Doris Lessing En Beğenilen Sözleri
1. "İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi . Hayat insanın beklentilerine uymazdı ."
- Türkü Söylüyor Otlar
2. ""Hiçbir şey yoktu artık. Sadece hiçlik. Sadece boşluk.""
- Türkü Söylüyor Otlar
3. ""İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi. Hayat insanın beklentilerine uymazdı; umutsuzluğa kapılınca kendine bunları söylüyor ve eski arzularıyla şimdiki halini karşılaştırıyordu.""
- Türkü Söylüyor Otlar
4. ""Çünkü hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmek için biraz olsun umut taşıması gerekir.""
- Türkü Söylüyor Otlar
5. "O zamana kadar hiç hissetmediği şeyleri hissediyordu; içi boştu, bomboştu ve artık dünyada tutunabileceği hiçbir şey kalmadığı duygusunun yarattığı büyük bir panik, o boşluğa yerleşiyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
6. "Bugünlerde alınteri ile çalışmak isteyen kaldı mı ?"
- Beşinci Çocuk
7. "İyi ama, zaten delilik nedir? İçine dönmek, dünyadan kaçmak değil midir?"
- Türkü Söylüyor Otlar
8. "İnsan bir yaşamı beş ciltte de anlatabilir, tek bir cümleyle de."
- Alfred ile Emily
9. "... hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmek için biraz olsun umut taşıması gerekir."
- Türkü Söylüyor Otlar
10. "Yalnızca kendi dünyasında, başkalarının değer yargılarının önemli olmadığı dünyasında yaşıyor."
- Türkü Söylüyor Otlar
11. "Her şeyin acısı kadınlardan çıkıyor."
- Siyah Madonna
12. "Hayatında hiçbir zaman işi olmamıştı ama her zaman işi başından aşkındı."
- İyi Terörist
13. "... çıkarmayı göze alamadığı bütün kavgaları, kafasında gerçekleştiriyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
14. "İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi. Hayat insanın beklentilerine uymazdı."
- Türkü Söylüyor Otlar
15. "İnsanoğlu aynıdır, ama yaşam koşullarına göre değişir."
- Mara İle Dann
16. "Alışkanlıkların kölesi olmak bir boyunduruktur."
- Hayatta Kalma Güncesi
17. "Öfke, şiddet, ölüm, bu uçsuz bucaksız, haşin ülkede çok doğal geliyordu..."
- Türkü Söylüyor Otlar
18. "Her şeyin en kötüsünü beklersen, elde edeceğinde bundan farklı olmaz!"
- İyi Terörist
19. "Geçmiş deneyimlerimiz geleceği düşlememize yardımcı olur."
- Mara İle Dann
20. "İnsanlar utanmaktan yorulduklarında alay etmeye başlarlar."
- Altın Defter
21. "Çünkü hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmek için biraz olsun umut taşıması gerekir."
- Türkü Söylüyor Otlar
22. "Aman Tanrım... seni gördüğümden beri uyuyamıyorum- yüzün sürekli gözümün önünde -"
- Cehenneme İniş Talimatnamesi
23. "Hem nefret etmek hem de etmemek, yine ruhsal ikiyüzlülüğün bir parçası."
- Alfred ile Emily
24. "Yüreğimin üzerinde koca bir ağırlık vardı. Kalbim kocaman, buz gibi bir taş parçasıydı sanki..."
- Alfred ile Emily
25. "Gerçeği söylemek ya da dışlamak uğruna, bir insanın kendisi hakkındaki imgesini çökertmek çok kötüdür. O insanın yaşamaya devam edebilmek için yeni bir imge oluşturmayı başarıp başaramayacağını kim bilebilir?"
- Türkü Söylüyor Otlar
26. ""Bizim çocuğumuz yok, Harriet. Ya da benim çocuğum yok. Senin bir çocuğun var.""
- Beşinci Çocuk
27. "“İyi ama, kendine hiçbir şey katamayan insan dışarıya ne verebilir ki?""
- Hayatta Kalma Güncesi
28. "Çünkü hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmek için biraz olsun umut taşıması gerekir."
- Türkü Söylüyor Otlar
29. "Aristokratlar, evet... tavşanlar gibi üreyebilirler, doğal sayılır bu, ama onların buna yetecek paraları vardır. Yoksullar da çok çocuk yapabilir, yansı ölür gider, bu da doğal sayılır. Ama bizim gibiler, ara yerde kalanlar, biz düşünüp taşınarak çocuk yapmak zorundayız, onlara bakabilelim diye."
- Beşinci Çocuk
30. "Saatlerce bir başına oturuyor, üzüntüden beyni uyuşuyordu…"
- Türkü Söylüyor Otlar
31. "İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi. Hayat insanın beklentilerine uymazdı."
- Türkü Söylüyor Otlar
32. ""Biz herkesten üstün olmak istiyorduk, sorun bu. Üstün olduğumuza inanıyorduk.""
- Beşinci Çocuk
33. "Bir uygarlığın zaaflarıyla ilgili en doğru yargıya,
başarısızlıklarına ve uyumsuzluklarına
bakarak varılabilir."
- Türkü Söylüyor Otlar
34. ".
İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi. Hayat insanın beklentilerine uymazdı. Umutsuzluğa kapılınca kendine bunları söylüyor ve eski arzularıyla şimdiki halini karşılaştırıyordu.
."
- Türkü Söylüyor Otlar
35. "Bu dünya her şeyi nasıl yapacağını bilen insanlar tarafından yönetiliyor. İşler nasıl yürür, nasıl yapılır bilirler.
Ama biz ise neler olup bittiğini anlamıyoruz."
- İyi Terörist
36. "Acı çekmek, âşığa özgüdür,
Dost, dostuna ihanet etmez ki."
- Gene Aşk
37. "Birine gerçek olan bir şey söylersin, ama eğer benzeri bir deneyimden yoksunsa seni anlamaz."
- Mara İle Dann
38. "Aslında unutmak en iyisiydi. “Bilmediğin şeyler yüzünden zarar görmezsin,” diye belirtti."
