Demir Özlü En Beğenilen Sözleri
1. "En güzeli, bir kitap alıp okumak."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
2. ""Yirmi yaşında kalbimize sıktığımız kurşun, kırkımızda öldürecek bizi.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
3. "''...yaşam, herkes için yıllarla ölçülmez.''"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
4. "-ölüm gibi aşkın da insanı nerede beklediği bilinmiyor-"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
5. "Türkiye kendi çocuklarına onulmaz acılar çektirmiştir."
- Borges'in Kaplanları
6. "Bir gün, belki, yaşarsak..."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
7. "Su alınacak yer yoktu çocuğum, bir odada on beş kişi kalırdı, açtı millet açtı.."
- İthaka’ya Yolculuk
8. "Siktir et. Hiçbir şeye aldırma!"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
9. "Sanki seyretmek için gelmiştim bu dünyaya. Seyrediyordum işte. Seyrettim ve şimdi anlatıyorum. Bütün yaptığım bu."
- İthaka’ya Yolculuk
10. "''...biraz okumanın, ufak tefek notlar alabilmenin en iyi yaşam biçimi olduğuna giderek, daha çok, inanıyoruz.''"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
11. "İçimde, beni her zaman mutlu etmeye yetmese de, yanmaya hazır ne de çok mum varmış."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
12. "Tüm dünyam yıkıldı ve ben altında kaldım..."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
13. "En iyisi yalnız kalmayı seçmektir."
- İthaka’ya Yolculuk
14. "En iyisi yalnız kalmayı seçmektir."
- İthaka’ya Yolculuk
15. "Burada gerçekten yaşanmadığını, yalnızca sürünüldüğünü unutma."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
16. "''...beni yataktan çıkmaya zorlayacak bir neden olmamasının, yapacak bir şey olmamasının yarattığı kararsızlıklar, kararsızlıklar arasında düşülen boşluklar...''"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
17. "Belki günün birinde, haritadaki herhangi bir noktada buluşup, konuşuruz. Şimdilik, iç ve dış sürgünlerimizi yaşıyoruz"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
18. "Çünkü yaşamdan pek az tad alıyorum. Bu pek az tadın, pek çoğunu uzun yaşama uğruna harcamak bana saçma geliyor."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
19. "Bütün yaşamımız boyunca, orada da, burada da, sürgündük."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
20. "İnsan kendi toplumuna inanmak, orada sağlam bir şey bulmak istiyor. Bir milyon düş kırıklığı yaşamış olsa da."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
21. "Basında olup bitenleri ne kadar izliyorsun, bilemiyorum. Ama her gün bir bokluk çıkıyor."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
22. "Her şey, sürüncemede kaldı, her şey ertelendi. Yaşamın en belirgin, en ağır çizgisi bu oldu: Ertelenmeler."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
23. "Sıkıntılarımdan söz etmemek için, ne kimseleri görüyorum, ne de kimselere yazabiliyorum.
(Kendi kendime, "kabak tadı vermeye başladın" diyorum. Bu tadı hiç değilse dostlarıma vermek istemiyorum.)"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
24. "Babam beni çok sevdiği için ben de çocuklarımı çok sevdim."
- İthaka’ya Yolculuk
25. "Bu iç sıkıntılarından, "varoluşumun ikide bir hiçlik üzerine oturmasından" bıktım."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
26. ""Aklın mekanı yürektir""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
27. "Mahallesinden çıkmayan, büyük hayaller kurmayan, sade, çok sade bir yaşam süren insanların çok daha mutlu olduklarını düşündüm durdum"
- İthaka’ya Yolculuk
28. ""[...] bilginin bir kusur gibi önemsizleştirildiği bir ortamda... Ülkemizde cehaletin keskinleştirip, sivrilttiği egolar, okumuşların küçültmek zorunda kaldığı egolarını baskı altında tutmaktadır.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
29. "Sanırım, istenildiği gibi düzene sokulmuş bir hayatta -orada- ona (mutluluğa) daha çok rastlanırdı."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
30. "İnsan, zamanla kendisi için gerilimli bir zaman elde ediyor. Asıl düşman o sanırım: senin zamanın, senin içzamanın."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
31. "''...kentten uzak bir yerde, telefonsuz, gazetesiz, televizyonsuz, özellikle sessiz bir yerde yaşamak. Biraz kitap. Biraz kağıt ve boya.''"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
32. "Hepimiz gibi.
Kendime bir köşe arıyorum. Sessizce yaşayıp öleceğim bir köşe. Başka da bir şey istemiyorum ve aramıyorum."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
33. "Bir şeyler yaptığını sanıyordun.Oysa zihnin derin bir sessizlik içinde yüzüyordu."
- İşte Senin Hayatın
34. "- Nasıl, çok güç mü ölüm?
- Görmüyor musun, ölemiyorum"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
35. "''...birçok kez kalemi elinden bırakmış Aziz Sait'in [Faik] dediği gibi "Yazmasaydım deli olacaktım.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
36. "Hafif bir korku, zaman zaman artan, zaman zaman da azalan bir tedirginlik, bir yerini bulamamışlık boğuntusu…"
- Bir Beyoğlu Düşü
37. "Bu toplum bu kadarını verebilir sana. (...)
Güzellik ve çıplaklık. Bastırılmış duygular."
- İthaka’ya Yolculuk
38. "Bütün yaşam tek bir yanılsama ya da bir Yanılsamalar dizisinden başka neydi ki?"
- Bir Beyoğlu Düşü
39. "Yazmak için yaşamıyorduk (...duk dememek için bu 1. tekil şahıs.) Yaşamak için yazıyorduk."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
40. "(Hiçbir ülkede bu kadar satılmış gazeteci olabileceğini sanmıyorum.)"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
41. "Yalnızca bitkiler, deniz, köpek ve hatta kediler...
Başka hiçbir şey."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
42. "Şimdi kim doldurabilir bu boşluğu? Yitirdiğim şeyleri kim geri verebilir bana? Şimdi dolaştığım bu koridorlarda kendimden hiçbir şey yitirmemiş gibi davransam da, içten içe biliyorum onu: çok şey yitirdim ben senden uzak kalmakla"
- İthaka’ya Yolculuk
43. "''...okumaktan yeni, yepyeni tadlar alıyorum. Bugüne değin okumadığım, hiç değilse doğru dürüst okumadığım yazarları, şairleri okuyorum. Ne mutluluk! Türk yazarlarının büyük bir çoğunluğunun niçin iyi bir okuyucu olmadığını da yavaş yavaş anlamaya başladım: İyi bir okur olsalar, o yazdıklarını yazmazlar, yazsalar da yayımlamaktan utanırlar.''"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
44. "Ateşle çevrili -ya da boşlukla- bir yalnızlık içindeyiz."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
45. "Tüketim toplumu; onun yarattığı "yalnız yığınlar"
Amerikan insanı sanki bir "robot" ya da "nevrozlu bir kişi" olmak zorunda kalıyordu."
