Dizboyu Papatyalar Kitap Bilgileri
Yazar: Tomris Uyar
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 16 dk.
Sayfa Sayısı: 80
Basım Tarihi: Nisan 2022
İlk Yayın Tarihi: 1973
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750807657
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dizboyu Papatyalar Kitap Tanıtımı
Hangi sınıftan gelirlerse gelsinler, yaşadıkları baskılara boyun eğmeyen bireylerle onların uyumlu sınıfdaşlarının kişilik ve değer çatışmalarını bulacağınız Dizboyu Papatyalar'da Tomris Uyar'ın yalın, süssüz anlatım biçimi ve kendine özgü kurgusu kendini hissettiriyor. İlk kez 1973 yılında yayımlanan Dizboyu Papatyalar, edebiyatımızın kalıcı yapıtları arasında.
"Dili bilmesek bile anlıyoruz, çünkü Akdeniz'in ortak dili bu. 'Dizboyu Papatyalar' anlamına da gelebilir, 'Daha yığınla çok var doğurulacak, yığınla çocuk bezi, don, erkek çorabı var yıkanacak' anlamına da. 'Seni seviyorum, hadi hoşça kal, bir gün o kıyı kahvesinde yanına çöküp dostça iki kadeh içebilme isteğim baskın geliyor,' anlamına da..."
Dizboyu Papatyalar Kitaptan Alıntılar
1. "Sen bir uyansan artık, her şey yerini bulur."
2. "Yırtına bozula düzelecek bu dünya ama biz yetişemeyeceğiz nasılsa."
3. "“Azala azala yaşadığımız şu dünyada, bir şeyler güzel kalsın. Gülümseyen yüzün gibi.”"
4. "Azala azala yaşadığımız şu dünyada
Bir şeyler güzel kalsın.
Gülümseyen yüzün gibi.."
5. "Kendi kendimle konuşmaktan yoruldum."
6. "azala azala şu dünyada, bir şeyler güzel kalsın.
gülümseyen yüzün gibi.."
7. "Neden sevsin elin herifi seni? Sevilecek neyin var? Kim sevdi seni şimdiye kadar?"
8. "Konuştukça açılır insan diyorum, inanmıyorsun bana."
9. "Uzakta olunca, alışılıyor yokluğuna."
10. "Sen bir uyansan artık, her şey yerini bulur."
11. "İnsan hangi yaşında severse sevsin liseli oluveriyor..."
12. "Bir şeylerden kurtuluyorum galiba; kabuklardan, alışkanlıklardan."
13. "Azala azala yaşadığımız şu dünyada,
Bir şeyler güzel kalsın.
Gülümseyen yüzün gibi..."
14. "İnsan hangi yaşında severse sevsin liseli oluveriyor."
15. ""İnsan hangi yaşta severse sevsin liseli oluveriyor.""
Dizboyu Papatyalar Kitap İncelemeleri
Tomris Uyar... Uğruna şiirler yazılan kadın, uğruna düşler kurulan kadın.
Adına anlatılan çokça hikaye dinledikten sonra (biraz geç de olsa) Dizboyu Papatyalar" ile karşılaştım kendisiyle. "Okudum" demek yerine "karşılaştım" demeyi daha yakışır buldum çünkü o tanıdığım en başarılı "yaşatan"lardan biri benim için. Öyle güzel betimlemis ki çevreyi, insanları ve hisleri, öyle güzel tasvir etmişki bütün sahneleri;
Önce o kahpe enişteye 1 mermide ben patlattım,
Halit komutanıma pastırmalı humus söyleyecektim tam ama lokal bir anda cinayet mahalline dönüverdi, bakakaldım,
Aydın'ın lokantasına gidip hamsi sipariş edesim geldi (tam mevsimi)
Behçet bey'i utandırmadan Feride hanım'la dertleştim saatlerce,
Şermin ablayla kalbimin kanayan yarası puslu Ankara sokaklarını gezdim,
Ve tabii Meliha hanımla ılık bir yaz akşamı serinlik başlayana kadar rakı içtik balkonda.
İçerken de anladım ki neden Cemal Süreya şiirinde "soluğundan öptüm seni" demişti Tomris'e.
Aldığı her soluğu böyle güzel paylasabilenin soluğu ancak öpülürdü.
Ve kitabı birakamazken anladım Turgut Uyar onu birakanayacağı için karısını bırakıp Tomris'e koşmuştu.
Betimlemelerine aşık oldum Tomris.
İyiki aynı çağın insanları değilmişiz. Beni de balık edermişsin bi rakı şişesinde.
Herkese keyifli okumalar.
Sekiz hikâye. Hakların En Güzeli’nde kırk yaşlarında bir külhanbeyi, parkta “hanım ablam!” dediği bir kadına hayatının bir olayını anlatır: Ablasını fuhşa teşvik eden eniştesini vurmuştur. Emekli Albay Halit Akçam’ın İki Günü’nde içindeki özgür yaşama istekleri, bir evlilik ve disiplin kıskacında hapsedilmiş Halit Akçam, arkadaşlarıyla çok içtiği bir gazinoda eski anılara kapılarak birden tabancasını çekip bilmediği bir adamı öldürür.
Yaz Suyu’nda bir trende İstanbul’a iş bulmaya giden Aydın, enstitülü bir kızla arkadaşlık kurar. Aydın şimdi Kumkapı’da bir meyhanede garsondur ve kızla iki yıl mektuplaşmıştır. Sonunda, kızla ilişkisini kesmeye Kırkağaç’a gider, ama nasıl olur, anlayamaz, aile o gece nişanı yapmış ve evlenmişlerdir kızla. Şen Ola Bayburt Behçet Bey’le karısı Feride Hanım’ın yaşlılık günleridir. Yıl 1950; Behçet Bey hükümet tabibi idi. Bu hüzünlü hikâyede anlaşılmamış bir karakterin yıkılışı dile geliyor. Dizboyu Papatyalar bir banka müfettişi ile karısının hayatları. Ömür Biter Yol Biter’de Almanya’ya kızının yanına gidecek bir kadının birdenbire elli bin lira vergi borcu çıkar, borç ödenmeden gitmek imkânsızdır. Limanda hikâyesinde emekli bir öğretmenin dul ve çocuksuz eşi Meliha Hanım, evinin bir odasını güvendiği kimselere pansiyon vermektedir. Sinema oyuncusu İzzet, bu evde kendini bir limanda gibi hisseder. Kitabın galiba en güzel hikâyesi varlıklı ve çok yaşlanmış bir kadının son günlerini ve ölümünü anlatan son hikâye Aykırı Dal Üstüne adını taşıyor.