- Mara İle Dann
39. ""Keşke en güzel yıllarımızı yeniden yaşayabilseydik ""
- Alfred ile Emily
40. ""Haddimizi bilmedik de onun için. Mutlu olabileceğimizi sandığımız için. Kendimiz karar verdik diye mutlu olabileceğimizi sandık.""
- Beşinci Çocuk
41. "Hiçbir şey değişmeyecekti; hiçbir zaman değişmediği gibi."
- Türkü Söylüyor Otlar
42. "ruhsuz bir makineymişçesine, gerçekte orada olmayan bir nesneymişçesine davranıyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
43. "Senin aracılığınla yaşamama izin vermiyorsun, sen olmama izin vermiyorsun, beni öldürüyorsun."
- Alfred ile Emily
44. "Yaşam, okunması gereken kitapları okumaya bile yetmiyor."
- Hayatta Kalma Güncesi
45. "İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi. Hayat insanın beklentilerine uymazdı."
- Türkü Söylüyor Otlar
46. "… karısından ayrıldığına memnun olmasının esas nedeni, onun söze dökmediği dilleriyle başa çıkmakta çektiği güçlük olmuştu."
- Beşinci Çocuk
47. "“Keşke en güzel yıllarımızı yeniden yaşayabilseydik.”"
- Alfred ile Emily
48. "Yaşam zorlaştıkça insanlar daha çok kavga eder. Oysa sen bunun tersinin olmasını beklersin."
- Mara İle Dann
49. "Savaşlar, ülkenin sıradan insanlarına ağır gelir."
- Mara İle Dann
50. "Derin bir acıyı tadanlar, onu doğruca yüreklerinde hissettiklerini, yüreklerine buz gibi bir ağırlığın çöktüğünü doğrulayacaklardır."
- Alfred ile Emily
51. "Ben okulda hiçbir şey öğrenmiyordu ama hiçbir şey öğrenmeyen başka bir sürü çocuk vardı. Okula gidip geliyorlardı, hepsi bu."
- Beşinci Çocuk
52. "Dünyada yapayalnız olmak onu ürkütmüyor, hoşuna gidiyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
53. "Gerçeği söylemek ya da dışlamak uğruna, bir insanın kendisi hakkındaki imgesini çökertmek çok kötüdür."
- Türkü Söylüyor Otlar
54. "Her zaman aynı şey oluyor, kendi dünyasından çıkıp sıradan insanların dünyasına girdiğinde kendisini bölünmüş hissediyor, kafası karışıyordu."
- İyi Terörist
55. "İnsanın günde on iki saat çalıştıktan sonra kitap okuyacak hali kalmaz."
- Türkü Söylüyor Otlar
56. "İnsanlar, bir şeye inanmak isterlerse eninde sonunda inanırlar."
- Gene Aşk
57. "Bazen söyledikleri pek hoş olmuyor. Önüme oturuyor, bana ters ters bakıyor, sonra bir dizi öfkeli miyavı ardı ardına sıralıyor, hep aynı notadan. Suçluyor mu beni? Bilmiyorum."
- Kedilere Dair
58. "Bir şeyin önemini, değerini sonradan anlayıp temiz pak sonuçlara varmak ne kadar da çekicidir! Geriye dönük bakış açısının elbette’leri nasıl da tatmin edicidir. Şunu yaparsan, sonu elbette ki bu olur..."
- Alfred ile Emily
59. "Yorulmuş, uyuşmuş kalmıştı; hiçbir şeye ilgi duymuyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
60. "“Keşke en güzel yıllarımızı yeniden yaşayabilseydik..”"
- Alfred ile Emily
61. "...sırf orada olduğum ve nefes alabildiğim için mutlu olduğumu fark ettim. Derin soluklar almayı sürdürdüm, ta ki zihnim durulaşana, neşem yerine gelene dek."
- Hayatta Kalma Güncesi
62. "Yine o gülümseme; bilgiçliği, vakitsiz olgunluğu yüzünden iç burkan, acınası tebessüm – öte yandan, “vakitsiz olgunluk” dediğimiz kavram, belli standartlara yaptığı baskı düşünüldüğünde, ne kadar da demodeydi."
- Hayatta Kalma Güncesi
63. "Halkların krizleri gibi, insanların krizleri de, her şey olup bitene kadar tam anlamıyla anlaşılamaz."
- Türkü Söylüyor Otlar
64. "Saatlerce bir başına oturuyor, üzüntüden beyni uyuşuyordu..."
- Türkü Söylüyor Otlar
65. "Uyanık yaşamayı hiç öğrenemedim. Uyumak için eğitildim."
- Cehenneme İniş Talimatnamesi
66. "Hiçbir şey örtüşmüyor; sanki karşımda bir değil, birkaç kadın var."
- Alfred ile Emily
67. "Birini sevmek başkadır, ona aşık olmak başka.."
- Gene Aşk
68. "Uzmanlar önümüzdeki buzul çağının geç kaldığını söylüyor, başlamasına ya bir ya da bin yıl var daha, diyorlar."
- Mara İle Dann
69. "Aşık olmak katlanılacak bir hastalık, onu kendi doğasına, sağduyusuna ve gerçek amaçlarına ihanete götürebilecek bir tuzaktı."
- Hayatta Kalma Güncesi
70. "***
Bir kedinin ilk kez doğurmasını izlemek çok hoş oluyor, beyaz jelatin kesesinde kıvranan o küçücük şey ortaya çıkar çıkmaz anne kedinin keseyi yalayarak çıkartması, göbek kordonunu kesmesi, doğumdan artakalanları yemesi, bütün bunları şahsen ilk kez yapıyor olmasına rağmen bu kadar tertemiz, bu kadar ustaca, bu kadar kusursuzca yapması.
***"
- Kedilere Dair
71. "Her biri apayrı karaktere sahip yaratıklardır.
Kediler, basbayağı "birey"dirler."
- Kedilere Dair
72. "***
Kedi uzmanlarına haddim olmayarak bir şey söylemek istiyorum, uzmanlar kedi yavrusunun altı haftalık olur olmaz annesinden ayrılabileceğini söylüyorlar, ama yanılıyorlar bence.
