Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Doğru Yolun Sapık Kolları - Necip Fazıl Kısakürek | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Doğru Yolun Sapık Kolları Kitap Bilgileri


Yazar: Necip Fazıl Kısakürek
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı: 176
Basım Tarihi: 2019
İlk Yayın Tarihi: 1973
Yayınevi: Büyük Doğu Yayınları
ISBN: 9789758180226
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Doğru Yolun Sapık Kolları Kitap Tanıtımı


Kendisinden sonra ümmetinin 73 fırka olacağını, bu fırkalardan da sadece birinin nura yöneleceğini haber veren Allah Resulü'nün vefatlarından sonra ilk alâmetleri Hazret-i Osman zamanında görülmeye başlayan sapık itikad ve davranışlar, dallardaki bütün ihtilâflı manzarasına rağmen aynı illetli kökte birleşirler: Kuru akıl ve şeytanî hayal...

Ümmetin temel yapısı olan Sahabi diyor ki:

«O'nu dinlerken öyle olurdu ki, âdetâ başımızın üstünde, kirpiğimizi kımıldatsak uçup gidecek ışıktan bir kuş varmış gibi mıhlanır kalırdık.»

Sahabînin temsil ettiği vecd ve teslimiyetin zamanla kabuk tutmaya başlamasiyle, meydan yerini, gönül ateşi yerine tüten akıl dumanının kaplaması kaçınılmazdı; öyle de oldu ve ardından, ilk olarak siyasi bir ihtilâf halinde başgösteren ve daima yahudinin güttüğü ayrılık ve aykırılıklar itikadî sapıklıklara yol verdi.

Kitapta, «Sünnet ve Cemaat Ehli» anlayışı dışında kalan batıl ve sapık kollar, ilk örneklerinden itibaren tarihî bir geliş halinde teşrih edilir ve günümüze bağlanırken, gaye şöylece ifadesini bulur: Dâva, İslâmı olduğu gibi bulmak, dinin ulvî ve mücerred hakikatini meydana çıkarmaktır; uydurmak ve kendi hakikat vehmine feda etmek değil...




Doğru Yolun Sapık Kolları Kitaptan Alıntılar


1. "Sahabi diyor ki:
- O'nu dinlerken öyle olurduk ki, âdeta başımızın üstün de kirpiğimizi kımıldatsak uçup gidecek, ışıktan bir kuş varmış gibi mıhlanır kalırdık."




2. "Sokrates'in Yunan Mahkemesinde dediği gibi:
- «Şimdi ben ölmeye gidiyorum; sizse yaşamak sandığınız hayata... Ama hangimiz gerçek hayata gidiyor, bunu Allah bilir.»"




3. "İSLÂMI BULMAKLA OLUR, UYDURMAKLA DEĞİL!.."




4. "<> Başka sözüm yok!..."




5. "YA OL, YA ÖL!"




6. "Sahabi, O'nun, kâinatın o yüzden var olduğu insanlık tâcının aynasıdır; ve o aynaya kondurulacak en küçük leke, hayale değil asli zata sirayet etmek gibi en azîm tehlikeyi yaşatır. Dini doğrudan doğruya Peygamber elinden alan ve onun örneklik temsil kadrosunu şekillendiren, Resulden sonraki ve Resule bağlı mübarekler çevresinin, "Sahabi" sıfatını muhafaza edici hiçbir ferdine dil uzatma hakkı hiçbir fertte mevcut değildir; ve bu ölçü, doğru yolun biricik yaftası »Sünnet ve Cemaat Ehli»nin başlıca şiârıdır.

Peygamber buyruğu:
»-Ben her günaha şefaat ederim; ille Sahabilerime dil uzatana etmem!»"




7. "Büyük bir din âlimi Sahabiyi şöyle anlattı: «-Velinin ve sonraki ümmetin en büyüğü, Sahabinin en küçüğünün bindiği atın burnundaki toz zerresinden daha aşağı derecededir.»

