Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Devlet - Platon (Eflatun) | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Devlet Kitap Bilgileri


Yazar: Platon (Eflatun)
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 372
Basım Tarihi: 30 Ocak 2019
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Yunanca
ISBN: 9789754587173
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Devlet Kitap Tanıtımı


Platon (Eflatun, İÖ yaklaşık 428/7-İÖ yaklaşık 348/7): Bugünkü üniversitenin atası sayılan Akademia'nın kurucusu (İÖ 387) ve hocası Sokrates'i konuşturduğu "diyaloglar"la felsefeyi yazıya en iyi aktarmış olan ustalardan biridir.



Sokrates'in Savunması (Apologia) ile birlikte diyaloglarının en tanınmışı olan Devlet (Politeia)'te ise Platon, "iyilik", "eşitlik", "güçlülük" ve "haklılık" gibi "insanlık durumları"nı irdeleyerek düşlediği en iyi devletti anlatmış, ve bu temel yapıt, ister yanında ister karşısında olsunlar, 2000 yılı aşkın süredir ortaya konan bütün devlet kuramı ya da toplum düzenlerinin başvuru kaynakları arasında yer almıştır.



Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973); Hasan Ali Yücel'in kurduğu Tercüme Bürosu'nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biriydi. Tek başına ya da "imece" birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, HayyamX'dan Montaigne'e, Platon'dan Shakespeare'e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.



M. Ali Cimcoz: Çevirmen, seslendirme sanatçısı ve Türkiye'nin ilk özel galerisi Maya'nın kurucu yönetici olan Adalet Cimcoz'un iş ve hayat ortağıdır. Sabahattin Eyüboğlu ile yaptıkları Devlet çevirisi ise, 1959'da Türk Dil Kurumu'nun ilk çeviri ödülüne değer bulunmuştur.




Devlet Kitaptan Alıntılar


1. "Kendini iyi bir insan olarak yetiştirmek isteyen güzeli arar, güzeli över, ondan hoşlanır ve onunla beslenir."




2. "Dayan yüreğim, bir vakitler daha da kötüsüne dayanmıştın."




3. "Kendini iyi bir insan olarak yetiştirmek isteyen güzeli arar, güzeli över, ondan hoşlanır ve onunla beslenir."




4. ""Göğsünü yumruklayarak yüreğine çıkıştı: Dayan yüreğim, bir vakitler daha da kötüsüne dayanmıştın.""




5. "İnsanın hayatı dünyanın hayatından daha önemlidir; asıl bilgi dünyayı değil, insanı bilmektir."




6. "Değerli insan kendine yeter, tek başına yaşamanın tadına varabilir. Herkesten daha az arar başkalarını."




7. "Umut tatlı tatlı doldurur içini,
Yoldaşlık eder ona, hoş eder gönlünü.
Umut yola sokar, yoldan çıkan insan aklını."




8. "Ölçülü, uysal olana ihtiyarlık dert olmaz. Öyle olmayana ise gençlik de bela olur, ihtiyarlık da.Aklı başında bir adam, yoksulluk içinde ihtiyarlığa zor katlanabileceği gibi, akılsız adam da istediği kadar zengin olsun hiçbir zaman rahata kavuşmaz."




9. "Doğruların borcu dostlara iyilik etmektir, kötülük etmek değil."




10. "Kendimiz için dizginlediğimiz acıları, başkaları için dizginleyemeyiz."




11. "Bir bildiğim varsa, o da doğruluğun dosta yararlı, düşmana zararlı olduğudur. İnsan sık sık aldanır. Doğruluğu, kötü sandığı dostlarına zarar vermekte, iyi sandığı düşmanlarına da iyilik etmekte görür."




12. "Doğru olan, yalnız güçlünün işine geleni yapmak değil, tersini de, işine gelmeyeni de yapmaktır."




13. "Her sanat kendi işine geleni araştıracak başka bir sanatı, bu sanat da bir ötekini gereksemez mi? Yoksa şöylemi diyelim: Her sanat, işine geleni kendi bulur.Sanat, yetersizliğini gidermek için bir başka sanatı gereksemez.Çünkü sanatta hiçbir yetersizlik, hiçbir kusur olamaz.Sanatın, kendi alanındaki şeyden başka bir şeyin işine geleni araştırması gerekmez. Bir sanat sağlam oldukça, yani kendi bütünlüğü içinde kaldıkça, hiçbir kusura, hiçbir bozukluğa yer vermez."




14. "O halde her bilgi, kendinden üstün olanın işine geleni değil, kendi yönetimi altında olanın, yani güçsüzün işine geleni gözetir ve buyurur."




