Diriliş Kitap Bilgileri
Yazar: Lev Tolstoy
Tahmini Okuma Süresi: 18 sa. 3 dk.
Sayfa Sayısı: 637
Basım Tarihi: Eylül 2021
İlk Yayın Tarihi: 1899
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9789944886666
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Diriliş Kitap Tanıtımı
Zengin ve yakışıklı bir Rus prensi olan Nehlüdof, halalarının hizmetindeki güzel köylü kızı Katyuşa'yı baştan çıkardıktan sonra bırakıp gider. Bir sonraki karşılaşmaları, yıllar sonra bir mahkeme salonunda olur: Katyuşa kötü yola düşmüştür ve adam öldürmek suçuyla yargılanacaktır. Katyuşa'nın durumundan kendini sorumlu tutan prens, vicdanının ezici baskısıyla baştan ayağa değişecek, yaşadığı dünyaya farklı gözlerle bakmaya başlayacaktır. İnsan ruhunun, vicdanının, inancının ve 19. yüzyıl Çarlık Rusyası'nın gerçekçi bir portresini çizen bu başyapıt, Tolstoy'un ateist ilan edilmesine ve 1901 yılında Kilise'den aforoz edilmesine sebep olmuştur.
Diriliş Kitaptan Alıntılar
1. "Ee, anlatın bakalım, toplumun temellerinin altını oydunuz mu? Suçluları aklayıp, suçsuzları mahkum ettiniz mi?"
2. "Ruhundaki şeytan, "Kaç kez denedin iyi olmayı, dürüst olmayı. Olmuyor, görüyorsun. Bir kez daha denesen ne çıkacak sanki? Yalnız sen değilsin ki böyle olan. Herkes böyle. Yaşam bunu gerektiriyor.""
3. "Bunu biliyordu ve yaptıklarından pişmanlık duymadığı gibi, başka bir ömrü daha olsa onu da aynı şey için,"
4. "…kendine inanarak yaşarken çevresindeki insanların eleştirileriyle karşı karşıya kalıyordu hep. Oysa başkalarına inanmaya başlayalı beri herkes övüyordu onu.""
5. "“Kadınlar daha dayanıklıdır .”"
6. "İnsanlar hakkımda ne isterse düşünsünler, onları aldatabilirim ama kendimi aldatmayacağım."
7. "Dünyadaki her şey neden bu kadar kötü, insanlar neden durmadan birbirlerine kötülük yapıyor, neden acı çektiriyorlar?"
8. "uyumak istiyorum, uyuyamıyorum.
düşünmeyeyim diyorum, onu da yapamıyorum.."
9. "“Sanki mahkemenin amacı adaletmiş gibi,” dedi.
“Başka nedir peki?”
“Sınıfsal çıkarların korunması."
10. "Uyumak istiyorum, uyuyamıyorum, düşünmeyeyim diyorum, onu da yapamıyorum. İşte korkunç olan buydu!"
11. "“Anlıyorum, ama hayat...”
“Ne olmuş hayata?”
“Başka şeyler gerektirir.”"
12. "“Dünyada iyi olan ne varsa hepsi onun içindi.”"
13. "Tek istediğim uyumak."
14. "dünyada iyi olan ne varsa
hepsi onun içindi.."
15. "Vicdanına karşı gerçekten davranman gerektiği gibi mi davranıyorsun, yoksa bunu insanlar için, onların karşısında övünmek için mi yapıyorsun?"
Diriliş Kitap İncelemeleri
Toplumun suçlu diye nitelendirdiği , insandan saymadığı , her türlü hakarete layık görülen insanlar ile ; saygı görülen , her ay şişkin maaşlar alan , soyluluğundan hiç kuşku duymayan insanların arasında Nehludov karakteri gerçekte hangi tarafın haklı olduğu , kimin suçlu olduğunu bulmaya çalışırken , aslında kendi benliğini ve yaşanmaya değer bir hayatın nasıl olması gerektiği hakkında hiç düşünmediği kadar düşünür ve belki de ilk defa olarak birçok icraat yapar . Ve sonunda gerçeği bulur veya bulduğunu zanneder .
Tolstoy bu kitabında Rusya'nın adalet sistemine , cezalandırma politikasına birçok eleştiride bulunurken toplumun tabakaları arasındaki yaşam standardının uçurumunu tüm gerçekliğiyle acımasızca yüzümüze vurur . İtiraflarım kitabında ve de Anna Karenina kitabındaki Levin karakteriyle nasıl ki hayatının anlamını bulmaya Tanrı'yı anlamaya çalıştıysa , bu kitabında da Nehludov karakteriyle kendi içsel çatışmalarını , düşüncelerini dile getirir .
Birkaç hafta öncesine kadar Tolstoy'un Diriliş adında bir kitabının olduğunu dahi bilmiyordum . Böyle harika bir kitabı yeni yeni öğrenmeme üzüldüm . Tolstoy'un en sevdiğim kitaplarından biri olduğu gibi onun düşünce biçimini daha iyi kavramamı sağlayan enfes bir kitap . Bir yandan da bana Dostoyevski'nin yine Rusya'nın adalet sistemini ve ceza politikasını eleştirdiği Ölüler Evinde Anılar kitabını anımsattı . Elbette aralarında çok fark var fakat vermek istenilen mesajlar açısından benzedikledini düşünüyorum . Böyle güzel bir kitabı ilk fırsatta okumanızı öneririm.
Hem Rus edebiyatını hem de Dünya edebiyatını derinden etkileyen L. N. Tolstoy bu eserinde 19. yy Çarlık Rusya’sında ortaya çıkan sosyal, politik, ekonomik ve birçok olay hakkında düşüncelerini çekinmeden dile getirmiş, bize o dönemin yanlışlarını, cezaların adaletsizliğini ve toplumdaki sınıflar arasında oluşan yaşam standartlarının farklılığını gözler önüne sermiştir.
Tolstoy bu kitabında prens olan kişinin devrin görüşlerine kendi içinde karşı çıkması tabiri caiz ise prensin yapılan yanlışlara dirilişi söz konusu. Bu diriliş ile beraber yazar ahlaki çözümlemelere derin karakter analizleriyle inmiş, kimi zaman idealist bir tutum kimi zamanda dönemin ahlak felsefesi sorgulamaları ile kitabını oluşturmuştur. Eğer bir günah işlemişseniz elbet günün birinde bununla yüzleşeksinizdir. Tolstoy kitabında bu yüzleşmeden kaçan değil bilakis üzerine giden bir karaktere can vermiştir. Bu yüzleşme insanların değer yargıları üzerinden olumsuz bir durumu anlatıyor gibi gözükse de, “bahar kentte bile bahardı” diyerek hakikatin mutlaka kendini göstereceğine, vicdanın önünde sonunda gali geleceği dair insana umut veriyor aslında.
Kitap ile yazılacak çok şey olmasına karşın yazarı tanımak isteyen kişinin ilk okumasını tavsiye ettiğim kitaptır çünkü yazarın biyografisini okursanız kitabın ana karakterinde Tolstoy'u görebilirsiniz. :)
Tolstoy tarafından, geçirdiği ruh ve inanç buhranının ortasındayken yazılan ve muhteşem eserlerinden ilk 3 ü arasında bulunan kalınlığı gözünüzü hiç korkutmaması gereken, akıp giden, son zamanlarda okuduğum en kaliteli ve güzel eserlerden birisi.
Bir mahkeme salonunda başlıyor roman. Sanıklar; bir pansiyonun çalışanları Simon Petrov Kartinkin, Yevfimiya İvanovna Boçkova ve Katerina Maslova’dır. Katerina, yani namı diğer Katyuşa. Jüri üyeleri arasında ise Katyuşa'nın bir zamanlar aşık olduğu, aynı zamanda hayatının tepetaklak olmasında payı büyük olan Nehlüdov..
Kitabın içeriğinde kilisenin ikiyüzlülüğü, gerçek Hristiyan ruhundan uzaklaştığı gibi fikirlerin bulunması sebebiyle kilise, Tolstoy'u Tanrıtanımaz (ateist) ilan etmiş ve 1901 yılında da aforoz etmiştir.
Romanın temelinin diğer kısmını ise insan yapımı yasaların asla hakkani ve adil olamayacağı, ruha, vicdan azabına, insan fıtratına dair; dirilip doğruları yapmanın mümkün olup olmadığı,vicdan ve ceza hukukunun çarpıştığı, toprak reformu, feodalizm, sınıf çıkarlarının korunması, mahkemelerin adaletsizliği gibi konular oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra aşk, sevgi, pişmanlık, merhamet, keşkeler ve iyikilerle dolu kahramanlar ve olay örgüleri sizi alıp o döneme götürecek.
Ayrıca kitabın içeriğinde Spencer'in sosyal dengesinden, Henry George'un toprak reformu ve feodalizm düşüncesinden, 1 Mart olaylarından, Ekim devriminden de izler bulacaksınız. Kitabı okuduktan sonra araştırıp öğrendiğim birçok şey oldu. Teşekkürler Tolstoy
Merhaba,İncilden alıntılarla başlayan ve yine incilden alıntılarla biten, Tolstoy'un ölmeden önce yazdığı son kitabı Diriliş'ten bahsedeceğim biraz.Manevi diriliş ve vicdan kavramlarının ön planda olduğu, adalet siteminin yozlaştığı durumlardan bahseden bir eser.Kitap bir prensin mahkemede jüri üyesi olarak bulunduğu bir sırada, yıllar önce kendisine haksızlık ettiği sanıkla sürpriz şekilde karşılaşması ile başlıyor.Sanık sorgulanırken, prens de kendini sorguya çekiyor ve böylece hayatının dönüm noktası başlamış oluyor. Mahkemede bulunan yargıçların, jürilerin hepsi bir şekilde haksızlık yapmış kişiler ama karşılarında çoğu zaman masum kişiler var.Maslova da suçsuz bir karakter ve prens onu kurtarmak için epey çaba sarf ediyor bunu biraz da kendini eleştirdiği noktaları düzeltmek için yapıyor.Tolstoy burdaki çelişkilere,hukuk siteminin bozulduğu noktalara ve Rusya özelinde insanlığın içinde bulunduğu evrensel adalet arayışına parmak basıyor. Hacimli bir eser olmasına karşın merak duygusu artarak devam ettiği için sürükleyici bir kitap.Asıl hâyatî olan Prens Nehlüdov neler yaşayacak? Hakzılığa uğrattığı Maslova'nın peşinden gidecek mi? Peki Maslova, vicdanını rahatlatmak isteyen prens Nehlüdovu mu yoksa,onu, sırf o olduğu için seven mahkumu mu seçecek?
"Uyumak istiyorum, uyuyamıyorum, düşünmeyeyim diyorum, onu da yapamıyorum."
'un son kitabı... Konuyu hemen kısaca özetleyip bana kattıklarını anlatmak istiyorum. Gerçek bir hikaye bu arada ne kadar üzücü...
Rusya'nın adaletsizliğini, toprağını, insanların yaptığı akıl almaz kötülükleri çok güzel anlatmış.
Gençliğinde yaptığı bir hata bir kızın tüm hayatını etkiledi, peki ya sonra? O kadar mı? Değil, sonrasından doğan pişmanlık, iç hesaplaşma ve vicdan azabı...
Bunları neden yaptı? Aklımı en çok kurcalayan bu olmuştu, belki her şeyi bir nedene bağlamak saçma ama hakikaten neden?
Ah, okurken yutkunamadığım bir sürü yer oldu, hayatın bilmediğim bir sürü yüzü ile karşılaştım neredeyse...
-"Ee, anlatın bakalım, toplumun temellerinin altını oydunuz mu? Suçluları aklayıp, suçsuzları mahkum ettiniz mi?"
-"İnsanlar hakkımda ne isterse düşünsünler, onları aldatabilirim ama kendimi aldatmayacağım."
-"Dünyadaki her şey neden bu kadar kötü, insanlar neden durmadan birbirlerine kötülük yapıyor, neden acı çektiriyorlar?"
-"Vicdanına karşı gerçekten davranman gerektiği gibi mi davranıyorsun, yoksa bunu insanlar için, onların karşısında övünmek için mi yapıyorsun?"
-"Beklediği ve olması gerektiğini düşündüğü şeyin, beklediği ve olması gerektiği gibi olmadığını hissediyordu sürekli olarak."