Dişi Kurdun Rüyaları Kitap Bilgileri
Yazar: Cengiz Aytmatov
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 6 dk.
Sayfa Sayısı: 392
Basım Tarihi: Kasım 2023
İlk Yayın Tarihi: 1986
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9789754370096
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dişi Kurdun Rüyaları Kitap Tanıtımı
Bu kitap, yüz yılımızın önde gelen yazarlarından Cengiz Aytmatov'un büyük yankılar uyandıran son romanıdır. Aytmatov bu romanında iyi-kötü, ilahî adalet ve kader gibi çetin konuları sorgulamaktadır. İnsanın bu ezelî ve ebedî soruları, bir papaz okulu öğrencisinin düşüncelerinde, esrar kaçakçılarının, Kırgız çobanlarının ve kurtların hayat hikâyelerinde irdelenmektedir. İlahî kudretin varlığını sürekli vurgulayan, ama sorumluluğu insanda ve insanların ortak sorumluluğunda arayan çok çarpıcı bir olaylar örgüsü anlatılmaktadır. Dişi Kurdun Rüyaları aynı zamanda çok etkileyici bir 'çevre romanı'dır. Aytmatov'un, kirletilen Kırgız bozkırları ve bozulan tabiat dengesi karşısında haykırışıdır.
Dişi Kurdun Rüyaları Kitaptan Alıntılar
1. "Hayat, ölüm aşk, merhamet ve özlem.. müzikle duyulabilir."
2. "İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır."
3. "Dünyada çok çeken, çok bilir."
4. "İnsan bir hiç için yoruluyor işte."
5. "Kaderi okumak mümkün değildir."
6. "" Bana sonuna kadar dayanma gücü ver Allah'ım. Bu çabalarımda, bu mücadelede beni yalnız bırakma. Ben yalnızım. Yapayalnızım. Onlar ise çok kalabalık...""
7. ""Kalbi sevmek için yaratılmış olan, hiç âşık olmamalı." Ne saçma söz!"
8. "dünyanın herhangi bir noktasında işlenen her suç , her kötülük , hepimizi ilgilendirir .."
9. "Şu da söylenmiştir: "Bugünküler dün olanları yaşıyor, eğer yarınkiler bugün olanları unutur, hatırlamazlarsa, bu herkes için büyük bir felaket olacaktır.""
10. "İnsan ancak ölümün eşiğine gelince hayatın değerini anlıyor."
11. ""Kalbi sevmek için yaratılmış olan, hiç aşık olmamalı." Ne saçma söz."
12. "İnsanlar da çok tuhaf, kimse kimsenin derdiyle ilgilenmiyor. Ne boşluktur bu! Hiçbir bağlılık, hiç bir dayanışma yok insanlarda..."
13. "Sevmek, bu dünyada sahip olunacak en büyük servet, en büyük amaç değil miydi?"
14. "Sevmek, bu dünyada sahip olunacak en büyük servet, en büyük amaç değil miydi?"
15. "Devrimin yolları korkunç izlerle doludur. İç savaş bir millet için daima bir faciadır."
Dişi Kurdun Rüyaları Kitap İncelemeleri
Öncelikle Cengiz Aytmatov'un bende çok özel bir yeri vardır. Kitaplarını hep beğenerek okumuşumdur. Kitaplarının çoğu bir evrensel mesaj içermektedir. Ve bunların arasında Dişi Kurdun Rüyaları yer almaktadır.
Yazarın Gün Olur Asra Bedel'den sonra en çok beğenerek zaman zaman ağlayarak ve üzülerek, bazan çok sinirlenerek bazan çok sevinerek ve mutlu olarak okuduğum bir kitaptır Dişi Kurdun Rüyaları. Neredeyse iliklerime kadar işleyen olaylar ve üzücü hikayeler yer alıyor kitabın içerisinde.
Öncelikle size bu kitabı okumanızı çok şiddetli bir sekilde tavsiye ederim. Çünkü bu kitapta insan-doğa ilişkisi, evrensel sorunlar, iyi-kötü ve ilahi adalet gibi sorunlar güzel bir şekilde esere işlenmiştir.
