Dem Kitap Bilgileri
Yazar: Fatih Duman
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 136
Basım Tarihi: Eylül 2017
İlk Yayın Tarihi: 2013
Yayınevi: Nesil Yayınları
ISBN: 9786051832692
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dem Kitap Tanıtımı
“Bazı şeylerin hayali güzeldir, kendisi değil...
Her şey bir hayalle başladı aslında. Önce aşkı hayal ettim. Sonra bir âşık ve hayalime aşk ettim sonra. Sana anlattıklarım bir hurafeye dönüşmüş garip bir mezarın hikâyesi... İnanmak zor belki, lakin inanmamak daha zor.
İstanbul; aşkın gönle düştüğü şehir, aşkın hayalle örtüştüğü, ölümle buluştuğu şehir... Her taşında bir aşkın izi var. Aşk var kâri, aşk var. Şükür ki var. Ve ben işte İstanbul’un bu aşklarının efsaneye düşmüş hâlini anlattım sana.
Aşk... Ve ölüm... Ve hikâye... Bil ki aşk için gönül lazımdır, gönlü bilmek lazımdır ve bilmek için de ölmek lazımdır. Demem o ki aşk gönlün, ölüm de ömrün zekâtıdır. Ve aşk gönlün; ölüm de ömrün kirini alır da gider.
Bu yazdıklarımın hepsi doğrudur demiyorum sana. Doğru ve gerçek olanları da var elbet. Lakin ben yalnızca hayal ediyorum. Zira bazı şeylerin hayali güzeldir, kendisi değil.”
Fatih Duman, Dem’de, sizi, Telli Baba’nın gizem ve hüzün dolu öyküsünü okumaya davet ediyor...
Dem Kitaptan Alıntılar
1. "“ Ve bazen 'son' dediğin anda başlar hikâyen.”"
2. "Zira kitaplar üzmüyor insanı..."
3. "Gönüldür bu, akacak yer buldu mu durmaz akıverir."
4. "Birinin tebessümünü örtmek ne büyük zalimlikti."
5. "Artık çocuklar bile güvenmiyor insanlara."
6. "Ve bazen 'son' dediğin anda başlar hikâyen..."
7. "İnsan bir şeyi gerçekten isterse olurdu, olmalıydı ve olmamışsa eğer demek ki istememişti gerçekten."
8. ""Sus! Kimseye anlatamadığın hikâye yalnızca senindir...""
9. "İnsanın en zor hissettiği şeydi zaman..."
10. "...
“ Sus! Kimseye anlatamadığın hikâye yalnızca senindir.”
..."
11. "Her şey bir hayalle başladı aslında..."
12. ""Sana, senden olur her ne olursa/ Başın selamet bulur dilin durursa.""
13. "‘Uzaklar’ diye bir yer vardı ve oraya gidiyordu herkes..."
14. ""İnsan bir şeyi gerçekten isterse olurdu, olmalıydı ve olmamışsa eğer demek ki istememişti gerçekten.""
15. ""İnsanın en zor hissettiği şeydi zaman...""
Dem Kitap İncelemeleri
Aşk dediğin vazgeçebildiği kadardır insanın, terk edebildiği kadardır. Aşkın için neyi terk edebildiysen ve sahip olduğun neden vazgeçebildiysen aşka merteben de o kadardır. 'Aşk nedir?' diyorsun. Bilmeyene nasıl anlatacaksın onu? Sen daha elif diyemezken ben sana koca bir kitabı nasıl kıraat ettireyim. Aşk varlık ile yokluk arasında daha beden yaratılmadan, alem yaratılmadan, dünya yaratılmadan ve belki de yokluk dahi yaratılmadan var olandır. Aşk ki O'nu sevmenin, sevdiğini O'nun için sevmenin, sevildiğini O'nun rızası bilmenin adıdır. Değil mi ki O vardır, O vakit aşık yalnızca O'nunla olandır...
.
Fatih Duman'dan okuduğum ikinci kitap oldu Dem. Lakin ilk okuduğum kitap olan Ama hala gönlümün baş köşesinde. Dem'in ilk sayfaları çok durağan ilerledi ve son sayfalarda konu öyle güzel bir noktaya geldi ki iyiki okumuşum dedim. Telli Baba ve onun aşkı. Onun bedenden ruha, maddeden manaya akan aşkı.
.
Kütüphaneci Bilal ve masasının üzerinde bulduğu bir kitap ile başlıyor hikayemiz. Şimdi üzerine teller takılan, kendisinden medet umup adaklar adanan Telli Baba'yla Bünyamin sayesinde yolu kesişiyor hem Bilal'in, hem bizlerin. Bünyamin öyle büyük ve mucizevi bir olaylar silsilesi yaşıyor ki, hayalin gerçekle karıştığı, maddenin manaya döndüğü yolculuğunu öyle derin yaşıyor ki, okurken insanın tüylerini diken diken edecek cinsten. Sizde Telli Baba'yla ve onun yaşadıklarıyla hemhal olmak istiçerseniz, bu harika kitap hepinize tavsiyemdir.
İstanbul'u İstanbul yapan âlimler Allah dostları onların o muhteşem aşk hikayeleri. adlarını duyduğumuz ancak geçmişlerine dair çok az bilgimizin olduğu o Güzel insanlar. Fatih Duman geçmişten bize birçok dost bulup o güzel anlatımıyla bizi kitaplarına bağlıyor Yahya efendi romanından sonra şimdi Telli Baba. cahil insan topluluğun zihnimizde ki telli babadan daha farklı bir insan çıkariyorr karşımıza.gerçek adı Abdullah Anadolu yakasında sadece bir kere gördüğü vurulduğu güzel bir kizin sevdasıyla aşkın ateşinde kavruluşunun hikayesi. iki kişinin birbirini sevmesi kavuşması aşk değildir öylesi en kolayı.asil zor olan aşkta kavusamamak abdullahta olduğu gbi. aşkından kendinden geçen Abdullah birgün karşı kıyıya geçip yine sevdiği kızı görür ümidiyle bakına bakına gezinir ve bir şekilde yolu bir evin önünde durur, bir düğün !Abdullah için ise en kötü gün sevdiği kizin düğünü. Abdullah kendine bahşedilen bu aşkı Allah'a yönlendirir eskiden kavuşamayan insanlar sevdiğinin saç telini boynuna kolye yaparlarmış Abdullah sevdiği kızın saç tellerinden alamadığı için kendi saç tellerini yolup boynuna aşmış ve adı telli aşık diye anılmaya baslamis.son olarak İstanbul'u gezmeye gelen bir hristiyan olan Benjaminin yolu Telli Baba türbesine düşer ve aşık Abdullah in hikayesini merak eder Telli Baba cayhanesindeki tanıştığı yaşlı adamdan ondan bütün hikayeyi öğrenir ve istanbula aşık olur gerçekten güzel bir kitap ama yorumlarda da bir okurun değindiği gbi içi içe geçmiş kesitler arada bir unutkanlık yapabilir Fatih Duman kalemine sağlık ️
İnanın nasıl anlatmaya başlasam hiç bilmiyorum.Düşündüm düşündüm acaba becerebilir miyim diye düşünmekten alamadım kendimi.Belki mübalağa ettiğimi düşünüyor olabilirsiniz ama inanın yazmakta tereddüt ettim.
Kitap kısa lakin içi bir o kadar dolu .Aslında okuyamaya başladığım gün bitirebilirdim ama beklettim o okuduklarımı sindirmek istedim oturdum hep düşündüm Telli Babayı,okuduğum yerleri tekrar okudum.Hiç ama hiç bitmesin istiyordum ve malumunuz olduğu üzere her şeyin bir sonu var .
Keşke İstanbul’u canlı bir şekilde görüp de okusaydım kitabı,daha da anlamlı olurdu o zaman.Nasip işte.
İstanbul’a hiç bu kitaptaki gibi bakış açım olmamıştı ,aslında olması için görmek gerekir.
Bu kitap sayesinde İstanbul benim için çok ama çok farklı anlamlar ifade ediyor artık.
İstanbul istanbul olalı bu kadar güzel anlatılmamıştır diye düşünüyorum.
Naçizane tavsiyem ,İstanbul’u gördükten sonra bu kitabı okumanızdır.Ancak görürseniz ve derinden hissederseniz o şehri ,anlayabilirsiniz Telli Babayı..
Ah Telli Baba…
Seni okurken gerçekten ağladım..Senin o saf duyguna güzel demek yetmez.O muntazam aşkına yeni bir kelime bulmak icab eder.Tıpkı senin ve aşkın gibi benzersiz ve ulaşılamaz olmalı…
Kitabı bitireli bir kaç saat oldu ama hâlâ etkisindeyim ve etkisinden kolay kolay çıkamayacağım bir kitap oldu benim için.