- Borges'in Kaplanları
46. "Lütfen bana bir Kafka t-shirt'ü al. Onu sırtımdan hiç çıkarmayacağım"
- Özyurdunda Yabancı Olmak
47. "Türkler düşünmüyorlar. Her konuda önyargıları var. Ve o önyargıları düşünce sayıyorlar. Hiçbir şeyi, incelemiyorlar, öğrenmek istemiyorlar, bilgilenmek, bilgilenip de düşünmek istemiyorlar."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
48. ""Bazı ülkelerde görmek en acı verici cezadır; başka ülkelerde ise yurttaşlar bunu elde etmek için mücadele etmek zorundadır.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
49. "Üzüntüler bitmiyor. Kolay kolay da bitmeyecek sanırım."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
50. "Önemli olan bir “baba evi”ne sahip olmaktır değil mi?"
- İthaka’ya Yolculuk
51. "günümüzde edebiyat adına, o kadar çok işe yaramaz klişelerin gürültüsü yapılmaktadır ki, bu gürültü içinde gerçekten iyi olan şiirin, hikayenin, romanın sesi, ancak güçlükle duyulur gibi olmakta, bazen de hiç duyulmamaktadır"
- Borges'in Kaplanları
52. "İnsan dilediği gibi yaşayamadığı gibi, dilediği gibi de ölemiyor. Tanrıya inananlar da, inanmayanlar da."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
53. "adına yaşam dediğimiz bu bok...
Yaşamaya çalışalım. Birbirimizin acısını yaşamamak için."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
54. "Herşeyi bırakıp gitmek! Sonsuz bir yolculuğa."
- İşte Senin Hayatın
55. "" Yirmi yaşında kalbimize sıktığımız kurşun, kırkımızda öldürecek bizi...""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
56. "büyük bir yalnızlığın romanıdır; sefaletle beslenen bir yalnızlığın."
- Borges'in Kaplanları
57. ""Şiir çıplaklıktır""
- Borges'in Kaplanları
58. "Seni seviyordum. Seni sevmenin ulaşabileceğim en büyük erdem olduğunu sanıyordum."
- İthaka’ya Yolculuk
59. "Düş, ikinci bir yaşamdır"
- Borges'in Kaplanları
60. "Yakından, başkalarınca nasıl göründüğünüzüyse hiçbir zaman bilemeyeceksiniz."
- İthaka’ya Yolculuk
61. "Bugün, bunu çok daha iyi görüyorum. Yazdıklarımdan, ne para, ne pul, ne ün, ne saygınlık, ne mebusluk, ne diplomatik görev (bir zamanların yazarları gibi) bekledim. Hiçbirimiz beklemedik.
Toplum, bu sağır toplum, kulağını hiçbir zaman bizlere açmadı.
Bırak kendi telinden çalan bizleri, Nazım gibi bir şairi bile benimseyip bağrına basmadı bu toplum."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
62. "Sanki seyretmek için gelmişim bu dünyaya. Seyrediyordum işte. Seyrettim ve şimdi anlatıyorum. Bütün yaptığım bu."
- İthaka’ya Yolculuk
63. "Görmüş, geçirmiş, atlatmış kişi bir bilgeliğe ulaşmış gibi görünse de, daha mutlu değildir kuşkusuz. Kim söyleyebilir bilgeleşen insanın daha mutlu olduğunu? Onca toplumun, onca insanın trajedilerini gördükten sonra.. nerde bilgelik, nerde dünyayı yeterince tanımamış olmanın mutluk kaynağı saflığı ?"
- İthaka’ya Yolculuk
64. "“Günler iyi geçmiyor Gülgün. İçim bomboş. Kendimi boşlukta duyuyorum. Yeni bir yaşam kurmak için de hiçbir gereksinme duymuyorum.”"
- Bir Küçükburjuvanın Gençlik Yılları
65. "İnsanı yalnızlığa çeken bir yanı vardır Berlin'in. Tezer'in deyişiyle, yalnızlığı tahrik eden bir yanı. "Provoke eden bir yanı" diyordu o."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
66. "Yitirilmiş bir şey vardı, artık hiç ele geçirilemeyecek bir şey."
- İşte Senin Hayatın
67. ""Ben de, dayanmak için yazmaya başladım. Eski bir sevgiliye döner gibi. Başka çıkar yol olmadığını görerek.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
68. "Devam eden sadece çürümeydi. Burada insan neye tutunabilirdi ? Aşka mı? Gülünçtü. Tutunmak istediğin herşey acı bir kahkahaya dönüşüyordu."
- İşte Senin Hayatın
69. "Çünkü, gerçekten, kendini yitirmiş bir insan için, artık her şey bir yarıgerçektir."
- Bir Beyoğlu Düşü
70. "Yaralı bir toplumun çocuklarıydınız."
- İşte Senin Hayatın
71. "Votka bütün yalnızlıkları hafifletir, düş kırıklıklarının arasını düşle doldurur."
- Bir Beyoğlu Düşü
72. "Her şey, bütün insan yaşamları birkaç sözcüğe dönüşmüş sanki. İnsanların dünyası. İnsanın durumu bu."
- İthaka’ya Yolculuk
73. "Ardımı bırakmayan hayaleti, bir giysi gibi çıkarıp atmam gerekiyordu üstümden..."
- Bir Beyoğlu Düşü
74. "Keder uykunun içinde de sürüklenip duruyor."
- Kendi Evine Varamamak
75. "Felsefesiziikten ötürü baş döndürücü bir kimlik bunalımı içerisindeyiz. Ne liberali gerçekten liberal olan, ne sosyal demokratı gerçekten sosyal demokrat olan bir maketler toplumunda yaşıyoruz sanki."
- Borges'in Kaplanları
76. "“ -hayat bizi sevmiyor. “"
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
77. ""Ne aşk, ne meşk, ne heyecan... hiçbir şeyim yok.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
78. "Yaralı bir toplumun çocuklarıydınız."
- İşte Senin Hayatın
79. ""Hayatımı şu gördüğümüz insan hayatlarının anlamsız koşullarına uydurmaktan koruyacağım.""
- Borges'in Kaplanları
80. "Kötü zaman.
İnsanlar…
İnsanlar kötü…"
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
81. "Böylece darmadağınık olmuş bir kuşak işte. Türkiye gibi. Daha da sarsıntılardan geçecek. Ortada ne kalacak? İnsanlarını
dışarılara savurmuş bir ülke."
- Borges'in Kaplanları
82. "Ruh kendi kendini nasıl oylayabilir ki?"
- İşte Senin Hayatın
83. "Yılbaşında gökyüzüne savurdukları bir havai fişek gibi gittin ve parçalanan iz bıraktın ardında."