Sizlere fazla ayrıntıya girmeden ve olay örgüsünü anlatmadan kitabın sizlere anlatmak istediklerini şu şekilde vermek istiyorum:
Eser iç içe geçmiş 3 bölümden oluşur ve bu bölümler birbiri ile tam bir ilişki içerisine girmiş ve birbirini tamamlayan haldedir.
Eserin birinci bölümünde insanın doğaya nasıl zarar verdiği ve doğanın ve hayvanların bundan nasıl etkilendikleri gözler üzerine seriliyor.
İkinci bölüme baktığımızda ise iyi-kötü kavramı ve insanların ezeli ve edebi soruları ve sorunları yer almaktadır.
Üçünçü bölüme baktığımızda ise ilahi adet kavramı yer almaktadır.
Kitap girişte sizi hayvan içgüdülerine yönelik -ki bunlar iki adet kurt- bir olay örgüsü gibi karşılıyor. Bu durum aklıma Jack London'un "Beyaz Diş" ve "Vahşetin Çağrısı" kitaplarını getirmişti. Fakat devamında olay papaz okulundan düşünceleri nedeniyle kovulmuş olan bir papaz adayının yaşamına geçiyor ve uzun sayfalar boyunca bu kurtları unutuyorsunuz. Papaz adayının anlatıldığı kısımlar düşündürücü, din felsefesine üzerine kafa yorduran ve içerisinde güzel mesajlar barındıran bir bölüm. Fakat akıcılığa oldukça darbe vurmuş ve düşünce akışı, iç dökme kısımları sayfalar boyunca yazılmış. Bunun ölçüsü kaçtığı için kitabı okurken birçok kez mola verip zihnimi dinlendirmek zorunda kaldım. Son kısımlara doğru ise kitap baştaki kurtlarla bağlantılı olacak şekilde çobanlarla ve köy yaşamıyla ilgili bir olay örgüsüne geçiyor. Bu andan sonra olay örgüsü kitap bitene kadar pek sekteye uğranmıyor ve akıcılık korunuyor.
Kitapta anlatılan olayların arka planında "Stalin Sonrası Rusyası"na göndermeler, komünist rejimin toplum üzerindeki hakimiyeti ve insanlardan rejime karşı beklenilen koşulsuz kabul ve itaat, rejim içerisinde kendi yolunu çizmek isteyenlerin karşılaştığı zorluklar, insanların doğal dengeye verdikleri zarar ve sizi her kitabında olduğu gibi sıkı sıkıya saran oldukça doğal bir Cengiz Aytmatov anlatımı var. Psikolojik tahlillerden, iç dökmelerden ve kusursuz tabiat betimlemelerinden hoşlanıyorsanız şiddetle tavsiye ederim.
Annelik(Kurt Akbar) duygusunun ön planda olduğu romanda Kırgız toplumunda yaşanan sıkıntılar, inançlar ve efsaneler de yer almaktadır. Romanda üç hikaye ve üç kahraman vardır.
1. Vaka’da Dişi kurt olan Akbar ve eşi Taşçaynar yer alıe. Göl civarında yaşarlar, Akbar üç yavruya hamiledir, yavruları doğurur ve hayat normal akışında seyrederken aniden gelen helikopterle ortalık hareketlenir. Akbar ve Taşçaynar tüm yavrularını yerlerinin tespit edilmesiyle kaybeder.
2. Vaka’da Abdias adında papaz okulundan atılmış bir şahıs bulunur. Sayga avına gelmiştir, yapması gereken görevleri yerine getirememiş ve başarısız olmuştur. Çeşitli mektuplaşmalar yapar, sayga avına katılır hayvanları öldürür.
3. Vaka’da ise Kurtlar Isık-Göl yakınlarına gelmiştir ve Akbar son yavrularına hamiledir. Bazarbay adlı bir şahıs onun son yavrularını kaçırır. Taşçaynar’ı öldürür, bunun üzerine Akbar’ın artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmaz, tek isteği intikamdır. Yavrularının getirildiği evi tespit eder ve ev sahibinin 2 yaşındaki oğlunu kaçırır. Boston oğlunu kurtarmak için arkalarından ateş eder ve Akbar yerine oğlunu vurur. Akbar’ı da öldürür ve tüm bu olayları başına açan Bazarbay’ı öldürüp teslim olur.
Hazin bir sonu olan bu romanı herkese tavsiyedir ederim. Hayvanların da insanlar gibi duygulara sahip olduğunu ve bir kurt üzerinden verilen mesajlar açısından okunması gereken bir roman olduğunu
düşünüyorum. Keyifli okumalar…
Çoğu hikaye ve romanında hayvan karakterlerini ön planda tutan Aytmatov'un bu eserinde de aynı durum söz konusu.
Kitapta ilk olarak Akbar ve Taşçaynar adındaki iki kurdun hikayesi anlatılıyor. Devamında Abdias ve Hz. İsa'nın son olarak da çoban Boston’un hikâyelerine geçiliyor. Birbirlerinden bağımsız gibi görünseler de aslında Aytmatov tüm bu hikayeleri tek bir noktada birleştirmiş:
"İyilik ve kötülük çatışması"
Roman boyunca iyiliğin önemi üzerinde çokça durulmasına rağmen karşıt güç yani kötülük sürekli kazanan taraf olmuştur. Boston kurtları kurtarmak için girdiği mücadelede kaybetmiştir mesela. Abdias da aynı şekilde iyilik uğruna birçok konuda girişimlerde bulunmuş ancak hepsi sonuçsuz kalmıştır.
Aytmatov, kitaptaki hayvan karakterlerine genelin aksine konuşturma ve düşünme gibi insan özellikleri yüklememiş. Buna rağmen hayvanların insan zulmüne karşı hissettiklerini ve yaşadıkları çaresizliği okura hissettirecek kadar başarılı bir şekilde kaleme almıştır.
Bu eserin en önemli özelliklerinden bir tanesi, Aytmatov'un mezarının başında yazılan sözün bu kitaptan alıntılanmış olmasıdır:
" İnsan için hepsinden zor olanı, Her gün insan kalabilmektir."
Kitabı bitirdikten sonra kim ne demiş kim ne yazmış diye bakınırken denk geldiğim video
Gayet açıklayıcı ve tatlı olmuş :))
Romanın merkezinde dişi kurt Akbar ve eşi Taşçaynar var. Bölgeye dışarıdan gelen bu iki kurt, insanın doğaya hükmetme hırsına karşı mücadele eder. Ve bu iki kurt, iki ayrı insanın trajedisinde belirgin bir rol oynar.
İki ayrı insan öyküsü dişi kurtla tamamlanır:
İlki, Abdias adlı eski bir papaz okulu öğrencisiyle olandır. Tanrı anlayışı ile ilgili fikirleri, yerleşik inancın mensuplarını rahatsız edince aforoz edilip, okuldan kovulur Abdias. Yerel bir gazetede düşük ücretle iş bulur. Orta Asya steplerinde yürütülen kenevir kaçakçılığı ile ilgili bir yazı dizisi hazırlamak için, uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir çetenin içine sızar. Abdias, uyuşturucu bataklığına düşmüş insanları kurtarmak gibi bir misyon edinir kendine. Mesihvari bir tavırla suça bulaşmış bu insanları kurtarmak ister. Abdias, adeta çarmıha gerilen yeni bir İsa'dır. Ve onun kaderi dişi kurdun kaderi ile birleşir.
Dişi kurt, yeni bir insanın yazgısını da önemli bir yer alacaktır. Sovyet üretim çiftliklerinde çobanlık yapan ve işinde oldukça başarılı olan Boston, katı bürokrasilerde görülen yalaka ve tembel bürokratlara karşı mücadele verir. Başarısı epey düşman kazanmasına da sebep olur. Boston'un da hayatında dişi kurt adeta ilahi bir rol üstlenir.
Her iki kahramanın da Gordion düğümü dişi kurttur.
Tanrı, iyilik, adalet, çalışkanlık, sadakat gibi kavramlar romanın temel temalarını teşkil eder.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitabı oldukça beğendim. Sonu da oldukça çarpıcıydı.