***"
- Kedilere Dair
73. "...
Mutluluktan falan söz etmiyorlar, ben de sevinci ağzıma bile almıyorum.
Sevinç mi ? Kim o sahi ?"
- Gene Aşk
74. "Çünkü ben politikayla ilgilenmiyorum çünkü ben sadece yaşamak istiyorum."
- İyi Terörist
75. "Ölümün bile bir yeniliği yoktu: her şey, hatta çaresizlik duygusu bile bildikti."
- Türkü Söylüyor Otlar
76. "Öfke, şiddet, ölüm, bu uçsuz bucaksız, haşin ülkede çok doğal geliyordu..."
- Türkü Söylüyor Otlar
77. "Olgun kadınların dertlerini çıkınlarında biriktirmeleri beklenir.
."
- Gene Aşk
78. "Belki de aşıkken düşlediğimiz cennet, başta kovulduğumuz cennettir, orada bütün kucaklaşmalar masumdur çünkü."
."
- Gene Aşk
79. "Hayat, insanın beklentilerine uymazdı; umutsuzluğa kapılınca kendine bunları söylüyor ve eski arzularıyla şimdiki halini karşılaştırıyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
80. "“Âşık olmak” katlanılacak bir hastalık, onu kendi doğasına, sağduyusuna ve gerçek amaçlarına ihanete götürebilecek bir tuzaktı. Aşk, kendisinden başka hiçbir şeye açılmayan bir kapıydı: Yaşama açılan bir anahtar değil. O bir durum, bir haldi; kendi kendine yeten, neredeyse nesnesinden bağımsız... “Âşık olmak.”"
- Hayatta Kalma Güncesi
81. "Öyle çok suç işleniyordu ki; yetmezmiş gibi, her gün ortaya yeni ve beklenmedik suç kategorileri çıkıyordu sanki. Reform okulları, ıslahhaneler, yoksullara yardım yurtları, yaşlılar için huzurevleri – bunlar pıtrak gibi çoğalmaktaydı; hepsi de rezil, korkunç yerlerdi."
- Hayatta Kalma Güncesi
82. "Yeni biri bize yaklaşınca, hepimiz dikkat kesilir, o kişiyi ölçüp biçeriz; akıl almaz bir hızla binlerce ölçüm ve değerlendirme yapılır, o erkek ya da kadın belli bir yere yerleştirilir, sonunda da sessiz bir yargıya varılır: Evet, bu bana göre; yo, hiçbir ortak noktamız yok; hayır, bu benim için bir tehdit... Dikkat et! Tehlike! Vesaire."
- Hayatta Kalma Güncesi
83. "Beni korkutan şey, ona karşı duyduğum çaresizlikti."
- Hayatta Kalma Güncesi
84. "Olanaksızı gerçekleştirme yeteneğin varsa, en azından o yeteneğini tanı.
."
- Gene Aşk
85. "çocuk yetiştirmenin ne zahmetli olduğunu çocuksuz olanlar bilemez.."
- Beşinci Çocuk
86. "Hiçbir şey yoktu artık. Sadece hiçlik. Sadece boşluk."
- Türkü Söylüyor Otlar
87. "Açlık en az susamak, acıkmak kadar güçlü bir güdüydü, giderek de güçleniyordu."
- Mara İle Dann
88. "Sessiz sakin oturmak ve sadece düşünmek, bir keyifti bu. Tek başına kalmak... güzel bir şeydi."
- İyi Terörist
89. "Bir uygarlığın zaaflarıyla ilgili en doğru yargıya, başarısızlıklarına ve uyumsuzluklarına bakarak varılabilir."
- Türkü Söylüyor Otlar
90. "Kaya Kabilesi üyelerinin yüzünde hep aynı bakışları görmüştü: Gözlerini kısar, öfkelerini belli edercesine ağızlarını kenetleyip bakarlardı."
- Mara İle Dann
91. "***
Cazibe cabadan verilen, fazla, gereksiz bir şey, aslında öylesine verilmiş, ziyan edilmiş bir güç.
***"
- Kedilere Dair
92. "Canım zaten hepimiz deliyiz.
Ama birinin deliliğinden söz etmek, sözcüğün anlamını hafifletmektir bir bakıma. Şakaya vurmaktır."
- Gene Aşk
93. "Olanaksızı gerçekleştirme yeteneğin varsa, en azından o yeteneğini tanı."
- Gene Aşk
94. "Kendimden başka hiçbir şey üstüne kafa yoramam."
- Gene Aşk
95. "“İyi ama, kendine hiçbir şey katamayan insan dışarıya ne verebilir ki? İçim bomboş, tükenmiş; öğle olmadan bitkin düşüyorum ve sadece uyumak istiyorum. Ah, eskiden nasıl biri olduğumu, nelere muktedir olduğumu düşündükçe! Bir kez olsun yorulduğumu hissetmezdim; kitabın kapağını açacak vakti olmayan bir kadın olup çıkacağım aklıma bile gelmezdi. Ama işte, karşınızdayım.”"
- Hayatta Kalma Güncesi
96. "Iyi bir devlet okulu eğitimi almış olan, uygar bir biçimde hayatın tadını çıkarmasını bilen ve çağının bütün bilgilerine vakıf (ama yalnızca değersiz romanlar okurdu) 30 yaşlarındaki bu kadın, kendisi hakkında o kadar az şey biliyordu ki dedikoducu kadının biri, evlenmesi gerektiğini söyledi diye allak bullak oluvermişti hayat."
- Türkü Söylüyor Otlar
97. ""Dünyanın bir başka yöresinde, örneğin Mısır ya da Hindistan'da yaşıyor olsanız, çocuklarınızın yarısı ölürdü ve eğitimsiz kalırdı. Siz her iki dünyadan da faydalanabilmek istiyorsunuz. Aristokrasi... evet, onlar tavşanlar gibi üreyebilir ve ürer de ama onların yeterince parası var. Fakirler de çocuk yapabilir ve o çocukların yarısı ölebilir ki ölür de. Ama bizim gibi arada kalmış insanlar, kaç çocuk sahibi olabileceğimize, o çocuklara bakıp bakamayacağımıza dikkat etmeliyiz.""
- Beşinci Çocuk
98. "***
Kedinin benimseyebileceği bir insana olduğu kadar bir yere de ihtiyacı vardır.
***"
- Kedilere Dair
99. "Uzun süre yaşanılan odalar, çerçöp yığılı kumsallara benzerler bazen; hangi döküntünün nereden kaldığını kestirmek kolay değildir.
."
- Gene Aşk
100. "Peki, yüksek sesle söylenmeyenler?"
- Alfred ile Emily
101. "Ruhta açılan yara yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlar, tıpkı korkunç acısı ancak zamanla derinleşen, yoğunlaşan, sonunda bütün varlığı dolduran bir darbe gibi. Ve biz artık iyileştiğimizi, atlattığımızı düşünürken, işte ancak o zaman, korkunç yan etkilerin en zalim çehresiyle karşı karşıya geliveririz."
- Alfred ile Emily
102. "Her şey çok çirkin, Mara. Giderek de çirkinleşiyor, çünkü zaman kötüleşiyor."
- Mara ile Dann
103. "Erkeklerden üstün olduğu duygusunu yeniden kazanması gerekiyordu. Aslında bunca yıldır onu, o duygu ayakta tutmuştu."
- Türkü Söylüyor Otlar
104. "Dünya bir renkler mucizesiydi."
- Türkü Söylüyor Otlar
105. "-"Cezalandırılıyoruz, o kadar."
-"Ne için?"
-"Haddimizi bilmediğimiz için. Mutlu olabileceğimizi düşündüğümüz için. Biz mutlu olmaya karar verdik diye mutlu olabileceğimizi düşündüğümüz için.""
- Beşinci Çocuk
106. "Bir bedende kaç kişinin barınabileceğini göstermede aşkın üstüne yoktur.
."
- Gene Aşk
107. "Aşkın, beynin en soylu zaafı olduğu da söylenir.
."
- Gene Aşk
108. "Duygusal ruh, yaralayan ama bedeni öldürmeyen bir sarsıntı yaşadığında, beden iyileşirken ruh da onunla birlikte iyileşir gibidir. Ama bu yalnızca görünüşte böyledir."
- Alfred ile Emily
109. "Ben, gözlerini ondan, kendisi gibi özürlü olan, evde herkesin taptığı bu çocuktan hiç ayırmıyordu. Ama kendisinin özürlü olduğunu biliyor muydu? Gerçekten özürlü müydü peki? Aslı neydi bu çocuğun?"
- Beşinci Çocuk
110. ""İnsanın on iki saat çalıştıktan sonra kitap okuyacak hali kalmaz.""
- Türkü Söylüyor Otlar
111. "“Sen olmasaydın, ben asla...”"
- Alfred ile Emily
112. "Aşık olmak, kişinin sürgünde olduğunu anımsamasıdır, işte hasta bu yüzden iyileşmek istemez."
- Gene Aşk
113. "Yoo, ben başını kaldırıp yukarı bakanlardanım..."
- Hayatta Kalma Güncesi
114. "Her şey olası, öylesine çılgın bir dünyada yaşıyoruz ki, her şey olası."
- Hayatta Kalma Güncesi
115. "Aslında unutmak en iyisiydi. Bilmediğin şeyler yüzünden zarar görmezsin."
- Mara ile Dann
116. "'Eğer yeterince insan başkalarını düşünseydi, her şeyi değiştirebilirdik.'"
- Altın Defter
117. "“Ben savaşın bitmesini istiyorum.”"
- Siyah Madonna
118. "Aşık olmak, kişinin sürgünde olduğunu anımsamasıdır, işte hasta bu yüzden iyileşmek istemez."
- Gene Aşk
119. ".
Çok küçük bir harcama yapma olanağı veren ve demir bir yumruk gibi kafaya vuran, borçların ağırlığını vicdan azabı gibi sürekli olarak hissettiren bu yoksulluk, açlığın kendisinden daha beter bir şeydi.
."
- Türkü Söylüyor Otlar
120. "Yorulmuş, uyuşmuş kalmıştı; hiçbir şeye ilgi duymuyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
121. "Evliliğin bazı yönleri ancak isteyerek yerine gelir."
- Mara İle Dann
122. "Henneslerin kendisine çektirebilecekleri şeylerin arasında en kötüsünün can sıkıntısından patlamak olduğu artık kafasına dank etmişti."
- Mara İle Dann
123. "Akla gelebilecek her şeye alışabiliyorduk bu basmakalıp bir laf farkındayım fakat bunun ne denli dehşet verici bir gerçek olduğunu anlayabilmek için bizim yaşadığımız süreçten geçmelisiniz belki de. İnsanların normal, ''sıradan bir yaşam '' kurabilmek adına denemeyecekleri şey yoktu."
- Hayatta Kalma Güncesi
124. "Eh, biliyorum, hepimizin mahremiyetine yapılan baskılar, bizlere içsel tenhalıklara, yalnızlıklara çekilip nasıl yok olacağımızı öğretir; birileriyle beraberken yalnız kalmakta hepimiz ustalaşmışızdır."
- Hayatta Kalma Güncesi
125. "gözyaşları içinde uyandım. Sonsuza kadar ağlayabilirdim ama neden?
Nasıl oluyor da yıllarca dingin bir yaşam sürdürdükten sonra birdenbire karşı konulmaz bir istekle yanıyorum? Neyin özlemi bu? Neyin yoksunluğu? Bu karanlık bedenin, yüreğin, kafanın derinlerinde yatan, bir sıcaklığın, bir öpüşün, huzurun özlemini delice çeken, hep uyanık kalan kim?
."
- Gene Aşk
126. "Birini sevmek başkadır, ona aşık olmak başka.
."
- Gene Aşk
127. "Kişinin yüreği, genellikle bir tek nedenden ötürü yanmaz, hele ileri yaşta, çünkü geçmişin acıları da koşar o zaman yardıma."
- Gene Aşk
128. "Birine gerçek olan bir şey söylersin, ama eğer benzeri bir deneyimden yoksunsa seni anlamaz."
