Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Diana Gabaldon Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Diana Gabaldon En Beğenilen Sözleri



1. "“Bir erkeğin ahlak anlayışı, gücü arttıkça azalır.”"


- Yabancı



2. ""Seninle konuşmayı çok özledim,..""


- Yabancı



3. "“Ayrıldığımız gün geldiğinde, son sözlerim ‘Seni seviyorum’ olmazsa, bil ki zamanım kalmamıştır.”"


- Yabancı



4. "“Ayrılık, aşkımızın sınavıdır; bu sınavı geçersek, sonsuza dek birlikte oluruz.”"


- Yabancı



5. "“Seni ilk gördüğümde istedim;
ama seni kollarımda ağladığında ve seni teselli etmeme izin verdiğinde sevdim.”"


- Yabancı



6. "Yapmak zorunda olana kadar asla ne yapacağını bilemezsin."


- Yolcu



7. "Ev gitmek zorunda olduğun ve içindekilerin de seni kabul etmek zorunda olduğu yerdir."


- Yolcu



8. "“Beni anlaman gerekmiyor, Sassenach. Yeter ki beni sev.”"


- Yabancı



9. "Kendine karşı dürüstsen ve ne istediğini biliyorsan, en azından yanlış yaptığını düşünerek hayatını boşa harcadığın hissine öyle kolay kolay kapılmazsın.”"


- Yolcu



10. "Sırf sizin ya da onların hataları yüzünden değil, aynı zamanda onlar için doğru kişi olarak doğmadığınızdan onları mutlu edemeyeceğinizi bilmek nasıldır, bilir misiniz?"


- Yolcu



11. "Yapmak zorunda olana kadar asla ne yapacağını bilemezsin."


- Yolcu



12. "Kalbine kazılan isim, öyle bir acıydı ki bedeninin dayanması gereken bütün acılardan daha zordu."


- Yolcu



13. "“ Eğer bu senin merhametinin küçük bir örneğiyse, intikamından korkarım.. ”"


- Yabancı



14. ".
.
“Bazen en pişmanlık duyacağımız hareketler en iyi sonuçları doğururlar."
.
."


- Yabancı



15. "“Herkesin içinde sadece kendine ait küçük bir bölge vardır. Orası onun kalesidir, hayatının en özel ve gizli yeridir oraya senden başkası giremez ve seni sen yapan yer zaten orasıdır.”"


- Yabancı



16. ".
.
...ölümün eşiğinde olan ruhların
yalan söyleme hakkı yoktu.
.
."


- Yabancı



17. "Kendi savaşlarında oluşan yaralara sen katlanıyorsan, Sassenach," dedi yumuşak bir sesle, "benim için de bir sorun yok.""


- Yolcu



18. "Birine aşık olmanın, hiçbir zaman huzur, sevinç ve mutluluk nedir bilmemenin ne demek olduğunu, bilir misiniz?"


- Yolcu



19. "Eve gitmek zorunda olduğun ve içindekilerin de seni kabul etmek zorunda olduğu yerdir."


- Yolcu



20. "“Öptüğüm ilk kadın sen değilsin ama yemin ederim ki sonuncusu olacaksın.”"


- Yabancı



21. "“Kanımdan kan, kemiğimden kemik oldun. Bedenimi sana veriyorum ki ikimiz bir olalım. Ruhumu sana veriyorum, hayatımız sona erene dek.”"


- Yabancı



22. "Eğer yapmaya niyetli olduğun şeyi biliyorsan, bunu yapmak o kadar kolay olmuyor ama en azından, zamanını sorularla ya da şüphelerle harcamış olmuyorsun."


- Yolcu



23. "Herkes yalan söyleyebilir, genç Roger, bunun için yeterince sebep bulunabilir. Sadece zeki kişilere söylemek zordur, onlar için de yalanlarımızı önceden düşünmek zorundayız."


- Yolcu



24. "Seni sevmek beni birçok kez cehenneme yolladı, Sassenach. Eğer gerekirse yeniden her şeyi riske atarım."


- Yolcu



25. "Çok yakınlarda bir yerlerden vızıldamaya benzeyen bir dip gürültüsü geliyordu. Kayalardan birine arıların kovan yapmış olduğunu düşündüm ve yarıktan içeri girmek üzere taşa dokundum.

Taş çığlık"


- Yabancı



26. "“Yıllarca birçok şey oldum, birçok farklı adam. Ama burada, seninle karanlıkta… adım yok.”"


- Yabancı



27. "“Nerede sevgi varsa, konuşmaya gerek yoktur. O her şeydir. O ölümsüzdür. Ve o yeterlidir.”"


- Yabancı



28. "Ancak belki de sen, nefreti ve umutsuzluğu yakından görmek için çok gençsin.."


- Yolcu



29. "-Benden önce birinin oraya oturmuş olduğunu gördüm. Pırıl pırıl siyah saçları olan küçük bir oğlan koltuğa gömülmüş uyuyordu.
“Roger!” Bana koltuğu çevirmek için yardıma gelen papaz da en az benim
kadar şaşırmıştı. Oğlan sıçrayarak uykusundan uyandı ve yerinde hızla
doğruldu, yosun rengi gözleri kocaman açılmıştı.“"


- Yabancı



30. ""Yapmak zorunda olana kadar asla ne yapacağını bilemezsin""


- Yolcu



31. "“Acıya dayanabilirim ama senin acına katlanamam. Bu, sahip olduğumdan daha fazla güç gerektirir.”"


- Yabancı



32. "“Sen benim yanımda olduğun sürece, Claire, neyin doğru neyin yanlış olduğu umurumda değil ve bunu söyleyecek kadar da dürüstüm,” dedi yavaşça. “Eğer beni seçmen senin için bir günahsa... o zaman Şeytana gider ve seni bu günaha imrendirdiği için ona şükrederim.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



33. ""Yeryüzünde büyülerin ve büyücülerin gerçek yaşama bu kadar çok karıştığı başka bir yer daha yoktur.""


- Yabancı



34. ".
.
Doğru her zaman doğrudur ve insanlar yaptıkları şeylerin sorumluluklarını almalıdır.
.
.
-Jamie-
."


- Yabancı



35. "“Geçmiş gitti, gelecek gelmedi. Ve biz buradayız, sen ve ben.”"