Hakiki anlamda aşkı arayıp bulmak isteyenlere tavsiye edilir…
“AŞK,GÖNLÜN ZEKÂTIDIR…”
Selametle kalın:)
'ı
ile tanıdım yazarı çok sevdim o yüzden kitaplarını okumaya devam etme kararı aldım.
Kitaba kötü desem haksızlık etmiş olurum fakat öncesinde
yi okuduğum için beklentimi karşılamadı..
İstanbul'u bir de Benjamin (Bünyamin)den dinlemek ayrı bir güzeldi. Çünkü Benjamin bir yabancı, İstanbul'u ve İlahi aşkı dışardan bir gözle dinlemek başka bir tad veriyor.
Telli Babayı hepimiz çok duymuşuzdur fakat buradaki Telli Baba çoğumuzun duyduğu gibi değildir; Hayali aşkını ilahi aşkla sonlandıran asıl adı Abdullah, sevdiğinin saç telini boynuna asamadığı için kendi saç telini boynunda taşımak zorunda kalan kendisine telli denilen bir adamın hikayesi.
Hikayenin güzelliğini belirleyen asıl sahibi kadar anlatani da çok önemliydi ondandır ki beni telli babadan çok Benjamin etkiledi...
Benjamin;
"Boynumdaki haçı vermiştim. Aşk uğruna dinimden mi vazgeçmiştim şimdi ben? Bir başkasının aşkı için kendi inancımı mı terk etmiştim? Bilmiyordum. Sadece karşı kıyıya gördüğüm bir rüyayı tashih etmeye, aşkı kendi kendime arif etmeye ve gönlümü bir an olsun teskin etmeye gidiyordum. Aradığım neydi bilmiyordum, ama gidiyordum.
Geceydi, İstanbul çok güzeldi, ben hüzünlüydüm ve Abdullah ölüydü. Ve ben bir ölünün hikâyesi uğruna bilmediğim bir yolda, inanmadığım bir şey uğrunda gidiyordum..."
İlk kitabını okuyup bitirdiğim günden beri diğer kitaplarının ilk sayfasında “son cümle acaba bu sefer ne kadar şaşırtacak, keşke hiç bitmese ve ben bu hikayenin içinde kalsam” diyorum. DEM’de diğer okuduğum Ene kitabı gibi olmasa da güzel bir kitaptı. Yaşananlar gerçek midir değil midir bilmem ama ben gerçek olmasını istedim, öyle kabul ediyorum.
Bu sefer İstanbul’un Aşıklarından Telli Babayı anlatmaya onun hayat hikayesinde bahsetmeye çalışmış yazarımız.
“İstanbul yalnızca bir şehir değil,
Henüz tamamlanmamış bir romandı...”
Aslında ben sadece bir isteği, duası olanın türbesine gidip bez parçası bağladığı biri olarak bilirdim. Kitapla birlikte bütün düşüncem değişti. Neden Telli dediklerini öğrendim aşık Abdullah'a.
Ene kitabında da bulunan bir kitap sonrasında gelişiyordu olaylar bu sefer yine bir kütüphanecinin bulduğu ince bir kitap sonrası başlıyor hikaye. Sadece 1 gece de değişiyor her şey. Eminim kitabı elinize aldığınızda bitirmeden kapatmaz, tek gecede bitirirsiniz.
Fatih Dumanın okuyacağım daha iki kitabı var ama okuduğum bu iki kitabından sonra vapurda çay içip İstanbul’u izlemem gerektiğini öğrendim. Hala sebepsiz yere binip İstanbul’u izleme kısmını yapamadım ama bir gün onu da yapacağım inşallah.
Sarıyer sahiline olurda giderseniz Telli Babaya çaput, bez bağlamak yerine bir Fatiha okuyun olur mu?
“Elhamdulillah âşık oldum Allah’ım. Lakin benim bu aşkta dünyalığım yok. Ya Sana ulaştıracak bu aşk beni ya sona ulaştıracak. Ne sevgili, ne dünya isterim Senden. Aşk isterim, aşkı isterim, Seni isterim ben. Allah’ım aşkını ver bana ve beni de o âşıkların arasına kat!”