Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Kitap Bilgileri
Yazar: Cengiz Aytmatov
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 110
Basım Tarihi: Kasım 2018
İlk Yayın Tarihi: 1977
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9786051557373
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Kitap Tanıtımı
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Cengiz Aytmatov'un mitoloji ile gündelik hayatı bir araya getirdiği ve insanlığın en büyük erdemlerinden olan metanet ve fedakarlığın trajik hayatlarımızda ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu eşsiz bir üslupla anlattığı hikayesidir. Okuyucuyu hüzünlendiren ve tesiri altına alan bu hikaye, Aytmatov'un diğer hikayelerinden farklı olarak bir bozkırda değil, denizin tam ortasında geçer. Bir yaratılış efsanesi ile başlayan hikayede bir babanın, evladı için hayatından vazgeçişinden bahsedilir. Hatta yalnızca bir babanın değil, küçük bir çocuk olan Kirisk'in yaşaması için üç adamın ölüme gidişi âdeta yüreğinize işlenerek anlatılır. “Koca bir denizin ortasında susuzluktan ölüp gitmek korkunç bir şeydi. Eskiden övündüğü nesi varsa hepsi yok olup gitmişti ve ölüm hiç de uzak değildi artık. Ama göğsündeki yüreği yine gençlik yıllarındaki arzularla, tutkuyla çarpıyor, gönlü kocamıyordu. Ne büyük bir felaketti gönlün hiç yaşlanmaması! Çünkü, gönül yaşlanmayınca, düşleri, düşünceleri de değişmiyordu. Ve insan ancak rüyada, düşüncelerde hür ve ölümsüzdü…"
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Kitaptan Alıntılar
1. ""O gün de böyle geçti: Beklemek, hep beklemekle...""
2. "“ Talih vardır güldürür, talih vardır öldürür...”"
3. "Düşlere dalıp avunmaya çalışması içinde bulunduğu gerçeği değiştirmiyordu."
4. "Yıldızlar aldatmazlar insanı.Her zaman doğru yolu gösterirler."
5. "Ah çocuklar böyledir işte! Ne hoştur çocukluk çağı!"
6. "Bir ayağı çukurda olsada gönül kocamaz, yürek hep çarpar gençlikteki gibi."
7. "İnsan ancak rüyada düşüncelerinde hür ve ölümsüzdü.Düşleriyle o, gökyüzüne çıkıyor, denizlerin dibine inebiliyordu."
8. "Fakat söylemek kolaydır da yapmak zordur."
9. "Çünkü bazen yaşatmak için ölmeyi bilmek gerekir!"
10. "Ah çocuklar böyledir işte!
"
11. ""Koca bir denizin içinde susuzluktan ölüp gitmek korkunç bir şeydi.""
12. "“O gün de böyle geçti: Beklemek, hep beklemekle...""
13. "Eskiden babasına benzemekle övünür, babası gibi yapmaya, onun gibi davranmaya özenirdi. Ama şimdi babasının kendisi olduğunu; onun bir başlangıç, kendisinin de onun uzantısı olduğunu anlıyordu."
14. "Dalgalar karanlıkta kayalara çarptıkça parçalanıyor, sanki acıdan kıvranıyordu. Denizin dayanılmaz vuruşlarına karşı koyan, taş sertliğindeki toprak ise dalgalar dövdükçe inim inim inliyordu.
Yaradılıştan düşman güçlerdi kara ile deniz. Gecelerin geceleri, gündüzlerin gündüzleri doğurduğu zamandan başlayıp karanın ve denizin var olacağı bütün geceler, bütün gün-
düzler boyunca boğuşacaklardı.
Bütün geceler bütün gündüzler boyunca...
Bir gece daha sona eriyordu.
Denizin üstünde Orhan Dede'nin rüzgârı uğulduyor, Milgun Amca'nın dalgaları yuvarlanıyor, aydınlanan gökyüzünün bir ucunda ise Emrayin' in yldızı ışıl ışıl parlıyordu.
Bir gün daha doğuyordu..."
15. "İnsanın aklıyla benimsediğini bedenin benimsemesi güçtür çoğu zaman."