- Yabancı



36. "“Seni düşündüğüm zaman aklıma ilk gelen kelime ‘zarif’ değil.” Kolunu belime doladı, diğer eli de ipek kaplı kolumun üstündeydi. Sıcacıktı.
“Ama seninle ruhumla konuşur gibi konuşuyorum,” dedi ve yüzümü kendisine doğru çevirdi. Uzandı ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Parmakları şakaklarımı hafifçe kavrıyordu. “Ve Sassenach,” diye fısıldadı. “Senin yüzün benim kalbim.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



37. ""Sevginin olduğu yerde ondan konuşmanın gereği olmazdı. O ölümsüzdü. Ve yeterliydi.""


- Yabancı



38. "Belirli bir adamın ya da bir kadının varlığına diğerlerinden daha fazla duyarlı olmak… Onu her yerde aramak ya da göz
hapsinde tutmak, onunla bir arada olmak için anlamsız bahaneler üretmek,
‘kazara’ bir yerlerde karşılaşmak, o çalışırken fark ettirmeden izlemek,
vücudundaki küçük detaylara dikkat etmek…"


- Yabancı



39. "“Sana söyledim, Claire. Hayatım senin. Ne yapacağımıza, nereye gideceğimize sen karar ver.”"


- Yabancı



40. "İşte bu varlığın mükemmel dengesiydi, aydınlıkla karanlık gibi. Bunlardan hiçbiri sizi sürekli olarak hükmü altına almıyordu."


- Yabancı



41. ""Sen benimsin" diyordu ses. "Benim! Ve gitmene izin vermeyeceğim.""


- Kehribardaki Yusufçuk



42. ""Yüce tanrım, bana eşsiz kadın verdin ve tanrım, ben onu çok sevdim.""


- Kehribardaki Yusufçuk



43. "Kütüphanede doğal bir huzur vardı, kitaplar ciltlerinin içerisinde sessizce kendi şarkılarını söylüyor gibiydi."


- Outlander



44. "Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur."


- Yabancı



45. "“Tarihin en iyi tanıkları onu yaşayan kişilerdir, değil mi?”"


- Kehribardaki Yusufçuk



46. ".
.
“Doğru her zaman doğrudur ve insanlar yaptıkları şeylerin sorumluluklarını almalıdır, demişti, çok da haklıydı.”
.
."


- Yabancı



47. "“Her şeyin anlam kazanmasını bekliyordum. Hiçbir şey anlamlı değildi. John Grey’in evinde yaşamıştım, zarif merdiveni ve kristal avizesiyle, ama her sabah nerede olduğumu bilmeden uyanıyordum, boş yatağın öbür tarafına Jamie’yi arayarak uzanıyordum. Onun öldüğüne inanamıyordum. İnanamıyordum.”"


- Yabancı



48. "" 'Sassenach,' dedi bir süre sonra.
'Mmm.'
'John Wayne kim?'
'Sensin. Uyu artık.' ""


- Yabancı



49. "Eğer sonsuz zamana sahip olsaydık, yaşadığımız anlar çok daha hafif yükler verirdi bize. Şunu da anlayabiliyordum aslında, insan hayatın ve sonsuz varlığın getirdiği bitmez düşüncelere bazen ara vermek istiyordu, varlığının doğası nasıl planlanmış olursa olsun, oradan kaçmak istiyordu."


- Yabancı



50. "“Seni istiyorum Claire,” dedi, sesi çok boğuktu. Bunun ardından ne söyleyeceğini bilemiyormuş gibi duraksadı. “Seni çok istiyorum, öyle çok istiyorum ki nefes bile alamıyorum. Beni...” Yutkunup yeniden konuşmaya başladı. “Beni kabul ediyor musun?”"


- Yabancı



51. "“Ne anlama geldiğini ben de biliyorum.Benim takıldığım yer bunu söylerken sesindeki tonlamaydı.”"


- Yabancı



52. ".
.
Birilerinin yazgılarını değiştirmek için verdikleri savaş başka birinin kötülüğünü önlemek için yapılandan daha kıymetsiz görülebilir miydi?
.
."


- Yabancı



53. "İçinde bulunduğum durumun sıradışı olmasına rağmen bu genç İskoç’un sıcaklığı hoşuma gitti. Kan ve is kokuyordu, uzun zamandır yıkanmamıştı ama ince elbisem akşam ayazına karşı koyamıyordu ve en azından sırtımı ona dayamış olmaktan çok mutluydum."


- Yabancı



54. ""...benim ruhum senin ruhun, her zerresiyle.""


- Kehribardaki Yusufçuk



55. ""Eğer kendini bir çelişkinin ortasında bulursan, hakikatin kenarında durduğundan emin olabilirsin.""


- Geçmişin Yankısı: Kısım 1



56. ".
.
Sevgi insanı tercih yapmaya zorlar. Daha önce yapmayı hayal bile etmediğin şeyleri yaparsın.
.
."


- Yabancı



57. ""Seni sevmek beni birçok kez cehenneme yolladı, Sassenach. Eğer gerekirse yeniden her şeyi rikse atarım.""


- Yolcu



58. ""Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur.""


- Yabancı



59. "Eğer sonsuz zamana sahip olsaydık, yaşadığımız anlar çok daha hafif yükler verirdi bize. Şunu da anlayabiliyordum aslında, insan hayatın ve sonsuz varlığın getirdiği bitmez düşüncelere bazen ara vermek istiyordu, varlığının doğası nasıl planlanmış olursa olsun, oradan kaçmak istiyordu."


- Yabancı



60. "İnsanın fiziksel gücünün tükendiği anda bile bedeli ne olursa olsun savaşı bitene kadar dayandığı ve kendini güçlü hissettiği anlar vardı.

Bu güce kadınlar doğum yaparken erkekler de savaş alanında ulaşıyorlardı."


- Yabancı



61. "Bir şeyi duymakla görmek arasında büyük fark vardır"


- Yabancı



62. "Senin efendinim…Sen benimsin.Kendi ruhumu kaybetmeden seninkine sahip olmam imkansızdı."


- Yabancı



63. "Kimse gülümseyen bir cellat görmek istemezdi."


- Yabancı



64. "“Seni kollarıma alıp öpmeye başladığım anda bambaşka şeyler oluyor.” Gözleri, göllerin ya da gökyüzünün ya da tanımlayamayacağım derinlikte bir şeyin rengini almıştı. Bana uzandı ve alt dudağıma hafifçe dokundu. “Başlangıçta her şey aynı ama bir saniye içinde, kollarımda bir alev yığını tuttuğumu hissetmeye başlıyorum.” Dokunuşu sertleşmeye başlamıştı, parmağı dudağımın etrafında dolaşıp çeneme indi. “Ve kendimi bu ateşe atıp içinde yanmak istiyorum.”"


