Dünyasızlar Kitap Bilgileri
Yazar: Kaan Murat Yanık
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 47 dk.
Sayfa Sayısı: 416
Basım Tarihi: Şubat 2020
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2020
Yayınevi: Turkuvaz Kitap Yayınları
ISBN: 9786057717481
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dünyasızlar Kitap Tanıtımı
“Gökyüzünde hepimizin yarasına yetecek kadar yıldız var...”
Yüzünü kaybeden bir kız...
Esrarengiz bir cinayet...
Ve büyülü bir kış yolculuğu...
Günümüz İstanbul’undan İkinci Dünya Savaşı yıllarının Sovyetler’ine uzanan Dünyasızlar, modern bir Harut ile Marut hikâyesi.
Butimar ve Uzakların Şarkısı romanlarıyla on binlerce okura ulaşan ödüllü yazar Kaan Murat Yanık, yolu edebiyat ve sanattan, Stalin ve Hitler’den, Bakü ve Leningrad’dan geçen bir hikâye anlatıyor.
Dünyasızlar...
Sürükleyici bir macera, akıldan çıkmayacak sarsıcı bir aşk masalı.
Sırlarını kuyuya fısıldayanlara, yıldızını aramaktan vazgeçmeyenlere...
İçinden Çıkamayacaksınız!
Dünyasızlar Kitaptan Alıntılar
1. "Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter."
2. ""İyi kahveler içecek ve iyi kitaplar okuyacak kadar zengin olsam yeter.""
3. ""Artık büyük beklentilerim yok. Yalnızca dünyayı susturup biraz kitap okumak istiyorum.""
4. "Beni umutsuzluktan ziyade belirsizlik çürütüyor."
5. ""Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter.""
6. "Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter."
7. ""Kadınlarını geriye atan bir toplum, karanlıkta kalmaya mahkumdur.""
8. "Kadınlar, kendilerine acı çektiren erkeği neden severler ki?"
9. ""Kalbinde yürümeme izin ver""
10. "Mesele sevdiğiniz kitapları hayatınızın kırılma anlarında yeniden okumaktır. Kitapların canlı olduklarını, nefes aldıklarını, tıpkı insanlar gibi yaşlanıp huy değiştirdiklerini o zaman anlarsınız"
11. "Anlama. Dünya, anlamak isteyenlere düşmandır. Anladıkça kaybolursun."
12. "Artık büyük beklentilerim yok. Yalnızca dünyayı susturup biraz kitap okumak istiyorum."
13. "~°~°~°~°~
Aşık olunca tüm dünya seninle birlikte delirmiş sanırsın.
Ama bu, büyük bir yanılgıdır. Dünyanın derdi hep başından aşkındır. Seninle ilgilenmez."
~°~°~°~°~"
14. "Göz, görebildiği kadarını görür. Gerisi kalbin işidir."
15. "-"Ne çok yıldız var. Sanki birisi, içimizdeki yaraları tek tek toplayıp gökkubbeye dizmiş. Yaralar sancıdıkça yıldızlar parlyorlar.
-"Kimlerin yaraları?"
-"Gökyüzünde hepimizin yarasına yetecek kadar yıldız var...""
Dünyasızlar Kitap İncelemeleri
Merhabalar, bu eseri ,eser diyorum çünkü bana göre normal bir roman değil bu eser.
Eseri @realityzero arkadaşımla beraber okudum hep yazışarak, yorum yaparak birbimize kitapla alakalı şarkılar yolladık.
yazarın okuduğum ilk eseriydi demek ki kaleminin iyi olduğunu hissetmişim kitaplarını okumadan, imza törenine gittim
adlı kitabı imzalattım.
Çağdaş Türk Edebiyatı okumak her zaman istiyorum ama dünya klasikleri daha cazip geliyor. İyi ki bu eseri okumuşum çünkü mükemmel bir kurgusu var ve yazarın kalemi eski Türkçe kelimeleri kullanmasına rağmen çok iyiydi. (Elinden bırakamıyorsun.)
Cinayetle başlayan kitap aşkın, sevginin doruk noktasıyla bitiyor. İyi ve kendi halinde yaşayan insanların arasına kötü ve kendini beğenmiş bir karakter giriyor belki oda ne yaptığını tam olarak bilmiyor ama sevgiyi koz kullanıp kaosdan beslenen kişiler var.Karakteri bozuk yaşaması lüzumsuz bir, iki kişide vardı ama bildiğimiz gibi hayatımızda her zaman kötüler olucak....