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Kitap İncelemeleri
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek hikayesinde Cengiz Aytmatov, deniz kıyısında yaşayan, avcılıkla geçinen bir kabilenin, her erkek çocuğuna olduğu gibi zamanı gelince denize açılan Kriski'i anlatıyor. Krisk’in babası , amcası ve dedesi ile denize açılması ve denizde yaşadıklarını içeren uzun ve bence muazzam bir hikâye. Hikâyenin içerisindeki mitolojik olaylar ve karakterlerin fedakarlıkları çok etkileyiciydi. Okurken tamamen yaşıyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz.
En çok etkilendiğim kısmı bir alıntı ile paylaşabilirim
‘Koca bir denizin ortasında susuzluktan ölüp gitmek korkunç bir şeydi.’
Sonsuz bir deniz de suyu dikkatli şekilde içmek ve susuzluktan dolayı yapılan fedakarlıklar..
Spoiler vermek istemediğimden dolayı hikayenin içeriğinden çok bahsetmek istemedim. Sizde okuyup aynı duyguları yaşamanızı isterim. Zaten sayfa sayısı çok olmadığından zamanınızı çok alacağınızı düşünmüyorum. Okuduktan sonra sizde hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak yazarsanız mutlu olurum.
Sevdiğim birkaç alıntıyla incelememi bitirmek istiyorum.
"İnsan ancak rüyada düşüncelerinde hür ve ölümsüzdü.Düşleriyle o, gökyüzüne çıkıyor, denizlerin dibine inebiliyordu."
"Hayallerini, düşlerini bir başkasına aktaramazdı. Çünkü düşler aktarılamaz. İşte bu yüzden, insanlar iz bırakmadan yok olmamalıydılar."
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek hikayesinde Cengiz Aytmatov, deniz kıyısında yaşayan, avcılıkla geçinen bir kabilenin, her erkek çocuğuna olduğu gibi zamanı gelince denize açılan Kriski'i anlatıyor. Krisk’in babası , amcası ve dedesi ile denize açılması ve denizde yaşadıklarını içeren uzun ve bence muazzam bir hikâye. Hikâyenin içerisindeki mitolojik olaylar ve karakterlerin fedakarlıkları çok etkileyiciydi. Okurken tamamen yaşıyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz.
En çok etkilendiğim kısmı bir alıntı ile paylaşabilirim
‘Koca bir denizin ortasında susuzluktan ölüp gitmek korkunç bir şeydi.’
Sonsuz bir deniz de suyu dikkatli şekilde içmek ve susuzluktan dolayı yapılan fedakarlıklar..
Spoiler vermek istemediğimden dolayı hikayenin içeriğinden çok bahsetmek istemedim. Sizde okuyup aynı duyguları yaşamanızı isterim. Zaten sayfa sayısı çok olmadığından zamanınızı çok alacağınızı düşünmüyorum. Okuduktan sonra sizde hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak yazarsanız mutlu olurum.
Sevdiğim birkaç alıntıyla incelememi bitirmek istiyorum.
"İnsan ancak rüyada düşüncelerinde hür ve ölümsüzdü.Düşleriyle o, gökyüzüne çıkıyor, denizlerin dibine inebiliyordu."
"Hayallerini, düşlerini bir başkasına aktaramazdı. Çünkü düşler aktarılamaz. İşte bu yüzden, insanlar iz bırakmadan yok olmamalıydılar."
Kitabı çok beğendiim. Bu kadar klasik bir konu ancak bu kadar güzel ve çarpıcı bir şekilde kaleme alınabilirdi. Tabi ki bir Cengiz Aytmatov kitabından da başka bir şey beklenemezdi. Ama bu hikaye diğer kitaplarının aksine bozkırda değil, denizin ortasında geçiyordu. Bu nedenle bu kitabını okumayı öne aldım ve iyi ki de öyle yapmışım mükemmeldi. Okumanızı öneririm.