Bu ölçü, Sahabinin şahsına göre değil, bizzat görmüş ve bağlanmış olduğu NUR'a izafetledir ve o NUR sahabinin şahsını da masun kılmaktadır. Bu hadisi bilen bazı Muaviye düşmanları, onun Sahabiliğini inkâra kadar varmışlar ve gün ışığını reddetmek için başlarına birer kara çuval geçirmekten başka çare bulamamışlardır. Son ve kat'i hüküm şudur ki, Hazret-i Ali ve Muaviye meselesi, iki Sahabi arasında içtihat farkından başka bir mahiyet arzetmez; ve Hazret-i Ali'yi «mutlaka haklı!», Hazret-i Muaviye'yi ise «haksız değil!» tarzında, küçük bir farkla ifade etmekten ileriye varamaz."




8. "Bütün sapık kollar bugüne dek İslâm'ı gücünden düşürmek yolunu tuttu; fakat o gücünden düşmedi ve en yanlış tatbikata rağmen, yer kabuğunun altındaki ateş gibi mücerret kuvvetini korudu... Bu toprağı sondalayacak ve deşecek olan kahramandır ki, işletici kuvvet olarak insanlığın ne beklediğini gösterecek ve Allah ile Resulünün mukaddes isimlerini güneşle ay arası mahyalaştıracaktır."




9. "Abdülhamid; (Volter)in Resuller Resulüne ait piyesinin Fransa'da sahneye konulacağı haberi üzerine elçisini memur edip, bunun harp sebebi olacağını ve mutlaka temsile mâni olmalarını isteyen ve"




10. "O gün Hazret-i Osman oruçlu... Odasında Kur'ân okuyor. Bizzat, itina ve ihtiramların en titiziyle cemettiği, yekpâreleştirdiği ve müminlerin sadık ellerine teslim ettiği Kur'ân...

Yanında"




11. "Kader meselesinin sırları üzerinde Hazret-i Ömer'e ait şu iki menkıbe dâvayı çok derinlere götürür ve düğüm noktasını ele verir.

Veba mıntıkasına girmeksizin geriye dönerken ona sorarlar:
-Ya Ömer, Allahın takdirinden mi kaçıyorsun?
Müminlerin Emiri cevap verir:
- Evet; Allahın takdirinden Allahın kazasına sığınmaya gidiyorum!

Bir defasında da bir hırsıza sorar:
-Bu işi niçin yaptın?
-Allahın takdiri böyle olduğu için yaptım!
Hazret-i Ömer suçluya iki ceza tertip eder. Niçin böyle yaptığını soranlara da der ki:
- Cezanın biri hırsızlık yaptığı için... İkincisi de Allaha iftira etmekten, Allah adına yalan söylemekten...

Aynı kader sırrı, aynı zamanda her şeyin Allahtan olduğu hikmetini de Hazret-i Ali'nin şu ifadesinde bulur:
- «Taneleri yarıp parçalayıcı ve bütün canlıları yaratıcı Allah üzerine yemin ederim ki, biz Allahın kaza ve kaderi olmadan ne bir ovadan geçebilir, ne de bir vâdide konaklaya biliriz.»"




12. "ilim ve Takva: 30 yıl yatsı namazı abdestiyle erişilen sabah namazı, iki günde bir hatim hesabına girecek miktarda Kur'âna sarılış, hafızasında ve yüreğinde yazılı yüzbinlerce Hadis, Kâbe de kıldığı iki rekat namazı bütün bir hatimle tamamlayış ve gaiblerden gelen müjde sayhası...

Haşyet ve Riayet: Borçlusunun kapısında beklerken gölgede duramayacak kadar faiz ihtimali korkusu ve 1 dirhemlik kirine kadar cevaz fetvâsı verdiği gömleğini saatlerce suda çitileyişi...

Soranlara da karşılığı:
«O fetva, bu takva!..»"




13. "Yemen kadısının fetvası...
-Vehhabilik küfürdür!
Abdülaziz oğlu Suud'un ise bu fetvâya cevabı, Medine'deki bütün Sahabî mezarlarını yerle bir etmek ve toprak üstünden silmek oldu. Bugün de aynı vaziyette olarak en büyük Sahabilerin yattığı Bakiy mezarlığı, yıkıntıları bile düzleştirilmemiş bir yangın yerine döndürüldü. Herhalde tepeden inme İlâhî bir hıfz eseri olarak Allah Resulünün mukaddes Ravzasına dokunamadılar; toprak altından bir tünel açıp bu işi yapmayı düşündüler, fakat yapamadılar.