Ağladım, sinirlendim, sarsıldım, sevinçten havalara uçtum vb duyguları yaşadım. Spoiler vermicem ama sevmediğim yada olmaması gereken yerler vardı bana göre. Olumlu tarafları tabiki de daha fazla kesinlikle bu kitabı okuyun roman severlerin elinden bırakamayacağı bir eser.
Genelde kitap tavsiye etmem ama bu eseri okuyun, okutturun yazarlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor..
Saygılar ve sevgilerle, esenlikler....
Yine çok severek, çok keyif alarak bir roman daha okudum. Dünyasızlar Kaan Murat Yanık'tan okuduğum ilk eser ve son olmayacağına da eminim. Sanırım sırada Butimar var😊
Daha başlangıçta toplumumuzun kanayan yaralarından biri olan kadına yönelik şiddeti konu edinen bir kitap okuyacağımı düşünürken hikaye bambaşka yerlere yöneldi ve katman katman, hikaye içinde başka bir hikaye okudum. İstanbul'dan başlayıp oradan Bakü'ye, ikinci dünya savaşı yıllarında Leningrad'a kadar uzanan çok sıcak ve insanı saran bir hikaye. Bakü sokaklarında filizlenen, üniversite yıllarında savaşın vahşetini birlikte yaşayan, iyi günde de kötü günde de yanyana olan, iki ayrı bedende tek ruha sahip Firuz ile Ayvaz'ın her okuyanı kıskandıracak dostlukları bizlere özlenen bir hikayeyi sunuyor. Özlenen diyorum zira günümüzde çoğu ilişki menfaatler üzerine kurulu olduğu için böyle dostlukların olabileceğini unutmuştuk. Belki de en çok böyle dostluklara ihtiyacım olduğu için bu kadar çok sevmişimdir. Bu iki dostun tiyatro ile ilgileniyor olması, yaşamlarının kitaplarla dolu olması da biz okurlara lezzetli satırlar sunuyor.
Veee tabii ki aşk... Böylesi iki dostun arasına hiçbir şey giremezdi, hiçbir şey aralarını bozamazdı eğer aşk denilen mevzu olmasaydı...
Her bir sayfasını acaba şimdi ne olacak diyerek merakla okudum. Çağdaş Türk edebiyatı adına çok güzel bir eser olduğunu düşünüyorum. Sizlerin de okumasını tavsiye ederim.
Kaan Murat Yanık'ın 3 romanını
2021 ocak (Uzakların Şarkısı),
2022 ocak (Butimar),
2022 nisan (Dünyasızlar)
aylarında okuyup bitirerek, müthiş bir lezzeti bitirmiş 'eee başka yok mu' diyen gözlerle yeni kitabını beklemekteyim... Öylesine tadı damağımda kaldı ki... O cümleler öylesine etkileyici ki...
.
Kaan Murat Yanık'ın cümlelerinin kalbi var bence... Her türlü duyguyu hissediyor, hissettiriyor... Artık nasıl akıyorsa kalemine doğrudan okura geçiyor...
.
Kitaba Nergis cephesinden başlıyoruz... Nergis takıntılı birinden şiddet görmüş bir genç kadın... Yüzüne aldığı yaralar hayatını da yaralayıp bambaşka bir yöne çeviriyor... O yönde de Firuz Dede ile yolumuz kesişiyor... Ve Bakü'ye savaşın kol gezdiği, hayatların darmaduman olduğu zamana gidiyoruz... Ve aynı zamanda Firuz ile Ayvaz'ın dostluğuna... Aralarındaki iletişim o kadar tatlı ki gülümseyerek okudum o satırları:)...
.
"Aşk"ın gizli yanından vurulan kalplerini susturarak, sadece kuyuya bıraktıkları hislerinin ağırlığıyla geçen bir dostluk onlarınki... Birbirleri için canını verecek kadar bağlılar kardeşliklerine... Ama işte aşk kalpte durduğu gibi durmuyor yolunu bulursa... Bu öyle bir yol ki, büyülü gerçekçiliğin sınırlarına doğru götürüyor bizi...
.
Dediğim gibi kalbi atıyor bu cümlelerin... Hatta kitap bittiğinde bile atmaya devam ediyor️... Biz
ile okuduk ... Siz de mutlaka okuyun, bu satırlar sizin de yüreğinize işlesin...
Sırlarını kuyuya fısıldayanlara.
Yıldızını aramaktan vazgeçmeyenlere …
Nasıl başlanır , nasıl devam ettirilir bilmiyorum. Kitap bitmiyor. Kitapla bizle birlikte yaşamaya devam ediyor.
Kahramanlar, olaylar bir bir gözümün önünden film şeridi gibi geçiyor. Hani nasıl olay içinde olay hayal içinde hayal olur insanın aklı havsalası almıyor..
Firuzcann Ayvazcan .. Ne güzel dostsunuz siz öyle. Ölüm bile ayıramazken sizi aşka yenik düştünüz ya aşk olsun .. Okurken Bakü’ ye gittim, bozkırın ortasında bir trene bindim ve üşüdüm. Çok üşüdüm. Savaşın soğukluğu, zorlu kış şartları ve Beyaz Rusya aklıma geldikçe üşüdüm.. Ayvazla Firuzun dostluğun da ısındım, demlendim, sakinleştim, duruldum, arındım .. Onlarla cephe de savaştım, onlarla aç kaldım, onlarla kar’ın ortasında yapayalnız hissettim.. İmkansız aşklarına üzüldüm. Çoğu zaman güldüm de. Firuzun dostu Ayvaza az ye lan kıtkafa cümleleri bir bir tebessüm ettirdi . Daha fazla yazıp da süprizi bozmak istemiyorum.. Anıma an katan birkaç alıntılarını şuracığa iliştirip o savas alanına, iki dostun amansız Zühresine , bozkırın ortasına o bindiğim trene geri dönüyorum.. Ben kendimi kaybettim o topraklarda bulursam dönerim … Okuyun okutturun. Kitapla kalın
Her neredeysem kendimin uzağındayım..
“Hayat, beni her gün yüz dilime ayırıp sonra tekrar birleştiriyor. Her şeyim, yerli yerinde görünse de eskisi gibi olamıyorum. Çatladığımı hissediyorum.’’
‘Kimselerin algılayamadığı, göremediği, duyamadığı, dokunamadığı bir boşluktayız ve bizi bu boşlukta unuttular .Ya da biz kaybolduk.. ‘
Bazı kitaplar bittiğinde üzülüyorum işte bu da o kitaplardan biri oldu benim için. Hep kalemiyle tanışmak isteyip bir türlü okuyamadığım nadir yazarlardandı Kaan Murat Yanık.
"Artık büyük beklentilerim yok. Yalnızca dünyayı susturup biraz kitap okumak istiyorum." Bu kitabın içindeki size “Kitabı ben yazsam bu kadar olur.” Dedirten sözlerden sadece bir tanesi. O kadar olayın içinde oluyorsunuz ki Hikaye kısmıyla birlikte İstanbul’dasınız. Hikaye içinde hikaye ile Fethiye’de başlıyor Azerbaycan’a uğrayıp tam da Hikayenin başladığı yerde bitiyor. Bu yolculuktayken yazarın dilini, anlatış biçimini Nazan Bekiroğlu’na benzettim ama kesinlikle paralel değil anlattıkları şeyler, sadece anlatış şekilleri ve romanın sizi alıp içine çekmesi bana yakın hissettirdi bu iki yazarı.
Kitapta sıcak bir dostlukla başlarken güzel bir aşkla devam ediyor. Bu kitapta sizi savaşın ve zorlukların getirdiği birçok duygu karşılıyor. Çocukluk arkadaşı olan iki oğlanın, macera dolu öyküsü ve bir ömür süren dostlukları. Bir yanda savaş, bir yanda aşk ve zekice planlanan hayallerine ulaşma yolu. Zühre yıldızı gibi güzel kız, Maral ve muhbir sincap, Nohut. Üniversitede başlayan veterinerlik ve tiyatro, askerde baytarlık ve doktorluk. Tek beni üzen nokta bir kız iki erkek durumunun burada da karşıma çıkması. İyi ki tanıştım dediğim kalemlerden oldu kendisi. Okumalısınız arkadaşlar… :D