Deliliğe Övgü Kitap Bilgileri
Yazar: Desiderius Erasmus
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 125
Basım Tarihi: Aralık 2023
İlk Yayın Tarihi: 1509
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Latince
ISBN: 9786053327189
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Deliliğe Övgü Kitap Tanıtımı
Desiderius Erasmus (1469-1536): Yeni Ahit’in ilk editörü, ilahiyat edebiyatının önde gelenlerinden ve Kuzey Avrupa Rönesansı’nın en önemli hümanistlerinden olan Erasmus, filolojik yöntemleri kullanarak tarihsel-eleştirel geçmiş araştırmalarının temelini attı. Eğitim alanındaki yazıları klasiklere eski dini müfredat yerine hümanist bir bakış açısıyla yönelinmesine katkıda bulundu. Kilisenin gücünün kötüye kullanılmasını eleştirirken yükselen reform taleplerini teşvik etti. Bu tutumu hem Protestan Reformu’nda hem de Katolik Karşı Reformu’nda ses buldu. Luther’in doktrinini ve papalığın sahip olduğunu iddia ettiği güçleri reddeden bağımsız duruşu nedeniyle her iki tarafın hedefi haline geldi. İngiltere’ye giderken tasarladığı ve Thomas More’un evinde yazdığı Deliliğe Övgü ile dönemin entelektüellerini eleştirdi, öğretmenler, papazlar, ilahiyatçılar, filozoflar, tüccarlar, avukatlar, hükümdarlar, azizler ve kendini zeki sayan herkesi alaycı bir dille yerdi.
Yücel Sivri (1961): Ortaöğrenimini 70’li yıllarda İstanbul’da, Haydarpaşa Lisesi’nde tamamladı. Berlin Teknik Üniversitesi’nde Matematik, Alman Filolojisi, Eski Diller ve Tarih bölümlerinde eğitim gördü. Doktorasını Ortaçağ Alman Edebiyatı alanında yaptı. Yücel Sivri 1980 yılından bu yana Berlin’de yaşıyor, akademik ve edebi çalışmalarını sürdürüyor. Felsefe, edebiyat, dil bilimi, onomastikon ve tarih alanlarında Almanca ve Türkçe kaleme alınmış yapıtları ve çevirileri var. Çeşitli yayın ve eğitim kuruluşları için kültürlerarası ve bilimsel danışmanlık hizmetleri veriyor.
Deliliğe Övgü Kitaptan Alıntılar
1. "Kendinden nefret eden biri bir başkasını sevebilir mi?"
2. "Halk adı verilen çok başlı canavar."
3. "Savaş söz konusu oldu mu...
Hiçbir masraftan ve zahmetten kaçınmazlar,
Hiçbir sakınca önemli değildir onlar için; ister hukuk, din isterse barış çiğnensin, hatta insanlık batsın, umurlarında olmaz..."
4. ""Doğru zamanda aptallığa vurmak en büyük bilgeliktir""
5. ""Ağzım düşündüğümü konuşur ve tepeden tırnağa sahiciyim""
6. ""Sadece deliler mutluluk duydukları şeyleri diğer insanlarla paylaşırlar. ""
7. ""Ama doğrusu, insanların nankörlüğüne hayranım""
8. ""Kendinden nefret eden biri, bir başkasını sevebilir mi?""
9. ""Mantığınıza sesleniyorum, insan evlilik kurumunun köhneliğinden haberdar olsaydı, kafasını evlilik yularına gönüllü uzatır mıydı?""
10. "Demem o ki maske ve makyajdır izleyenleri büyüleyen."
11. ""Kimse seni övmezse, sen kendini öv""
12. ""Hiçbir şey bilmeseler de, her şeyi bildiklerini idda ederler""
13. "'' Hiçbir şey bilmemek, ah ne mutlu bir yaşam! ''"
14. "Değer mi bunun için gecelerin şefkatinden, uykunun hazzından -o en nadide armağandan- feragat etmeye?"
15. "Ne kadar rezalet, o kadar güçlü alkış."
Deliliğe Övgü Kitap İncelemeleri
, Kuzey Avrupa Rönesansı'nın önemli Felemenk katolik Augustinian rahibi, felsefeci, klasik edebiyat araştırmacısı, hümanist bilgin ve ilahiyatçı Rönesans hümanizminin en büyük temsilcilerinden olan,
'un (1469-1536) yazdığı eserdir.
İngiltere’ye giderken tasarladığı ve Thomas More’un evinde yazdığı Deliliğe Övgü ile dönemin entelektüellerini eleştirdi, öğretmenler, papazlar, ilahiyatçılar, filozoflar, tüccarlar, avukatlar, hükümdarlar, azizler ve kendini zeki sayan herkesi alaycı bir dille yerdi.
Erasmus İlk olarak 1511’de yayımlanan Deliliğe Övgü, Erasmus’un güncelliğini zamanımıza değin koruyabilmiş başyapıtıdır.
Erasmus, dostu Thomas More’u eğlendirmek için bir yolculuk sırasında bir haftada yazdığını söylediği Deliliğe Övgü’de şu soruyu sorar: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe ulaşmasını sağlayan delilik değil midir? Gülmece bu çerçevede gelişir ve söz, kendisini övmesi için deliliğe bırakılır. Delilik, yaratıcısının savunduğu her şeyi eleştirerek gençliği, hayattan zevk ve neşe almayı, baş döndüren cinselliği över. Çocuklukta, yaşlılıkta, dostlukta, aşkta ve evlilikte, savaşta ve barışta, kendisinin insanlara nasıl egemen olduğunu ve onları nasıl mutlu kıldığını gösterir.
Deliliğe Övgü, yazılışı'ndan günümüze, felsefe ile gülmecenin birleştiği en yetkin eserlerden biri olma özelliğini sürekli koruyabilmiş bir kitaptır.
‘Delileri sevin.’
‘Hepimiz deli doğarız, bazıları öyle kalır.’
‘İçinde bir tutam delilik olmayan hayat, eksiktir.’
‘Belki de deli denilen şey tek kişilik bir azınlıktır.’ gibi sözler hep beni gülümsetmiş ve budur dedirtmiştir :) dolayısıyla kitap adıyla zaten beni almaya yetti içine ancak kendime kızgınım böyle bir kitabı bugüne bıraktığım için. Zira Erasmus 5 asır önce şu ana seslenmiş ve bence daha bir beş asır sonrasına da seslenir bu eserle. Benim kitaba ilgim önce T. More’un ‘Ütopya’sını okumamla başladı. Erasmus ‘kankası’ More’a seslenmiş ‘Deliliğe Övgü’sünde çünkü. Harika bir seslenmeyle başlıyor kitap ben bayıldım bu kısma :)
Hakkında biraz bilgisi olanlar bilirler ki Erasmus Rönesans döneminde yaşamış, Hümanizm’in en önemli temsilcilerindendir. Bir yolculuk sorasında yazdığı eserde dönemin durumuna ciddi ışık tutuyor aslında. Hedefinde ise krallar, kralcılar, asiller, kilise, ilahiyatçılar, bilim adamları, halk, yazarlar, hukukçular, aşırı dindarlar ve dahi herkes var aslında :) herkes nasibini almış Erasmus’un eleştirilerinden. Deliliğin kendini övmesi ve anlatması falan derken yazar herkese gizli ok atıyor , aslında açıktan da çok ok atıyor desem hata olmaz zira hiç korkusu yok, dan dan dan yani :)
Kitap boyunca birçok tanrı adı öğreniyor genel kültürünüzü de sevindiriyorsunuz aslında bir nevi ;)
Satır aralarında bugünden de bir şeyler göreceğiniz, gülümseyebileceğiniz, belki bazen kızabileceğiniz güzel bir eserle karşı karşıyasınız, tavsiyemdir. Hala okumayanlar daha fazla geç kalmasın derim ️
.....
'un dostu Thomas More'u eğlendirmek amacıyla sadece birkaç günde yazdıği bi kitap
.....
böyle bir metin yazmayı Ingiltere yolculuğu esnasında düşlemiş ve Thomas more'un evinde kaleme almış. bu metni yazmasının asıl amacı dostu Thomas More'u eğlendirmekmiş. tabii kitabı sadece eğlence amaçlı bir metin yerine koymak buyuk hata.kitap birbiriyle doğrudan ilişkili pasajlardan meydana gelse de ayrıca her birini kendi başına okumak da mümkün.kitabın derin bir mizah barındırdığı belli. ..
bilgelik ve delilik arasında sürekli bir kıyaslama durumu söz konusu kitap boyunca, bu kıyaslamalar sırasında ilahiyatçılardan tutun avukatlara, krallara, soylulara ve hatta filozoflara kadar herkesin içinde bulunduğu deliliği ince detaylarla örneklendiriyor ve gerçekten bu örneklerin bazıları o kadar çarpıcı ki okurken yaptığımız delilikler olmasaydı dünyanın çekilmez ve yaşanılmaz bir yer olacağını bazen tebessümle bazense acı içinde öğreniyoruz Erasmus'tan .....
*insan kendinden nefret ederse, birini sevebilir mi? kendi kalbi ile barışık olmazsa başkalarıyla iyi geçinebilir mi? kendi varlığından canı sıkkın ve yorgun ise topluluğa hoşluk getirebilir mi? bu soruların hepsine evetle cevap vermek için, deliliğin kendinden daha deli olmak lazımdır.… ---
Özgün dili Latince olan ve ilk baskısı 1509 yılında olan kitabın iki betimlemesinde, Türklerin bahsi geçmiş, fazla takılmadan okumaya devam ettim...
Norm dışı kabul edilen kavramlardan deliliği överek kadim dostuna hitaben, insanın en derinliklerinde gizlenen, kendi menfaatleri söz konusu olduğu durumlarda ortaya çıkan ilkelliği ve bu ilkellikle yapabileceklerinin sınır olmadığı, hayatın akışı ve dünya düzeninin kaderini belirleyecek durumlarda da yine insanın benlik güdüsüyle verdiği kararlar doğrultusunda insan ve hayat arasındaki bıçak sırtı bağı, nükteli bir dille, çoğu kezde insanı küçümseyen betimlerle anlatmış.
İnsanın siyasi ve manevi inançlarına sadık kalmada istikrarsız olduğu, Tanrı-lar için sivri dilli söylemleri zaman zaman ilahiyatçıları kızdıracak seviyede olmuş. Böyle olmasına rağmen; Hristiyan hümanizminin önemli temsilcilerinden olan dostu Thomas More’nin davetlisi olarak İngiltere’ye gittiği yolculukta tasarladığı ve dostunun evinde yazdığı #deliliğeövgü , Rönesans döneminin baş hümanisti ve de dostu gibi Hristiyan hümanizm yanlısı olan Erasmus, düşünsel dünyasının kurduğu cümleleri dile getirmekten çekinmemiş.
Erasmus’un deliliği, bilgelik tanrıçası Minerva’nın zıddı, lütfuna ereni dipsiz kuyuların karanlığından gün yüzüne çekip çıkaran ve yaşamı zevklere boğan tanrıça Stultitia, yani bir kadın. Bu minvalde, bazı betimlemelerinde kadın okurları kızdıracak tanımlar yapmış.
Sıradan 'insan' deliliğini alaya alırken 'kut' yani Tanrı katında kutsal olan deliliği övdüğü #dünyaklasikleri içinde kendine yer edinmiş kitabı okuyun okutun.
“Bütün insan ömrü, deliliğin yarattığı bir hayalden ibarettir.”
“İşte gördüğünüz gibi, ben, nimetlerin gerçek bölüştürücüsü, Latinlerin Stultitia, Greklerin Moria dedikleri Delilik’im…”
.
Rönesans hümanizminin en önemli temsilcilerinden biri olan Erasmus’un Delilik’i Stultitia denen bir tanrıçadır. Bu tanrıça Minerva’nın yani Bilgelik tanrıçasının zıddı, yaşamı zevklere boğan, iğneleyici, açık sözlü ve hatta çekici bir tanrıça. Akıl ne kadar can sıkıcı ise, Delilik’de bir o kadar eğlencelidir. Delilik’i okurla konuşturan Erasmus, çağının kilisesine, kilise mensuplarına, krallarına, hukukçularına ve tüccarlarına en acımasız eleştirileri sivri dilli ve mizahi bir üslupla yöneltir.
“Gerçek bilgelik deliliktir.” ve “Kendini bilge sanmak deliliktir.” görüşleri üzerine inşa edilmiş kitapta Delilik kendine methiyeler düzerken Erasmus kendinden önceki yüzyıllar boyunca bilgelik sayılan erdemlerin yeniden sorgulanması gerektiğini vurgular.
.
”Deli, kendi zararına davranarak bilge olmayı öğrenir. Çünkü insanın maddeler dünyasını tanımasına engel iki önemli şey vardır: ilki, insan ruhunun perdesi olan utanma; ikincisi, büyük eylemlerin ardındaki tehlikeleri gösteren korku. Oysa delilik bizi bu iki engelden korur.” (Sayfa 42)
”Bilgeliğe kapılıp da usanıncaya dek kızıp kudurmaktansa saçma sapan işlere girişen hünersiz bir adam sanılmayı yeğlerim.” (Sayfa 108)
Çağının sorunlarını büyük bir yüreklilikle kaleme alan ve kendisine yapılacak eleştirilerden çekinmeyen Erasmus, bugün bile geçerliliğini yitirmemiş bir eseri insanlığa armağan etmiştir.
.
Okuyun, okutun