- Mara ile Dann
129. ""Bir sokak köşesinde bacaklarınıza sürtünen kedi, kendi kötü yuvasını daha iyisiyle değiştirip değiştiremeyeceğini anlamak istiyordur.""
- Kedilere Dair
130. "Eh, biliyorum, hepimizin mahremiyetine yapılan baskılar, bizlere içsel tenhalıklara, yalnızlıklara çekilip nasıl yok olacağımızı öğretir; birileriyle beraberken yalnız kalmakta hepimiz ustalaşmışızdır."
- Hayatta Kalma Güncesi
131. "Halk çabuk unutur."
- Mara ile Dann
132. "İşin kötüsü, insan cehenneme alışıyor.."
- Beşinci Çocuk
133. "Akla gelebilecek her şeye alışabiliyorduk."
- Hayatta Kalma Güncesi
134. "Bir daha asla âşık olmayacağım diye şakalar yapıyordum. Şimdi sözlerime kulak kabartan küçük bir şeytana ya da nefret dolu bir hayalete başımdan defolmasını çıtlatmışım gibi geliyor.
Saçma sapan düşler. Hepsi özlem ve tutku üstüne.
."
- Gene Aşk
135. "Savaşlar ülkenin sıradan insanlarına ağır gelir."
- Mara ile Dann
136. "İyi ama, zaten delilik nedir? İçine dönmek, dünyadan kaçmak değil midir?"
- Türkü Söylüyor Otlar
137. "Otuzunda bir kadın böyle davransın ha! Gülüyorlardı, kötü kötü gülüyorlardı.Cinselliğin bilimsel olduğu bu çağda, cinsel konularda becerisizlikten daha gülünç bir şey düşünülemezdi."
- Türkü Söylüyor Otlar
138. "Güney Afrikalıların birinci kuralına uyuyordu:"Beyaz soydaşlarının,belli bir seviyenin altına düşmesine izin vermeyeceksin;çünkü buna izin verirsen,zenci kendisini seninle eşit görür.""
- Türkü Söylüyor Otlar
139. "Anababalar, sık sık çocuklarının şimdiki yaşlarıyla ilgisi olmayan eski fotoğraflarını gizlice bağırlarına basarlar, oysa o fotoğraftakiler her zaman çaresizlikleriyle iç sızlatan bebekler değildir.
."
- Gene Aşk
140. "“Unuttuğumuz çok şey var - çoğunu yitirdik.”"
- Mara ile Dann
141. "Bazen geçmişe baktığımda kahkahalarla gülmek istiyorum. İşte bilgi, saflıkla karşılaşınca böyle dehşetle ve özentiyle bir kahkaha atar."
- Altın Defter
142. "Mutluluk? Bu, yaşamım boyunca zaman zaman ele aldığım, irdelediğim bir sözcük – ancak biçimini koruduğunu hiç görmedim."
- Hayatta Kalma Güncesi
143. "Öfke, şiddet, ölüm, bu uçsuz bucaksız haşin ülkede çok doğal geliyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
144. "Gerçeği söylemek ya da dışlamak uğruna, bir insanın kendisi hakkındaki imgesini çökertmek çok kötüdür. O insanın yaşamaya devam edebilmek için yeni bir imge oluşturmayı başarıp başaramayacağını kim bilebilir?"
- Türkü Söylüyor Otlar
145. "Hayır, kurtarılmayı beklemiyordu, çok şey değişmesini de beklemiyordu. Kabullenilmek, içinde bulunduğu duruma hak ettiği değerin verilmesini istiyordu.."
- Beşinci Çocuk
146. "'' Eh, biliyorum, hepimizin mahremiyetine yapılan baskılar, bizlere içsel tenhalıklara, yalnızlıklara çekilip nasıl yok olacağımızı öğretir; birileriyle beraberken yalnız kalmakta hepimiz ustalaşmışızdır. ''"
- Hayatta Kalma Güncesi
147. "Evliliği düzeltilemeyecek bir fiyasko olduğu için, artık tek istediği çocuktu. Çocuklar onları yeniden yakınlaştırır, aralarındaki görünmez engeli ortadan kaldırırdı."
- Türkü Söylüyor Otlar
148. "Akıl hastalığıyla delilik arasında çok ince bir sınır çizgisi var."
- Gene Aşk
149. "Gerçek kızgınlığını, gerçek duygularını saklamak, örtbas etmek zorundaydı; ancak yalancı öfkeler, somurtmalar, ergenliğin malum rol yapma zorunluluğu sürekli sergilenmeliydi."
- Hayatta Kalma Güncesi
150. "Resmiyet.
Gerçi resmiyet bizi tedirgin eder; içtenliğe bir hakaret sayarız.
."
- Gene Aşk
151. "
."
- Gene Aşk
152. "Ama ürküntü, çoğu zaman için için beklenen bir şeyin aydınlığa kavuştuğu an değilse nedir?
."
- Gene Aşk
153. "Hiçbir şeyin yoksa, hayallerden, fantezilerden istediğini seçebilirsin."
- Hayatta Kalma Güncesi
154. "Bazen yüzü, hayatta karşılaşılabilecek en kötü şeye bile hazırlıklı olmayı öğrenmiş, yılmaz bir yaşlı kadın ifadesine bürünüyordu, bazen de savunmasız bir histeri yansıyordu yüzünden."
- Türkü Söylüyor Otlar
155. "İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi. Hayat insanın beklentilerine uymazdı."
- Türkü Söylüyor Otlar
156. ""
Aslında unutmak en iyisiydi. Bilmediğin şeyler yüzünden zarar görmezsin.
""
- Mara ile Dann
157. "Hiçbir şeyin yoksa, hayallerden, fantezilerden istediğini seçebilirsin."
- Hayatta Kalma Güncesi
158. "Huzursuzdu, o kadar huzursuzdu ki ne yapacağını kestiremiyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
159. "Tepesini attığı bir gün yerlinin birini öldürmüştü. Bu yüzden
para cezasına çarptırıldı."
- Türkü Söylüyor Otlar
160. "Bin taSa bir tek borcu ödemez..