- Yabancı



65. "Şafak vaktinde üç kez uyandım. Birincisi acı içinde, sonraki neşeyle ve
sonuncusu ise yalnızlığımla boğuşarak oldu."


- Kehribardaki Yusufçuk



66. "Ne kadar acı çekerek ölmüş olduğu hiç fark etmiyordu, bu acıları çeken ve o dehşet anını yaşayan sadece ruhuydu, geriye hep soğuk bir beden kalıyordu."


- Outlander



67. "Sana adımı, kalbimi ve ruhumu vermek istiyorum. Sadece sana."


- Yolcu



68. "“Ağlıyordum çünkü Tanrı’ya iki elim olduğu için şükrediyordum. Seni tutmak, sana hizmet etmek, seni sevmek için iki elim.”"


- Yabancı



69. "Onu düşündüğüm anda kafamdaki saatin kurşun ağırlığı ipin ucunda sallanmaya başladı."


- Yabancı



70. "Çalınan küçük anlar da vardı. Bunlar her şeyin durur gibi göründüğü kısacık zaman birimleriydi, işte bu varlığın mükemmel dengesiydi, aydınlıkla karanlık gibi. Bunlardan hiçbiri sizi sürekli olarak hükmü altına almıyordu."


- Yabancı



71. "Çok tehlikeli bir durumdu arzulara kapılmak."


- Yabancı



72. "Canımın acımasına dayanırım ama seninkine asla. Bu sahip olduğumdan daha fazla gücüm olmasını gerektirir."


- Yabancı



73. "“Sana inanıyorum,” dedi kendinden emin bir sesle. “Anlayamadığım yerler var- henüz - ama sana inanıyorum. Claire sana inanıyorum! Beni dinle! Aramızda dürüstlük var ve sen bana ne söylersen söyle inanacağım.”"


- Outlander



74. "Herkesin içinde sadece kendine ait küçük bir bölge vardır. Orası onun kalesidir, hayatının en özel ve gizli yeridir oraya senden başkası giremez ve seni sen yapan yer zaten orasıdır.

“Bu parçanı kimseye göstermezsin, onu sadece çok sevdiğin kişiye
saklarsın.""


- Yabancı



75. "Claire. Kalbine yazılan isim, öyle bir acıydı ki bedeninin dayanması gereken bütün acılardan daha zordu."


- Yolcu



76. "“Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur.”"


- Yabancı



77. ".
.
Eğer sonsuz zamana sahip olsaydık, yaşadığımız anlar çok daha hafif yükler verirdi bize.
.
."


- Yabancı



78. "“Çocuklarla ilgili her şey son derece can sıkıcı ama yine de onlara sahip olma isteğinden vazgeçmiyor insan”"


- Yabancı



79. "“Ah, Claire, beni seni sevmeye mecbur bırakarak kalbimi öyle kırıyorsun ki.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



80. ""Benim sırtını görmem seni rahatsız etmiyor mu?"
"Hayır. " Bu soruma biraz şaşırmıştı, bir süre düşündükten sonra devam etti. "Sen işin püf noktasını çözmüşsün, başıma gelene üzülüyorsun ama beni bir zavallı olarak görmüyorsun ve bana acımıyorsun.""


- Yabancı



81. "“Bazen kendimi öyle yalnız hissediyorum ki...”"


- Kehribardaki Yusufçuk



82. ""Kulağıma fısıldarken sıcak nefesini hissedebiliyordum.
'Ve ruhumu hayatımın sonuna kadar sana veriyorum.' ""


- Kehribardaki Yusufçuk



83. ""Yüce isa," diye fısıldadı sonunda. "Claire...sen benim gördüğüm en güzel kadınsın.""


- Yolcu



84. "Anlamakla gerçekten bilmek arasında büyük bir fark vardır."


- Yabancı



85. "Eğer bu senin merhametinin küçük bir örneği ise, intikamından korkarım. "


- Yabancı



86. "Tanrı Adem'i cennetten attığında, en azından Havva onunla gitti."


- Güz Davulları: Kısım 1



87. "Jamie...

“Ah, Claire, beni seni sevmeye mecbur bırakarak kalbimi öyle kırıyorsun ki.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



88. "“Eğer beni seçmen senin için bir günahsa... o zaman Şeytana gider ve seni bu günaha imrendirdiği için ona teşekkür ederim”"


- Kehribardaki Yusufçuk



89. ""Özellikle de bir duruş sergiliyorsan, bir noktadan sonra ne yaparsan yap kendini yolun ortasında yapayalnız buluyorsun.""


- Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2



90. ".
.
“Herkesin içinde sadece kendine ait küçük bir bölge vardır. Orası onun kalesidir, hayatının en özel ve gizli yeridir oraya senden başkası giremez ve seni sen yapan yer zaten orasıdır.
.
."


- Yabancı



91. ".
.
Sevginin olduğu yerde ondan konuşmanın gereği olmazdı. O ölümsüzdü. Ve yeterliydi.
.
."


- Yabancı



92. "“Sana inanıyorum,” dedi kendinden emin bir sesle. “Anlayamadığım yerler var -henüz- ama sana inanıyorum. Claire, sana inanıyorum! Beni dinle! Aramızda dürüstlük var ve sen bana ne söylersen inanacağım. Ne olduğu hiç önemli değil. Bana söyledin. Şu an için bu kadarı yeterli. Sakin ol, mo duinne. Başını daya ve dinlen. Gerisini daha sonra anlatırsın. Ve ben de anlattıklarına inanırım.”"


- Yabancı



93. ".
.
“Canımın acımasına dayanırım ama seninkine asla. Bu sahip olduğumdan daha fazla gücüm olmasını gerektirir.”
.
."


- Yabancı



94. "Belki de yaralı oldukları için bu gürültüyü çıkarabilecek kadar derin ve rahat bir uykuya dalamamışlardı."


- Yabancı



95. "Beni de böyle kalbinin yanında besler misin?"


- Kehribardaki Yusufçuk



96. ".
.
Brian’a insanların bakış açısını değiştirmek için fiziksel güç kullanmanın gelişmemişlik olduğunu söyledi.
.
."