- Bir Küçükburjuvanın Gençlik Yılları
84. "Kimsecikler yoktu."
- İşte Senin Hayatın
85. "Kim bilir, bu adım adım yalnızlaşma sonunda mutlak bir yalnızlığa ulaşacak. Kim bilir? Sadece anabildiğin şeylerle baş başa kalacaksın."
- İşte Senin Hayatın
86. "'Nedir ki mutluluk?' diye düşünüyordu. 'Hayatta birşeylerin gelip bulması seni, ummadığın şeylerin olması ya da saplantıların kendi kendini onarması. Başka ne olabilir ki?'"
- Bir Beyoğlu Düşü
87. "Aradığın, insanın kendi başına da mutlu olabilmesiydi."
- İşte Senin Hayatın
88. "Bazen öyle yalnızım ki,
bu şehre sanki yeni gelmişim; dilini bilmiyorum, fabrikalarını, meyhanelerini, hiç komşularım yok, hani dostluklarım da olmamış ..
Hayalinde dolaşıp hicranlı sevdalarıni ıssızlığına karışıyorum kalabalıkların.
Yalnızlık seni ne kadar kullanıyorum yine yenisin.
Hep kullanıyorum ama bak eski değilsin ...""
- Borges'in Kaplanları
89. "Charles Olson, şiir üzerine bir denemesinde "şiir kinetik bir iştir," diye yazacaktır, "okuyucu üzerine boşalmak istiyorum ben; o okuyucu benim ritmime katılmalıdır, orgazmla uygunluk gösteren bu ritme"
Gerçekten Ginsberg'i de, Orlovsky'yi de dinlerken bunu duyuyordu insan: Kendinden geçme ve boşalma."
- Borges'in Kaplanları
90. "Kalabalıklar her zaman içinde çok sayıda budala barındırır."
- İşte Senin Hayatın
91. "İstanbul kenti, sonradan gelenlerin anlattıklarından çok farklı bir gizli tarih de taşımaktadır ve sadece Cenova, Paris, Londra vb ile değil, fakat Odessa, Prag yöresi ve başka yörelerle de derin insan tarihi ilişkileri olmuştur.
-Galata-"
- Borges'in Kaplanları
92. ""Öğret bana yitip giden olmayı ""
- Borges'in Kaplanları
93. "Önünde açılan sonsuz bir yalnızlık boşluğudur."
- İşte Senin Hayatın
94. "Böylece yaşamım tuhaf bir yaşam oldu. Yaşadığımız dünyada, tuhaf olmayan yaşam var mıydı?"
- Kendi Evine Varamamak
95. "Böyleydi işte. Günler sadece güzel şeyleri taşıyıp getirmiyordu."
- İşte Senin Hayatın
96. "Oyalanabilecek birçok şey vardı bu dünyada."
- İşte Senin Hayatın
97. "İçimde bir çöküntü duydum, sonraya ertelenmiş bir mutluluk duygusunun kırılmasına benzer bir duygu içinde dolaşmamı sürdürdüm.."
- Bir Beyoğlu Düşü
98. "Muhammed'in, Mekke'den Medine'ye göçü dolayısıyla hicr (hicret, hicri, hecr) sözcükleri de Türk diline girmişti. 20. yüzyıl edebiyatında dahi, yakın zamanlara kadar kullanılan "hicran" sözü de aynı kökten gelir. Sürgün, kendiliğinden hicran'ı getirir"
- Borges'in Kaplanları
99. "Seni anlatmakta acelem var çünkü."
- Bir Beyoğlu Düşü
100. "Genel kural bu değil miydi : Umutların boşa çıkması!"
- Kendi Evine Varamamak
101. "Kim bilir, belki de sessizliğin kendisini bekleyenlere ihtiyacı vardır."
- Bir Küçükburjuvanın Gençlik Yılları
102. "Sanki seyretmek için gelmiştim bu dünyaya. Seyrediyordum işte. Seyrettim ve şimdi anlatıyorum. Bütün yaptığım bu."
- İthaka'ya Yolculuk
103. "Kimliksiz kişilerin oluşturduğu bir toplumsal kesitin bilgisi, ‘düşünce planında var olan bir bireyin’ dilsel, çağrışımsal iç konuşmalarında boğulmaktadır.
-Çok Olgun Bir Roman-"
- Borges'in Kaplanları
104. "İnsanoğlu henüz kendisini kurtaramadı. "İnsanoğlu Neredeydin?" İnsansal tarihin "tarih öncesi"ni yaşıyor gerçekten. Onca bilimsel, teknolojik ilerlemeye karşın, insansal bir dünya gereğince yaratılamadı daha. Silahlanma yarışı, uzay yarışı sonsuzca sürüyor da, dünya "insanların dünyası" haline gelemiyor daha."
- Borges'in Kaplanları
105. "Bize verilmiş dünya bu!"
- İşte Senin Hayatın
106. "İşte yaşam bu kadarcık bir şey. Sadece bir nostalji."
- İşte Senin Hayatın
107. "Ölümcül bir yalnızlık değil mi bu? Ölümden de beter olan bir yalnızlık duygusu."
- İşte Senin Hayatın
108. "Türkiye adı verilen bu ülkede, trajiğin tam içinde olduğu halde, hep başarıya doğru yol aldığını sanan, yaşamın trajik anlamını kavramayan insanlar mı yaşamakta?"
- Borges'in Kaplanları
109. ""Bireyci yapıt-toplumcu yapıt" ayrımı edebiyat eleştirisi alanında, günümüzde, "sosyalist kuram" adına yapılıyor. Ama bu çeşit basitleştirilmiş, ayağa düşürülmüş ayırımların, aslında kuramın da yapısına aykırı olduğu açık. Çünkü kuram, oluşma sürecinde, elbette bireyin durumunu da toplumsal koşullarla birlikte ele almaktaydı; bireysel yabancılaşma sorununu toplumsal koşullardan, toplumsal konumu da tarihsel gelişimden hiç mi hiç ayırmıyordu."
- Borges'in Kaplanları
110. ""Sonsuz bir hiçlikten geçer gibi amaçsız dolaşarak gitmiyor muyuz?
Boşluğun soluğunu yüzümüzde duymuyor muyuz?""
- İşte Senin Hayatın
111. "Bir masanın kenarında oturuyorsun,ne anlam taşıdığını bilmediğin bu yazıları,onlardan kurtulmak isteğiyle karalıyorsun.O yaştasın işte.Demek ki sen de yaşlandın.Kabul et bunu."
- İşte Senin Hayatın
112. "Yaşayarak -ister istemez- birçok şeyi görmüş oldum (...) Eğer görmekse bu! Görmek bir şey kazandırıyorsa acı içinde kıvranan bu dünyada."
- İthaka’ya Yolculuk
113. "Bütün bütüne "yaralı bir toplumdu bu.""
