizliğimizden daha büyük bir engel yoktur."
- Sanatın Öyküsü
89. "Çocuklar bazen yıldızların, aslında öyle olmadıkları halde, beş köşeli yıldız biçiminde olduklarını düşünürler. Bir tabloda gökyüzünün mavi ve çimenlerin yeşil olması gerektiğinde ısrar edenler bu çocuklardan pek farklı değildirler."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
90. ""Hepimiz bir tabloyu gördüğümüzde hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız bir çok şeyi anımsayabiliriz. Anımsadıklarımız gördüğümüz şeyden keyif almamızı sağladığı sürece endişelenecek bir şey yoktur. ""
- Sanatın Öyküsü
91. "Aristoteles sadece İskender'in öğretmeni değildi; bu filozof, bütün insanlığın tam iki bin yıl öğretmenliğini yaptı."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
92. "Sanatın tüm tarihi, gittikçe gelişen teknik yetkinleşmenin tarihi değil, değişen düşünce tarzının ve kurallarının tarihidir."
- Sanatın Öyküsü
93. "§
"Gençler için yazılan kitapların yetişkinler için yazılanlardan farklı olması gerektiğine hiçbir zaman inanmış değilim."
§"
- Sanatın Öyküsü
94. "Sanat hakkında hiçbir şey bilmiyor olmak, züppelikten başka bir işe yaramayan yarım yamalak bilgiden çok daha iyidir."
- Sanatın Öyküsü
95. "... ancak sanatın öyküsünü tam olarak anlamak istiyorsak, resimlerle harfler arasında kan bağı olduğunu ara sıra hatırlamamız gerekir."
- Sanatın Öyküsü
96. "Kabul etmemiz gerekir ki, sanattan zevk almak meselesi, yiyecek ve içecekten zevk almaktan çok farklı bir şeydir."
- Sanatın Öyküsü
97. "“Sanatçı, doğayı taklit etmez; onu yorumlar.”"
- Sanatın Öyküsü
98. "Bir kralın ilk görevi, devletinde yaşayan herkese davranışları ile örnek olmasıdır."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
99. ""Nitekim kendilerine insanları betimleme izni verilmeyen Doğulu sanatçılar, hayal güçlerini biçim ve motifleri geliştirmekte kullandılar.""
- Sanatın Öyküsü
100. "... ancak sanatın öyküsünü tam olarak anlamak istiyorsak, resimlerle harfler arasında kan bağı olduğunu ara sıra hatırlamamız gerekir."
- Sanatın Öyküsü
101. "Kabul etmemiz gerekir ki, sanattan zevk almak meselesi, yiyecek ve içecekten zevk almaktan çok farklı bir şeydir."
- Sanatın Öyküsü
102. "En son gelişmelerin bize öğrettiği şey, tıpkı giyimde ve dekorasyonda olduğu gibi, sanat beğenisinde de modaların geçtikten bir süre sonra yeniden gelmeleri."
- Sanatın Öyküsü
103. "Çinli sanatçılar köşeli biçimlerden Mısırlılar kadar hoşlanmıyor ve yuvarlak hatları yeğliyordu."
- Sanatın Öyküsü
104. "Doğanın kendine özgü bir anını yakalamayı ümit eden bir ressamın, boyalarını karıştırıp istediği rengi bulmaya, hele eski ustaların yaptığı gibi kahverengi bir zemin üstüne tabakalar halinde sürmeye hiç vakti yoktur. Bunun için renkleri hızlı vuruşlarla tuvale geçirmesi ve bunu yaparken ayrıntılardan çok tüm resmin genel etkisine dikkat etmesi gerekir."
- Sanatın Öyküsü
105. "Biz, denetleyemediğimiz güçler karşısında kendimizi küçük ve şaşkın hisseder; doğanın kudretine hükmedebilen sanatçıya hayranlık duymak zorunda kalırız."
- Sanatın Öyküsü
106. "Bir ustayı, onun yarattığı etkiyi bozan taklitleri nedeniyle suçlayamayız."
- Sanatın Öyküsü
107. ""Fakir ve ezilmiş halkın acılarını paylaşıyor, onların haklarını savunmak istiyordu.,""
- Sanatın Öyküsü
108. ""Sanatçının araçları, teknik yöntemleri geliştirilebilir ama sanatin kendisinin bilimin geliştiği gibi geliştiği pek söylenemez.""
- Sanatın Öyküsü
109. ""Fransız ihtimalinin liderlerinden biri olan Marat fanatik bir genç kadın tarafından banyosunda öldürülünce, David onu davası için ölen bir şehit olarak resimledi.""
- Sanatın Öyküsü
110. ""Hiçbir kral ve topluluk yalnızca bir anıt dikmek için bunca masrafı ve eziyeti göze alamazdı.""
- Sanatın Öyküsü
111. ""Bundan sonraki bölümlerde, sanat tarihinden yani mimarlık resim ve heykelcilik tarihinden söz edecegim. Sanırım, böylesi bir tarihin sanatçıların niçin belirli bir biçimde çalıştıklarını veya neden belirli amaçlara yöneldiklerinin kavranmasinda yardımcı olacaktır.""
- Sanatın Öyküsü
112. ""O çağda halk, bir şairi ya da bir sanatçıyı övmek istediği zaman yapıtının antik çağın yapıtlarından hiçte aşağı olmadığını belirtirdi.""