."
- Gene Aşk
161. "Zaman uzaklarda başka bir yeRdeydi.
."
- Gene Aşk
162. "
."
- Gene Aşk
163. "Bana emredileni yaptığım, yapmak zorunda olduğum duygusu alabildiğine güçlüydü."
- Hayatta Kalma Güncesi
164. "Asıl alışılmadık, sıradışı olan, bizim yaşadığımız bu uzun süreli, huzurlu, normal dönemlerdi, yağmaların, kavgaların birbirini izlediği günler değil."
- Hayatta Kalma Güncesi
165. "Her yeni gün, tırmanılması gereken bir şeydi sanki."
- Hayatta Kalma Güncesi
166. "İnsanlar ruh sağlıklarını, içlerinde bir şeylere engeller ve sınırlar koyarak koruyorlar."
- Altın Defter
167. "Milyonlarca insan, çirkin maskelerin arkasında, çekici kişilerin elde bir saydığı basit aşklara can atmakla geçiriyor ömrünü.
."
- Gene Aşk
168. "Hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmesi için biraz olsun umut taşıması gerekir."
- Türkü Söylüyor Otlar
169. "“Bilmem, artık yaşantımızın düzeni böyle; birileriyle tanışıyorsun, arkadaş oluyorsun, hepsi bu. Kimbilir belki günün birinde bir yerlerde karşılaşırız.”"
- Mara ile Dann
170. "Hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmek için biraz olsun umut taşıması gerekir."
- Türkü Söylüyor Otlar
171. "İnsanlar bir şeyi düşleyebiliyorsa buna ulaşacakları zaman da gelecektir."
- Altın Defter
172. "Öfke, şiddet, ölüm, bu uçsuz bucaksız, haşin ülkede çok doğal geliyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
173. "Zorunluluk ya da kişisel tercih nedeniyle, dış dünyaya kapalı yaşayan ve komşularının yaşamını da kendilerine dert etmeyen insanlar, diğerlerinin kendileri hakkında konuştuğunu duyunca kaygılanır ve huzursuz olurlar. Uyuyan bir adamın gözünü açıp da yatağının çevresinde onu gözetleyen bir kalabalıkla karşılaşmasına benzer bu."
- Türkü Söylüyor Otlar
174. "***
Gün ışığı şahinler; alacakaranlık baykuşlar, ama gece kediler, yani yaban kedileri içindi.
***"
- Kedilere Dair
175. "Ne görüyordu acaba? Herkes onun, kendileri tarafından görülen şeyleri gördüğünü varsayıyordu, insanların dünyasını. Ama belki de onun duyularında bambaşka olgular, bambaşka bilgi birimleri toplanmıştı. Kim bilebilirdi bunu? Ne düşünüyordu Ben? Kendi kendini nasıl görüyordu?"
- Beşinci Çocuk
176. "Aşka düşen bir tanrı bile olsa aklını şaşardı.
."
- Gene Aşk
177. "Yaşamım boyunca sürecek sandığım
Tatlı sabahlarla öpüşlere güvenmem.
."
- Gene Aşk
178. "Bir insanın sizi nasıl gördüğünden yola çıkarsanız, onun kişiliği üstüne bir sürü bilgi edinebilirsiniz.
."
- Gene Aşk
179. ""Aşık olmak..." işte bütün erkekler için her şeyi kapsayan bir söz. Bütün kadınlar için de. Oysa âşık olmanın boya katologlarındaki renk ayrımcıkları kadar geniş bir yelpazesi var.
."
- Gene Aşk
180. "Büyü... Nedir büyü? Büyü deriz, tılsım deriz,
."
- Gene Aşk
181. "Kişisel Onur, çoğu zaman başarının meyvesidir.
."
- Gene Aşk
182. "Gelgelim bazı kişiler, yeteneklerinin çeşitliliği altında ezilirler.
."
- Gene Aşk
183. "Bizi biçimlendiren, oluşturan şey, yakın çevremizdekilerdir."
- Hayatta Kalma Güncesi
184. "O zamana kadar hiç hissetmediği şeyleri hissediyordu; içi boştu, bomboştu ve artık dünyada tutunabileceği hiçbir şey kalmadığı duygusunun yarattığı büyük bir panik o boşluğa yerleşiyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
185. "“Sınıf” Güney Afrika’ya özgü bir sözcük değildi; onun karşılığı olan “ırk” sözcüğü de Mary için çalıştığı şirkette getir-götür işlerine bakan çocuktan, başka kadınların hizmetçilerinden ve sokaklardaki yerli yığınlarından başka bir anlam taşımıyordu; bunlar da hemen hemen hiç dikkatini çekmiyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
186. "Otuz yaşında, aşk sorunları , baş ağrıları, sırt ağrıları, uykusuzluk problemi, sinir bozukluğu olmayan bir kadın."
- Türkü Söylüyor Otlar
187. "Her yeni gün, tırmanılması gereken bir şeydi sanki."
- Hayatta Kalma Güncesi
188. "Oysa “kişisel” olana girmek, bir hapishaneye girmekti; hiçbir şeyin olamayacağı ama insanın bir sürü şey oluyormuş sanrıları gördüğü, havası kıt ve sınırlı, yetmezmiş gibi zamanın katı, değiştirilemez bir yasa olduğu ve uzun, ah Tanrım, upuzun, sürdükçe süren, sürüp giden, zorla dayatılmış dakikaların, yavaş, yıpratıcı dakikaların birbirine eklemlendiği bir hapishane."
- Hayatta Kalma Güncesi
189. "Belki de, aslında kayda değer ya da en azından geri döndürülemez bir şeyin olmadığına ilişkin gizli, sözsüz bir antlaşma yapmış olmamızın nedeni, bizim için asıl düşmanın gerçeklik olmasıydı; gerçekle yüzleşemez, kendimize olup biteni “anlama” iznini veremezdik."
- Hayatta Kalma Güncesi
190. "Soluk ay ışığında, türkü söylüyor otlar
Çökmüş mezarlar üstünde, kilise çevresinde
O boş kilise, yalnızca rüzgarın barınağı."
