Delilim Yok Kalbimden Başka Kitap Bilgileri
Yazar: Serdar Tuncer
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 26 dk.
Sayfa Sayısı: 192
Basım Tarihi: Nisan 2017
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2017
Yayınevi: Profil Yayıncılık
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789759969141
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Delilim Yok Kalbimden Başka Kitap Tanıtımı
Bir sarı çiçek bulmalı şimdi. Oturup başına bir türkü söylemeli :
‘’Ben bağrımı toprak sandım taş imiş / Meğer taşa tohum ekilmez imiş .‘’
Bir sarı çiçek olmalı şimdi. Başında türkü söyleyen adama dönüp bir şiir okumalı :
‘’Taş taş değildir bağrındır taş senin / Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin.’’
Adam çiçek kokmalı o an, çiçek türkü yakmalı. Adamın yüzü sararmalı mahcubiyetten, çiçeğin yüzü ağarmalı aşktan. Çiçek yüzünü adama dönmeli, adamın yüzü çiçeğe dönmeli. Adamla çiçek bir olmalı. Erimeli çiçek adam. Bir kalp kalmalı ondan geriye.
Yokladıkça Allah, kokladıkça ah diyen bir kalp…
‘’ Elif lâm ra ‘’
İşte bütün hikaye …
Delilim Yok Kalbimden Başka Kitaptan Alıntılar
1. "surete takılıp kaldığın müddetçe , mananın kokusunu alamazsın .."
2. "Güzel olan her zaman hayırlı olmayabilir fakat hayırlı olan mutlaka ve daima güzeldir..."
3. "Hem sadece kaybettiğini aramaz ki insan, bazen de bulunca fark eder onun hep aradığı şey olduğunu ."
4. "Aklın rızkı ilim, kalbin rızkı iman, ruhun rızkı aşk.."
5. "Dünyayı değiştirmek istiyorsan davranışlarını değiştir, dünyanı değiştirmek istiyorsan kelimelerini.."
6. "İçimizde hendekler var.
Kendimize varmayalım diye
kendimizce kazınan. . ."
7. "Aklın rızkı ilim, kalbin rızkı iman, ruhun rızkı aşk..."
8. "Gençlik iyi bir şeydir...
Ama gençlerin elinde heba oluyor!.."
9. "Bir sarı çiçek bulmalı şimdi. Oturup başına bir türkü söylemeli :
" Ben bağrımı toprak sandım taş imiş
Meğer taşa tohum ekilmez imiş. "
Bir sarı çiçek olmalı şimdi. Başında türkü söyleyen adama dönüp bir şiir okumalı :
" Taş taş değildir bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin.""
10. ""İnsan dediğin nedir ki bir arayış
hikâyesinden başka...""
11. "Şarkıların ne işe yaradığını, şiirin ne işe yaradığını bir çift gözden öğrendi..."
12. "Hiçbirimiz sınanmadığımız günahın masumu değiliz..."
13. "Surete takılıp kaldığın müddetçe mananın kokusunu alamazsın.."
14. ""İnsan dediğin nedir ki bir arayış hikayesinden başka?""
15. ""Dert insanın kalp kağıdı..""
Delilim Yok Kalbimden Başka Kitap İncelemeleri
Kitabın girişinde yazar son sözü ilk başa almış kitabın amacını ve ne için yazdığını nasıl ayırdığını orada anlatmış.
İlk okuduğumda pek bir şey anlayamadım, Bu son söz Neden başta ve ne demek istiyor ancak kitabı bitirdikten sonra son sözü tekrar okuduğumda kitabın asıl amacını şimdi daha iyi anlıyorum
Kitabın bütün hikayesini yazar; 3 tablo ve 3 kelimeden ibaret kılmış.
Birinci tablo: Kendim
Yazar bu bölümde biz sürekli kendisini aradığını, ne olduğunu tam olarak görevinin ne olduğunu anlatmaya çalışıyor ve kendini aradığı sırada öğrendiklerini hikayeler şeklinde okuyucusuna sunuyor.
İkinci tablo: Kalp
Yazarım burada bahsettiği kalp hayatta kalmamızı sağlayan bir et parçası değil hayatın nasıl yaşamamızı sağlayan asıl işlevi maneviyat olan bir parça.