- Sanatın Öyküsü
113. ""Kentlerinin işlerini yürüten vakitlerini meydanlarda sonu gelmeyen tartışmalarla geçiren zengin yunanlılar, hatta belki de şairler ve filozoflar bile heykelciler ve ressamları , aşağı tabakadan insanlardı.""
- Sanatın Öyküsü
114. "Veni, vidi, vici."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
115. "En son gelişmelerin bize öğrettiği şey, tıpkı giyimde ve dekorasyonda olduğu gibi, sanat beğenisinde de modaların geçtikten bir süre sonra yeniden gelmeleri."
- Sanatın Öyküsü
116. "Budizm, Çin sanatını, sanatçıya yalnızca yeni konular esinleterek etkilemedi. Resimlere yeni bir yaklaşım getirdi. Bu yeni yaklaşım, sanatçının başarısına derin bir saygıydı. Böylesi bir"
- Sanatın Öyküsü
117. "Kelimeler bazen yararlı yol göstericilerdir; yanlış anlamaları ortadan kaldırmaya yardım ederler."
- Sanatın Öyküsü
118. "Dinin sanat üzerine etkisi Çin'de daha da güçlüydü. Çin sanatının başlangıcı üzerine bildiklerimiz çok azdır. Sadece Çinlilerin çok eski çağlardan biri bronz döküm sanatında usta olduklarını M.Ö. bin yılına (bazılarına göre daha erkene) ait olduğunu biliyoruz."
- Sanatın Öyküsü
119. "Sanatın, yaşamın güzellik ve lütuflarını çoğaltma işlevi hiçbir zaman tam olarak unutulmamıştı."
- Sanatın Öyküsü
120. "Mısırlılar çoğunlukla var olduklarını bildikleri şeyi , Yunanlılar ise gördükleri şeyi çizmişlerdi. Ortaçağlı sanatçı ise aynı zamanda hissettiği şeyi de yapıtında anlatmayı öğrenmiştir ."
- Sanatın Öyküsü
121. "İtalyan sanatında, yeni bir sanatın başlangıcını gösteren birçok dönüm noktası olmuştur. Ör-
neğin, 1300 dolayında Giotto'nun, 1400'e doğru Brunelleschi'nin buluşları."
- Sanatın Öyküsü
122. "Örneğin su, bu kadar güçsüz, Kolk bu kadar boyun eğici göründüğü halde yine de sert kayaları aşındırıyordu; berraktı, soğuktu, rahatlatıcıydı ve susamış tarlalara can veriyordu. Ya da dağlar, bu kadar güçlü ve azametli olsalar da, yine de üzerlerinde ağaçların büyümesine izin veriyorlardı."
- Sanatın Öyküsü
123. "Sanatçılar geçmişten günümüze pek çok farklı şey yaptılar ve halen yapıyorlar. Bütün bu etkinlikleri sanat olarak tanımlamakta herhangi bir sakınca yok, yeter ki bu sözcüğün değişik zaman ve yerlerde farklı anlamlar taşıyabileceğini unutmayalım ve yeter ki büyük S harfiyle başlayan bir Sanat’a yer olmadığının bilimcinde olalım. Çünkü, büyük S ile başlayan Sanat zaman içinde korkulan ve tapılan bir şey haline gelmiştir."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
124. ""Sanat" diye bir şey yoktur aslında. Yalnızca sanatçılar vardır."
- Sanatın Öyküsü
125. "Sanatın tüm tarihi, gittikçe gelişen teknik yetkinleşmenin tarihi değil; değişen düşünce tarzının ve kurallarının tarihidir."
- Sanatın Öyküsü
126. "Tutkunu küçültürsen acın da küçülür."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
127. "Raffaello'nun mezarı bu,
Doğa Ana'nın korktuğu
yaşadığı sürece esiri olmaktan,
ölünce de onunla ölmekten.."
- Sanatın Öyküsü
128. "Dikkatin özü, seçici olmasıdır. Görüş alanımız içindeki herhangi bir şey üzerinde odaklanabiliriz, ama her şey üzerinde odaklanamayız. Dikkatin gerçekleşmesi için, her durumda, bir dikkatsizlik arka planının olması gerekir."
- İmge ve Göz
129. ""Eski ahitte yer alan ve daha hemen hemen önce hiç resimlenmemis bir konuyu, Davut peygamberle kotu oğlu Abşolom arasındaki barismayi işlemiştir."
- Sanatın Öyküsü
130. ""Michalengelo daha otuz yaşında çağının başlıca ustalarından biri sayılıyor ve kendi alanında Leanordo'nun dehâsına denk görülüyordu.""
- Sanatın Öyküsü
131. "Veni, vidi, vici.
Geldim, gördüm, yendim."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
132. "Sanatın, yaşamın güzellik ve lütuflarını çoğaltma işlevi hiçbir zaman tam olarak unutulmamıştı."
- Sanatın Öyküsü
133. "Mısırlılar çoğunlukla var olduklarını bildikleri şeyi , Yunanlılar ise gördükleri şeyi çizmişlerdi. Ortaçağlı sanatçı ise aynı zamanda hissettiği şeyi de yapıtında anlatmayı öğrenmiştir ."
- Sanatın Öyküsü
134. "Sanatçılar geçmişten günümüze pek çok farklı şey yaptılar ve halen yapıyorlar. Bütün bu etkinlikleri sanat olarak tanımlamakta herhangi bir sakınca yok, yeter ki bu sözcüğün değişik zaman ve yerlerde farklı anlamlar taşıyabileceğini unutmayalım ve yeter ki büyük S harfiyle başlayan bir Sanat’a yer olmadığının bilimcinde olalım. Çünkü, büyük S ile başlayan Sanat zaman içinde korkulan ve tapılan bir şey haline gelmiştir."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
135. ""Sanat" diye bir şey yoktur aslında. Yalnızca sanatçılar vardır."
- Sanatın Öyküsü
136. "Sanatın tüm tarihi, gittikçe gelişen teknik yetkinleşmenin tarihi değil; değişen düşünce tarzının ve kurallarının tarihidir."
- Sanatın Öyküsü
137. "Tutkunu küçültürsen acın da küçülür."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
138. "Raffaello'nun mezarı bu,
Doğa Ana'nın korktuğu
yaşadığı sürece esiri olmaktan,
ölünce de onunla ölmekten.."
- Sanatın Öyküsü
139. "Güzellikle ilgili güçlük, güzelliği belirleyen beğeni ve ölçütlerin çok farklılık göstermesidir."
- Sanatın Öyküsü
140. "Maraton, atletizmde uzun mesafeli (42,195 m), sert tabanlı yollarda yapılan mukavemet koşusudur. Adı eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'nda Maraton Ovası'ndan Atina'ya koşarak gelen bir ulaktan esinlenerek verilmiştir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
141. "Sadece okumakla ustalaşılmayacak tek bir alan varsa, o da sanat tarihidir. Her sanatsever, seyahat edip sanat eserlerini birinci elden incelemek için fırsat kollar."
- Sanatın Öyküsü
142. "Bazılarımızın, az konuşup az jest yapan ve bazı şeyleri tahminimize bırakan kişilerden daha fazla hoşlanması gibi, bazılarımız da hayal gücümüze yer bırakan resim ve heykellerden daha çok hoşlanırız."
- Sanatın Öyküsü
143. "Çinliler, ressamı da esinlenmiş ozanla aynı düzeye koyarak, resim sanatını aşağılık bir iş saymayan ilk halk olmuştur."
- Sanatın Öyküsü
144. "Bir tablonun güzelliği, onun konu aldığı şeyin güzelliğinden gelmez."
- Sanatın Öyküsü
145. "Güneşi titreyerek özleyeceğim"
- Sanatın Öyküsü
146. "Mısır’da heykelci sözcüğü o zaman, “yaşamı koruyan kişi “ ile eş anlama geliyordu."
- Sanatın Öyküsü
147. "Miki Fare, gerçek fareye pek
benzemez, ama insanlar yine de kuyruğu çok uzun diye gazetelere öfkeli
mektup yollamazlar. Disney'in büyülü dünyasına girenler büyük S ile baş-
layan Sanat'ı dert etmezler. Onun filmlerini, bir modern sanat sergisine
giderken beraberlerinde getirmekten hoşlandıkları ön yargılarla seyretmezler. Ama, kendine özgü tarzda bir șey çizen modern sanatçıya, daha iyisini yapmayı beceremeyen bir acemi olarak bakmaya yatkındırlar. Oysa modern sanatçıların, haklarında ne düşünürsek düşünelim, en azından "doğru" çizebilecek kadar bilgi sahibi olduklarına inanmamız gerekir."
- Sanatın Öyküsü
148. "Mısırlılar kitaplarını Nil'de yetişen bir bitki olan Papirüs'ün geniş yapraklarına yazmışlardır. Batı dillerinde "kağıt" demek olan "paper; papier" kelimeleri "papirüs" ten gelir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
149. "Eski zamanların iyiliğine inanıyorum ve o çağı seviyorum."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
150. "Sürrealistlerin çoğu Freud'un yazılarından büyük ölçüde etkilenmişti, Freud, uyanıkken zihnimize hâkim olan bilinçli düşünce zayıfladığı anda, içimizdeki çocuğun ve vahşi'nin öne çıktığını açıklamıştı. İşte bu görüşten yola çıkan sürrealistler, tamamen uyanık bir aklın hiçbir zaman sanat üretmeyeceklerini öne sürdüler. Aklın bize bilimi verebileceğini kabul edebilerlerdi, ama sanatı verecek olan, yalnızca akıl dışı bir şey olabilirdi."
- Sanatın Öyküsü
151. "Bu dünyada ulaşılabilecek en büyük olgunluk şuydu: Hiçbir şey istememek."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
152. "İnsan bir şey hep isterse, onu hep düşlerse, sonunda düşünü gerçek sanır."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
153. ""Sanatçı, sanatsal amacını hissettiği an, yapıtının tamamlanmış ve bitmiş olduğunu açıklamakta özgürdür.""
- Sanatın Öyküsü
154. ""...sanatın tüm tarihi, gittikçe gelişen teknik yetkinleşmenin tarihi değil, değişen kafa yapılarının ve gerekliliklerinin tarihidir.""
- Sanatın Öyküsü
155. ""16.yy sonları sanatçılarını yapmacıklık ve boş taklitçilikle suçlayan 17.yy elestirmenlerinin ortaya attığı bir terimdir.""
- Sanatın Öyküsü
156. ""Leonardo solaktı ve sağdan sola doğru yazmaya alışmıştı. Bu yüzden onun notlarını yalnızca bir ayna yardımıyla okunabilir.""
- Sanatın Öyküsü
157. ""Aslında saçma yada garip anlamlarına gelen barok sözcüğü, klasik bicimlerin Yunanlılar ve Romalılarca uygulanan yöntemlerin dışında hiçbir zaman uygulanmaması gerektiğini savunanlar tarafından kullanılmıştır.""