- Türkü Söylüyor Otlar
191. "Bir kere delirmişsen bari sonuna kadar deli kal..."
- Gene Aşk
192. "Yüzüne baktığımda neden hüzünlüsün böyle, yalnızsın?"
- Gene Aşk
193. "Ne yazık ki kapalı kapıların, doğrucu anların ardındaki görüntüler hayata daldıklarında, günlük gerçeklere o kadar ters düşerler ki görmezden gelinirler. Zevksizlikler. Abartı. Melodram. Oysa yalnızca dokuları farklıdır, bildik dokular uyuşmaz."
- Gene Aşk
194. "Acı vermek, âşığa özgüdür,
Dost, dostuna ihanet etmez ki.
."
- Gene Aşk
195. "Acıya usulca batmanın verdiği sapkın tadı tanımayan yoktur; kişi, bu kadar delice istediği bir şeyin kendisine verilemeyeceğine inanamaz çünkü, acı çekmekten kaçınırsa mutluluk umudu da
sönecektir.
."
- Gene Aşk
196. "Yakıcı bir güneş, uğursuz bir tarih, her şeyiyle berbat bir yaşam ve gelecekten aynı belaların daha fazlasını beklemeye alıştırılmış bir bilincin katlanılmaz ağırlığı.
."
- Gene Aşk
197. "Ne olduğumuzu biliriz de ne olabileceğimizi bilemeyiz," ...
"Ama aslında ne olduğumuzu gerçekten bilseydik, ne olabileceğimizi de gerçekten bilirdik. Acaba kaç kişi dayanabilirdi bu gerçeğe?"
."
- Gene Aşk
198. "Kafanızda sözcükler belirir ve nereden çıktığını kestiremediğiniz ritimlere göre dans ederler. Bölük pörçük, salkım saçak sözcükler, gizli tutulmuş bir ruh durumunun belirtileri sayılabilir.
Günlerce kafanızda çınlayıp sizi deliye döndürebilirler. Kafanıza takılmış görünmez bir zar gibi gerçekle aranıza girebilirler.
."
- Gene Aşk
199. "Aşık oluyorum gene,
Hiç istemezken...
Ünlü bir şarkıdan.."
- Gene Aşk
200. "Zaten ben hiçbir zaman acıyla baş etmeyi beceremedim."
- Gene Aşk
201. "İnsanlar yaşamlarından söz ettiklerinde kendilerini pek açmazlar."
- Gene Aşk
202. "İyi ama kendine hiçbir şey katamayan insan dışarıya ne verebilir ki?"
- Hayatta Kalma Güncesi
203. "Toplumun saygın bir üyesi olarak kalmak isteyen insan, ırk ayrımını bütün nüanslarıyla ve incelikleriyle yaşamak için zihnini pek çok şeye kapatmak zorundaydı."
- Türkü Söylüyor Otlar
204. "İnsan her şeyi olduğu gibi kabullenmeliydi.Hayat insanın beklentilerine uymazdı."
- Türkü Söylüyor Otlar
205. "Kişinin yaşamındaki her şey değişim, hareket, yıkım halindeyse, insanı ele geçiren tek duygu, bir çaresizlik duygusudur."
- Hayatta Kalma Güncesi
206. "Afrika'da beyaz bir adam kazara bir yerlinin gözlerine bakıp da orada bir insan olduğunu gördüğü anda (ki bundan kaçınmak en önemli görevidir), yok saydığı suçluluk duygusu öfkey alevlenir ve beyaz adamı kırbacını indirir."
- Türkü Söylüyor Otlar
207. "Huzursuzdu, o kadar huzursuzdu ki ne yapacağını kestiremiyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
208. "Dağlar arasında bu köhne çukurda
Soluk ay ışığında, türkü söylüyor otlar..."
- Türkü Söylüyor Otlar
209. "Bundan sonra, durgun bir perişanlık süreci başladı. Çünkü hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmesi için biraz olsun umut taşınması gerekir."
- Türkü Söylüyor Otlar
210. "Zaten ben hiçbir zaman acıyla baş etmeyi beceremedim."
- Gene Aşk
211. ".
Gerçeği söylemek ya da dışlamak uğruna, bir insanın kendisi hakkındaki imgesini çökertmek çok kötüdür. O insanın yaşamaya devam edebilmek için yeni bir imge oluşturmayı başarıp başaramayacağını kim bilebilir?
."
- Türkü Söylüyor Otlar
212. "Her şey, toplumsal örgütlenmenin bütün biçimleri dağılır, tersyüz olurken, biz yaşamayı, hayatlarımızı yeni duruma uydurmayı sürdürdük; çok temel, çok önemli bir şey olmuyormuş gibi."
- Hayatta Kalma Güncesi
213. "“Merak ediyorum; insan tüm hayatını, her zaman apaçık olan gerçekleri aniden anladığını fark ederek mi geçirmek zorunda?”"
- Şikeste
214. "Böylesine seven, olanaksıza inanıyordur.
"Aşk yalnızca deliliktir, inan bana, tıpkı deliler gibi karanlık bir tımarhaneye, kırbaçlı gardiyanlara gereksinim duyar.
Delilerin şimdilerde bu yoldan cezalandırılmamalarının ve sağaltılmamalarının tek nedeniyse, deliliğin çok yaygınlaşması,
kırbaçlıların da deliler gibi âşık olmalarıdır."
."
- Gene Aşk
215. "Cadı kazanlarında kaynayan çorbaların en güçlü iksiri iyiye de yarar kötüye de, yine de biz gözümüz bağlı, hayallere dalarız.
."
- Gene Aşk
216. "Günün onda dokuzunda aklı, hafiften sızlayan bir boşluktu. Bir cümleye başlıyor, sonunu getirmeyi unutuyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
217. "Kendini irdelemeye yatkın bir kadın değildi."
- Gene Aşk
218. "Çünkü başkalarıyla birlikte olmayalı o kadar uzun bir süre geçmişti ki, artık onlara gereksinim duymuyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
219. "Böyle el birliğiyle numara yapmamız, kendimizi çıplak, savunmasız hissettiğimiz anlarda tamamen hayalperestlik ve saçmalık gibi görünse de, belki hayran olunası bir yetenek sayılmalıydı."