- Yabancı



97. "Yapmak zorunda kalana kadar asla ne yapacağını bilemezsin."


- Yolcu



98. ""Seni hiç bırakmayacağım," diye fısıldadım "Asla.""


- Yolcu



99. "Bazılarının ne istediği ve karşılığında ne elde ettiği çok farklı olur."


- Yabancı



100. "“Dün tepeden kulübeye dönerken hep dua ettim,” dedi yumuşak bir sesle. “Kalman için değil, bunun doğru olmadığını biliyordum. Senin gitmene izin verebilecek kadar güçlü olmayı diledim.” Tepeye bakmaya devam ederek başını salladı, gözlerinde esrarengiz bir ifade vardı.
“Tanrı’dan bana bugüne kadar vermemiş olduğu bir cesareti diledim. Dizlerimin üstüne çöküp kalman için yalvarmamı engellemesini istedim.” Bu kez gözlerini kulübeye çevirdi, sonra da bana gülümsedi.
“Hayatımda yaptığım en zor şeydi Sassenach.”"


- Yabancı



101. "İnsan hayatın ve sonsuz varlığın getirdiği bitmez düşüncelere bazen ara vermek istiyordu, varlığının doğası nasıl planlanmış olursa olsun, oradan kaçmak istiyordu."


- Yabancı



102. "Gerçekten de adaletle zorbalık arasında oldukça ince bir çizgi vardır."


- Yabancı



103. "Canım acıdığı için Tanrı'ya şükrettim çünkü bu yaşadığımı hissettiriyordu."


- Yabancı



104. ""...
Evet, ben uzun kitapları okumaktan yanayım ama şunu da kabul etmeliyim ki bu kişisel bir tercih.""


- Yolcu



105. "“O her şeydi ama hiçbir şeydi.""


- Yabancı



106. "Bir emirle ya da ince bir düşüncelilikle, ikisinin arasındaki ayrımı yapmak her zaman zordur."


- Yabancı



107. "kimse gülümseyen bir cellat görmek istemezdi."


- Yabancı



108. "İnsanın fiziksel gücünün tükendiği anda bile bedeli ne olursa olsun savaşı bitene kadar dayandığı ve kendini güçlü hissettiği anlar vardı. Bu güce kadınlar doğum yaparken erkekler de savaş alanında ulaşıyorlardı."


- Yabancı



109. "“Savaşta kaybetmek utanılacak şey değildir, mo caraidh,” dedi yavaşça. Büyük savaşçıların erdemi bunun üstesinden gelmeyi başarmalarında saklıdır”"


- Kehribardaki Yusufçuk



110. "Eğer sonsuz zamana sahip olsaydık, yaşadığımız anlar çok daha hafif yükler verirdi bize."


- Yabancı



111. ""Sen benimsin. Benim karım, kalbim, ruhum.""


- Kehribardaki Yusufçuk



112. ""Bu acının öldürücü olup olmadığını bilmiyorum ama Claire... Ama sana baktığım zaman kalbimdeki kanın çekildiğini hissediyorum.""


- Kehribardaki Yusufçuk



113. "Her şey çok garipti ama ben çok mutluydum"


- Yabancı



114. "“Bazen en pişmanlık duyacağımız hareketler en iyi sonuçları doğururlar.”"


- Yabancı



115. "Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur"


- Yabancı



116. "Tembellik sadece bir ahlaki çöküş göstergesi değil, doğanın dengesine de karşı gelmekti."


- Yabancı



117. "Eğer sonsuz zamana sahip olsaydık, yaşadığımız anlar çok daha hafif yükler verirdi bize."


- Yabancı



118. "“Savaşta kaybetmek utanılacak şey değildir, mo caraidh,” dedi yavaşça. “Büyük savaşçıların erdemi bunun üstesinden gelmeyi başarmalarında saklıdır.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



119. ""Yirmi dördümdeydim," dedi sonunda, ters bir ifadeyle. "Bir mantığım olmasına ihtiyacım yoktu.""


- Kar ve Kül - Kısım 2



120. "Uygarlığın dezavantajları olduğu doğruydu ama yüzümü ekşiterek faydalı yönlerinin de olduğunu düşündüm."


- Yabancı



121. ""Roger yanıt olarak tek kaşını kaldırdı. 'Sevgili bayan,' dedi. 'Burası İskoçya. Tabii ki viski sevmemek bir suç!' ""


- Kehribardaki Yusufçuk



122. "Gökyüzüne baktı ve batmakta olan güneşin duman kütlesindeki yansımasınıgördü. Atının tırısını milleri yutan türden bir koşuya çevirdi. Fazla vakityoktu, gece çöküyordu."


- Güz Davulları: Kısım 1



123. "İnsanlar hiçbir zaman romantizmin altında neler yattığını düşünmez. Zamanla şekil değiştirmiş trajedi ve terör. Bunu anlatırken biraz süsleyip sanat yapmayı başarırsan al sana mükemmel bir romantizm!"


- Yabancı



124. "Korkuyla beklemek o acıyı çekmekten çok daha beterdi."


- Yabancı



125. "Senin efendinim…Sen benimsin.Kendi ruhumu kaybetmeden seninkine sahip olmam imkansızdı."


- Yabancı



126. "Kalbim seni ilk gördüğüm günden beri sana ait,ruhumu ve kalbimi senin ellerine teslim ettim,onların orada güvende olduklarını biliyorum."


- Yabancı



127. "" 'Ahh,' diyerek sırıttı. 'Sassenach ben hiçbir zaman iyi bir koca olduğumu söylemedim, ayrıca sen de böyle bir şey söylemedin. Bana sadist ve terbiyemin şu anda tekrarlamama müsaade etmeyeceği şeyler söyledin ama iyi koca dediğini hiç hatırlamıyorum.' ""


- Yabancı



128. ""Sevgili Tanrım," dedi, sesi hala yumuşaktı." Sana bakamıyorum. Sassenach, ellerimi senden alamıyorum. Ne seni yanımda tutabilirim ne de seni isteyebilirim." Sonra başını yukarı kaldırdı ve kalbimin üzerine bir öpücük kondurdu."


- Yolcu



129. ""Saçların...sana mo nigbean donn dedim, hatırladın mı? Benim kumralım.""


- Yolcu



130. "Sevginin olduğu yerde ondan konuşmanın gereği olmazdı. O ölümsüzdü ve yeterliydi."


- Yabancı



131. "Kalbim seni ilk gördüğüm günden beri sana ait,ruhumu ve kalbimi senin ellerine teslim ettim,onların orada güvende olduklarını biliyorum."


- Yabancı



132. "eğer bu senin merhametinin küçük bir örneğiyse, intikamından korkarım."


- Yabancı



133. "Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur."


- Yabancı



134. "Birinin yanında uyumak ona olan güveni belirtirdi."


- Yabancı



135. ""Dünyanın sonu gelse de sevgi ve müzik var olmaya devam edecek.""


- Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2



136. "Ama kalbin sesi, dudaklardan dökülen herhangi bir yeminden çok daha gürültülüdür."


- Ateşin Çağrısı: Kısım 1



137. "“Işık arkadan böyle gelirken saçlarının üzerinde hale varmış gibi oluyor,” dedi hafifçe. “Altından taç takmış bir melek gibisin.”"


- Outlander



138. "Ölümden korkmayan bir adam birkaç kamçı darbesinden korkuyor olamaz öyle değil mi ?"


- Yabancı



139. "Şimdi , birbirimizi yeniden tanımaya başlayabileceğimiz ve bir zamanlar tek vücut olan aynı iki kişi olup olmadığımızı ve yeniden bir olup olamayacağımızı keşfedebileceğimiz bir yere gelmiştik."


- Yolcu



140. "Atalarının tembelliğinden büyük bir pişmanlık duyuyormuş gibi başını iki yana salladı."


- Yabancı



141. "“Bu Kuzey İskoçya’daki en kirli halı olmalı” demişti Frank,koridorda dolaşmakta olan bu süpürgenin dayanılmaz gürültüsünü dinlerken."


- Yabancı



142. "Tembellik sadece bir ahlaki çöküş göstergesi değil, doğanın dengesine de karşı gelmekti."


- Yabancı



143. "Bunu biliyorum,mo duinne. Bu yüzden şimdi buradan ayrılıyorsun. Ben de böylece beni hâlâ önemseyen biri olduğunu bileceğim."


- Yabancı



144. ""Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur.""


- Yabancı



145. "Dougal'ın söylediği şey doğruydu,bazı şeyleri hayal etmek imkânsızdı."


- Yabancı



146. ""Onu istiyorum." Hâlâ onu istiyordum ve artık hiçbir şey aramıza giremezdi."


- Yolcu



147. "" 'Sen benim yanımda olduğun sürece, Claire, neyin doğru neyin yanlış olduğu umrumda değil ve ben bunu söyleyecek kadar da dürüstüm,' dedi yavaşça. 'Eğer beni seçmen senin için bir günahsa... o zaman Şeytana gider ve seni bu günaha imrendirdiği için ona şükrederim.' Ayağımı yavaşça yukarı kaldırdı ve başparmağımı öptü.
'Yanlış olduğunu sanmıyorum, ama eğer öyleyse... bende seninle Şeytana gelirim, Jamie Fraser.' ""


- Kehribardaki Yusufçuk



148. "Başımı onun omzuna yaslayıp içimi çektim. O da bana daha sıkı sarıldı.
"Sen bunun için doğdun, öyle değil mi?"
"Belki." Arazilere, binalara, yollara ve kulübelere baktıktan sonra gülümseyerek bana döndü.
"Ya sen Sassenach? Sen ne için doğdun? Bir arazinin sahibi olup oralarda çingeneler gibi uyumak için mi? Doktor olmak, bir reisin karısı ya da bir kaçağın kadını olmak için mi doğdun?"
"Ben senin için doğdum," dedim ona sarılarak."


- Yabancı



149. "Sevginin olduğu yerde ondan konuşmanın gereği olmazdı. O ölümsüzdü. Ve yeterliydi."


- Yabancı



150. "Belki canavar olmakla kahraman olmak arasında da ince bir çizgi vardır."


- Ateşin Çağrısı: Kısım 2



151. ""Ve Sassenach," diye fısıldadı, "senin yüzün benim kalbim.""


- Kehribardaki Yusufçuk



152. "...seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum"


- Kehribardaki Yusufçuk



153. "“Benden korkmana hiç gerek yok,” dedi yumuşak bir sesle. “Ben yanında olduğum sürece hiç kimseden korkmana gerek yok.”"


- Yabancı



154. ""Cesaret çılgınlıktan diğerlerinin yaşamını umursamamaya, sarhoşluktan gözü karalığa ve karşılıksız budalalıktan, bir adamı terletip titretecek ve kusturacak, ardından da gidip yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yaptıracak kadar pek çok davranışı kapsar.""


- Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2



155. "İhtiyacım olan, zihnimin ya da bedenimin sağlıklı olup olmamasından çok onun aşkıydı. Bir nefes gibi, kan gibi onun aşkına muhtaçtım."


- Kehribardaki Yusufçuk



156. ""Seni bulacağım. Söz veriyorum. Eğer Araf'ta iki yüz yıl dayanırsam, sensiz iki yüz yıl... işte o zaman o benim cezam olur, suçlarımdan dolayı kazandığım cezam.""


- Kehribardaki Yusufçuk



157. "“Senin yüzün benim kalbimdir, Sassenach,” dedi yumuşakça, “aşkın da ruhumdur. Fakat haklısın, sen benim vicdanım olamazsın.”"


- Güz Davulları: Kısım 1



158. "“Ilık İskoçya günlerinden biriydi, yani yoğun bir sis yoktu ama sis yok da denemezdi. Birdenbire hanın kapısı açıldı ve ortalık ışıdı. Bu James’di. Ben ışık saçan bir gelinsem, o da göz kamaştırıcı bir damattı. Bu görüntü karşısında ağzım açık kaldı ve bir süre kapatmayı başaramadım..”"


- Outlander



159. "Derin bir nefes aldım. "Evet, bir keresinde sana bakterileri anlattığımı hatırlıyor musun?"
İfadesizce baktı.
"Görünmeyecek kadar çok küçük hayvanlar," diye ayrıntıya girdim. "Bakteriler vücuduna kötü yemekle, suyla ya da açık yaralarla girer ve girdiklerinde de senin hasta olmanı sağlarlar."
İlgiyle koluna baktı. "Kolumda bakteri mi var?"
"Hem de çok fazla." Bir parmağımla küçük düz kutuya vurdum. "Ama popona vurduğum ilaç bu bakterileri öldürecek. Yarına kadar her dört saatte bir böyle iğne olacaksın ve sonra senin buna nasıl cevap verdiğini göreceğiz."
Durdum. Jamie bana dik dik bakıp başını iki yana salladı.
"Anladın mı?" diye sordum. Yavaşça başını 'evet' anlamında salladı.
"Evet, anladım. Yirmi sene önce seni yakmalarına izin vermeliydim.""


- Yolcu



160. ".
.
Tembellik sadece bir ahlaki çöküş göstergesi değil, doğanın dengesine de karşı gelmekti.
.
."


- Yabancı



161. "“Seni bir daha görebileceğimi hiç sanmıyordum Sassenach.” Sesi viskiden ve bağırmaktan boğuk ve hırıltılı çıkıyordu.” Burada olduğun için çok mutluyum.”"


- Outlander



162. "Saygının içerisinde sırlar saklanabilir ama yalanlara yer yoktur."


- Yabancı



163. "Hayatının parmaklarının arasından kayıp gittiğinin farkında olan yaralı bir adam..."


- Yabancı



164. "Aklıma Fransız savaş arazisinde öğrendiğim bir özdeyiş gelmişti: Dünyayı kurtaramazsın ama yeterince hızlı çalışırsan önündeki adamı kurtarabilirsin."


- Kehribardaki Yusufçuk



165. "Biliyor musun, diyordu sesi fısıltıyla, Sana yeniden 'Seni seviyorum' demenin ne demek olduğunu ve ne ifade ettiğini?"


- Yolcu



166. "Jamie eyerin üzerinde dönüp yeniden tepeye baktı.
“Dün tepeden kulübeye dönerken hep dua ettim,” dedi yumuşak bir sesle. “Kalman için değil, binin doğru olmadığını biliyordum. Senin gitmene izin verebilecek kadar güçlü olmayı diledim.”"


- Outlander



167. "Herkesin içinde sadece kendine ait küçük bir bölge vardır. Orası onun kalesidir, hayatının en özel ve en gizli yeridir oraya senden başkası giremez ve seni sen yapan yer zaten orasıdır. Bu parçanı kimseye göstermezsin, onu sadece çok sevdiğin kişiye saklarsın."


- Yabancı



168. "Bir şeyi duymakla görmek arasında büyük fark vardır."


- Yabancı



169. "Eğer sonsuz zamana sahip olsaydık,yaşadığımız anlar çok daha hafif yükler verirdi bize. Şunu da anlayabiliyordum aslında,insan hayatın ve sonsuz varlığın getirdiği bitmez düşüncelere bazen ara vermek istiyordu,varlığın doğası nasıl planlanmış olursa olsun,ondan kaçmak istiyordu."


- Yabancı



170. "“Esas sebep buydu.”
“Sebep mi?” dedim aptal aptal.
“Seninle evlenmem için.”
“Neymiş o?” Sanırım bunu hiç beklemiyordum, ailesi hakkında bir şeyler anlatacağını düşünüyordum. Bu sözleri benim için bir şok olmuştu.
“Seni çok istedim.” Pencereden bakmayı bırakıp bana döndü. “Seni hayatımda istediğim her şeyden çok istedim.” diye ekledi yavaşça."


- Yabancı



171. ""Bir kahkaha attım ve başımı uyluğuna yasladım.
'Jamie o kadar tatlısın ki!'
'Tatlı değilim,' dedi öfkeyle. 'Ama bencil de değilim. Claire, kes şunu!' ""


- Kehribardaki Yusufçuk



172. ""O her şeydi ama hiçbir şeydi.""


- Yabancı



173. "Komutan Randall’a da Kara Jack diyorlar,” dedim. Jamie bu sözlerime gülmedi.
“Evet, ama bu adı ona dış görünüşünden dolayı vermediler, kara olan yeri ruhu.""


- Yabancı



174. "Kalbim seni ilk gördüğüm günden beri sana ait, ruhumu ve kalbimi senin ellerine teslim ettim, onların orada güvende olduklarını biliyorum."


- Yabancı



175. ""Kırılmış bir gurur her şeyden kötüdür, yeniden kırılması da çok kolay olur.""


- Yabancı



176. "Bir gece önce yeni keşfettiğim bir hazzın içinde yoğurulurken içinde bulunduğum durumu unutmak çok kolay olmuştu. Ama şu an hayatıma mecburen almış olduğum bir yabancının yanında zaman içinde başıma geleceklerden korkarak bir başıma yatıyordum."


- Yabancı



177. "“Ve Sassenach,” diye fısıldadı, “senin yüzün benim kalbim”"


- Kehribardaki Yusufçuk



178. "“İyi yürekliler taçtan daha üstündür,”"


- Kehribardaki Yusufçuk



179. ""Ve ruhumu hayatımın sonuna kadar sana veriyorum.""


- Kehribardaki Yusufçuk



180. "Karanlık bütün zulmü gözlerden uzak tutardı ve çığlıklar toprağın altında boğulurdu."


- Yabancı



181. ""Ben gelecekten o geçmişten kaçıyordu.""


- Kehribardaki Yusufçuk



182. ""Sonsuzluğun yanında günler ve haftaların ne kadar anlamı olabilirdi ki?""


- Yabancı



183. ""Sadece kendi canı acır ve sadece kendi ruhunun yasını tutar.""


- Yabancı



184. "Senin yüzün benim kalbim."


- Kehribardaki Yusufçuk



185. "Sassenach. İlk gördüğünden beri bana böyle diyordu. Gaelce yabancı demekti. Bir İngiliz insanı. İlk başta jest olsun diye sonra da alışkanlıktan böyle demeye başlamıştı."


- Kehribardaki Yusufçuk



186. "Bir şeyin yaklaştığınız bilirsiniz. Bir şeyin -tahmin ettiğiniz, uğursuz ve korkunç bir şeyin- olacağını... Zihninizde canlandığı an onu uzaklaştırırsınız. Yine de o, usulca, merhametsizce zihninize sızıverir.
Buna hazır olmak için elinizden geleni yaparsınız. Belki de yaptığınızı sanırsınız ancak kalbiniz gerçeği bilir... Ne kaçmanın ne de onunla uzlaşmanın hiçbir yolu yoktur. Eninde sonunda gelecek ve siz onun karşısında çaresiz kalacaksınız.
Tüm bunları bilirsiniz.
Yine de o günün bugün olduğunu hiç düşünmezsiniz."