15. "Sanat adamlarının hiçbiri yanılmaz; yanılan, bilgisi yetmeyince yanılır, yanıldığı anda da artık sanat adamı değildir. Hiçbir sanat adamı, hiçbir bilgin, hiçbir yönetmen oldukça yanılmaz;Daha açıkcası, şudur.Yönetmen, oldukça yanılmaz, yanılmadığı için de kendine en faydalı olanı buyurur."





Devlet Kitap İncelemeleri


Düşünsene! 2400 yıl önce, birileri oturup sanki bizim adımıza akıl yürütmüş ve kendi yollarıyla doğruya ulaşmaya çalışmışlar. Bunu yaparken hem içerik hem de yöntem olarak ‘felsefe’yi kullanmışlar. Diyalogları okurken neden diyalog yöntemini kullandıklarını dahi anlıyorsun bu kitapta. İşte bu kitap felsefenin temellerinden biridir.

Bunlar öyle kitapta yazmaz ama;
Sokrates öldükten sonra Platon yirmili yaşlarındadır, o bunalımla gider ve dünyayı gezmeye başlar. Arayıştadır ve diğer ülkeleri, kentleri görür. Yani ‘öteki’ni görmeye başlar. Mısır’dır Yunan için bazen ütopya yani Devlet’te anlatılanlar ve onları örnek alır. Bazen gezdiği yerlerden ibret alır. Bu eser de o ütopyaya ulaşma arzusunun eseridir. Ama sonra o ütopyanın coğrafyasını ele geçirince, yani Mısır’ı da kendileri için ‘öteki’ olmaktan çıkarıp, işgal edince, artık ortaçağa kadar ütopyası kalmaz Batı’nın.

Bu eseri şu an yaşayan herkes okumalı diye düşünüyorum. Örnek olsun diye değil, düşünebilmeleri için bir yöntem olsun diye. Yazılanların bazılarının bugün gerçek olması, “yazıldıkları için mi bizim gerçeğimiz olmuşlar?” sorusunu da sorduruyor insana. Bu kitap hakkında söylenecek çok şey var ancak bu kadarı yeterlidir. Dilerim bugün yaşadıkları hayatın kökenlerini öğrenmek isteyen herkes okur.




Çevirenlerin önsözünü okuduğumda -ki önsözde: "Okuyucu, önsöz okumazsın sen biliyoruz, haksız da değilsin hani önsözlerin çoğu anlayışına sınır koyar." dese de kitabın öncesinde ve sonrasında bu önsözü keyifle okumanın sonucu, onların fikirlerine de incelememde yer vermek istiyorum. Sokrates MÖ 470-399 yıllarında yaşamış, Sokrates öldüğü zaman Platon 28 yaşındaymış.
"Devlet'in yazılmasına asıl yol açan olay Sokrates'in ölümüdür.Sokrates başkaldırmaya katıldığı, başkalarını başkaldırmaya zorladığı için değil; serbest düşündüğü, eski düzenin temellerini sarstığı için ölüme mahkum olmuştur. "
Zehir içerken hiç tereddüt bile etmeyişini, bu önsözü okurken dokunaklı olarak yaşadım ve gözlerimin dolmasına sebep oldu, tıpkı o zehri yudumlarken dostlarının ağlayışı gibi.
Kitabın içeriğinde doğruluk,iyilik,ölçü,eğrilik gibi birçok konuya değinilmiş, beni şaşırtansa nerdeyse 2500yıl önce yazılan konuşulan bu konuların hala günümüz geçerliğini korumuş olması. Gerçi onların düşlediği bu devlet düzeni şu anki ile örtüşmüyor orası ayrı. Platon’a göre mutlu olmak için erdemli olmak gerekir. Erdem iyiliğin, iyilik de insanın ve toplumun en yüksek amacı olan mutluluğun gerçekleşmesini sağlayacaktır. En yüksek bilgi de iyi ideasıdır bunu anlatmak için de güneş benzetmesini kullanır. Önsözde geçtiği gibi "Devlet okunmuş olsa bile sık sık yeniden okunmaya değer,dünya gibi hep yeniden anlaşılmak isteyen kitaptır."




Kitap aylarca elimde sündü durdu. Üzerine kaç kitap bitirdim saymadım. Kötü bir kitap olduğundan değil aksine o kadar güzel bir kitap ki bir an önce okuyup bitirmek istemedim. Zaten de hemen bitebilecek bir kitap değildi benim için. İçindeki o güzel bilgileri okumak,anlamak,sezinlemek ve gerektiğinde hayata geçirebilmek olduğu için uzun sürdü. Fakat çok keyif aldım okurken. Çoğu yerleri yadırgadım çünkü bu zamana göre uygun olmayanlar vardı bazı insanların öyle olmadığı kanısına vardım lakin o zamana göre yazılmış olduğu için çok da irdelemedim. Konusu siyaset felsefesi olup türü ütopik kurgu olduğu halde son kısımlara doğru ayrıca keyif aldım ve su gibi akıp gitti.