Spoiler
Kitap, bir Nihivli geleneği olan, erkek çocuklarının belli bir yaşa gelince temel geçim kaynakları olan avcılığa çıkmasıyla ilgili. Ana karakterimiz on bir yaşındaki Kirisk de ilk kez dedesi Orhan Ata, amcaoğlu Mılgın ve Babası Emrayin ile birlikte denize açıldı. Ama beklenmedik bir şey oldu.Büyük bir sis bulutu tüm denizi kapladı ve günlerce gitmedi. İki günlük bir avlanmaya göre yanlarında su ve yiyecek götürdükleri için artık onlara su yetmemeye başladı. Yavaş yavaş susuzluk ve açlık onları öldürüyor ama hala sis geçmek bilmiyordu. Deneyimli bir denizci olan Orhan Ata, durumun vahimliğini fark ederek, uzun bir düşünüşten sonra onların bir süre daha yaşamaları için kendini feda etti. Ardından da Mılgın izledi onu. Emrayin şimdi oğluyla başbaşa kalmıştı. Ona bu olanları nasıl anlatacak, oğlunu yaşatmak için kendi hayatından vazgeçecek mi, oğlunu ne kadar sevdiğiyle ilgili aklına gelen düşünceler, yaşam sevgisi... Hepsi o kadar yürek burkucuydu ki ne yazsam az kalır.
Aytmatov’un bozkırın ortasında geçen öykülerine alışkınım, bu sefer bir denizin ortasında buldum kendimi!
Kirisk adında küçücük bir çocuğun deniz avcılığı eğitiminin ilk seferinde kayıkla çıktıkları yolculuğu kaleme almış Aytmatov.
Kayıkta Kirisk hariç babası Emrayin, Emrayin’in arkadaşı Mılgın ve deniz avcılığında usta olan yaşlı adam Orhan Ata bulunuyor.
Hep birlikte bu yolculukta ufak Kirisk’e fok avlamayı öğreteceklerini, denizde yön bulmasını sağlayacaklarını düşünürken hiç hesapta olmayan bir hava durumundan ötürü bütün işleri ters gidiyor ve bir felakete doğru sürükleniyorlar.
Aytmatov’un en sevdiğim özelliği sakin sakin anlatışı, hiç sıkmadan, yormadan duru kalemiyle.. sanki olaylar karşımda yaşanıyormuşçasına.. öyle güzel bir anlatım ki.. gökyüzünde süzülüyormuş hissi verirken bir anda olayları öyle bir noktaya getiriyor ki şok oluyorum.
Bir anda her şey tepetaklak oluyor, öyle bir son veriyor ki kitaba… Şok olmamak, etkilenmemek mümkün olmuyor. Yine aynı şeyi yaptı, öyle bir dokundu ki yüreğime şaşırıp kaldım.
Fedakarlık duygusunu o kadar güzel işlemiş ki gerçekten gözlerim dolu dolu okudum son satırları.
Çok beğendim, harika bir kitaptı. Aytmatov’un yazdığı her şey güzel zaten..
Bu kitabını da kesinlikle tavsiye ediyorum.
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Cengiz Aytmatov’un mitoloji ile gündelik hayatı bir araya getirdiği ve insanlığın en büyük erdemlerinden olan metanet ve fedakârlığın trajik hayatlarımızda ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu eşsiz bir üslupla anlattığı hikâyesidir. Okuyucuyu hüzünlendiren ve tesiri altına alan bu hikâye, Aytmatov’un diğer hikâyelerinden farklı olarak bir bozkırda değil, denizin tam ortasında geçer. Bir yaratılış efsanesi ile başlayan hikâyede bir babanın, evladı için hayatından vazgeçişinden bahsedilir. Hatta yalnızca bir babanın değil, küçük bir çocuk olan Kirisk’in yaşaması için üç adamın ölüme gidişi âdeta yüreğinize işlenerek anlatılır. *** “Dəniz kənarı ilə qaçan Alabaş” Çingiz Aytmatovun mifologiyanı və gündəlik həyatı birləşdirdiyi, bəşəriyyətin ən böyük dəyərlərindən olan əzmkarlığın və fədakarlığın faciəli həyatımızda nə qədər böyük əhəmiyyət kəsb etdiyini izah edən povestidir. Aytmatovun digər hekayələrindən fərqli olaraq oxucunu kədərləndirən və təsirləndirən bu əsər çöllərdə deyil, dənizin ortasında baş verir. Yaradılış mifi ilə başlayan hekayədə həyatını oğlu üçün qurban verən bir atadan bəhs olunur. Əslində, yalnız bir atanın deyil, balaca oğlan Kiriskin sağ qalması və nəslin davamı üçün ölümə gedən üç kişinin fədakarlığı da qəlbimizdə iz buraxır.