- İşte Senin Hayatın
114. "Türkiye kendi çocuklarına onulmaz acılar çektirmiştir."
- Borges'in Kaplanları
115. "Ne güzel, ne kederli, ne inançlı bir yaşam!
-Artur Adamov’un Anıları-"
- Borges'in Kaplanları
116. "Ben, kişisel olarak, bilimkurgudan özel bir zevk alanlardan değilim. Öyküyü en çekici yapan bence yaşanan hayatın yansıtılmasıdır ya da -Orhan Duru’da olduğu gibi- parodisidir.
-Duru’nun Öyküleri-"
- Borges'in Kaplanları
117. "Atildığın yeni hayat, bilmediğin karmaşıklıklar üzerine kurulmuş bir labirentten başka neydi ki? Çıkışı bilinmeyen bir labirent. İnsan da bir labirent değil mi?"
- Bir Beyoğlu Düşü
118. ""Gene Kafkaesk bir duruma düştüm. Kaderim bu.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
119. "Günler sadece güzel şeyleri taşıyıp getirmiyordu.Zaten mutluluk duyulan şeyler de,bir süre geçtikten sonra yerini gene o kıpırtısızlığa bırakıyordu."
- İşte Senin Hayatın
120. "Onu bir toprağın altına koydun."
- İşte Senin Hayatın
121. "Böyleydi bu ülkede yaşam. Rastlantılara bağlıydı."
- İşte Senin Hayatın
122. "Bütün bütüne " yaralı bir toplumdu bu"."
- İşte Senin Hayatın
123. "Artık bir yol vardı önünde.Bu yol ölüme doğru giden yoldu."
- İşte Senin Hayatın
124. "Öyle sanıyordum ki, başka bir yaşam gerekliydi bana. İlerde yaşanacak ya da geçmişte yaşanmış."
- Bir Beyoğlu Düşü
125. "Şimdi kendi gençliğini düşün. Senin varoluşunu en çok ilgilendiren o: Gençliğinde atıldığın yeni hayat, bilmediğin karmaşıklıklar üzerine kurulmuş bir labirentten başka neydi ki? Çıkışı bilinmeyen bir labirent. İnsan da bir labirent değil mi?"
- Bir Beyoğlu Düşü
126. "Devam eden sadece çürümeydi. Burada insan neye tutunabilirdi? Aşka mı? Gülünçtü. Tutunmak istediğin herşey acı bir kahkahaya dönüşüyordu."
- İşte Senin Hayatın
127. "“Birey olarak, benim alanıma da tecavüz ettiler de, onun için başkaldırdım.”
-Bir Bireyin Anıları: Onat Kutlar-"
- Borges'in Kaplanları
128. "Onu bir toprağın altına koydun."
- İşte Senin Hayatın
129. "Kendini oradan aşağıya bırakma duygusunu kışkırtan bir boşluk. Varlık, kendini korumak içgüdüsünü taşıdığı gibi, kendini yok etme içgüdüsü de taşıyordu işte.
."
- Bir Beyoğlu Düşü
130. "Açlıktan kurtulabilmek isteğiyle iş,okul,bir parça giysi,azıcık güven...Sınırları yıkıp parçalayan azmış bir kapitalizmle,hırsızlığın,acımasızlığın elleri altında yaşamaya zorunluydular."
- İşte Senin Hayatın
131. "...nostalji. bu duygu sadece yaşanmış bitmiş şeylere, yerlere karşı duyulmuyor. Hiç yaşanmamış şeylere de... İşte yaşam bu kadarcık bir şey. Sadece bir nostalji."
- İşte Senin Hayatın
132. ""Şu birey!" Bir başına, bireysel insan. Danimarka dilinde "einzelne", "enkelte" ( unique 1 tek insan). Kendisi olmak isteyen, kendi başına kararlar vermek isteyen insan -şu birey!- ortaya çıkmadan insan özgürleşmesinden söz edemezsiniz. O olmadan söz edebileceğiniz özgürlük, toplumsal koşulların zorunlu düzeltilmesi ölçüsünde bir özgürlüktür ancak."
- Borges'in Kaplanları
133. "Hayatın kısa olduğunu söyleyenlerle aynı düşüncede değilim. Tersine, çok uzundu, çok uzundu içsürem. Uzun yıllar yaşadım, istemek, bazen de tutkulara kapılmak, aradığını bulamamak, ardından da umulmadık rastlantıların verdiği mutluluklar... işte buydu bütün "hayat" dedikleri. İstediklerinin olmaması ile onların yerini doldurmaya çalışan başka şeyler... Deney de buydu, "hayat deneyi" dedikleri."
- Bir Beyoğlu Düşü
134. "İyi yazılabilmiş her yazı bu haksızlıklar da içinde olmak üzere, bütün haksızlıklara başkaldırmadır."
- Önünde Boş Bir Uzam
135. ""Senin olmayan bir gökyüzüydü bu."*
* Austrias'ın bir şiirinden"
- İşte Senin Hayatın
136. "Divan şiiri çevresinde kötü edebiyat tarihçileriyle, kötü edebiyat öğretmenlerinin yaydığı en yanlış kanı bu şiirin Arap ve Fars şiirinin taklidi olduğudur.
-Divan Şiiri-"
- Borges'in Kaplanları
137. ""Ah, bu her şeyi akılla kavramak isteme hastalığı," dedi yaşlı adam."
- Kendi Evine Varamamak
138. "‘sana ait hiçbir şey kalmasın!"
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
139. "Bambaşka insanlar bunlar.Senin dünyandan değil.Eğreti bir varlıkları var sanki."
- İşte Senin Hayatın
140. "Bu ortamda yaşamak bile yaralı olmaya yeterdi."
- İşte Senin Hayatın
141. "Ama en önemli olan anlatımdı;zihninle bedenin bütün bütüne anlatıma gömülmesiydi.Bütünüyle,bunun da ölüme kadar sürecek bir yaşam biçimine dönüşmesiydi."
- İşte Senin Hayatın
142. "Neydi yazarak anlatmak istediğin? Belki sadece mevsimlerdi, bu ülkede sonbahardan başlayarak, ilkbahara kadar yaşanamayan gündüzlerdi. Yaz boyunca süren var olmayan gecelerdi."
- İşte Senin Hayatın
143. "Borges’in bu çok kullandığı simgelerinden nefret eder oluşu sanırım, daha çok birçok ülkede, bu arada Latin Amerika ülkelerinde de türemiş olan Borges öykünmecilerinin varlığından gelse gerektir. Yoksa ayna ile labirent metaforlarını her özgün yazarın, bu simgeleri kullandığı metinlerde ayrı ayrı incelememiz gerektiği çok açıktır.
-Borges’in Kaplanları-"
- Borges'in Kaplanları
144. "Gerçek, kimi defa çelişkiler, zıtlıklar üzerinde oturmuyor mu?
-Bir Bireyin Anıları: Onat Kutlar-"
- Borges'in Kaplanları
145. "Kafka, yaşamında da, öldükten sonra da bir süre “saklı” bir yazar olarak kalmıştı. Zaten ne varsa, biraz da bu “saklı” yazarlarda vardır.
-Kafka-"
- Borges'in Kaplanları
146. ""...kadın erkeğin rüyasıdır.""
- Kanal Kentlerinde
147. "…
dünyanın kökünü kurutanlar hep insanlar…"
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
148. "Yaşlılık başlayınca kavranan korkunç bir şey vardı: Artık bir yol vardı önünde. Bu yol ölüme doğru giden yoldu. Sadece o vardı artık ulaşılacak olan."
- İşte Senin Hayatın
149. "Toplumu küflenmiş geriliklere çeken bir zebaniydi de.Belki şöyle düşünmek gerekirdi:"Bu adamlar bir adım ötelerini bile göremiyorlar,sadece kendileri var,sadece küçük çıkarları.Ne bir toplumun parçası olduğunu algılayabiliyorlar ne de bir düşünme ulamı var kafalarında;ruh da vicdan da oluşmamış onların içinde.Din de onlara bir ruh vermiyor.Çünkü edinilemez bir din,içsellikten uzak.Doğrusu budalanın budalası bunlar.Bir sualtı canavarı bile değiller."
- İşte Senin Hayatın
150. "Bütün bu yaşam çizgileri içinde seni içine almak isteyen şeylerden uzak, sessizce söylemek istediğin herşeyi söylemen olanağını veren bir yeteneği olan bir şair mi olmak isterdin?"
- İşte Senin Hayatın
151. "Anlaşılacak o kadar çok şey var ki!"
- İşte Senin Hayatın
152. "Kendimize başka bir yaşam bulmalıyız. Nereden bulabiliriz bunu?"
- Bir Yaz Mevsimi Romansı
153. "Aç bir oburluk kol geziyor her yanda. Şimdi salt mülk ardına, para ardına düşenler türedi. Eskisinden de çok.
.
Bir genç için ne ürkütücü bir kenttir burası. Ne tuzakları, ne kuyuları vardır. Koru kendini!"
- Bir Beyoğlu Düşü
154. ""...istemek, bazen de tutkulara kapılmak, aradığını bulamamak, ardından da umulmadık rastlantıların verdiği mutluluklar... işte buydu bütün "hayat" dedikleri. İstediklerinin olmaması ile onların yerini doldurmaya çalışan başka şeyler... Deney de buydu, "hayat deneyi" dedikleri.""
- Bir Beyoğlu Düşü
155. "Borges ayna, kaplan, labirent gibi metaforlarının sonradan başkalarınca da kullanıldığı görüp, bu metaforlardan soğuduğunu söylüyordu."
- Borges'in Kaplanları
156. "“ Şu hayatta sahip olduğum tek şey :
Hiçbir şey! “"
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
157. "Düşünülecek bir şey kalmamış ya da pek çok düşünülecek şey varmış gibi..."
- İşte Senin Hayatın
158. "Ne çok özlerdin, çocukluğunun kayın ağaçlarını. Orada, küçük bir kasabada. Simav'ın yeşil doğası içinde. Kırlara doğru bahçeler. Sana rahat vermeyen bir geçmişin ıslak görüntüleri."
- Stockholm Öyküleri
159. "Çocukluk yıllarına duyulan nostalji!"
- İşte Senin Hayatın
160. "Çok eskiden rastladım, selâm vermemişti, çekinmişti.
Çekindiğini belli etmeden.
Ufak tefek birisi olsaydı çekindiği belli olurdu.."
- Bunaltı
161. "Şu gördüklerin var ya, hepsi birer makettir bunların. İnsan figürleri. Dostlar varsa bir kent, gerçekten bir kenttir."
- Bir Yaz Mevsimi Romansı
162. "Rene Crevel için Tzara, “Yazmak onun için bir yaşama biçimiydi, meslek değildi” diyor. “Rene Crevel, yaşamını aktörlük yaparak kazandı, seyirci olarak değil” diye yazıyor.
-Tristan Tzara İstanbul’da mı Doğdu?-"
- Borges'in Kaplanları
163. "Yannis Ritsos’tan bir mektup geldi bugün; tam yirmi satıra sığdırılmış bir dünya! Gidip kapısını çalsam, evine konuk insem, usta, desem, koruyalım barışı ve özgürlükleri, öldürmesin çocuklarımız sakın birbirlerini, bir masa donatalım: zeytin, domates, beyaz peynir, toplanalım bir reçinanın, bir rakının başına, rüzgârlara, denizlere, dostluklara içelim, istersen bir tütüncü dükkanı açalım ortaklaşa.
“Yannis Ritsos’un Mektubu” başlıklı şiirden parça,
Rüzgâra Yazılıdır, s. 53.
-Yunanistan! Yunanistan!-"
- Borges'in Kaplanları
164. "Metafizik bir kavrayışları var. Güzel ve hoş şeyler yazmıyorlar, temelden sarsıp savuruyorlar insanı, yaşamın anlamı ve insanlık dramının içine.
-Sonsuz Günbatımında-"
- Borges'in Kaplanları
165. "Çok eskiden rastladım, selâm vermemişti, çekinmişti.
Çekindiğini belli etmeden.
Ufak tefek birisi olsaydı çekindiği belli olurdu.."
- Bunaltı
166. ""Evet, yaşamdan zevk alma duygumu, nicedir (yıllar oldu) yitirdim. Gerilim ise, günlük ekmeğimin katığı gibi bir şey oldu.""
- Özyurdunda Yabancı Olmak
167. "Herşeyi bırakıp gitmek! Sonsuz bir yolculuğa. Olabilir miydi bu? Elbette olabilirdi. Ruh yatkındı bu çağrıya uymaya."
- İşte Senin Hayatın
168. "Hayır, tarihin sonu değildi. Filozoflar yanılıyorlardı. Gelecekte de insanı bekleyen büyük felaketler vardı."
- Önünde Boş Bir Uzam
169. "Yaşlılık başlamadan önceyse insan önünde gidilecek bir çok yol olduğunu sanıyordu."
- İşte Senin Hayatın
170. "Öyle sanıyordum ki, başka bir yaşam gerekliydi bana. İlerde yaşanacak ya da geçmişte yaşanmış. Bu yüzden pek çok düş görüyordum."
- Bir Beyoğlu Düşü
171. "Bütün yaşam tek bir yanılsama ya da bir yanılsamalar dizisinden başka neydi ki? Bunun da böyle olması iyiydi. Çünkü yanılsamaları yaşamaksızın geçirilen bir yaşam, daha da, tatsızdı. Öyle sanıyordum ki, yanılsamaları yaşamaktan korkanlar, hayatın önünde sonsuzca ihtiyatlı olanlar, ikinci bir yaşammış gibi, zihinsel bir yanılsamayı büyütüyorlar, sonra da, o büyüttükleri yanılsamayla birlikte çekip gidiyorlardı dünyadan."
- Bir Beyoğlu Düşü
172. "Tek kişi de olsan insanlığa -eğer yaşanacak hayat yaşanmaya değecekse- yeni bir yaşam umudu, yeni bir ışık verecek olan sensin. Tek kişi de kalsan."
- İşte Senin Hayatın
173. "Senin yaşamını, duygularını izleyen bir annen yok artık."
- İşte Senin Hayatın
174. "Büyük sürgünlerin hayaleti dolaşıyor bu topraklarda.
-Türk Edebiyatında Birkaç Sürgün Romanı-"
- Borges'in Kaplanları
175. "Hayır, tarihin sonu değildi. Filozoflar yanılıyorlardı. Gelecekte de insanı bekleyen büyük felaketler vardı."
- Önünde Boş Bir Uzam
176. "Yaşlılık başlamadan önceyse insan önünde gidilecek bir çok yol olduğunu sanıyordu."
- İşte Senin Hayatın
177. "“Ey talihsiz Maldoror” diyordum kendi kendime. İyice tanımadığın bir dünyanın içindesin ve yarın ne olacağını da bilmiyorsun."
- Bir Beyoğlu Düşü
178. "İleriye doğru yürüyor o. Giden herhangi bir insan değil ki! Benim en derinden sevdiğim biri."
- Kendi Evine Varamamak
179. "Ama nerde o düşlerin Ankara’sı. Şimdi her yanını yıkıyorlar İlhan Berk! İnsanlar yaşayıp gidiyor, onlarsa, kentleri öldürüyorlar.
-Edebiyatın Yüreği-"
- Borges'in Kaplanları
180. "Bizdeki edebiyat eleştirisinin, uzun yıllardır getirip şu gündelik yazın alanına yerleştirdiği "bireyci yapıt-toplumcu yapıt" ayrımının ne denli işe yaramaz, epeyce de bayağı bir ayırım olduğunu söylemeden edemeyeceğim."
- Borges'in Kaplanları
181. "Bütün bütüne"yaralı bir toplumdu bu".Askeri diktatörlükler,ardından gelen hesaplı cıvık sivil rejimler bütün bu toplumu yaralı bir toplum yapmıştı.Sadece salgın gibi yayılan,sokaklarda sürünen ölüm değil,cinayetler,işkenceler,cezaevlerine tıkılmalar,yaralamalar,sakat bırakmalar...Hepsi,hepsi yarattı bunu.Hemen hemen her aile yaralıydı,hepsinin verdiği bir kurban vardı.Bu ortamda yaşamak bile yaralı olmaya yeterdi.Söylemedin.Herşey bozulmuş,sonsuzca yozlaştırılmıştı."
- İşte Senin Hayatın
182. "Dilsizdir akşam vakitleri. Gece: gece, belki daha aydınlık olabilir."
- Stockholm Öyküleri
183. ""Sessiz Sokak" gibi bir yere rastlayınca öz-varlığımı bulduğumu hissediyorum diye not etmeyeceğim buraya. Çok kullanılmış bir deyimdir bu öz-varlığını ya da "kendini bulmak." Bir şey bulmuş değilim. Amacım o değil. İnsan eğreti dokunuşlarla yaşadığı kendine büsbütün yabancı bir ülkede kendi varlığını nasıl bulabilir? O güne kadar görmediği bir sokağa rastlamaktan mutluluk duysa da. Düşlerimde kendi evimi arıyorum. Kendi evime varmak amacım. O ev artık yokluğa karışmış olsa da."
- Kendi Evine Varamamak
184. "Varoluşçu Kierkegaard, gelecek insana seslenirken “Şu Birey” diye seslenmişti.
-“Şu Birey”-"
- Borges'in Kaplanları
185. "Önemli olan yazarın taşıdığı bilinçtir, yazarın çağı üzerinde edindiği bilinç, kendi çağındaki insan gerçekliği üzerine vardığı bilinç…
-“Şu Birey”-"
- Borges'in Kaplanları
186. "Felsefesizlikten ötürü baş döndürücü bir kimlik bunalımı içerisindeyiz. Ne liberali gerçekten liberal olan, ne sosyal demokratı gerçekten sosyal demokrat olan bir maketler toplumunda yaşıyoruz sanki.
-Dr. Ziya Somar-"
- Borges'in Kaplanları
187. "İşin ilginç yanı, oturanlarının çoğunun Müslüman olduğu, eskiden de İstanbul’un nüfuzu altında kalmış olan Mısır’da, sürgün için, bir Avrupa ülkesinden daha az yabancı değildir. Ama Jön Türk ya buradaki “sefalete katlanacaktır” ya da yurduna dönüp “istibdadın ayaklarına kapanacaktır”. Ama o asla ikinci yolu seçmeyecektir.
-Türk Edebiyatında Birkaç Sürgün Romanı-"
- Borges'in Kaplanları
188. "Bizdeki edebiyat eleştirisinin, uzun yıllardır getirip şu gündelik yazın alanına yerleştirdiği "bireyci yapıt-toplumcu yapıt" ayrımının ne denli işe yaramaz, epeyce de bayağı bir ayırım olduğunu söylemeden edemeyeceğim."
- Borges'in Kaplanları
189. "Düşünülecek bir şey kalmamış ya da pek çok düşünülecek şey varmış gibi…"
- İşte Senin Hayatın
190. ""Bütün yaşam tek bir yanılsama ya da bir yanılsamalar dizisinden başka neydi ki?""
- Bir Beyoğlu Düşü
191. "İnsanın, bir ölçüde de olsa kendi kendine yetebilmesi için ne çok da şey ödemesi gerekiyormuş."
- Bir Beyoğlu Düşü
192. "Şu,
kendine acıma duygusundan tümüyle kurtulmalıydı.
Aklını,
kişiliğini,
bilincini,
ancak böyle koruyabilirdi.."
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
193. ""Biz Nietzsche'nin sokağa bırakılmış çocuklarıyız" diye yazmıştın. Unutma bunu."
- İşte Senin Hayatın
194. "Hiçlik hiçiyordu."
- İşte Senin Hayatın
195. "'Bir yerlerde, belki de biraz bize yabancı olan bir yerlerdeyiz, aynı kaderi paylaşıyoruz.'"
- Bir Yaz Mevsimi Romansı
196. "Gerçekten de Güngör'ün aradıkları kendi içinden başka bir yerde değildi."