Düzgün diğer yorumum:

Konusu siyaset felsefesi olan ütopik kurguya sahip bir eser. Aylarca elimde sürünmesine rağmen çok sağlam ve kaliteli bir eser olduğu gerçek. Ölümden nasıl söz edilecek,devlette yönetenler ve yönetilenler kim olacak,devlette kadının yeri,devletlerde filozoflar niçin hor görülüyor, eğitim basamakları,Tanrı ve insan doğumlarında sayıların önemi, isteklerin özü ve çeşitleri, kâinatın yapısı gibi birçok konuları ele alan bir eser. Kitabın içinde çoğu sorunun cevabını bulabileceğiniz,bazı değerlere karşı çıkabileceğiniz yerler olacaktır. Fakat buna rağmen bilginize bilgi katacak ve daha da yorumlama yeteneğinizi artırıp araştırma arzunuzu tetikleyecek bir eser olduğunu düşünüyorum.




Bir felsefe klasiği. Kitapta Sokrates ve bir grup filozofun ideal devlet duzeniyle ilgili diyalektiği Platon tarafindan diyaloglar seklinde verilmiş bu diyaloglarla kendinizi sanki konuşmalarin ortasinda gibi hissediyorsunuz bu yönüyle oldukca keyifli, akıci ve sürükleyici gidiyor. Kıtapla ilgili bende hayranlik uyandiran şey; M.Ö 400 lü yıllarda yazılmış ve hala güncelliğini koruyor olması. İçinde yaşadığımız devlet düzeninin asırlar öncesinden bu kadar gerçekçi bir şekilde tasvir edilmesi de şaşırtıyor , aynı ya da benzer düzenler asırlardır süregelmiş diyorsunuz... "İyi devlet nasıl olmalı?", "İyi insan nasıl yetiştirilmeli?" gibi soruların tartışıldığı adalet , adil, doğru, eğri, erdem, bilgi, eğitim, müzik, tiyatro, spor, sanat, politika, siyaset ve felsefe gibi kavramların ideal devlete ve ideal insana etkilerinin tartışıldığı bu kitabı herkesin okuması gerek diye düşünüyorum. Çünkü bu kitap bir ayna aynı zamanda bir fener görevide üstleniyor bu yönüyle zamanı da aşmış, kendinden sonrakilere sesleniyor.. Ayrıca kitap kendi içinde on bölümden oluşuyor. Dokuzuncu bölümdeki " İnsanın içindeki çok başlı canavar ve aslan" benzetmesi beni benden aldı diyebilirim. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar :)
(Not: Kitapta katılmadığım bazı noktalar oldu bu durumun da antik çağ ve yunan kültürünün farklılıklarından kaynaklandığını düşünüyorum.)




Bu kitapta platonun tasvir ettiği hayalindeki devleti okuyoruz. Nasıl tiranlar Makyavelli'nin Prens kitabından yararlanıyorlarsa, korku ütopyalarındaki devletlerin örnek alabileceği bir devlet bence Platon'un Devlet'i.

Okurken içinde bulunmak istemedim çünkü çok sıkı kurallarla çizilmiş bir devlet bu, herkesin devlet için varolacağı o kadar net ki, demokrasi rejiminde yaşayan biri olarak bu özgürlük ortamından Platon' un devletine asla geçmek istemem.

Yalanı asla tasvip etmeyen Platon, devletinin devamlılığı için tek bir yalan söylenebileceğini onun da mitoslar yalanı olduğu fikrini ortaya atar ve bu yalan da devletinin temelini oluşturur. Bence çok çelişkili bir durum; yalandan nefret etmek fakat bir ülkenin damarlarına bir yalanı işlemek.

Halkı da üç sınıfa ayırır bu ayrımda mitoslar yalanı bayağı iş görür, bu yalan sayesinde herkes kendi işinin başındadır. İçinde altın olanlar yönetici, içinde gümüş olanlar bekçi ve halk da yine hakettiği değeri alarak (!) içinde bakır bulundurduğu söylenir bu yalanla.

Mağara alegorisinde dışarı çıkan, her şeyin ayırdımına varan kişiyi filozof olarak tanımlar. Filozofun ne denli büyük olduğunu bizlere göstermek ister. Halk yani içerde kalanlar asla filozofu kolay kolay anlayamaz. Filozofu deli olarak görürler, bir yandan da haklılar çünkü inandıkları, bildikleri başka bir hayat yoktur onlar için.

Sonuç olarak ince düşünülmüş bir devlet planı. İyinin, filozof kralın, eğitimin, disipline edilmiş bir toplumun ve daha bir çok unsurun bir devlet için önemini görüyoruz Platonun Devlet' inde.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: