Dünyanın En Yalnız Beyni Kitap Bilgileri
Yazar: Serkan Karaismailoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 50 dk.
Sayfa Sayısı: 312
Basım Tarihi: 24 Temmuz 2023
Yayınevi: Ortapia Yayınları
ISBN: 9786057144621
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Dünyanın En Yalnız Beyni Kitap Tanıtımı
Elma Yayınevi-ORTAPIA’dan çıkan yeni kitabımız Dünyanın En Yalnız Beyni, Dr. Serkan Karaismailoğlu’nun eşsiz anlatımıyla buluşuyor okurla. Yazar gençlere, ebeveynlere, eğitimcilere; aslında popüler kültürün kıskancında yaşayan tüm ergenlere ve onların etrafındaki yetişkinlere önce bilim insanı sonra da yazar kimliğiyle ve hep alışık olduğumuz kendine has hikâye kurgusuyla sesleniyor.
UYARI
Bu kitap, başta ergenler olmak üzere
gençliği yoldan çıkarmak amacıyla yazılmıştır.
Sigara ve alkol kullanma yaşının iyice düştüğü, lise öğrencilerinin okullarda istediği uyuşturucuya ulaşabildiği, mevcut eğitim sisteminin organik beyinli gençlerimizi yapay zekâya dönüştürdüğü ve sınava girecek öğrencilerin netlerini artırmak için reçeteli ilaç kullandığı bir gençliğin gittiği yolla ilgili bir endişeniz yoksa bu kitaba asla dokunmayın.
Yıllardır çocuklarımızı yürüttüğümüz bu yol onları mutsuz ve acımasız bir yetişkine dönüştürmekten başka bir işe yaramıyor.
Bu durumda artık kendimize şu soruyu sormanın vakti geldi. Tek yönlü bu yolun sonu bir uçurumsa eğer o gençliği yoldan çıkarmak dışında bir seçeneğimiz olabilir mi?
Sevgili genç arkadaşım, henüz tanışmadık ama nasıl bir
yalnızlığın içine tutsak edildiğini çok iyi biliyorum.
Etrafındaki karanlık her geçen gün daha da koyulaşıyor. Ama korkma.
Bu karanlığı yok edecek güç beyninin derinlerinde gizli.
Sadece bunun farkında değilsin. Şu an ellerinin arasında tuttuğun kitabın sana vaat ettiği tek gerçek bu. İçindeki güce ulaşmanı sağlamak adına elimden gelen her şeyi yapacağım ve nihai sona ulaştığımızda neden sana bu kadar çok güvendiğimi anlayacaksın.
Hazırsan derin bir nefes al ve başlayalım.
Dünyanın En Yalnız Beyni Kitaptan Alıntılar
1. "Konu ne olursa olsun sözde uzmanların her soruya bir cevabı vardır."
2. "Özgürlüğünü sarıp sarmalayan zincirlerin çok büyük bir kısmını ne yazık ki kendi ellerinle etrafına dolamışsın."
3. "Kafanın içinde muazzam güzellikte bir beyin taşıyorsun."
4. "Bazı dertler vardır; ne anlatılır ne de yazılır."
5. "Bazı dertler vardır, ne anlatılır ne de yazılır."
6. "Hiçbir noktada bir araya gelemeyecek fikir ayrılığına sahip insanlar bile söz konusu 'sen' olduğunda müthiş bir uyum gösterirler."
7. "Ah o eski doktorlar nerede. Şimdi en ufak bir hastalıkta seni hemen makinelerin içine sokuyorlar. Oysa eskiler öyle miydi? Hipokrat üstat gözüne bakar bakmaz hastalığını anlardı."
8. "Beyninizdeki geçmiş, üzgünüm ama aslında size ait olmayabilir."
9. "İçine çektiğin ilk nefeste özgürlük denen kavramın ne kadar mükemmel bir oksijene sahip olduğunu göreceksin."
10. "En yakınımızdakiler bile bizi görebilmekten çok uzaklar. Yoksa etrafında böylesine bir karanlık olmazdı."
11. "Çünkü bilgi güçtür ve o gücü nasıl kullanacağın da tümüyle senin elinde."
12. "Hayat aklını çelmek için önüne bir sürü cezbedici tuzaklar kurar. Peki sen ne yapacaksın?"
13. "…kurtulmamız gereken muazzam bir karanlık var."
14. "Tüm bu gereksiz bilgilerle ruhuma işkence ederken hiç mi vicdani bir rahatsızlık hissetmediniz?"
15. "Yaşar Kemal der ki; "yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru ise yalnızdır.""
Dünyanın En Yalnız Beyni Kitap İncelemeleri
Nedir kurtulmamız gereken bu karanlık?