Gaye şu: Ölülere tevessül edilemez!!! Yani ölüden bir imdat beklenemez!! Ve yani, ruhaniyet diye bir varlık kabul olunamaz!.."




14. "Haricîlik dış yüzler üzerinde akamet mantığı müessesesiyse, Şiîlik, iç yüzlere dönük ve selim aklın her desteğinden mahrum, bir sınır bozuculuk ve insanı şeytanî çapta yüceltme ve putlaştırma kuruluşudur."




15. "Cemel vak'ası, en şanlı Sahabiler arasında, iman ve itikatta hiçbir ihtilâf olmaksızın, sırf siyasî ve idarî tutum bakımından, ilk defa müthiş bir yarık açılmasına sebep oldu. Bu yanığın perde arkasında da Yahudi ve münafık parmağı rol oynadığına göre, bu ilk deri üstü ihtilâf, ileride, ruha inici aykırılıklara zemin teşkil etti. Derken, İslâm ahlâk ve ruhiyatında, siyasî ve idarî sebepten türeyip dâvayı itikadî ve ruhî müessire götüren «Haricî» taifesi, Hazret-i Osman'dan sonra tam teşekkülünü Hazret-i Ali devrinde idrak etti ve mesnedini biri en büyüklerden, öbürü büyüklerden iki Sahabi arasında hissi aykırılık üzerine bina etti.

Hazret-i Ali ve Muaviye meselesi... Bu mesele, İslâm tarihinde 13 asır boyunca türlü sapık zümre ve fertlerin, doğrudan doğruya itikadî sahada, kimya kâğıdı gibi ayırıcı çizgisi olmuş.."





Doğru Yolun Sapık Kolları Kitap İncelemeleri


17.05.2018
* Eser, Doğru Yol başlığı ile iki hadisle, Peygamber (sav) ile sahabe arasındaki sağlam diyaloglar ile başlar. Bu diyaloglar: uyarı/silkeleniş manasındadır. Keza, o yollar "Doğru Yolun Sapık Kolları'"dir. Efendimiz, çubukla sahabesine yol çizer. İbretlik, hassas gerçekleri söyler. Hz. Musa'nin ümmeti 71, Hz. İsa'nın 72 ve benim ümmetim ise 73 fırka olacaktır. Gerçek manada bu üç büyük ümmetten sadece birer tane Hak/Doğru nurlu fırka olacaktır.

*Mezhep nedir? Sorusuyla başlayan yazısında, bu kavramın tanımı/açıklaması yapar. Sevgili Peygamberimiz (sav), dupduru berrak bir nehir gibi, bir tepenin noktasını aydınlatan güneş gibi hiç bir karışıklık/gölgelik bırakmamıştır. Doğru yolun, Doğru Yol acıcısıdır.
Necip Fazıl'ın söylemi ile Kuduz İslam düşmanı Leone Kayton, Hz. Muhammed'in o ne kuvvettir ki, çevrelediği insanlardan tek kişi bile gevşemedi, kopmadı, dönmedi!.. dediği ama " çünkü Resuldü!" diyemediği, tezatligin merkezine oturmuş bir adamdan bahseder. Keza, Kayton, İslam Tarihi 5 ciltlik bir eserin yazarı. Necip Fazıldan günümüze bir uyarı olarak: Doğru Yol'un sapık örneklerinden bir haberdir.

*Mısır, Basra ve Küfe her biri fitne çıkarmak için Hz. Osman'a karşı geldiler. Hz. Osman yerine Hz Ali'nin halife olmasını istediler. Neden Emevi soyununa karşı kin, Hz. Ali'yi tanrılaştırma ve İbni Sebe'nin fitnesi ile İslam ümmetini parçalama gayeleri birleşti. Bir siyasi ihtilaftan başlayarak, mezhep ayrılığına kadar gitti. Dahası modalaşan sapık kollar ilk örneği oldu.

*



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: