Dijital Kale Kitap Bilgileri
Yazar: Dan Brown
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: Temmuz 2010
Yayınevi: Altın Kitaplar
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789752112438
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dijital Kale Kitap Tanıtımı
Ulusal Güvenlik Teşkilatı dünyanın kaderini değiştirecek ve dijital ortamdaki tüm şifreli metinleri bilecek özel bir bilgisayar üretir. Ne var ki, günün birinde bu özel bilgisayar karşılaştığı esrarengiz bir şifreyi çözemez. Ve kriptoloji uzmanı, zeki ve güzel Susan Fletcher göreve çağrılır. Genç kadın korkunç bir gerçekle yüzleşir. Silahlarla ya da bombalarla değil, Amerika Birleşik Devletleri'nin en güçlü haber alma örgütü olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı çözülemez bir şifreyle rehin alınmıştır.
Sırlar ve yalanlar fırtınasına yakalanan Fletcher inandığı teşkilatı kurtarma savaşı verir. Dörtbir yandan ihanete uğrayan güzel kadın yalnızca ülkesini değil, kendi canını ve sevdiği erkeği de kurtarmaya çalışır
(Tanıtım Bülteninden)
Dijital Kale Kitaptan Alıntılar
1. "Her şey mümkündür, imkansız biraz daha zaman alır."
2. ""Herkesin sır tutmaya hakkı vardır.""
3. "Bekçilere kim bekçilik edecek..."
4. "Gözden düşmenin gölgesinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim..."
5. "Her zaman ayakta kalmanın, ama onur olmadan ayakta kalmış olmanın bir önemi yoktur."
6. "Her şey mümkündür, imkansız biraz daha zaman alır."
7. ""İnsan beyni var olan en hızlı bilgisayardır.""
8. "Gözden düşmenin gölgesinde yaşamaktansa, ölmeyi tercih ederim."
9. "Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu."
10. "Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan seninle mücadele edecektir. Ama bir aklı senin düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen, bir müttefikin olur."
11. "Her şey mümkündür, imkânsız biraz daha zaman alır."
12. "Bekçilere kim bekçilik edecek?"
13. ""Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu .""
14. "Daima başka bir seçenek vardır !"
15. ""Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu.""
Dijital Kale Kitap İncelemeleri
Dan Brown yıllardır ilgimi çeken ama bir türlü kitaplarını okuyamadığım yazar.. Yazarın ilk eserini okumakla başladım işe... Dijital Kale... Yazarın ilgisini çeken bir alanla ilgili kitap yazmaya başlaması normal bir durum tabiki.. Kitap konusu itibariyle ve girişi ile ilgili çekici. Ama genel olarak çok büyük bir beklentiye girmemek gerekir.. Bazı yerlerde sıkıldığım oldu.. Bir de sonu çok sürpriz gelmedi bana.. Bir yerden sonra sonunu tahmin etmek çok da zor gelmiyor.. Yazarın ilk kitabı olmasından dolayı kalemi için çok büyük bir yorum yapamayacağım.. Diğer kitaplarını okuduktan sonra daha sağlıklı bir yorum yapabilirim.. Lise çağındaki her gencin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap.. Daha ileri seviyede bir donanım beklemek kitabı okuyanı hayal kırıklığına uğratabilir. Aslında bu tarz kitapları okumayı severim ama tam istediğim bir Dan Brown etkisi yaratmadı üstte söylediğim nedenlerden dolayı.. Bu kitap söylenen Dan Brown lezzetini bize vermeyecektir. Yazarı tanımak için okumaya başlanılabilir yine de.. Tabiki bu benim şahsi yorumum.. Her okuyucu başka bir keyif alabilir.. Okumak isteyen bütün okuyuculara iyi okumalar diliyorum.. Ve günümüzü anlatan kitaptan bir alıntıyı buraya bırakıyorum:
"Artık sır diye bir şey yoktu."
Belki de... Sırlar ortadan kalkmıştır... ;)
Bu kitabı okumamın üzerinden çok zaman geçmesine rağmen sizinle paylaşmak istiyorum. Cinayet, aşk, ajanlık, teknoloji yani her şeyi içinde bulunduran bir kitap. Aslında benim bu kadar beğenimi toplayan, kitabın anlatımının akıcı olması. Heyecan her zaman en üst seviyede asla sıkılmadan okuduğum bir kitaptı. Hakettiği övgünün %8ini verdikten sonra biraz konusundan bahsetmek istiyorum.
Sonsuz anahtar deneme yöntemi ile bile kırılamayacak bir şifreleme algoritmasının ortaya çıkması ve o ortaya çıkana kadar bildiğimiz en güçlü süper bilgisayardan bile binlerce kat hızlı bir şifre çözücüye sahip NSA'in bu durum karşısında yaptıklarını içeren bir romandır.
Bu internette her yerde bulabileceğiniz bir konu özeti. Ben biraz daha derinlere inerek anlatmak istiyorum. Dijital Kale'de işe adanmışlık, ihanet ve aşk kavramlarını dibine kadar hissediyoruz. Bu şifreyi çözmek için bolca zaman harcayan ekip hem dış hem de iç baskılarla uğraşıyor. David Becker'ın muhteşem kıvrak zekası sanki o iş öyle değil böyle çözülür diyor. Susan Fletcher'ın kendi sınırlarını aşması ve cesareti duygudan duyguya sürüklüyor. Zekice tasarlanmış bir olay örgüsü var. Her an ters köşeye hazır olmak gerekiyor.
Kitap hakkında düşüncelerim böyleydi. Umarım faydalı olur. Beğenmediğim tek bir şey var o da kitapla değil çeviriyle ilgili. Kitabın sonunda bi şifre var ve çözmemiz isteniyor ama çeviriden dolayı cevap çıkmıyor.
Yorumumu kitaptan bir alıntıyla sonlandırmak istiyorum.
"Her zaman ayakta kalanım. Ama onur olmadan ayakta kalmış olmanın hiçbir önemi yoktur."
Herkese selamm Dan Brown'u duymayan, ne kadar iyi bir yazar olduğunu bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Bugün bu yazardan okuduğum ilk ama kesinlikle son olmayacak kitabın, Dijital Kale'nin yorumu ile geldim.
Kitap, Ulusal Güvenlik Teşkilatı olan NSA'nın her şifreyi çözebilen bilgisayarının günün birinde karşılaştığı esrarengiz bir şifreyi çözememesini anlatıyor. Bunun üzerine kriptoloji uzmanı Susan göreve çağırılıyor ve fark ediyor ki bu şifre, çözülememenin çok ötesinde. Aynı zamanda tüm ülke için tehlike arz ediyor.
Dijital Kale okuduğum en zekice kurgulanmış kitaplardan biriydi. Sırların, yalanların, tehlikenin, ihanetin yarattığı gerilim ve bu sırların çözülmesini okurken duyduğum merak iliklerime kadar işledi her sayfada. Kurgu ve hikaye konusunda hiçbir eleştirim yok, mükemmeldi. Bazı sırlar tahmin edilebilirdi ama genel olarak beni çok şaşırttı.
Kitapta bilgisayar donanımı ve şifre çözümü ile ilgili fazlaca terim var, bu biraz yorucuydu. Ama kitabın geneline bakıldığında hikaye hep olay odaklı gittiği için aşırı rahatsız etmedi. O kadar sürükleyiciydi ki, kendimi polisiye - gerilim filmi izliyor gibi hissettim.
Kısacası bence okumaya değer bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını da okunacaklar listeme ekledim bile Eğer doğru zamanda okursanız hiç sıkılmadan, çok keyif alarak okuyacağınızı düşünüyorum. Özellikle son 100 sayfa enfesti. 🤌
Dan Browndan yine alışılmışın dışında bir kitap.Öncelikle kitabın ismi insanda bir merak uyandırıyor.Bir de Dan Brown olunca tabiki elinize alıp okumaya başlıyorsunuz.Kitabın anafikri teknolojinin iyi yanlarının olduğunu ama bunun en ufak bir etkiye mağruz kalarak nasıl bir tehlikeye dönüştüğünü vermiş.Dan Brown yine bildiğimiz gibi konuya hakimliği üst düzey seviyededir.Şuan bulunan teknolojiye uç bir örnek vererek anlatmamış.Anlatılan teknoloji ileride var olabilecek bir teknoloji.Kitaba değinecek olursak konusu her şifreyi çözen bir makina var ama birgün bu makina bir şifreyi çözemiyor.Olaylar bu konu üzerinde gelişmeye başlıyor.Tabiki gözlerim Robert Langdon'ı aradı ama bu kitapta baş karakterimiz başka biri.Dan Brown başkarakteri seçerken sağlam temellere oturtmuş zaten kitabın genel hakimiyetide böyle hiçbir soruyu açıkta bırakmayacak şekilde sağlam.Her zamanki gibi kitapta Dan Brown ilginç bilgilerini bizimle paylaşıyor.Bunlarıda olaya öyle bir dahil ediyor ki kitap bir esere dönüşüyor.Tarihi olaylar ve onların ilginç yanları karşımız bolca çıkıyor.Kitap çok hızlı ilerliyor.Bunun sebebide kitabın yazılış şekli.Her iki üç sayfada başka bir mekan başka hikayeler okuyucu sıkmıyor ve hızlı ilerlemesini sağlıyor.Bir sayfada Amerikadasınız bir sayfada Japonyada.Eğer şifre çözmeye ve bu tür kitapları okumayı seviyorsanız bulunmaz bir eser.Herkesin okumasını tavsiye ederim.
Bir kitap bu kadar ilgi çekici, bu kadar çarpıcı tek kelimeyle harika olurdu.
Jean Christophe Grange kitaplarından sonra asla bir gizem-gerilim romanından keyif almayacağımı düşünürdüm.
Çünkü her kitabında çoksatanlar listesinin en tepesinde olan bu Fransız yazarın dili, anlatımı, olayı o kadar çarpıcı ve gizemli olurdu ki asla sonunu tahmin edemezdim. Tüm kitaplarını okumuşumdur bu yüzden - istisnasız her kitabı-
Dan Brown' ı Da vinci Şifresi ile tanıdım. Harika bir kitaptı. Tek solukta okunacak kadar akıcı ve kendinden asla taviz vermeyecek kadar iddialı. Buna rağmen pek şaşırarak okumamıştım. Brown'ı Grange'in dengine getirmemiştim bile.
Dijital kale sembollerin, gizliliklerin ve şifrebiliminin kitabı bence. Şifrelere, kriptograflara hep bi ilgim vardı.
Elimden geldiğince bu bşlime dair bir şey öğrenmek istedim, edebiyat dilinde.
Bu kitap bana gereken bilgiyi iştahımı açacak derecede verdi denilebilir. Olayların seyri kitabı elimden düşürmememi sağladı. Bitirmek ve bitirmemek arasındaki kısır döngüde kaldım ama bir gün daha Transltr ve şifreyi NSA'nın sonunu kafamda binbir olasılıkla kurmak istemediğimden bitirmek zorunda kaldım.
Kesinlikle okurken eğlenecek, elinizden düşürmeyecek, hatta yeni bir merak sahip olacaksınız.
Kriptografi gibi.