Nesiller boyunca büyüklerden hep benim zamanımda diye başlayan cümleleri sık sık duyduk.
Şuan da bizler yetişkin olduk belki de şu anda bizler kullanıyoruz bu cümleleri.
Peki bu cümle yerine gençlerin beyninde neler oluyor? Diye düşündük mü!
pırıl pırıl bakan gözleriyle, hayatı anlamaya çalışan adımlarıyla, kendilerini anlatmak ve anlaşılmak için çığlıklarını dinlemeyi hiç denedik mi?
Aslında onları Hiç anlamadık beyinlerinde neler oluyor hiç araştırmadan yarıgıladık, suçladık, kızdık, bagırdık, öğütler verdik.
kitabında bizleri gençlerle tanıştırıyor. Davranışlarının neden kaynaklandığını, neden yaptıkları anlatırken onlarla Empati kurmayı öğretiyor bizlere.
Ebeveynlere verdiği bilgiler oku - geç- arkana- at yapıda bilgiler asla değil.
Bizler dünün çocuklarıydık bugünün gençleri ve yetişkinleri olduk. Zamanında belki anlaşılamadık ama artık bu karanlıktan kurtulmanın zamanı gelmedi mi?
Hepimiz bir gün Yaşımız kaç olursa olsun ergenlerle mutlaka karşılaşacağız. Çocuklarımız, kardeşlerimiz, öğrencilerimiz, kuzenlerimiz.... olacak.
Sizler de
" Eğer düşersen, elinden tutup seni yeniden kaldırırım.
Eğer kaldıramazsan, yanına uzanırım"
Sözünü sevdiğiniz gelecek nesillere söylemek istiyorsanız
kitabını mutlaka okuyun.
Karanlığa; gençlerimizi yargılamadan, sorgulamadan, güvenerek benim zamanım da demeden, öğütler vermeden bir arkadaş bir dost olarak anlayarak bir ışık yakalım.
Keyifli okumalar.
UYARI
Bu kitap, başta ergenler olmak üzere
gençliği yoldan çıkarmak amacıyla yazılmıştır.
Sigara ve alkol kullanma yaşının iyice düştüğü, lise öğrencilerinin okullarda istediği uyuşturucuya ulaşabildiği, mevcut eğitim sisteminin organik beyinli gençlerimizi yapay zekâya dönüştürdüğü ve sınava girecek öğrencilerin netlerini artırmak için reçeteli ilaç kullandığı bir gençliğin gittiği yolla ilgili bir endişeniz yoksa bu kitaba asla dokunmayın.
Yıllardır çocuklarımızı yürüttüğümüz bu yol onları mutsuz ve acımasız bir yetişkine dönüştürmekten başka bir işe yaramıyor.
Bu durumda artık kendimize şu soruyu sormanın vakti geldi. Tek yönlü bu yolun sonu bir uçurumsa eğer o gençliği yoldan çıkarmak dışında bir seçeneğimiz olabilir mi?
Sevgili genç arkadaşım, henüz tanışmadık ama nasıl bir
yalnızlığın içine tutsak edildiğini çok iyi biliyorum.
Etrafındaki karanlık her geçen gün daha da koyulaşıyor. Ama korkma.
Bu karanlığı yok edecek güç beyninin derinlerinde gizli.
Sadece bunun farkında değilsin. Şu an ellerinin arasında tuttuğun kitabın sana vaat ettiği tek gerçek bu. İçindeki güce ulaşmanı sağlamak adına elimden gelen her şeyi yapacağım ve nihai sona ulaştığımızda neden sana bu kadar çok güvendiğimi anlayacaksın.
Hazırsan derin bir nefes al ve başlayalım.
Eğer bir ergenseniz ya da bir ergen ebeveyniyseniz, Serkan Karaismailoğlu'nun Dünyanın En Yalnız Beyni kitabı inanılmaz bir yol gösterici olabilir.
Ergenlik... Ah, ne zor bir dönem! Hem gençler için hem de ebeveynler için tam bir sınav. Çoğumuz "Biz böyle değildik!" diye düşünürüz ama Karaismailoğlu'nun dediğine göre, aslında biz de yapmışız her şeyi – hem de alasını! Sadece hatırlamıyoruz.
Kitap, bilimsel verileri bir ders gibi değil, sıcak bir sohbet diliyle anlatıyor. Yazar, kitabı boyunca "Mavi" adını verdiği bir gence hitap ederek samimi bir atmosfer kuruyor.
Okudukça fark ettim ki, bilmediğim ne çok şey varmış! Mesela, geçmişi özleriz ya da yediğimiz hiçbir şeyde eskisi gibi tat alamayız ya — meğer bunun nedeni sadece anılar değilmiş; zamanla kaybettiğimiz reseptörlermiş! Domatesin tadının değişmesi de, ilk aşkın tarifsiz duygusu da bundan kaynaklanıyormuş.