Üçüncü tablo: Kelimeler
Ve son olarak kelimeler, hayatımıza şekil ve yön veren kelimeler, kalbimizi açıklayan kelimeler, bizi bize anlatan kelimeler.
Yazar bu bölümde kelimelerin önemini, insanı hayatında ne kadar paha biçilmez önemi olduğunu gösteriyor ve anlatıyor.
Hikaye şeklinde, yazarlardan ve büyük düşünürlerden, üstatlardan, şairlerden ve birçok şeyden alıntı ve örneklerle pekiştirerek yazdığı kısa denemeler daha doğrusu O'a doğru olan yolculuk, her şeyin yaratıcısı olan Allah'a, ona yönelen maneviyat ve ruhun arayışı.
Mümkün olduğunca insanın asıl amacını vurgulamaya çalıştığı bir kitap. Kim olduğumuzu biraz sorgulatan bir kitap.
✿ ✿ ✿
Sevgili
i 2016 yılında ilk defa bir konferansında bir buçuk saatten uzun bir süre hiç sıkılmadan ve dikkatim dağılmadan dinlemiştim. Hitabeti,dile ve seyirciye olan hakimiyeti takdire şayandı.Hala devam eden Tv programları,ucretsizkitap.com.tr kanalındaki çalışmaları benim nezdimde güzel hizmetlerden.
Kitaba gelecek olursak, sanki içimden geçen kafamda dönüp duran soruları "otur hele şöyle de anlatayım gardaşıma" der minvalindeydi:)Dimağımda sohbetin tadı kaldı desem yeridir.Her zamanki gibi dildeki ustalığını konuşturmuş,okuyucuyu sıkmadan derinden kısa ve öz cevaplarla, kimi zaman tokat gibi kimi zaman da yavrusunun başını okşayan bir baba gibi gerçekleri anlatmış öz abim.
Kitaptaki 155-158 arası "OLMAK" ile ilgili yazılan maddelerden bir kaçını bile hayata geçirebilsek istikbalimizin çehresinin değişeceğine ve kaliteli insan olabileceğimize inanıyorum.
Kitapta beni kendine en çok çeken alıntıyla bitirip okuyacak olanlara şimdiden,
Bol istifadeli okumalar dilerim.
""Kişinin dünyasını mamur ederken ahiretini harap eden bir şey için güzel ve hayırlı; dünyasını harap ettiği hâlde ahiretini mamur eden bir şey için de çirkin ve hayırsız diyemeyiz.
Bunu şu şekilde ilkeleştirmek sanırım mümkün:
-Ölçüsü dünya olan kişinin hayırdan anladığı, kendisi için güzel olandır.
-Ölçüsü öteler olan kişinin güzelden anladığı kendisi için hayırlı olandır.""
Vesselam.
Serdar Tuncer, "ben ne için varım?" sorusuna cevap veren 3 farklı insan profili çiziyor. Bunları şöyle açıklıyor:
1.Hiç sormayanlar mutlu çünkü ne soruları var ne de cevap bulmak gibi dertleri... Çelişki yok. Yaşıyorlar sadece, bir ağaç kadar, bir kuş kadar yaşıyorlar.
2.Bu kritik sorunun cevabını verip, o cevabın gerektirdiği şekilde yaşayabilenler de mutlu çünkü aradıklarını bulmuşlar, olmaları gerektiği gibi olmuşlar... Çelişki yok. Yaşıyorlar sadece, bir yolcu gibi, bir misafir kadar yaşıyorlar.
3.Yanmanın deva olduğunu bilecek kadar nasipleri vardır aşktan, kalplerinin devayı bulacak kadar yanmaya takati yoktur.
İlk 2 sinden ziyade 3.grubun üzerine duruyor. Kendi ölçüsünde bilen, okuyan ama hayata uygulamayan bir grup. Tembellik diyor buna gaflet belki de taklit. Yanmayı göze alamıyorlar, çünkü yanmak için kalp gerekir ve o kalp günahlarla, kendini uyutmak ve oyalamakla meşgul.
Bu 3.grubu kendi halinde mi bırakıyor, hayır. Derdi gösteriyor, derman olarak da 2.gruptakileri örnek.