- Hayatta Kalma Güncesi
220. "Herkese, bir yapıda kendine bir yer bulması öğretilir, aldığı ilk ders budur. Boyun eğmek."
- Hayatta Kalma Güncesi
221. "Ama bazen istediklerine ulaşabilmekten çok uzak olduğu duygusuna kapılıyordu. Talihsizlik yakasını bırakmıyordu."
- Türkü Söylüyor Otlar
222. ""
Belki uykuda kötü anıları silinir.
""
- Mara ile Dann
223. "Ne kadar acı çektiğimi unutabilir miyim?"
- Gene Aşk
224. ""
Çünkü kimse kimseye güvenmiyordu..
""
- Mara ile Dann
225. "Böyle el birliğiyle numara yapmamız, kendimizi çıplak, savunmasız hissettiğimiz anlarda tamamen hayalperestlik ve saçmalık gibi görünse de, belki hayran olunası bir yetenek sayılmalıydı."
- Hayatta Kalma Güncesi
226. "Herkese, bir yapıda kendine bir yer bulması öğretilir, aldığı ilk ders budur. Boyun eğmek."
- Hayatta Kalma Güncesi
227. ".
Kendini kendinden kurtarmak için bir çocuğa ihtiyacı olduğunu hissediyordu.
."
- Türkü Söylüyor Otlar
228. "Halkların krizleri gibi, insanların krizleri de, her şey olup bitene kadar tam anlamıyla anlaşılamaz."
- Türkü Söylüyor Otlar
229. "Sanıyorum zekâyı şu an hafifsiyoruz, tıpkı bir zamanlar fazla önemsediğimiz gibi."
- Hayatta Kalma Güncesi
230. "Geçmişi düşündüğümüzde ilk idrak ettiğimiz de budur; farklılıklarımız değil, benzerliklerimiz."
- Hayatta Kalma Güncesi
231. "Yeniden eski, güzel günlerimize kavuşacaktık. İyi de, hangisine? Bu bir mizaç meselesiydi: Hiçbir şeyin yoksa, hayallerden, fantezilerden istediğini beğenebilirsin. Ben oldukça zarif bir feodalizm biçiminin hayalini kuruyordum – savaştan ve haksızlıktan yoksun bir feodalizmin, elbette."
- Hayatta Kalma Güncesi
232. "Kişinin yaşamındaki her şey değişim, hareket, yıkım halindeyse, insanı ele geçiren tek duygu, bir çaresizlik duygusudur; bir toz fırtınasına ya da santrifüje kapılmış, fırıl fırıl dönüyorsundur sanki."
- Hayatta Kalma Güncesi
233. "Ben yalnızdı ama yalnız olduğunu biliyor muydu acaba? Harriet çok yalnızdı ve yalnız olduğunu biliyordu..."
- Beşinci Çocuk
234. "Ah kalbim, YıldızlaRın çok ötesinde bir ülke var...
."
- Gene Aşk
235. "İnsanlar sık aşık olsalar da ne eşit ölçüde aşık oluyorlar ne de aynı anda.Sanki bi yasaya uyarcasına kendilerine aşık olmayanlara âşık oluyorlar."
- Gene Aşk
236. "Afrika'da beyaz bir adam kazara bir yerlinin gözlerine bakıp da orada bir insan olduğunu gördüğü anda (ki bundan kaçınmak en önemli görevidir), yok saydığı suçluluk duygusu öfkeyle alevlenir ve beyaz adam kırbacını indirir."
- Türkü Söylüyor Otlar
237. "İnsanlar sık sık aşık olsalar da ne eşit ölçüde aşık oluyorlar ne aynı anda."
- Gene Aşk
238. "Biz her şeyimizi paylaşıyoruz. Başımız derde girdiğinde bir birimize yardım ediyoruz. Sizin dünyanızın artık tükendiğini anlamıyor musun? Zengin, bencil burjuvazinin devri kapandı artık. Hepiniz yok oluyorsunuz..."
- İyi Terörist
239. ""Ama yorulmuş, uyumuş kalmıştı; hiçbir şeye ilgi duymuyordu.""
- Türkü Söylüyor Otlar
240. ""Çünkü hayallerin bile, hayal kurana doyum verebilmek için biraz olsun umut taşıması gerekir.""
- Türkü Söylüyor Otlar
241. "Yazgının, olması gerekenin bilinci, onu yaşamında ilk kez yakalamıştı ve “Evet, evet. Yaşam bu!” demekten başka ne gövdesiyle ne de beyniyle hiçbir şey yapamıyordu."
- Siyah Madonna
242. "İç dünyasına dalmıştı, dış dünyaya çıkacak gücü yoktu."
- Gene Aşk
243. "Bir sürü pürüzlü son, bir sürü yanlış başlangıç, geri çevrilen yığınla olanak..."
- Gene Aşk
244. "Kişinin bulunduğu durum ya da geçirdiği dönemle uyumlu kitapların bir yolunu bulup elinize geçmeleri ne garipti, değil mi?"
- Gene Aşk
245. "İnsanlar sık aşık olsalar da ne eşit ölçüde aşık oluyorlar ne de aynı anda.Sanki bi yasaya uyarcasına kendilerine aşık olmayanlara âşık oluyorlar."
- Gene Aşk
246. "İçimizden birinin ya da hepimizin her an kurban olmasını önleyecek hiçbir şey yoktu."
- Hayatta Kalma Güncesi
247. "Alışkanlıklar, adetler nasıl da çabuk üreyebiliyor."
- Hayatta Kalma Güncesi
248. ""Erkek milleti! Hayatın tadını onlar çıkarıyor!""
- Türkü Söylüyor Otlar
249. "Her şey eskisi gibiydi: Köhne, harap ama yine de tamamen umutsuz sayılmayacak bir görünümdeydi."
- Türkü Söylüyor Otlar
250. "Sabahları bitkin ve moralsiz bir halde uyanıyor, güne başlamak gelmiyordu içinden."
- Türkü Söylüyor Otlar