- Sanatın Öyküsü
158. ""Mona Lisa bile hep böyle gülmüş olamaz. Oysa Rembrant 'in üstün portrelerinde gerçek insanlarla yüzyüze gibiyizdir.onlarin sıcaklığını,ilgi gereksinmelerini yalnızlık ve acılarını hissederiz.""
- Sanatın Öyküsü
159. ""Göz bir kez bu Mısır resimlerine alışınca , onlarda ki gerçekdışılık siyah beyaz fotoğraftaki renk eksikliği kadar rahatsız eder bizi,""
- Sanatın Öyküsü
160. ""Sanatın tüm tarihi, gittikçe gelişen teknik yetkinleşmenin tarihi değil , değişen düşünce tarzının ve kurallarının tarihidir.""
- Sanatın Öyküsü
161. ""Büyük müzelerde, klasik dönemin ak mermerden heykel sıraları önünden geçerken, bunlar arasında Kutsal Kitap'in sözünü ettiği putların da olduğunu çoğunlukla unutuyoruz.O heykellere tapiliyordu.""
- Sanatın Öyküsü
162. "Şimdi başkentlerinin Kudüs olduğu küçük bir devletin sahibiydiler. Bu devletin ilk kralının adı Saul idi. Bu kral; özellikle İsrail düşmanı ve çok hırçın bir kavim olan Filistinlilerle uğraştı ve onlarla yaptığı bir savaş sırasında öldü."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
163. "Çinliler, ressamı da esinlenmiş ozanla aynı düzeye koyarak, resim sanatını aşağılık bir iş saymayan ilk halk olmuştur."
- Sanatın Öyküsü
164. "Bir tablonun güzelliği, onun konu aldığı şeyin güzelliğinden gelmez."
- Sanatın Öyküsü
165. "Mısırlılar kitaplarını Nil'de yetişen bir bitki olan Papirüs'ün geniş yapraklarına yazmışlardır. Batı dillerinde "kağıt" demek olan "paper; papier" kelimeleri "papirüs" ten gelir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
166. "Eski zamanların iyiliğine inanıyorum ve o çağı seviyorum."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
167. ""Yeni'nin geleneği, diğer tüm gelenekleri sıradanlığa indirgedi...""
- Sanatın Öyküsü
168. ""Hiçbir eleştirmen ya da tarihçi tamamen tarafsız değildir.""
- Sanatın Öyküsü
169. "Geleceğin oluşturduğu canlı bir zincir, günümüz sanatını piramitler çağına dek bağlamayı sürdürmektedir."
- Sanatın Öyküsü
170. "Heykelci sözcüğü o zaman "Yaşamı Koruyan Kişi" anlamına geliyordu. (M.Ö.2500)"
- Sanatın Öyküsü
171. "Resim yapmanın aşağılık bir iş olmadığını ilk düşünen ve ressamları esinlenmiş şairlerle aynı kefeye koyanlar Çinlilerdi."
- Sanatın Öyküsü
172. "Aslında gördüğümüzü bildiğimizden hiçbir zaman tam olarak ayıramayız. Kör olarak doğan birisi, daha sonra gözü açılırsa, görmeyi öğrenmek zorundadır. Biraz dikkat edersek, görme olarak adlandırdığımız olayın, gördüklerimiz hakkındaki bilgilerimize göre şekillendirildiğini ve renklendirildiğini anlarız."
- Sanatın Öyküsü
173. "Whistler'ın Ruskin'e karşı hakaret davası açmasıyla birlikte, sanatçının ve toplumun görüş açıları arasındaki derin uçurum yeniden ortaya çıktı.
Duruşmada resimlerin "bitmemiş" görünümü hemen söz konusu oldu.
Whistler'e, bu yüsek fiyatı gerçekten "iki günlük bir iş için" mi istediği sorulduğunda, yanıtı şu oldu: " Hayır, bunu bir yaşam boyu edindiğim bilgi için istiyorum.""
- Sanatın Öyküsü
174. "Mısırlılar çoğunlukla bildikleri, Yunanlılar ise gördükleri şeyleri çiziyorlardı; Orta Çağ sanatçısı ise, aynı zamanda hissettiklerini de resimde göstermeyi öğrenmişti."
- Sanatın Öyküsü
175. "Mısırlılar, sanatlarını bilgiye dayandırmışlardı. Yunanlılar gözlerini kullanmaya başladılar."
- Sanatın Öyküsü
176. "“Sen sadece bir görün; senin görünmenle düşman rüzgardaki bir saman çöpü gibi dağılıverir.”"
- Sanatın Öyküsü
177. "Sürrealistler, tamamen uyanık bir aklın, hiçbir zaman sanat üretemeyeceğini öne sürdüler. Onlara göre, akıl bize bilimi verebilirdi, ama sanatı verecek olan, yalnızca akıl dışı bir şey olabilirdi."
- Sanatın Öyküsü
178. "Bizim şimdi "modern" sanat diye adlandırdığımız şey, köklerini şu dürtüden alır: basmakalıp güzellikten farklı sonuçlara ulaşmak için, açık ve belirgin olandan kaçmak."
- Sanatın Öyküsü
179. "İngilterede, eleştirmenler ve sanatçılar, sanayi devrimi sonucu el sanatlarında görülen
gerilemeden büyük bir üzüntü duyuyorlar ve bir zamanlar belirli bir anlamı ve kendince soyluluğu olmuş süslemelerin, artık makineler tarafından yapılan ucuz ve adi kopyalarından nefret ediyorlardı"
- Sanatın Öyküsü
180. "Öğrenmenin sonu yoktur sanatta."