- Bir Yaz Mevsimi Romansı
197. "Onun romanlarında, insan suçlu mudur sorunu -insanın doğal yapısının derinliklerinde yatan suçlu olabilme eğilimiyle, varoluşçuluğun çok daha soyut teması dünyada- suçlu -olarak- varolma (varoluş suçu) karmaşası içinde devinir durur. Bütün bu düşünsel sorunları örtense derin bir acı ile merhamettir.
-Karamazov Kardeşler-"
- Borges'in Kaplanları
198. "Geçmişte kalmış, ama hiç olmazsa yazıya geçerek yaşayacak olan, renkli, düşlerle dolu bir İstanbul. Öyle sanıyorum ki, yiten İstanbul kenti, bir süre sonra yalnızca hikâyelerde, romanlarda bulunabilecek.
-Yapıtları Yaşamdan Beslenmiş Bir Kuşak- 1980"
- Borges'in Kaplanları
199. "Eski değerlere bağlıydılar ama güvenilir insanlardı. Bense geleneklerin dışında kalmış, başkalarının açıkça söylemedikleri ama öyle düşündüklerine kesin olarak inanılabilen - onların gözünde - "Kolaylıkla flört ediyor ve taşınmaz mal edinmiyor" dedikleri yarı- ahlaklı birisiydim."
- Kendi Evine Varamamak
200. ""Zaman zaman gençlik günlerimizi düşünüyorum. O ne coşkuymuş... Coşkudan da öte, edebiyatı, sanatı bir mutlak olarak algılayış, 'Vereceğim ne varsa (âme et corps)* vereceğim ona...'
Bunu dediğim günleri bir sıla duygusuyla anmıyor değilim. Ama bugün vereceğim hiçbir şeyim yok."
* (Fr.) Ruh ve beden."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
201. "Buğulu bir sokakta güzel bir leke gibiydi. Sessizce onun ardındaydım sanki."
- Bir Beyoğlu Düşü
202. "Sonunda hepsi aynı, hiçbir fark yok aralarında. Hayat herkes için aynı basitlikte. Bir porsiyon istakoz ya da bir porsiyon morina filetosu*, bir çift ipek ya da bir çift pamuk don. İşte hepsi bu: Bu çeşitten nitelik ayrılıkları; biraz da insana dokunan bu."
- Borges'in Kaplanları
203. "‘insan neye alışmıyor ki!"
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
204. "Bir düşmüş... Bir düş...!"
- Bir Beyoğlu Düşü
205. ""Kadınların yaptıkları oyunları yutma.Onların hedefleri hem uzağında, hem de yakınındadır senin. Aşk için neleri göze aldıklarını gördüm. Unutma ki hayat uzundur ve her kuşağın yaşamı birkaç kişinin birkaç ismin çevresinde döner durur. Onlardan birisi olabilirsin, o zaman da her şey sunulur sana.Gerçekten zokayı yutmazsan tabii.""
- Bir Beyoğlu Düşü
206. ""Şimdi düşününce, yaşamım, birbirinden ayrı parçalar halinde yaşanmış çok uzun bir süreç gibi geliyor bana. Hayatın kısa olduğunu söyleyenlere aynı düşüncede değilim. Tersine, çok uzundu, çok uzundu iç sürem.""
- Bir Beyoğlu Düşü
207. "“Üçüncü dünyanın yoksul aynasında/kendi ölü yüzümü seyrediyorum Avrupa…”
Aras Ören
-Onlar Sözcükler Üzerine Düşündüler-"
- Borges'in Kaplanları
208. "Onun dünyasının, benim iç dünyamı da derinleştiren bir yanı vardı. Aradan yıllar geçtikten sonra, özellikle şimdi, Kafka’nın dünyası bana mizahi bir dünya olarak görünüyor. Şimdi Kafka’yı gülme nöbetlerine tutularak da okuyorum.
-Kafka-"
- Borges'in Kaplanları
209. ""..Nerelerden gelip, insanı kavrayıp, sürüklüyor bu başdöndürücü duygu? Daha çok uzaklardayken, tozlu, pis, yozlaşmış, kötü yapıların arasından, kentin yüksekliğini, dinçliğini koruyamamış, aşınmış, yayvanlaşmış tepelerinden buraları gözlerden bilemezdim kulenin rutubetli, sakin, ıssız Demir sahanlığından dibe bakarken kişiyi içine çeken boşluğunu.""
- Öteki Günler Gibi Bir Gün
210. "Bir düşmüş... Bir düş...!"
- Bir Beyoğlu Düşü
211. ""Şimdi düşününce, yaşamım, birbirinden ayrı parçalar halinde yaşanmış çok uzun bir süreç gibi geliyor bana. Hayatın kısa olduğunu söyleyenlere aynı düşüncede değilim. Tersine, çok uzundu, çok uzundu iç sürem.""
- Bir Beyoğlu Düşü
212. "İçimde bir çöküntü duydum, sonraya ertelenmiş bir mutluluk duygusunun kırılmasına benzer bir duygu..
."
- Bir Beyoğlu Düşü
213. "~ Duygusallığım üzerimdeydi."
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
214. "Her gün bir öncekinin aynıydı."
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
215. "Varlık, kendini korumak içgüdüsünü taşıdığı gibi, kendini yok etme içgüdüsü de taşıyordu işte. Özellikle bu eski kentte.Burada. Beyoğlu'nda."
- Bir Beyoğlu Düşü
216. ""Yalnızsınız bu kentte. Ne olursa olsun, karınız da olsa, çocuğunuz da olsa yalnızsınız. Geceler, kışın çok karanlık oluyor ve çok koyu bir karanlık bastırıyor. Güneş çok uzaklara çekilmiş çünkü.""
- Sürgün Küçük Bulutlar
217. "Çıkmak istediğim yamaçta tutunduğum her şey kayıyordu elimden..."
- Bir Beyoğlu Düşü
218. "Bizde, 1950’li yıllarda Oktay Akbal, Yenilik dergisinde “Yazar önce kendisi için yazar” temasında bir yazı yazmıştı da, nasıl da yer yerinden oynamıştı.
-Borges’in Kaplanları-"
- Borges'in Kaplanları
219. "“Gerçeküstücülük, romantik başkaldırının yeniden -aşkta da yeniden doğuş olarak-… ortaya çıkışıdır.”
-Güner Sümer ve Mavi Hareketi-"
- Borges'in Kaplanları
220. "“Gençlik, benim için yaşamın en büyük değeridir ama bu ‘değer’in, kuşkusuz şeytan tarafından icat olunmuş bir özelliği vardır: Gençlik, sırf gençlik olduğu için, her türlü değerin altında yer alır.”