Daha bitmedi! Depresyonun kaynağı sadece beynimiz değilmiş; bağırsaklarımızdaki minicik bakteriler de işin içinde! Sadece, beslenme şeklimizi değiştirerek iyileşebiliriz.
Serkan Karaismailoğlu, eğitim sisteminden aile ilişkilerine kadar her şeyi gençlerin doğasına aykırı bir şekilde kurduğumuzu anlatıyor.
Ergenliği bir kriz değil, büyük bir devrim olarak görüyor ve bunu anlamak isteyen herkese muazzam, öğretici ve içten bir yolculuk sunuyor.
Beynin aslında ne kadar bizden bağımsız gibi görünse de hayatımızın her anını şekillendirdiğini fark ettim. Kitap, beynimizin yalnızlıkla nasıl başa çıktığını, sosyal ilişkilerimizle nasıl beslendiğini ve çevremizle kurduğumuz bağların aslında bizi nasıl hayatta tuttuğunu anlatıyor. Ama bunu sıkıcı bir şekilde değil, çok sade ve günlük bir dille yapıyor.
Mesela, yalnızlık dediğimiz şeyin beynimiz üzerindeki etkisini anlatırken, “Beyin yalnız kalmak için değil, bağlantılar kurmak için evrimleşmiştir,” diyor. Bu çok net bir cümleydi. Düşünsene, birileriyle konuştuğumuzda ya da bir yere ait hissettiğimizde neden kendimizi daha iyi hissederiz? İşte bunun cevabını buluyorsun. Beyin aslında sürekli bir iletişim ve aidiyet ihtiyacı içinde. Uzun süre yalnız kalınca da bundan hoşlanmıyor, çünkü bu onun için bir tehlike sinyali gibi.
Bir yerde, sosyal bağlantıların önemini anlatırken, yalnızlığın vücutta stres hormonlarını artırdığından bahsediyor. Düşündüm de, gerçekten, insanın çevresinde güveneceği insanlar olmadığında her şey daha zor geliyor. Sana da öyle olmuyor mu? İnsan bir sohbet, bir sıcaklık arıyor. Kitap bunu çok güzel açıklıyor ama lafı uzatmadan, akıcı bir şekilde.
Yazarı, sanki karşında oturmuş da “Bak, beynin böyle çalışıyor, o yüzden bu şekilde hissediyorsun,” diyormuş gibi yazmış. Bu da kitabı okuması kolay ve keyifli hale getiriyor. Hem bilimsel bir şey öğreniyorsun hem de günlük hayatına dair bazı şeyleri daha iyi anlıyorsun. Çok öğretici ama aynı zamanda insana yakın bir dili var.
Merak duygusu hala nefes alanların kitabıyla merhaba.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bir ergen ya da ergen ebeveyni iseniz bu kitap muazzam bir kılavuz niteliğinde.
Kitabın daha ilk sayfalarında Bizim eğitim sistemimizin “Kare Karpuz Sendromu” ile yürütüldüğünü düşündüm.Yuvarlak karpuzu kare karpuza dönüştürmeye çalışan saçma sapan bir gelenek Yaratılış itibariyle yuvarlak forma sahip ergenlerimizi kalıplarımızla kare karpuzlar olmaya zorluyoruz adeta.Okulda verilen bilgilerden tutun da okul başlama saatlerine kadar her şeyiyle bir ergenin fizyolojik gelişimini kalıplaştırıyoruz.
İşin sadece okul boyutundan bahsedilmiyor elbette,bir ergen annesi olarak (oğlum 13 yaşında) zaman zaman gelen o sinir harplerinin altında yatan fizyolojik gerçekleri öğrenince anlamaya,kabullenmeye,sabretmeye,dinlemeye başlıyorsunuz ki bu zorlu süreç için harikulade bir konfor alanı sağlıyor.
Hoca kitabı Mavi isimli bir gence hitaben yazmış bu da tabi sürükleyiciliği ve gerçekliği arttırıyor.
“Yetişkinler stresin yarattığı o soğuk karanlık ortamda en azından kendilerini koruyan bir kabana sahipler(allopregnanolon).Ama ne yazık ki senin bir kabanın yok ve daha da kötüsü ebeveynler bu gerçeği göremiyorlar.”
Bilenler bilir Serkan Hoca’nın kitaplarında ilk baskıya yetişenlerle Hoca arasında özel bir bağ vardır;o sebeple ilk baskıya yetişmenin mutluluğunu yaşıyorum.
Mutlaka okuyun.Sevgiler…