Yanmaktır işin özü, yanmaktan korkmamaktır diyor.
Bazen Yunus'u sarı çiçekle konuşturuyor, bazen Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretlerinin sohbetlerine dahil ediyor, bazen Necip Fazıl Kısakürek'in eşsiz şiirleriyle süslüyor. Ve tabi ki derman Kur'an ve Resulallah'ın sünnetidir diyor.
Baştan söylemeliyim ki sağlam kafa istiyor bu eser. Okuduklarımız hoşumuza gitmeyecek kadar nefsimize dokunacak çünkü.
Duymazdan, görmezden geldiğimiz o hassas konular ile yüzleşiyoruz sayfalar boyunca.
Zor bir dönemden geçiyorsanız, psikolojik olarak ağır gelme olasılığı çok yüksek.
Bu yüzden sağlam kafa istediğini belirtme gereği duyuyorum, kolay yutulur lokma olmayacak.
Serdar Tuncer'den okuduğum ikinci eser, ilki 'Sermayem Yok Derdimden Başka' aynı şekilde sarsıcı idi. Beni ne beklediğini az çok kestirebildim bu okumada, hazırlıklıydım.
Gerçekleri duymak acı verebilir, zor olmasına rağmen seviyorum, arada sarsılmak iyi geliyor ve kendimi sorgulamama mecbur bırakıyor okuduklarım. Ama sindirimi zor bölümleri var, baya zorlandığım oldu.
Her gün bir veya iki bölüm anca okuyabiliyordum.
Bir ağabey ile muhabbet ediyormuş hissiyatı veren, 'dost acı söylermiş' ya, zor olduğu kadar zevkliydi, hayat dersi, bol nasihat veren bölümler mevcut.
Son bölümü, Üstâd Necip Fazıl'a ayırmış Serdar abimiz, öyle güzel olmuş ki, en beklenmedik anda o satırları okumak, son sayfayı çevirmeden Üstâd ile bitirmek, nokta atışı olmuş
Kolay okunur, bölümler 2-3 sayfayı geçmiyor ama içeriği sağlam.
Hediye edilesi kitaptır, tavsiyedir, okuyalım ki gönüller coşsun
Televizyonda yahut ucretsizkitap.com.tr de ses tonuna, anlattıklarına, duruşuna hayran olduğum Serdar Tuncer abimin okuduğum ilk kitabı lakin bu son kitabı olmayacak. Kitaplarda kalbime dokunan bütün cumlelerin altını çizerim ve okuyup bitirdiğimde kitapta çizdiğim yerlere tekrar dönüp okurum. Bu kitap ise o kadar çok kelimenin altını çizdim ki kitabı tekrar tekrar okumak gerektiğini düşünüyorum:) Hayatımda hiçbir kitabımın altını bu kadar çizdiğimi ve hiçbir kitabı bu kadar heyecanla ve bitmesin telaşıyla okuduğumu hatırlamıyorum.Serdar abi, sohbetlerinde olduğu gibi kitaplarında da insanların gönlüne dokunmuş ve bu kitap hani gözümüzün önünde hep durmasını istediğimiz kitaplarımız olur ya ara ara açıp okumak istediğimiz kitaplarımızdan biri olarak rafımızda yer edinecek bir kitap. Özellikle kendisi için oluşturduğu" 'olmak' için olması gerekenler" başlığı altında insan ölmeden önce nasıl ölmeli ve olmalı bunları 22 madde adı altında kaleme aldığı kısmı muhakkak bütün herkesin okumasını tavsiye ederim. Hayatımızın her alanını ilgilendiren konularda yapılması gerekenleri, nasıl bir insan olmamız gerektiğini, bütün gençlerin tarihini nereden öğrenmesi gerektiğini ince bir dokunuşla anlatılmış muhteşem bir kitap. Rabbim Serdar Tuncer abimizden razı olsun. Rabbim onu çok sevsin.Bazen bazı şeyleri anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalır ya bu kitapta öyle ne kadar kelimelerle anlatmak istesem de kelimeler kifayetsiz kaldı. Kesinlikle okumalısınız sadece bu kitabını değil bütün kitaplarını okumalıyız. Kesinlikle ama kesinlikle bu kitabı okumalısınız.Herkese keyifli okumalar dilerim