Düşüncenin Gücü Kitap Bilgileri
Yazar: James Allen
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 17 dk.
Sayfa Sayısı: 151
Basım Tarihi: Nisan 2008
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2006
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789944983501
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Düşüncenin Gücü Kitap Tanıtımı
James Allen'ın ölümsüz eseri Düşüncenin Gücü ya da kendi deyimiyle bu "Küçük Büyük Kitap", yüz yılı aşkın süredir tüm dünyada milyonlarca insana esin kaynağı olmuş, birçok dile çevrilmiş bir klasiktir. Alanında çığır açmış ve Norman Vincent Peale, Denis Waitley ve Tony Robbins gibi çok sayıda çağdaş yazarı etkilemiş olan bu kitabı, Og Mandino'nun tüm zamanların en iyi on kitabı arasında göstermesi nedensiz değildir.
İlave olarak sunduğumuz ve yazarın ilk yapıtı olan Başarıya Giden Yol ise düşünce gücüyle hayatına yön vermek isteyenlerin yoluna ışık tutarak, tutum ve tepkilerindeki değişikliklerle huzur ve başarıyı nasıl yakalayacaklarına dair sırları açıklıyor.
Bu eşsiz yazarın bilgeliğine başvurmak için yeni yüz yılın fırsatı şimdi elinizde.
Aklınızda yücelttiğiniz hayal, yüreğinizde taçlandırdığınız ideal her ne ise, hayatınızı bunlarla inşa edersiniz; bunlar olursunuz.
James Allen 1864'te İngiltere'nin Leicester şehrinde doğmuş ve uzun bir süre büyük bir İngiliz şirket yöneticisinin özel yardımcısı olarak çalışmıştır. 38 yaşında "emekli" olup yazarlığa başlamış ve eşi ile birlikte Ilfracombe'deki küçük bir kır evine taşınmıştır. 48 yaşında aniden hayata veda edene kadar 20'den fazla eser kaleme almıştır.
Düşüncenin Gücü Kitaptan Alıntılar
1. ""...,çünkü güçsüzlük güçle dönen bir evrende hüküm süremez.""
2. ""Her ruh kendinden olanı çeker ve ona ait olmayan hiçbir şey ona gelmez.""
3. "İnsanlar şartlarını düzeltmeye heveslidirler, ancak kendilerini düzeltmeye isteksizdirler."
4. "“İyi düşünceler ve davranışlar, asla kötü sonuçlar doğurmazlar; kötü düşünce ve davranışlarda, asla iyi sonuçlar doğurmazlar.”"
5. "İnsan kelimenin tam anlamıyla düşündüğü şeydir, düşüncelerinin toplamı karakterini oluşturur."
6. ""Ruh; gizlice beslediği, sevdiği ve korktuğu şeyleri üzerine çeker.""
7. "Yasalar evreninde şikâyetçilere yer yoktur ve endişe bir nevi ruh intiharıdır."
8. "Hayata bakış açınızı değiştirdiğinizde dış yaşamınız da değişecektir."
9. "Gecikme konusunda sabırsız olma,
Ama anlayan biri olarak bekle."
10. "Yüreğinize şunu fısıldayın. “Huzurlu ol. Sakinleş!”"
11. "Hepimiz koşullarımızı iyileştirmek için endişeliyiz, ancak kendimizi geliştirmek istemiyoruz."
12. "Ne kadar sakin olursak, başarımız, etkimiz ve iyilik gücümüz o kadar büyük olur."
13. "Şüphe ve korku bilginin en büyük düşmanlarıdır."
14. "Aklı karışık olanın yolu da karışık olur."
15. "Benliğin gözünden bakarken gerçeğin güzelliğini algılayamazsınız."
Düşüncenin Gücü Kitap İncelemeleri
Öncelikle kitabın üzerindeki Og Mandino'nun "Tüm zamanların en iyi 10 kitabından biri" lafına kanmadan okuyun derim. Ama itiraf edelim ki çok etkili oluyor bu cümleler, hele ki bu kitap bir kişisel gelişim kitabı ise...
Kalitesiz bir baskı ve kötü bir çeviri olduğunu söyleyebilirim ama yine de güzel noktalara değiniyor yazar. Farklı bir perspektif kazanmak adına okunabilir.
Temelde kitap hayatın içsel bir yolculuk olduğundan bahsediyor ama yapılan en büyük hatanın dış etkenler üzerine odaklanıp onları büyütmek olduğunu da ekliyor. Bulunduğumuz coğrafya, çevremiz, etrafımızdaki insanlar... Hepsi bir yere kadar etkilidir, mühim olan o içsel yolculuğumuzdur. Düşüncelerimiz, irademiz, inancımız ve amaçlarımızdır.
Kitapta sürekli birtakım yasalardan bahsediliyor, çekim yasalarından ve enerjiden. İyi bir kalbe, temiz düşüncelere sahip olmanın yine bu doğrultuda güzellikler getireceğini vurguluyor kitap. İnsanın erdemli olması gerektiğini ve asıl zenginliğin tam da bu noktada olduğunu söylüyor.
Yaşadığımız kötü olayların, başımıza gelen ve "felaket" olarak nitelendirdiğimiz durumların aslında tamamen bizim düşünce şeklimizden ve inancımızdan kaynaklandığını belirtiyor yazar ve ekliyor da: "Çözümü dışarda değil, içerde ara" diyor âdeta. Yaşadığımız en kötü olaylara karşı bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini öğütlüyor ve "en kötü durumdan bile istifade etmeye çalışın" diyerek kıymetli bir nasihat veriyor James Allen.
Öncelikle kitabın üzerindeki Og Mandino'nun "Tüm zamanların en iyi 10 kitabından biri" lafına kanmadan okuyun derim. Ama itiraf edelim ki çok etkili oluyor bu cümleler, hele ki bu kitap bir kişisel gelişim kitabı ise...
Kalitesiz bir baskı ve kötü bir çeviri olduğunu söyleyebilirim ama yine de güzel noktalara değiniyor yazar. Farklı bir perspektif kazanmak adına okunabilir.
Temelde kitap hayatın içsel bir yolculuk olduğundan bahsediyor ama yapılan en büyük hatanın dış etkenler üzerine odaklanıp onları büyütmek olduğunu da ekliyor. Bulunduğumuz coğrafya, çevremiz, etrafımızdaki insanlar... Hepsi bir yere kadar etkilidir, mühim olan o içsel yolculuğumuzdur. Düşüncelerimiz, irademiz, inancımız ve amaçlarımızdır.
Kitapta sürekli birtakım yasalardan bahsediliyor, çekim yasalarından ve enerjiden. İyi bir kalbe, temiz düşüncelere sahip olmanın yine bu doğrultuda güzellikler getireceğini vurguluyor kitap. İnsanın erdemli olması gerektiğini ve asıl zenginliğin tam da bu noktada olduğunu söylüyor.
Yaşadığımız kötü olayların, başımıza gelen ve "felaket" olarak nitelendirdiğimiz durumların aslında tamamen bizim düşünce şeklimizden ve inancımızdan kaynaklandığını belirtiyor yazar ve ekliyor da: "Çözümü dışarda değil, içerde ara" diyor âdeta. Yaşadığımız en kötü olaylara karşı bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini öğütlüyor ve "en kötü durumdan bile istifade etmeye çalışın" diyerek kıymetli bir nasihat veriyor James Allen.
İnsan ne düşünüyorsa odur.”
Bu cümleyle açılıyor kitabın özü. Hepimizin zihninde yankı bulan bu söz, bir anda basit görünse de insanın tüm kaderini şekillendirecek kadar güçlü. Çünkü düşünce, sadece zihinsel bir süreç değil; ruhsal, fiziksel, duygusal ve yaşamsal bir haldir aslında.
Ben bu kitabı okurken şunu düşündüm:
Acaba biz gerçekten düşündüğümüz kişiler miyiz?
Yoksa çoğu zaman düşünmeyi bile başkalarının bize öğrettiği şekliyle, sınırlandırılmış biçimde mi yapıyoruz?
Allen’in dili sade ama söyledikleri ağır. Çünkü okurken aynaya bakmak zorunda kalıyorsunuz. Her düşüncenin bir davranışa, her davranışın bir alışkanlığa, her alışkanlığın da bir yazgıya dönüştüğünü fark ediyorsunuz.
Ve bu farkındalık… Hem bir yük hem de bir özgürlük.
Benim en çok durduğum yer şu oldu:
“Düşünceler birer tohumdur. Ne ekersen, onu biçersin.”
O halde biz ne ekiyoruz? Korku mu? Endişe mi? Suçluluk mu?
Yoksa umut, sevgi, şükran ve hayal gücü mü?
Kitap bana tekrar hatırlattı ki, insanın en büyük gücü dışarıdan gelen koşullar değil, içeride filizlenen düşüncelerdedir.
Ve en çok da şuna inandım:
Kendimize iyi davranmayı öğrenmediğimiz sürece, hayata da, insanlara da adil davranamayız. Çünkü içimiz neyle doluysa, dünyayı da onunla doldururuz.
O yüzden düşüncelerimizi, yeni doğmuş bir fidan gibi, nazikçe, sabırla ve sevgiyle beslemeliyiz.
Ve unutmamalıyız:
Hayal kuran insanlar, karanlıkta bile ışığın varlığını unutmayanlardır.
James Allen’ın Düşüncenin Gücü, ilk bakışta basit ama içine girdikçe derinleşen, insana kendi iç dünyasını yeniden düşündüren bir kitap. Küçük boyutuna rağmen, verdiği mesajlar yıllarca zihinde yankılanacak kadar etkili. En temel mesajı şu: “İnsan düşündüğü şeydir.” Bu tek cümle bile aslında kitabın ruhunu özetliyor.
Yazar, düşüncelerimizin hayatımızı nasıl şekillendirdiğini anlatırken bize sorumluluğu da hatırlatıyor. Hayatımızda olup biten her şeyin temelinde, çoğu zaman farkında bile olmadığımız düşünce kalıplarımız yatıyor. Ne ekersek, onu biçiyoruz; hem zihnimizde, hem hayatımızda. Kitap, süslü cümlelerden çok sade bir bilgelik sunuyor. Bazen tokat gibi çarpıyor, bazen şefkatle omzuna dokunuyor insanın. Her satır, kendini tanımaya ve değiştirmeye istekli herkes için güçlü bir yol arkadaşı gibi. Kişisel gelişim kitaplarına mesafeli olanlar bile bu eseri okurken yapay bir iyimserlik değil, gerçek bir içsel dönüşüm çağrısı hissedebilir. Çünkü Allen, kendine dönüp dürüstçe bakmayı öneriyor; dış dünyayı suçlamadan, sorumluluğu alarak yaşamayı. Ve sanırım beni en etkileyen yanıda bu oldu.
Kısacası, Düşüncenin Gücü; raflara sığmayan bir derinlikte, sade ama çarpıcı bir kitap. Zihnini arındırmak, iç huzuru bulmak ve hayatta biraz daha bilinçli adım atmak isteyen herkesin okuması gereken bir eser. Belki de sadece bir kez değil, hayatın farklı dönemlerinde tekrar tekrar okunması gereken türden.
İnsan ne düşünüyorsa odur. Çok klişe bir cümle değil mi? Allen'e göre aklınızda yücelttiğiniz hayal, yüreğinizde taçlandırdığınız ideal her ne ise, hayatınızı bunlarla inşa edersiniz; bunlar olursunuz.
Düşünceleriniz size mutluluklar getirebilir hastalıkta getirebilir yani insan düşündüğü şeydir ve düşüncelerinin toplamı onun karakteridir.
Eylemlerimizde düşüncelerimizin dışa vurumudur. Yazara göre doğru,düzgün düşünceler içindeyseniz siz ve çevreniz doğru, düzgün ve asil olur. Eğer düşünceleriniz aşağılık ve kötü ise çevreniz de bu şekilde olur. Bu sizin düşünce birikiminizdir.
Yazar hayatından şikayet etmeyi ve kaygıyı da kabul etmiyor. Kötü şeyler yaşıyor olman kaderinin kötülüğünden dolayı değil herseyin nedeni sen ve senin içindeki kötü olan düşünceler. Bir insanın kaderinin kötülüğünden dolayı kötüşeyler yaşamaz aşağılık düşüncelerinden dolayı bunları yaşar. Fakat unutma nedenin olduğu yerde çözüm de vardır.
Kendinin efendisi ol! Kitabın başından sonuna bir çok yerde bu söze rastlayacaksınız. Peki bu cümle bize ne demek istiyor ;Aklının bahçesine ne ekersen onu biçersin. Seni dış dünya ya da diğer insanlar etkilemez seni sadece kendin etkilersin, sürekli başına kötü şeyler geliyor ve kötü insanlar karşına çıkıyorsa bir dön bak kendine sen ne kadar iyisin diyor.
Kitabın genel hatlarına bakıldığı zaman ele alınan konu; erdem, iyilik, iyi düşün iyi ol gibi ifadeler yer alıyor. Kitabı okurken neredeyse hiç çelişkiye düşmedim, o kadar düşmedim ki aktı gitti :))
Güzel düşüncelerle, güzel yollarda, güzel insanlarla karşılaşmanız dileği ile...