- Sanatın Öyküsü
181. "Sanatçı, nerede güzel bir ton birleşimini, renk ve biçimlerin ilginç bir oluşumunu, renkli gölgelerin ve güneş ışınlarının iç içe oluşturduğu ilginç bir konuyu bulursa oraya sehpasını kurabilir ve izlenimini tuvale geçirebilirdi. "Saygın konu", "dengeli kompozisyon", "doğru çizim" gibi tüm önyargılar bir kenara atılmıştı."
- Sanatın Öyküsü
182. "Her dönemin ve her toplumun -buna biz de dahiliz- sanat ve beğeni konularında kendi önyargıları vardır."
- Sanatın Öyküsü
183. ""Bu topluluklar kuşkusuz sözcüğün sıradan anlamında ilkel değildiler.""
- Sanatın Öyküsü
184. ""Bu fotoğrafçının günümüzde bir ressam gibi itibar gördüğünü söyleyebiliriz.pek çok turist şirin bir İtalyan köyünün resmini çekebilir ama büyük bir olasılıkla hiçbiri Cartier-Bresson'un Aquila degli Abruzzi'de yakaladığı ölçüde inandırıcı bir görüntü elde edemez.""
- Sanatın Öyküsü
185. ""Kendisini tam bir rekabet havası içinde buldu. Ondan biri 31 yaş, ötekisi de 8 yaş büyük olan, leonardo ve michelangelo, o ana dek kimsenin hayalini bile kuramadığı sanat eserleri yaratıyorlardı.""
- Sanatın Öyküsü
186. ""Bu çağ(16.y.y.) italyada Leonardo da Vinci ve Michelangelo'nun, Rafaello ve Tiziano'nun Correggio ve Giorgione'nin, kuzeyde ise Dürer ve Holbein ile daha birçok ünlü sanatçının çağıdır.""
- Sanatın Öyküsü
187. ""Hals'in kısa bir anın inandırıcı sipsak fotoğrafını verirken, Rembrant her defasında modelin tüm kişiliğini resme yansıtmaya başarır.""
- Sanatın Öyküsü
188. ""13. Yüzyılda, ünlü katedraller döneminde Fransa tüm Avrupa nin en zengin ve önemli ülkesiydi.Paris üniversitesi batı dünyasının kültür merkeziydi.""
- Sanatın Öyküsü
189. ""Bin yıldır buna benzer birsey yapılmamıştı. Giotto düz bir yüzeyde derinlik yanilsamasi yaratma sanatını yeniden keşfetmişti.""
- Sanatın Öyküsü
190. ""Musevi yasaları putataparliga yol açar kaygısıyla imge yapımını yasaklamıştı.""
- Sanatın Öyküsü
191. ""Lakoon heykel topluluğu 1506 yılında gün ışığına çıkartıldığında sanatçılar ve sanatseverler tam anlamıyla şaşırıp kalmışlardı.Bu heykelde, Vergilius'un Aeneas adlı destanında anlatılan acıklı bir öykü betimlenmiştir.""
- Sanatın Öyküsü
192. ""Mısır sanatı,sanatçının belirli bir anda görebileceği şeye değil, belirli bir kişiye ve yere ait olduğunu bildiği şeye dayanıyordu.""
- Sanatın Öyküsü
193. ""Duygular bazen o denli güçlü ki, insan çalıştığının farkına bile varmıyor...ve fırça vuruşları, bir konuşma veya mektuptaki sözcükleri andıran bir sıra ve ilişkiyle birbirini izliyor.""
- Sanatın Öyküsü
194. "Bazılarımızın, az konuşup az jest yapan ve bazı şeyleri tahminimize bırakan kişilerden daha fazla hoşlanması gibi, bazılarımız da hayal gücümüze yer bırakan resim ve heykellerden daha çok hoşlanırız."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
195. ""Bir sanatçının özgün olması gerektiğini öne süren modern anlayışın, geçmişin çoğu insanları tarafından paylaşılmadığını daha önce görmüştük. Mısırlı Çinli ya da Bizans li bir usta böyle bir taleple karşılaşsa çok şaşırırdı."
- Sanatın Öyküsü
196. ""Çinliler ressamı da esinlenmiş ozanla aynı düzeye koyarak, resim sanatını aşağılık bir iş saymayan ilk halk olmuştur.""
- Sanatın Öyküsü
197. ""Milattan önce 5. Yüzyılın sonuna doğru, sanatçılar güçlerinin ve becerilerinin tam bilincine varmışlardır.Halk da aynı bilince ulaşmıştır.""
- Sanatın Öyküsü
198. "Mısırlılar çoğunlukla bildikleri, Yunanlılar ise gördükleri şeyleri çiziyorlardı; Orta Çağ sanatçısı ise, aynı zamanda hissettiklerini de resimde göstermeyi öğrenmişti."
- Sanatın Öyküsü
199. "Sürrealistler, tamamen uyanık bir aklın, hiçbir zaman sanat üretemeyeceğini öne sürdüler. Onlara göre, akıl bize bilimi verebilirdi, ama sanatı verecek olan, yalnızca akıl dışı bir şey olabilirdi."
- Sanatın Öyküsü
200. "Bizim şimdi "modern" sanat diye adlandırdığımız şey, köklerini şu dürtüden alır: basmakalıp güzellikten farklı sonuçlara ulaşmak için, açık ve belirgin olandan kaçmak."
- Sanatın Öyküsü
201. "İngilterede, eleştirmenler ve sanatçılar, sanayi devrimi sonucu el sanatlarında görülen
gerilemeden büyük bir üzüntü duyuyorlar ve bir zamanlar belirli bir anlamı ve kendince soyluluğu olmuş süslemelerin, artık makineler tarafından yapılan ucuz ve adi kopyalarından nefret ediyorlardı"
- Sanatın Öyküsü
202. "İtalyanlar, uzak bir geçmişte, kendi topraklarının, Roma'nın önderliğinde, uygar dünyanın merkezi olduğunu; Roma'nın güç ve ününün ise, Alman kabileleri Gotların ve Vandalların ülkeyi işgal edip Roma imparatorluğu'nu parçalanmasından sonra sona erdiğini biliyorlardı. Diriliş fikri İtalyanların kafasındaki "Büyük Roma"nın yeniden doğuşu düşüncesi ile yakından ilgiliydi. Geriye baktıklarında gurur duydukları klasik çağ ile yeni tekrar doğuş çağı ortasındaki dönemin, sadece üzücü bir ara veriş, bir "Orta Dönem" olduğunu umuyorlardı. Böylece "Yeniden Doğuş " ya da "Rönesans" ortalarındaki dönemin adı da Ortaçağ olarak belirlendi. Bugün hâlâ bu terimi kullanıyoruz."
- Sanatın Öyküsü
203. "Bir Ispartalı çocuk doğduğu zaman onun zayıf görünüşlü ve ileride iyi bir savaşçı olacak durumda bulunmadığı tahmin edilirse hemen öldürüldü. Ama eğer güçlü bir çocuksa biraz büyüdükten sonra her gün sabahtan akşama kadar spor yapmak zorundaydı. Bu arada acılara, açlığa ve soğuğa dayanmayı öğreniyorlardı. Bunlara dayanmaları için yemekleri genellikle kötü hazırlanmış olarak verilir ve eğlencelerle asla şımartılmazlardı. Bazen bu delikanlıları durup dururken döverlerdi, böylece acılara dişlerini sıkarak dayanmaya alışmalıydılar. Bu tür çok sert eğitimlere günümüzde bile "Spartan" sıfatı veriliyor."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
204. "Sonuçta geleneğe başkaldıran bir sanatçı bile, çabalarına yön veren dürtüyü bu geleneğe borçludur."
- Sanatın Öyküsü
205. "İnsan yüzünün ve jestlerinin betimlenmesinde, sanatçıların, şimdikinden daha az becerikli oldukları "ilkel" dönemlerde, her şeye karşın, seyirciye iletmek istedikleri duyguyu ortaya çıkarabilmek icin ne denli çaba sarfettiklerini görmek çoğu zaman çok daha fazla heyecan vericidir."
- Sanatın Öyküsü
206. "Bazılarımızın, az konuşan ve az jest yapan ve bazı şeyleri tahminimize bırakan kimselerden daha fazla hoşlanmaları gibi, bazılarımız da hayal gücümüze yer bırakan resim ve heykellerden daha çok hoşlanır."
- Sanatın Öyküsü
207. "Eğer objelerin nasıl görünmesi gerektiğini belirleyen önyargılı akademik kurallara değil de kendi gözlerimize inanırsak, çok heyecanlı şeyler keşfedebiliriz."
- Sanatın Öyküsü
208. "Yunanlılar eski Doğu sanatının tabularını yıkıp bir keşif yolculuğuna çıkmışlar ve dünyanın geleneksel imgelerine kendi gözlemlerinden buldukları yenilerini eklemişlerdir. Ne var ki, sonuçta Yunanlılar yapıtları da doğanın herhangi bir köşesini aynen yansıtan aynalara benzemez ve her zaman onları yapan zekânın damgasını taşırlar."
- Sanatın Öyküsü
209. "Romalıların en göze çarpan başarıları muhtemelen inşaat mühendisliği alanında olmuştur. Hepimiz onların yollarını, su
kemerlerini ve halk hamamlarını biliyoruz. Bu yapıların yıkıntıları bile bugün olağanüstü etkileyici bir görünüm taşır."
- Sanatın Öyküsü
210. "Ama eğer yeşil çimenler ve mavi gökyüzü üzerine duyduğumuz her şeyi unutmaya çalışır ve dünyaya,başka bir gezegenden keşif gezisi için henüz gelmiş gibi bakarsak ,gördüğümüz şeylerin hiç beklenmedik renklerde olabileceğini fark edebiliriz."
- Sanatın Öyküsü
211. ""Solaktı. Sağdan sola doğru yazmaya alışmıştı. Bu yüzden de onun yazıları yalnızca bir ayna yardımıyla okunabilir. Belki de, düşüncelerinin dine karşı olabileceği korkusuyla bulgularını yaymak istemiyordu.""
- Sanatın Öyküsü
212. "Herhalde tarihi senin bana, benim sana yasaklamam hiçbir yarar sağlamaz. Tam tersi: Kim yeni bir şeyler yapmak isterse, eskisini en iyi biçimde tanımalıdır."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
213. "Ama eski Mısır dininin en dikkate değer yanı şuydu: İnançlarına göre bir insan ölünce ruhu vücudunu terk ederdi; ama o ruh, vücudu herhangi bir zaman gene kullanabilirdi. Bu nedenle Mısırlılar için ölen bedenin toprak olup ortadan kaybolması ruha karşı işlenmiş büyük bir suç sayılırdı.
Bundan dolayı ölenlerin bedenleri çok anlamlı bir biçimde saklanırdı. Ceset çeşitli merhemler ve bitki sularıyla ovulur ve uzun kesilmiş şeritler haline getirilen bezlere sarılırdı. Böylece iyice korunan cesetler hiç bozulmadan yüzlerce, hatta binlerce yıl kalırlar. Bu şekilde korunan cesetlere mumya denir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
214. "Mısırlılar çoğunlukla, "varolduğunu bildikleri" şeyi, Yunanlılar ise "gördükleri"şeyi çizmişlerdi. Ortaçağlı sanatçı ise aynı zamanda "hissettiği" şeyi de yapıtında anlatmasını öğrenmiştir."
- Sanatın Öyküsü
215. "Tabii ki, bir şeyin yapılmasının güç oluşu, onun mutlaka bir sanat eseri olduğunu göstermez. Eğer öyle olsaydı, cam şişelerin içine yelkenli gemi modeli yapanlar en ünlü sanatçılar arasında yer alırdı."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
216. "Bir keresinde Güney İtalya’daki bir kent, Romalılar’a karşı bir Yunanlı komutan ve kral olan Pirus’tan yardım istedi. Pirus (Pyrrhus), Yunanlılar’ın Hindliler’den öğrendiği savaş tekniği ile, yani fillerle yardıma seğirtti ve Romalılar’ı gerçekten de yendi. Ama öylesine asker yitirdi ki çevresindekilere şöyle dedi: “Böylesine ikinci bir zaferi kaldıramam.” Bu nedenle günümüzde, haddinden fazla kurbana mal olan savaş yengilerine “Pirus zaferi” denilir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
217. "Doğu Roma'da bir grup, dinsel amaçlarla yapılmış tüm imgelere karşıydı. Bu görüşte olanlara ikonoklast ya da put kırıcı deniyordu. İkonoklastlar M.S. 754 yılında Doğu Kilisesi'nde gücü ele geçirince, her çeşit dinsel sanatı yasakladılar."
- Sanatın Öyküsü
218. "Düşünceyle şunlara erişilir: Gerçek inanç, gerçek karar, gerçek söz, gerçek eylem, gerçek yaşam, gerçek uğraş, gerçek bilinç ve gerçek iç denetim."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
219. "Della porta, daha çok çeşitlilik ve daha etkileyici sonuçlar elde edebilmek için klasik mimarinin yasaları denilen şeyleri bir yana bırakmıştı. Sanat böyledir işte, bir kez yola çıktı mı, o yolun sonuna kadar gider. Eğer çeşitlilik ve etkileyici sonuçlar önemli sayılıyorsa, bunun ardından gelen her sanatçı, etkileyici olmayı sürdürmek için daima karmaşık süslemeler ve daha şaşırtıcı fikirler üretmek zorundadır."
- Sanatın Öyküsü
220. ""Büyümeyi reddeden ama yinede çağdaş dünyada kendine bir yer bulan insanların tuhaf davranışlarını izlemekten hepimiz biraz hoşlanmaz mıyız?"
- Sanatın Öyküsü
221. ""Ikiside aşırı zarif bir sanatin yapmacık yöntemlerini terk etmeye ve kullandıkları biçim ve renk düzenlemelerine açık ve samimi olmaya cesaretlendirmişlerdir.""
- Sanatın Öyküsü
222. ""Geometrik düzensizlilikle keskin doğa gözleminin bu kaynaşımı, tüm Mısır sanatının özelliğidir.""
- Sanatın Öyküsü
223. "Hepimiz oyuncularız, hepimiz toplumumuzun bize sunduğu rollerden birini itaatkârca oynuyoruz-"
- İmge ve Göz
224. ""Daha ilk baştan şaha kalkıp öylesine hiddetle savaştılar ki, binicileri için korktum, ama resim için eşsizdi. Eminim ki, Rubens'in bile hayal edemeyeceği kadar benzersiz ve muhteşem bir sahneyle karşı karşıyaydım.""
- Sanatın Öyküsü
225. ""Donatello, yaşamı sırasında büyük bir üne kavuştu. Bir yüzyıl önce Giotto'ya yapıldığı gibi sık sık İtalyan kentlerine çağrıldı. Onları daha güzel ve ünlü kılması istendi""
- Sanatın Öyküsü
226. ""Velázquez'in fotoğraf makinesinin bulunmasından çok daha önce, gerçek bir anı durdurmayı başardığını düşünüyorum.""
- Sanatın Öyküsü
227. ""Her bir kuş veya balık öylesine bir gerçeklikle çizilmiştir ki hayvan bilimciler bugün de o kuşun veya balığın türünü hemen saptayabiliyor.""
- Sanatın Öyküsü
228. ""Sanat beğenisi, yeme içme beğenisinden çok daha karmaşık bir olgu kuşkusuz.""
- Sanatın Öyküsü
229. ""Kulübeler onları yağmurdan,rüzgardan, güneşten ve kendilerini yaratmış olan ruhlardan korurlar, imgeler ise onları doğal güçler kadar gerçek olan oteki güçlere karşı korurlar. Başka bir deyişle resim ve heykeller büyüsel amaçlarla kullanılır.""
- Sanatın Öyküsü
230. ""Bir tabloya taze bir bakışla bakmak ve ondan bir keşif yolculuğunun serüvenine atılmak, evet çok daha çetin, ama çok daha doyum veren bir iştir.Böyle bir yolculuktan kimin nelerle döneceğini hiçbirimiz bilemeyiz.""
- Sanatın Öyküsü
231. ""Bir sanatçıya yapmış olduğu şeyin bir bakıma güzel sayilabilecegini ama sanat olmadığını söyleyerek onu yıkıma sürükleyebilirsiniz. ""
- Sanatın Öyküsü
232. ""Nitekim bir tabloyu bize sevdiren veya bizi ondan uzaklaştıran şey, çoğu vakit, bir figürün ifadesidir.""
- Sanatın Öyküsü
233. "Güçlü Hitit kralı III. Mutavalli ile Mısır'ın destansal firavunu Ramses arasında, İsa'dan önce 1283 veya 1289 yılında yapılan Kadeş Antlaşması çok önemli bir belgedir. Bu belge ile tarihte ilk kez iki devlet, yazılı olarak barış kurduklarını belirtiyorlardı."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
234. ""Zamanın öteki sanatçıları gibi Rembrant da, Hollandalı taklitciler aracılığıyla tanıdığı Caraggio'nun eserlerinden mesajı özümlemişti. O da Caravaggio gibi, gerçeği ve içtenliği, güzellik ve uyumdan üstün tutuyordu.""
- Sanatın Öyküsü
235. ""Bu görüntülerin belkide en ünlüsü ve en çarpıcısı tavan ortasındaki büyük sahnelerden birinde yer alan Adem'in yaratılışıdır.""
- Sanatın Öyküsü
236. ""Bu çağ bugünkü anlamda bilimin , felsefenin ve Dionysos onuruna yapılan bayramlarda tiyatronun doğduğu çağdır.""
- Sanatın Öyküsü
237. "Sonuçta geleneğe başkaldıran bir sanatçı bile, çabalarına yön veren dürtüyü bu geleneğe borçludur."
- Sanatın Öyküsü
238. "İnsan yüzünün ve jestlerinin betimlenmesinde, sanatçıların, şimdikinden daha az becerikli oldukları "ilkel" dönemlerde, her şeye karşın, seyirciye iletmek istedikleri duyguyu ortaya çıkarabilmek icin ne denli çaba sarfettiklerini görmek çoğu zaman çok daha fazla heyecan vericidir."
- Sanatın Öyküsü
239. "Bazılarımızın, az konuşan ve az jest yapan ve bazı şeyleri tahminimize bırakan kimselerden daha fazla hoşlanmaları gibi, bazılarımız da hayal gücümüze yer bırakan resim ve heykellerden daha çok hoşlanır."
- Sanatın Öyküsü
240. "Romalıların en göze çarpan başarıları muhtemelen inşaat mühendisliği alanında olmuştur. Hepimiz onların yollarını, su
kemerlerini ve halk hamamlarını biliyoruz. Bu yapıların yıkıntıları bile bugün olağanüstü etkileyici bir görünüm taşır."
- Sanatın Öyküsü
241. "Ama eğer yeşil çimenler ve mavi gökyüzü üzerine duyduğumuz her şeyi unutmaya çalışır ve dünyaya,başka bir gezegenden keşif gezisi için henüz gelmiş gibi bakarsak ,gördüğümüz şeylerin hiç beklenmedik renklerde olabileceğini fark edebiliriz."
- Sanatın Öyküsü
242. "Mısırlılar çoğunlukla, "varolduğunu bildikleri" şeyi, Yunanlılar ise "gördükleri"şeyi çizmişlerdi. Ortaçağlı sanatçı ise aynı zamanda "hissettiği" şeyi de yapıtında anlatmasını öğrenmiştir."
- Sanatın Öyküsü
243. "Düşünceyle şunlara erişilir: Gerçek inanç, gerçek karar, gerçek söz, gerçek eylem, gerçek yaşam, gerçek uğraş, gerçek bilinç ve gerçek iç denetim."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
244. "Her zaman duydukların
Hep senindir."
- Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
245. "Leonardo da Vinci;
Bizim şimdi "modern" sanat diye adlandırdığımız şey, köklerini şu dürtüden alır: basmakalıp güzellikten farklı sonuçlara ulaşmak için, açık ve belirgin olandan kaçmak."
- Sanatın Öyküsü
246. "Aslına bakarsanız, ileride de göreceğimiz gibi, Bir resmin güzelliği, sanatçının konu aldığı şeyin güzelliğinden gelmez."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)
247. "Beğenilerin tartışılamayacağını söyleyen eski atasözü doğru olabilir, ama bu, beğeninin gelişebileceği doğrusunu da yok edemez."
- Sanatın Öyküsü
248. "Batı sanatı daima Doğu sanatından farklı olmuştur. Doğu'da bu üsluplar binlerce yıl sürüyordu ve bunları değiştirmek için hiçbir neden görülmüyordu. Batı hiçbir zaman
bu durağanlığa düşmedi. Daima kıpır kıpırdı, durmadan yeni çözümler, yeni düşünceler peşindeydi."
- Sanatın Öyküsü
249. "İtalyanlar, Roma İmparatorluğunun yıkılışın-
dan Gotları sorumlu tuttukları için ara dönemin sanatını Gotik olarak adlandırıyor, bizim bugün güzel şeylere gereksiz yere zarar vermeye vandalizm dediğimiz gibi, onlar da Gotik sözünü barbarlık yerine kullanıyorlardı."
- Sanatın Öyküsü
250. "Her sanat yapıtı, çağdaşlarının ilgisini sadece yaptıklarıyla değil, aynı zamanda yıktıklarıyla da kazanır."
- Sanatın Öyküsü (Cep Boy)