-Pornografi-"
- Borges'in Kaplanları
221. "Herkesin aydınlara, “onlar salonlarda felsefe yaparak vakit geçirirler” diye eleştiriler yönelttikleri bir dönemde, böyle bir konu ile mizah yapılabilirdi ancak. Evet, gerçekten hikâye kahramanının, kapıdan atılırken aklına gelmektedir solcu düşünceler. Bunun da günümüzün yaygın kahramanının tavrı olduğu, Altuğ’un işaret ettiği gibi bir gerçektir.
-Bir Eleştiriye Yanıt-"
- Borges'in Kaplanları
222. "…yeni kuşaklar, dünyada olup biteni Akademideki aydınların süzgecinden geçirdikleriyle öğreneceklerse, açıkça belirteyim ki, dinamik olan hiçbir şey öğrenemeyecekler, demektir.
-‘Penelope Ağlarını Örüyor’-"
- Borges'in Kaplanları
223. "Çıkmak istediğim yamaçta tutunduğum her şey kayıyordu elimden..."
- Bir Beyoğlu Düşü
224. "Devam eden sadece çürümeydi. Burada insan neye tutunabilirdi? Aşka mı? Gülünçtü. Tutunmak istediğin herşey acı bir kahkahaya dönüşüyordu."
- İşte Senin Hayatın
225. "Yaşam kendimizin yarattıklarıdır."
- Bir Yaz Mevsimi Romansı
226. "Sağır, sağır, sağır bir toplumdu ve her şey bireyin kendi dünyasıyla çerçevelenmişti."
- Bir Yaz Mevsimi Romansı
227. "Fakat ona bütünüyle dokunmak elde değildi: kaçak, tam olmayan bir varlığı vardı, ele geçerken yitiyordu.."
- Bir Uzun Sonbahar
228. "Geçen de Katip Çelebi'de okudum: "Aklın mekanı yürektir" diye bir cümle.
Bizimki de o misal, vesselam."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
229. "Biraz daha bilinçli olarak kendisini düşündü: İçinden söküp atamadığı bir yalnızlık duygusu, bütün varlığına yayılan bir sevgi gereksinmesi, ama bütünsel bir erince varabileceği konusunda belli belirsiz başkaldıran bir umut vardı."
- Bir Küçük Burjuvanın Gençlik Yılları
230. "... on üç yaşındayken duyduğun o ilk aşk duygusunu yeniden duymaya çalış. Düşler içinde oraya döneceksin. O iyi niyetle dolu, dünyadan da gelecekten de habersiz, göl kıyısında ayakta duran çocuğa. Varlığının bütün serüveni buydu. Seni bu şiddet dünyasında düşünülmesi dahi mutluluk verebilecek bir HİÇBİR ŞEY-OLMAYANDAN almıştı; hiçliğe doğru, düşler içinde götürecekti.
Daha ne bekleyebilirsin ki?"
- İşte Senin Hayatın
231. "Hiçlik kendine doğru çekiyor beni, yitmekle kalmak arasındayım"
- Paris Güncesi
232. "Başka bir yaşam gerekliydi bana..."
- Bir Beyoğlu Düşü
233. "“(Kitaplarımda) Kendimden başka hiçbir şeyden söz etmedim” diyor. Ayrıca “Kendi benliğimde her zaman biliyordum ki, gerçek yazarın söyleyecek hiçbir şey yoktur” diyor. “Uyanmak isteyen isteklerimi bastırmak isteyen gece canavarlarını, kesinlikle betimleyerek öldürmek için yazıyorum” diyor.
-Borges’in Kaplanları-"
- Borges'in Kaplanları
234. "Us savruk yürek solgun
-Pazarkaya’nın Şiiri Üzerine Küçük Bir Çıkma-"
- Borges'in Kaplanları
235. "Sığınılacak şey belki de sadece bilgeliktir.
-Süslü Hazine Kutusu Açılınca-"
- Borges'in Kaplanları
236. "Yaşamının son döneminde yazdığı anılarıyla, günlüklerinde Adamov, en çok da seviştiği kadınları, bir de arkadaşlık ettiği sanatçıları anımsamaktadır. Kafkasya’daki çalkantılarla başlamış, Avrupa’da yükselen faşizmi, Cezayir Savaşı’nı, De Gaulle dönemini yaşamış, Vietnam Savaşı’na tanıklık etmiş bir çağdaş insanın yazgısıdır bu.
-Artur Adamov’un Anıları-"
- Borges'in Kaplanları
237. "Türkiye’de “intellectual” karşılığı olan aydın sözcüğü, doğrudan aydınlanma çağından geliyor. Bir bakıma aydın, aydınlanma çağı geleneğine bağlı kültürlü kişi demektir. Kavram kendiliğinden aydının, toplumunu etkilemek, dönüştürmek konumunda olduğu çağrışımını yaratır neredeyse.
-Türk Edebiyatında Birkaç Sürgün Romanı-"
- Borges'in Kaplanları
238. "Doğru dürüst, sessizce köşesinde oturan bir insan da olamadım. Kolaylıkla her şeyi birbirine karıştırıp insanların duygularını alt üst ediyor, bir yığın görünmez suç işliyorum."
- Kendi Evine Varamamak
239. "Tutunmak istediğin herşey acı bir kahkahaya dönüşüyordu:/"
- İşte Senin Hayatın
240. "Geçen de Katip Çelebi'de okudum: "Aklın mekanı yürektir" diye bir cümle.
Bizimki de o misal, vesselam."
- Özyurdunda Yabancı Olmak
241. "Hiçbir şey hiçbir yere ulaşmıyor. Bu yüzden rahat bırakman gerekiyor kendini."
- İşte Senin Hayatın
242. "Yitirilmiş bir şey vardı, artık hiç ele geçirilemeyecek bir şey. Bu eksikliği hep içinde taşıdın."
- İşte Senin Hayatın
243. "Sanki yaşam boyu olup bitmiş her şeyle hesaplaşma. Yaşam mutluluk içinde geçmiş gibi görünse de, bilmeden, derin bir mutsuzluk mu birikiyor zihnin içinde?
Bu notlar, bu derin mutsuzluğun mı notları olacak?'"
- Dalgalar
244. "Ama ardından, kendimi yaşamın akışına bırakmaya karar verdim."
- Bir Beyoğlu Düşü
245. "Yaşadığımız dünyada aşka yer var mıydı ki?"
- Önünde Boş Bir Uzam
246. "Belki de bu yeni kuşağa yaşanacak pek bir şey kalmayacak. Aç bir oburluk kol geziyor her yanda. Şimdi salt mülk ardına, para ardına düşenler türedi. Eskisinden de çok."
- Bir Beyoğlu Düşü
247. "~ Her şey boştu."
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
248. ""Delilik" demişti. "Delilik.""
- Önünde Boş Bir Uzam
249. "Önünde açılan sonsuz bir yalnızlık boşluğudur."
- İşte Senin Hayatın
250. "...bir hayalet gibi duran bu tutkudan kurtarmalıydım kendimi."
- Bir Beyoğlu Düşü