- Arılara Söyle Gidiyorum (Kısım 1)



187. "“Doğru her zaman doğrudur ve insanlar yaptıkları şeylerin sorumluluklarını almalıdır, demişti, çok da haklıydı.”"


- Yabancı



188. ""Ama seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum," dedi ve yüzümü kendisine doğru çevirdi. Uzandı ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Parmakları şakaklarımı hafifçe kavrıyordu.
"Ve Sassenach," diye fısıldadı, "senin yüzün benim kalbim.""


- Kehribardaki Yusufçuk



189. "Çok tehlikeli bir durumdu arzulara kapılmak."


- Yabancı



190. "“Biliyor musun?” Dedim uykulu bir sesle, “Yıldızların ışığının bize ulaşabilmesi için binlerce yıl geçmesi gerekiyor. Gördüğümüz yıldızların bir kısmı çoktan ölmüş olabilir ama biz bunu bilemeyiz çünkü ışığını hala görüyoruz.”"


- Outlander



191. "Esir olarak yaşamaktansa hayvanlar gibi ölmeyi tercih eden insanlar her zaman vardır."


- Yolcu



192. "“ böyle öpmeyi nereden oğrendin? “
“ bakirim dedim , keşişim demedim. “"


- Yabancı



193. ""Sana merhamet gösterebilirim, hemde cennetten düşen bir çiy damlasının saflığında ve nazikliğinde...""


- Yabancı



194. "Ah,Claire,beni seni sevmeye mecbur bırakarak kalbimi öyle kırıyorsun ki."


- Kehribardaki Yusufçuk



195. "Her şeyin bir zamanı vardır ve bu zamanı beklemek gerekir."


- Yabancı



196. ""Tanrı'nın yapmamı istediği şeyler konusunda arada bir sitem ettiğim oluyor ama beni dönüştürdüğü kişiye hiç itirazım yok.""


- Kalbimin Kanıyla Yazdım Kısım 1



197. "Sonradan üzülmektense önceden tedbirli olmak her zaman iyidir"


- Yabancı



198. "Hepimiz sevdiklerimizi kaybederiz ve bununla başa çıkacak gücümüz her zaman vardır."


- Yabancı



199. "“Canını sıkma. Canımın çok daha fazla acıdığı zamanlar oldu, hem bunu yapanlar senin kadar güzel de değildi.”"


- Yabancı



200. "Tanrı'm o güvende olsun. O ve çocuğum."


- Yolcu



201. ""Dünyanın sonu gelse de sevgi ve müzik var olmaya devam edecek.""


- Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2



202. ""Benden korkmana hiç gerek yok," dedi yumuşak bir sesle.
"Ben yanında olduğum sürece kimseden korkmana gerek yok.""


- Yabancı



203. "“Seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



204. ""Dokun bana," dedi yumuşak bir sesle, "ve benim de sana dokunmama izin ver, Sassenach'ım.""


- Yolcu



205. "Beni bırakıp gittiğin zaman, ayak seslerini yok olana kadar dinledim.
Artık onu düşünmeye başlıyabilirim, dedim."


- Yabancı



206. "Brian’a insanların bakış açısını değiştirmek için fiziksel güç kullanmanın gelişmemişlik olduğunu söyledi."


- Yabancı



207. "Sonsuzluğun yanında günler ve haftaların ne kadar anlamı olabilirdi ki...?"


- Yabancı



208. ""Her zaman bir şey vardır, her zaman bir şey yapılabilir.""


- Yabancı



209. "Bir gece önce yeni keşfettiğim bir hazzın içinde yoğurulurken içinde bulunduğum durumu unutmak çok kolay olmuştu. Ama şu an hayatıma mecburen almış olduğum bir yabancının yanında zaman içinde başıma geleceklerden korkarak bir başıma yatıyordum."


- Yabancı



210. "Tanrı'm o güvende olsun. O ve çocuğum."


- Yolcu



211. ""Dünyanın sonu gelse de sevgi ve müzik var olmaya devam edecek.""


- Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2



212. "Seni düşündüğüm zaman aklıma ilk gelen kelime 'zarif' değil.
"Ama seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum." dedi.
"Ve Sassenach," diye fısıldadı, "senin yüzün benim kalbim""


- Kehribardaki Yusufçuk



213. ""Aynı büyük annemin dediği gibi. Yumurta kırmadan omleti yapamazsın"
"Senin büyük annen yoktu ki"
"Evet. Ama olsa tam da böyle söylerdi""


- Kehribardaki Yusufçuk



214. ""Hadi uyu benim küçük sevgilim. Yarın sabah yardımına ihtiyacım olabilir.""


- Kehribardaki Yusufçuk



215. "O zaman bölünmesinin içinde her şey mümkünmüş gibi görünür. Hayatınızdaki tüm kısıtlamaları gözden geçirirsiniz ve hiçbiri hiçbir şey ifade etmez. İşte o an zaman durur. O anda yapmanız gereken her şeyi yapıp yine aynı noktaya dönebileceğinizi düşünürsünüz,geri döndüğünüzde her şey bıraktığınız gibi sizi beklemektedir."


- Yabancı



216. "“Acıya dayanabilirim ama senin canının acımasına dayanamam. Benden bu dayanıklılığı göstermemi bekleme.”"


- Yabancı



217. ""(...) müzik anahtarı olmayan bir kilittir.""


- Kehribardaki Yusufçuk



218. ""Senin gitmene izin verebilecek kadar güçlü olmayı diledim""


- Yabancı



219. ""Bir gruba karşı durmak normal cesaretten fazlasını istiyordu, insani dürtülerin çok ötesinde bir yüreklilik.""


- Yabancı



220. "Saygının içerisinde sırlar saklanabilir ama yalanlara yer yoktur."


- Yabancı



221. "“Ben senin için doğdum,” dedim ona sarılarak.
“Bunu daha önce hiç söylememiş olduğunu biliyor musun?”
“Sen de söylemedin.”
“Söyledim. Buraya geldiğimizin ertesi günü... Sana seni her şeyden çok istediğimi söyledim.”"


- Outlander



222. "Yapmak zorunda olana kadar asla ne yapacağını bilemezsin."


- Yolcu



223. "Hayatta bazı şeylerin önüne geçilemeyeceğini kabul etmişti, kaderciydi.."


- Yabancı



224. "Birbirimizi yeniden keşfetmek için son derece huzurlu bir sığınaktı, golf oynamak ve balık tutmak İskoçya'daki en gözde dış mekan sporlarıydı ve biz dedikodu yapmanın en önemli iç mekan sporlarından biri olduğunun farkında değildik."


- Yabancı



225. "İskoçya dağlarında sürdürülen yaşam için söylenebilecek tek söz vardı, ağızdan çıkan yapılırdı."


- Yabancı



226. ""Çok rahatlatıyor insanı," dedi Jamie sonunda, "güneşin batışını, doğuşunu görmek. Mağarada yaşarken, hapisteyken, ışığın gelip gitmesi bana umut verirdi, dünyanın kendi işine baktığını düşünürdüm.""


- Kar ve Kül - Kısım 2



227. "Çok başarılı bir iş yapmıştı. Herhangi bir özür sözcüğü kullanmadan benden özür dilemiş ve mesajını iletmişti, buna hayran kalmıştım. Sana, bana öğretilmiş adaleti sundum. Senin acını ve küçük düşme hissini geçirebilmek için sana kendi acılarımı ve küçük düşürülmelerimi anlattım, hangisinin daha ağır olduğuna kendin karar verebilirsin."


- Yabancı



228. "“Bu mevsimde akşamları ayaz oluyordu, pelerinim bile bu soğuğa ve rüzgara karşı yeterli koruma sağlamıyordu. Jamie’nin üzerinde hiçbir şey olmadan, bu ayazda ve nemde dışarıda olması beni çok endişelendiriyordu ve onu yeniden görebilme ihtimalimin olma heyecanı her yanımı sarmıştı.."


- Outlander



229. "Yarın sabah dokuzdan önce kalkmayı reddediyorum."


- Yabancı



230. "“Evet. ‘Biz’ demen beni mutlu ediyor, Sassenach.” Bazen kendimi öyle yalnız hissediyorum ki.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



231. "Çalınan küçük anlar da vardı. Bunlar her şeyin durur gibi göründüğü kısacık zaman birimleriydi, işte bu varlığın mükemmel dengesiydi, aydınlıkla karanlık gibi. Bunlardan hiçbiri sizi sürekli olarak hükmü altına almıyordu."


- Yabancı



232. "Kütüphanede doğal bir huzur vardı, kitaplar ciltlerinin içerisinde sessizce kendi şarkılarını söylüyor gibiydi."


- Yabancı



233. "O zaman bölünmesinin içinde her şey mümkünmüş gibi görünür. Hayatınızdaki tüm kısıtlamaları gözden geçirirsiniz ve hiçbiri hiçbir şey ifade etmez. İşte o an zaman durur. O anda yapmanız gereken her şeyi yapıp yine aynı noktaya dönebileceğinizi düşünürsünüz,geri döndüğünüzde her şey bıraktığınız gibi sizi beklemektedir."


- Yabancı



234. "“Acıya dayanabilirim ama senin canının acımasına dayanamam. Benden bu dayanıklılığı göstermemi bekleme.”"


- Yabancı



235. ""Senin gitmene izin verebilecek kadar güçlü olmayı diledim""


- Yabancı



236. ""Bir gruba karşı durmak normal cesaretten fazlasını istiyordu, insani dürtülerin çok ötesinde bir yüreklilik.""


- Yabancı



237. "Birbirimizi yeniden keşfetmek için son derece huzurlu bir sığınaktı, golf oynamak ve balık tutmak İskoçya'daki en gözde dış mekan sporlarıydı ve biz dedikodu yapmanın en önemli iç mekan sporlarından biri olduğunun farkında değildik."


- Yabancı



238. "İskoçya dağlarında sürdürülen yaşam için söylenebilecek tek söz vardı, ağızdan çıkan yapılırdı."


- Yabancı



239. "Çok başarılı bir iş yapmıştı. Herhangi bir özür sözcüğü kullanmadan benden özür dilemiş ve mesajını iletmişti, buna hayran kalmıştım. Sana, bana öğretilmiş adaleti sundum. Senin acını ve küçük düşme hissini geçirebilmek için sana kendi acılarımı ve küçük düşürülmelerimi anlattım, hangisinin daha ağır olduğuna kendin karar verebilirsin."


- Yabancı



240. "“Evet, öyle. Büyük annemin dediği gibi yumurta kırmadan omlet yapamazsın.”
“Senin büyük annen yoktu ki,” dedim.
“Evet, ama olsaydı diyeceği laf bu olurdu,”"


- Kehribardaki Yusufçuk



241. "“Ama her şeyin altında İskoçya’nın derin sessizliği yatıyordu. Onu hissetmek için öylece oturmuştum. Bu duyguyu hissetmeyeli yirmi sene olmuştu ama karanlığın sakinleştirici gücü hala oradaydı, dağların arasında özenle kollarını açmıştı.”"


- Kehribardaki Yusufçuk



242. ""...seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum,”"


- Kehribardaki Yusufçuk



243. "Babaların günahını çocuklar çekmemeli."


- Kehribardaki Yusufçuk



244. ""Evet, iyi olacağım." Bir elini uzattı ve şükranla Ewan'ın omzuna dokundu. Ewan da onu okşadı ve geriye uzandı."


- Yolcu



245. "Sizi ne kadar çok severse sevsin kayıp insanlar içindir. Hepimiz sevdiklerimizi kaybederiz ve bununla başa çıkacak her zaman vardır."


- Yabancı



246. ""Bir şeyi duymakla görmek arasında büyük fark vardır.""


- Yabancı



247. "“Bu senin gördüğün kısmı sevgilim, yeryüzünde büyülerin ve büyücülerin gerçek yaşama bu kadar çok karıştığı başka bir yer daha yoktur.""


- Yabancı



248. "İhtiyacım olan, zihnimin ya da bedenimin sağlıklı olup olmamasından çok onun aşkıydı. Bir nefes gibi, kan gibi onun aşkına muhtaçtım."


- Kehribardaki Yusufçuk



249. "“Neler oldu?” diye sordu açıkça.
Nacognaweto, “Hastalık,” diye usulca cevapladı. Gözleri brendiden
yaşarmıştı. “Lanetlendik.”"


- Güz Davulları: Kısım 1



250. "Saygının içerisinde sırlar saklanabilir ama yalanlara yer yoktur.."


- Yabancı

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: