Diriliş Kitap Bilgileri
Yazar: Tess Gerritsen
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 9 dk.
Sayfa Sayısı: 464
Basım Tarihi: Mayıs 2015
İlk Yayın Tarihi: Mayıs 2015
Yayınevi: Martı Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053486411
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Diriliş Kitap Tanıtımı
"Bir daha yaşayabilmek için iki kere ölen benim."
Her şey, usta bir avcı olan Leon Gott'un, evinin garajında ölü bulunmasıyla başlar. Dedektif Rizzoli ve Doktor Isles bu esrarengiz ölümün detaylarını araştırdıkça aralarında benzerlikler bulunan diğer vakalara ulaşırlar. Nihayetinde, yaptıkları araştırma onları altı yıl önce bir safari sırasında Afrika'da işlenen turist cinayetlerine kadar götürür.
Gözü pek ikilinin, katliamların ardındaki sır perdesini kaldırmak için o lanetli safariden kurtulabilen tek kişiye, Millie Jacobson'a ulaşmaları gerekir. Ancak genç kadın hâlâ tehlikede olduğunu düşünmektedir ve hayatta kalma mücadelesi vererek geçirdiği günleri hatırlamak istemiyordur. Bu yüzden Rizzoli ve Isles için, Millie'yi ikna etmek ve bu sıra dışı cinayetleri aydınlatmak düşündükleri kadar kolay olmayacaktır.
"Tess Gerritsen'in sırlarla dolu cinayetleri konu alan romanına Afrika'nın yırtıcı hayvanları ve vahşi doğası şahitlik yapıyor. Nefes kesici bir Gerritsen romanı daha okumaya hazırlanın."
-Amazon-
"Dedektif Rizzoli ve Doktor Isles sıra dışı ve aklın sınırlarını zorlayan cinayet vakalarını aydınlatmak için yine iş başında."
-Washington Post-
"Olay kurgusuyla okuyucularını her seferinde ters köşe yapmayı başarabilen Tess Gerritsen'den yine elinizden bırakamayacağınız, adrenalin dozu yüksek bir gerilim fırtınası daha."
-Los Angeles Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Diriliş Kitaptan Alıntılar
1. "En ufak bir dokunuşta tuzla buz olmaya hazır çatlak bir porselen bebeğim ben."
2. "Nereye gittiğini biliyorum. Benden uzağa gidiyor."
3. ""Sen büyük bir hataydın.""
4. "O aynı anda her yerde sanki. Ve de hiçbir yerde."
5. "“Kendisini öldürmeye çalışan adama aşık olmuş. Kocaları, sevgilileri, sevip taptıkları erkekler tarafından öldürülen kim bilir kaç kadın vardı bu dünyada. Âşık bir kadın, karşısındakini tanımakta zorluk çekiyordu.”"
6. "Kadın,başkalarını mutlu edeceğim diye kendini paralıyor. Durup iç geçirdi. Benim melek annem."
7. "“Havada ölüm kokusu var; korku, et ve Afrika kokusu var.”"
8. "“Günümüz erkeği böyle savaşıyor işte; mızrak ve kılıçla değil, kredi kartlarıyla. Benim platin kartım senin gold’unu döver.”"
9. ""Geri kalan her konuda acayip zekisin sen."
"Konu insanlar olunca başka tabii.""
10. "“Tehlikeyle karşı karşıyayken en çok arzu edilen, sizi koruyacak olan kişidir. Kadınlar, polislere ve badigardlara bu yüzden aşık oluyorlardı; onlara göz kulak olabilirler diye. Afrika’nın göbeğinde de gönül seni kim koruyabilecekse ona kayıyordu.”"
11. "Gerçeklerle kavga etmek zor."
12. "İnsan zihni,eksik parçaları doldurmakta ve onları kendince gerçeğe dönüştürmekte ustaydı.O gerçek onun eseri olsa bile."
13. "Burası basit bir tatil mekanı değil;insanın ne kadar önemsiz olduğunu öğrendiği bir yer."
14. "“İster bir sığırdan, isterse insandan gelsin, hepimiz taze etten başka bir şey değiliz.”"
15. "“O şu anda Delta’da bir yerlerde, kemikleri doğaya karışıyor, atomları sevdiği toprakla sonsuza kadar birleşiyor. O her zaman oraya ait olacak. Bende ise hep bir sır olarak saklayacağım anılar kalacak. Benden başka kimseye ait olmayan anılar.”"
Diriliş Kitap İncelemeleri
Uzun bir sürenin ardından Tess Gerritsen ile yine beraberim. Bilerek arayı uzun tuttum ki değerini ve kıymetini daha da iyi anlayayım..Rizzoli&Isles serisinin son kitabını da devirdiğim için buruk bir sevinç içerisindeyim. Kitaplarla tanışmadan önce bir insanın, kitaplara ve içindeki karakterlere bu denli alışacağını hiç düşünmezdim hatta aklımın ucundan bile geçmezdi..Bitmesini bir türlü istemediğim her kitabın sonundaki hüzün bu kitabın son sayfalarına da siniyor adeta.. Yine iyi bir kitabın bitmiş olmasının vermiş olduğu ağırlıktan ve alışılmışlıktan payımı alıyor, sessizce kitaptaki olayları bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiriyorum..
Bu kitap sayesinde biraz vahşi doğaya yöneliyoruz vahşi doğa dediğime bakmayın.. Her ne kadar kitapta bol bol leopar, puma ve kaplan gibi usta yırtıcılardan bahsedilmiş olsa da, anlıyorum ki en büyük ve en tehlikeli yırtıcı yine insan.. Yine en vahşi doğa ; insan doğası...Kitabın içeriğini ve karakterleri analize sokup spoiler vermekten korktuğumu belirtip burayı es geçiyorum ;)
Tess yine bildiğimiz gibi, olay örgüsündeki akıcılık, bütünlük, sıkmayan cümleler.. En heyacanlı yerde biten bölümler.. Tahmin edilmesi zor maratonlar.. Gizem ve merak uyandıran tahminler, yanılgılar.. Hayret edilesi küçük detayların bir yapboz gibi birleştirilip büyük resmin sabırla oluşturulması.. Tess yine bildiğimiz Tess :) Ve ben yine büyük bir heyecan ile bekleyeceğim, elime aldığım kitabın kapağında "Tess Gerritsen" isminin yazacağı günü..
Ve işte bir Tess Gerrıtsen romanı daha... Rizzoli&İsles serisinin on birinci serisine ait olan Diriliş romanını da an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Yazarın yine kusursuz ve oldukça ürpertici kalemi vardı. Roman bitinceye kadar elimden düşüremedim ve ipuçlarından katili bulmaya zorladım kendimi Jane Rizzoli ile birlikte. Ama her zamanki gibi yazar katilin kim olduğunu kaleme dökene kadar yanlış tahminde bulunduğumu fark ettim. Afrika'nın vahşi doğasını ve aynı zamanda yazarın kalemine yansımış olan hayvanlar alemini ister istemez benliğime kazıdım. Serinin on birinci kitabında Tess Gerrıtsen kalemine daha da bir çeşitlilik katmış, bu belgesel tadında gerilim romanını biz okurlara sunarak. Diriliş romanının etkisinden kolay kolay çıkabileceğimi düşünemiyorum açıkçası. Millie Jacobson sevdiğini, aşık olduğunu sandığı Richard'ın macera merakı yüzünden, düzenlenen Afrika'daki bir safari gezisiyle başlar gerilimli dakikalar... İlk sayfadan son sayfaya kadar dolu dolu bir gerilim fırtınası yaşatmayı başarmış yine yazar okuyuculara. Katil hiç aklınızın ucundan bile geçiremeyeceğiniz bir kişi çıkacak. Tam tahmin ettiğim kişi katil, buldum diyorsunuz ama yanlış bir iz üstünde olduğunuzu göreceksiniz. Jane Rizzoli ile katili aramaya hazırsanız ve de gerilimli dakikalara itirazınız yoksa uzun bir araştırma sizleri bekliyor. Yazara ve Martı Kitabevine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Harika bir romandı, kapak tasarımından, zekice kurgulanmış olay örgüsüne varana dek. Umarım on ikinci serisi de çıkar. Bu yazarın romanlarına karşı her zaman doyumsuz hissetmişimdir kendimi.
Avcının ava dönüştüğü bir zeminde kitabın ilk sayfalarından itibaren yazar içinize şüphe tohumları ekmeye başlıyor.
Leon Gott bir avcı ve duyarlı bir postacı sayesinde cesedine ulaşılıyor. Çünkü dördüncü günün sonunda da artık posta kutusunun dolu olduğunu görmesiyle harekete geçiyor postacı.
Gott'un evi büyük ya da küçük avladığı hayvanlarla dolu bir koleksiyon adeta. Hiçbirini ayırt etmemişti. En küçüklere bile yer vardı duvarlarında. Hatta elinde küçük porselen fincanlar, yine ufacık bir masanın etrafına oturmuş dört fare de bu manzaraya dahildi. Alice Harikalar Diyarında'ki çay partisinden bir kesit gibi adeta. Ama ürkütücü.
Daha da ürkütücü olan ayak bileklerinden turuncu naylon bir iple bağlanıp, baş aşağı sarkıtılmış, karnı yarılmış ve boşaltılmış olan çıplak bir adam görüntüsüydü. Bir av hayvanı gibi baş aşağı asılmış ve açlıktan gözü dönen hayvanlar için tavandan sarkan bu şey müthiş bir ziyafete dönüşmüştü.
Peki böyle korkunç bir şeyi kim ve neden yapmıştı şimdi bunu öğrenme zamanıydı. Çöp kutusuna baktıktan sonra ise çözülmesi gereken bambaşka sorunlar daha eklendi. İki kalp ve iki çift akciğer... Değerli bir leoparın kayıp postu da buna eklenince iş biraz daha karmaşık hale geldi. Peki bu cinayetin başka bir olay ya da cinayetle bir ilişkisi var mıydı akıllarda bir sürü soru belirdi.
Yazarın anlatım dilini ve olayları birbirine bağlama şeklini yine çok sevdiğim bir içerik oldu benim için. Aklı gelmeyenin başa geldiği, heyecanın hiç düşmediği ve sonuna kadar tahminlerle ilerleyeceğiniz güzel bir polisiye gerilim okumak istiyorsanız kapağı hemen aralayın derim.
Seride okumak için bir kitap önersem sanırım bu olacak. Bir kaç tane favorim vardı ama ‘işte bu’ dediğim yazarın bu kitabı oldu.
Altı yıl önceki olay ile günümüzdeki olaylarları beraber okuyoruz. Afrika’daki bölüm özellikle çok heyecanla ilerliyor. Merak uyandırıcı olduğu için elimden bırakamadım. Johnny karakteri beni çok düşündürdü. Kim katil diye tahmin etmekte zorlandım. Bir de yazarın ters köşelerini bildiğim için temkinli okudum. Kısmen şüphelendiğim isim doğru ama o doğru kişi çıkmayınca yine bir ters köşe görmüş oldum. :) günümüzdeki olayların birbirine bağlanması oldukça zordu ancak bunu ilk fark eden ve üzerinde duran Isles oldu.
Rizolli bu kitapta aile dramalarıyla da uğraştı. Babasının tekrar eve dönüşü ve annesinin mutsuzluğunu bana da hissettirdi. O hikayenin devamı bir sonraki kitap öğreneceğim artık. Bir gün görmek istediğim Masa Dağına gitmesi ve olayı o dağın görseliyle çözmesi de güzel bir ayrıntı oldu benim için
Sonu gerçekten güzeldi. Merak ettiğim çok şey kaldı soru işareti olarak aklımda. Mesela katil neden o cinayetleri işledi. O son öldürdüğü bakıcı kadını neden öldürdü gibi? Bu soruların yanıtlarını polis soruşturma sırasında kendi tahminleri olarak veriyor yazar ama yine de son yüzleşme sahnesi bekledim ben sanırım. Genel olarak çok beğendiğim içinde puan kırmadım.
Herkese merhaba polisiye kitaplarını sever misiniz ? Ben aşırı bayılıyorum bir de şöyle bir şey var ki yazarın kalemi bağımlılık yaratıyor olay örgüsünü o denli işliyor ki son satırlara katar katili tahmin etmek imkansızlaşıyor ama size göre herkes katil olmak potansiyeli taşıyor cinayet ile geçmişte yaşanan olayı birleştirme şekli çok ustaca her satırda bir sonraki bölümde neler olacak diye okuyorsunuz.
•
Neyse efendim kısaca konusundan bahsetmek istiyorum;Kitabımız iki ayrı zamanda geçiyor biri 6 yıl önce Safari turunda yaşananlar ve günümüzde ise sıra dışı bir şekilde işlenen cinayetin katilini bulmaya çalışarak geçiyor.
•
Günümüzde tahnitçi olan ünlü avcı Leon Gott evinde baş aşağı asılmış bir halde ölü bulunur.
Cinayetin ürkünç detaylarının öğrenilmesinin yanı sıra Leon’a teslim edilen değerli kar leoparı postu’da kayıptır. Detayları inceleyen Rizzoli ve Isles'in kendilerini birden 6 sene öncesine Afrika’da kaybolan ve sadece bir kişinin kurtulduğu bir bağlantı bulur. Bakalım dedektifle Afrika’da sağ kurtulan Millie ile konuşmayı başara bilecekler mi bu bilmece çözüle bilecek mi ? Günümüzde işlenen bir cinayetin neden 6 sene öncesiyle bir bağlantısı var hepsi ve daha fazlası kitabın içinde okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.